19 Haziran 2021 Cumartesi

Sezgin Baran Korkmaz Avusturya’da tutuklandı

ABD Hazinesini yarım milyon dolar dolandırdığı öne sürülen iş insanı Sezgin Baran Korkmaz Avusturya’da tutuklandı. Avukatları tutuklanma talebinin ABD’den geldiğini belirtti. Avusturya’da yargılanacak olan Korkmaz’ın yurt dışına çıkmadan bir gün önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşüp görüşmediği gibi hakkındaki birçok soru yanıtsız kaldı. 

BOLD – SBK Holding’in sahibi iş insanı Sezgin Baran Korkmaz Avusturya’da tutuklandı. Korkmaz’ın avukatları tutuklama talebinin ABD’den geldiğini ve yargılamanın Avusturya’da süreceğini bildirdi.

ABD HAZİNESİNİ YARIM MİLYAR DOLAR DOLANDIRDI İDDİASI

Sözcü’den İsmail Saymaz’ın haberine göre ABD’de Utah Federal Savcılığı, mahkemeye başvurarak iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’ın Türkiye’deki varlıklarının ABD tarafından geri alınmasını talep etmişti. Yapılan araştırmada, Korkmaz’la birlikte çalışan Kingston Kardeşler’in ABD Hazinesini dolandırarak elde ettiği yarım milyar dolar civarındaki teşviklerin en az 132 milyon dolarını Türkiye’ye gönderildiği görülmüş, iki kardeş de suçlarını itiraf edip mahkum olmuşlardı.

ABD’DEN GELEN PARALARLA TÜRKİYE’DEN ŞİRKETLER ALDI

2014-2018 yılları arasında Türkiye’ye gönderilen paralar ile SBK’nin kontrolünde ilaç, inşaat ve teknoloji başta olmak üzere birçok farklı yatırımlar yapıldığı ve şirketler alındığı yine kardeşlerin duruşmalarda verdiği bilgilerle ortaya çıktı. Kingston Kardeşler Türkiye’ye gönderdiği paraların işlem belgeleri de dahil olmak üzere, SBK ve SBK’ya yakın başka Türkiye irtibatları ile ilgili iletişim bilgilerini de Amerikalı savcılarla paylaştı. Aynı duruşmalarda sanık olan ve Sezgin Baran Korkmaz ile Kingston Kardeşleri tanıştıran ve işbirliği yapan Lev Dermen de suçlu bulunarak mahkum oldu.

 

Tenkilde kaçırılmalar ve Hakan Fidan’ın MİT’i

Sezgin Baran Korkmaz Avusturya’da tutuklandı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Kovid-19 aşısı hekimleri ikiye böldü

Koronavirüs yeni mutasyonlarla birlikte Türkiye’de yaklaşık 16 aydır etkisini sürdürüyor. AKP Hükumeti’nin geç kaldığı aşılama, toplum gibi hekimleri de ikiye böldü. Birçok hekim faz 3 çalışmaları başta olmak üzere sıraladıkları birçok gerekçe ile aşıya karşı çıkıyor.

BOLD – Sosyal medyada birçok hekim, koronavirüs aşılarıyla ilgili karşı karşıla geliyor. Bazıları neden aşı olunması gerektiği ile ilgili paylaşımlar yaparken, bazıları da neden aşı olmayacağını madde madde sıralıyor.

“KOVİD-19 AŞILARININ HİÇBİRİNİN FAZ 3 ÇALIŞMASI TAMAMLANMADI”

Sosyal medyada karşı karşıya gelenlerden biri de Dr. Ümit Aktaş ile Prof. Dr. Güner Sönmez. Sağlık Bakanlığı’nı kaynak olarak gösterip Türkiye’de, çocukluk aşıları dâhil, Kovidd-19 aşısının da zorunlu olmadığına dikkat çeken Dr. Ümit Aktaş, neden aşı yaptırmayacağını şu şekilde ifade etti: “Çok sorulduğu için cevap veriyorum:
Koronavirüs aşısı olmadım, olmayacağım.
Aşı karşıtı değilim.
Uygulanan kovid aşılarının hiçbirinin Faz 3 çalışması tamamlanmamıştır.
Yan etkileri gösterilememiş olan, ruhsatsız ve tehlikeli aşı adaylarının insanlara uygulanmasına karşıyım.”

“BU FARKLI DÜŞÜNMEK DEĞİL, DEZENFORMASYON YAPMAKTIR”

Aktaş’ın paylaşımına sosyal medya hesabından cevap veren Prof. Dr. Güner Sönmez ise “Faz 3’ü bitmiş, hakemli dergilerde yayınlanmış ve binlerce kez paylaşılmış olmasına rağmen insanlara yanlış bilgi vermenin masum bir davranış olmadığını düşünüyorum. Bir yanlışı savunanın doktor olması onu doğru yapmaz. Bu farklı düşünmek değil, dezenformasyon yapmaktır” dedi.

“SONBAHARDA BU İŞ BİTER” İDDİASI

Aşı randevularında yaş sınırının 30’a indiğine vurgu yapan Sönmez, “40 milyon dozu geçtik ve 18 yaş üstü nüfusun yüzde 50’si en az tek doz aşısını oldu. Bu gerçekten çok iyi bir haber. Sadece tek dozu yapılan vatandaşlar, 2. dozu olup 14 gün geçene kadar korunmaya devam etmeli. Büyük bir aksilik çıkmazsa sonbaharda bu iş biter” iddiasında bulundu.

AŞI TARAFTARLARI YAPTIRMAYANLARA HAPİS İSTİYOR

Doktorlar gibi toplum da aşı konusunda ikiyi ayrılmış durumda. Bir yanda aşı yaptırılması için zorunlu kanun çıkarılmasını isteyen, yaptırmayanlara hapis ve para cezası verilmesini talep edenler bulunurken; diğer yanda ise gerçekliği kanıtlanmamış aşıların bireylere uzun vadede zarar vereceği, aşının insan DNA’sını değiştireceği, aşı vasıtasıyla insanlara mikroçipler yerleştirileceği, koronavirüsün sürekli mutasyona uğradığı için aşının işe yaramayacağı, aşıların faz 3 çalışmalarının tamamlanmadığı, yaptırılsa bile aşıların etkilerinin kısa süreli olacağı gibi birçok nedeni ortaya sürerek aşı yaptırmaya yanaşmayan milyonlar bulunuyor.

 

 

 

 

Tenkilde kaçırılmalar ve Gülen Hareketi – CANLI YAYIN

Kovid-19 aşısı hekimleri ikiye böldü yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Tayyip Erdoğan’ın kuzeni: Veyis Ateş gitti Sıra Ersoy Dede’de

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kuzeni gazeteci Cengiz Er, firari iş adamı Sezgin Baran Korkmaz’dan ’10 milyon euro’ isteyen gazeteciler listesinde sıranın TRT spikeri Ersoy Dede’ye geldiğini söyledi. Er, Dede’nin Korkmaz’ın reklamını yaptığını öne sürdü.

BOLD – HaberTürk TV Ana Haber Sunucusu Veyis Ateş, firari iş adamı Sezgin Baran Korkmaz’dan ’10 milyon euro aldığı’ yönündeki iddialarla ilgili ilk kez konuştu. Halk TV canlı yayınında gazeteci İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtlayan Ateş, para istemediğini açıkladı. Gazeteci Saymaz ise ses kayıtlarını dinlediğini ve Veyis Ateş’in yalan söylediğini ekranda yüzüne söyledi.

ERSOY DEDE’YE İSTİFA ÇAĞRISI

Erdoğan’ın gazeteci yeğeni Cengiz Er ise sosyal medya hesabından TRT spikeri Ersoy Dede’ye istifa çağrısında bulundu. Er, Dede’yi Korkmaz’a yakın olmakla suçladı.

Er’in paylaşımı şöyle: “Veyis Ateş kaybetti ve bir süreliğine de olsa ekranlardan çekildiğini açıklamış oldu. Diğerleri de bir an önce aynı şeyi yapmalıdır. Öncelik sırasını da hem Sedat Peker’e övgüler düzen, hem de SBK’nın PR’ını yapan Ersoy Dede’ye veriyorum. TRT Ana Haber’den hemen çekilmelidir.”

VEYİS ATEŞ, ERSOY DEDE, CEM KÜÇÜK VE FUAT UĞUR BİRBİRİNİ KORUYOR

Veyis Ateş’in 10 milyon Euro aldığı haberlerinin ardından sosyal medyada da tartışmalar yaşanıyor. TRT Spikeri Ersoy Dede, TGRT Spikeri Cem Küçük ve Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur birbirine sahip çıkıyor. Birbirlerinin mesajlarını retweet eden bu isimler diğer gazetecilere de tepki gösteriyor.

Tayyip Erdoğan’ın kuzeni: Veyis Ateş gitti Sıra Ersoy Dede’de yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

15 Temmuz gecesi ihraç edilen 2 bin 740 hakim ve savcıyı 2013’te fişlediler

15 Temmuz gecesi 2 bin 740 hakim ve savcının ihracının faillerinden biri daha ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, HSYK üyesi ve Müsteşarlık görevlerinde bulunan Birol Erdem, Yargıtay’da yargılandığı davada ‘itiraflarda’ bulundu. Erdem, 2013 yaz aylarından itibaren Gülen Hareketine yakın olduğu gerekçesiyle hakim-savcıları fişlediklerini itiraf etti. Erdem, fişleme toplantılarını Yargıtay üyesi Harun Kodalak, HSK üyesi Halil Koç, Cumhurbaşkanlığından Metin Kıratlı ve AYM üyesi Basri Bağcı’yla yaptıklarını itiraf etti.

BOLD ÖZEL – Eski HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz’ın 15 Temmuz gecesi 2 bin 700 hakim ve savcının ihracıyla ilgili “Elimizdeki liste bir gecede yapılmadı, 3 yıldır çalışıyorduk” sözleriyle anlattığı fişlemeyi doğrulayan bir itiraf daha gündeme geldi.

Söz konusu itirafları Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, HSK üyeliği ve Müsteşarlık görevlerinde bulunan Birol Erdem, Yargıtay 9. Ceza Dairesinde silahlı terör örgütü yöneticisi olduğu iddiasıyla yargılandığı davada yaptı. Erdem, 2013 yazından itibaren Yargıda Birlik Platformu toplantılarında Gülen Hareketine yakın hakim ve savcıları fişlediklerini söyledi.

ERDEM NASIL BERAAT ETTİRİLDİ?

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Gülen Hareketi yöneticisi olduğu iddiasıyla 22,5 yıla kadar hapis talebiyle yargılanan Birol Erdem’i itirafları sonrası beraat ettirdi. Daire kararında, Erdem’in eyleminin örgüt üyeliği kapsamında olduğu ve nihai amacı bilmediği belirtilerek şu gerekçeyle beraat kararı verdi: “…sanığın örgütün hiyerarşisi içinde bulunduğu zaman dilimi itibariyle örgütün nihai amacını bilmediği gibi, bu amacın kamuoyu tarafından da bilinmediği, TCK’nin 30/1 maddesinde düzenlenen, “Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kişi kasten hareket etmiş olmaz.” hükmü gereğince sanığın CMK’nun 223/2-c maddesi uyarınca atılı suçtan beraatine karar vermek gerekmiştir.”

BİNLERCE  KİŞİYE AĞIR CEZALAR VERİLDİ

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 1996 yılından itibaren Gülen Hareketi’nin içinde olduğunu, sohbetlere katıldığını, Personel Genel Müdürlüğünde hakim-savcı alımlarını yaptığını söyleyen Erdem’i cemaatin nihai amacını bilmediği ve kasten hareket etmediği gerekçesiyle beraat ettirdi. Yargıtay, on binlerce Gülen Hareketi mensubu için suç delili sayılan bu eylemleri Birol Erdem için suç teşkil etmediğini belirterek, beraatine gerekçe yaptı. Halbuki binlerce Gülen Hareketi mensubuna Erdem’e göre daha hafif iddialarla -Bylock kullanma, Bank Asya’ya para yatırma, sohbetlere katılma ve sendikaya üye olma gibi- ağır cezalar veriliyor. Yargıtay da bu cezaları onuyor.

YARGITAY VE DANIŞTAY ÜYELERİNİN İSİMLERİNİ HAKAN FİDAN’A VERDİM

Birol Erdem ise 9. Ceza Dairesindeki davada, 2013 yazından itibaren hakim ve savcıları fişledikleri itirafında bulundu. Erdem, 2014 HSYK seçimleri öncesi bakanlığın ve idari yargının listelerini hem arkadaşlarına hem de HSYK’ya gönderdiğini, idari yargının listesinin bir örneğini de Yargıtay Danıştay üyelerinin isimleri ile birlikte MİT müsteşarı Hakan FİDAN’ a verdiğini söyledi. Erdem, ifadesinde şunları kaydetti: “MİT müsteşarı Hakan FİDAN’a idari yargının tam listesiyle beraber elden verdiğini, Hakan FİDAN’ın bunu internet ortamında yayınlamasını söylemesi üzerine kendisinin de “Benim böyle bir imkânım yok, sosyal medya kullanmıyorum.” dediğini, arkasından bir iki gün içinde verdiği bu isimlerin tamamını kendisinin verdiğim sırayla ve sayıyla internette yayınlandığını ve tüm Türkiye’nin paralel yapı mensubu Yargıtay ve Danıştay üyelerini 2014 yılının başlarında öğrenmiş olduğunu…”

Birol Erdem’in Yargıtay’da verdiği ifade.

PARALEL YAPI MENSUPLARININ LİSTESİNİ ÇIKARDIK

Erdem ifadesinde hakim ve savcıları fişlemeye 2013 yazında başladıklarını, fişlemeye Ankara Adliyesinden Harun Kodalak , HSYK’dan Halil Koç, Rasim Aytin, bakanlıktan ise Metin Kıratlı Aytekin Sakarya, Serdar Mutta, Bilgin Başaran ve Basri Bağcı’nın da destek verdiğini söyledi. Erdem hazırladıkları listeleri, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Şeref Malkoç, Mustafa Şentop ile Adalet Bakanları Sadullah Ergin ve Bekir Bozdağ’a verdiğini belirtti.
Erdem, şunları kaydetti: “Örgütle mücadele konusunda yaptığı önemli çalışmalardan bir tanesinin de Yargıda Birlik Grubu fikrini gündeme getirmek olduğunu, 2013 yaz aylarında – 2014 HSYK seçimlerine yönelik çalışma yapmak üzere- bakanlıktaki arkadaşları ile birlikte bu grubun çekirdeğini oluşturduğunu, daha sonraki toplantılarda Ankara Adliyesinden Harun KODALAK, HSYK’ dan Halil KOÇ, İsmail AYDIN ve Rasim AYTİN’in de katıldıklarını, Bakanlıkta ise bu faaliyetlerde Metin KIRATLI, Aytekin SAKARYA, Feyzullah TAŞKIN, Muharrem ÜRGÜP, Veysel BEKTAŞ, Serdar MUTTA, Bilgin BAŞARAN ve Basri BAĞCI”nın yer aldıklarını, adı geçenlerle birlikte yaptıkları toplantılarda öncelikle teşkilattaki paralel yapı mensuplarını tanımak üzere bir çalışma başlattıklarını, Bakanlıktaki arkadaşlarının bakanlıktakilerin listesini, idari yargıdan iki arkadaşın idari yargının listesini çıkardıklarını, Adli yargının listesi ile ilgili çalışmalar devam ederken kendisinin görevden ayrıldığını… Yargıtay ve Danıştay’da FETÖ mensuplarının tespitine dönük yürüttüğü çalışmalar sonucu hazırladığı FETÖ’cü Yargıtay ve Danıştay üyelerinin listesinin birer örneğini MİT müsteşarı Hakan FİDAN, Şeref MALKOÇ, Mustafa ŞENTOP, Adalet Bakanı Sadullah ERGİN, o görevden alındıktan sonra da Adalet Bakanı olan Bekir BOZDAĞ ile siyaset dünyasında ve kamu bürokrasisinde etkin üst düzey bazı kamu görevlilerine teslim ettiği…”

MEHMET YILMAZ: 3 YILDIR ÜZERİNDE ÇALIŞIYORDUK

Dönemin HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, 15 Temmuz gecesi 2740 hakim ve savcının görevden “alınmasıyla ilgili listeleri 3 yıldır hazırladıklarını açıklamıştı. Karar yazarı Elif Çakır’a konuşan Yılmaz, 15 Temmuz darbe gecesinin sabahında HSYK 2. Daire olarak 2740 hakim ve savcıyı açığa aldık. Ancak o liste bir gecede hazırlanmış bir liste değil. Üç yıldır üzerinde çalışıyorduk” dedi.

Alman hükümetinin Orhan İnandı’nın akıbetini sorduğu ortaya çıktı

15 Temmuz gecesi ihraç edilen 2 bin 740 hakim ve savcıyı 2013’te fişlediler yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Oğuzhan Asiltürk Adnan Oktar’ın evinde yakalanmış

Saadet Partisi’ni AKP’nin ittifakına katmak için harekete geçen 86 yaşındaki Oğuzhan Asiltürk ile ilgili dikkat çeken bir iddia gündeme geldi. Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Asiltürk’ün Adnan Oktar’ın evinde yakalandığını yazdı.

BOLD – ‘Asiltürk ve 30 yıllık anılar’ başlıklı yazı kaleme alan Fatih Altaylı, 1990’lı yıllarda polisin Adnan Oktar’ın evine yaptığı baskında Saadet Partili Oğuzhan Asiltürk’le karşılaştığını belirtti.

Altaylı, yazısında “Oğuzhan Asiltürk partiyi ele geçirip Cumhur İttifakı’na sokmayı başarsa bile Saadet tabanının olduğu gibi oraya akacağını hiç zannetmem. Çünkü AK Parti’den rahatsızlık duyan Saadetli oranı, aynı rahatsızlığı duyan CHP’li orandan düşük değildir” dedi.

“Ama tanıdığım Asiltürk’ü biraz anlatabilirim. Kendisi ile ilk karşılaşmam 90’lı yılların ilk yarısına denk gelir.” diyen Altaylı, şunları kaydetti:  “Genç bir kızın ailesi, kızlarının Adnan Oktar ve müritleri tarafından kaçırılıp alıkonulduğunu bildirince ben de durumu İstanbul Emniyeti ile paylaştım. Aile ile emniyet temasa geçti ve savcılığın da devreye girmesi ile kızın alıkonulduğu Adnan Oktar evine baskın yapıldı. Daha sonra dönemin Emniyet Müdürü beni aradı ve “Fatih Bey, teessüf ederim. Evde alıkonulmuş bir kız var diye giden ekiplerimiz evde bir Bakan’la karşılaştı” dedi.”

ASİLTÜRK OKTAR’IN MÜRİDİ GENÇLERLE SOHBET EDİYORDU

Altaylı yazısını şu ifadelerle bitirdi: “Adnan Oktar’ın müritlerinin yaşadığı villada Oğuzhan Asiltürk misafirdi ve gençlerle sohbet ediyordu! Şaka maka üzerinden neredeyse 30 sene geçmiş.”

Sezgin Baran Korkmaz açıkladı: Veyis Ateş 10 milyon euro istedi

Oğuzhan Asiltürk Adnan Oktar’ın evinde yakalanmış yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Kayyımlar şirketlere çökmeler korkuttu: Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırım ilk defa sıfırın altına indi

Türkiye ekonomisinde yaşanan kriz doğrudan yabancı yatırımlarını da vurdu. Cumhuriyet tarihinde ilk defa Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırım sıfırın altına indi.

BOLD – AKP’nin ilk yıllarında hayata geçirilen Avrupa Birliği reformlarıyla doğrudan yabancı yatırımcı çeken Türkiye, artık eksiye geçti. Türkiye, insan hakları ve özgürlükler alanında atılan adımlarla 2007 yılında 25 milyar dolara yakın doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekmişti.

ÇÖKÜLEN ŞİRKETLER YABANCI YATIRIMCIYI KORKUTTU

Eski günlerini mumla arayan Türkiye, doğrudan yabancı yatırım tutarı gayrimenkul alımları hariç tutulduğunda 2021 yılında ilk defa sıfırın altına indi. Yabancı yatırımcının Türkiye tercihinden vazgeçmesinde AKP’nin 2013 yılından sonra şirketlere kayyım ataması, yargının bağımlı hale gelmesi, mafyanın otel ve marinalara çökmesinin etkili olduğu belirtiliyor.

Acı gerçeği Merkez Bankası’nın (TCMB) eski başekonomisti Hakan Kara, sosyal medya hesabından paylaştı: “Doğrudan yabancı yatırımların (gayrimenkul hariç) son dönemde negatife düştüğünü ve bunun tarihte ilk defa olduğunu biliyor muydunuz?” sorusunu yönelterek çöküşe dikkati çekti.

 

Kayyımlar şirketlere çökmeler korkuttu: Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırım ilk defa sıfırın altına indi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

’10 bin dolar alan AKP’linin ismini savcıya Soylu değil polis verdi’

Herkesin bildiği sır haline dönüşen Sedat Peker’den 10 bin dolar alan AKP’li ile ilgili yeni bilgi ortaya çıktı. Gazeteci Deniz Zeyrek, 10 bin dolar alan AKP’linin ismini savcıya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun vermediğini, siyasetçinin ismini savcıya polisin verdiğini yazdı.

BOLD – Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, ‘Sıcak patates yargının kucağında kaldı’ başlıklı yazısında “Soylu’nun savcılara herhangi bir bilgi vermediğini öğrendim” dedi. Zeyrek, “Peki Soylu savcılara isim vermemişse savcılar o ismi nereden öğrendi ve Şentop neden ‘O isim savcıda’ dedi?” diye sordu.

MESAJDA PEKER’İN AKP’Lİ İSME ÖDEDİĞİ PARA YAZIYOR

Araştırırken bu sorunun yanıtını öğrendiğini ifade eden Zeyrek, şunları yazdı: “İsmi savcıya veren Bakan Soylu değil, kolluk kuvvetleri. Polis Peker ve örgütüyle ilgili birkaç soruşturma yürütüyordu. Bu soruşturmalardan birinde, ellerine bir elektronik mesaj geçti. Mesajda Peker’in AKP’den bir isme para ödediği yazıyordu. Polis olsanız ne yapardınız? Tabii ki onlar da amirlerine, müdürlerine bildirdiler. Müdürler ise Bakan Soylu’ya. Bu noktada karar vermek gerekiyordu? O delil soruşturma evrakları içinde yer alacak mıydı? Yer alırsa bu AKP’ye zarar verir miydi? AK Parti’ye zarar verirse bunun faturası kime kesilirdi? Soylu televizyonda olayı açıkladıktan sonra başka seçenek kalmadı. O delil, soruşturma dosyasına girdi. Bakan Soylu da polis de kucağındaki sıcak patatesi yargının kucağına bıraktı…”

SICAK PATATES YARGI VE BAKAN GÜL’ÜN KUCAĞINDA

Zeyrek yazısının devamında, “Artık sıcak patates Soylu ve polisin değil, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve savcıların kucağında. Hukukun gereği yapılırsa o isim resmi olarak teşhir olur. Bu da olay yokmuş gibi hareket eden AK Parti’ye büyük zarar verir. O zararın faturası da Gül’e ve yargıya kesilir” dedi.

Sedat Peker’den 10 bin dolar alan ismin AKP MKYK üyesi Metin Külünk olduğu iddia ediliyor.

İstanbul savcısı Sedat Peker’in itiraflarına değil askeri öğrencilere operasyon yaptı: 52 gözaltı

’10 bin dolar alan AKP’linin ismini savcıya Soylu değil polis verdi’ yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Ziraat Bankası yönetimine 3,1 milyon lira fazladan ödeme yapılmış

Demirören Holding’e verdiği 750 milyon dolarlık kredi ile gündeme gelen Ziraat Bankası’nda skandallar bitmiyor. Bankanın yönetim ve denetim kurulu üyeleri için yıllık fazladan 3 milyon 105 bin TL harcandığı, ödemelere ilişkin belgelerin de Sayıştay’a verilmediği ortaya çıktı.

BOLD – Çiftçiye verdiği kredileri kısan Ziraat Bankası yönetiminin kendisine fazladan ödeme yaptığı ortaya çıktı. Maaşlarına ek olarak 19 bin 750 lira huzur hakkı alan yönetim kurulu üyelerine, yılda 4 ikramiye ve ödemelerini Ziraat’in yaptığı kredi kartı verildi. Yönetim ve denetim kurulu üyelerine bir yılda ödenen ücret 5 milyon 451 bin TL’yi buldu.

KİT KOMİSYONUNDA GÜNDEME GELDİ

CHP İzmir Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Atila Sertel, Ziraat Bankası’nın 9 kişiden oluşan yönetim kurulu ve 2 kişiden oluşan denetim kuruluna 2019 yılında 5 milyon 451 bin 396 TL ödendiğini söyledi. Sertel, “Yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri kendilerine yılda dört maaş tutarında ikramiye bağlayarak, banka tarafından tahsis edilen kredi kartlarını kullanarak almaları gereken paranın iki katından fazlasını alıyor ama Sayıştay’a hesap vermekten imtina ediyor. KİT Komisyonu’nda biz bu paraların hesabını sorduk, cevabını bekliyoruz” dedi.

SAYIŞTAY DA MERAK EDİYOR

TBMM KİT Komisyonu’nda Ziraat Bankası’nın bilanço ve hesapları görüşüldü. Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, sorulara yazılı olarak cevap vereceğini belirtti.

750 MİLYON DOLARLIK DEMİRÖREN KREDİSİ CEVAPSIZ KALDI

KİT komisyonu Ziraat Bankası’nın, Aydın Doğan’ın medya grubunu Demirören Grubu’na satışıyla ilgili verdiği 750 milyon dolarlık kredi tartışmalarına sahne oldu. Ziraat Bankası Genel Müdürü Çakar, “Bankamız bu firmaya da bütün müşterilerinde olduğu gibi bankacılık usul ve esaslarının gerektirdiği çerçevede muamele etmektedir. Bu kredinin tabii olduğu bankacılık kuralı ne ise bu kredi için de aynısı uygulanmaktadır” dedi.

Ciner’den Veyis Ateş’e tazminat kıyağı

Ziraat Bankası yönetimine 3,1 milyon lira fazladan ödeme yapılmış yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Ciner’den Veyis Ateş’e tazminat kıyağı

Daha önce şirketinden çıkardığı işçilerin haklarını vermemesiyle gündeme gelen Saray’a yakın Ciner Holding’in, iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’dan 10 milyon euro istediği için Habertürk TV’deki görevinden istifa etmek zorunda kalan Veyis Ateş’e tazminat ödeyeceği ortaya çıktı.

BOLD -Firari iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’dan 10 milyon euro istediği iddia edilen Veyis Ateş, Habertürk TV’deki görevinden istifa etti. İstifa ettiği için tazminat alamaması gereken Ateş’e Ciner Grubu’nun tazminat ödeyeceği öğrenildi.

“TAZMİNATIMLA GEÇİNECEĞİZ”

Halk TV’de çıktığı yayında İsmail Saymaz’ın “Gazeteciliğe devam edecek misin?” sorusuna Ateş, “Mesleğim bu benim. Üstümden tren, kamyon geçti. Tekrar böyle bir şey düşünür müyüm? Çok emin değilim. Çocuklarıma kendime vakit ayıracağım. Bakacağız, göreceğiz. Yıllardır severek yaptım. Alnımın akıyla yaptım. Başka bir gelirim yok. Tazminatımla oturup geçineceğiz. Başka bir gelirim var mı araştırılsın. İstifaya göre tazminatım için şirketim gereğini yapacaktır” dedi.

GAZETECİLER ARASINDA AYRIMCILIK YAPTI

İstifa eden Veyis Ateş’e tazminatını verecek olan Ciner Grubu, Habertürk gazetesinden toplu halde çıkardığı gazetecileri tazminatlarını uzun süre ödemeyerek mağdur etmişti. İşten çıkarılan Habertürk çalışanları, uzun uğraşların ardından tazminatların belli kısımlarını alabildi.

GÖÇÜK ALTINDA KALANLARIN YAKINLARINA TAZMİNAT MAHKEME KARARI İLE VERİLDİ

Ciner Grubu’na ait Kahramanmaraş Elbistan’da kömür madeninde toprak altında kalan makineleri çıkarmak için sahaya inen ve göçükle hayatını kaybeden işçiler için tazminat kararını şirket yerine mahkeme verdi. Mahkeme cenazesi 50 milyon metreküp toprağın altında kalan işçi Muhsin Koşan’ın ailesine 200 bin TL manevi tazminatın faiziyle ödenmesine karar verdi. Elbistan’da Şubat 2011’de meydan gelen ve 11 işçinin yaşamını yitirdiği olayda 9 işçinin cenazesi halen göçük altında bulunuyor.

PANDEMİDE İKİ YÜZBİN İŞÇİ KOD 29’DAN ATILDI

“Ahlaksızlığı” ortaya çıkan Veyis Ateş’e tazminatı ödenirken, pandemi döneminde iş insanları işçi çıkarmanın yasak olmasına karşın Kod 29’dan iki yüz bine yakın işçiyi kapının önüne koydu. İş Kanunu “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlıklı 25/2 maddesi, yasakta istisna kapsamında tutuluyor. Bu maddede belirtilen fiiller dahilinde işçinin, işten ayrılış kodlarına göre 29 kodu ile çıkışı yapılıyor. 25/2 maddesinde belirtilen sürekli ihmali, mazeretsiz işe gelmemenin yanı sıra ahlaka aykırı fiiller arasında işyerinde çalışan bir işçiye cinsel tacizde bulunmak, işyerine sarhoş ya da uyuşturucu madde alarak gelmek, hırsızlık yapmak gibi yüz kızartıcı suçlar bulunuyor.

İstanbul savcısı Sedat Peker’in itiraflarına değil askeri öğrencilere operasyon yaptı: 52 gözaltı

Ciner’den Veyis Ateş’e tazminat kıyağı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AB Türkiye’yi ‘güvenli seyahat listesine’ almadı

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye’yi “güvenli seyahat edilen ülkeler listesine” yine almadı. Belçikalı tur operatörü TUI ise seyahat kısıtlamaları sebebiyle yaz tatilinde Türkiye’ye yönelik tüm tatil paketlerini iptal etti.

BOLD – Çin aşısı Sinovac ile Kovid-19 aşılamalarına başlayan Türkiye, son bir aydır Alman Pfizer Biontech aşısı uyguluyor. Birinci ve ikinci doz toplamda 40 milyon 563 bin aşılama yapan Türkiye, hala güvenli seyahat listesine giremedi.

AB Komisyonu, yüksek vaka sayıları nedeniyle Türkiye’yi, “zorunlu haller dışında gidilmemesi gereken ülkeler” listesinden henüz çıkarmadı.

DOMİNİK İLE AYNI SINIFTA

Tur operatörü TUI, turizm haraketliliğinin en yoğun olduğu Temmuz ve Ağustos döneminde Türkiye, Tunus ve Dominik Cumhuriyeti gibi popüler tatil ülkelerine turist göndermeyecek. Hollanda’da yayımlanan De Telegraaf gazetesine göre bu karar, AB seyahat kısıtlamaları nedeniyle alındı. AB tarafından 1 Temmuz’da güncellenecek listede, Türkiye’ye yönelik kısıtlamaların yumuşatılıp yumuşatılmayacağı da belli değil.

ABD DIŞINDA SEYAHAT ÖNERMİYOR

TUI Belçika sözcüsü Sarah Saucin, AB dışın zorunlu olmayan seyahatlerin hala önerilmediğine işaret ederek, bu konuda yakın gelecekte bir değişiklik olasılığı görünmediğini de vurguladı. TUI’nin iptal ettiği tatil ülkeleri arasında Türkiye’nin yanı sıra Tunus, Meksika, Jamaika, Maldivler, Dominik Cumhuriyeti ve Miami de bulunuyor.

AB SEYAHAT KISITLAMASI OLMAYAN ÜLKELER

Birliğin 2 haftada bir yaptığı güncellemeler kapsamında, kısıtlama uygulanmayacak ülkeler listesine Lübnan, Sırbistan, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk dahil edildi. AB’nin seyahat kısıtlaması uygulamayacağı ülkeler şunlar: ABD, Arnavutluk Avustralya, Çin ( sadece Hong Kong. Karşılıklılık olursa ülkenin tamamı), Güney Kore, İsrail, Japonya, Lübnan, Kuzey Makedonya, Ruanda, Sırbistan, Singapur, Tayland, Yayvan ve Yeni Zelanda.

Sezgin Baran Korkmaz açıkladı: Veyis Ateş 10 milyon euro istedi

AB Türkiye’yi ‘güvenli seyahat listesine’ almadı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Alman hükümetinin Orhan İnandı’nın akıbetini sorduğu ortaya çıktı

Alman hükumeti, Hakan Fidan’ın başında olduğu MİT tarafından Kırgızistan vatandaşı Orhan İnandı’nın kaçırılmasıyla ilgili harekete geçtiği ortaya çıktı. Alman hükumeti, İnandı’nın akıbetini Bişkek hükümetine sordu ve yaşanan belirsizlikten duyduğu endişeyi dile getirdi.

BOLD – 1 Haziran 2021’den beri kendisinden haber alınamayan Türkiye kökenli Kırgızistan vatandaşı Orhan İnandı’nın akıbeti konusunda Alman hükümeti Bişkek hükümetiyle bağlantıya geçti.

Almanya Dışişleri Bakanlığı’nda görevli Devlet Müsteşarı Miguel Berger’in, yöneltilen bir önergeye verdiği cevapta, “Federal Hükümet Kırgızistan’da kaybolan Orhan İnandı’nın olayını Kırgız hükümeti ile 3 Haziran’da konuşmuştur. Görüşmede belirsizliği süren vaka hakkında endişesini dile getirmiştir” denildi.

Önergeyi sunan Yeşiller partili Federal Meclis Milletvekili Cem Özdemir hükümete soru önergesi vermişti. Özdemir,  şu soruyu yöneltmişti: “Federal Hükümet, Türk hükümeti tarafından kaçırıldığı ve Bişkek’teki Türkiye Büyükelçiliği’nde tutulduğu tahmin edilen Türk-Kırgız Sapat Okulları’nın Başkanı Orhan İnandı’nın olayını Kırgız hükümeti ile görüştü mü, (görüştüyse tarih, içerik ve görüşülen kişileri listeleyiniz) ve Federal Hükümet benzer bir olayın Almanya’da olmayacağını garantileyebilir mi?”

Federal Hükümet, ellerinde Almanya’da söz konusu vakaya benzer bir tehlikeye işaret eden somut ipuçları olmadığını, olması halinde yasal sorumlulukları çerçevesinde bunların üzerine gideceği cevabını verdi.

DW Türkçe’ye önergeyle ilgili konuşan Cem Özdemir, Orhan İnandı’nın iki haftadan fazla süredir kayıp olduğunu belirterek, Alman hükümetinin bunu Bişkek hükümeti ile görüşmesinin doğru ve gerekli olduğunu belirtti. Özdemir, “Dünya çapında sürgünde yaşayan Türkiye kökenliler için tehlike sürüyor. Belarus’ta veya Türkiye’de, nerede olursa olsun, insanların kaçırılması devlet terörüdür ve böylesi olayların bir sonucu da olmalıdır” ifadesini kullandı.

Federal Alman Hükumetine Orhan İnandı’yla ilgili verilen soru önergesi.

19 GÜN OLDU ÇOK ENDİŞELİYİZ

DW’nin haberinde Orhan İnandı’nın eşi, dört çocuk annesi Reyhan İnandı’nın sözlerine de yer verildi. Reyhan İnandı, “Bugün 19 gün oldu, eşimin nerede olduğuna dair hâlâ hiçbir bilgi yok. Çok endişeliyiz” diye konuştu.

Haberde, Reyhan İnandı’nın eşiyle en son 31 Mayıs akşamı haberleştiği, daha sonra defalarca denemesine rağmen ona ulaşamadığı, bunun üzerine endişelenerek aramaya başladıkları ve boş aracı buldukları kaydedildi. Sorumlu emniyet birimlerine eşinin kayıp olduğunu bildirerek bulunması için başvuru yaptığını anlatan İnandı, o süre zarfında kendisine hem Kırgızistan’dan hem de yurt dışından çok sayıda telefon geldiğini ve bunlarda eşinin kaçırıldığı ve Bişkek’teki Türk Büyükelçiliği’nde tutulduğuna dair bilgilerin yer aldığını söyledi.

TÜRK BÜYÜKELÇİLİĞİNDEN CEVAP ALAMADI

“Bundan şüphelenmek ve endişelenmek için önümüzde yeterince başka örnekler vardı zaten” diyen Reyhan İnandı, iddialar üzerine Türk Büyükelçiliği’ne de başvurduğunu, eşinin akıbetini sorduğunu ancak cevap alamadığını kaydetti.

İnandı, şunları söyledi: “Bence eşimi kaçıracaklardı ancak beklemedikleri kadar güçlü bir dayanışma ve kamuoyu desteği, tahminlerinin üzerinde bir siyasi baskı ve uluslararası dayanışmayı görünce başaramadılar. Bize burada halk, yüzlerce mezunumuz ve aileleri destek veriyor”

Orhan İnandı’nın kaybolmasından sonra başta Türkiye Büyükelçiliği önü olmak üzere Kırgızistan’da farklı yerlerde gösteriler düzenlenmişti.

Reyhan ve Orhan İnandı, 1995’te gittikleri Kırgızistan’da “Sebat Okulları” adıyla okullar zinciri kurmaya başladı. Gülen Hareketi’ne yakınlığıyla bilinen okullar, Reyhan İnandı’nın verdiği bilgiye göre 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Kırgızistan Eğitim Bakanlığı’na devredildi ve müfredatını da bakanlığın belirlediği bu okullar Sapat Okulları adını aldı. Halen kendi verilerine göre dört ilkokul, 16 lise, bir uluslararası okul ile bir de üniversitesi bulunan okullarda eğitim ağırlıklı olarak İngilizce yapılıyor. İlaveten Kırgızca, Rusça ve Türkçe dersler de veriliyor.

DW Türkçe’ye konuşan Reyhan İnandı, eşinin kaybolmasından sonra, Türkiye’nin Gülen yapılanması bağlantısı gerekçe gösterilerek 2019’da iadesinin talep edildiğini ancak Kırgız vatandaşı olması sebebiyle Ankara’nın iade talebinin reddedildiğini öğrendiklerini belirtiyor.

KORKUNÇ OLAYA RAĞMEN KIRGIZİSTAN’DAN GİTMEK İSTEMİYORUZ

Reyhan İnandı, şöyle konuştu: “Biz Kırgızistan’a 1995’te geldik, yedi aylık evliydik ve daha 20’li yaşlardaydık. Bizim bütün çocuklarımız burada doğdu, kendilerini buralı görüyorlar, şu yaşadığımız korkunç olaya rağmen buradan gitmek istemiyorlar. Biz Kırgızistan’ı ve halkını çok sevdik, onlar da bize çok hürmet gösterdi. Halkı eğitime çok önem veriyor, hem kız çocukları hem de erkek çocukları için eğitimi önemli görüyor. Burada kabul gördük, okullarımız 15 bin mezun verdi.”

Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Gülen yapılanmasına karşı farklı ülkelerde operasyonlar düzenliyor. Son olarak geçen ayın sonunda Fethullah Gülen’in yeğeni Selahaddin Gülen Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirilmişti. Önceki yıllarda da Kosova, Moldova, Azerbaycan ve Ukrayna gibi ülkelerden Gülen Hareketi üyesi olduğu belirtilen kişilerin MİT operasyonu ile kaçırılarak getirildiği açıklanmıştı.

En son 31 Mayıs’ta kendisinden haber alınan Orhan İnandı’nın aracı, kaybolmasından saatler sonra, lastikleri patlamış, kapıları açık, İnandı’nın telefonları da içinde boş şekilde bulundu. Hükumete yakın Sabah gazetesi yazarı Ferhat Ünlü, İnandı’ya yönelik operasyonun arkasında Kırgızistan gizli servisinin olduğunu iddia etmişti.

Erdoğan rejimi, Gülen Hareketi’ne yönelik cadı avını Kırgızistan’a taşımak istiyor

Alman hükümetinin Orhan İnandı’nın akıbetini sorduğu ortaya çıktı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Gaziantep’te oturan IŞİD mensubunun mal varlığı dolduruldu

Resmi Gazete’de mal varlığı dondurulanlar listesine Birleşmiş Milletler listesinde de yer alan DEAŞ terör örgütü üyesi bir isim eklendi. Mohammad Ali Habbo isimle IŞİD mensubunun 2016 yılından bu yana Gaziantep’te oturduğu belirtildi. Gaziantep Rakka arasında gidip geldiği vurgulandı.

BOLD – Resmi Gazetenin bugünkü sayısında yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Uluslararası Terör Örgütleri listesinde yer alan ‘DEAŞ El-Kaide Bağlantılı Gerçek Kişiler’ başlıklı bölümüne bir isim eklendi.  Hakkında malvarlığı dondurma kararı verilen Suriyeli Mohammad Ali Habbo’nun kimlik bilgileri yazıldı.

GAZİANTEP RAKKA ARASINDA GİDİP GELDİ

Mohammad Abdülkarim, Al Hebu, Al Habu isimlerini kullanan DEAŞ’lının 1983 doğumlu olduğu yazıldı. Mal varlığı dondurulan kişinin adres bilgileri bölümünde ise dikkat çeken detay yer aldı. DEAŞ mensubunun 2016 yılından bu yana Gaziantap ve Rakka’da ikamet ettiği belirtildi.

Ülkücü Hareket yine gündemde: Avrupa ülkelerinde bakış nasıl? Kimler yasakladı?

Gaziantep’te oturan IŞİD mensubunun mal varlığı dolduruldu yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

‘Tayyip abi’ başka sezona kaldı: Sedat Peker videolarına ara verdi

Açıklamalarıyla gündemi alt üst eden organize suç örgütü lideri Sedat Peker, bir süredir video yayınlamamasının nedenini açıkladı. Yüksek güvenlik riski taşıdığını söyleyen Peker, video paylaşımına ara verdiğini söyledi. Basın danışmanı ise Peker’in video yayınlamak için başka ülkeye geçeceğini belirtti. Peker, ‘Tayyip abi’ dediği Erdoğan ile “helalleşmek” için çekeceği videoyu Biden görüşmesi sonrasına ertelediğini söylemişti.

BOLD – Bir süredir video paylaşımı yapmayan Sedat Peker, neden video paylaşmadığını yine Twitter üzerinden attığı mesajla açıkladı. Peker “Yüksek güvenlik riski taşıdığım için video paylaşımı yapamıyorum” dedi.

CİDDİ DERECEDE SUİKAST RİSKİ VARMIŞ

Halk TV’de yayın yapan gazeteci Özlem Gürses’e Twitter’dan yanıt veren Peker, video yayınlarına ara verdiğini açıkladı. Peker, şunları yazdı: “Sayın Özlem Gürses, uluslararası güvenlik protokolü diye bir şey mi ne varmış, yüksek güvenlik riski taşıdığım için video paylaşımı yapamıyorum. Ancak twitter kullanmama şu an için izin veriliyor. Bende söz namus.

Ben bugüne kadar düşmanlarıma bile verdiğim sözü tuttum. Eğer ölmez sağ kalırsak sizle beraber merak eden herkes gerçekleri öğrenecek. Sayın Özlem Gürses Hanım, bulunduğum ülkenin yetkililerinin uyarısı bu yöndeydi. Ben de size bunu söyledim. Şahsımın hayatına yönelik ciddi derecede suikast riski varmış. Durum bundan ibaret. Başarılı programlar dilerim.”

VİDEO YAYINLAMAK İÇİN BAŞKA ÜLKEYE GEÇECEK

Sedat Peker’in basın danışmanı Emre Olur ise yaptığı paylaşımla Sedat Peker’in video yayınlamak için başka ülkeye geçeceğini belirterek, “Birleşik Arap Emirlikleri yetkilileri tarafından Sn. Sedat Peker’e kendisine karşı suikast vb risklerin bulunduğu bilgisi verilmiş. Sn. Peker, bu bilgilerden dolayı video çekimine ara vermiş, önümüzdeki hafta başka bir ülkeye geçerek paylaşımlara devam edecekmiş” dedi.

İstanbul savcısı Sedat Peker’in itiraflarına değil askeri öğrencilere operasyon yaptı: 52 gözaltı

‘Tayyip abi’ başka sezona kaldı: Sedat Peker videolarına ara verdi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

İstanbul savcısı Sedat Peker’in itiraflarına değil askeri öğrencilere operasyon yaptı: 52 gözaltı

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in ifşaları sonrasında ortaya çıkanlarla ilgili kulağının üzerine yatan yargı, askeri öğrencilere yönelik operasyon düzenledi. 17 ilde 52 kişi ile ilgili gözaltı kararı verildi.

BOLD – İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla 17 ilde askeri öğrencilere yönelik operasyon düzenlendi. 46’sı ihraç edilen askeri öğrenci olmak üzere 52 kişi gözaltına alındı.

6’SI MUVAZZAF, 46 ESKİ ASKERİ ÖĞRENCİ GÖZALTINDA

İstanbul Emniyet Müdürlüğü (TEM) Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Ekipleri askeri öğrencilerle ilgili İstanbul merkezli 17 ilde operasyon gerçekleştirdi. 17 ilde yapılan operasyonun 6’sı muvazzaf astsubay ve uzman çavuş, 46’sının da ihraç edilen askeri öğrenci olmak üzere toplam 52 kişiye yönelik yapıldığı öğrenildi.

EVLERE GECE YARISI BASKIN YAPILDI

İstanbul’da gerçekleştirilen operasyon Beykoz, Gaziosmanpaşa, Sancaktepe, Sultanbeyli başta olmak üzere çok sayıda ilçede bulunan 30 adrese gece yarısı yapıldı. Operasyonda adreslerde arama yapılırken adreslerde bulunan şüpheliler gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Operasyon ile ilgili çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

 

Erdoğan rejimi, Gülen Hareketi’ne yönelik cadı avını Kırgızistan’a taşımak istiyor

İstanbul savcısı Sedat Peker’in itiraflarına değil askeri öğrencilere operasyon yaptı: 52 gözaltı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

HDP saldırısının ardından Diyarbakır’da AKP binasına molotof atıldı

İzmir’de HDP binasına yapılan ve Deniz Poyraz’ın yaşamını yitirdiği olayın ardından dün gece Diyarbakır’ın Hani ilçesinde AKP binasına molotof kokteylli saldırı düzenlendi. Parti çalışanlarının içeride bulunduğu sırada yapılan saldırı ile ilgili 2 kişi gözaltına alındı. HDP saldırısına sessiz kalan AKP’li yetkililer ise parti binasına molotof atılmasına tepki gösterdi.

BOLD – Diyarbakır’da AKP Hani ilçe binasına molotof kokteylli saldırı düzenlendi. Parti çalışanlarının içeride olduğu sırada gerçekleşen saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı.

İKİ KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Dün akşam saatlerinde meydana gelen, herhangi bir can ve mal kaybının olmadığı olayda, AKP İlçe binası önüne gelen bir kişi, elindeki molotof kokteylini yaktıktan sonra parti binasına attı. Molotof kokteyli içeri isabet etmezken saldırgan olay yerinden hızla uzaklaştı. Güvenlik kameralarının tespit ettiği saldırganların yakalanması için operasyon başlatırken, olayla ilgili iki kişiyi gözaltına aldı.

HDP’YE YAPILAN SALDIRININ BİR BENZERİ

Olayla ilgili açıklama yapan AKP Diyarbakır İl Başkanı Şerif Aydın, olay sırasında parti görevlilerinin içeride olduğunu belirterek, “Dün İzmir HDP İl binasına yönelik yapılan iğrenç saldırının bir benzeri, bu gece Diyarbakır’ımızda Hani İlçe teşkilatımızın binasına yönelik olarak yapılmaya çalışıldı. İçeride bulunan kardeşlerimizin şans eseri yara almadan kurtulabildiği bu iğrenç saldırıyı, tıpkı dün yapılan saldırı da olduğu gibi; Ak Parti Diyarbakır İl Başkanlığı olarak lanetliyoruz” dedi.

AKP SALDIRIYI LANETLEDİ

Olay sonrası sosyal medya üzerinden açıklama yapan AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş “Diyarbakır Hani İlçe binamıza yönelik terör saldırısını ve arkasındaki şer odaklarını lanetliyorum. Aziz milletimizin birlik ve beraberliğini hiçbir sinsi oyun bozamayacaktır” dedi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik de Diyarbakır’ın Hani ilçesinde partilerinin binasına yönelik saldırıyı lanetlediklerini, her türlü provokasyonu yenecek güce sahip olduklarını bildirdi.

Erdoğan rejimi, Gülen Hareketi’ne yönelik cadı avını Kırgızistan’a taşımak istiyor

HDP saldırısının ardından Diyarbakır’da AKP binasına molotof atıldı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Sedat Peker: Bu kadar utanmazın olduğu yerde mahcubiyetimden suç örgütü üyeliğinden istifa ediyorum

Yayınladığı videolarla AKP Hükumetindeki yolsuzlukları ortaya döken organize suç örgütü lideri Sedat Peker, ilgili kişilerin istifa etmemekte direnmelerine ilginç bir tepki gösterdi. Peker, “Bu kadar utanmaz gazetecinin, siyasinin, devlet görevlisinin olduğu bir ortamda mahcubiyetimden dolayı suç örgütü üyeliğimden istifa ediyorum” dedi. 

BOLD – Yayınladığı videolarla Türkiye’de ikinci Susurluk etkisi oluşturan organize suç örgütü lideri Sedat Peker, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “suç örgütü üyeliğimden istifa ediyorum” ifadelerini kullandı.

Son dönemde AKP’lilere yönelik iddialarıyla gündeme gelen Sedat Peker, sosyal medya hesabından yaptığı son paylaşımda “suç örgütü üyeliğimden istifa ediyorum” dedi. Peker’in son paylaşımı şöyle oldu:
“YÜCE TÜRK MİLLETİ; bu kadar utanmaz gazetecinin, siyasinin, maalesef ki devlet görevlisinin olduğu bir ortamda mahcubiyetimden dolayı suç örgütü üyeliğimden istifa ediyorum. Lütfen kabul edin (bunları mahkum ettirmeden asla istifa etmeyeceğim).”

ADI SUÇA KARIŞAN SİYASİLER İSTİFA ETMEDİ

Peker’in açıklamalarında adı geçen gazeteciler işlerinden oldu ancak aktif siyasetçiler skandal iddialara rağmen hâlâ görevlerine devam ediyor. Peker’in videolarında adından bahsettiği aktif siyasiler arasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski Başbakan, AKP milletvekili Binali Yıldırım, AKP milletvekili Tolga Ağar. Görevden alınması konuşulan İçişleri Bakanı Soylu, AKP’nin ortaklık yaptığı MHP lideri Devlet Bahçeli ve Vatan Partisi Doğu Perinçek’in ve Tayyip Erdoğan’ın desteği sonrasında görevinde kaldı.

 

Peker’in hedef aldığı gazeteciler gitti siyasiler direniyor

Sedat Peker: Bu kadar utanmazın olduğu yerde mahcubiyetimden suç örgütü üyeliğinden istifa ediyorum yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

18 Haziran 2021 Cuma

Erdoğan rejimi, Gülen Hareketi’ne yönelik cadı avını Kırgızistan’a taşımak istiyor

Gazeteci Adem Yavuz Arslan, Erdoğan rejiminin 17-25 Aralık sonrasında Türkiye’de Gülen Hareketi’ne yönelik yaptığı cadı avını önce Kırgızistan, sonrasında ise diğer Orta Asya ülkeleri ile Balkan ülkelerine de taşımak istediğini kaydetti.

BOLD – Erdoğan rejiminin Gülen Hareketi’ne yönelik taktik değiştirdiğini belirten gazeteci Adem Yavuz Arslan, bunun ilk olarak kaçırılan eğitimci Orhan İnandı üzerinden Kırgızistan’da uygulanacağını öne sürdü.

GÜLEN HAREKETİ’NE BÜYÜK KOMPLO HAZIRLANIYOR

Gazeteci Metin Yıkar ile Okyanus Ötesi programında gündemi değerlendiren Arslan, Erdoğan’ın Gülen Hareketi’ne yönelik büyük bir komplo hazırlığında olduğunu vurgulayarak, “Ankara’dan edindiğim bazı bilgileri aktarayım. Ankara şöyle bir taktik izliyor. Kırgızistan Bişkek Büyükelçiliğinde tutulan Orhan İnandı’ya özel bir takım kimyasal ilaçlar vasıtasıyla matbu ifadeler imzalatılarak bunlar üzerinden kampanyalar başlatmayı planlıyor Erdoğan. Kırgızistan’da bunu başlatırlarsa Orta Asya’nın diğer ülkelerinde ve Balkan ülkelerinde aynı taktiği uygulamayı düşünüyorlar” dedi.

KARA PROPAGANDA VİDEOLARI DOLAŞIMDA

Kırgızistan’da kara propagandaya sosyal medya üzerinden başlandığını belirten Arslan, “Türkiye’de yaşanan sürecin aynısını yapacaklar. Bunun için Türkiye örtülü ödenekten baya bir para da vermiş Kırgızistan’a. Hatta Facebook bütçesi bile ayrılmış, Facebook’ta kara propaganda çalışmaları yapılabilsin diye. Bir videoyu izleme imkanı buldum, Türkiye’nin desteğiyle hazırlanmış, bizde 17-25 Aralık sonrası gördüğümüz propaganda videolarının aynı yöntemiyle hazırlanmış, işte bunlar devlete sızıyorlar, karanlık bir örgüt, şöyle yapılanıyorlar, böyle yapılanıyorlar gibi. Bunun Kırgızca versiyonlarını Facebook’ta dolandırıyorlar” dedi.

MAFYA ÖRGÜTLERİYLE ANLAŞTILAR

Örtülü ödenekten Kırgızistan’da bir devlet binası yapma sözü de verildiğini ifade eden Arslan, Erdoğan rejiminin bu şekilde Kırgız halkının da gönlünü alayı hedeflediğini kaydetti. Ciddi paralar harcanıp Orta Asya’da bir takım mafya örgütleriyle anlaşma yapıldığını da belirten Arslan, “Bunlar şiddet olayları, özellikle de Kırgız politikacılara yönelik bir takım şiddet olayları yapıp bunu da oradaki cemaat gönüllülerinin üzerine yıkmak isteyecekler. Böylelikle onları kriminalize etmek gibi bir takım planları var. Bunu Türkiye’de çok yaptıkları için tecrübeliler. Bu tecrübeyi de Hakan Fidan üzerinden Orta Asya’ya taşımak istiyorlar” dedi.

KIRGIZİSTAN PİLOT BÖLGE SEÇİLDİ

Kırgızistan’ın pilot bölge seçildiğini belirten Arslan, “Başarırlarsa bunu diğer ülkelere de yayacaklar. Türkiye’de yaşanan süreci orada tekrar etmek istiyorlar. Olay sadece Orhan İnandı’yı kaçırma projesi değil. O nedenle Orhan İnandı’nın kaçırılmasını önemsiyor Erdoğan rejimi. Ama bu gelişmelerden Kırgızların da haberi vardır. Kırgız parlamentosunda konu gündeme geliyor. Kırgız halkı ayağa kalkmış durumda. Kırgız halkı ve kanaat önderleri çok önemli bir vefa örneği sergiliyorlar. Bu süreci Erdoğan’ın kara propagandasına alet etmemek gerekiyor. O nedenle herkesin duyarlı olmasında yarar var” uyarısında bulundu.

KIRGIZ HALKI VEFA ÖRNEĞİ SERGİLİYOR

Orhan İnandı’ya karşı Kırgız halkının tarihe geçen bir vefa örneği sergilediğini ifade eden Arslan, “Takdir etmek ve hakkı teslim etmek lazım. Günlerdir meydanlarda. Dün yine yüzlerce kişi ellerinde Orhan inandı’ya özgürlük isteyen pankartlarla meydanlardaydı. Kırgız halkı ayağa kalkmış vaziyette. Konu Kırgızistan Parlamentosunda, konuşuluyor, medyada konuşuluyor. Kırgız halkının konuya sahip çıkmasında Türkiye’nin da alması gereken dersler var” dedi.

 

 

 

Sezgin Baran Korkmaz açıkladı: Veyis Ateş 10 milyon euro istedi

Erdoğan rejimi, Gülen Hareketi’ne yönelik cadı avını Kırgızistan’a taşımak istiyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın konvoyu “yok artık” dedirtti

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan dönüşü Antalya Havalimanı’ndan çıkışını görüntüleyen CHP’li Berhan Şimşek, duruma isyan etti. Şimşek, “Dünyanın hiçbir yerinde gerçekten böyle bir koruma sistemi yok” dedi.

BOLD – Azerbaycan dönüşü Antalya Havalimanı’ndan çıkan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konvoyu “yok artık” dedirtti.

KORUMA ARACI SAYISI ŞAŞIRTTI

Eski CHP milletvekili Berhan Şimşek, Azerbaycan dönüşü Antalya Havalimanı’ndan çıkan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konvoyunu kayıt altına aldı. “Asrın lideri maşallah. Sayın Cumhurbaşkanının Azerbaycan dönüşü Antalya havaalanı çıkışı” adıyla video paylaşan Şimşek, uzun süren kalabalık konvoy görüntüsünü çekti. Konvoydaki araç sayısına ve alınan önlemlere dikkat çeken Şimşek, “Ahvalimiz budur sevgili halkım. Dünyanın hiçbir yerinde gerçekten böyle bir koruma sistemi yok” dedi.

 

 

Sezgin Baran Korkmaz açıkladı: Veyis Ateş 10 milyon euro istedi

Erdoğan’ın konvoyu “yok artık” dedirtti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Sezgin Baran Korkmaz açıkladı: Veyis Ateş 10 milyon euro istedi

Hakkında karapara aklama soruşturması bulunan Sezgin Baran Korkmaz, sunucu Veyis Ateş’in kendisinden arabuluculuk karşılığı 10 milyon euro istediğini doğruladı. Ateş kendisine koruma tahsis edildiğini ifade ederken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile 1999’dan beri tanıştığını açıkladı.

BOLD – Halk TV’de İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtlayan Veyis Ateş, Sezgin Baran Korkmaz ile Temmuz 2020’de, Bodrum’da bir arkadaşının teknesinde tatildeyken tanıştığını söyledi. Ateş, 10 milyon euro istemediğini öne sürerken, canlı yayına bağlanan Korkmaz, 10 milyon euro iddiasını doğruladı.

TEKNEYİ DE TATİLİ DE KABUL ETMEDİ

Habertürk’le yolları ayrılan Ateş, kendisi hakkındaki iddialarla ilgili “Sezgin Baran Korkmaz’la ben Temmuz 2020’de, 20’leri olabilir, meşhur Paramount Otel’e davetli olarak gittim. Ben zaten Bodrum’da tatildeydim. Arkadaşımın teknesindeydim. Ben o tekneye bindikten, İstanbul’a döndükten sonra orada çekildiğim bir fotoğrafı attım, Instagram’a koydum. Bizim aramızda geçen diyalogla, benim bir teknem yok. Benim arkadaşlarımın teknesi. Paramount Otel’e Cihan Ekşioğlu beni davet etti. Bir defa gittim. Ya cuma ya da cumartesi pazar akşamı, para ödemedim, davetli olarak gittim. Bu ve benzer otellere davetli olarak zaten gittim” dedi.

“10 MİLYON EURO İSTEMEDİM”

Korkmaz’dan 10 milyon euro istediği iddiasıyla ilgili Ateş, “Bu konuşma bana ait değil. Böyle bir talep aramızda geçmedi” dedi. Saymaz’ın “Ben bu konuşmayı dinledim” demesi sonrası “10 milyon euro istemiş miyim, böyle bir kayıt var mı, ben kendi ellerimle götüreyim. Benim 7 aydan beri çıkmayan sesim, çıkmayan konuşmam, neresi önü, neresi arkası bilmediğim bir konuşma. Ben 10 milyon euro istemedim, böyle bir konuşmayı yapmadım” dedi.

KORKMAZ’DAN “İSTEDİ” İDDİASI

Ateş’in açıklaması sonrası canlı yayına bağlanan Korkmaz, Veyis Ateş’in avukatı aracılığıyla irtibat kurduğunu ve aracılık için kendisinden 10 milyon euro talep ettiğini öne sürdü. Yayına ikinci kez bağlanan Korkmaz, iddiayı yineleyerek “Veyis Ateş 10 milyon euro istedi ama ben vermedim” dedi. Korkmaz, “Bende kayıt olduğunu düşünmediği için başkalarını ona doğru çekmeye çalıştığı için ben Selivay’a dinlettim. Sevilay yönetimine söyleyecekti, bu adalet önünde hesap verene kadar konuşmayacaktım. Yalan söylüyor, gözümün içine baka baka yalan söylüyor. Benden kimin için para istediğini onun açıklaması lazım” dedi.

ATEŞ: PEKER’LE SOHBET ETTİK

Veyis Ateş, organize suç örgütü yöneticisi olduğu iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan Sedat Peker hakkında da açıklamalarda bulundu. Ateş, Peker ile beraber sohbet ettiklerini belirterek, “Sedat Peker’le 2016-2017 yılı olabilir Kuruçeşme’de bir mekanda 4-5 kişi oturduk, yemek yedik, sohbet ettik. Ne siyaset konuştuk, ne iş konuştuk. Hayatımızda bir defa orada tanıştık. Ne bir selam aldık, ne bir selam gönderdik” dedi.

“3 YILDIR KORUMAM VAR”

İçişleri Bakanlığı’nın kendisine koruma ve araç tahsis ettiği iddiasıyla ilgili konuşan Ateş, “Devlet bana Mercedes tahsis etmedi. Benim korumam var. 3 yıldır. Ekrana çıkıyorum, Afrin, Cerablus, El Bab, Azez’e gidip döndüğümde” ifadelerini kullandı.

 

Ülkücü Hareket yine gündemde: Avrupa ülkelerinde bakış nasıl? Kimler yasakladı?

Sezgin Baran Korkmaz açıkladı: Veyis Ateş 10 milyon euro istedi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Nationalist man storms Pro-Kurdish party office in Turkey, kills woman

A man stormed a local office of Turkey’s main Pro-Kurdish party and shot dead a 20-year-old woman in the western city of Izmir on Thursday, prompting the party to blame a public government crackdown on it which has intensified this year.

The Izmir governor’s office said the assailant, a former health worker in his late 20s, stormed the Peoples’ Democratic Party (HDP) office and shot Deniz Poyraz. The HDP said she had been covering a shift for her mother at the office.

Media reported that the suspect, identified by local police as Onur Gencer, had tried to set the building on fire before killing Poyraz, and said in a statement to police that he carried out the attack out of hate for the outlawed Kurdistan Workers Party (PKK) militant group.

Turkey’s third-largest party, the HDP has come under renewed pressure in recent months with the nationalist allies of President Tayyip Erdogan’s AK Party calling for it to be banned over alleged ties to the PKK.

The HDP denies any links to militants.

“The instigator and abettor of this brutal attack is the AKP-MHP government and the Interior Ministry, which constantly targets our party and our members,” the HDP said on its website.

In a statement on Twitter, ruling AK Party spokesman Omer Celik condemned the attack and said Turkey “would never allow such provocations to disturb its peace.”

A top prosecutor has opened a case to shutter the HDP, which has 55 seats in the 600-member parliament, while its former leader and several hundred other party members are behind bars. read more

The grieving mother of Poyraz cried “give us a rest” and blamed “fascists” for the killing, video footage showed. The HDP said her daughter covered her shift due to health reasons.

The PKK is designated a terrorist group by Turkey, the United States, and European Union. It has fought an insurgency against the state in mainly Kurdish southeast Turkey since 1984. More than 40,000 people have been killed in the conflict.

The post Nationalist man storms Pro-Kurdish party office in Turkey, kills woman appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2021/06/18/nationalist-man-storms-pro-kurdish-party-office-in-turkey-kills-woman/
Devamını Oku »

Erdoğan: Suriye’yi istikrarsızlaştırmada yeterli desteği alamadık

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Suriye ile ilgili açıklaması sosyal medyayı salladı. Erdoğan, “Suriye’yi istikrarsızlaştırma çabalarımızda uluslararası toplumdan gerekli desteği alamadık” dedi.

BOLD – Promter’a bakarak konuşma yapan Recep Tayyip Erdoğan, son dönemde sık sık dil sürçmesi yaşıyor. Erdoğan’ın dil sürçmesinin ardında bilinç altındaki gerçeklerin yattığı görüşü hakim. 2012 yılından bu yana Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın görevi bırakmak zorunda kalacağını savunan Erdoğan, “Suriye’yi istikrarsızlaştırmada yeterli desteği alamadık” dedi.

Erdoğan’ın sözleri sosyal medyada “Dili sürçmüş ama hakikati söylemiş” sözleriyle yorumlandı.

Erdoğan: Suriye’yi istikrarsızlaştırmada yeterli desteği alamadık yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Rusya’dan Türkiye’ye: Azerbaycan’a üs kurarsanız…

Rusya’dan Türkiye’yle ilgili kritik açıklamalar geldi. Kremlin Sözcüsü Peskov, Türkiye’nin Azerbaycan’da üs kurması halinde Rusya’nın adımlar atabileceğini söyledi.

BOLD – Rusya, Türkiye’nin Azerbaycan’da kurmayı planladığı askeri üssüyle ilgili gelişmeleri yakından takip ettiğini açıkladı. Kremlin yönetimi, Türkiye’nin bu hamlesi nedeniyle Rusya’nın kendi güvenliğini ve çıkarlarını teminat altına almak için adımlar atmasının gerekebileceğini savundu.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Türkiye’nin Azerbaycan’da üs kurması ihtimaline ilişkin Peskov “Sınırlarımız yakınlarında (NATO) ittifak ülkelerinin askeri yapı konuşlandırmasına dikkatle yaklaştığımız bir husus olduğu gibi güvenliğimizi ve çıkarlarımızı korumak için adım atmamızı gerektirebilir” dedi.

Azerbaycan’a üs kurma konusu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu hafta içinde yaptığı Azerbaycan ziyaretinde gündeme geldi.

Rusya’dan Türkiye’ye: Azerbaycan’a üs kurarsanız… yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Ülkücü Hareket yine gündemde: Avrupa ülkelerinde bakış nasıl? Kimler yasakladı?

İzmir’de HDP İl Binası’nda parti görevlisi Deniz Poyraz’ı öldüren Onur Gencer’in ‘bozkurt’ işareti ile verdiği pozların kamuoyuna yansıması ile birlikte Ülkücü Hareket ve Bozkurtlar yeniden tartışmaların odağı haline geldi. Peki Avrupa’da Ülkücü Hareket’e bakış nasıl ve hangi ülkeler yasakladı?

BOLD ANALİZ – Son yıllarda Türkiye siyasetindeki AKP-MHP yakınlaşması Ülkücü Hareket mensuplarının yurtdışında MİT ile yakın işbirliğine girmesini sağladı. Bu yakınlaşma sonrası bazı ülkelerde yaşanan şiddet olaylarında Ülkücü Hareket ile MİT’in ismi yan yana anılmaya başladı. Bu gelişmeler sonrası Ülkücü Hareket tarihinde ilk kez bazı Avrupa ülkelerinde tamamen yasaklandı, bazı ülkelerde ise sembolleri ve selamlaması yasaklandı. Son olarak Avrupa Parlamentosu, kabul ettiği bir tasarı ile 27 ülkeye Ülkücü Hareket’i terör örgütü olarak kabul etme çağrısında bulundu.

İşte ülke ülke Avrupa’da Ülkücü Hareket ile ilgili alınan kararlar:

AVUSTURYA

Avusturya, 1 Mart 2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ‘bozkurt selamı’ ve Ülkücü Hareket’in sembollerini yasakladı.

Bunları kullananlar hakkında 4 bin euroya kadar varan cezalar öngörülüyor.

2020 yılı Ocak ayında Viyana Belediyesi’nde görevli 4 otobüs şoförü, bozkurt işareti yaptıkları gerekçesiyle işten atıldı.

FRANSA

Fransa’da 2020 yılı Kasım ayı başında bir ‘Ermeni Soykırımı’ anıtı saldırıya uğradı. 1915 olaylarında ölen Osmanlı Ermenilerinin anısına Lyon şehri dışında bulunan anıta ‘Bozkurtlar’ anlamına gelen Fransızca ‘Loups gris’ ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin baş harflerine atıfla ‘RTE’ gibi sloganlar yazılmıştı.

Olay sonrası Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Ülkücü Hareket’in ülkede yasaklanması için Bakanlar Kurulu’na bir öneri getireceğini açıkladı. Öneriyi görüşen Fransız hükümeti Bozkurtlar’ın (Ülkücü Hareket) Fransa’da 6 Kasım 2020 tarihi itibariyle tamamen yasaklanmasına karar verdi.

Fransız hükumeti, ülkedeki Kürt ve Ermeni gruplarla yaşanan kavga ve çatışmalardan dolayı Ülkücü Hareket’i suçladı.

ALMANYA

Fransa’nın ardından Almanya’da da Ülkücü Hareket’in yasaklanması için meclise öneriler getirildi. Geçtiğimiz yıl meclisteki bütün partilerin destek verdiği bir yasa tasarısıyla Federal İçişleri Bakanlığı’na olası bir yasaklamayı denetleme görevi verildi.

Angela Merkel hükumeti, Türkiye ile hassas ilişkileri göz önünde bulundurarak Ülkücü Hareket’i Almanya’da yasaklamadı ancak Bozkurtlar Almanya’da iç istihbarat teşkilatı ‘Anayasayı Koruma Teşkilatı’ tarafından izlenmeye alındı. Almanya’da normalde terör örgütleri ve yasaklı örgütler ile şiddete meyilli yapılanmalar İç İstihbarat Teşkilatı tarafından izleniyor. Bu durumda iç istihbarat teşkilatı yeterli kanıt toplarsa ileride Ülkücü Hareket’in yasaklanması gündeme gelebilir.

Almanya’da iç istihbarattan sorumlu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın (BfV) son olarak yayınladığı 2020 yılı raporuna göre ülkedeki ülkücülerin sayısı 11 bin civarında. Bunların büyük çoğunluğu dernek veya federasyon yapılanmalarında örgütlü. Bu ülkücü derneklerin çoğunun da Türkiye’deki siyasi partilerin yurt dışı uzantısı olduğu belirtiliyor.

HOLLANDA

Hollanda’da da Fransa ve Almanya’nın ardından Ülkücü Hareket’in yasaklanması gündeme geldi. 2020 yılı Kasım ayında Hollanda meclisine milletvekili Bente Becker tarafından bir önerge sunuldu. Önergede Ülkücü Hareket (Bozkurtlar), ‘aşırı sağcı’, ‘aşırı milliyetçi’ ‘Hollanda toplumunda gerilime sebep olan’ ve ‘toplum kesimlerini karşı karşıya getiren’ bir yapılanma olarak tanımlandı.

Önerge 147’ye karşı 3 oyla kabul edildi. Ancak Hollanda da Almanya gibi Ülkücü Hareket’i nihai olarak yasaklama kararı almadı. Meclise sunulan önerge Türkiye ve Ülkücü Hareket’e karşı bir uyarı olarak algılandı.

AVRUPA PARLAMENTOSU

Avrupa Parlamentosu’nun Mayıs ayında yayımlanan son Türkiye raporunda AB’ye Bozkurtların “terör örgütleri” listesine alınması olasılığının incelenmesi çağrısında bulunuldu.

“Irkçı ve aşırı sağcı” olarak tanımlanan Ülkücü hareketin “Sadece Türkiye değil aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde de kaygı verici şekilde ilerlediği” görüşü savunuldu. MHP ile yakınlığına vurgu yapılan hareketin “AB terör örgütleri listesine eklenmesi” ve AB içindeki örgütlenmesinin yasaklanması için inceleme başlatılması istendi. Konuyla ilgili paragrafta Ülkücü hareketin “özellikle Kürt, Ermeni veya Yunan kökenliler ve muhalif olarak gördükleri her şahıs için tehdit oluşturduğu” belirtilerek, etkilerine karşı konulması çağrısı yer aldı.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) tavsiye kararı niteliğinde olan 2019-2020 Yılı Türkiye Raporu, AP Genel Kurulu’nda 64’e karşı 480 üyenin oyuyla kabul edildi.

Biden ile Erdoğan anlaştı ama Afganistan’da Türk askerini ne bekliyor?

Ülkücü Hareket yine gündemde: Avrupa ülkelerinde bakış nasıl? Kimler yasakladı? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Organize işler: Polis saldırganın HDP binasına girişini kaydeden kamera kayıtlarını sildi

HDP’nin İzmir İl Binasında Deniz Poyraz’ın öldürüldüğü saldırıya ilişkin çevre binalardaki güvenlik kamera kayıtlarının polis tarafından silindiği belirtildi. Bölgedeki esnaflar, polisin kendilerine herhangi yasal bir gerekçe sunmadığını ve kayıt cihazına format attıklarını söyledi.

BOLD – HDP İzmir İl Binasına dün sabah saatlerinde silahlı saldırıda bulunarak, parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer’in binaya girişini gören çevredeki tüm kamera kayıtlarına polis tarafından el konulduğu kaydedildi.

Polisin, bir haftalık kamera kayıtlarını aldıktan sonra kayıt cihazları formatladığı kaydedildi.

Çevredeki esnaf ve iş yeri çalışanları, polislerin sabah saatlerinde iş yerlerine gelerek, bir haftalık kamera kayıtlarını aldığını daha sonra da kamera kayıt cihazına format attıklarını belirtti.

Söz konusu esnaflar, polisin kendilerine herhangi yasal bir gerekçe sunmadığını ve kayıt cihazına format attıklarını ifade etti.

HDP’li Deniz Poyraz’a 6 kurşun: Resmen katliama gelmiş ama kimseyi bulamamış!

Organize işler: Polis saldırganın HDP binasına girişini kaydeden kamera kayıtlarını sildi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Tenkil Paneli: Hakan Fidan’ın MİT’i ve adam kaçırmalar

Tenkil Müzesi Derneği, Hakan Fidan’ın başında olduğu MİT eliyle dünyaya yayılan adam kaçırma vakalarını masaya yatırıyor. Birbirinden önemli isimler, Cumartesi günü MC TV ve TR724’ün Youtube kanallarında yaşadıklarını anlatacak.

BOLD – Tayyip Erdoğan iktidarının farklı ülkelerde MİT aracılığıyla hayata geçirdiği hukuksuz adam kaçırmalar gündemdeki sıcaklığını koruyor. Tenkil Müzesi Derneği de Kırgızistan’da Sapat Eğitim Kurumları eski Genel Müdürü Orhan İnandı’nın 31 Mayıs tarihinde kaçırılması ve Bişkek’teki Türk büyükelçiliğinde tutulmasıyla yeniden gündeme taşınan adam kaçırmaları özel bir panelde ele alacak.

19 Haziran Cumartesi günü (yarın) Türkiye saatiyle 21.00’de başlayacak panele eğitimci Orhan İnandı’nın eşi Reyhan İnandı ile Kenya’da kardeşi MİT tarafından kaçırılan gazeteci Kemal Gülen, yine Malezya’dan kaçırılan ve Türkiye’ye götürülerek tutuklanan, hastalığına rağmen cezaevinde kötü şartlarda tutulan İsmet Özçelik’in eşi Hatice Özçelik katılacak.

Gazeteci Fatih Akalan’ın moderatörlüğünü yapacağı, ihraç hakim Kemal Karanfil ve Tenkil Müzesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Halit Soylu’nun da yer alacağı programda Orhan İnandı için yapılmış bir belgeselin ilk gösterimi yapılacak. Programda ayrıca gazeteci-yazar Herkül Millas’ın kaçırılmalarla ilgili özel açıklaması yayınlanacak.

Tenkil Süreci’nde Kaçırılmalar başlıklı panelde ayrıca derneğin hayata geçirdiği www.tenkilmemorial.org web adresinde yayınlanmaya başlanan Tenkil Hafıza Merkezi Projesi’nin de lansmanı yapılacak. Etkinlikle Türkiye’nin başta Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirdiği daha sonra Orta Asya ve Afrika ülkelerine hukuksuz bir şekilde taşıdığı kayıp ve kaçırılmaların dünya kamuoyuna duyurulması hedefleniyor.

MC TV VE TR724’TEN ORTAK YAYIN

MC TV ve TR724 Youtube kanallarından canlı yayınlanacak program 19 Haziran Cumartesi günü Türkiye saatiyle 21.00, Avrupa saatiyle 20.00, Kırgızistan saatiyle 00.00, Amerika ve Kanada saatiyle 14.00’te gerçekleştirilecek

Tenkil Paneli: Hakan Fidan’ın MİT’i ve adam kaçırmalar yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

TÜSİAD’tan ‘temiz toplum temiz siyaset’ çıkışı: Karanlık ilişkiler herkesi kaygılandırıyor

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Özilhan, son zamanlarda ortaya saçılan karmaşık, karanlık ilişkiler ağına dikkat çekerek, toplumda yoğun şekilde tartışılan yolsuzluklar, suç örgütleri gibi şüphelerin giderilmesi gerektiğini kaydetti.

BOLD – Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarıyla ilgili Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nden de (TÜSİAD) açıklama geldi. Temiz toplum, temiz siyaset için her türlü mücadelenin yanında olacaklarını belirten TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Özilhan, son zamanlarda herkesi kaygılandıran karmaşık, karanlık ilişkiler ağının giderilmesini istedi.

İŞSİZ İNSANLARIN MUTLU OLMASI BEKLENEMEZ

Özilhan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısı sonrası son günlerde Türkiye’nin gündemini meşgul eden siyaset-mafya tartışmaları, insana hizmet etmeyen yatırımlara kadar çeşitli konularda açıklamalar yaptı. Türkiye’nin 2021 yılı verilerine göre mutluluk sıralamasında son beşte birlik dilim içinde olduğunu belirten Özilhan, “İşsizlik ve enflasyon sorunları altında insanların mutlu olması beklenebilir mi? Geleceğe ilişkin inancımız, umudumuz zayıflıyorsa, bir yerlerde bir terslik var demektir” dedi.

FAİZLERİ BİR MÜDDET DAHA DÜŞÜREMEYECEĞİZ

Pandemi karşısında izlenen parasal ve kredi genişlemesi sayesinde iyi bir büyüme performansı yakalandığını ama bu büyümenin istihdam oluşturmadığını vurgulayan Özilhan, “Esnaf, KOBİ’ler ve iş dünyasının diğer mensupları yüksek enflasyon, TL’nin eriyen değeri ve yüksek faizlerden dertli; geleceğe dönük yapılan hesaplar tutmuyor, yüklü kredi borçlarının geri ödenme zorlukları iş insanlarını düşündürüyor. Enflasyonla mücadelede işimiz kolay değil. Sıkı para politikası bir süre daha devam etmeli. Faizleri bir müddet daha düşüremeyeceğiz. Faiz indirimi enflasyon düştükten sonra gündeme gelmeli” dedi.

KARANLIK İLİŞKİLER AĞI HERKESİ KAYGILANDIRIYOR

Herkesi kaygılandıran konunun karmaşık, karanlık ilişkiler ağının mevcudiyetine ilişkin iddialar olduğunu hatırlatan Özilhan, “Bu iddialar, yolsuzluklar, suç örgütleri, siyasi etik, medya etiği, iş etiği gibi başlıkların kamuoyunda yoğun biçimde tartışılmasına yol açıyor; Bu şüphelerin giderilmesi gerekiyor. Temiz toplum, temiz siyaset için her türlü mücadelenin geçmişte olduğu gibi bundan sonra da yanında olacağız” dedi.

Erdoğan’ın gölge ordusu SADAT

TÜSİAD’tan ‘temiz toplum temiz siyaset’ çıkışı: Karanlık ilişkiler herkesi kaygılandırıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Bu filmi gördük: Erdoğan’ın oyları düşünce kaos saldırıları artıyor

SADAT’la ilişkili olduğu öne sürülen Onur Gencer’in HDP İzmir İl Başkanlığını basıp parti üyesi Deniz Poyraz’ı 6 kurşunla katletmesi 7 Haziran-1 Kasım 2015 tarihlerinde yaşananları akıllara getirdi. 7 Haziran seçimlerinde AKP’nin oyları gerileyince yenilenen 1 Kasım 2015’e kadar Suruç katliamı, Ceylanpınar saldırısı ve Ankara Tren Garı gibi çok sayıda faili meçhul saldırı yaşandı. Çözüm Süreci askıya alınırken olayların ardından yapılan 1 Kasım seçiminde Erdoğan ve partisi yeniden tek başına iktidar oldu. Bugün de benzer bir süreç yaşanıyor.

BOLD ANALİZ – Türkiye’de faili meçhul olaylar ile iktidar mücadelesi arasındaki ilişki dikkat çekiyor. 1990’larda derin devletin tüm gücüyle iktidarda olduğu bir dönemdi ve etkisini faili meçhul cinayetler ve saldırılarla gösterdi. Orgeneral Eşref Bitlis, gazeteci Uğur Mumcu, Bingöl-Elazığ yolunda silahsız 33 erin PKK tarafından öldürülmesi gibi pek çok olay yaşandı. Tansu Çiller, başbakanlığı sırasında derin devlete yaslanarak iktidarını bir süre sürdürdü.

FAİLİ MEÇHULLERLE İKTİDAR MÜCADELESİ ARASINDA İLİŞKİ VAR

Faili meçhul olaylarla iktidar arasındaki ilişki bugün de devam ediyor. 2002 yılından beri tek başına iktidar olan Tayyip Erdoğan ve partisi AKP, halkta desteği düşmeye başlayınca faili meçhul olaylar artıyor. Yaşanan olaylarla halkta korku iklimi meydana getiriliyor. Kaostan korkan ve güvenlik endişesine kapılan halk çözümü daha güçlü gördüğü iktidarı desteklemekte buluyor. Bu ise artık ittifak olmadan seçimi kazanma şansı olmayan AKP ve Erdoğan’ın işine geliyor. HDP’nin İzmir İl Binasına yapılan saldırı da, benzer bir bağlantıyı hatırlatıyor. Ekonomik kriz, tonlarca ağırlıktaki uyuşturucu ticareti iddiaları ve suç örgütü lideri Sedat Peker’in videolarıyla zor günler geçiren Erdoğan ve AKP’nin oylarında son günlerde düşüş yaşanıyor. İstanbul Ekonomi Araştırmanın Mayıs ayı anketine göre AKP’nin oyu yüzde 33.9’da, MHP’nin oyu ise yüzde 8.6’ya geriledi. HDP’ye yapılan saldırı öncesi Erdoğan’ın muhalefeti hedef alan açıklamalar yapmıştı. Erdoğan, İkizdere’yi ziyareti sırasında protestoyla karşılaşan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i hedef almıştı. Erdoğan, 26 Mayıs’ta, “Gelin hanıma Rize’de gayet güzel bir ders verdiler. Gerekeni yaptılar. Bu daha bir, daha neler olacak neler.. Bunlar iyi günler” açıklaması yapmıştı.

AKP’nin tek başına iktidar kurma şansını kaybettiği 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşananlar HDP’nin İzmir İl Başkanlığına yapılan saldırıyla benzerlik taşıyor. İşte 7 Haziran-1 Kasım arasında yaşanan kaos olayları:

7 HAZİRAN SEÇİMİ AKP’Yİ KOALİSYONA MECBUR ETTİ

7 Haziran 2015 seçimlerinden 2 gün önce, 5 Haziran’da Diyarbakır’daki HDP mitingine yönelik bombalı saldırı yaşandı. IŞİD’in üslendiği saldırıda 5 kişi hayatını kaybetti. 400 kişi de yaralandı. Gerilimli bir atmosferde girilen seçimlerde AKP, yüzde 40,8 oy aldı ve 3 Kasım 2002’den beri ilk kez Meclis’te tek başına iktidar olma imkanını kaybetti. AKP’nin koalisyon hükumetine mecbur kaldığı o günlerde HDP’nin dışarıdan destekleyeceği CHP-MHP koalisyonu konuşulmaya başlandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP’nin yer almadığı koalisyonda yer almayacaklarını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hükumeti kurma görevini alan dönemin AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “istikşafi görüşme” adı altında CHP ile müzakerelere başladı.

SURUÇ KATLİAMI: 33 KİŞİ ÖLDÜ

7 Haziran seçimlerinden yaklaşık bir buçuk ay sonra 20 Temmuz’da Şanlıurfa’nın Suriye sınırındaki Suruç ilçesinde, Kobani’ye yardım götürmek üzere toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerine yönelik intihar saldırısı düzenlendi. IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısı sonucu 33 kişi öldü, 100’den fazla kişi yaralandı.

CEYLANPINAR’DA ÖLDÜRÜLEN İKİ POLİS

Suruç katliamından iki gün sonra, çözüm sürecinin sonunu getiren ve perde arkası hâlâ ortaya çıkarılmayan bir olay yaşandı. 22 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis, evlerinde başlarından vurularak öldürüldü. PKK önce kendilerine bağlı “Apocu Fedailer” adlı bir grubun saldırıyı gerçekleştirdiğini ilan etti. Ancak, sonraki günlerde olay ile ilgisi olmadığını açıkladı. Olaydan bir gün sonra, 23 Temmuz’da Başbakan Davutoğlu’nun imzasıyla PKK ve IŞİD’e yönelik operasyonlar başlatıldı. Ceylanpınar cinayetleriyle ilgisi olduğu iddiasıyla tutuklanan ve yargılanan dokuz kişi ise, yaklaşık üç yıl süren yargılamanın ardından cinayet suçlamasından beraat etti. İki polisin öldürülmesi olayı faili meçhul kaldı.

ÇÖZÜM SÜRECİ BİTTİ

2009 yılında MİT ile PKK arasında gerçekleştirilen Oslo Görüşmeleri ile başlayan Çözüm Süreci, 2009-2015 arasında sürdürüldü. AKP ve HDP yöneticilerinin katılımıyla 10 maddelik ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ açıklandı.  Ancak 17 Temmuz 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, mutabakatı tanımadığını açıkladı. Çözüm süreci buzdolabına konulurken, Ceylanpınar saldırısından bir süre sonra PKK ateşkesi sona erdirdi. PKK saldırılara askeri birliklere yönelik saldırılara başlarken, Güneydoğu’da başta Şırnak olmak üzere Demokratik Bölgeler Partisi, 4 il ve 15 ilçede öz yönetim ilan etti.

ANKARA GARI KATLİAMINDA 102 KİŞİ ÖLDÜ

7 Haziran-1 Kasım arasındaki sürecinde yaşanan kanlı saldırılarından biri de 10 Ekim’de Ankara’da Tren Garı önünde yaşandı. IŞİD’e mensup iki canlı bombanın saldırısında 102 kişi hayatını kaybetti.

ERDOĞAN İSTEMEDİ KOALİSYON KURULAMADI

7 Haziran seçimlerinin ardından Ahmet Davutoğlu’nun başlattığı istikşafi görüşmelerden sonuç çıkmadı. AKP ile CHP koalisyonu istemeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Ağustos 2015 tarihinde seçimlerin yenilenmesine karar verdi. Seçim tarihi olarak 1 Kasım belirlendi. 6 Eylül’de Dağlıca’daki PKK saldırısında 16 asker şehit oldu. 8 Eylül’de ülke genelinde HDP binalarına saldırılar gerçekleşti.

ERDOĞAN İSTEDİĞİNİ ALDI

7 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan saldırı ve faili meçhul olaylarla geçen karanlık bir beş ayın ardından Türkiye, 1 Kasım 2015’te yeniden sandık başında gitti. AKP, yüzde 49,5 oy ve 317 milletvekili ile sandıktan tek başına iktidar olarak çıktı. HDP ise seçim barajını kıl payı aştı ve yüzde 10,7 oy aldı. CHP oylarını yüzde 25,3’e çıkarırken, MHP’nin oyları yüzde 11,9’a geriledi. AKP’nin tekrar tek başına iktidara geldiği 1 Kasım seçimlerinden yaklaşık altı ay sonra, Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebi üzerine başbakanlık ve parti genel başkanlığı görevlerinden istifa ettirildi. AKP’den ayrılarak Gelecek Partisi’ni kuran Davutoğlu, daha sonra,  “Terörle mücadelede defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” açıklaması yaptı.

Erdoğan’ın gölge ordusu SADAT

Bu filmi gördük: Erdoğan’ın oyları düşünce kaos saldırıları artıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Biden ile Erdoğan anlaştı ama Afganistan’da Türk askerini ne bekliyor?

Tayyip Erdoğan ve Joe Biden, Türkiye’nin Kabil Havaalanı güvenliğini sağlamasında uzlaştı. Taliban’ın ABD askerleri gibi ülkeden ayrılmasını istediği Mehmetçik’i neler bekliyor?

BOLD ANALİZ – ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD Başkanı Biden ve AKP’l i Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlamasında önemli bir rol oynaması konusunda uzlaştığını söyledi. Ancak Sullivan, Biden ve Erdoğan’ın Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemleri konusunda çözüme ulaşamadıklarını ve bu konuda diyaloğun süreceğini bildirdi.

Sullivan, gazetecilere yaptığı açıklamada Biden ve Erdoğan’ın Pazartesi günü NATO zirvesi sırasında yaptıkları görüşmede, Afganistan konusunu ele aldıklarını belirtti. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Erdoğan’ın havaalanının güvenliğini sağlamak için ABD’den belli konularda destek istediğini ve Biden’ın bu desteği taahhüt ettiğini vurguladı.

Sullivan “Liderler Türkiye’nin Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı’nın korunmasında önde gelen bir rol oynaması konusunda net taahhütlerde bulundu ve şu anda bunun nasıl gerçekleştirileceği üzerinde çalışıyoruz” dedi.

ABD’li yetkili, Erdoğan’ın bu konuda ABD’den belirli konularda destek istediğini, Biden’ın ise bu desteği vermeye hazır olduğunu söylediğini belirtti. İki ülkenin bu konudaki son detayları görüşmek üzere iki ekip görevlendirdiğini kaydetti.

Sullivan, ABD’nin Türkiye ile yapılan planının başarısız olması halinde güvenlik şirketlerinin devreye gireceği acil planlanlar hazırlayabileceğini de ifade etti.

Geçen hafta bir Taliban Sözcüsü, geçen yıl ABD’yle varılan anlaşma uyarınca Türkiye’nin askerlerini Afganistan’dan çekmesi gerektiğini söylemişti. Ancak Sullivan, Taliban’dan gelen bu açıklamaların ABD’nin oluşturduğu “detaylı ve etkin” güvenlik planından vazgeçirmediğini ifade etti.

“S-400’LERDE DİYALOG SÜRECEK”

Sullivan “Afganistan’da Taliban’ın ve diğer insanların Batılı ya da uluslararası hedeflere saldırabileceği kaygısını açıkçası ciddiye alıyoruz. Taliban’ın kamuoyu önünde söylediklerinin şu anda bu güvenlik varlığını oluşturma çabalarını caydırması gerektiğine ya da caydıracağına inanmıyoruz” dedi.

Sullivan Ankara ve Washington arasındaki S-400’ler sorunu için de “Bu meseleyi konuştular. Soruna bir çözüm olmadı. S-400’ler konusunda diyaloğa devam etme taahhüdü vardı ve iki heyet bu konuda görüşmelerde bulunacak” diye konuştu.

TALİBAN KARŞI ÇIKMIŞTI

Türkiye, belli koşullar halinde, NATO güçlerinin Afganistan’dan çekilmesinin ardından Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlamayı önermişti.

Öneriye karşı çıkan Taliban’ın Doha’daki sözcüsü Süheyl Şahin, Türk ordusunun da diğer NATO birlikleri ile birlikte ülkeden çekilmesi gerektiğini kaydetmişti.

Şahin, “Türkiye son 20 yılda NATO güçlerinin bir parçasıydı, bu nedenle ABD’yle 29 Şubat 2020’de imzaladığımız anlaşma uyarınca çekilmeliler” ifadelerini kullanmıştı.

Sözcü ayrıca “Diğer taraftan Türkiye büyük bir İslam ülkesi. Afganistan’ın tarihi bağları var. Gelecekte yeni bir İslami hükümet kurulduğunda onlarla yakın ve iyi ilişkiler içinde olmayı umuyoruz” diye konuştu.

TALİBAN, TÜRK ASKERİNE SALDIRIR MI?

Afganistan’da NATO görevi kapsamında bulunan Türk askerleri her zaman ayrıcalıklı bir konumda oldu. Müslüman ülke olması ve tarihi bağları dolayısıyla Afganistan’da Türk askeri her zaman rahatlıkla hareket edebildi.

Ancak Taliban Sözcüsü’nün açıklamasında görüldüğü gibi Türkiye’nin NATO çerçevesinde Afganistan’da bulunduğunu ifade eden örgüt, Türk askerinin de ABD ile yapılan anlaşma çerçevesinde ülkeden ayrılmasını istiyor.

Taliban, 2001 öncesinde olduğu gibi ülkeyi tek başına yönetmek istiyor ve ‘batının kuklası’ olarak gördüğü Afgan hükumetini mağlup etmek için var gücüyle savaşıyor.

Bu yönüyle Taliban, ülkede egemenliğini sağlama noktasında Afgan hükumetine saldırdığı gibi Türk askerini de hedef almaya başlayabilir.

Ayrıca daha önceki dönemde Türkiye, Taliban’a karşı savaşta muharip görev almamıştı. Taliban’a karşı silahlı mücadeleyi Afgan Ordusu ile birlikte ABD ve kısmen İngiliz Ordusu yürüttü.

ABD’nin askerlerini çekmesi ile birlikte Taliban’a karşı sadece Afgan Ordusu ile Türk askeri kalacak. Bu yönüyle de Türk askerleri Afgan Ordusu ile birlikte Taliban’a karşı savaşmak zorunda kalabilir.

Kabil Havalimanı, ABD ve NATO’nun Afganistan’dan çekilmesinden sonra dış dünyanın Afganistan’la bağlantısını sürdürdüğü tek nokta haline gelecek. Taliban, bu yönüyle direkt Türk askerini hedef almasa dahi Batılıları hedef aldığı saldırılarda dolaylı olarak Türk askerine zarar verebilir.

AFGANİSTAN’DA SON DURUM NE?

2001’deki 11 Eylül saldırılarının ardından Afganistan’a giren ABD ve müttefikleri, 20 yılın sonunda Taliban’ı yok edemeden Afganistan’dan çekiliyor.

Taliban o dönemde kısa süre içinde başkent Kabil’i bırakarak dağlara çekilse de, hiçbir zaman tam olarak bitirilemedi ve zamanla yeniden güç kazandı.

Afganistan’da ABD ve Taliban geçen yıl Şubat ayı sonunda barış anlaşması yaptı. Ancak Afgan hükumetini batının bir kuklası olarak gören Taliban, şu ana kadar Afgan hükumeti ile bir anlaşma yapmadı ve ülkenin kontrolünü ele geçirmek için saldırılarını sürdürüyor.

2021 yılı Mayıs ayı itibariyle Afganistan İç Savaşı’nda son durum

Afganistan’da son 2 ayda 15 ilçe merkezi Taliban’ın kontrolüne geçti. Taliban, son olarak bu hafta başında ülkenin kuzeyindeki Sar-i Pul vilayetinin Sayyad ilçesinin kontrolünü ele geçirdi.

BM verilerine göre, Taliban kent merkezleri dışarıda tutulduğunda dahi ülke topraklarının yüzde 50 ila 70’ini elinde bulunduruyor.

Taliban, ülke genelinde 407 ilçeden 90 ilçeyi merkezleri dahil olmak üzere ele geçirmiş durumda. Bunlardan 60 kadarındaki bazı beldeler halen Afgan güvenlik güçlerinin elinde yer alıyor. Ülkenin 34 vilayet merkezi de tamamen devlet kontrolünde bulunuyor.

Afganistan topraklarının büyük bölümünde güvenlik güçleri ile Taliban arasındaki çatışmalar sürüyor, 407 ilçenin 250 kadarında çatışmalar devam ediyor.

ABD İSTİHBARAT RAPORU: TALİBAN TÜM ÜLKEDE İKTİDAR OLUR

Afganistan’da nihai bir anlaşmaya varılmadan yabancı güçlerin ülkeden çekilmesi dolayısıyla Taliban’ın tüm ülkede iktidar olmasından korkuluyor.

ABD istihbaratının hazırladığı bir raporda, ABD liderliğindeki koalisyonun desteğini çekmesi halinde Afgan hükumetinin Taliban şiddetiyle mücadele etmesinin zor olacağı uyarısında bulunuldu.

ABD istihbaratının Kongre’ye gönderdiği rapor, Kabil yönetiminin savaş alanında yenilgiye uğramayı sürdürdüğü ve Taliban’ın askeri zafer elde edeceğinden emin olduğu şeklinde tespitler içeriyor.

KABİL HAVALİMANI NEDEN ÖNEMLİ?

Dağlık bir bölgede yer alan, deniz ulaşımı olmayan ve karayollarında ciddi bir güvenlik sıkıntısı bulunan Afganistan’ın dış dünyayla bağının kurulabilmesi için Kabil Uluslararası Havalimanı hayati bir role sahip.

Kabil Havalimanı, çekilme sonrası güvenliğin sağlanması konusunda öncelikli yerler arasında yer alıyor.

Bazı ülkeler, Afganistan’daki diplomatik misyonlarını tutmanın ön koşulu olarak havalimanı ve hava taşımacılığının güvenliğini öne sürüyor.

Dahası uluslararası yardım kuruluşlarının bu ülkeye gerekli insani yardımları bu havalimanını kullanarak ulaştırıyor.

Topyekun bir savaşın Kabil’i tehdit etmesi durumunda Kabil’de misyonları bulunan ülkelerin ve örgütlerin personellerini nasıl güvenli bir şekilde tahliye edebilecekleri konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Avustralya geçen ay güvenlik gerekçesiyle ülkedeki büyükelçiliğini kapattı. Türkiye’nin havalimanını koruma önerisinin kabul edilmemesinin başka ülkelerin de diplomatik temsilciliklerini kapatmasını beraberinde getirebileceği belirtiliyor.

TÜRKİYE, ŞARTLI ÖNERİ SUNDU

Afganistan’da 500’den fazla askeri olan Türkiye ABD’den sonra ülkedeki en büyük yabancı güç konumunda ve halen Kabil Havalimanı’nın askeri kısmının işletmesinden Türkiye sorumlu.

Türkiye, belirli şartlar dahilinde bu görevi sürdürmeyi önerdi. Reuters haber ajansına konuşan bir Türk yetkili, uluslararası güçlerin çekilmesinin ardından havalimanının güvenliğinin sağlanması için buradaki Türk askeri sayısının artırılması gerektiğini söyledi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan Biden ile NATO Zirvesi sırasında yaptığı görüşme sonrası yaptığı açıklamada Türkiye’nin Afganistan’dan çıkmasının istenmemesi halinde ABD’nin hem diplomatik hem de mali konularda vereceği desteğin önemli olduğunu söyledi.

Erdoğan, “Taliban gerçeğini kenara koymak mümkün değil. Bir diğer konu yine Afganistan’da biz Pakistan’ı da Macaristan’ı da yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik. Şu an itibariyle bir mutabakat söz konusu. Bir sıkıntı söz konusu değil” dedi.

ABD 11 EYLÜL’E KADAR ÇEKİLECEK

ABD, 29 Şubat 2020’de Katar’ın başkenti Doha’da Taliban ile anlaşma yapmış ve anlaşma gereğince 1 Mayıs’ta Afganistan’daki askerlerinin tamamını çekeceğini taahhüt etmişti.

20 Ocak 2021’de görevi devralan ABD Başkanı Joe Biden, 1 Mayıs’ta tamamen çekilmenin mümkün olmadığını açıklamış daha sonra ise 11 Eylül’ün yıl dönümüne kadar ülkedeki tüm Amerikan askerlerinin çekilmesi talimatını vermişti.

ABD’nin çekilme takvimi açıklanmadan önce ülkede 2 bin 500 kadar ABD askeri bulunuyordu. Pentagon’un verdiği son bilgilere Afganistan’daki ABD askerlerinin çekilmesinin yüzde 50’sinden fazlası tamamlandı.

Afganistan’da NATO kapsamında bulunan diğer ülkeler de Washington’dan sonra çekilme takvimlerini açıklamışlardı.

Bu yıl 16 Nisan’da Türkiye’nin düzenlemeyi planladığı uluslararası Afganistan Konferansı da Taliban’ın katılmaması üzerine 2 kez ertelenmiş, ardından rafa kaldırılmak zorunda kalınmıştı.

ABD ve NATO çekiliyor: Türkiye, Afganistan bataklığında tek başına mı kalacak?

Biden ile Erdoğan anlaştı ama Afganistan’da Türk askerini ne bekliyor? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »