25 Mayıs 2019 Cumartesi

Gökhan Özoğuz, O Ses Türkiye’den ayrılma nedenini açıkladı

Athena grubunun solisti Gökhan Özoğuz, O Ses Türkiye yarışmasındaki jüri koltuğundan neden ayrıldığını açıkladı. “Orada kalma sebebim önce müzikse sonra Acun’la muhabbetimizdi” diyen Özoğuz, yarışmanın tekrara düşmeye başladığını söyledi. Özoğuz ayrılma sebebini “Acun düşünce ben de düştüm” olarak açıkladı.

Kanal D’de yer alan 2. Sayfa programının haberine göre, Özoğuz, O Ses Türkiye’nin kendini tekrar etmeye başladığını söyledi. “Acun, kıtalararası birçok önemli işle uğraştığından programdan düştü” diyen Özoğuz şöyle ekledi: “Acun düşünce ben de düştüm. Benim orada kalma sebebim önce müzikse sonra Acun’la muhabbetimizdi”

Gökhan Özoğuz’dan AKP’li Yavuz’a tepki: Allah yalan söyleyenleri sevmez cezalandırır!

medyabold
Devamını Oku »

Dünyayı küçük bir miskete dönüştürecek Space-X’in uzaydaki görüntüleri

ABD’li roket ve uzay mekiği imalatçısı SpaceX, Falcon 9 roketiyle 60 internet uydusunu uzaya gönderdi. Uyduların uzaydan görüntüleri şirket tarafından yayınlandı.

SpaceX’in geçtiğimiz günlerde uzaya fırlattığı Starlink uydularına ait uzaydan çekilmiş görüntüler yayınlandı.

Elon Musk’ın sahibi olduğu özel uzay şirketi SpaceX’in Twitter hesabından yapılan açıklamada, uydu üzerinden internete bağlanma projesi Starlink için 60 uydunun ABD’nin Florida eyaletinde bulunan Cape Canaveral Uzay Üssü’nden başarılı bir şekilde fırlatıldığı belirtilmişti.

SpaceX’in kurucusu ve Üst Yöneticisi Elon Musk, daha önce yaptığı açıklamada, Starlink projesi kapsamında uzaya göndereceği internet uyduları sayesinde dünyanın her yerinden internete erişebilmeyi sağlamayı hedeflediğini kaydetmişti.

SpaceX, Starlink projesi çerçevesinde toplamda 12 bin internet uydusu fırlatmayı planlıyor. Projenin 2027’de tamamlanması bekleniyor.

medyabold
Devamını Oku »

İstanbul halkının yüzde 60’ı Ekrem İmamoğlu’nun mağdur olduğuna inanıyor

23 Haziran’da yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri ile ilgili saha çalışması yapan anket şirketleri son verileri paylaştı.

MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat son seçim anketine göre Ekrem İmamoğlu’nun Binali Yıldırım’dan bir tık önde olduğunu belirtti.

Konsensus Araştırma Şirketi Başkanı Murat Sarı ise Binali Yıldırım ve İmamoğlu’nun seçim yarışında kafa kafaya gittiğini söyledi.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 6 Mayıs günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin tekrarına karar vermesinin ardından Türkiye, 23 Haziran’da yapılacak seçime kilitlenmiş durumda.

Türkiye’nin bir numaralı gündemi haline gelen İstanbul seçimleri nedeniyle anket şirketleri de vatandaşın nabzını yoklamaya devam ediyor.

Habertürk TV’de yayınlanan programa katılan MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, son seçim anketine göre Ekrem İmamoğlu’nun Binali Yıldırım’dan bir tık önde olduğunu belirtirken Konsensus Araştırma Şirketi Başkanı Murat Sarı ise Binali Yıldırım ve İmamoğlu’nun seçim yarışında kafa kafaya gittiğini söyledi.

“KÜRT SEÇMENİN OYUNU ALAN KAZANIR”

Konsensus Araştırma Şirketi Başkanı Murat Sarı yenilenecek olan İstanbul seçiminde kazananı HDP seçmeninin belirleyeceğini iddia etti. Sarı, “Gönlünde HDP olup da hiçbir partiye oy basamayan seçmen önemli bir yekün oluşturuyor. Yani şimdi bir baktığımız zaman 200 bin bu seçimde yüzde 2 demek yani seçimi o 200 bini alan kazanır.” dedi.

“ HALKININ YÜZDE 60’I İMAMOĞLU’NUN MAĞDUR OLDUĞUNA İNANİYOR”

Konsensus Araştırma Şirketi Başkanı Murat Sarı seçimlerin yenilenmesi kararından sonra yurttaşların büyük çoğunluğunun mazbatası elinden alınan Ekrem İmamoğlu’nun daha çok mağdur edildiği düşüncesinin anketlerde yer aldığını belirtti. Murat Sarı, Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki mağduriyet oranını açıkladı. Anket sonucuna göre İmamoğlu’nun mağduriyet oranının yüzde 60 Binali Yıldırım’ın ise yüzde 40’ı bulduğu ortaya çıktı.

CNN Türk’te “Alo Ahmet” vakası: İmamoğlu’nun katıldığı program erken bitirildi

medyabold
Devamını Oku »

Sarı yelekliler AP seçimleri öncesinde yeniden sokaklarda

Sarı yelekliler, bugün 21 Avrupa Birliği (AB) ülkesinde düzenlenecek Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri öncesinde ülke genelinde gösteriler düzenledi. Gösterilerin 28. haftasında da Macron yönetiminin politikaları protesto edildi.

Paris’te Pere Lachaise Mahallesi’nde toplanan eylemciler, Sacre Coeur Mahallesi’ne kadar yürüdü. Republique Meydanı’nda toplanan bir grup göstericiyle polis arasında gerginlik yaşandı. Polis, taş atan eylemcilere biber gazıyla müdahale etti.

Polis, eylemcilerin Champs-Elysees Caddesi’nde, Ulusal Meclis ve 15 Nisan’da çıkan yangında büyük zarar gören Notre Dame Katedrali çevresinde gösteri yapmasını yasakladı.

Gösteriler nedeniyle birçok metro hattında seferler durduruldu.

Diğer bir grup gösterici de yasağa rağmen Champs-Elysees Caddesi’nde eylem yapmaya çalıştı ancak polis tarafından engellendi.

Paris Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, başkentteki gösterilerde 64 kişinin gözaltına alındığı bildirildi.

Macron’un büyüdüğü Amiens kentinde düzenlenen gösteride de Macron karşıtı sloganlar atıldı. Polis, şehir merkezinde bir banka ve otelin camlarını kırmaya çalışan eylemcilere karşı biber gazı kullandı. Eylemde 18 kişi gözaltına alındı.

İçişleri Bakanlığı verilerine göre, ülke genelindeki gösterilere 12 bin 500 kişi katıldı.

Yaklaşık 400 milyon kişinin oy kullanma hakkına sahip olduğu AP seçimleri, 21 AB üyesinde bugün düzenlenecek. AB’nin diğer ülkeleri çarşamba günü sandık başına gitmeye başlamıştı.

Dünya genelinde Hindistan’dan sonra en fazla seçmenin katıldığı demokratik seçimler olarak tanımlanan AP seçimlerinde bu yıl 8 siyasi grup yarışacak.

Birliğin yasama organı olan AP, AB Konseyi ile beraber birliğin yasalarını kabul ediyor ve bütçesini onaylıyor. İlk kez 1979’da düzenlenen AP seçimleriyle, AB vatandaşları parlamentodaki milletvekillerini belirliyor.

Sarı yelekliler de AP seçimlerinde 3 farklı listeyle yarışacak.

PROTESTOLARDA 11 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Akaryakıt zamları ve kötü ekonomik koşullara tepki olarak başlayan, Macron yönetimine karşı gösterilere dönüşen sarı yeleklilerin eylemleri, 17 Kasım 2018’den bu yana devam ediyor.

Hükümetin açıkladığı verilere göre, gösterilerde şimdiye kadar 11 kişi hayatını kaybetti, bin 797’si polis 4 bin 245 kişi yaralandı ve 12 bin 107 kişi gözaltına alındı.

Ulusal Polis Soruşturma Biriminin, polisin, sarı yeleklilerin eylemlerinde şiddet uyguladığı şüphesiyle başlattığı adli soruşturma sayısının 256’ya yükseldiği açıklanmıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Kredi çekenler dikkat: Yargıtay’ın emsal kararı sizi ilgilendiriyor

Yargıtay, bankalarca alınan kredi kullandırım masraflarının iadesi için 10 yıl olarak belirlenen zamanaşımının durdurulmasına karar verdi.

Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Ankara’da yaşayan tüketicinin, bir bankadan 26 Mayıs 2005’te kullandığı kredi nedeniyle alınan 400 liralık masrafın iadesi için Ankara 17. İcra Müdürlüğüne yaptığı başvuru üzerine 11 Ağustos 2014’te icra takibi başlatıldı. Banka tarafından icra takibine itiraz edilmesi üzerine, tüketici, 16 Haziran 2015’te dosya masrafı alacağının tahsili talebiyle Yenimahalle Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığına başvurdu. Hakem heyeti, başvuruyu zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddetti.

YARGITAY O KARARI BOZDU

Başvurucunun, hakem heyeti kararının iptali istemiyle Ankara 8.Tüketici Mahkemesine yaptığı müracaat da reddedildi. Karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozulması talebiyle temyiz edildi. Dosyayı görüşen Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Ankara 8.Tüketici Mahkemesinin kararını bozdu.

Kararda, dosya masrafının davacıdan tahsil edildiği tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi hükmüne göre, sözleşmeye dayalı alacak davalarında zamanaşımının 10 yıl olduğu, dava konusu olayda da 10 yıllık sözleşme zamanaşımının uygulanması gerektiği belirtildi.

YANLIŞ KARAR VERİLMİŞ

Alacağın tahsili için icra takibinde bulunulmasının, zamanaşımını kesen sebeplerden olduğuna işaret edilen kararda, şunlar kaydedildi:

“Bu durumda mahkemece davacı tarafça 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan önce 18 Ağustos 2014’te icra takibi başlatılmasıyla zamanaşımının kesildiği ve yeni bir sürenin işlemeye başladığı, böylece Yenimahalle Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuru tarihinde, alacağın zamanaşımına uğramamış olduğu anlaşılmakla hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin açıklanan bu nedenle kabulü gerekir.”

TÜSİAD: Kamu bankalarına dağıttırılan krediler ekonomiyi kırılgan hale getiriyor

medyabold
Devamını Oku »

Yapay zeka ile Mona Lisa’yı konuşturdular

Yapay zeka araştırmacılarının geliştirdikleri teknolojiyle Mona Lisa’nın yüz mimikleri hareket ettirildi.

BBC’de yer alan habere göre, Samsung’un Rusya’nın başkenti Moskova’daki Yapay Zeka Merkezi tarafından geliştirilen sisteme Mona Lisa tablosu dahil edildiğinde, Mona Lisa’nın dudaklarını ve gözlerini hareket ettirerek yüz ifadelerini kullanması sağlandı.

Yapay Zeka Merkezi, tek bir yüz fotoğrafı ya da tablodan, yüksek gerçekçiliğe sahip, konuşan, gülen ya da yüz ifadelerini kullanan sahte video elde etme teknolojisi geliştirdi.

Deepfake AI adı verilen bu teknoloji sayesinde daha önce de sahte video geliştirilebiliyordu ancak videonun yapılabilmesi için yüzün farklı açılarının bulunduğu birçok fotoğraf verisi gerekiyordu.

Samsung’un geliştirdiği sistem, tek bir fotoğrafla yüksek gerçekliğe sahip video oluşturabilmesi açısından yenilik getiriyor ve bu alanda gelinen son noktayı gösteriyor.

Sistem, herhangi bir görüntüdeki yüzü kaynak olarak kullanabiliyor. Kaynak yüzdeki, konuşma, gülme gibi ifadeleri alarak, videoda kullanılacak olan hedef yüze işliyor.

Araştırmacılar, Mona Lisa tablosunun yanı sıra Marilyn Monroe, Fyodor Dostoyevski ve Albert Einstein gibi ünlü isimlerin de fotoğraflarını video haline getirerek YouTube’da yayınlandı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’na destek olan sanatçılara yüklendi: Beni çok üzdüler

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sanatçı ve sporcularla Dolmabahçe Sarayı’nda verdiği iftarda bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda sanat ve spor camiasından tanınmış isimlerle iftar programında bir aray geldi.

İftar programında konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, YSK’nın İstanbul seçimlerini iptal etmesi üzerine mazbatası elinden alınan Ekrem İmamoğlu’na #HerŞeyÇokGüzelOlcak etiketiyle destek veren sanatçılara yüklendi.

AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Önünü arkasını tam olarak bilmeden siyasi tartışmalara taraf olan sanatçı ve sporcularımızın durumu, bizi çok çok üzmüştür ve üzüyor. Sanatçı sanatıyla sporcu sporuyla konuşur” ifadesini kullandı.

Kültür, sanat ve sporun milletlerin ortak değeri olduğunu ifade eden Erdoğan, dolayısıyla kültür, sanat insanları ile sporcuların ortaya koydukları eserler ve başarılarla tüm millete mal olmuş kişiler olduğunu vurguladı.

Bunun için sanatçı ve sporcuları daima el üstünde tutmanın, itibarlarını yükseltmenin, imkanlarını genişletmenin gayreti içinde olduklarını ifade eden Erdoğan, kültürel etkinliklere aktarılan devlet desteğini 2002’ye göre 50 kat arttırdıklarını, sadece sinema sektörüne verilen destek miktarını 40 kattan fazla yükselttiklerini söyledi.

Sanatçıları dalkavuklukla suçlamış hatta fişlemişlerdi, Şahan Anayasa’yla cevap verdi

medyabold
Devamını Oku »

Telefonunuzu satarken verileriniz de gitmesin

Yükselen döviz kurları sebebiyle akıllı telefon fiyatları gün geçtikçe artarken tüketiciler ikinci el telefon alım ve satımına yöneliyor. İkinci el telefon pazarında satışların artmasıyla birlikte kullanıcıların kişisel verilerinin güvenliğinden endişe duyduğunu belirten Veri Kurtarma Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal, kullanıcılara telefonlarını satışa çıkarmadan önce dikkat etmeleri gereken 5 ipucu veriyor.

TELEFONUNUZU YEDEKLEYİN

Telefonunu satmadan önce tüm verilerini yedekleyen kullanıcılar, yeni cihazına hepsini rahat ve kolay adımlarla aktarabiliyor. iPhone kullanıcıları, telefonunun ayarlar kısmından iCloud’a gelerek depolama ve yedekleme seçeneğine tıklayıp şimdi yedekle işlemi ile verilerini bulut sistemine aktarabiliyor. Android kullanıcıları ise verilerini bilgisayara aktarmak için bir USB kablosu kullanabilir ya da Android cihazlar için tasarlanan yedekleme uygulamalarından faydalanabilir.

HESAPLARINIZI DEVRE DIŞI BIRAKIN

Tüm verilerin yedeklenmesinden sonraki adım ise telefonunuzdaki hesapları devre dışı bırakmak. Bu şekilde satılan mobil cihazın yeni sahibi, telefonu kendi kişisel bilgileriyle etkinleştirme konusunda herhangi bir problem yaşamıyor. Bu adımın kullanılmış bir iPhone için çok önemli olduğunu belirten Serap Günal, iOS 7 veya üstü bir iPhone satmayı veya takas etmeyi planlayan kullanıcıların, iPhone’da bulunan etkinleştirme kilidinin kapalı olduğundan emin olmaları gerektiğini hatırlatıyor. iPhone kullanıcılarının, verilerini yedekledikten sonra cihazlarını hem iCloud’a hem de iTunes’a kaydetmeleri gerekiyor. Cihazı iCloud ve iTunes’a başarıyla kaydeden kullanıcıların, sonrasında telefonun tüm içeriğini silmesi gerekiyor. Android kullanıcıları ise telefonu sıfırlamadan önce Google hesabı altında yer alan hesabı kaldır seçeneğini tıklayarak süreci çözebiliyor.

VERİLERİNİZİ ŞİFRELEYİN

Mobil cihazlardaki verileri silmeden önce güvenli bir şekilde şifrelemek, verilerin şifreleme anahtarı olmadan erişilemez bir hale gelmesini sağlıyor. iPhone verilerinin varsayılan, Android verilerinin ise manuel olarak şifrelenmesi gerekiyor. Bu özelliği ayarlar – güvenlik başlığı altında bularak cihazı şifrele seçeneğine dokunmanız gerekiyor. Cihazı şifreledikten sonra verilere erişimi engelleniyor.

SİM VE SD KARTLARI ÇIKARIN

Çoğu kullanıcının bilgisi dahilinde olup yine de unuttukları basit adımlardan biri de cihazları satmadan ya da takas etmeden önce SIM kart ve SD kartları çıkarmamak. Kullanıcıların, bu basit ama etkili adımı göz ardı etmemeleri gerekiyor.

TELEFONUNUZU FABRİKA AYARLARINA GETİRİN

Telefonunuzdaki tüm verileri güvenli bir şekilde silmenin en kolay yollarından biri fabrika ayarlarına sıfırlamak. iPhone için yapmanız gereken tek şey ayarların altında yer alan genel seçeneğini bularak sıfırla ve ardından tüm içeriği sil adımlarını takip etmek. Android cihazlarda ise ayarlar ve gizlilik özelliğini seçerek telefonu sıfırlamak yeterli oluyor.

Ancak, şirketler için binlerce mobil cihazda bu tarz sıfırlama yapmanın mümkün olmadığını belirten Günal, yöneticilerin bu konu hakkında profesyonel hizmet alması gerektiğinin altını çiziyor.

medyabold
Devamını Oku »

Bakan, doktorlar doğru iletişim kuramıyor

Günde 300 sağlık çalışanının şiddet gördüğü Türkiye’de Sağlık Bakanlığı “Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem Planı” çerçevesinde bir kitapçık hazırladı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca imzalı kitapçıkta sağlıkta yaşanan şiddetin nedeninin doğru iletişim kurulaması olduğu öne sürülerek doktorlar ve diğer sağlık çalışanları iletişim kuramamakla suçlandı.

Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, Sağlık Bakanlığının “Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem Planı” çerçevesinde bir kitapçık hazırladığını hatırlattı. Bakanlığın sağlıkta şiddetin çok boyutlu olduğunu kabul ettiğini hatırlatan Bacaksız, “Bakanlık tarafından hazırlanan kitapçığın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca imzalı sunum yazısında “Oluşmuş şiddet olayları incelendiğinde pek çok olayın kaynağının doğru iletişim kurulamaması olduğu veya pek çok olayın da doğru iletişim teknikleri ile ortaya çıkmasının engellenebileceği görülmüştür” denilmektedir.  Sağlıkta şiddete bakış açısı bu olunca, kaçınılmaz olarak suçlu bu iletişimi kuramayan sağlık emekçileri olarak görülecektir. Tüm bedellerini sağlık emekçileri ödüyor olsa bile, caydırıcı hiçbir önlem alınmamış olacaktır. Daha da ötesi, sağlıkta şiddet eğilimleri taşıyanlar için bir başka mazeret daha verilmiş olacaktır ve saldırırken sonrasında kendilerini savunurken “sağlık çalışanlarının yeterince iletişim eğitimi almadıkları” suçlaması yönelteceklerdir.” dedi.

HASTA MÜŞTERİ OLARAK GÖRÜLÜYOR

Kitapçıkta etkili dinleme, öfke kontrolü, stres yönetimi, problem çözme teknikleri gibi konularda verilecek eğitimlerin, sorunların önüne geçeceği ve sağlık çalışanlarını şiddetten koruyacağının varsayıldığını hatırlatan Bacaksız, “Sağlıkta şiddet söz konusu olduğunda iletişim konusu bir durum değil bir sonuçtur. Sağlık hizmetlerinin bütününde çalışanlar ve hizmeti talep edenler arasında yaşananlar, sağlık sisteminin bizzat kendisinden kaynaklanmaktadır. Kışkırtılmış sağlık tüketimi modeli, bir taraftan hastayı müşteri haline getirirken, diğer taraftan da sağlık sektöründeki katma değeri artırmaya yönelik olarak gerçek ihtiyaçlar değil, “Müşteri Memnuniyeti” öne çıkarılmaktadır. Sağlıkta şiddet söz konusu olduğunda da, “Müşteri her zaman haklıdır” sonucu çıkartılmaktadır.” dedi.

HER GÜN 30 ÇALIŞAN ŞİDDETE UĞRUYOR

Günde 30 sağlık çalışanının şiddete maruz kaldığını vurgulayan Bacaksız, “Sağlık sistemini biçimlendiren, yönlendiren ve yönetenlerin sağlıkta şiddet konusunda gerçekçi çözümler üretmesi gereklidir. Genel geçer ve yatıştırıcı yaklaşımlar sorunun çözümünü daha da zorlaştırmaktadır. Ancak öyle görünmektedir ki, sağlık sisteminin organizasyonunda yetki ve güç sahibi olanlar bu konuda oldukça çaresiz kalmaktadır.” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

İyi Parti 39 ilçede sandık kurullarına itiraz etti

İyi Parti, 31 Mart seçimlerinin iptaline gerekçe olan hataların 23 Haziran seçimleri öncesinde de tekrarlandığı gerekçesiyle, İstanbul’un 39 ilçesinde ilçe seçim kurullarınca oluşturulan, sandık kurulu başkan ve üyelerinin tespitine itiraz etti.

İyi Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı Av. Osman Erusta, itiraz gerekçesiyle ilgili yaptığı açıklamada, sandık kurullarının usulsüz oluşturulduğu iddiası ile seçim iptal ettirenlerin, itiraz ettikleri usulsüzlükleri yeniden yaptıklarını söyledi.

KAMU GÖREVLİSİ Mİ, DEĞİL Mİ BELLİ DEĞİL

Av. Osman Erusta, siyasi partilere dağıtılan listelerde, kamu görevlisi olduğu ifade edilen kişilerin kurumlarının adının, sözkonusu kurumlarda hangi görevde bulunduklarının ve kamu görevlisi olup olmadıkları hususunun net bir şekilde belirtilmediğine dikkati çekti.

YSK’nın son aldığı kararla kamu görevlisi tanımının bir nevi 657’lilerle sınırlandırıldığını vurgulayan Av. Erusta, “Bize gelen listelerde belediye görevlisi yazıyor. Belediyeler bünyesinde çalışan işçiler kamu görevlisi değildir. Belediye iştiraklerinde çalışan kişiler ise, fonksiyonları ne olursa olsun kamu görevlisi değildirler. Yine eğitim kurumlarından isimler bildirilmiş ama görevi ve kurumu tam olarak yazılmamıştır” dedi.

YSK’ya “Madem amacınız hukuka saygı çerçevesinde seçimin tekrarı o zaman neden yeni usulsüzlükler oluşturuyorsunuz?” diye soran Av. Erusta, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

TESTİ KIRILMADAN…

“YSK’nın İstanbul seçimlerinin iptaline ilişkin vermiş olduğu 4219 sayılı kararında bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptaliyle yenilenmesine dair kararından sonra, oluşturulacak sandık kurulu başkan ve üyelerinin tespitinde, benzer hataların yaşanmamasını beklerken, ne yazık ki aynı hataların tekrar edildiği görülmüştür. Bu kapsamda İstanbul’un 39 ilçesinde 24.05.2019 tarihinde ilçe seçim kurullarınca oluşturulan, sandık kurulu başkan ve üyelerinin tespitine tarafımızca itiraz edilmiştir.

Yaptığımız itirazlarla, olası risklerin önlemini alıyoruz, süreci takip ediyoruz, ilçe seçim kurullarının hata yapmalarının önüne geçiyoruz. Bir nevi Nasrettin Hoca misali; testi kırılmadan önlem almaya çalışıyoruz.”

“SÜREÇ, YSK’YA GÜVENMENİN NE KADAR BEYHUDE OLDUĞUNU BİZE GÖSTERMİŞTİR”

31 Mart tarihinden sonra yaşanılan bu süreç seçim güvenliğini ve güvenilirliğini sağlamak bakımından YSK’ya güvenmenin ne kadar beyhude olduğunu bize göstermiştir. Yani biz, memleketin hangi partiden olursa olsun ahlaklı insanları, seçimin sonradan iptal edilmesine neden olabilecek her türlü ihtimali önceden öngörmek ve buna göre tedbirlerini almak zorundayız. Daha açık ifadeyle bir daha sandıkta kazanıp masada kaybetmemek için YSK’nın eline mazeret vermememiz gerekiyor.

Biz artık herkes gönül rahatlığıyla şaibesiz, şayiasız, şeffaf bir seçime girsin istiyoruz. Kimse seçmen listesinden de sandık kurullarındaki üyelerden de şüphe etmesin, her şey şeffaf ve adil olsun, ülkemiz huzur bulsun istiyoruz. Onun için İyi Parti haksızlıkların karşısında dimdik ayakta durmaya ve Türk halkının çıkar ve menfaatlerini gözetmeye devam edecektir.

İstanbul genelinde 39 ilçede yaptığımız itirazların takipçisi olmaya devam edeceğiz. Asla kimsenin şahsi çıkar ve menfaatleri için, kural ihlali yapmasına müsaade etmeyeceğiz.”

medyabold
Devamını Oku »

Hollywood’da taciz skandalında 44 milyon dolarlık uzlaşma

Hollywood’un bir dönem en ünlü film yapımcılarından olan ancak onlarca kadın tarafından cinsel tacizle suçlanan Harvey Weinstein’in şikayetçi kadınlarla 44 milyon dolarlık anlaşmaya vardığı iddia ediliyor. Amerikan basınında yer alan haberlere göre, Weinstein’in yapım şirketi iflasını açıklamadan önce şirketle iş yapan alacaklılarla, şirket çalışanları ve taciz mağduru şikayetçi kadınlarla varılan yapılan müzakereler sonucu uzlaşmaya varıldığı belirtildi.

Weinstein’in avukatı New York’taki hakime, onaylandığı takdirde, davacı kadınlarla iki taraf için de maliyeti ve süresi belirsiz durumdan çıkaracak ve mağdurlara önemli miktarda tazminatın ödeneceği ekonomik bir anlaşmaya vardıklarını bildirdi.

TAMİNATLARI SİGORTA ŞİRKETİ ÖDEYECEK

Söz konusu tazminatların Weinstein’in şirketlerinin sigorta poliçelerinden sağlanacağı belirtiliyor.

Eski yapımcının kadınlarla mahkeme dışında çözüm için tazminat ödemeyi kabul ettiği anlaşmanın Weinstein hakkında devam eden diğer davalarla ilgisi yok. Hakkında tecavüz, kadınları zorla alıkoyma gibi ceza davaları süren Weinstein bu suçlamaları reddediyor ve kadınlarla rızaları dışında birlikte olmadığını savunuyor.

Hollywood’un bir dönem en ünlü ve güçlü film yapımcılarından olan Harvey Weinstein’in aralarında ünlü oyuncuların da bulunduğu 80’den fazla cinsel tacizde bulunduğu iddia ediliyor. Skandal, 2017 yılının Ekim ayında New York Times gazetesinde yer alan bir makaleyle ortaya çıkmıştı.

Kadına yönelik tacize sessiz kalınmamasını öngören #MeToo kampanyası da Weinstein hakkındaki cinsel taciz iddialarının mağdur kadınlar tarafından yüksek sesle dile getirilmesiyle başlamıştı. Tacize karşı susmamayı teşvik eden kampanya Amerika sınırlarını aşarak dünyaya yayılmıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Cannes Film Festivalinde kazananlar açıklandı

Dünyanın en prestijli sinema festivali Cannes Film Festivali’nde kazananlar belli oldu. Merakla beklenen “Altın Palmiye” ödülü “Gisaengchung” filmi ile Güney Koreli yönetmen Bong-Jın Hoo’nun oldu.

Altın Palmiye Gisaengchung filmine gitti.

72. Cannes Fil Festivali bugün yapılan ödül gecesi ile sona eriyor. Festivalin kazananları da belli olmaya başladı.

BÜYÜK JÜRİ ÖDÜLÜ
Büyük Jüri Ödülü ilk uzun metrajıyla ana yarışmada yer alan Senegal asıllı genç oyuncu/yönetmen Mati Diop’un imzasını taşıyan Atlantique’in oldu.

Atlantique

EN İYİ ERKEK OYUNCU
En İyi Erkek Oyuncu ödülü Pedro Almodóvar’ın DolorYGloria filmindeki rolüyle Antonio Banderas’ın oldu.

Antonio Banderas

JÜRİ ÖDÜLÜ

Jüri ödülünü Les Miserables ve Kleber Mendonça Filho & Juliano Dornelles imzalı, western Bacurau paylaştı.

EN İYİ YÖNETMEN
En İyi Yönetmen ödülü “Le Jeune Ahmed” ile festivalin müdavimlerinden Dardenne Kardeşler’in oldu.

Le Jeune Ahmed

EN İYİ KADIN OYUNCU
En İyi Kadın Oyuncu ödülü Jessica Hausner yönettiği “Little Joe”daki rolüyle Emily Beecham’ın oldu.

Little Joe

EN İYİ SENARYO
En İyi Senaryo ödülü yarışmanın favorilerinden “Portrait De La Jeune Fille En Feu” ile Céline Sciamma’nın oldu.

ALTIN KAMERA ÖDÜLÜ
En İyi İlk Film’e verilen Altın Kamera ödülü Eleştirmenler Haftası’nda yer alan César Díaz filmi “Nuestras Madres”e verildi.

Nuestras Madres

MANSİYON ÖDÜLÜ
mansiyon ÖdülÜ, Elya Süleyman’ın yönettiği “It Must Be Heaven” filmine verildi.

medyabold
Devamını Oku »

Gazeteci Sabahattin Önkibar’a evinin yakınlarında saldırı gerçekleşti

Gazeteci yazar Sabahattin Önkibar saldırıya uğradı. Hastaneye kaldırılan Önkibar’ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Gazeteci Sabahattin Önkibar’a Ankara’da evinin yakınlarında saldırı gerçekleştirildi. 3 kişi tarafından darp edilen Önkibar, çevredeki insanların yardımı ile hastaneye kaldırıldı.

Saldırı sonrası açıklamalarda bulunan Önkibar, “Bunu kimin yaptığını ve kimlerin yaptırdığını biliyorum. Ergen çocukları saldılar üstüme. 19-20 yaşında çocukları saldılar üstüme” ifadesini kullandı.

Önkibar’ın önünü kesen iki araçtan inen 3 kişi Önkibar’ı yumrukladı ve yere yatırarak tekmelediği öğrenildi. Hastaneye kaldırılan Önkibar’ın sağlık durumunun iyi olduğu aktarıldı.

Önkibar, saldırganlardan şikâyetçi oldu. Görgü tanıklarının ifadesine göre saldırganların kullandığı araçlardan bir tespit edildi.

Halkt TV’ye bağlanarak açıklamalarda bulunan Önkibar, “Çete mensupları eşofman vardı üzerimde markete doğru giderken 3 kişi saldırdı. Ama hazırdım. Bunların işi sokağa döktüğünü anladım. Bahçeli açıklamalarımdan sonra bekliyordum. Bana vurdular yere düştüm tekmelemeye başladılar. Esnaf geldi müdahale etti. İki tane arabaları vardı bindiler ve kaçtılar.Ben çok dikkat ediyordum. Bunu kimin yaptığını ve kimlerin yaptırdığını biliyorum. O çeteleri tutana kafa tutuyorum. Onlardan hesap soracağım. Hemen polise bildirdik. Şikayette de bulunduk. Yarın raporu da karakola ya da adliyeye bildireceğim. Ergen çocukları saldılar üstüme. 19-20 yaşında çocukları saldılar üstüme.” dedi.

Gazetecilere saldırılar sürüyor

medyabold
Devamını Oku »

Türkoğlu’na Boşnaklar’dan tepki: Türk aday yerine Sırp’ı destekledi

FIBA Avrupa Başkanı, FIBA Dünya Başkan Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi ve TBF Onursal Başkanı Turgay Demirel, 24-25 Mayıs 2019 tarihleri arasında Almanya’nın Münih kentinde yapılacak FIBA Avrupa Kongresi ve Başkanlık seçimi öncesi yaşanan gelişmeler ve kendisine yöneltilen sorular ile ilgili açıklamalarda bulunmuştu.

FIBA Avrupa Başkanlık Seçimleri öncesi kendisinin 8 federasyon tarafından yeniden aday gösterildiğini söyleyen Turgay Demirel, “İlk kez bir Başkan adayı, kendi ülkesinin federasyonu tarafından aday gösterilmemiştir. Diğer iki aday, Belçikalı C. Coomans Belçika Federasyonu tarafından; Sırp aday D. Tomaseviç ise Sırbistan Basketbol Federasyonu tarafından aday gösterilmiştir. Bu adaylık konusunun daha ilginç olan tarafı ise, Sırp aday D. Tomaseviç’in aday olmaya TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu ve yakın ekibi tarafından ikna edilmesi; maddi manevi her türlü olanakların sağlanacağı sözü verilerek ve toplantılar düzenlenerek kendisine TBF olarak tam destek verildiğinin diğer tüm federasyonlara da açıklanmasıdır” sözleri dikkat çekmişti.

BOŞNAKLAR TÜRKOĞLU’NUN DAVRANIŞINA TEPKİ GÖSTERDİ

Boşnak asıllı olan Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nun, Turgay Demirel yerine, Sırp aday D. Tomaseviç’i destekleme kararına tepki geldi. Sosyal medyadaki “Boşnaklar” hesabı, “Hidayet Türkoğlu eğer gerçekten Sırp adayı destekliyorsa Srebrenitsa / Srebrenica soykırımında binlerce Boşnak şehide haksızlık etmiş olacaktır. Boşnaklar olarak bu olayı kabul edemeyiz” şeklindeki mesajlarıyla Türkoğlu’na tepki gösterdi.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’nin adayı Yıldırım, Saadet Partisi’nin iftarına katılmadı: Yoksa izin mi alamadı?

Saadet Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Gökçınar, rakipleri Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım’ı partisinin düzenlediği iftar yemeği programına davet etti.

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği iftar programına Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Belediye Başkan adayı Necdet Gökçınar, CHP ve İyi Parti’nin adayı Ekrem İmamoğlu, CHP’li Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, eski Refah Partisi milletvekili Emin Şirin ve Ahmet Özal da katıldı.

Necdet Gökçınar, 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine rakipleri Ekrem İmamoğlu ve AKP’nin adayı Binali Yıldırım’ı hem sözlü hem de yazılı davetle iftara davet etmişti. Ekrem İmamoğlu’nun katıldığı iftar programına Binali Yıldırım’ın katılmadığı görüldü.

AKP’li Yıldırım’ın, Saadet Partisi’ne iftar programına katılamayacağını belirten bir telgraf gönderdiği öğrenildi.

Saadet Partisi’ne destek verenlerin oylarına talip olduğunu katıldığı bir seçim programında vurgulayan Binali Yıldırım, “Saadet Partisi’ne oy veren kardeşlerimizin tekrarlanacak seçimde bana oy vereceklerini düşünüyorum. Çünkü Erbakan Hoca hayatı boyunca millî ve yerli vurgusu yaparak siyasi ömrünü tamamlamıştır. Türkiye’nin özgün savunma sanayisinin olması gerektiğini söylemiştir.” ifadesini kullanmıştı.

Saadet Partisi’nin adayı Necdet Gökçınar’da sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada 4 Temmuz 2003 yılında Türk askerinin başına çuval geçirilmesini hatırlatarak, “Saadet Partisi seçmeninden oy isteyeceksin. Öyle mi? Hadi oradan” diye tepki göstermişti.

Habertürk TV, Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ı canlı yayın programına davet etmişti. İmamoğlu’nun “seve seve katılırım” cevabının karşılığında Yıldırım’ın “Buna tek başıma karar veremem” demesi “izin alması gerekiyor” yorumlarına neden olmuştu.

Binali Yıldırım’ın, Saadet Partisi’nin iftarına katılmamasını sosyal medya kullanıcıları “Galiba izin alamadı” şeklinde yorumladı.

SP’den oy isteyen Binali Yıldırım’a: Hadi Oradan!

medyabold
Devamını Oku »

Opposition CHP reveals repeated irregularity that caused election rerun

The main opposition Republican People’s Party (CHP) announced on Friday that they found a repeated “irregularity” relating to the upcoming rerun election in Istanbul, which was the exact reason for the March 31 local poll to be annulled by Turkey’s election authority.

Canan Kaftancioglu, CHP’s Istanbul district executive, claims that her party has detected four ballot box officials in Istanbul’s Beykoz district who, contrary to the law, are not civil servants, an irregularity that served as the basis for the Supreme Electoral Council (YSK) to annul the Istanbul vote results on May 6.

In contradiction, Binali Yildirim, candidate of the ruling Justice and Development Party (AKP) in Istanbul, defined the repeated irregularity a “normal” situation.

Following CHP’s narrowly-won mayorship on March 31, the YSK decided to rerun the mayoral election in Istanbul on the grounds that some ballot box officials were not public servants, which drew rebuff among dissidents of Turkish President Recep Tayyip Erdogan.

CHP’s Kaftancioglu condemned the YSK members for the replication of the faulty conduct, emphasizing their irresponsibility.

“They [the YSK judges] appointed the ballot box committees [officials]. They annulled the elections, saying those officials were not civil servants. Now, again, they appointed ballot box officials for the June 23 [rerun elections] who are not public servants,” said Kaftancioglu.

The CHP executive added that they had reported the Beykoz irregularity to the District Election Board and that they were monitoring all-district lists of polling officials as Friday was the last day to appeal to the boards. AKP’s Yildirim responded to the query regarding the CHP-detected irregularity, saying, “Well, CHP, appeal [the irregularity] and [make the YSK] correct it.

Previously, the lists of polling officials were not shared with political parties. However, now the YSK provides the parties with lists to correct and prevent past errors, and the parties can change the irregularities. This is a normal situation.”

Yildirim was also questioned about the possibility of a second rerun if it was found, again, that some appointed polling officials were not civil servants.

“There will be no such thing. There is still time to change [the lists for ballot box officials]. They [CHP] object to it. In Istanbul, there are sevenfold more public officials than needed,” Yildirim replied.

No merit in Istanbul election decision says Imamoglu

The post Opposition CHP reveals repeated irregularity that caused election rerun appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/05/25/opposition-chp-reveals-repeated-irregularity-that-caused-election-rerun/
Devamını Oku »

Turkish court rejects municipal name change to Kurdish

A Turkish court has halted a decision by a municipal council to use a city’s original Kurdish name on its signboards.

At the request of the Tunceli Governorship Office, the Erzincan Administrative Court has stopped the execution of the decision of Tunceli’s municipal council to replace the current Turkish name of the city, Tunceli, with the old Kurdish one, Dersim, on the municipal signboards.

The decision adopted by a majority on May 7 in the council’s meeting chaired by newly elected mayor Fatih Mehmet Macoglu from the Turkish Communist Party (TKP).

The municipality announced the decision on Wednesday in a written statement, declaring that the motive behind the move was to maintain the culture, history, and faith of the province.

However, the governor rejected to ratify the decision and apply to the Erzincan Administrative Court in a bid to stop the execution of the decision. The court ruled unanimously in line with the governor.

Macoglu, Turkey’s first communist mayor faces his first public controversy following the decision. Some criticized Macoglu as he allegedly re-opened old wounds by switching Tunceli to Dersim on municipal buildings.

Dersim is known for its rebellion in the country’s history, a conflict that still reverberates today.

Following Tunceli’s name-change on the municipal buildings three days ago, the hashtag #DersimDegilTunceli, (Not Dersim, it is Tunceli) has been trending on Twitter.

Further, some popular figures criticized the change, defining it an unnecessary move.

“What is that? What happens if we call it Dersim, or Tunceli? A new and unnecessary conflict has been created. Mayor Fatih Macoglu, was this appropriate amid all these problems? Wasted energy!!!” tweeted Fatih Portakal, a news anchorman at Fox TV.

“There is no such province officially called Dersim in Turkey and will not be. Turning a blind eye to this communist and separatist conspiracy will invite ghastly disasters, and open doors to dangers that [could threaten the country’s] survival,” said Devlet Bahceli, leader of Nationalist Movement Party (MHP) and election ally of Turkish President Recep Tayyip Erdogan.

In response to the raised voices the mayor released a video message arguing that Dersim banners, along with Tunceli signs had also been placed at the entrance of the municipal building during the tenure of the previous mayor from the opposition People’s Democratic Party (HDP) who was replaced with a state-appointed administrator by the ruling Justice and Development Party (AKP) in 2016.

“The governor has the last say over the council’s decision. We do not aim at politicizing the issue, but just follow what our people want,” Macoglu said.

Dersim remains a sensitive topic in Turkey

Tunceli, an eastern city with pre-dominantly Kurdish and Alevis population is a province more commonly known to locals by its Kurdish name, Dersim.

Dersim was home to serious conflicts between the Turkish state and the locals during the early years of the Turkish Republic.

The province witnessed insurgencies by the local people against the state in the 1930s when the founder of the republic, Mustafa Kemal Ataturk was alive and in force.

Some historians interpreted the Dersim insurgency as a resistance to the reforms such as promoting strong Turkish nationalism especially in Kurdish-majority areas, brought by Ataturk in the area, where people had lived under local administration for hundreds of years.

In 1935, a Law on Administration of the Tunceli Province was enacted, changing Dersim’s name as Tunceli and displacing people in the region. The law, however, sparked even stronger resistance by the locals against the republic.

Ataturk ordered military operations in the region in 1937 and 1938 to quash the rebellion which led to mass killings of some 13,000 people, including children and women, according to official figures or some 40,000 according to US sources.

Governor’s approval needed to rename Tunceli Municipality says mayor

The post Turkish court rejects municipal name change to Kurdish appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/05/25/turkish-court-rejects-municipal-name-change-to-kurdish/
Devamını Oku »

Construction worker gets jail term for posting cartoons that criticize Erdogan

Deniz Avci, a construction worker in Turkey’s western province of Balıkesir, was sentenced to two years and two months in prison for posting two cartoons that criticize Turkish President Recep Tayyip Erdogan, Evrensel daily reported on Friday.

Avci received a 26-month prison sentence on the charge of “insulting the president” on social media by posting two cartoons in which Erdogan was criticized.

One of the cartoons was drawn by Sefer Selvi from the Evrensel newspaper, and the other was drawn by Musa Kart from the Cumhuriyet daily.

According to the report written by Erdi Tutmez from Evrensel, Selvi’s cartoon was published the day after Erdogan’s speech in September 2017 where he ridiculed those in Turkey who travel abroad to get a good education.

“Those [who receive education abroad] whom we expect to find ways to solve problems in their own country, are becoming voluntary agents of the West,” Erdogan said in his speech.

The day after the comment, Selvi drew a cartoon depicting Erdogan’s remarks. The cartoon showed Erdogan speaking to a schoolchild, saying, “What are you going to do with that good education of yours, become a traitor?”

When asked whether he wants his sentence to be suspended due to remorse for committing the crime of insult against the president, Avci said that he has no regrets because he did not insult anyone.

“There’s no crime in these [social media] posts [of cartoons]. I do not regret posting them. I did not insult anyone. There’s only criticism in these posts; there’s no crime done to regret,” he said.

The two years and two months prison sentence handed down to Avci was, therefore, not suspended by the court.

Avci’s lawyer, Savas Avci, told Evrensel that it is sad to see what the judiciary has become under the rule of Erdogan’s Justice and Development Party (AKP).

“While the two cartoonists who drew the actual cartoons criticizing the president receive no punishment, a construction worker gets a sentence, which is not suspended, for merely posting those cartoons on social media,” the lawyer said.

Stressing that Kart’s cartoon claims that the judiciary in Turkey is under the dominance of political power, he added: “This ruling confirms that the critical reference in that cartoon reflects reality. We feel sad about what the Turkish judiciary has become.”

No cases have been filed against the two cartoonists, and access to the cartoons online has not been blocked by the Turkish government.

The lawyer emphasized that they will take the case to appeal, and if they get no results, they will apply to the Constitutional Court (AYM).

“We will then go to the European Court of Human Rights (ECHR) if it is necessary,” he told Evrensel.

In Turkey, “insulting the president” is a crime according to the controversial Article 299 of the Turkish Penal Code (TCK).

The article says that punishment for “insulting the president” could be a four-year prison sentence, and even longer if the crime is committed through mass media.

Since Tayyip Erdogan became the president of Turkey in 2014, thousands of people have been prosecuted and convicted according to the article.

Journalist jailed for insulting Erdogan on social media 

The post Construction worker gets jail term for posting cartoons that criticize Erdogan appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/05/25/construction-worker-gets-jail-term-for-posting-cartoons-that-criticize-erdogan/
Devamını Oku »

Gazeteci Sabahattin Önkibar’a saldırı

Gazeteci Sabahattin Önkibar Ankara Beysukent’te evinin yakınlarında saldırıya uğradı. 3 kişilik saldırgan grup Önkibar’ı yere yatırarak tekmeledi. Sabahattin Önkibar çevre sakinleri tarafından kurtarıldı ve hastaneye kaldırıldı. 10 günlük iş göremez raporu alan gazeteci Sabahattin Önkibar savcılığa suç duyurusunda bulundu. Önbikar, saldırıyla ilgili şunları  söyledi:

“Ben 18:00’a kadar hiç dışarı çıkmadım, akşam bir iftar alışverişi için dışarı çıkayım dedim. Marketçi ve kuruyemiş bulunuyor işte, o arada 20 tane esnaf var. Onlar yetişti, onlar kurtardı. Bu arada ben hazırlıklıydım zaten. Geldiler, ben gardımı aldım. Onlar vurdu, ben vurdum, ama onlar tabii 3 kişi, ben yere düştüm, tekmeleri salladılar. Bu esnada esnaf yetişti, benim hayatımı onlar kurtardı. Tabii ben hemen kamera araştırmasına gittim, o ara 155’e anında olayı bildirdim, plakayı verdim. İki araba vardı, ikinci arabanın plakasını esnaf alamadı ama… Şimdi Güven Hastanesi’ne gideceğim.”

kronos
Devamını Oku »

Valbuena: Fenerbahçe benim hikayemin bir parçası oldu

Fenerbahçe’de sözleşmesi sona eren Mathieu Valbuena, bir mesaj yayınlayarak sarı-lacivertli camiaya veda etti. Fransız yıldızın, önce sağlık kontrollerinden geçeceği ve ardından Olympiakos ile 1 yıllık sözleme imzalayacağı bilgisi verildi. Valbuena’nın Antalyaspor maçının ardından taraftarla vedalaşacağı ve maç biter bitmez özel bir uçakla Pire’ye gideceği belirtildi.

Valbuena 20’si ilk 11’de olmak üzere bu sezon 31 resmi maçta görev yaptı. Oynadığı maçlarda takımının en etkili ve istikrarlı oyuncusu oldu. sakatlık yaşadığı dönemlerde de Fenerbahçe onu çok aradı. 8 asistle Fenerbahçe’nin en çok gol pası veren oyuncusu oldu.

ANLAŞMAYI MARINAKIS DUYURMUŞTU

Yunanistan ekibi Olympiakos’un Başkanı Evangelos Marinakis, Fenerbahçeli yıldız Mathieu Valbuena ile transfer konusunda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Komşu’da Parapolitic FM’e konuşan Marinakis, Valbuena transferini kısa süre içinde açıklayacaklarını söyledi.

Mariniakis’e Valbuena transferi sorulurken inkar etmeyerek, “Zamanı geldiğinde açıklayacağız. Valbuena’nın Olympiakos’a çok faydası olacak. Çok iyi bir oyuncuyu transfer ettik diyebiliriz, anlaşma şu anda çok yakın. Listede çok oyuncu var sadece 1 değil. Olympiakos’un şampiyonluğu ve Avrupa’da yerini alması her şeyden önemlidir.” dedi.

Marinakis’in sözleri sonrasında Yunan basınının manşetlerini Valbuena süsledi ve bitr yıldızın transferinin artık bittiğine vurgu yapıldı

Fransa ve Arap liglerinden de teklif alan Valbuena’nın Fenerbahçe’den de 2 yıl için 3.4 milyon Euro’luk teklif aldığı öne sürülmüştü.

İŞTE VALBUENA’NIN VEDA MEKTUBU

medyabold
Devamını Oku »

Sosyal medya Şahan Gökbakar’ın “utanma” sorusuna cevap arıyor

Oyuncu Şahan Gökbakar sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla gündeme yönelik göndermeler yapmayı sürdürüyor.

KİME GÖNDERME YAPTIĞI MERAK KONUSU OLDU

İlk olarak Ekrem İmamoğlu’na verdiği destekle dikkat çeken Şahan Gökbakar sonrasında, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz’un taklidiyle gündem olmuştu.

O günden bu yana zaman zaman yaptığı çıkışlarla siyasi gündemi yakından takip ettiğini gösteren Şahan şimdi de “Utanmak” üzerine bir video paylaştı. Şahan, videoyu paylaşırken şu satırları kullandı: “Utanmak… Utanma duygusu… Neden bazı insanlarda var bazılarında yok? Bakalım sizler ne düşünüyorsunuz?” Şahan’ın bu sözlerle kime imada bulunduğu ise takipçileri tarafından merak konusu oldu. Gökbakar’ın bu paylaşımının altına yorum yağdı.

medyabold
Devamını Oku »

CHP’li Öztrak: Ramazanmış, cumaymış, demeden hak yemeye devam ediyorlar

CHP Sözcüsü Faik Öztrak CHP Genel Merkezi’nde açıklama yapıyor. Öztrak, “Ramazanmış cumaymış, cami açılışıymış, iftarmış demeden hak yemeye devam ediyorlar” dedi.

CHP’DEN YSK’NIN GEREKÇEKLİ KARARINA SERT SÖZLER

“AKP 6 Mayıs’ta iptal edilen seçimden bir gün sonra 7 Mayıs’ta bir broşür devreye soktu. Kısa kararda olmayan ifadeler bu broşürde var ve bu ifadeler gerekçeli karara eklenmiş”

“250 sayfasının önemli kısmı muhalefet şerhi, 200 sayfası bir sürü tespit. 12 sayfa var. 12 sayfayı da 7 üye yazamamış. Bu minareye bir türlü kılıf bulamamış onu da Saray yazmış bunların eline vermiş onlar da imzalamışlar.”

“Saray’ın elimizde dediği hırsızlık görüntüleri bir türlü ortaya çıkmıyor, bekliyoruz. Bunu mutlaka kamuoyuyla paylaşmanız lazım.”

ÖZTRAK’DAN AKP’YE ‘HAK YEME’ ELEŞTİRİSİ

“Ramazanmış cumaymış, cami açılışıymış, iftarmış demeden hak yemeye devam ediyorlar.”

“25 günde milli gelirimiz tam 81 milyar dolar düşmüş. İşsizlerimizin sayısı 8.5 milyonu geçmiş. Resmi işsizlik oranımız Suriye’yle aynı seviyede. Kendilerini yakıyorlar, köprüden atlıyorlar, yaşamlarına son veriyorlar. “Varlıklı kişiler 50 kişi alsa sorun çözülür” diyorlar. Siz yaptığınız hatalarla tüketici güvenini yerlerde süründüreceksiniz, bu işletmelerde mallarını satamayacaklar. Bunu nereye kadar sürdürecekler? Sorumlu tamamen kendileri.”

“Yatırım ve üretim olan yerde istihdam olur. Bırakın istihdamı son bir yılda 811 bin kişi çalıştığı yerden ayrılmış. Sosyete damat, kayınpederden geri kalmıyor. Haziran ayında cari denge fazla verecek diyor. Övünüyor. Ekonomi daralıyor, ithalat düşüyor, cari fazla veriyorum diye övünüyorsun. Damadın bu hali mektepleri kapatsak eğitimi ne güzel idare ederiz diyen bakanın haline benziyor. ”

“Ne oldu 3600 ek gösterge? Tık yok. Emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını düzeltecek çözümler nerede? Milletin dertlerine sırtını çevirmiş durumdalar. Bir tek İstanbul’un rantının peşindeler. İhale ve yandaş vakıflar üzerinden kurdukları düzeni devam ettirme peşindeler.”

(İmam sandık görevlileri) “İmamlarda devlet memurlarıdır. Bizim buna herhangi bir itirazımız olmaz.”

Saadet’in adayı YSK kararını yorumladı: Kim olursa olsun burada yapılan bir haksızlıktır

medyabold
Devamını Oku »

AYM’ye en fazla başvuru adil yargılanma hakkı ihlalinden

Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) 2019’un ilk üç ayında 9 bin 829 bireysel başvuruda bulunuldu. 2012’den bu yana toplam bireysel başvuru sayısı 221 bin 494’e ulaştı.

AYM’nin internet sitesinde bu yılın ocak, şubat ve mart aylarında yapılan bireysel başvurulara ilişkin istatistikler yayınlandı.

2019’un ilk üç ayında AYM’ye 9 bin 829 bireysel başvuru yapıldı. Bunların 7 bin 958’i (yüzde 81’i) sonuçlandırıldı. AYM, üç ayda toplam 293 ihlal kararı (makul sürede yargılanma hakkı ve birleşen dosyalar dahil) verdi.

İLK SIRADA ADİL YARGILANMA İHLALİ

2012’den bugüne kadar AYM’nin verdiği ihlal kararlarına bakıldığında (makul sürede yargılanma hakkı ve birleşen dosyalar dahil), ilk sırayı yüzde 55,2’lik oranla adil yargılanma hakkının ihlali aldı. Bu kapsamda en yaygın ihlal, makul sürede yargılanma hakkında yapıldı. Mülkiyet hakkı ihlali yüzde 31’lik oran ile ikinci sıraya, ifade özgürlüğü ihlali de yüzde 3,6’lık oranla üçüncü sırada.

İlk üç sırayı takip eden ihlal kararları ise özel hayatın gizliliği ve korunması, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ayrımcılık yasağı, yaşam hakkı ve diğer haklara ilişkin

REKOR 2016’DA

Bireysel başvuru hakkı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki ihlal davası sayısının azaltılması amacıyla 23 Eylül 2012’de hayata geçirilmişti.

AYM’ye 2012 yılından bugüne kadar yapılan toplam başvuru sayısı 221 bin 494’e ulaştı. İlk yıl yapılan bireysel başvuru sayısı 1342’yken bu sayı 2016 yılında 80 bin 756’ya çıktı.

AYM’ye 2013’te 9 bin 897, 2014’te 20 bin 578, 2015’te 20 bin 376, 2016’da 80 bin 756, 2017’de 40 bin 530, 2018 yılında 38 bin 186 başvuru yapıldı.

AYM Raportörü, Osman Kavala’nın tutukluluğuna ilişkin “Hak İhlali Var” dedi

medyabold
Devamını Oku »

‘Yerli ve milli’ Hido, Türk değil Sırp adayı destekledi: Demirel kazandı

TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu’nun Sırp aday Dejan Tomasevic’i desteklemesine rağmen FIBA Avrupa Başkanlığı seçimini Turgay Demirel kazandı. 8 federasyon tarafından aday gösterilen Demirel, Türkiye tarafından desteklenmedi.

Karar’da yer alan habere göre Demirel, TFB ve Hidayet Türkoğlu’nun kendisi hakkında karalama ve itbarsızlaştırma kampanyası yaptığını belirterek  şunları söylemişti:

‘1992 yılında başladığım TBF Başkanlığı görevine 6 kez seçilerek 23 yıl süreyle ülkeme ve Türk sporuna hizmet ettim. Bu hafta Münih’te yapılacak seçimli FIBA Avrupa Genel Kurulu öncesi tam 8 Basketbol Federasyonu tarafından yeniden FIBA Avrupa Başkanlığına aday olarak gösterildim. Seçilmesi ile birlikte şahsımı karalamak ve itibarsızlaştırmak amacıyla pek çok asılsız yalan haberler üreten bu kişiden ve ekibinden zaten herhangi bir destek görmeyeceğimi biliyor ve beklemiyordum. Ancak böyle bir milli meselede, başka bir ülkeden aday çıkarmak için bu kadar gayret sarf etmeleri, her türlü desteği vereceklerini söyleyerek ikna etmeleri ve üstelik bu kişinin Sırbistan Basketbol Federasyonu genel sekreteri olması, geldikleri noktayı açıkça göstermektedir. Seçime çok az bir zaman kala tüm gayretlerine ve sağladıkları imkanlara rağmen netice alamayacaklarını düşünen Hidayet Türkoğlu ve ekibi, en son hamle olarak kendi e-posta adresinden 49 Federasyona bir mektup gönderme cüretini de göstermiş; bu yazıda ‘Turgay Demirel’in’ adaylığına kesinlikle karşı olduklarını; diğer iki aday ile iyi ilişkiler içinde olduklarını ve desteklediklerini söyleyerek iki adayın bana karşı birleşmesini teşvik etmeye çalışmıştır. Bu son davranışla birlikte tüm bu eylemlerini ifade etmek için kullanılacak kelimenin ne olduğu herkesin anlayabileceği kadar açıktır”

TFB’nin Türk adaya karşı Sırp adayı desteklemesini Bakanlığa da bildirdiğini ifade eden Demirel, ülkesinden destek almamasına rağmen seçimleri kazandı.

 

kronos
Devamını Oku »

Gözaltına alınan Ortadoğu Uzmanı Faik Bulut, serbest bırakıldı

Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) düzenlediği bir toplantıya katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınan Ortadoğu uzmanı araştırmacı-yazar Faik Bulut serbest bırakıldı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, talimatı doğrultusunda DTK düzenlediği bir toplantıya katıldığı gerekçesiyle hakkında soruşturma başlattığı Ortadoğu uzmanı araştırmacı-yazar Faik Bulut, öğlen saatlerinde gözaltına alındı.

Avcılar Firüzköy Karakolu’na götürülen Bulut, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.

FAİK BULUT KİM ?

1950 Kars’ın Kağızman ilçesinde doğan Faik Bulut, Kürt yazar olarak biliniyor. İran ve Ortadoğu üzerine makaleler yazan ve araştırmalar yapan Bulut, 1972’de Lübnan’daki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) kamplarına katıldı. Tutuklanarak cezaevine girdi.

Faik Bulut’un Kürt siyasi tarihi üzerine birçok kitabı bulunuyor.

Ayrıca katıldığı televizyon programlarında kendisini orta doğu uzmanı olarak tanıtan Bulut, hizmet hareketi ve mensuplarına yönelik hakaret derecesine varan ifadeler kullanmasıyla biliniyor.

Avukatlar Öcalan’ın mesajını Leyla Güven’e iletti

medyabold
Devamını Oku »

Meclis kürsüsünde abaküs ile AKP’nin hesabını gördü

Meclis kürsüsüne ‘abaküs’le çıkan İyi Parti Milletvekili Aylin Cesur, “Bir abaküs yeter mi bilmem ama bugüne kadar her yolu denedik, vatandaşın sorunları için önergeler verdik, reddettiniz. Her yolu denedik, tutmadığınız sözlerinizi say say bitiremedik. Baktık olmuyor, bir de bu temel eğitim aracı ile sayayım dedim” ifadesini kullandı.

Kapadokya Alan Başkanlığı kurulmasına ilişkin kanun teklifi görüşülürken, İyi Partili Aylin Cesur söz aldı. Kürsüye elinde akaküsle çıkan Cesur, konuşmasına başlarken “Bir abaküs yeter mi bilmem ama bugüne kadar her yolu denedik, vatandaşın sorunları için önergeler verdik, reddettiniz. Her yolu denedik, tutmadığınız sözlerinizi say say bitiremedik. Baktık olmuyor, bir de bu temel eğitim aracı ile sayayım dedim” dedi. Abaküsü kürsüye koyan Cesur, tek tek saydı ve şu eleştirileri getirdi:

*Hepimizin bildiği temel eğitim yöntemiyle millete söz verip yapmadıklarınızı saymaya devam edeceğim. AK Parti’nin 3Y vaadi vardı; Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar. Gıda fiyatları 2003’ten bugüne yüzde 407 arttı, konut yüzde 432 arttı, ulaştırma yüzde 390 arttı. TÜFE yüzde 310 arttı. Dünya enflasyon ilginde 64. Sıraya düştük.

*İşsizlik 2001 krizinin en kötü günlerinde yüzde 11,4’tü; dün açıklandı, yüzde 14,7. Sadece 2012’den bu yana işsiz sayısı 2,2 milyondan 4,74 milyona çıkarak rekor kırdı. Genç işsizliğiyse yüzde 26,1.

*Tüketici Hakları Derneği’nin raporuna göre, Türkiye’de 16 milyon kişi açlık sınırında ve 48 milyon kişi yoksulluk sınırında yani 64 milyon aç.

*2023’e en büyük 10. Ekonomi’ olma hedefinize dört sene kaldı. Siz gelmeden evvel dünyanın 16. Ekonomisiyken hâlen 20. sıradayız.

*Dolar kuru 2002’de 1,67 idi; bugün 6,06. Kişi başına düşen millî gelir 12.480 dolardan sadece 9.632’ye yani 2007 seviyesine düştü.

*2023’te 500 milyar dolar ihracat hedefi”niz 2018 yılında 168 milyar dolar oldu dolar kuru patlaması avantajınıza rağmen!

*Benzin zamlarına güncelleme şart’ dediniz, yaptığınız güncellemelerle 1,66 liradan 7,20 liraya çıktı benzinimiz.

*2002’de cari açık 600 milyon dolarken, son on altı yılda her yıl ortalama 36 milyar dolar cari açıkla, sonucunda dış borcu 130 milyar dolardan 445 milyar dolara çıkardınız.

*Yasaklara gelince; artık kimse telefonda bile konuşamıyor ‘Acaba dinleniyor muyum?’ diyor. Türkiye, kaygı ve korku ülkesi hâline geldi.

*Eğitimde kalite endeksi hazırlayacaktınız, kül oldu. Yükseköğrenim çerçeve yasası hazırlayacaktınız, yok oldu. Gençlere ücretsiz internet sözünüz hayal oldu.

*EYT’liler 700 bin kişi aileleriyle beraber sizden çözüm bekliyor ama EYT’nin sesine kulaklarınız tıkalı.

*Terörle mücadele edeceğiz’ dediniz, ‘çözüm süreci’ dediniz, her şey düğüm oldu. 2002’de sıfır şehit varken 2002-2019 yıllarında güvenlik güçlerimizden 2.620 şehidimiz var.

*Demirel’in dediği gibi “Milletin hür iradesiyle gelip, milletin hür iradesiyle giden iktidarlar ve bunu kucaklayan sistem sahip buluncaya kadar” biz saymaya devam edeceğiz.

60 milyon yılda oluşan peri bacalarında imar affı katliamı

medyabold
Devamını Oku »

Sedat Peker bu sefer Akit’e çattı: Nasıl bir manyaksınız, sapıksınız, sahte dindarlar

Sosyal medyadan 4 yaşındaki kızının jimnastik gösterisine gittiğini paylaşan Sedat Peker, jimnastiğin dinen caiz olmadığı yönünde gelen yorumlara isyan etti. Peker yorum yapanlara ‘nasıl bir sapıksınız, nasıl bir manyaksınız? Siz nasıl sözde birer dindarsınız. Sizinle aynı dine inanmıyorum’ diyerek tepki gösterdi. Akit gazetesi 2 hafta önce yaşları 3 ila 8 arasında değişen ritmik jimnastik sporcusu kız çocuklarını hedef almış ve çocukların fotoğraflarını sansürleyerek haberde vermişti. Akit’in bu haberi büyük tepki almıştı.

Sedat Peker, sosyal medya hesabından 4 yaşındaki kızının jimnastik gösterisine ilişkin bir paylaşım yaptı. Peker’in paylaşımına çok sayıda yorum geldi. Bu yorumlarda, Peker’i kızını jimnastik kursuna gönderdiği için eleştirenler de vardı. Peker, kendisini eleştirenlere, yaptığı sert açıklamayla yanıt verdi. Peker, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

‘Bir önceki gün yaptığım paylaşımda kızımın jimnastik gösterisinin, iftar saatine denk geldiği için orucumu hurma ve suyla açmak zorunda kaldım demiştim. Bazı insanlar bu durumdan dolayı benim dini inancımı sorgulamış ve bu yönde yorumlar yazmışlar. 4 yaşında bir kız çocuğunun jimnastik sporunu yapması onun gelecekteki sağlığı açısından çok önemlidir. Bu yüzden kızımı jimnastiğe gönderiyorum. Babalar kızlarının ilk aşkı olduğu için kızımı tabi ki jimnastik gösterisinde yalnız bırakmadım. O yorumları yazanları gerçekten anlayamıyorum. Nasıl bir sapıksınız, nasıl bir manyaksınız? Siz nasıl sözde birer dindarsınız. Dünya’ya bakış açınızı sadece cinsel organınızın üzerinden planlayabilen ve uygulayabilen zavallılarsınız. Elinize imkan geçse Suriye’de DEAŞ’ın kurduğu kadınların satıldığı pazarları, ülkemizde kurabilecek kadar hastalıklı ruhlarsınız.

DEİZM VE ATEİZMİ HORTLATTINIZ

Hem vallahi hem billahi ben sizinle aynı dine inanmıyorum’ diyen Peker açıklamasının devamında : ‘Benim anladığım dini inanç ile sizin inandığınız dini inanç asla aynı değil. Kimin inancının doğru olduğunun kararını yüce Allah’ım Hakimliği’ne yani mahkemelerin en yücesi olan Mahkeme-i Kübra’ya bırakıyorum. Çekin kirli ellerinizi ve hastalıklı düşüncelerinizi yüce dinimizin üzerinden yaptıklarınızla insanların imanını, inancını zayıflattınız. Bu sayede de deizm – ateizmi hortlattınız.’ ifadelerini kullandı.

AKİT’DE ÇOCUK JİMNASTİKÇİLERİ HEDEF ALMIŞTI

Akit gazetesi 2 hafta önce yaşları 3 ila 8 arasında değişen ritmik jimnastik sporcusu kız çocuklarını hedef almış ve çocukların fotoğraflarını sansürleyerek haberde vermişti. Akit’in bu haberi büyük tepki toplamıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Babacan “Başkanlık’tan rahatsız”, parlamenter demokrasiye dönüşten yana!

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) eski bakanlarından Ali Babacan’ın, yeni parti çalışmalarında, başkanlık sisteminin sorunlu olduğu ve tekrar parlementer sisteme dönülmesi gerektiği üzerinde durduğu belirtiliyor.

Birgün gazetesinden Doğan Tılıç, Ali Babacan’la ilgili son kulis bilgileri köşesine taşıdı.  Doğan Tılıç  “Adı yeni bir parti hazırlığı ile anılan Ali Babacan’ın düşünceleri konusunda duyumlarım var” diyerek yazısına başlayan Tılıç, “Babacan’ın partisi, gelinen noktadan ve tehlikeli gidişten yetkilerin tek elde toplandığı başkanlık sitemini sorumlu tutuyor ve “kesinlikle parlamenter demokrasiye dönüşten yanalar.” dedi.

İşte Doğan Tılıç’ın “Babacan başkanlık mı istiyor?” başlıklı o yazısı:

Bizim başkanlık sisteminin tam olarak ne olduğunu anlamak için YSK’nın İstanbul seçimi ile ilgili gerekçeli kararına bakmak yeter. Başkanı dahil 4 üyenin muhalefet şerhi, başka hiçbir kanıta gerek kalmadan hukukun ve sistemin temel kurumların ne halde olduğunu gösteriyor!

Türkiye, ekonomide de dış politikada da olağanüstü bir sıkışmışlık içindeyken, etrafımız yeniden ısınıyor. Dümeninde Trump’ın oturduğu bir ABD, krizini bölgemizde çıkaracağı bir savaşla aşma sevdasına kapılırsa, 1 Mart gibi bir tezkere çıkaracak bir Meclis de yok!

Geçen günkü “Tsitsekun!” başlıklı yazımda, acele edip, “Çerkesler soykırım ve sürgünün 155. Yılında ‘Muhatabın tam karşısındayız’ diyerek İstanbul’da Rusya Başkonsolosluğu’na yürüdüler” demiştim, ama hayır! Polis bu yıl buna izin vermedi.

Hemen her kararı başkanın aldığı bir sistemle olağanüstü tehlikeli sularda, üstelik gemi de su alırken, yüzmeye çalışan bir ülke oldu Türkiye.

Gidişatın hiç de iyi olmadığını açıktan ifade eden AKP’lilerin sayısı da artıyor ve Davutoğlu ile Babacan’ın da yeni parti hazırlığında oldukları herkesin malumu.

Bütün gözler artık çoktan bir belediye seçiminin ötesine geçmiş olan 23 Haziran’a dikili. Sonuç ne olursa olsun, İstanbul seçimi ülkenin geleceğini tartıştıracak!

Muhalefet partilerinin başkanlık sistemi konusunda görüşleri belli: CHP ve İyi Parti referandumdan beri karşılar. Bir ara “tartışılabilir” dese de, HDP de “yasama, yürütme ve yargıyı tek elde toplayan” modeli reddediyor. SP yaşananlardan sonra başkanlıktan iyice uzaklaştı; “bugünkü haliyle başkanlık sisteminin fayda sağlamadığını ve yeni bir referandumla değiştirilmesi gerektiğini” söylüyorlar.

Artık önemli bir siyasal aktör olan İmamoğlu; memleketin psikolojisine ve sosyolojisine uygun olanın parlamenter sistem olduğunu, “ancak Türkiye’nin yol haritasının ne olması gerektiğine şeffaf bir şekilde halka sorularak karar verilmesi gerektiğini” söyledi.

Yeni parti çalışmasına hız vermiş olan Davutoğlu eskiden savunuculuğunu yapıp gerçekleşmesinde rol oynadığı başkanlık sistemi konusunda şimdi ne düşünüyor, bilmiyorum. Ancak, adı bir başka parti hazırlığı ile anılan Ali Babacan’ın düşünceleri konusunda duyumlarım var.

Öncelikle; Davutoğlu ve Babacan’ın ayrı yürüdükleri kesin. Babacan ve çevresinin hedeflediği ANAP benzeri bir merkez partisi ve Babacan’la birlikte olanlar Davutoğlu’na şiddetle karşılar. Gül’ün de Babacan’ı desteklediği ama arka planda kalacağı zaten yazılıp çizilmişti.

Kuruluş yıllarında AKP’yi ülkedeki iş dünyasına anlatan iki kişiden biri olan Babacan’a, Türkiyeli iş insanları arasında o günlerden gelen bir sempati var. Bunun yanına dışarıdaki kredisini de koymak lazım.

Trump ve Putin gibi liderlerin dünya ekonomisini bir felakete götürmesine nasıl engel olunabilir diye tartışan ve her ülkeden bir kişiden oluşan grup var ve o grupta Türkiye’den Babacan’ın olması onun dış kredisinin işareti sayılabilir.

Davutoğlu’nun “fazla hızlı” gittiği değerlendirmesini yapan Babacan çevresi parti kurma konusunda kesin kararlı ve kararlılıkları Saray’ın herhangi bir müdahalesinin onları caydıramayacağı kadar çok. Ancak “aceleleri yok”.

Aslında bunların çoğu zaten yazıldı. Benim asıl merak ettiğim; Babacan’ın partisinin siyasal rejim konusundaki tavrıydı; başkanlıkla devamdan mı, parlamenter sisteme dönüşten mi yanalar?

Birkaç gün önce o merakımı giderebildim; Babacan’ın partisi, gelinen noktadan ve tehlikeli gidişten yetkilerin tek elde toplandığı başkanlık sitemini sorumlu tutuyor ve “kesinlikle parlamenter demokrasiye dönüşten yanalar.”

Aydınlık yazarı İsmet Özçelik: “Ali Babacan gemileri yakmış gibiydi”

medyabold
Devamını Oku »

Sayıştay tespit etti: İBB’de 15 Temmuz bahanesiyle yandaşa ihalesiz iş verilmiş

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 15 Temmuz’u gerekçe göstererek ihalesiz verdiği işler, Sayıştay’ın gözünden kaçmadı. Belediyenin harcamalarında usulsüzlük tespit eden Sayıştay, İBB’den savunmasını istedi.

İBB savunmasında, “15 Temmuz darbe girişimi sonrası güvenlik ve ivedilik” bahanesini öne sürdü. Sayıştay ise, iş bitim tarihi 2015 olan ihalenin gerekçesi “15 Temmuz olamaz” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “güvenlik ve acele” gerekçesiyle bir firmaya ihalesiz verdiği iş için ileri sürdüğü “15 Temmuz” bahanesine Sayıştay, “İş bitim tarihleri 2015’tir. Darbe teşebbüsünden çok önce biten bu işlerin bu gerekçeye dayandırılması haklı değil” dedi.

Birgün’de yer alan habere göre “İsraf”la anılan çok sayıda iş ve işleme imza atan İSKİ’nin bazı şirketlere verdiği işlere yönelik Sayıştay denetçilerine yaptığı savunmalar “Bu kadar da olmaz” dedirtti.

Sayıştay, “15 Temmuz” savunmasının yapıldığı bir iş için “İşin bitim tarihi 15 Temmuz’dan çok önce” karşılığını verdi. Sayıştay denetçilerinin “Vahim” dediği bir başka olayda da bir şirkete ihalesiz verilen işin, iki ay önceden notere onaylattırıldığı ortaya çıktı.

Sayıştay’ın 2017 yılı incelemelerine ilişkin denetim raporunda, “Elektronik ve Haberleşme Şube Müdürlüğüne Bağlı Şefliklerin Faaliyet Alanlarında Yer Alan Elektronik Cihaz ve Sistemlerinin 25 Ay Süreli Bakım ve Onarım Hizmetinin Temini” ile “Mobil İSKİ Tanıtım ve Reklam Kampanyası İşi” alımlarında ihale mevzuatının temel ilkelerine uyulmadığı belirlendi.

Sayıştay denetçilerinin ihale mevzuatına uyulmadığı tespiti yaptığı ihalelerle ilgili raporda yer alan değerlendirmeler özetle şöyle: ADRES TEK FİRMA “Elektronik ve Haberleşme Şube Müdürlüğünün Elektronik Cihaz ve Sistemlerinin 25 Ay Süreli Bakım ve Onarım Hizmetinin (Yedek Parça Dahil) Temini: Önceki dönemlerde 9 hizmet alımının 5’ini açık ihale, 3’ünü doğrudan temin ile alındığı tespit edildi. Ancak, 2016 yılında 9 iş kalemi bir ihaleye konu edilerek pazarlık usulü ile ihale yapıldı. Üç istekli teklif vermeye davet edildi. Bunların ikisi belgeleri eksik olduğu için değerlendirme dışı bırakıldı ve ihale teklifi geçerli tek istekliye bırakıldı. Temel ihale usulleri yerine pazarlık usulünün tercih edilmesi, kaldı ki pazarlık ihalesine davet edilen üç istekliden ikisinin istenen kriterleri dahi taşımaması kanunun amacına ve ruhuna aykırıdır.

TÜM USULSÜZLÜKLERİ 15 TEMMUZ TORBASINA KOYMUŞLAR

“Güvenlik (Kartlı Geçiş, CCTV, Alarm) ve Kapalı Devre TV Sistemlerinin Bakım ve Onarımı işi ile Telsiz Sistemi Bakım ve Onarım Hizmeti işinin bulgu konusu ihaleden önceki ihalelerindeki iş bitim tarihleri sırasıyla 19 Eylül 2015 ile 25 Aralık 2015’dir. 15 Temmuz darbe girişiminden çok önceki tarihlerde biten bu işlerin, darbe teşebbüsü gerekçesi ile ‘idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması’ gerekçesine dayanılarak pazarlık usulü ile temin edildiğinin söylenmesi haklı bir gerekçe değildir.

İşe ait satın alma talep gerekçe raporu 10 Kasım 2016 tarihinde düzenlenmiştir. Bu tarih darbe girişiminden yaklaşık 5 ay sonrasına denk gelmektedir ve aradaki bu süre acil ya da ivedi bir durumun olmadığına işarettir. 15 Temmuz darbe girişiminin gerekçe gösterilerek elektronik cihaz ve sistemlerin bakım ve onarım hizmetlerinin pazarlık usulü ile temininin geçerli bir nedeni yoktur.”

BELEDİYE TALEP ETMEDEN FİRMA PROJE HAZIRLAMIŞ

“Mobil İSKİ Tanıtım ve Reklam İşi: Kurum tarafından çekilen reklam filmi doğrudan temin yoluyla satın alındı. İncelemelerde, alımın yapıldığı firma tarafından “Mobil İSKİ Reklam Filmi” projesinin 8 Eylül 2017 tarihinde notere tasdik edildiği görüldü. Doğrudan temin onay belgesi tarihi ise noter tasdikinden daha ileri bir tarih olan 08 Kasım 2017. Bu durumda iki ihtimal ortaya çıkmaktadır. Birincisi firma tarafından, idarenin reklam filmi ihtiyacı tespit edilmiş ve idareden önce bu konu hakkında çalışma yapılmıştır.

Bu ihtimalde firmanın, kurum ihtiyaçlarını kurumdan önce tespit edip proje hazırlaması şüphesiz ki iyi bir yönetim politikası örneği olmayacaktır. İkinci ihtimal ise idare tarafından reklam filmi hazırlatılması için firmaya istekte bulunulması ve sonrasında da noter tasdikli projenin doğrudan temin ile alınmasıdır. Bu ihtimal ise birinci durum ile karşılaştırıldığında daha vahimdir. Zira bu durumda herhangi bir ihale olmaksızın bir işin belli bir firmaya yaptırılması konusu olacaktır ki bu da görevliler için cezai sorumluluk doğurabilecektir.”

“PROJE TEK SAYFA”

Belediyenin “Mobil İSKİ Tanıtım ve Reklam İşi” projesinde proje sahibinin fikri ve sanatsal özel bir hakka sahip olduğu savunmasına karşı da denetçiler, “Proje bir sayfadan oluşmakta, amacı ve hedefi belirtildikten sonra senaryodan bahsedilmektedir. Reklam senaryosunda ise filmin çekileceği mekân tasvir edilmiş ve anne ile çocuğun birer cümlesinden oluşan yazılı metne yer verilmiştir. Anlaşılacağı üzere senaryoda spesifik bir çalışmadan bahsedilmemektedir” dedi.

İmamoğlu: İBB Genel Sekreteri’nin üç makam aracı var

medyabold
Devamını Oku »

Christian Bale ve Matt Damon aynı filmde buluştu

Ford ve Ferrari’nin 1966 Le Mans Dünya Şampiyonası’ndaki rekabetini konu alan Ford v Ferrari filminden ilk görseller paylaşıldı.

Matt Damon

Başrollerini Matt Damon ve Christian Bale ikilisinin üstlendiği filmin kadrosunda, Outlander’ın üç Altın Küre adayı başrolü Caitriona Balfe, A Quiet Place’in genç yıldızı Noah Jupe, Netflix’in Punisher’ı Jon Bernthal, Boardwalk Empire ve House of Cards gibi dizilerle tanınan Emmy adayı Paul Sparks, Jack McMullen, Tracy Letts ve Josh Lucas gibi isimler yer alıyor.

Christian Bale

Yönetmen koltuğuna, son olarak Logan’la büyük beğeni toplayan James Mangold oturuyor. Film, 1966 yılında düzenlenen Le Mans 24 Saat Yarışı’nın gerçek hikayesini anlatıyor

medyabold
Devamını Oku »

En az Türk vatandaşının yaşadığı ülke hangisi?

Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre Tonga, Tuvalu ve Butan’dan bir tane bile Türk vatandaşı yaşamamaktadır. Nikaragua’da ise15 Türk vatandaşı yaşamaktadır.

Almanya 2 milyon ile en çok Türk vatandaşının yaşadığı ülke konumundadır.

medyabold
Devamını Oku »

Bayram tatiline çıkmadan bu listeye bakın: Kaza riski yüksek 20 karayolu

Ülke genelinde bayram tatiller süresince karayollarında yaşanan trafik kazalarını analiz eden İçişleri Bakanlığı, uzun süreli bayram tatillerinde kaza riski yüksek olan 20 karayolu güzergâhını tespit etti. Bakanlığın çalışmasına göre kaza yoğunluğu en yüksek güzergâh Ankara – Kırıkkale karayolu oldu. Kaza yoğunluğu en düşük bölge ise Tekirdağ-İstanbul yolu oldu.

Önümüzdeki hafta sonu başlayacak 9 günlük bayram tatili nedeniyle karayolu güvenliği çalışması yapan İçişleri Bakanlığı son üç yıldaki uzun süreli bayram tatilleri boyunca yaşanan trafik kazalarını mercek altına aldı. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı’nda görevli uzmanlarca yapılan analiz çalışması sonrasında yurt genelinde kaza riski yüksek 20 güzergâh tespit edildi. Kaza sayısı ve güzergâh mesafesine göre hazırlanan listeye göre, ilk sırayı Türkiye’nin batı bölgelerini doğu ile birleştiren ve en çok kullanılan güzergâh olarak tanımlanan Ankara-Kırıkkale karayolu oldu.

Ankara çevre otoyolunun Ankara-Kırıkkale il sınırı arasında kalan 37 kilometrelik yol boyunca 83 kaza yaşanması kaza yoğunluğunun 2.24 olmasına neden oldu. Listede ikinci sırayı 1.84 kaza yoğunluğu ortalamasıyla İstanbul-Çatalca güzergâhında 45 kilometrelik Çatalca-Barbaros Kavşağı arası, üçüncü sırayı ise 1,43 kaza yoğunluğu ortalamasıyla Ankara Kırıkkale il sınırı ile Kırıkkale-Yozgat il sınırı arasındaki 74 kilometrelik güzergâh aldı.

Listenin diğer sıraları ise şöyle:


Bu tespitlerin ardından İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü, 81 il valiliğine bayramda uygulanacak trafik denetimlerini içeren özel bir genelge gönderdi. Genelgede, il valilerine ve kaymakamlara denetimlerin gerçekleştirilmesiyle ilgili talimatlar verildi.

Genelgede, geçmişteki benzer uygulamalarda olduğu gibi, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından merkezden görevlendirilecek müfettişler ve yetkili personel tarafından trafik önlemleri çerçevesinde yürütülen çalışmaların etkinliği ve talimatlara uyulup uyulmadığının denetleneceği vurgulandı.

medyabold
Devamını Oku »

Ankara’da kaçırılanlar için Baro harekete geçti

Ankara’da siyah transporterlar ile kaçırılan kişilerin ailelerin çabaları hala sonuç vermedi.
1990’ların Beyaz Toros’ların yerini AKP döneminde Siyah Transporter minibüsler aldı . Bugüne kadar benzer şekilde kaçırılanların sayısı 26’yı buldu. Bütün şüpheler MİT’in üzerinde olsa da devlet kurumları sessizliğini koruyor. Kayıpların aileleri bütün müracaatlarına karşı ,  devlet kurumları tarafından tatmin edici bir cevap alamadılar.
Kayıpların aileleri en son Ankara Barosu İnsan Hakları Komisyonuna müracaat ettiler. Baro iddiaları   ciddiye alıp harekete geçti


Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/05/25/ankarada-kacirilanlar-icin-baro-harekete-gecti/
Devamını Oku »

Senanur Özcerit hakkında karar verildi…

15 Temmuz’dan sonra tutuklanan ve cezaevinde kansere yakalanan, tahliye olduktan sonra 5 ay yaşayabilen Doç. Dr. Ahmet Turan Özcerit’in gözaltında tutulan kızı Senanur Özcerit bugün hakim karşısına çıktı. Senanur daha sonra adli kontrolle serbest bırakıldı.
15 Temmuz’dan sonra tutuklanan ve cezaevinde kansere yakalanan, tahliye olduktan sonra 5 ay yaşayabilen Doç. Dr. Ahmet Turan Özcerit’in gözaltında tutulan kızı Senanur Özcerit bugün hakim karşısına çıktı. Senanur daha sonra adli kontrolle serbest bırakıldı.
Abisi Sinan Özcerit ise twitter hesabından “Destek olan herkese çok teşekkür ederim. Darısı tüm masumlara.” mesajını paylaştı.
Senanur’un ağabeyi Sinan Özcerit, gün içinde kardeşinin mahkeme önünde bekleyen fotoğrafını Twitter’dan paylaşarak, “Alnı ak, başı dik, yüzü gülüyor. Çünkü suçsuz olduğunu biliyor.” ifadesini kullanmıştı.

???????

ANNE VE KIZI GÖZALTINA ALINDI
Bilgisayar mühendisi Doç. Dr. Ahmet Turan Özcerit’in eşi ev hanımı Esra Özcerit (42) ve kızı Sakarya Üniversitesi gazetecilik bölümü öğrencisi Senanur Özcerit, 21 Mayıs’ta evlerinde gözaltına alındı.
Anne Esra Özcerit serbest bırakılırken, 19 yaşındaki Senanur Özcerit 3 gündür gözaltında tutuluyordu.
 
AKRABALARI İLE KURDUĞU DİYALOG “ÖRGÜT” DELİLİ!
Kronos’un haberine göre, Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü öğrencisi Sinan Özcerit (21), kardeşi Senanur’un bugün saat 09.00’da soruşturma dosyasındaki 15 kişi ile birlikte mahkemeye çıkarılacağını açıkladı.
Gözaltına alınan 2 kişinin sağlık nedenlerinden dolayı adli kontrolle serbest bırakıldığını belirten Özcerit, avukatların verdiği bilgiye göre suçlamaların ‘örgüt üyeliği’, delillendirmelerin ise Senanur’un akrabaları, aile dostları ve arkadaşları ile kurduğu iletişim olduğunu vurguladı.
Fiziki takip ve telefon dinlemesiyle uzunca süre takip edilen Senanur’un arkadaşlık ve akrabalık bağlarından ve onlarla kurduğu iletişimden dolayı örgüt üyesi suçlamasıyla yargılanacağını bildirdi.
“ECZANE NERESİ, İLAÇ NE? BUNLAR NEYİN KODLARI?”
Özcerit, sorgulama ilgili olarak ise ilginç diyalogların yaşandığını aktarmıştı: “Kardeşim anneme mesaj atmış, ‘eczaneden ilacımı al’ diyor. Polisler sorgu esnasında mesajı gösterip soruyorlar ‘Eczane neresi, ilaç ne? Bunlar neyin kodları?’ Bunun adı paranoya değil, saçmalık. Çok büyük bir saçmalığın içindeyiz şu an.”
“ASGARİ VİCDAN VE İNSAF SINIRI ARIYORUZ”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Adalet Bakanlığı’nı etiketleyerek, “Serbest bırakın şu mazlum genç kızı. Babası Doç. Ahmet Turan Özcerit’e yapılan ağır ihlaller sonrası aileye de aynısı devam ettiriliyor. Hiç mi insaf yok? Hukukun olmadığını biliyoruz, asgari vicdan ve insafı arıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Arkadaşları ve dostlarının başlattığı #SenanuraÖzgürlük başlığı ile açılan sosyal medya kampanyası sürüyor.
Senanur Özcerit’in özgürlüğü için bir de imza kampanyası başlatıldı.
shaber


Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/05/25/senanur-ozcerit-hakkinda-karar-verildi/
Devamını Oku »

AKP, bunuda yaptı: İstanbul’da bir mahalleyi terörist ilan etti

Adalet ve Kalkınma Partisi(AKP) Maltepe ilçe Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Maltepe ilçe seçim merkezinin taşınmasının talep edildiği dilekçede bu kadar da olmaz dedirten ifadeler kullanıldı.

İlçe Seçim Kurulu’na sunulan dilekçede seçim merkezinin taşınması talebine gerekçe olarak Gülsuyu Mahallesi için “terör örgütü sempatizanlarının yuvasıdır” denildi.

AKP, 31 Mart 2019 Yerel Seçimleriyle birlikte Maltepe İlçe Seçim Kurulu tarafından oyların toplandığı, birleştirme tutanaklarının hazırlandığı seçim merkezi olarak ilan edilen Prof. Dr.Türkan Saylan Merkezi’nin değiştirilmesini istedi. AKP Maltepe İlçe Başkanlığı’nın seçim merkezinin Müzahir Sille Kapalı Spor Salonu veya Erol Olçok SGK Merkez Salonu’na taşınmasını talep ettiği dilekçesinde 15 bin nüfuslu Gülsuyu Mahallesi için skandal ifadeler kullandı. Mahalle halkının ‘terörist’ ilan edildiği ifadelere halk büyük tepki gösterdi.

AKP kendisine yeni hedef olarak İstanbul’da bir mahalleyi seçti. Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nin sınırları içerinde olan Gülsuyu Mahallesi’ni hedef alan AKP, 15 bin nüfuslu mahalleyi “terörist” ilan etti.

Dilekçede yer alan “Seçim merkezi olarak belirlenmiş olan Türkan Saylan Kültür Merkezi, konum olarak terör örgütü sempatizanlarının konuşlandığı, normal bir vatandaşın dahi özgür bir şekilde sınırlarına giremediği Gülsuyu Mahalle sınırlarına çok yakındır. Seçim Merkezinin burası olması halinde ve yapılacak yerel seçimlerin yerel seçim olması da göz önünde bulundurulduğunda hem sandık güvenliğinin hem de seçimde görev yapacak şahısların güvenliğinin sağlanamayacağı hususu yadsınamaz bir gerçektir” ifadelerine mahalle halkı büyük tepki gösterdi.

Dilekçeyi değerlendiren İlçe Seçim Kurulu ise seçim merkezinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne(İBB) ait Müzahir Sille Kapalı Spor Salonu’na taşınmasına karar verdi.

31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden 17 gün geçtikten sonra Maltepe’de ki sayım sonuçlandığı için İstanbul genelinde ki seçim sonuçlarıda bir türlü netleşmemişti. AKP’nin itirazı üzerine oyların tamamının sayılması kararı alınan Maltepe’de ki sürecin uzaması, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul’un geneli konusunda ki kararını da geciktirdi.

Oy sayımının çok uzun sürdüğü Maltepe’de, sayım esnasında üzücü olaylar yaşandı. AKP Maltepe İlçe Başkanı Mehmet Erikçi ile MHP Maltepe İlçe Başkanı Mesut Kamburoğlu seçim hakimini ve sayım yapan memurları tehdit etti. Partililerin sayım yapılan salonu basarak masaları dağıtmaları ve  memurları darp edip, oy sayımını durdurmaları tepki çekti.

İmamoğlu’nun katıldığı cenazeye “terörist cenazesi” diyen AKP’li vekile dava

medyabold
Devamını Oku »

Marmara Denizi’nde 3.9 büyüklüğünde deprem

Marmara Denizi’nde 3,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 15.13’te Marmara Denizi’nde 3,9 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

Çanakkale’nin Biga ilçesinin 8,4 kilometre açığında kaydedilen sarsıntının, yerin yaklaşık 10 kilometre derinliğinde oluştuğu belirlendi.

medyabold
Devamını Oku »

Temel Reis yine damatla vurdu

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu Erdoğanlı, damatlı ekonomi için çözüm videosu paylaştı: ‘Politikaları değişirse ekonomi düzelir’

Sosyal medyayı aktif kullanan siyasetçilerden Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Twitter hesabından ekonomiye dair yine çok konuşulacak bir video paylaştı. Hazırlanan videoda Erdoğan’ın ve Bakan Albayrak’ın ekonomi ve dolar hakkında pek tutmayan vaat ve öngörülerine yer verildi.

AKP iktidarı döneminde yaşanan ekonomik buhranın sorumlusunun Erdoğan olduğu kendi sözlerinden alıntılarla anlatılan videonun sonunda ise Karamollaoğlu, “ekonomi nasıl düzelir?” sorusunu yanıtlanıyor. Karamollaoğlu’nun “düzelir mi?” sorusuna verdiği yanıtta:

“16,5 yılda geldiğimiz bu ekonomik buhranın esas müsebbibini Sayın Cumhurbaşkanı itiraf etti.Benim dedi. Bazen soruyorlar, düzelir mi, düzelir. Bugüne kadar izlenen tüm politikalar değişirse.” ifadelerini kullanıyor.

medyabold
Devamını Oku »

Türkiye’nin desteklemediği Turgay Demirel yeniden FIBA başkanı

Turgay Demirel, yeniden FIBA Avrupa Başkanı seçildi. Demirel, 2019-2023 yılları arasında FIBA Avrupa başkanlığı görevini yerine getirecek.

Turgay Demirel, Uluslararası Basketbol Federasyonları Birliği (FIBA) Avrupa’daki başkanlık görevini 4 yıl daha sürdürecek. Almanya’nın Münih kentinde iki gündür devam eden FIBA Genel Kurulu’nda başkanlık seçimleri yapıldı. FIBA Avrupa’da 2014 yılından bu yana başkanlık görevini sürdüren Turgay Demirel, ikinci kez adaylığını koyduğu seçimi de kazanmayı başardı.

Belçikalı Cyriel Coomans ve Sırp Dejan Tomasevic’i geride bırakarak 50 üyeden 27’sinin oylarını alan Demirel, FIBA Avrupa’da 2023 yılına kadar başkan olmaya devam edecek.

TÜRKİYE DESTEKLEMEDİ

Türkiye Basketbol Federasyonu(TBF), yapılacak olan Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA) Avrupa Başkanlık Seçiminde mevcut başkan Turgay Demirel’i değil, Sırp temsilci Dejan Tomasevic’i destekledi.

HİDAYET TÜRKOĞLU: BİZİMLE TEMASA GEÇMEDİ

TBF başkanı Hidayet Türkoğlu’nun ekibi “Bu seçim sürecinde Turgay Demirel, Türkiye Basketbol Federasyonu ile en ufak bir temasa geçmedi. Ne başkan düzeyinde, ne de başka bir şekilde iletişimde bulunmadı.

Ama diğer iki aday, Türkiye Basketbol Federasyonu ile sürekli iletişim halindeydi. Her türlü planlarını ve projelerini bize aktardılar. Gerek Avrupa, gerekse Türkiye adına ne gibi güzel çalışmalar yapacaklarını ortaya koydular” ifadelerini kullanmıştı.

 

medyabold
Devamını Oku »