29 Mayıs 2021 Cumartesi

Kovid-19’u yaymakla suçlanan Gülen Hareketi mensuplarına gözaltında işkence iddiası

Gülen Hareketi mensuplarına yönelik “Kovid-19’u Türkiye geneline yaymak” iddiasıyla 21 Mayıs’ta düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınanlara işkence yapıldığı ortaya çıktı. Gazeteci Hasan Cücük, saatlerce askıda tutulan öğrencilerden itirafçı olmalarının istendiğine dikkat çekti.

BOLD – Gazeteci Hasan Cücük, sosyal medya hesabından Kovid-19’u yayma suçlamasıyla gözaltına alınan Gülen Hareketi mensuplarına işkence uygulandığını duyurdu. Gazeteci Cücük, gözaltında askıda tutularak işkence uygulanan öğrencilerden itirafçı olmalarının istendiğini kaydetti.

İSNAT EDİLEN SUÇ KOVİD 19’U TÜRKİYE’YE YAYMAK

Gazeteci Cücük, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Çanakkale merkezli 14 ilde gözaltına alınan öğrencilere yapılan işkence iddialarıyla ilgili ulaştığı bilgileri paylaşmak istediğini belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Operasyon gerekçesi, sosyal medyaya yansıdığı kadarıyla oldukça absürttü: “Kovid’i Türkiye geneline yaymak.” Bu absürt ve saçma gerekçe, iddianamede aynen yazılı. Operasyon malum olduğu üzere Gülen Cemaati mensuplarına yönelikti. 21 Mayıs’ta Çanakkale merkezli 14 ilde 86 kişi gözaltına alındı. 15- 70 yaş arasındakilerin çoğunluğu gençlerdi. Yani öğrenciler.”

POLİS SİSTEMATİK OLARAK ŞİDDETE BAŞVURDU

“Absürt” gerekçeli dosyanın içeriğinin de boş olduğuna vurgu yapan Cücük, “Polis, gözaltı sırasında bilgi almak için ilk gözaltından itibaren sistematik bir şekilde şiddete başvurdu. Özellikle etkin pişmanlıktan yararlanması için baskı yaptı. Çevre illerden getirilenlere yol boyunca dayak atıp, jopla tehdit etti. Yine ilk gün gözaltına alınanların tamamı meydan dayağından geçirildi. Dayak atarken bilinçli bir şekilde yüze değil daha çok güğüs kısmına vurdular. Şu an yaklaşık 20 kişi gözaltında olmaya devam ediyor. Şiddet, tehdit ve dayak rutin bir şekilde devam ediyor. Koğuştan götürülenler birkaç saat sonra dayak yemiş olarak geri dönüyor. Ellerinden yukarı bağlanıp saatlerde askıda tutuluyor. Boş dosyadan suçlu çıkartıp, itirafçı yapmak için işkence ve kötü muamele devam ediyor. Bunlar ulaştığım teyitli bilgiler” dedi.

 

Karantina koğuşundaki 3 aylık Mirza bebeğin babaannesi Adalet Bakanlığı’na seslendi

Kovid-19’u yaymakla suçlanan Gülen Hareketi mensuplarına gözaltında işkence iddiası yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Karantina koğuşundaki 3 aylık Mirza bebeğin babaannesi Adalet Bakanlığı’na seslendi

Bir haftadır annesiyle birlikte Antalya L Tipi Cezaevinde karantina hücresinde kalan 3 aylık Mehmet Mirza bebeğin babaannesi Leyla Yapar yetkililere seslendi. Yapar, zor şartlarda kalan gelininin ve torunun serbest bırakılmasını istedi.

BOLD ÖZEL – 21 Mayıs’ta annesi Şeyda Yapar ile birlikte Antalya L Tipi Cezaevine gönderilen 3 aylık Mehmet Mirza bebeğin babaannesi Leyla Yapar Adalet Bakanlığı’na seslendi. “Gelinim, torunum bir haftadır karantina koğuşunda, bu hastalık döneminde zor şartlarında kalıyor. 2 yaşındaki torunum Zeynep Esila benimle kalıyor ama annesini özlüyor. Adalet Bakanı lütfen sesimizi duysun.”  dedi.

Şeyda Yapar, 3 aylık bebeği Mehmet Mirza ile Antalya L Tipi Kapalı Cezaevine, Seda Aslan ise 1 yaşındaki oğlu Ahmet Ümit ile Edirne Kapalı Cezaevine gönderildi. Yapar ve Aslan, geride iki küçük çocuk daha bırakmak zorunda kaldı. Şeyda Yapar’ın 2 yaşındaki kızı Zeynep Esila ve Seda Aslan’ın 5 yaşındaki oğlu Melih Musa Aslan’a şimdilik babaanneleri bakıyor.

Anne ve bebekler, koronavirüs tedbirleri kapsamında şu anda karantina hücresinde tutuluyor.

Kapatılan özel kurumlarda çalışan, sosyoloji mezunu 31 yaşındaki Seda Aslan (31) tanık beyanları ve Bylock kullandığı iddiasıyla Ağrı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuksuz yargılanıyordu. KHK’lı eşi Harun Aslan ile 20 Mayıs’ta Edirne TEM Şube tarafından şehir merkezinde gözaltına alınan Seda Aslan, dün akşam üzeri anne sütüyle beslenen oğlu ile birlikte cezaevine konuldu. 18 ay hapis yattıktan sonra tahliye edilen Harun Aslan’ın dosyası Yargıtay’da bulunuyor.

Aile yakınlarının verdiği bilgiye göre anne-babası tutuklanınca ortada kalan iki çocuğun Çocuk Esirgeme Kurumu’na verilmesi gündeme getirildi ancak anne küçük oğlunu yanına, büyük oğlunu ise kardeşine teslim etti. Aslan çiftini oğlu Melih Musa’ya Eskişehir’deki anneannesi bakıyor.

Tanık ifadeleri ve Bylock kullandığı iddiasıyla tutuklanan Şeyda Yapar en son İzmir’de özel bir yurtta çalışıyordu. Şeyda Yapar’ın babası Azmi Ayçeken de 15 gün önce cezası Yargıtay tarafından onayladığı için aynı cezaevine gönderilmişti. Azmi Ayçeken, 6 Ağustos 2016’da tutuklanıp 17 ay hapis yattıktan sonra 6 yıl 10 ay hapis cezası verilerek tahliye edilmişti.

MEHMET EKREM, ZÜLAL, SAİME BEBEK DE HAPİSTE

Cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan birçok bebek bulunuyor. İlayda Tekgöz, 1,5 yaşındaki oğlu Ekrem ve 4 yaşındaki kızı Zelal ile birlikte Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde, Yasemin Melizci ise 13 aylık kızı Saime bebekle birlikte Sincan Cezaevinde kalıyor. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı son resmi rakamlara göre hapiste 0-6 yaş arası 345 çocuk/bebek anneleriyle birlikte kalıyor.

3 aylık Mirza ile 1 yaşındaki Ümit bebeği de hapse attılar

Karantina koğuşundaki 3 aylık Mirza bebeğin babaannesi Adalet Bakanlığı’na seslendi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

‘Soylu Erdoğan’a 17-25 Aralık’ı hatırlattı’

Evrensel gazetesi yazarı Nuray Sancar, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sedat Peker videolarıyla ilgili haftalar sonra konuşmasını yorumladı. Sancar, “Kendisinden önceki içişleri bakanının oğlunun para sayma makinesini ortaya sürüp Erdoğan’a 17/25 Aralık’ı hatırlatan Süleyman Soylu da belli ki bu dili gayet iyi anladı” dedi.

BOLD – Evrensel yazarı Nuray Sancar, AKP’li Cumhurbaşkaın Tayyip Erdoğan, suç örgütü lideri Sedat Peker’in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik iddialarına uzun süre sessiz kalmasını değerlendirdi.

Soylu’ya destek çıkmayan Erdoğan, Soylu’nun Habertürk’te 17-25 Aralık dosyasını aralamasından bir gün sonra sessizliğini bozarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den sonra İçişleri Bakanı’na sahip çıktı.

PARÇA PARÇA KOPARMANIN KİME UZANACAĞI SIR DEĞİL

Bu konuyu köşesine taşıyan Sancar, yazısında şunları kaydetti: “Peker; Mehmet Ağar’la başlattığı teşhiri, eski yol arkadaşlarının veliahtlarının sırlarını dökerek genişletmesinin sonuçlarını muhtemelen ölçmüştür. Oğulların, babalarının birbirine karşı hem şantaj malzemesi hem de güvenlik çıpası olduğunu kuşkusuz biliyordur. Masasının üzerine koyduğu nesnelerin sembolik manasını önemseyen bir mafya liderine Mehmet Ağar’ınkinden Soylu’nun mahdumuna uzanarak bel altı vuruşa geçmenin; bu parça parça koparmaların nereye uzanacağı bir sır değildir.

ERDOĞAN’A 17-25 ARALIK’I HATIRLATTI

Evlatları yüzünden birbirlerine mecbur olanların kırmızı çizgisi aşıldığında kimin kimi harcayıp satabileceğini kestirmek zor olmaz. Kendisinden önceki içişleri bakanının oğlunun para sayma makinesini ortaya sürüp Erdoğan’a 17/25 Aralık’ı hatırlatan Süleyman Soylu da belli ki bu dili gayet iyi anladı. Sonuçta mafyöz teknikleri Sedat Peker icat etmedi, o zaten kendisinden önce kurulmuş bir düzenin işletimine işlevli bir parça olarak eklenmişti. Devlet, ondan önce de içinden mafya geçen bir istasyondu.”

Reuters: Milyonlarca Türk mafya babası Peker’i izliyor

‘Soylu Erdoğan’a 17-25 Aralık’ı hatırlattı’ yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Adalet Bakanlığı Resmi Gazeteye ilan verdi: Mahkeme dosyanızı imha ettik

Adalet Bakanlığı, Resmi Gazeteye verdiği ilanla 7 mahkeme dosyasının kaybolduğunu duyurdu. Bakanlık, İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün bir dosyasının da imha edildiğini itiraf etti.

BOLD – Mahkemelerde kaybolan dosyalara her geçen gün yenileri ekleniyor. Adalet Bakanlığı Resmi Gazeteye verdiği ilanla 7 dosyanın daha kaybolduğunu duyurdu. Bakanlık, dosyalardan birinin ‘imha edildiğini’ açıkladı.

ANKARA, KONYA, İSTANBUL VE BODRUM DAVA DOSYALARI

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında verilen ilanla mahkemelerde kaybolan dosyaları açıklandı. Kaybolan dosyalar içinde, Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1017 Esas, 2020/509 Karar sayılı dosyası, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/555 Esas sayılı dosyası, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/354 Esas sayılı dosyası, Emirdağ Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/335 Esas, 1989/183 Karar sayılı dosyası, Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/383 Esas sayılı dosyası var.

İMHA EDİLDİ İTİRAFI

İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2006/9177 Esas sayılı dosyasının imha edilmiş olduğu Resmi Gazete ilanına girdi. Ayrıca Keşap (Kapatılan) Kadastro Mahkemesinin 1989/12 Esas, 1994/38 Karar sayılı dosyasının da kaybolduğu davalı ve davacılara duyuruldu.

DAVACI VE DAVALILAR NE YAPACAK?

Bu tür dosyalar için 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtildi. Bu hükümlere göre dosyalar kapanacak. Ya da benzer davalar çerçevesinde karara varılacak.

Reuters: Milyonlarca Türk mafya babası Peker’i izliyor

Adalet Bakanlığı Resmi Gazeteye ilan verdi: Mahkeme dosyanızı imha ettik yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AKP İstanbul’un fethini Bahçeli videosuyla kutladı

AKP, İstanbul’un fethinin 568. yılı münasebetiyle video hazırladı. Videoda AKP lideri Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dua ederken çekilen fotoğrafı yer aldı.

BOLD – İstanbul’un fethinin 568. yılı yıldönümü nedeniyle AKP’nin hazırladığı videoda Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Cumhur İttifakı ortağı Devlet Bahçeli de yer aldı.

Cumhur ittifakı çatısı altında AKP’nin politikalarına yön veren Bahçeli İstanbul’un fethiyle ilgili AKP’nin hazırladığı videoya da girdi. Ayasofya Camiinin açılışının yer aldığı videoda Bahçeli’nin Erdoğan ile dua ederken çekilen görüntüsü yer alıyor. Video AKP’nin sosyal medya hesabından “İstanbul’un fethinin 568. yılı kutlu olsun” mesajıyla paylaşıldı.

Reuters: Milyonlarca Türk mafya babası Peker’i izliyor

AKP İstanbul’un fethini Bahçeli videosuyla kutladı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Peker’in açıkladığı isimler konuşmak için Saygı Öztürk’ü tercih etti

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in videolarında adını verdiği isimlerin gazeteci Saygı Öztürk’e konuşması dikkat çekti. İddiaların odağındaki Mehmet Ağar, Susurluk davası hükümlüsü eski yarbay Korkut Eken ve Peker’in kardeşi Atilla Peker de Öztürk’e konuştu.

BOLD – Tüm Türkiye organize suç örgütü Sedat Peker’in yayınladığı videolara kilitlendi. İzlenme rekorları kıran videolarda ismi geçen kişiler ise mesajlarını Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk üzerinden verdi. Öztürk’e son olarak Sedat Peker’in kardeşi Atilla Peker açıklama yaptı.

İLK AĞAR AÇIKLAMA YAPTI

Saygı Öztürk’e ilk açıklamayı, Sedat Peker’in derin devletin başı olarak nitelediği İçişleri eski bakanı Mehmet Ağar yaptı. Organize suç örgütü lideri Peker’in Yalıkavak Marina’ya el koyduğu suçlamasında bulunduğu Ağar, Öztürk’e “Rica üzerine yönetici olarak buradayım. Bizi buradan uzaklaştırınca yapılacak olan da belli. Buraya mafya çökecek” dedi. Açıklaması tepki çeken Ağar, sağlık durumunu gerekçe gösterip Yalıkavak Marina yönetiminden ayrıldığını duyurdu.

EKEN: PEKER’LE KIBRIS’A GİTTİM

Öztürk’e konuşan başka bir isim de emekli yarbay Korkut Eken. 1996 yılında KKTC’de gazeteci Kutlu Adalı’yı öldürdüğü öne sürülen Eken, “O gazeteciyi tanıyorsam, biliyorsam şerefsizim” dedi. Eken, o dönem PKK’nın, yaralıları Rum Kesimi’ne taşıması olayına el koymak için KKTC’de bulunduğunu söyledi. Atilla Peker’le KKTC’ye gittiğini belirten Eken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisi hakkındaki sözlerine de tepki gösterdi.

MENDİ: BEYAZ TOROS TAHSİS ETTİK

Atilla Peker’in gazeteci Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili ismini verdiği emekli Orgeneral ve eski Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi de, Saygı Öztürk’e konuştu. MİT görevlisi Korkut Eken’le görüştüklerini doğrulayan Mendi, Adalı hakkında konuşmadıklarını belirterek, “PKK ile ilgili istihbarat çalışması yapılacağını söyledi. Biz de kendisine beyaz Renault marka Toros aracı tahsis ettik” dedi. Mendi, görüşmede yer alan Atilla Peker’in de Sedat Peker’in kardeşi olduğunu sonradan öğrendiğini söyledi.

KUNDAKÇI: O GÜNKÜ İMKANLARLA KATİL BULUNAMADI

Saygı Öztürk’e konuşan ve Adalı cinayeti sırasında adadaki en üst düzey Türk askeri yetkilisi olan “Tamburalı paşa” olarak nitelendirilen emekli koramiral Hasan Kundakçı, “Gazetecilerin çoğunu tanırdım. Ama Kutlu Bey’le hiç tanışmamış, görüşmemiştim. Cinayetin aydınlatılması için Güvenlik Kuvvetleri Komutanım derinliğine çalışmalar yaptı. O günkü imkanlarla gazetecinin katili ya da katilleri bulunamadı” dedi.

PEKER: ADALI’NIN ÖLÜMÜ BENİM ELİMDEN OLMADI

Saygı Öztürk’e son konuşan isim ise Sedat Peker’in kardeşi Atilla Peker oldu. Peker, “Öleceğimi bilsem bile ben bu konuyu açıklardım. Devlete hizmet ettiğimizi sanırken meğerse kullanılıyorduk. Korkut Eken’in de bu şekilde kullanıldığını düşünüyorum” ifadesini kullandı. Peker, Adalı’nın ölümü ile ilgili şunları kaydetti: “1996 yılının mart ya da nisan ayıydı. Kardeşim Sedat Peker’in çağrısı üzerine otele gittim. Orada Korkut Eken de bulunuyordu. Kıbrıs’ta, Türk tarafını Yunanlılara satmak isteyen PKK’lılar olduğunu, bunların asker ve polislerimizi şehit edenler olduğunu söyledi. Ben o dönemde 27-28 yaşındayım. Her gencin gösterdiği refleksi gösterip Korkut Bey’le Kıbrıs’a gittim. Şükürler olsun ki Kutlu Adalı’nın ölümü benim elimden olmadı. Korkut ağabeyle birlikte Kıbrıs’a gidip bir otele yerleştik. Albay Galip Mendi’nin görev yaptığı Sivil Savunma Dairesi’ne gittik. Orada Yarbay Enver Topuz da bulunuyordu. Onların Kutlu Adalı suikastıyla ilgilerinin olup olmadığını bilmiyorum. O görüşme sırasında da Kutlu Adalı adı geçmedi. Ben bu şahsın o zaman PKK’lı terörist olduğunu sanıyordum.”

4 bin 801 kişi ‘Geçinemiyorum’ deyip intihar etti

Peker’in açıkladığı isimler konuşmak için Saygı Öztürk’ü tercih etti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Reuters: Milyonlarca Türk mafya babası Peker’i izliyor

Uluslararası haber ajansı Reuters, suç örgütü lideri Sedat Peker’in videolarını haber yaptı. Milyonlarca Türk’ün, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ‘Sen benim jokerimdin’ diyen mafya babası Sedat Peker’i izlediğini yazdı.

BOLD – Suç örgütü lideri Sedat Peker’in videoları yabancı basın tarafından da yakından takip ediliyor. Dünyanın en saygın haber ajanslarından Reuters, Peker’in videolarını haber yaptı.

Ajans, Peker’in videoları eşliğinde hazırladığı haberi sosyal medya hesabından servis etti. Ajansın tweetinde, “Milyonlarca Türk, sosyal medyada kanıtlanmamış yolsuzluk, cinayet ve en iyi siyasetçilere karşı uyuşturucu iddialarında bulunduğu videolar yayınlayan hükümlü Türk mafya babası Sedat Peker’i izliyor” ifadeleri yer aldı.

Erdoğan ‘başkanlık sistemi uçuracak’ sözünü tuttu!

Reuters: Milyonlarca Türk mafya babası Peker’i izliyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

4 bin 801 kişi ‘Geçinemiyorum’ deyip intihar etti

AKP iktidarı döneminde artan işsizlik ve geçim sıkıntısı intiharları artırdı. CHP’nin hazırladığı rapora göre 2002’den bu yana intihar edenlerin sayısı 60 bine ulaştı. Geçim sıkıntısı nedeniyle 4 bin 800 kişi canına kıydı. 2021’in ilk beş ayında intihar vakası 150’yi aştı.

BOLD – CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, AKP iktidarında intihar olaylarıyla ilgili raporda çarpıcı tespitler yapıldı. Raporda, 2002-2019 arasında 4 bin 801 kişinin geçim sıkıntısı nedeniyle yaşamına son verdiği kaydedildi.

CHP’li Bingöl’ün hazırladığı raporda, AKP iktidarı döneminde intihar eden vatandaşların sayısının 60 bine dayandığı belirtildi.

17 YILDA 53 BİN KİŞİ CANINA KIYDI

Cumhuriyet’in haberine göre Türkiye’de 2002-2019 arasında 53 bin 425 yurttaş intihar ederek yaşamına son verdi. 2002’de 2 bin 301 olan intihar sayısı her yıl artarak 2012’de 3 binin üzerine çıktı. 2019’da ise 3 bin 406 kişi intihar etti.

EN ÖNEMLİ SEBEP GEÇİM SIKINTISI

2002-2019 arasında gerçekleşen 53 bin intihardan 4 bin 801’inin gerekçesi resmi raporlara “geçim zorluğu” olarak geçti. 17 yıldaki toplam rakamın neredeyse yarısı olan 22 bin 645 intiharın gerekçesinin ise “bilinmiyor” şeklinde raporlanması dikkat çekti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ne göre son 8 yılda 127 işçi borçları, 68 işçi işsizlik, 53 işçi de mobbing nedeniyle intihar ederek yaşamına son verdi. 2019’da “geçim zorluğu” gerekçesi ile yaşanan intiharlar 321 ile son 17 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

TÜİK RAKAMLARI GİZLİYOR

Artan intihar sayılarının ardından 2017’de TÜİK, intihar verilerini bülten kapsamından çıkardı. Resmi İstatistik Programı’nda da “2016’ya kadar ayrı sunulan “İntihar İstatistikleri”, 2017’den itibaren “Ölüm İstatistikleri” kapsamında açıklanmaya başlandı. Fakat “veri sansürü” sonrasında da intihar sayılarında azalma yerine ciddi artışlar sürdü.

İNTİHAR TEŞEBBÜSÜNDE ARTIŞ

Jandarma Genel Komutanlığı’nın 2020 Faaliyet Raporu’na göre Covid-19 pandemisi ile 2020’de sadece jandarma bölgesinde “Takibi gereken olaylar” başlığı altında 5 bin 593 “intihara teşebbüs” olayına müdahale edildi. Ayrıca jandarma bölgesinde 1023 intihar vakasının yaşandığı da rapora girdi. Yıllara göre değişen istatistikler baz alındığında, Türkiye’de intihar sonucu yaşamını yitiren kişi sayısı 2020’de, günde ortalama 9 kişi sınırını aştı. Uzmanların, intihar girişimlerinin, tamamlanmış intiharlardan 10 ile 40 kat daha fazla olduğu değerlendirmelerine göre de Türkiye’deki yıllık intihar girişimi sayısı 40 bin ile 150 bin arasında bir değere yükseldi.

NEDENİ GEÇİM SIKINTISI

2021’in ocak ayında en az 94, şubat ayında en az 99, mart ayında en az 112, nisan ayında da en az 129 kişinin intihar ederek yaşamına son verdiğine yönelik veriler haberlerde yer aldı. Mayıs verileri ile yerel basındaki intihar girişimleri ve ölümler de eklendiğinde 2021’deki intihar sayısı 600’e ulaştı. Pandemi kısıtlamaları ile 2021’in ilk 5 ayında yaşamına son veren 150’den fazla vatandaşın “Geçinemiyorum” demesi, intiharların ekonomik sorunlardan kaynaklandığını ortaya koydu.

Erdoğan ‘başkanlık sistemi uçuracak’ sözünü tuttu!

4 bin 801 kişi ‘Geçinemiyorum’ deyip intihar etti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan ‘başkanlık sistemi uçuracak’ sözünü tuttu!

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘Türk tipi başkanlık Türkiye ekonomisini uçuracak’ sözünü tuttu. Ekonomik veriler dip yaparken, faiz, dolar ve euro adeta uçuşa geçti. Tek adam rejimi öncesi 2018’de 200 TL’lik banknotla 43 dolar alınırken, şimdi 23 dolar ediyor. TL dolar karşısında yarı yarıya değer kaybetti.

BOLD ANALİZ – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türk tipi başkanlık sisteminin oylandığı 24 Haziran 2018 seçimleri öncesi “24’ünde bu kardeşinize yetkiyi verin. Ha ondan sonra bu faiz ile şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” vaadinde bulundu. Erdoğan, yüzde 52,49 oy alarak Cumhurbaşkanı seçildi.

FAİZ LOBİSİ SEVİNDİ

Türk tipi başkanlık sonrası faiz yüzde 17,75’ten yüzde 24’e yükseldi. Halk, şu anda yıllık yüzde 19 faiz ödüyor. Türk vatandaşlarının faiz yükü Kongolulardan daha fazla Venezüella’nın arkasında.

TEK ADAMDAN ÖNCE ASGARİ ÜCRET

Asgari ücretli Türk tipi başkanlık öncesinde daha zengindi. Yaklaşık 20 milyon insanın geçinmeye çalıştığı asgari ücret haziran 2018’de net 1.603 liraydı. Tek adam rejimi gelmeden asgari ücretliler bir aylık maaşlarıyla 352 dolar ve 297 Euro alıyordu. Maaşlarına hiç dokunmadan asgari ücretle 4,9 çeyrek altını yastık altına koyabilirdi.

TÜRK TİPİ BAŞKANLIK ASGARİ ÜCRETİ ERİTTİ

2021 itibariyle asgari ücret net 2 bin 825 liraya yükselmesine rağmen çalışanlar fakirleşti. İşçiler bir aylık maaşlarıyla 330 dolar ve 270 Euro alabiliyor. Maaşlarına hiç dokunmadan çocuklarına ayırabilecekleri çeyrek altın adedi ise 3,2 adede geriledi.

EMEKLİ, MEMUR VE ÇİFTÇİ DE FAKİRLEŞTİ

Asgari ücretlinin yanı sıra memur, esnaf, emekli, çiftçi 2018 yılında bir aylık kazancıyla evine daha çok gıda malzemesi alabiliyordu. Erdoğan’ın başkan seçilmesinden sonra Ayçiçek yağı 33 liradan 85 liraya yükseldi. A’dan Z’ye bütün ürünlere gelen zamlarla asgari ücretlinin evine götürdüğü market torbası küçüldü.

EN BÜYÜK BANKNOT 200 LİRA PULA DÖNDÜ

Halkın cebindeki en büyük banknot 200 TL’nin hali Türk tipi başkanlığın yoksulluğu nasıl derinleştirdiğini gösterdi. Haziran 2018’de 200 lirayla vatandaşlar 43 dolar ve 37 Euro alabiliyordu. Tek adam rejimi sonrası 200 lira yarı yarıya değer kaybetti. Bugün itibariyle 200 lirası olan halk, 23 dolar ve 19 Euro alabiliyor.

Erdoğan böyle uçurdu !

                               2018                   2021

Dolar                    4.55                     8,56                    

Euro                    5,38                     10,45        

Çeyrek altın        321                      852

Faiz %                  17,75                  19

Yabancı için aşılanan turizm sektöründen yerli turiste farklı tarife

Erdoğan ‘başkanlık sistemi uçuracak’ sözünü tuttu! yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Yabancı için aşılanan turizm sektöründen yerli turiste farklı tarife

AKP hükumeti ‘Ben aşılandım’ reklamıyla başta Rusya ve Almanya’dan turist gelmesi için yabancı turiste Kovid-19 garantisi sunarken, yerli turiste farklı fiyat tepki çekti. Yabancı turistlerin çok uygun fiyatlara konakladığı otellerden yerli turistler birkaç kat daha fazla ücret ödeyerek faydalanabiliyor.

BOLD – Pandemi nedeniyle zor günler geçiren Türk turizmindeki yabancı – yerli turist arasında yıllardır süren ücret ayrımı devam ediyor. Yabancı turistlerin çok uygun fiyatlara konakladığı otellerden yerli ve milli turistler daha fazla ücret ödeyerek konaklayabiliyor.

TURİZM GELİRİ YÜZDE 65 AZALDI

Salgın nedeniyle Türkiye’nin turizm geliri, 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 65,1 azalarak 12 milyar 59 milyon 320 bin dolar olarak gerçekleşti. Geçen yılki gelirin 9 milyar 998 milyon 320 bin doları kişisel harcamalar, 2 milyar 60 milyon 999 bin doları da paket tur harcamaları oluşturdu. Bu dönemde kişi başına ortalama gecelik harcama 61 dolar, yabancıların ortalama gecelik harcaması 70 dolar, yurt dışında ikamet eden vatandaşların ortalama gecelik harcaması 44 dolar oldu.

DÜŞÜŞ BU YIL DA SÜRÜYOR

Turizm gelirlerinde 2020 yılında yaşanan düşüş bu yıl da devam ediyor. Turizm geliri Ocak, Şubat ve Mart aylarından oluşan 1. çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 40,2 azalarak 2 milyar 452 milyon 213 bin dolar oldu. Turizm gelirinin yüzde 68,8’i yabancı ziyaretçilerden, yüzde 31,2’si ise yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edildi. Bu çeyrekte yapılan harcamaların 2 milyar 296 milyon 854 bin dolarını kişisel harcamalar, 155 milyon 359 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

YERLİ TURİST DAHA PAHALIYA TATİL YAPIYOR

Uzun yıllardır süren yerli turistlere daha pahalı tatil durumu pandemi sürecinde de devam ediyor. Türkiye’de yaşayanlar, yabancı turistlerin çok uygun fiyatlara konakladıkları otellerden birkaç kat daha fazla ücret ödeyerek tatil yapmak zorunda kalıyor. İşletmecileri buna gerekçe olarak ise sezon başlamadan yurt dışındaki operatörlere odaları satmalarını gösteriyor. Artan kur etkisiyle birlikte değer kaybeden TL ile birlikte tatiller yabancılar için avantaja dönüşürken, Türklere daha pahalıya mal oluyor.

YURT DIŞINDAN YAPILAN “YERLİ” REZERVASYONLARA İPTAL

5 yıldızlı otellerde uygun fiyatlara tatil yapmak isteyen birçok yerli turist, yurt dışından turizm acentelerine ulaşarak rezervasyonları oradan yaptırıyor. Oteller ise bu kişilerin yurt dışında yaşayıp yaşamadıklarının kontrol ederek rezervasyonları iptal ediyor.

AYNI TATİL İÇİN ALMAN BİR HAFTA, TÜRK 3 AY ÇALIŞMAK ZORUNDA

Türkiye’de tatil yapmak isteyen asgari ücretle çalışan bir Alman bir haftalık geliri ile istediği bir otelde tatil yapabilirken, aynı tatili yapmak isteyen asgari ücretli bir Türk ise üç ay para harcamadan biriktirmesi gerekiyor. Yabancılar iki haftayı bulan tatiller yapabilirken yerli turistlerin yaptığı tatil ise ortalama 4-6 gün arasında değişiyor.

Bir gecede 2 bin 400 hakim-savcıyı ihraç eden Mehmet Yılmaz HSK’nın kapısına kondu

 

 

 

 

 

Yabancı için aşılanan turizm sektöründen yerli turiste farklı tarife yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Bir gecede 2 bin 400 hakim-savcıyı ihraç eden Mehmet Yılmaz HSK’nın kapısına kondu

 15 Temmuz gecesi 2 bin 400 hakim ve savcıyı delilsiz davasız mesleğinden ihraç eden HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, yeni Kurul’un üyeleri arasına giremedi. 2015’te hakimler hakkında soruşturma açmakta geciktiği için Tayyip Erdoğan’an özür dileyen Yılmaz, ihraç edilen 4 bin hakim-savcıya ‘itirafçı’ tuzağı kuran isimdi.

BOLD ANALİZ

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun görev süresinin dolması nedeniyle yeni üyeler belirlendi. TBMM’de AKP ve MHP 4 üye, İyi Parti ve CHP ise 3 üyeyi atama konusunda anlaştı. Yargıtay üyesi Ergün Şahin, Danıştay üyesi Aysel Demirel, avukat Bilal Temel AKP, Devlet Bahçeli’nin eski avukatı Hamit Kocabey MHP, Yargıtay üyesi Sinan Esen ile Prof. Dr. Cumhur Şahin İyi Parti, Yargıtay üyesi Ömür Topaç ise CHP tarafından aday gösterilerek seçildi.

Meclis’in HSK seçiminin ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da Kurul’a 4 üye atadı. Halen 1. Daire’nin başkanlığını yürüten Halil Koç ile aynı daire üyesi Mehmet Akif Ekinci’yi yeniden üyeliğe seçen Erdoğan, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı İbrahim Kolcu ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ömer Faruk Yıldırım’ı ilk kez atadı.

İki dönemdir HSK Başkanvekilliği yapan Mehmet Yılmaz ise HSK’nın üyeleri arasında yer almadı. Erdoğan’ın AKP’ye yakın bilinen HSK 1. Daire Başkanı Halil Koç’u yeniden atayıp ulusalcı görüşleriyle bilinen Mehmet Yılmaz’ı seçmemesi yargıdaki ittifaka artık ihtiyacının kalmadığını göstermiş oldu.

YARGIYI AKP’NİN EMRİNE SUNDU

2014’de HSK’ya seçilen Yılmaz’ın görev süresi 7 Haziran’da sona erecek. Yılmaz, AKP’nin 2014’de yargıyı kontrol altına almak için kurduğu Yargıda Birlik Platformuyla hareket etti. Erdoğan’ın ulusalcı kesimlerle yaptığı ittifakın bir sonucu olarak Adalet Bakanının başkanı olduğu HSK’da Başkanvekilliğine getirilen Yılmaz, görevi süresince icraatlarıyla yargıyı Erdoğan ve AKP iktidarının emrine sundu.

ERDOĞAN’DAN ÖZÜR DİLEDİ

Mehmet Yılmaz, Hidayet Karaca ve tutuklu 75 polise tahliye eden hâkimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer’e soruşturma açmakta ‘geç kaldığı için’ AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan özür dileyen ilk HSK Başkanvekili oldu. Erdoğan’ın “HSYK toplantısı geç kaldı” sözlerinin ardından Mehmet Yılmaz, “Kamuoyundan özür diliyorum. Araya hafta sonu girmesi nedeniyle kararımız gecikti” demişti.

2 BİN 400 HAKİMİ BİR GECEDE İHRAÇ ETTİ

Yılmaz, 15 Temmuz gecesi 2 bin 400 hakim ve savcıyı tek bir somut delil olmadan mesleklerinden ihracına imza attı. Mahkemelerdeki hakim ve savcıların ihracı sonrası kitlesel tutuklamaların başlamasına izin ve destek veren Yılmaz, toplu ihraç kararlarını “15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gece saat 01.00’de 2 bin 740 yargı mensubunun görevine son verdik. Eğer bunu yapmasaydık şimdi yüzlerce Adil Öksüz dışarıda olurdu” sözleriyle savundu. Hakim ve savcıları yargılamadan infaz eden ve darbeye destek iddiasında bulunan Yılmaz, Sevilay Yılman’a yaptığı açıklamada bu konuda itirafta bulundu: “Darbeye teşebbüs noktasında zaten biz bu yasadan faydalanmıyoruz. Sadece silahlı terör örgütü üyesi olarak yargılama yapabileceğiz; zira henüz yargı camiasında darbeye karıştığını, bizzat içinde olduğunu ispat ettiğimiz kimse yok! Onu henüz delillendiremedik.”

MESLEKTAŞLARINA TUZAK KURDU

İhraç edilen hakim ve savcıları itirafçı olmaları karşılığında mesleğe yeniden atayacaklarını söyleyen Yılmaz, sonradan bu açıklamalarını ihraç edilenlerin davalarına delil oluşturmak için yaptığını yani tuzak kurduğunu itiraf etti. Yılmaz, kurduğu tuzağı Habertürk’e şöyle anlatmıştı: “Herkes rahat olsun! HSYK, Etkin Pişmanlık Yasası’ndan faydalanan hiçbir kimseyi yeniden göreve döndürmeyecek. Bugüne kadar itirafçı olup da mesleğe döndürülen tek bir isim bile yoktur. HSYK Genel Kurulu’nun bu konudaki düşüncesi net. İtirafçıların mesleğe iadesi söz konusu değil… Bu açıklamayı tamamen itirafçılığı teşvik amacıyla yaptım ve çok da başarılı oldum. Çünkü o vakitlerde bir tane bile itirafçı yokken, o açıklamam sonrası itirafta patlama oldu. 200’ün üzerinde itirafçı sayesinde 2400 hâkim ve savcı hakkında FETÖ üyesi olduğuna dair delil elde ettik.”

BYLOCK OLMASAYDI İŞİMİZ ÇOK ZORDU

Yılmaz, hakim ve savcıların davalarında delil olmadığını ise Akşam gazetesine verdiği röportajda anlattı. Hukuken tartışmalı Bylock programının olmaması durumunda işlerinin zor olacağını söyleyen Yılmaz, “Allah’tan ByLock çıktı da delil olarak kabul edeceğimiz bir argüman elde ettik. Yoksa işimiz çok zordu. Delil olmadan nasıl ceza vereceksiniz?” dedi.

MHP’li belediyedeki usulsüzlükleri ortaya çıkaran gazeteciye terörist muamelesi

Bir gecede 2 bin 400 hakim-savcıyı ihraç eden Mehmet Yılmaz HSK’nın kapısına kondu yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

28 Mayıs 2021 Cuma

MHP’li belediyedeki usulsüzlükleri ortaya çıkaran gazeteciye terörist muamelesi

MHP’li Osmaniye Belediyesi’ndeki usulsüzlükleri ortaya çıkaran yerel gazete muhabiri Hasan Tolga’nın evi uzun namlulu silahlı polis ekiplerince basıldı. Yere yatırılıp kafasına basılan muhabirin evinde suç unsuruna rastlanmadı. Muhabirin evindeki kameralar olayı saniye saniye kaydetti.

BOLD – Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’de MHP’li belediyenin usulsüzlüklerini ortaya çıkaran yerel gazetecinin evi uzun namlulu silahlarla basıldı. Evdeki kameralar olay anını kaydederken, gazeteci Hasan Tolga, kendisine terörist muamelesi uygulanmasına isyan etti.

BASKININ SEBEBİ BELEDİYEDEKİ USULSÜZLÜKLERİ HABERLEŞTİRMESİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nü sosyal medyada etiketleyip yaşadıklarını paylaşan Elde Demokrasi Gazetesi Muhabiri Hasan Tolga, “Basın mensubu olarak Osmaniye Belediyesindeki usulsüzlükleri ve kirli bağlantıları ortaya çıkardığım için Osmaniye Emniyet Müdürü tarafından aileme yaşatılanlar. Evime kamerasız böyle girdiler. Kendilerine ışık açan, silahsız bir bayanı korkutarak, eşimi elleri havada evin içerisinde gezdirdiler. Yaşanan hukuksuzluklar ve kötü muameleler, eşim cep telefonu ile kayıt ettiği fark edilince korkan bir bayana kötü cümlelerle, telefonunun şifresini açtırılarak kayıtların polis tarafından sildirildi” dedi.

YERE YATIRILIP BAŞIMA BASILDI

Evinde yapılan aramalarda tek bir suç unsuruna rastlanmadığını belirten Tolga, “Osmaniye Emniyeti TEM Şube Müdürü savcıya yalan söyleyerek beni, gözaltına aldırmak istedi. Hakkımda tutuklama kararı yoktu. Sadece evimde yalnız eşimin ve kızımın yanında olmak istedim. Ters kelepçe takıldım, yerlere yatırılıp başıma basıldı” diye yapılanlara tepki gösterdi.

 

 

 

Ümit Nağmelerinden yeni eser: Gurbette vuslat yaşayanlara adandı

MHP’li belediyedeki usulsüzlükleri ortaya çıkaran gazeteciye terörist muamelesi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Ümit Nağmelerinden yeni eser: Gurbette vuslat yaşayanlara adandı

Tenkil Sürecinde ülkesini terk eden Selman ve Zeynep, Fethullah Gülen’in beş farklı şiirinden alıntılarla yapılan ‘Gurbet içinde Vuslat’ adlı eseri seslendirdi. Ümit Nağmelerinin Youtube hesabında yayınlanan şarkının klibinde ise, Türkiye’yi siyasi baskılar nedeniyle terk etmek zorunda kalan ve Meriç’ten geçerken ruhun ufkuna yürüyen Gülen Hareketi gönüllülerinin ailelerinin fotoğraflarına yer verildi. BOLD

Ümit Nağmelerinden yeni eser: Gurbette vuslat yaşayanlara adandı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Ankara’nın NATO’da Belarus yanlısı tavrı ittifakın tepkisini çekti

Belarus yönetiminin muhalif bir gazeteciyi tutuklamak için hava korsanlığına varan eylemlerine yönelik NATO’nun vereceği resmi tepkiyi Türkiye’nin yumuşatmaya zorlaması ittifak içerisinde tepkiyle karşılandı. Türkiye, son zamanlarda ittifak içerisinde yaşanan krizlerin merkezine yerleşti.

BOLD – NATO üyesi 30 ülke, gazeteci Roman Pratasevich’i tutuklamak için Ryanair uçağının Minsk’e indirilmesi adımını kınayan iki paragraflık bir bildiri yayımladı. Ancak Baltık ülkeleriyle Polonya’nın başını çektiği söz konusu kınamada herhangi bir cezai yaptırım yer almadı.

Ortak metin, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in kamuoyuna yaptığı açıklamalardan daha az sert ifadeler içerdi. Stoltenberg, olayı ‘devletin adam kaçırması’ ve ‘çirkin’ sözleriyle tanımlamıştı.

BELARUS’U RAHATSIZ EDECEK İFADELER METİNDEN ÇIKARILDI

Reuters’ın iki diplomatik kaynağa dayandırdığı haberine göre ‘Ankara, Belarus’a, Batı yaptırımına verilen destekten bahsedilmemesi ve yine bu ülkedeki siyasi mahkumların serbest bırakılması çağrısında bulunulması’ yönündeki cümlelerin metinden çıkarılması konusunda ısrar etti.

Aynı kaynaklar, NATO’nun Belarus’la işbirliğinin askıya alınması yönündeki ‘tehdit dilinin’ de Ankara’nın ısrarıyla metinden çıkarıldığını belirttiler.

Üçüncü bir diplomat da, Ankara’nın baskısının esas olarak yaptırım önerilerini detaylı olarak açıklayan Avrupa Birliği’nden daha farklı bir ifade kullanmayı amaçladığını ifade etti. Söz konusu öneriler arasında Belarus Havayollarının AB hava sahasını ve AB havalimanlarını kullanmasının engellenmesi ile AB havayollarına Belarus’tan kaçınmaları çağrısında bulunulması yer alıyordu.

BİRÇOK MÜTTEFİK TÜRKİYE’YE ÇOK KIZMIŞTI

Diplomatlardan biri, Stoltenberg’in daha fazla ‘bölünmeyi’ önlemek için NATO’nun web sitesinde yayınlanan son metin için Türkiye de dahil tüm müttefiklerin desteğini aldığını söyledi.

Diplomatlar, Türkiye’nin yumuşatılmış metin konusundaki ısrarının, başta Polonya, Litvanya ve Letonya olmak üzere bazı müttefikleri üzdüğünü ve daha sert ifadelerin yer alması için bastırdıklarını dile getirdi.

Müzakere sırasında hazır bulunan Avrupalı diplomatlardan biri, “Birçok müttefik Türkiye’ye çok kızmıştı. NATO’nun (olaya) yanıt vermesi önemliydi ve Ankara’nın Belarus lideri Alexander Lukashenko’yu neden savunmak istediği de net değildi.” sözleriyle içeride yaşananları anlattı.

RUSYA’YI MEMNUN ETME ÇABASI MI?

Türkiye’nin sergilediği tavrın nedenlerinin bilinmediği dile getirilse de diplomatlar, Ankara’nın Belarus’un en yakın müttefiki Moskova ile bağlarını korumaya ve Minsk’e günlük uçuşlarını devam ettiren Türk Hava Yolları aracılığıyla Belarus’la ekonomik ilişkilerini sürdürmeye çalışabileceği ihtimallerini dile getirdiler.

Bir başka olasılığın da, Türkiye’nin bu yaz Rus turistleri ülkeye çekme amacı taşıdığı değerlendirmesinde bulunuldu.

UÇAK İNDİRME VAKASINDA NELER YAŞANDI

Ryanair havayolu şirketine ait yolcu uçağı Pazar günü, Yunanistan’ın başkenti Atina’dan Litvanya’nın başkenti Vilnius’a gidiyordu.

Belarus Litvanya’ya giden uçağın yolunu, hava sahası üzerindeyken bir savaş uçağıyla kesti. “Bomba tehdidi” iddiasıyla Minsk’e inmeye zorladı.

Uçakta bulunan muhalif gazeteci, Nexta grubunun eski editörü 26 yaşındaki Roman Pratasevich gözaltına alındı.

Görgü tanıkları gözaltına alınan gazetecinin çok korkmuş göründüğünü ve yanındaki yolculara idam cezasına çarptırılabileceğini söylediğini anlattı. Belarus, Avrupa’da hala idam cezasını kaldırmamış tek ülke.

Ryanair’e ait uçak, gazetecinin gözaltına alınması sonrasında yoluna devam etti ve Litvanya’nın başkenti Vilnius’a planlanan varış saatinden yaklaşık yedi saat sonra, yerel saatle 21.25’te vardı.

Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko, olayla ilgili yaptığı açıklamada “Yolcu uçağını indirmek hakkımızdı” dedi.

Parlamentoda milletvekillerine seslenen Lukaşenko, yolcu uçağının “bomba ihbarı nedeniyle indirildiğini” ve Mig-29 tipi savaş uçağı tarafından yolunun kesildiği haberlerinin “kesinlikle yalan” olduğunu iddia etti.

66 yaşındaki Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko 1994 yılından bu yana iktidarda ve geçen yılın Ağustos ayında sonucu tartışma yaratan seçimleri kazandığını ilan ettiğinden bu yana ülkede çok sayıda muhalif isim tutuklandı, bir kısım muhalif de yurt dışına kaçtı.

KRİZLERİN ODAĞINDAKİ TÜRKİYE VE SİLAH AMBARGOLARI

AKP iktidarındaki Türkiye, son yıllarda NATO içerisinde krizlerin merkezine oturdu.

Ankara; Libya’daki politikası konusunda Fransa, Suriye konusunda ABD ve Akdeniz’de enerji kaynakları konusunda Yunanistan ile çatışıyor.

Ankara ayrıca, NATO’nun ‘Batı’yı istikrarsızlaştırmaya çalışan bir düşman’ olarak tanımladığı Rusya’dan hava savunma füzeleri satın aldı.

Özellikle Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği Barış Pınarı Harekatı sonrası NATO müttefikleri ABD, Almanya ve Kanada Türkiye’ye kısmi silah ambargosu uyguluyor. S-400 krizi ile birlikte ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı yaptırımlar ise Washington’un 1975-1978 arasında Ankara’ya uyguladığı silah ambargosu günlerini hatırlatıyor.

FRANSA İLE AKDENİZ’DE ‘FIRKATEYN’ KRİZİ

Türkiye ve Fransa, geçen yıl 24 Ekim’de ilan edilen ateşkese kadar Libya iç savaşında farklı grupları destekledi. Türkiye Tablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükumeti’ne destek verirken, Fransa Tobruk merkezli Libya Temsilciler Meclisi’ne destek verdi.

Her iki ülke de bu grupların askeri güçlerine Birleşmiş Milletler’in silah ambargosuna rağmen ciddi anlamda destek verdi. Bu sırada iki ülke savaş gemileri geçen yıl Haziran ayında Akdeniz’de Libya açıklarında karşı karşıya geldi.

Akdeniz’de NATO misyonu çerçevesinde görev yapan Fransa’ya ait Courbet isimli firkateyn Tanzanya bandıralı ‘Çirkin’ adlı gemiyi Libya’ya silah taşıyarak BM’nin silah ambargosunu ihlal ettiği şüphesiyle Akdeniz’de arama girişiminde bulundu. Paris, bunun üzerine Courbet firkateyninin Çirkin adlı gemiye eşlik eden Türk savaş gemileri tarafından taciz edildiğini öne sürdü.

Türk askeri kaynakları ise Fransa’nın taciz iddiasını yalanlayarak, tam tersine Fransız gemisinin denizciliğe aykırı süratli manevralarının krize neden olduğunu öne sürdü.

Fransa, Türk savaş gemilerinin Courbet’ye üç kez radar kilidi attığını belirterek bu davranışları ‘aşırı agresif’ olarak tanımladı ve Türkiye’yi NATO’yu şikayet etti.

Fransa’nın şikayeti üzerine NATO soruşturma başlattı. Soruşturma Eylül ayında tamamlandı. NATO, Fransa ve Türkiye’yi küstürmemek için raporu kamuoyuna açıklamama kararı aldı.

O günlerde olayı yorumlayan Avrupalı bir diplomat, Paris ve Ankara arasındaki krizle ilgili ittifakın tutumunu “sorun halının altına süpürüldü” diyerek  özetledi. Diğer bir diplomat, stratejik konumu ve askeri gücü itibarıyla NATO’nun Türkiye’yi hedef göstermekten özenle kaçındığı saptamasında bulundu.

NATO’NUN BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ

2019 yılı Aralık ayında gerçekleştirilen ve NATO’nun 70. kuruluş yıldönümünün kutlandığı Londra Zirvesi öncesi Türkiye, NATO’daki başka bir krizin merkezinde yer aldı.

Türkiye’nin 2019 sonbaharında Suriye’nin kuzeyine düzenlediği Barış Pınarı Harekatı sonrası, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın harekata karşı çıkmaması ve konunun ittifak içerisinde istişare edilmemesi üzerine “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” ifadelerini kullandı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi öncesi Macron’un açıklamalarına, “Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak, çıkarmamak… Bu senin haddine mi? Böyle bir şeyin kararını senin verme yetkin var mı? … Sayın Macron bak, Türkiye’den sesleniyorum, NATO’da da söyleyeceğim, önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir. Çünkü bu ifadeler ancak senin türündeki beyin ölümü gerçekleşmiş olanlara yakışır” diye karşılık verdi.

NATO’nun 70. kuruluş yıldönümünü kutladığı Londra Zirvesi, Türkiye – Fransa gerginliği ve ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti mi’ tartışması gölgesinde geçti.

SURİYE VE KÜRT GRUPLAR KONUSUNDA ANLAŞMAZLIK

NATO içinde ABD ile Türkiye arasında uzun süredir kriz oluşturan konulardan birisi de ABD’nin IŞİD’le mücadele kapsamında Suriyeli Kürt gruplara verdiği asker destek.

Türkiye, PKK’nın Suriye kolu YPG’yi ve YPG’nin büyük çoğunluğunu oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) terör örgütü olarak kabul ediyor.

ABD ise YPG ve SDG’yi 2014 yılının ortasından beri IŞİD’e karşı mücadelede aktif olarak destekliyor ve silahlandırıyor. Washington bu kapsamda YPG ve SDG’ye binlerce TIR silah yardımı gönderdi.

Türkiye, YPG ile mücadeleyi PKK ile mücadelenin bir parçası olarak görüyor ve Ankara bu amaca yönelik Suriye’nin kuzeyinde YPG’nin kontrolündeki bölgelere iki sınır ötesi askeri harekat gerçekleştirdi.

2018 yılı Ocak ayında düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı ile YPG’nin Afrin’deki hakimiyetine son verildi.

Ekim 2019’da başlayan Barış Pınarı Harekatı ile de Türkiye, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Resulayn ve Tel Abyad’daki YPG hakimiyetine son verdi. Harekat özellikle ABD ve Fransa’nın tepkisini çekti.

ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı öncesi gönderdiği mektubun üslubu büyük yankı uyandırdı. Mektupta, Trump Erdoğan’a “Gel birlikte iyi bir anlaşma için çalışalım… Sert bir adam olma. Aptal olma…. Seni arayacağım” şeklinde seslendi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise dönemin ABD Başkanı Trump’ın harekata karşı çıkmaması ve konunun ittifak içerisinde istişare edilmemesi üzerine “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” ifadelerini kullandı.

BARIŞ PINARI HAREKATI SONRASI TÜRKİYE’YE SİLAH AMBARGOLARI

Türkiye’nin 2019 sonbaharında gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı sonrası ABD Kongresi, Türkiye’ye üstü örtülü bir silah ambargosu uygulamaya başladı. Türkiye’nin kritik silah alımlarını bekleten ABD Kongresi, Türkiye’nin Pakistan’a 30 adet T-129 ATAK helikopteri satışında olduğu gibi içerisinde Amerikan firmalarının ürettiği teknolojiler bulunan ürünlerin 3. ülkelere satışına ‘ihracat lisansı’ vermiyor.

Barış Pınarı Harekatı sonrası ayrıca Türkiye’nin NATO’daki diğer müttefikleri Almanya ve Kanada da Türkiye’ye kısmi silah ambargosu uygulamaya başladı.

Berlin, Türkiye’ye deniz kuvvetleri dışında silah satışını durdururken; Kanada Türkiye’nin ürettiği silahlı veya silahsız insansız hava araçlarında (SİHA-iHA) kullanılan kritik teknolojilerin satışını askıya aldı. Bir ara bu satışları yeniden başlatan Kanada, Türkiye’nin ürettiği İHA ve SİHA’ların Azerbaycan tarafından Dağlık Karabağ’da Ermenilere karşı kullanılması üzerine 2020 sonbaharında ihracatı önce askıya aldı, geçtiğimiz aylarda da tamamen durdurdu.

DOĞU AKDENİZ ENERJİ KAYNAKLARI VE YUNANİSTAN’LA KRİZ

Türkiye’nin Yunanistan’la Ege’de kıta sahanlığı ve hava sahası üzerinden yaşadığı sorunlar ve Kıbrıs konusunda yaşadığı problemlerin geçmişi NATO içerisinde çok eskilere gidiyor.

Ancak son zamanlarda bu krize Ege ve Akdeniz’in altında bulunan hidrokarbon kaynaklarının önem kazanmasıyla yeni bir kriz eklendi. İki ülke Ege ve Akdeniz’in altındaki doğalgaz ve petrol kaynaklarını araştırmak için münhasır ekonomik bölgeler oluşturmaya başladı.

Türkiye’ye çok yakın birçok Ege adasının kıta sahanlığı ve hava sahasının ‘varlığı ve genişliği’ konusundaki anlaşmazlığın bir benzeri iki ülkenin sahip olacağı münhasır ekonomik bölgelerin ‘genişliği’ konusunda yaşanmaya başladı.

Türkiye, Anadolu ana karasının hemen yakınındaki çok küçük Yunan adalarının binlerce kilometrekarelik münhasır ekonomik bölge oluşturamayacağını iddia ediyor. Antalya’nın karşısındaki Meis adası bu anlamda iki ülkeyi karşı karşıya getirdi.

2020 yılının Ağustos ayında Türkiye ile Yunanistan Meis adası yüzünden savaşın eşiğine geldi. İki ülkenin fırkateynleri birbirine o kadar yaklaştı ki Türkiye’nin Kemal Reis fırkateyni ile Yunanistan’a ait Limnos fırkateyni ada çevresinde çarpıştı. Kriz, Almanya’nın arabuluculuğu ve Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye tehditleri sonrası Ankara’nın Ege ve Akdeniz’deki sondaj ve sismik araştırma gemilerini çekmesi sonrası biraz olsun dindi.

Ancak şimdilik yatışan krizin ileride NATO müttefiki iki ülkeyi yeniden savaşın eşiğine getirmesi ve ittifak içerisinde ciddi bir çatlak oluşturma potansiyeli bulunuyor.

S-400 ALIMI VE ABD’NİN TÜRKİYE’YE YAPTIRIMLARI

Ankara’nın Rusya’dan S-4000 hava savunma sistemleri alımı ise son zamanlarda NATO içerisinde Türkiye’nin merkezinde bulunduğu en önemli kriz.

2019 yılı Temmuz ayında Rusya’dan ilk S-400 bataryası parçalarının Ankara Mürted Askeri Üssü’ne gelmeye başlamasıyla birlikte ABD, önce Türkiye’nin F-35 savaş uçağı projesindeki katılımını askıya aldı, ardından tamamen iptal etti.

Türkiye’nin parasını ödediği ve ABD’de Türk pilotların ve teknik personelinin eğitimlerini sürdürdüğü 6 adet F-35 savaş uçağı ABD Hava Kuvvetleri’ne devredildi, Türk pilotların ve teknik personelinin eğitimleri de durdurularak Ankara’ya geri gönderildi. ABD ayrıca Türk firmaların F-35’ler için ürettiği 1005 parçayı başka ülkelerin firmalarından almaya başladı ve Türk firmaları 12 milyar dolarlık iş kaybına uğradı.

ABD, S-400 alımı dolayısıyla Türkiye’ye karşı CAATSA (ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası) yaptırımlarını uygulama kararı aldı. Eski Başkan Donald Trump’ın 14 Aralık’ta açıkladığı CAATSA yaptırımları da 7 Nisan’da resmen devreye girdi.

CAATSA yaptırımları, ABD’nin Türkiye’ye Kıbrıs Barış Harekatı sonrası 1975-1978 arasında uyguladığı silah ambargosu günlerini hatırlatıyor.

ABD’nin özellikle Savunma Sanayii Başkanlığı’na yarar sağlayacak kredilere uluslararası finans kuruluşlarında karşı çıkma zorunluluğu, gelecekte Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle gelişmiş silah platformları geliştirmesindeki ortaklıkları tehdit edebilecek potansiyele sahip. 

Savunma Sanayii Başkanlığı’na mal ve teknoloji transferi için ihracat lisansı verilmesi yasağı ise hem Türkiye’nin ABD’den silah alımını hem de ABD’nin Türkiye’ye sağladığı ürünlerin ve teknolojilerin Ankara tarafından 3. ülkelere ihracını engelliyor.

CAATSA yaptırımları, ABD Kongresi’nin Barış Pınarı Harekatı sonrası Ankara’ya uyguladığı fiili silah ambargosunu yasallaştırdı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın ilişkileri, Türkiye’nin Suriye’de Washington’un düşmanları Rusya ve İran ile hareket etmesi, Türkiye’nin Rusya’dan 2. Patriot bataryası, Su-35 veya Su-57 savaş uçakları alımı ihtimali konusu ABD’yi ve dolayısıyla NATO’yu rahatsız eden diğer konular olarak öne çıkıyor.

ABD ve Türkiye’nin NATO’daki müttefikleri Erdoğan yönetimi altındaki Türkiye’nin 2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından otoriterliğe saplanmasını da endişeyle izliyor.

Ancak NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip, Avrupa ile Orta Doğu arasında stratejik bir konumda bulunan ve Karadeniz ile Akdeniz kıyılarına sahip olması Türkiye’yi NATO müttefiklerinin gözden çıkaramayacağı bir ülke konumuna getiriyor. Bu nedenle AKP iktidarının dış politikadaki NATO’yu ve müttefiklerini rahatsız eden politikaları ve ‘problem ülke’ olarak öne çıkması kısmen cezalandırılsa da ilişkiler tamamen kopartılmıyor.

Biden’dan yaraları saracak hamle: Kudüs Konsolosluğu yeniden açılıyor

Ankara’nın NATO’da Belarus yanlısı tavrı ittifakın tepkisini çekti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Sedat Peker kime ‘Ben böcek miyim’ dedi?

Gazeteciler Fatih Akalan ve Enes Engin Sağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla ilgili iddiaları gündemden düşmeyen suç örgütü lideri Sedat Peker’in videolarını değerlendirdi. Engin Sağ, 90’lı yıllarda ‘Yer altı dünyasının önemli ismi’ ifadesini kullandığı için Peker’in çalıştığı televizyonu arayarak ‘Ben böcek miyim neden yer altı dünyası diyorsunuz’ dediğini aktardı. BOLD 

Sedat Peker kime ‘Ben böcek miyim’ dedi? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Çeyrek altın 852 liraya çıktı

Dolardaki yükselişle beraber altın fiyatları da arttı. Gram altın 522 liraya ulaşırken, çeyrek altın 852 lira seviyesini de geçti.

BOLD- Suç örgütü lideri Sedat Peker, siyasetçilere yönelik yeni iddiaların yer aldığı videosunu pazar günü yayınlayacağını açıkladı. Videoyla ilgili oluşan beklenti piyasalarda da etkisini gösterdi. Dolar ve Euro Türk Lirası karşısında tarihi rekorlarını kırdı. Dolar 8,60 TL seviyesine dayanırken, Euro 10,45 lirayı gördü.

SARI METAL FIRTINASI GÜÇLENİYOR

İki gün önce 1.905 dolara kadar çıkan altının ons fiyatı ise kar satışlarıyla 1.894 dolara düştü. Bu düşüşe rağmen dolardaki yükselişe paralel olarak Türkiye’de gram altın tırmanışını sürdürdü. Gram altın 522 liraya yükseldi. Ons fiyatının 1.900 doları geçmesi halinde altının gramında yeni hedef 550 lira olacak.

CUMHURİYET ALTINI 3 BİN 440 TL

Düğün sezonu öncesi çeyrek altın fiyatları da yükseliyor. Nisan ayında 730 lira olan çeyrek altın 852 lirayı gördü. Gramdaki yükselişle birlikte çeyrekte yeni hedef 900 lira olarak işaretlendi.

28 Mayıs 2021 altın fiyatları TL

Gram altın                    522

Çeyrek altın                 852

Yarım altın                   1.704

Tam altın                      3.342

Cumhuriyet altını        3.440

Dolar durdurulamıyor: 8,60’a dayandı

Çeyrek altın 852 liraya çıktı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Dolar durdurulamıyor: 8,60’a dayandı

Sedat Peker’in açıklamaları AKP’yi sarİç ve dış belirsizliklerin arttığı, yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarından çıktığı haftanın son gününde dolar 8.59 ile rekor tazeledi.  

BOLD – Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamaları sonrası siyasette yükselen tansiyon, ekonomik alana da sıçradı. İç siyasetteki gerilimin sonrasındaki artan belirsizlikler doları yeni zirveye taşıdı.

DOLAR YENİ REKOR KIRDI

AKP iktidarının açıkladığı olumlu ekonomik verilere rağmen dolardaki yükseliş durdurulamıyor. Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik devam eden endişeler, Türkiye’deki iç siyasetteki gerilimin de etkisiyle dolar kuru yükselmeye devam ediyor. Dolar bugün 8,59 ile rekor tazeledi. Dolarda en son 6 Kasım 2020’de 8,57 ile tarihi zirveye çıkılmıştı. Euro/TL de 10,47 ile rekor tazelendi.

 

AKP’de kılıçlar çekildi: Toplum Soylu’dan rahatsız

Dolar durdurulamıyor: 8,60’a dayandı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Peker’in anlattığı Silivri Emniyet Müdürünün ölümünde Soylu’nun rolü ne?

Suç örgütü lideri Sedat Peker, Dubai’den yayınladığı 4’ncü videoda Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın makam odasında ölü bulunması olayına değindi. Peker, konuyla ilgili Soylu’yu suçladı. Bu olay, Süleyman Soylu ile Berat Albayrak kavgasının artık kapatılamaz noktaya geldiğini gösterdi. Gazeteci Cevheri Güven, Silivri Emniyet Müdürü’nün intiharındaki sır perdesini aralıyor. BOLD

Peker’in anlattığı Silivri Emniyet Müdürünün ölümünde Soylu’nun rolü ne? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Diyanet Sedat Peker’in videolarına karşı ‘tefrika’ hutbesi yayınladı

Suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamaları sonrası AKP’nin zor günler geçirdiği bir dönemde Diyanet bu haftaki hutbesinde ilginç konuya yer verdi. Diyanet, cuma hutbesinde tefrikaya düşülmemesi, birlik ve beraberlikten asla ödün verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

BOLD – AKP döneminde siyasallaşan Diyanet’in organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamaları sonrası bu hafta yayınladığı hutbe dikkat çekti.

AKP yönetiminde ve tabanında Sedat Peker’in iddialarıyla ilgili gerekenin yapılması çağrıları sonrası devreye giren Diyanet, vatan, bayrak, millet kavramlarıyla hazırladığı hutbede, “Unutmayalım ki girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Yedi düvel de üzerimize gelse, vatanımızı bölemeyecek, bayrağımızı indiremeyecek, ezan-ı Muhammedi’yi dindiremeyecektir” ifadelerine yer verdi.

ZOR GÜNLERDEYİZ ANCAK GELECEK BİZİM!

“Yüce Allah müminlerin yardımcısıdır” başlıklı hutbede Hendek muhaberesine yer verilerek, bu zor dönemde Peygamberimizin Kisrâ’nın, Kayser’in şehirlerinin fethedileceğini müjdelediğine dikkat çekildi. İslam ile müşerref olan ve devraldığı İslam sancağını bir daha bırakmayan Türk milletinin î’lây-i kelimetullah aşkı, Allah’ın adını yüceltme gayretinin hiç eksik olmadığı belirtilerek, “Bu uğurda yılmadan, yıkılmadan, seferden sefere, zaferden zafere koşan şanlı ecdadımız, Malazgirt Zaferi ile Anadolu’yu bize vatan kılmıştır. İstanbul’u fethederek Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, şu kutlu müjdesine nail olmuştur: “Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır! Ve o asker, ne güzel askerdir!” denildi.

YEDİ DÜVEL ÜZERİMİZE GELSE DE…

Asırlardır Türk milletinin her cephede zaferler kazandığına dikkat çekilen hutbede, şunlar kaydedildi: “Hamd olsun ki, Rabbimizin yardımı daima, hak ve hakikatten ayrılmayan, mazlum ve mağdurların yanında yer alan aziz milletimizle beraber olmuştur” denildi. Milletin arasında artan tefrikaya yer verilen hutbede, “Bugün bize düşen, ecdadımızın aziz hatırasını ve şanlı mirasını gelecek nesillere aktarmaktır. Din ü devlet, mülk ü millet yolunda var gücümüzle gayret göstermektir. Birlik ve beraberliğimizden asla ödün vermemektir. Unutmayalım ki girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Yedi düvel de üzerimize gelse, vatanımızı bölemeyecek, bayrağımızı indiremeyecek, ezan-ı Muhammedi’yi dindiremeyecektir.”

AVRUPA’DA DİYANET ÇALIŞANLARINA CASUSLUK SUÇLAMASI

15 Temmuz gecesi Diyanet de görev almış, 90 bin camide eş zamanlı olarak okutulan sela ile halk sokaklara çağrılmıştı. 15 Temmuz sonrası AKP’nin bir organı gibi hareket eden Diyanet’e gerek yurt içi gerekse yurt dışından tepkiler giderek arttı. Avrupa’da görev yapan birçok Diyanet görevlisi hakkında “casusluk” suçlaması ile soruşturma açıldı.

Sedat Peker ‘Defne hanımın evi’ne neden girdi?

Diyanet Sedat Peker’in videolarına karşı ‘tefrika’ hutbesi yayınladı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’de kılıçlar çekildi: Toplum Soylu’dan rahatsız

Sedat Peker’e verilen ‘koruma’ tartışmasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun suçladığı eski İstanbul Emniyet Müdürü, halen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan, açığa alınacağı iddialarına cevap verdi. Çalışkan, Soylu hakkında “Bence toplum rahatsız” dedi.

BOLD – Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan, açığa alınacağı iddialarıyla ilgili “Kim alacak, nasıl alacak bir görelim bakalım. Çok merak ettim” açıklaması yaptı.

Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’a konuşan Çalışkan, Soylu’nun hakkındaki iddialarına ilişkin, “Allah’a sığınıyorum” dedi. “Açığa alınmayı bekliyor musunuz?” sorusuna ise Çalışkan, “Türkiye’deki en dürüst insanı neden dolayı açığa alacaklar çok merak ediyorum. Çıksın bir görelim bakalım. Türkiye’de insanlar var. Dürüst siyasetçiler var. En başta Sayın Cumhurbaşkanı var. Mustafa Çalışkan gibi bir insanı açığa kim alacak, nasıl alacak bir görelim bakalım. Çok merak ettim” ifadelerini kullandı.

“Soylu’nun açıklamaları sizde herhangi bir rahatsızlık yaratmıyor mu?” sorusuna da cevap veren Çalışkan, “Bence toplum rahatsız. Benim rahatsız olmam çok da önemli değil” dedi.

Suç örgütü lideri Sedat Peker’in, Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın intiharında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun rolü olduğunu iddia etmesi ve kendisine verilen koruma polislerini Süleyman Soylu’nun verdiğini söylemesi AKP’de kavgaya neden oldu.

SOYLU, MUSTAFA ÇALIŞKAN’I SUÇLAMIŞTI

Soylu katıldığı televizyon programında Hakan Çalışkan’ın intiharına ilişkin soruları net olarak yanıtlamazken dosyanın kendisinin üzerinde ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi sallandırıldığını söyledi. Sedat Peker’e özel polis koruması verilmesiyle ilgili olarak ise Soylu, Mustafa Çalışkan’ı suçlamıştı: Soylu şunları söylemişti: “16 Ocak 2015’te DHKP-C tehdidi ile kendisine koruma veriliyor. Şimdi esas iş bundan sonra. İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, terörden sorumlu müdür de Mustafa Çalışkan. Nurettin Demir Kadıköy Emniyet Müdürü. Özgür Taşdemir emniyet müdürü ihraç edildi. En irtibatlı olduğu kişi Sedat Peker. 2015 yılında sanal bir tehditle Nurettin Demir kardeşinden kalan DHKP-C mirasıyla bir kurgu yapar ve koruma verilir.”

Hukuksuzluğa dayanamadı: 18 ay hapis yatan İdris Köle intihar etti

AKP’de kılıçlar çekildi: Toplum Soylu’dan rahatsız yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Hukuksuzluğa dayanamadı: 18 ay hapis yatan İdris Köle intihar etti

15 Temmuz’dan sonra tutuklanıp Konya Cezaevinde 18 ay hapis yatan gazetecilik mezunu İdris Köle intihar etti. Cezaevinden çıktıktan sonra hayvancılıkla geçinmeye çalışan Köle’nin ölüm nedeni bilinmiyor.

SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL

Cemaat soruşturmaları kapsamında 31 Ağustos 2016’da tutuklanan ve 18 ay hapis yattıktan sonra tahliye edilen 33 yaşındaki İdris Köle 25 Mayıs’ta intihar etti. Vefatından önce Konya Cihanbeyli ilçesi, Kuşça köyünde koyunlarıyla ilgilenen Köle’nin kendini asarak yaşamına son verdiği öğrenildi.

MAHKEMEDEN KAĞIT GELMİŞTİ

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Basın ve Yayın Bölümü mezunu İdris Köle’nin neden intihar ettiği bilinmiyor. Vefatından birkaç gün önce evine mahkemeden tekrar kağıt geldiği belirtiliyor.

Üniversiteden mezun olduktan sonra medya kurumlarında staj yapan Köle, daha sonra Konya’da bir süre esnaflık yapmış, hapisten çıktıktan sonra da köyüne yerleşmişti.

Fotoğraflar: Kuşça Köyü Facebook sayfası.

Silivri Cezaevi koronaya teslim: Harbiyeliler kapalı görüşte bayıldı ve kustu

Hukuksuzluğa dayanamadı: 18 ay hapis yatan İdris Köle intihar etti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

27 Mayıs 2021 Perşembe

Sedat Peker ‘Defne hanımın evi’ne neden girdi?

AKP’lilerin bulaştıkları suçları ifşa eden Sedat Peker, dünkü AKP grup toplantısında Erdoğan’ın Soylu’ya sahip çıkmasının ardından taktik değiştirdi. Haftalardır delilleriyle suçların faillerini deşifre eden Peker, Erdoğan’ı bu yolla ikna edemediğini görünce bel altı vuruş denedi.

BOLD – Sedat Peker yayınladığı 7 videoda, her biri normal bir ülkede iktidarı değiştirebilecek onlarca iddia da bulundu. Bu iddialara belge yada tanıklarıyla deliler ortaya koydu, diyet verdi.

Kolombiya polisinin ele geçirdiği ve Türkiye’ye geldiği açıklanan 5 ton kokainin İzmir’den Ortadoğu’ya yayılışını açıkladı. Yeni uyuşturucu rotasını ve bu ağda yer alan siyasi yakınlarını isim isim ifşa etti.

Türkiye’nin gündeminden hiç düşmeyen Uğur Mumcu ve Kutlu Adalı suikastlarının faillerini tanık ifadeleriyle ortaya koydu.

Bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve ailesinin fetö borsasının başında olduğunu ve iş insanlarının mallarına nasıl çöktüklerini anlattı.

Medya-Mafya-Siyaset üçgenindeki kirli bağlantıları ifşa videolarıyla gözler önüne serdi.

Sedat Peker’in iddialarına yanıt vermek için televizyonlara çıkan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan kokain iddialarının pandemi yüzünden soruşturulamadığı gibi tepki çeken açıklamalar geldi.

ERDOĞAN’I BİR TÜRLÜ İKNA EDEMEDİ

Sedat Peker anlattıklarından sonra ‘Tayyip abisi’nin ikna olacağına ve Soylu’nu ipini çekeceğine emindi. Haftalar sonra Peker konusuna üstü kapalı değinen Erdoğan, “İçişleri Bakanımızın yanındayız” dedi. Erdoğan’ın bu sözleri Sedat Peker’e net mesaj oldu. Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının ardından Sedat Peker’den dün belki de ucu Erdoğan’a dokunacak bir çıkış geldi. Peker, belgelerin ve delillerin Erdoğan’ı ikna etmediğini görünce bel altı vuruş denedi. ‘Defne hanım’ kartını oynayan Sedat Peker dikkatleri üzerine çekerek, her zamanki gibi iddiasını arkası yarına bağladı.

BİR KOL BİR BACAK KOPARTACAĞIM

Peker sosyal medyada yaptığı son paylaşımda pazar günü yayınlayacağı yeni videoda dozu arttıracağıbı belirterek şunları kaydetti: “Seven dostlarıma korku salmak için Sedat Peker’i aldık, Türkiye’ye geliyoruz diyorsunuz. Ben buradayım. Hadsize had bildirmek adettendir. Bu pazar günü hem bir kolunuzu hem bir bacağınızı kopartacağım (mecazi anlamda).”

İKNA OLURSANIZ BİR ŞEY DEĞİŞİR Mİ?

Öte yandan gazeteci Metin Cihan’dan ilginç bir paylaşım geldi. Erdoğan’ın damadı AKP’li eski bakan Berat Albayrak hakkında önemli bir iddia ortaya atan Cihan, AKP’li seçmene seslenerek, “Sevgili AK Partili arkadaşlar, Berat Albayrak’ın Powertrans adlı şirketi ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi (Irak) aracılığıyla IŞİD petrolüne ortaklığını biliyor musunuz? Belgeleriyle emin olursanız bir şey değişir mi? Evet, güveninizi sarsmaya çalışıyorum. Ona göre emek vereceğim” dedi.

‘Mafya’ Dubai’de ‘babası’ Saray’da

Sedat Peker ‘Defne hanımın evi’ne neden girdi? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın işareti yetti: Sedat Peker hakkında yakalama kararı

Sedat Peker’in  İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla ilgili iddialarına günlerdir soruşturma açmayan AKP yargısı, Tayyip Erdoğan’ın dünkü açıklamalarının ardından hareket geçti. Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği Peker hakkında yakalama kararı çıkardı.

BOLD – Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği, organize suç örgütü lideri Sedat Peker, hakkında yakalama kararı çıkardı.

Savcılıktan gelen talep doğrultusunda çıkarılan kararda, Peker’in yurtdışında olmasının göz önünde bulundurulduğu bildirildi.

Yapılan açıklamada şunlar belirtildi: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2021/100993 soruşturma numaralı dosyası üzerinden yürütülmekte olan soruşturma kapsamında;

Şüpheli Reis Sedat PEKER’in yurt dışında firari olması sebebiyle Cumhuriyet Başsavcılığımızın talebi doğrultusunda, Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 26/05/2021 tarih ve 2021/6114 Değişik İş sayılı kararıyla yakalanmasına karar verilerek hakkında yakalama emri düzenlenmiştir.”

Binali Yıldırım’ın oğlunun Venezuela’da fotoğraf çektirdiği Türk okulu çalıntı çıktı

Erdoğan’ın işareti yetti: Sedat Peker hakkında yakalama kararı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Binali Yıldırım’ın oğlunun Venezuela’da fotoğraf çektirdiği Türk okulu çalıntı çıktı

Suç örgütü lideri Sedat Peker’in, uyuşturucu ticaretine aracılık etmekle suçladığı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın fotoğraflarının çıktığı okulun Gülen Cemaatine ait olduğu, Tayyip Erdoğan ile Maduro arasındaki gizli ilişkiler sayesinde Maarif Vakfına devredildiği ortaya çıktı.

BOLD – Sedat Peker’in iddialarının ardından Erkan Yıldırım’ın, 7 Aralık 2020 tarihinde Türkiye-Venezuela Parlamentolar Arası Dostluk Grubu heyetinin okul ziyareti sırasında çekilen fotoğrafı gündeme geldi.

Erkan Yıldırım’ın resmî sıfatı olmadığı halde Aralık 2020’de Türkiye-Venezuela Parlamentolar Arası Dostluk Grubu ile ülkeyi ziyaret ettiğine dair fotoğraflar Karakas Büyükelçiliği’nin hesaplarında yayınlanmıştı.

Nordic Monitorun haberine göre, Binali Yıldırım oğlunun kendi imkanları ile Venezuela’ya gittiğini, Kovid-19 test kitleri ve maske dağıttığını söylemişti. Heyetin başkanı ve aynı zamanda Yıldırım ailesinin avukatı da olan AKP Milletvekili Serkan Bayram, Yıldırım’ın hastane ve cami işleri için heyete katıldığını öne sürmüştü.

Heyetin Venezuela ziyareti sırasında fotoğraf çektirdiği Türk okulunun Gülen Cemaatine ait olduğu, yurtdışındaki Türk kolejlerini devralmak için faaliyet gösteren Maarif Vakfı’na 2018’in sonunda devredildiği ortaya çıktı. Venezuela, Güney Amerika’da Türk kolejlerini kapatan tek ülke konumunda.

Ülkenin bir zamanlar en başarılı okulları arasında gösterilen Türk kolejleri uluslararası yarışmalarda Venezuela’ya bir çok ödül kazandırmış, Venezuela Parlamentosu tarafından defalarca ödüllendirilmişti. Soma faciasının ardından hayatını kaybedenlerin anısına düzenledikleri anma töreni her iki ülkenin medyasında geniş yer bulmuştu.

SEDAT PEKER ERKAN YILDIRIM’I İŞARET ETİT

Sedat Peker, 7’nci videosunda hedef ülkesi Türkiye olan 4 ton 900 kiloluk kokainle ilgili iddialar gündeme getirmişti. Peker, Erkan Yıldırım’dan bahsettiği videoda şunları söylmişti: “Kokain önceden Kolombiya üzerinden geliyordu. Geçen sene 4 ton 900 kilo sanıyorum haziran ayında yakalandı… Şimdi, Bu mal yakalandıktan sonra yeni bir güzergah kurmak için Venezuela’ya kim gitti? Evet kim gitti ? Eski Başbakanımız sayın Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım. Ocak ayında 4 gün, Şubat ayında 4 gün Venezuela’da kaldı. Karakas limanı’ndan kuru yük gemileri direkt Türkiye’ye gelebiliyor. Konteyner gemileri ise Dominik’te durma yapıp gelebiliyor. Yani esas gelen kokainler artık Dominik üzerinde değil, çünkü çok yakalanmalar başlayacak.”

Çetelerin cirit attığı Türkiye’de kanalizasyondan uyuşturucu akıyor

Binali Yıldırım’ın oğlunun Venezuela’da fotoğraf çektirdiği Türk okulu çalıntı çıktı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

İsrail gazetesi Haaretz Filistin’de öldürülen 67 çocuğun fotoğrafını yayınladı

İsrail Haaretz gazetesi, 10 Mayıs’ta Gazze’ye düzenlenen hava saldırısında ölen 67 çocuğun fotoğraflarını yayınladı. Birinci sayfasından verilen fotoğrafa “Savaşın bedeli budur” başlığı atıldı.

BOLD – İsrail’de yayın yapan Haaretz gazetesi, İsrail ordusunun 10 Mayıs 2021’de Gazze’ye düzenlediği saldırılarda öldürdüğü 67 Filistinli çocuğun isimlerini ve fotoğraflarını yayınladı. Gazetenin manşetinde, ‘Gazze’de 67 çocuk öldürüldü, savaşın bedeli budur’ başlığı kullanıldı.

İsrail ile Filistinliler arasındaki son gerilim, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun son seçimin ardından hükümet kurmakta zorlandığı ve iktidarını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde yaşandı. İsrail’in işgal altında tuttuğu Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah mahallesinde yaşayan Filistinlileri evlerinden koparıp yerlerine yasadışı yerleşimcileri yerleştirme planları nedeniyle alevlendi. Bu planı Mescid-i Aksa’da protesto eden Filistinlilere polis saldırısı düzenlenmiş, Gazze’de Hamas’a yakın grupların roketle karşılık vermişti. İsrail, bir yandan da abluka altında tuttuğu Gazze’deki orantısız saldırılar serisinin bir yenisini başlatmıştı.

Haaretz gazetesinin manşetinde ‘savaşın bedeli budur’ başlığı kullanıldı

GAZETE BİNALARI DA BOMBALANDI

11 gün süren şiddet sırasında Gazze’de 67’si çocuk, 39’u kadın 254 Filistinli öldü, 1900 kişi yaralandı. Direniş örgütlerinin attığı roketler nedeniyle İsrail tarafında 13 kişi öldü.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre, İsrail ordusu, 2 milyon nüfusuyla dünyanın metrekareye en çok insan düşen yerlerinden biri olan Gazze’deki hava saldırılarında Hamas’ın tünellerinin ve karargahlarının hedef alındığını savundu. Bombalanan binalar arasında, Associated Press (AP) ve El Cezire’nin medya ofislerinin de bulunduğu, ‘Hamas unsurlarını barındırdığı’ iddia edilen bir yapı da vardı.

Taraflar arasında Mısır’ın arabuluculuğunda sağlanan ateşkes devam ediyor. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, bu hafta ateşkesin sürekli olmasını sağlama amacıyla bölgeyi ziyaret etti.

Biden’dan yaraları saracak hamle: Kudüs Konsolosluğu yeniden açılıyor

İsrail gazetesi Haaretz Filistin’de öldürülen 67 çocuğun fotoğrafını yayınladı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’nin dili: İşte ‘Ak Türkçe’nin sık kullanılan kelimeleri

2002 yılından bu yana iktidardaki AKP’li isimler, seçmeni ikna ve iddiaları savuşturmak için birçok kelimeyi kullandı. Demokrat Parti Milletvekili Cemal Enginyurt, bu savunma diline ‘Ak Türkçe’ dedi. Başta Tayyip Erdoğan ve AKP’nin ağır toplarının kullandığı ‘Ak Türkçe’nin ortak kelimeleri neler?

BOLD ANALİZ – DP’li Cemal Enginyurt, bir televizyon programında Yeni Akit yazarı Hacı Yakışıklı için ‘Hacının Türkçesi Ak Türkçe’ ifadesini kullandı. Enginyurt’un sözü bir gerçeği gözler önüne serdi. 2002 yılından bu yana kendi yargısını, kendi sermayesini, kendi polisini, kendi ordusunu oluşturan AKP, dilde de kendi lehçesini hayata geçirdi.

BİRİNCİ DÖNEM AK TÜRKÇE

2002 ile 2012 arasında AKP’deki çoğulculuğu yansıtan ‘Ak Türkçe’, ‘demokrasi’, ‘insan hakları’  ‘Avrupa Birliği’ ‘yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele’ kalıpları tercih edildi. Bu dönemde ‘birlik beraberlik’ kelimesi başta Erdoğan olmak üzere AKP teşkilatlarının kurtarıcısı oldu. Milli gelir, Merkez Bankası rezervleri, ihracat, turizm alanlarındaki başarılar için ‘rekorlar’ kelimesi sıklıkla kullanıldı.

‘BERTARAF’ AK TÜRKÇE DÖNEMİ

AKP’li bakanlar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a yönelik 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası ‘Ak Türkçe’ sil baştan yazıldı. Erdoğan’ın ‘Bitaraf olan bertaraf olur’ sözüyle sık kullanılanlar listesi değişti. AKP’ye oy verenleri olumlu gösteren, muhalefeti öcüleştirip cadılaştıran kelimeler tercih edildi. 2013 sonrası ‘milli’ ‘gayri millî’ ‘vatan elden gidiyor’ ‘yedirmeyiz’ ‘Reis’ ‘öl de ölelim’ ‘kefenimizi giydik’ kelime ve cümle öbekleri her yerde kullanılmaya başladı.

ERDOĞAN’IN DEĞİŞMEYEN KELİMELERİ

Zamana ve yere göre değişen ‘Ak Türkçede’ hiç değişmeyen kelimeler de bulunuyor. ‘Darbe’ ‘operasyon çekiliyor’ ‘Cehape zihniyeti’ ‘vatan haini’ ‘terörist’ ‘SSK’yı batırdı’. Başörtüsü yasağının kaldırıldığı döneme kadar ‘Başörtülü bacım’ sıklıkla dolaşıma sokuldu. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ise Ak sözlüğün en başına ‘Fetöcü’ kelimesi eklendi.

PEKER İLE MAFYA JARGONU EVRESİNE GEÇTİ

Dini jargonun da yoğun olarak yer aldığı ‘Ak Türkçede’ ‘cami’ ‘ezan’ ‘şehitlik’ kelimelerine kriz zamanlarında sıkça başvuruluyor. Suç örgütü lideri Sedat Peker’in videolarıyla ise Erdoğan’dan bakanlara, yandaş gazetecilerden AKP teşkilat üyelerine kadar mafya ağzı kullanılmaya başladı. ‘Çökmek’ ‘mertçe’ ‘delikanlı gibi’ ‘namussuz’ ‘şerefsiz’ ‘bu daha iyi günleriniz’ ‘gelin hanım’ ‘adam gibi savaşın’ gibi kelimeler Ak Sözlüğün başlarına yükseldi.

Çetelerin cirit attığı Türkiye’de kanalizasyondan uyuşturucu akıyor

AKP’nin dili: İşte ‘Ak Türkçe’nin sık kullanılan kelimeleri yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Çetelerin cirit attığı Türkiye’de kanalizasyondan uyuşturucu akıyor

Organize suç örgütleriyle mücadele ettiğini iddia eden AKP iktidarı döneminde suç oranındaki rekor artış dikkat çekiyor. TÜİK’in verilerine göre son 11 yılda hırsızlık 7 kat, kaçakçılık 9 kat, cinayet 6 kat, cinsel suçlar 10 kat arttı. Uyuşturucu suçundaki artış 10 kata ulaşırken, İstanbul’un atık sularında eroinden esrara çok sayıda uyuşturucu madde artığı elde edildi. 

BOLD ANALİZ – Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in cinayetten uyuşturucu ticaretine kadar yaptığı ifşaatları sonrası AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu organize suçla mücadele edildiğini iddia etti. Ancak rakamlar iktidarın savunmasının aksine resmi verilen AKP döneminde suç oranlarında büyük artış yaşandığını gösteriyor.

ERDOĞAN SUÇ ÖRGÜTLERİNİ BİTİRDİK DEDİ AMA…

Erdoğan partisinin dünkü grup konuşmasında geçmişte siyaseti yönlendirecek derecede etki sahibi olan suç örgütlerini, 19 yıl boyunca ellerindeki tüm imkanlarını alarak birer birer çökerttiklerini iddia etti. Erdoğan, “Sözde babaların racon kestiği Türkiye’yi hukuktan başka bir şeyin geçerli olmadığı bir seviyeye getirdik. Uyuşturucu suçları ile mücadele ederken kimsenin gözünün yaşına bakmadık. Organize suç örgütlerine karşı son 5 yılda 1700 operasyon yapılmış, 21 bin kişi gözaltına alınmış, 8 bin kişi tutuklanmıştır” dedi.

348 ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ ÇÖKERTİLDİ

Peker’in suçladığı Süleyman Soylu’nun başında olduğu İçişleri Bakanlığı da, suç örgütlerine son 5 yılda 1738 operasyon yapıldığını ve 348 organize suç örgütünün çökertildiğini savundu.

TÜİK’E GÖRE SUÇ PATLAMASI YAŞANIYOR

Ancak Erdoğan ve Soylu’nun suçla mücadele iddiasını Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri yalanlıyor. TÜİK verileri, AKP iktidarı döneminde suç oranlarında büyük artış yaşandığını gösteriyor. Verilere göre Türkiye’de adeta suç patlaması yaşanıyor. Son 11 yılda hırsızlık 7 kat, kaçakçılık 9 kat, cinayet 6 kat, cinsel suçlar 10 kat arttı. 2009 yılında ceza infaz kurumlarındaki kişi sayısı 74 bin 404 iken bu sayı 2019’da 281 bin 605 kişiye çıktı.

CİNAYETLER YÜZDE 532 ARTTI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin TÜİK verilerinden oluşturduğu “Suçlar Ülkesi Türkiye Raporu”na göre Türkiye’de son 11 yılda 72 bin 512 kişi, bir başka insanı öldürdü. Cinayetten hüküm giyenlerin sayısı 2019 yılında, 2009 yılına göre yüzde 532 arttı. 2018-2019 yıllarında insan öldürmekten hüküm giyen kişi sayısı, son 11 yılda bu suçu işleyenlerin yüzde 26’sına denk düştü. Öldürme fiilinden hapse girenlerin yüzde 98’i, cinsel saldırı suçu işleyenlerin yüzde 99,3’ünü erkekler oluşturdu. 2009 yılında öldürme suçundan içeri girenlerin sayısı 1.514 iken bu sayı 6 kat artarak 9 bin 574’e çıktı.

SİLAHLA İŞLENEN SUÇLARDA PATLAMA

Cinayet suçunda olduğu gibi yaralama suçlarından cezaevine girenlerin oranı da ciddi şekilde arttı. 2019’de cezaevine giren her 100 kişiden 12’si, insan yaralama suçunu işledi. 2009’da 7 bin 647 kişi yaralama suçundan hapse girerken, bu sayı 2019 yılında yüzde 356 arttı. 2009’da günde 20 kişi yaralama suçundan cezaevine girerken, 2019 yılına gelindiğinde bu sayı günde 93 kişiye çıktı. Türkiye’de silah ve bıçaklarla işlenen suçlarda patlama yaşandı. 2019 yılında ateşli silahlar ve bıçaklarla işlenen suçlara karışan 6 bin 988 kişi cezaevine girdi. Ateşli silah ve bıçaklarla işlenen suçlardan cezaevine giren kişi sayısı 2009 yılıyla kıyaslandığında yüzde 196’ya yükseldi.

UYUŞTURUCU SUÇLARI 11 KAT ARTTI

Cinsel suçlar bu dönemde yüzde 932 arttı. 2019 yılında günde 16 kişi, cinsel suç işlediği gerekçesi ile cezaevine girdi. 2009 yılında 562 olan cinsel suçtan cezaevine giren kişi sayısı, 2019 yılında yüzde 932 artarak 5 bin 758’e ulaştı. Aynı dönemde hırsızlıktan hükümlülerin sayısı 7 kat, uyuşturucudan hapis cezası alanların sayısı 11 kat arttı. 11 yılda kaçakçılıktan cezaevine konulanların sayısı 9 kat artışla 935’ten 8 bin 111’e yükselirken, sahtecilik suçu 5 kat, yağma 11 kat, trafik suçları ise 15 kat artış gösterdi.

UYUŞTURUCU KULLANIMI 10 YAŞ ALTINA İNDİ

Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü nedeniyle Meclis Genel Kurulu’nda bir konuşma yapan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, AKP döneminde uyuşturucu kullanımın yüzde 600’lere varan oranda arttığına dikkat çekti. Gürer 10 yaşındaki çocukların da bu dönemde uyuşturucu kullandığının görüldüğünü kaydetti. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da son yıllarda uyuşturucudan ölenlerin sayısının on kat arttığının altını çizdi.

KANALİZASYONDAN BİLE UYUŞTURUCU AKIYOR

İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık, İstihbarat, Harekât ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığı (KİHBİ) ve Yeşilay’ın ortaklaşa yürüttüğü “Atık Su Analizi” raporu kanalizasyondan uyuşturucu aktığını ortaya koydu. Proje kapsamında 14 bölgeye bölünen İstanbul’un atık su analizlerinde eroinden esrara, amfetaminden kokaine kadar birçok uyuşturucu türünün yüksek miktarda kullanıldığı görüldü. Araştırmada İstanbul birçok Avrupa şehrini geride bıraktı.

2 MİLYON BAĞIMLI, 5 MİLYON KULLANICI VAR

2 milyon kişinin uyuşturucu bağımlısı olduğu Türkiye’de 5 milyon kişi de uyuşturucu kullanıyor. Cinayetlerin yüzde 60’ının, saldırıların yüzde 40’ının, tecavüzlerin yüzde 33’ünün alkol ve madde kullanımı olan kişiler tarafından gerçekleştirildiği Türkiye, 2019 yılında en çok eroin yakalanan ikinci ülke oldu.

 

Süleyman Soylu’ya kabineden destek çıkan olmadı

Çetelerin cirit attığı Türkiye’de kanalizasyondan uyuşturucu akıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »