30 Mart 2019 Cumartesi

Ali Koç’tan kulüplere gönderme: Menajer ödemeleri hayatın olağan akışına aykırı

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) kulüpler tarafından menajerlere yapılan ödemeleri ile ilgili açıkladığı listenin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Başkan Ali Koç, kendileri tarafından menajerlere ödenen miktarların şeffafça bildirildiğini vurgularken, diğer kulüplerin açıkladıkları rakamların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu dile getirdi.

HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI

TFF bildirisinin kulüp beyanlarına göre yapıldığını hatırlatan Ali Koç, “Geçen sene beyan edilen ödemelere kıyasla bu sene beyan edilen tutarlarda ciddi oranda bir düşüş gözlemliyoruz. Geçen sene Süper Lig kulüpleri yaklaşık 11,5 milyon euro tutarında menajer ödemesi beyan ederken bu sene beyan edilen ödemeler 5 milyon euro tutarında.

Kulüp bazında rakamlar incelendiğinde söz konusu dalgalanmanın gerçekçi olmadığını düşünüyoruz.

TOPLAM MENAJER ÜCRETİNİN %53’Ü FENERBAHÇE’DEN

Bununla beraber tüm Süper Lig kulüplerinin 2018/19 döneminde yaptıkları tüm menajer ödemelerinin %53’ünün sadece Fenerbahçe tarafından ödenmiş olması hayatın olağan akışına aykırıdır.

Kulübümüz, yönetim prensiplerimize uygun şekilde tüm menajer ödemelerini kuruşu kuruşuna tüm şeffaflığıyla beyan etmiştir.” dedi.

Ali Koç ve yönetimi finansal konularda şeffaf bir tablo ortaya koyuyor.

FENERBAHÇE’NİN ÖDEMELERİNİN %70,3’Ü ESKİ DÖNEMDEN

Ali Koç, 2.6 milyon euro olarak beyan ettikleri menajer ödemesinin detaylarını da şöyle aktardı: “Yapılan ödemelerin yaklaşık 1,8 milyon euro tutarındaki % 70,3’lük kısmı yönetimi devraldığımızda kadroda bulunan futbolcuların menajerleri için yapılırken, yaklaşık 0,8 milyon euro tutarındaki %29,7’lik kısmı yeni yönetimimiz tarafından alınan oyuncuların menajerlerine ilişkin ödemelerdir.”

MENAJER ÜCRETLERİ DE TAKSİTLE VERİLİYOR

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç menajerlere yaptıkları ödemelerle ilgili olarak da “Yeni yönetimimizle birlikte menajerlere ödenen bedeller temsil ettikleri futbolcu ücretlerinin yaklaşık %8’i seviyesinde gerçekleşirken geçmiş dönemlerdeki uygulamaların aksine hiçbir şekilde %10 oranını geçmemektedir.

Bununla beraber yeni yönetim tarafından yapılan hiçbir kontratta menajer hak edişleri peşinen ödenmemekte olup menajerlerin temsil ettiği futbolcuların kontrat süresince yıllık taksitlere bölünerek ödenmektedir.”

KULÜPLERİN ÖDEDİĞİ MENAJER ÜCRETLERİ

Süper Lig’den, federasyona konuyla ilgili bildirimde bulunan kulüplerin menajerlere ödediği ücretler ise şöyle:
Antalyaspor: 544 bin euro

Konyaspor: 703 bin 100 euro 220 bin lira
Alanyaspor: 565 bin 340 euro
Beşiktaş: 75 bin euro
Fenerbahçe: 1 milyon 442 bin 500 euro
Galatasaray: 3 milyon 500 bin euro
Göztepe: 120 bin lira
K.Karabükspor: 670 bin euro 65 bin lira

Başakşehir: 2 milyon 221 bin 500 euro 804 bin 910 lira
Osmanlıspor: 130 bin euro
Akhisarspor: 59 bin lira
Trabzonspor: 1 milyon 296 bin 200 euro

Listede Süper Lig’den Bursaspor, Demir Grup Sivasspor, Evkur Yeni Malatyaspor, Gençlerbirliği, Kasımpaşa ve Kayserispor’un bilgileri yer almadı.

 

medyabold
Devamını Oku »

Sosyal medyanın konuştuğu fotoğraf: Vitrinlik başkan adayları

Adalet ve Kalkınma Partisi(AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT’de düzenlenen canlı yayına İstanbul’un 38 ilçesinin belediye başkan adayları ve büyükşehir belediye başkan adayı Binali Yıldırım ile birlikte katıldı.

BOLD-ÖZEL HABER

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, konuştuğu belediye başkan adaylarının dinlediği canlı yayındaki görüntü sosyal medyanın gündemindeydi. Birçok sosyal medya kullanıcısı tarafından eleştirilen bu fotoğraf, dikta rejimi olarak yorumlandı.

Erdoğan’ın seçim programında olmayan canlı yayın nedeniyle TRT yayın akışını değiştirmek zorunda kaldı. TRT1, TRT Haber, TRT Avaz, TRT Türk, TRT Kurdi’de de aynı anda canlı yayınlanmaya başlandı.

TRT tarafından 31 Mart seçimleri öncesi muhalefete tanınmayan canlı yayın olanağı Erdoğan’ın talebiyle gerçekleştiği öğrenildi.

Programın en çok dikkat çeken yönü ise, Erdoğan’ın tek başına üç gazeteci ile karşılıklı oturması ve belediye başkan adaylarının ise sol tarafta, elleri önlerinde, aynı pozisyonda oturuyor olmaları oldu.

Vitrindeki hediyelik eşya gibi duran başkan adayları, uzun süren program boyunca söz verilmeden konuşmamaları, konuşmaya  “Sayın Cumhurbaşkanım” diyerek başlamaları, aday oldukları ilçelerle ilgili soruları ve projeleri kısaca anlattıktan sonra detayları Erdoğan’ın anlatması dikkat çekti.

CHP’Lİ TARHAN: TARİHİ BİR REZALET

Seçime bir gün kala böyle bir programın yapılması sosyal medyada da çok tartışıldı. Cumhuriyet Halk Parti (CHP) Kocaeli Milletvekili ve TBMM Sanayi Komisyonu Üyesi Tahsin Tarhan sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada TRT’nin programına tepki gösterdi.

TRT’nin vatandaşların vergileriyle yayın hayatına devam ettiğini belirten CHP’li Tarhan, TRT’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AKP’li İstanbul adaylarının yer aldığı canlı yayının tarihi bir rezalet olduğunu vurguladı.

Eleştirilerine devam eden Tarhan, “Tarafsızlık yemini eden Cumhurbaşkanı tüm AKP’li İstanbul Belediye Başkan Adaylarını koca koca insanları karşısına dizerek TRT’de yurttan sesler korosu gibi seçim propagandası yaptı. Bir buçuk saat Erdoğan konuştu. Adaylara soru soruldu, projeleri Erdoğan anlattı.” dedi.

TRT’nin yaptığı canlı yayını eleştiren Gazeteci İsmail Dükel “Parasını bizim verdiğimiz TRT, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir yandaş yayıncılığa imza atıp diğer partileri yok sayıyor.” diyerek, sosyal medyadan paylaştığı mesajın devamında mutlaka sandığa gidilmesi gerektiğini vurguladı.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakınlığı ile bilinen Karar Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras Twitter hesabından, “Bu saatten sonra diğer genel başkanlar da kendi İstanbul adaylarını yanlarına alıp TRT’de yayına çıkamayacaklarına göre bu programın muhalefetten tepki alması normal. Keşke TRT böyle tepki çekecek şekilde yapmasa yayınlarını. AK Parti’ye de faydası olmaz bunun zararı bile olur.” diyerek programı eleştirdi.

DÜNDAR: YERELDEN DEĞİL DERİNDEN YÖNETİMİN GÖSTERGESİ

Cumhuriyet Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Can Dündar ise katıldığı radyo programında “Büyük Başkan ve elleri dizlerinde ona bakan başkan adayları, dün gece verilen fotoğraf, yerelden değil derinden yönetimin göstergesiydi.” dedi.

GARO PAYLAN: SAKSI GİBİ DİZİLMİŞLER

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Garo Paylan, “Yarın belediye başkanı seçelim emir eri değil” diyerek tepki gösterdi. “Binali Yıldırım dahi acınacak haldeler” diyen Paylan, “Şu hale bakın! İstanbul’un belediye başkan adaylarını saksı gibi dizmişler, Kuzey Kore’yi andıran yayın yapmışlar.” sözleri ile TRT’nin canlı yayın programını eleştirdi.

SEÇİM SONRASINA MUHALEFETE GÖZDAĞI VERDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan TRT’de katıldığı canlı yayında anket firmalarını eleştirdi. “Bu seçimlerde bence anket firmalarının hepsi iflas edecek.” diyen Erdoğan, “Meydanlarda ki dile bakarak değerlendirecek olursak katılımın yüksek olacağına inanıyorum” dedi.

31 Mart seçimleri sonrasına yönelik muhalefete gözdağı veren Erdoğan, “Personel maaşlarını ödesinler yeter. Onu başaramayacaklar. Şu anda elimde o belediyelerin, özellikle muhalefetin belediyelerinin listeleri var rezillik. Borçlar almış başını gidiyor. Eğer özellikle de devlet bankalarının dışındaki bankalarından bunlara birçok el koyma gelirse şaşırmayın. Bu programda bunu söylediğimizi kayıt altına alalım.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Seçime saatler kala TBMM’ye 43 milletvekili hakkında 83 fezleke gönderildi

medyabold
Devamını Oku »

Messi, Ronaldo’yu ve kendini yıldızlar listesine almadı!

Barcelona’nın Arjantinli yıldızı Lionel Messi, Cristiano Ronaldo ile yaşadıkları rekabeti özlüyor.

Dünya’nın en iyi futbolcularından biri olarak gösterilen Lionel Messi, Real Madrid’ten ayrılan Cristiano Ronaldo’nun La Liga’ya prestij kattığını söyledi.

Portekizli yıldızın İtalya’nın Juventus kulübüne transfer olmasının ardından Barcelona-Real Madrid rekabeti de yara aldı. İki yıldızı seyretmek için dünyanın dört bir yanından maç biletleri için yoğun bir talep vardı.

BİR İHTİMAL ŞAMPİYONLAR LİGİ

İkilinin rakip olarak karşı karşıya gelme ihtimali Şampiyonlar Ligi dışında bulunmuyor. Futbolseverler, ancak Juventus ve Barcelona Şampiyonlar Ligi’ndeki finale kalırsa iki yıldız tekrar rakip olabilecek. Bunun için de Messi ve Ronaldo’nun sakat ya da cezalı olmaması da gerekiyor.

Messi Arjantin’de FM Club 947’ye verdiği röportajda Juventus’un Ronaldo’nun gelmesiyle Şampiyonlar Ligi’de çok iddialı hale geldiğini ve Atletico’yu eleyerek güven tazelediklerini söyledi.

Messi ve Ronaldo dünya futbolunun son 10 yılına damga vurdu.

MESSİ KENDİNİ VE RONALDO’YU LİSTEYE ALMADI

Futbolun diğer yıldızlarını da en iyiler arasında gösteren Barcelona efsanesi ismi “Neymar, Kylian Mbappe, Eden Hazard, Luis Suarez ve Sergio Agüero dünyanın en iyileri. Cristiano ve kendimi saymıyorum çünkü ikimizi listenin dışında bırakıyorum” ifadelerini kullandı.

medyabold
Devamını Oku »

‘Toplum kutuplaştı, siyaset malzemesi olmasını istemiyoruz’

Adana’da, yolda karşılaştığı başörtülü Yaren D. ve Caziye Ö.’ye hakaret edip, fiziki müdahalede bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan Zübeyde G. (50), adliyeye sevk edildi. Zübeyde G., ifadesinde, “Onlar bana saldırdı” dedi. Adliyeye sevk edilen Zübeyde G., çıkartıldığı nöbetçi mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Olay, merkez Seyhan ilçesi Mavi Bulvar üzerinde 27 Mart’ta saat 17.30 sıralarında meydana geldi. Tekel bayisinden sigara alıp çıkan bir kadın, yürürken karşısına çıkan başörtülü Yaren D. ve Caziye Ö.’ye iddiaya göre önce hakaret etti, ardından da fiziki müdahalede bulundu. Yaşananlar, caddedeki bir iş yerinin güvenlik kamerasına da yansırken, saldırıya uğradığını söyleyen genç kızlardan Yaren D., hastaneye giderek darp raporu aldı. Polis merkezine giderek ifade veren Yaren D., “Sarışın 35-40 yaşlarında renkli gözlü bir kadın, bize hitaben ‘……’ diye bağırdı. Arkadaşım ‘Pardon bir şey mi dediniz?’ diye sordu. Kadın hakaretlerini sürdürdü. Daha sonra kadın, üzerime yürüdü. Peçemi açıp elimi, yüzümü çizdi. Daha sonra kadını uzaklaştırdılar. Kadına ‘Polisi arıyorum’ dediğimde, ‘Ara ara’ dedi. Sonra olay yerinden nereye gittiğini bilmiyorum” dedi. Caziye Ö. de ifadesinde benzer iddialarda bulundu, “Kadına ‘Bu örtü Allah’ın emri’ dedim. Daha sonra kadın Yaren’in peçesine saldırdı ve yüzünü çizdi. ‘Burası Türkiye Cumhuriyeti burada yaşayamazsınız’ dedi” diye konuştu. Yaren D.’nin babası Ahmet D. ise “Toplumumuz maalesef kutuplaştı. Biz bu olayın farklı bir yöne çekilmesini, siyaset malzemesi olmasını istemiyoruz ” dedi.

EVİNDE YAKALANDI

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘kasten yaralama’ ve ‘hakaret’ iddiasıyla soruşturma başlatılırken, Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Gasp Büro ekipleri, olay yerindeki ve şüpheli kadının gittiği bölgedeki tüm güvenlik kamerası kayıtlarını inceledi. Yapılan araştırmada adının Zübeyde G. olduğu belirlenen şüpheli, dün akşam evinde gözaltına alındı.

ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

Emniyette ifadesi alınan Zübeyde G., sağlık kontrolüne getirildiği sırada gazetecilere, “Benim ailem de kapalı. Onlar bana saldırdı, ben yolumun üzerinden geçerken onlar bana saldırdı. Sadece ‘Bir daha bu sokaklarda gezemeyeceksiniz’ dedim. Yüzünü açmaya çalışmadım. Beni dövmeye çalışacaklardı, elimi kaldırdım, kazayla olan bir şey” dedi.

Sağlık kontrolünden geçirilen Zübeyde G., adliyeye sevk edildi.

TUTUKSUZ YARGILANACAK

Adana’da, yolda karşılaştığı başörtülü Yaren D. ve Caziye Ö.’ye hakaret edip, fiziki müdahalede bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınıp, adliyeye sevk edilen Zübeyde G., çıkartıldığı nöbetçi mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

kronos
Devamını Oku »

İslam’da özgürlük tartışması | Rüya Karlıova

11 Eylül terör saldırılarından bu yana özellikle Batı’da kimilerince İslam farklı inançlara düşman ve inanç özgürlüğüne tahamülü olmayan bir din olarak algılandı. Ancak İslam dininin kaynaklarına bakılınca bunun tam tersinin doğru olduğu görülüyor. Bu sav, Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni yayımlanan bir kitapta ileri sürüküyor. Daniel Philpott’un Religious Freedom in Islam (İslam’da İnanç Özgürlüğü) adlı kitabı bir süredir raflarda.

Alt başlığı “The Fate of a Universal Human Right in the Muslim World Today” (Bugün Müslüman Dünyada Evrensel İnsan Haklarının Kaderi) olan kitap 47 Müslüman ülkeyi inceleyerek İslam dünyasının insan haklarına saygı olup olmadığı sorusuna cevap arıyor. Yazara göre bu sorunun basit bir cevabı yok. Genel olarak bakıldığında Müslüman dünyasının özgür olmadığı görülüyor ancak Philpott’a göre gerçek çok daha karmaşık. Örneğin bu ülkelerden dörtte biri aslında inanç özgürlüğünün uygulandığı ülkeler. Diğerlerinin yüzde kırkı da İslamcılar tarafından yönetilmeyen ülkeler. Ancak bu ülkelerin Batı’dan ödünç alınmış ve düşmanca denebilecek bir laiklikle yönetildiği görülüyor. Yazar, İslam dünyasındaki ülkelerin kalan yüzde 60’ını ise İslamcı kategorisinde değerlendiriyor.

Yazara göre bu tablo her şeye rağmen umutsuz bir tablo değil. Çünkü İslami gelenek aslında -yazarın deyişiyle- “özgürlüğün tohumlarını” barındırıyor. Kitap boyunca İslam dünyasında özgürlüğü artırmak için bu tohumların nasıl ekilip yetiştirileceği üzerinde duruyor Philpott.

Kuşkusuz Philpott’un tartıştığı konu insanlık için acil bir proje. Geçtiğimiz günlerde Brunei’nin şeriat kanunlarını uygulama kararını ve dünyanın buna verdiği tepki gündemdeydi. Ortadoğu’da, İslam coğrafyasında karışıklıkların dindiği bir gün bile yaşanmıyor. Öte yandan haberlerin ve güncel gelişmelerin ötesinde düşünülürse, yazara göre inanç özgürlüğü ve bu tohumlar demokrasinin tohumları aynı zamanda. Kadın hakları konusundaki sorunlar, iç savaşlar, terör ve şiddet Philpott’a göre İslam dünyasındaki inanç özgürlüğünün ortadan kaldırabileceği sorunlar.

Yazarın altını çizdiği diğer bir konu da inanç özgürlüğünün adaletle ilişkisi. İslam’ın kaynaklarına gidildiğinde adaletin sadece Batı’ya ait bir değer olmadığının görüleceğini söylüyor Philpott. Bu bağlamda adaletin sağlanması da özellikle dini azınlıklar için önemli bir konu. Yazar şunu vurguluyor: İslami geleneğin inanç özgürlüğü konusundaki uygulamada değil kaynaklarındaki tutumuna bakıldığında Batı’nın İslam dünyasıyla ilişkileri değişme potansiyeli taşıyor.

Din ve küresel siyaset alanında uzman olan Daniel Philpott, Notre Dame Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü. Kitap Oxford University Press tarafından yayımlandı.



RÜYA KARLIOVA
Yazının Kaynağı: RÜYA KARLIOVA – kronos news https://kronos19.news/tr/islamda-ozgurluk-tartismasi/
Devamını Oku »

THE IMPACT OF THE U.S/E.U SANCTIONS, WHILE RUSSIA RESIST THE WEST AGAIN

The annexation of Crimea by Russia after a referendum in March 2014 and the allegations about Russia’s support to the separatists in East Ukraine caused the tensions between Moscow and the West to increase at a towering rate. After 2014, western countries started to impose sanctions against Russia. It is a fact that sanctioning different countries exist in the EU’s foreign policies. However, the sanctions imposed against Russia is quite intensive as never seen before. Especially the economic sanctions brought difficult obstacles for the Russian economy.

These sanctions produced fluctuations in the markets, increased the financial instability and the outflow of the capital, and decreased the foreign investment inflow. The most severe damage was felt on the macroeconomic indicators, exchange rates, and inflation, and also oil and gas consumption, nuclear and military industry products, and banking sector. These sanctions affected deeply especially the countries which have ties with Russia and brought economic dilemmas. The area of the crisis expanded territorially.

Sanctions bring negative results for Russia

Aside from the aforesaid main reason, if we add the disagreement between Russia and Ukraine about the sovereign rights of Sea of Azov and Kerch Strait a few months ago, and the assassination attempt on the former Russian spy and her daughter on 4 March 2018 in the English town of Salisbury on top of this main reason, we will bring light to the sanctions against Russia. We can observe sanctions in different fields because of these incidents. According to the Diplomatic Sanctions imposed, European Union members temporarily suspended the negotiations about Russia’s desire to join the organizations such as the Organization for Economic Co-operation and Development (OECD), and International Energy Agency. Russia rejected the requests of the West about the incidents happened in Crimea and east Ukraine also caused the US to impose sanctions on Russia. The main purpose is to isolate Russia in the international arena and in this way, the EU and G-7 countries joined the sanctions together with the pressure of the US, which will cause further economic damages. At the request of the EU politicians, Russia was removed from the G-8 countries. NATO Secretary General Anders Rasmussen stated that they stopped cooperating with the Russian Federation throughout all of the organizations. European Investment Bank stopped financing new projects in Russia. Further decisions were taken towards new sanctions on Russian National Commercial Bank. Furthermore, sanctions were also imposed on Crimea and Sevastopol mainly on trade and investment fields; infrastructure, transportation, communication, and energy sectors faced with bans on investments. Bank accounts and visa processes of 155 people and 44 institutions are frozen because of the allegation “actions against Ukraine in order to disrupt the territorial integrity of Ukraine”. Products coming from this region but do not have documents which prove Ukraine origins are not allowed to enter the EU market. EU countries are banned from investing in and buying estate from Crimea. Travel companies stopped transporting passengers to Crimea by sea or air. 

Also, similar sanctions have been imposed by the US against Russia as of 2014. The US bank accounts of the people, who are accused of “disrupting the peace, security, sovereignty, stability and territorial integrity”, are frozen. The US continues to impose broadening sanctions for the past 5 years on the energy and defense industry fields against Russia on top of the economic sanctions. Obama administration deported 35 Russian diplomats in December 2016 and terminated two diplomatic missions which belonged to Russia. The reason for these steps was the alleged intervention of Russia towards the presidential elections held in the US. Moscow denies any involvement.

It is a fact that the sanctions result in negative results for Russia in general. Visible results are declining living conditions, decreasing production, losing the foreign markets, technological regression, destabilization of the financial system, and limitations on the investments abroad. While Russia’s assets in the Western countries for oil, finance, technology, and armaments are frozen, there were also limitations imposed towards new activities.

Russia resists the West once again

However, it is important to point out that these reactions coming from Brussels and Washington did not cause Moscow to change its decision which had been taken in 2014. The purpose of international sanctions is to isolate the country partially or altogether. However, contrary to the purposes of the US and EU, isolating Russia altogether or imposing sanctions towards Russia apparently did not provide the expected results. It seems like all of their efforts against Russia resulted in Moscow to approach China, India, Iran, Latin America, and Africa. Furthermore, some of the European countries realized this, and they wanted to start capital support programs in order to support the banking system, provide financial stability, and prevent the dropping of the credit rating to relieve some of the impacts of the sanctions. Again, some of the European countries are concerned that the European companies invested in the Nord Stream pipeline, which will transport natural gas from Russia to Germany, will also suffer damages. Germany’s Foreign Minister Sigmar Gabriel and Austria’s Prime Minister Christian Kern explained that “energy supply of Europe is Europe’s matter, it is not a US matter”, and stated that new sanctions will have a negative impact on the US-EU relationships.

China’s Ministry of Commerce revealed that the trade volume between Russia and China exceeded 100 billion dollars last December, marking the date as a record in history. Ministry official Gao Fang, who reminded that Russia has the first place in terms of volume amongst their commercial partners, stated that China is on the 10th place in Russia’s list. Spokesperson of the ministry stated that Beijing strives to improve China-Russia relationships. On the other hand, the commercial relationship between Russia and India dates back to old times. India is a tremendous market for Russian-origin goods. Russian energy giant Gazprom and Indian energy company GAIL made an agreement for liquidated natural gas (LNG). On the other hand, Moscow appreciates the fact that India does not only purchase weapons from Russia but also requests to start a “Make in India” program in order to start a production phase in India. There are agreements on many joint projects such as Su-30MKI jets, T-72M1, T-90C tanks, and more products. I believe there is no need to go into details about Moscow’s dialogue with Ankara and Tehran after the sanctions of the West since it is widely known by everybody.

As part of the sanctions against the countries which have defense cooperation with Russia, the US received strong reactions from both countries after the US decided to impose sanctions on China due to the fact that they wanted to buy S-400 missile systems from Russia. Russia’s Deputy Foreign Minister Sergey Ryabkov stated that Washington “plays with fire”. And Beijing stated that if the US does not revoke their sanctions, “they will suffer the consequences”.  The sanctions of the US Foreign Ministry include the Equipment Development Department of the Central Military Commission of China, which had purchased Su-35 fighter jets and S-400 air defense systems. The US officials stated that they might continue imposing the same sanctions for the other countries which also purchase fighter jets and missile systems from Russia. Turkey is amongst the countries that considers purchasing military equipment from Russia. Obviously, the countries are capable of establishing territorial cooperation in order to get out of the crises for their own interests. The sanctions imposed by the EU and US against Russia or China might result in Russia-China cooperation or Russia-Turkey cooperation. This situation brings new blocs.

Russian experts attribute the unbending stance of Kremlin towards international relations to the approach of the West towards Russia where they will consider any concession as a sign of weakness and their concerns about the requests to go up together with the concession. They also state that Russia will not make one-sided concessions, and will enforce their own conditions until the end, and explain that Russian people always supported Russia throughout history under similar circumstances.

Prescription indigenous to Russia

In an environment where oil prices go up and down because of the sanctions and global fluctuations, Russia sustains its economy with its own prescription. Despite the fact that Russia’s economy is just getting to diversify, it is obvious that oil and natural gas are the main axis for the country’s income. In fact, more than 50% of the income comes from oil and natural gas. Dr. Vitaliy Yermakov, Head of Centre for Energy Policy Research, National Research University, points out that Russia attributes the macroeconomic policy against the economic crises to some basic actions: Russia’s current anti-crisis policy is just the opposite of the policy they adopted which had been adopted in the recession of 2008-2009. Back then, Russia had tried to protect the value of Ruble by making the Russian Central Bank sell dollars, and suffered around 100-billion-dollar loss in their reserves.

Yermakov stated that Central Bank initiated the “depreciation management” at the end of 2014 when the economic recession had started after the oil prices were cruising at low rates between 2014 and 2015, and it also blocked full-scale interventions over the money markets in order to protect Ruble. While this situation stopped the large tendency from Ruble to USD, it also made speculations on Ruble eye-wateringly expensive. And the Russian government deliberately put weak currency policy into practice in 2018. Despite the price per barrel of oil increased to 70 dollars, Russia’s price for 40-50 dollars to put into reserve for bad days did not work as planned. While this policy relieved Russia’s budget, they had a surplus in the federal budget after the oil prices increased in 2018.

Stability with figures

According to the Moscow Stock Exchange data, the dollar currency, which had increased up to 75 one year ago, is stable between 63-65, and euro currency dropped from 85 to between 72 and 74. According to the report published by the Central Bank of Russia on 1 January,  the external debt, including the state institutions, Central Bank, commercial banks and companies, decreased by 64.4 billion dollars (meaning 12.4%) to 453.75 billion dollars. In the fourth quarter of the year, the external debt again decreased by 3.5% and recorded as 16.5 billion dollars. According to the data of the Central Bank, the total external debt bottomed out since 1 April 2009. The external debt had hit the top in the middle of 2014 as 733 billion dollars. According to the data of the Russian Federal State Statistics Service (Rosstat), the Russian economy achieved the highest rate of growth since 2012. The rate of growth was 2.3% last year. Russia Ministry of Economy had estimated the growth rate as 2% according to prior calculations. World Bank had estimated the same rate. Russia was far beyond the expectations with a 2.3% growth rate. According to the data of Ekvifaks, a credit bureau in Russia, Russians received loans for 1.3 trillion Rubles in 2018 for a total of 576 thousand 500 residences, and this is a new record. Ekvifaks also revealed that the loan amount increased by 51% in 2018 compared to the previous year.

Demography, poverty, and missiles

Russian President Vladimir Putin made his annual speech addressing the nation in February in the Federal Assembly building. Prominent statements of Putin, who commented on declining population, economic data, poverty, and health services, out of his 1.5-hour speech is as follows: “Thanks to many years of our collective efforts, we are now capable of allocating a huge amount of financial resource for the development of our country. No one has handed them to us, we did not borrow them from anybody. These financial resources are created by millions of our citizens. These resources must be used, to increase the wellbeing of Russian families”. The Russian leader, who stated that one-time payment will be done in order to provide relief for the real estate loans, explained that the interest rates for the families which have many children should be lowered, and state assistance must be provided for such families. Putin also added that he expects 600.000 families to benefit from this opportunity. 

Putin stated that he wishes to see the Russian economy to grow by 3% in 2021. He mentioned that the state reserves are capable of covering all of the external debt of the country for the first time in history. Putin also added that they will start spending the accumulative financial resources for investments without disturbing the economic stability. He said that he expected to see the investments in the Russian economy to be increased by 6-7% in 2020. Russian leader clarified that they also expected the total agricultural export to grow up to 45 billion dollars annually until 2024. He made the following statement about the military investments: “Russia will continue to develop new weapons. The first submarine armed with Poseidon type long-range nuclear torpedoes will be launched this spring. We also continue developing Tsirkon type anti-ship missiles and new warships”.

Low income and employment problem

In the same speech, Russian President Putin provided a list of things they need to work on and the targets which must be achieved. He explained that there were 40 million poor people once upon a time in Russia, and there are less now, however, there are still 19 million people who try to survive around the poverty line. Russian leader maintained a defensive stance and said “Pensions, and other additional aids should not depend on minimum subsistence level”.

According to the research conducted by Levada Center, an independent research facility in Russia, the rising expenses, low income, and the employment problem are amongst the main complaints targeting the government. 57% of the individuals who took part in the research stated that the government does not provide a solution against the rising expenses and the low income. 46% believe that the government will not provide employment to the people, and 43% thinks that the government does not pay attention to the social welfare of the people. More than 1/3 of the Russians (36%) believe that the current structure of the government could not cope with an economic crisis. According to the study, 30% of the participants state that a reasoned economic development plan does not exist for the cabinet. One way or another, 53% of the participants support the resignation of the current government, while 40% of them have the opposite opinion.

As a result

When we observe the sanctions imposed on Russia throughout the last five years, we can see that they did not have a very hard impact on the Russian economy, and the political expectations were also not met. Because we are witnessing that Russia does not only depend on oil in terms of external factors but also, they are capable of providing development in other fields. In an environment where the oil prices cruise around 70 dollars because of the geopolitical reasons, it is not expected for these sanctions to have any effects at all on the Russian economy because it seems that the economy was already prepared for bad days. Therefore, in case these sanctions continue for a while, they will not be able to have any damaging impact over Russia in terms of economic problems while the oil prices are relatively high, and cannot provide any political results neither. It seems that putting Russia in order or punishing them with such sanctions is a lost cause even today, just like it has been for centuries.

Arif Asalıoğlu is General Director of the International Institute of the Development of Science Cooperation in Moscow; expert in the field of Russian-Turkish relations; columnist of Informational agency REGNUM; Founder of Russian and Turkish Intellectuals Meeting.



from Politurco.com| Informs and Inspires by Facts and Analyses http://www.politurco.com/the-impact-of-e-u-sanctions-while-russia-resist-the-west-again.html
Devamını Oku »

Vicdansız kadın, 5 aylık bebeğini eczanede terk etti

Kayseri’de henüz kimliği tespit edilemeyen bir kadın, ilaç alma bahanesiyle girdiği eczanede bırakıp gittiği 5 aylık erkek bebek, Sevgi Evi’ne yerleştirildi.

Kayseri Emniyeti 5 aylık bebeği eczaneden alarak Sevgi Evi’ne yerleştirdi.

Kimliği belirlenemeyen 20 yaşlarındaki kadın, Cuma günü saat 16.50’de merkez Kocasinan ilçesi Hacısaki Mahallesi Çimen Sokak’taki eczaneye girdi.

Kadın, eczane çalışanlarından ağrı kesici ilaç istedi. Kucağındaki battaniyeye sarılı bebeği sandalyeye bırakan kadın, çalışanlara, aracından para alacağını söyleyerek dışarı çıktıktan sonra eczaneye dönmedi.

Kimliği belirsiz kadın 5 aylık bebeğini eczanede bıraktı bir daha dönmedi.

Eczane çalışanlarının haber vermesiyle gelen polis ekipleri, erkek bebeği hastaneye götürdü.

Sağlık kontrolünden geçirilen bebek, Kayseri Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne teslim edildi. Koruma altına alınan bebek, Sevgi Evi’ne yerleştirildi.

Güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polisin, bebeği terk eden kadını bulmak için çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi.

“Param yok, bakamıyorum” notunu yazan anne, çocuğunu AVM’ye bıraktı

medyabold
Devamını Oku »

İslam’da özgürlük tartışması

11 Eylül terör saldırılarından bu yana özellikle Batı’da kimilerince İslam farklı inançlara düşman ve inanç özgürlüğüne tahamülü olmayan bir din olarak algılandı. Ancak İslam dininin kaynaklarına bakılınca bunun tam tersinin doğru olduğu görülüyor. Bu sav, Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni yayımlanan bir kitapta ileri sürüküyor. Daniel Philpott’un Religious Freedom in Islam (İslam’da İnanç Özgürlüğü) adlı kitabı bir süredir raflarda.

Alt başlığı “The Fate of a Universal Human Right in the Muslim World Today” (Bugün Müslüman Dünyada Evrensel İnsan Haklarının Kaderi) olan kitap 47 Müslüman ülkeyi inceleyerek İslam dünyasının insan haklarına saygı olup olmadığı sorusuna cevap arıyor. Yazara göre bu sorunun basit bir cevabı yok. Genel olarak bakıldığında Müslüman dünyasının özgür olmadığı görülüyor ancak Philpott’a göre gerçek çok daha karmaşık. Örneğin bu ülkelerden dörtte biri aslında inanç özgürlüğünün uygulandığı ülkeler. Diğerlerinin yüzde kırkı da İslamcılar tarafından yönetilmeyen ülkeler. Ancak bu ülkelerin Batı’dan ödünç alınmış ve düşmanca denebilecek bir laiklikle yönetildiği görülüyor. Yazar, İslam dünyasındaki ülkelerin kalan yüzde 60’ını ise İslamcı kategorisinde değerlendiriyor.

Yazara göre bu tablo her şeye rağmen umutsuz bir tablo değil. Çünkü İslami gelenek aslında -yazarın deyişiyle- “özgürlüğün tohumlarını” barındırıyor. Kitap boyunca İslam dünyasında özgürlüğü artırmak için bu tohumların nasıl ekilip yetiştirileceği üzerinde duruyor Philpott.

Kuşkusuz Philpott’un tartıştığı konu insanlık için acil bir proje. Geçtiğimiz günlerde Brunei’nin şeriat kanunlarını uygulama kararını ve dünyanın buna verdiği tepki gündemdeydi. Ortadoğu’da, İslam coğrafyasında karışıklıkların dindiği bir gün bile yaşanmıyor. Öte yandan haberlerin ve güncel gelişmelerin ötesinde düşünülürse, yazara göre inanç özgürlüğü ve bu tohumlar demokrasinin tohumları aynı zamanda. Kadın hakları konusundaki sorunlar, iç savaşlar, terör ve şiddet Philpott’a göre İslam dünyasındaki inanç özgürlüğünün ortadan kaldırabileceği sorunlar.

Yazarın altını çizdiği diğer bir konu da inanç özgürlüğünün adaletle ilişkisi. İslam’ın kaynaklarına gidildiğinde adaletin sadece Batı’ya ait bir değer olmadığının görüleceğini söylüyor Philpott. Bu bağlamda adaletin sağlanması da özellikle dini azınlıklar için önemli bir konu. Yazar şunu vurguluyor: İslami geleneğin inanç özgürlüğü konusundaki uygulamada değil kaynaklarındaki tutumuna bakıldığında Batı’nın İslam dünyasıyla ilişkileri değişme potansiyeli taşıyor.

Din ve küresel siyaset alanında uzman olan Daniel Philpott, Notre Dame Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü. Kitap Oxford University Press tarafından yayımlandı.

kronos
Devamını Oku »

Barış Manço’nun babası vefat etti

1999 yılında hayatını kaybeden Barış Manço’nun babası Muhittin Kocataş hayatını kaybetti. Dedesinin vefatını torunu Doğukan Manço Instagram hesabından böyle duyurdu.

“Dedem dün gece kalbi durması sonucu 93 yaşında aramızdan ayrılmıştır. Babama ‘Bu gitarı çalacaksan en iyi şekilde çalacaksın, yoksa kırıp atacaksın’ diyerek ilk gitarını almış ve ona bir işi en doğru şekilde yapması gerektiğini aşılamış büyük adamdır Muhittin Kocataş. (Baba)dır o.”

Kocataş’ın cenazesi bugün öğlen vakti Kanlıca İskenderpaşa Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra defnedildi.

medyabold
Devamını Oku »

Liderlerin oy kullanacağı sandıklar belli oldu

Türkiye, 31 Mart’ta yerel yöneticilerini belirlemek üzere sandık başına gitmeye hazırlanırken, siyasi parti liderlerinin oy kullanacakları yerler de belli oldu.

Türkiye pazar günü belediye başkanları, belediye ve il genel meclis üyeleri ile mahalle muhtarlarını belirlemek üzere sandık başına gitmeye hazırlanırken, liderlerin oy verecekleri yerler de açıklandı.

ERDOĞAN OYUNU İSTANBUL’DA KULLANACAK

Buna göre Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, her seçimde olduğu gibi bu seçimde de oyunu İstanbul Saffet Çebi Ortaokulu’nda kullanacak.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ankara Çankaya’daki Ahmet Andiçen İlkokulu’nda oy kullanacak.

KILIÇDAROĞLU MANSUR YAVAŞ’A OY VERECEK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da daha önceki seçimlerde oyunu kullandığı Ankara Çukurambar’daki Arjantin İlkokulu’nda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise Ankara Anıttepe Ortaokulu’nda sandık başına gidecek.

AKŞENER, İMAMOĞLU’NA OY VERECEK

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Üsküdar Hacı Sabancı Anadolu Lisesi 2132 sandıkta oyunu kullanacak.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Çankaya Lisesi’nde, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici Ankara Etlik Uygur Özel Eğitim Uygulama, DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ise memleketi Afyonkarahisar’da sandık başına gidecek. Uysal, Afyonkarahisar merkez Selçuklu İlkokulu 1201 numaralı sandıkta oyunu kullanacak.

HDP LİDERLERİ OYLARINI İSTANBUL’DA KULLANACAK

HDP liderleri Sezai Temelli ile Pervin Buldan da oylarını İsanbul Bakırköy’de kullanacak.

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal Üsküdar Şeyh Şamil Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek İstanbul’da Beşiktaş Gayrettepe Şair Nedim Ortaokulu’nda oy verecek.

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da İstanbul’da sandık başına gidecek. Kurtulmuş, İstanbul Fatih’teki 29 Mayıs İlkokulu’nda oy verecek.

EKREM İMAMOĞLU BEYLİKDÜZÜ’NDE OY KULLANACAK

AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Tuzla Aydınlı Emlak Konut Cemil Meriç İlk ve Ortaokulu’nda oy kullanacak. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu ise Beylikdüzü’ndeki Haldun Taner İlkokulu’nda sandık başına gidecek.

ANKARA ADAYLARI SANDIK BAŞINA BAŞKENTTE GİDECEK

AKP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, Sofuoğlu İlkokulu 1031 No’lu sandıkta oy kullanacak. CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ise Mehmet Emin Resulzade Anadolu Lisesi’nde oy verecek.

10 maddede seçim günü dikkat edilmesi gerekenler

medyabold
Devamını Oku »

CNN Türk’ten bir skandal daha! CHP’li adayın röportajı yayından kaldırıldı

İktidar partisi AKP’nin havuz medyasına dâhil olan CNN Türk, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Büyükçekmece Belediye Başkan adayı Hasan Akgün’ün röportajını yayından kaldırdı.

Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) yakınlığı ile bilinen Demirören Grubu’nun yönettiği CNN Türk, 31 Mart seçimlerine son gün kala skandal bir olaya imza attı.

Skandal olayı sosyal medya hesabından duyuran CHP’li Hasan Akgün, “CNN Türk’te bugün yapacağımı duyurduğum program “yukarıdan gelen baskı” gerekçesiyle durdurulmuştur” dedi.

Dün akşam saat 18.00’de başlaması gereken seçim yasağını bahane göstererek CHP Büyükçekmece Belediye Başkan Adayı Dr. Hasan Akgün’ün röportajını yayından kaldıran CNN Türk aynı saatte AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kâğıthane mitingini yayınladı.

1 Mart yerel seçimleri öncesinde iktidar yanlısı tavır alarak muhalefet partilerinin adaylarına yayın hakkını kullandırmayan ve “gerçek dışı ifadeleri haberleştirdiği” iddiası ile hakkında CNN tarafından soruşturma başlatılan CNN Türk, yeni bir skandala daha imza attı.

CNN Türk, Büyükçekmece Belediye Başkanı ve CHP Büyükçekmece Belediye Başkan Adayı Hasan Akgün’ün 30 Mart Cumartesi günü saat 11.00’da yayınlanacağı duyurulan röportajı gerekçe göstermeden yayından kaldırması tepki çekti.

SEÇİM YASAĞINI BAHANE ETTİ AMA AKP MİTİNGİNİ YAYINLADI

CNN Türk ekibi tarafından önceki gün Büyükçekmece’de “Seçim Tırı” programına katılan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Duygu Kaya’nın konuğu oldu.

Başkan Akgün’ün yeni dönem projelerini anlattığı röportajın 30 Mart Cumartesi günü saat 11.00 – 11.30 arasında CNN Türk TV’de yayınlanacağı duyurulmuştu.

Ancak CNN Türk, somut gerekçe gösteremezken saat 18.00 başlaması gereken “seçim yasağını” bahane ederek röportajı yayınlamadı.

Ancak aynı CNN Türk saat 11.20’den itibaren Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kâğıthane mitingini yayınlayarak kendisi ile çelişirken, haber kanalının bu tutumu “yukarıdan baskı” yapıldığı yönünde iddiaları gündeme getirdi.

Konuya ilişkin bir açıklama yapan Hasan Akgün, “CNN Türk’te bugün yapacağımı duyurduğum program “yukarıdan gelen baskı” gerekçesiyle durdurulmuştur. “Yukarıdan” ne baskı gelirse geldin, en yukarıda Allah var. Bu baskıları ve bu adaletsizlikleri önce Hakk’a, sonrada halkımıza havale ediyorum” ifadesini kullandı.

CNN Türk’te Ekrem İmamoğlu’nun konuşması kesildi, yayın Beştepe’ye bağladı

medyabold
Devamını Oku »

Seçim günü sandıkları 3 milyon görevli koruyacak

Türkiye’de 56 milyon 911 bin 967 seçmen, 31 Mart Pazar günü yapılacak olan Mahalli İdareler Genel Seçimleri için sandık başına gidecek. 194 bin 390 sandıkta yaklaşık 3 milyon kişi görev yapack.

Geçen seçimlerde yaşanan şaibeler nedeniyle yerel seçimlerde de gözler sandık güvenliğinde olacak. Partiler sandık güvenliği ve sonuçların alınmasına ilişkin hazırlıklarını tamamladı. Muhalefet bu defa seçim hilelelerine izin vermemekte kararlı görünüyor.

AKP: 1 MİLYON KİŞİ İLE ÇALIŞACAK

Seçimde en çok sandık görevlisi bulunacak parti AKP olacak. AKP yetkilileri seçim günü 1 milyon teşkilat üyesi ile sandık başında olacaklarını açıkladılar. Sandık başlarından görev alan teşkilat üyelerine, seçim günü nasıl görev yapacaklarından, oy sayımı, tutanakların birleştirilmesi ve herhangi bir olumsuz duruma karşı itiraz mekanizmasının nasıl işleyeceğine kadar birçok alanda günler öncesinden özel eğitimler verildiği bildirildi. Sandık görevlilerinin yanı sıra her okulun bir sorumlusu ve ayrıca kat sorumlularının da olacağı açıklandı.

CHP 600 BİN KİŞİ İLE SAHADA OLACAK

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel de seçimlerdeki sandık güvenliğine ilişkin yaptığı açıklamada “Sandık görevlisi olarak görevlendirdiğimiz kişi sayısı 250 bin. Bunun yanına gönüllüleri, avukatları, okul sorumlularımızı, kat ve bilişim sorumlularımızı da eklediğimiz de bu sayı yaklaşık 600 bini buluyor” dedi.

MHP 250 BİN KİŞİYİ GÖREVLENDİRDİ

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da seçimde MHP adına 250 bin görevlinin sahada olacağını söyledi. Yıldız “MHP, 57 milyon 58 bin 636 seçmenin oy kullanacağı 194 bin 390 sandığın tamamında oy kullanma, sayım döküm işlemlerinin yasalara uygun olarak yapılması için ülküdaşlarımız görevlendirilmiştir. Ülke genelinde görevli sayımız 250 binin üzerindedir” dedi.

İYİ PARTİ 250 BİN GÖREVLENDİRME YAPTI

İYİ Parti’nin yaklaşık 250 bin görevli ile seçim çalışması yapacağı öğrenildi. Sandık görevlilerine seslenen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Sevgili seçim güvenliği ekipleri ve sandık görevlileri kardeşlerim. Sahada başta adaylarımız olmak üzere yaptığı çalışmaların neticesinde milletimiz adaylarımız arkadasındadır. Bundan sonraki kahramanlar sizlersiniz. Sandık güvenliğini sağlayacaksınız. Ve geçen seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de yüzümüzü ak edeceksiniz. Sizlere başarılar diliyorum.” ifadelerini kullandı.

HDP, SAADET VE DİĞER PARTİLER: 500 BİN

HDP, Saadet, BBP, DP gibi seçime katılan diğer partilerin de yurt genelindeki 194 bin 390 sandığın büyük bölümünde müşahitleri ve görevlileri olacak. Bu partilerin de toplamda yaklaşık 500 bin kişiyi seçimlerde sandık güvenliği için görevlendirmeleri bekleniyor.

OY VE ÖTESİ: 250 BİNDEN FAZLA

Siyasi partilerden bağımsız, tarafsız ve gönüllü insanların bir araya gelmesiyle kurulan Oy ve Ötesi de yerel seçimleri 250 binden fazla gözlemcisiyle takip edecek.

TOPLAMDA YAKLAŞIK 3 MİLYON KİŞİ

Bu açıklamaların ışığında; tüm siyasi partilerin ve platformların, 194 bin 390 sandıkta görevlendireceği gözlemci sayısının yaklaşık 3 milyon olması bekleniyor.

Muhalefet bu defa kararlı: Bir tek oyu çaldırmayacağız

medyabold
Devamını Oku »

AK Party’s mayoral candidate says he will “send Syrians back” if they “disturb the peace”

Binali Yildirim, the mayoral candidate of People’s Alliance, the alliance between Turkey’s ruling AK Party and the Nationalist Movement Party (MHP) for Istanbul Metropolitan Municipality, said on a televised broadcast on Monday that he would send Syrians back “if they disturb the peace of Istanbulites”

Days before Turkey’s local elections to be held on March 31, Yildirim appeared on the pro-Government channel 24 TV to answer reporters’ questions.

Yildirim was asked about his comments on the controversial election banner of the mayoral
candidate of the Good Party (IYI) for Istanbul’s Fatih district, which read, “I will not yield Fatih to the Syrians,” during the broadcast.

Yildirim, former speaker of parliament and the last PM of the parliamentary system that ceased to operate after the 2018 general elections, said that the country let the Syrian
migrants in to protect them from being killed.

“If Syrians disturb the peace of Istanbulites, cause a security problem, or influence the order
and pace of daily life in a negative way, this will not be without consequences. No offense.
We cannot tolerate this. We will seize them and send them back. The bottom line
here is the comfort of Istanbul and Istanbulites,” asserted Yildirim.

His official campaign account on Twitter posted his remarks in a tweet.

 

Reactions were mixed, with some followers condemning his rhetoric as racist, some saying it
was all words and no action, and some trying to redeem his statement by saying that it was
taken out of context.

In reaction to the tweet posted on Yildirim’s campaign account, one user posted a tweet
reading, “The tweet about Syrians shared by Binali Yildirim is horrifying. The responsibility
for a crime is personal. Should we write it everywhere? In 2019? Syrians do not commit
crime. Ahmet, Hasan, Ayse does. You cannot associate an ethnicity with crimes.”

A city with nearly 15 million residents, more than half a million Syrian refugees are residing
in Istanbul, according to the figures given by Turkey’s Interior Ministry in 2018.

Turkey hosts more than 3,5 million Syrian refugees according to the data given by the office
of the United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR).

Turkey’s President Recep Tayyip Erdogan previously vowed to resettle Syrians who fled the
ongoing armed conflict in their country.

Syrian migrants who came to Turkey due to the civil war in Syria are provided with temporary protection by the Turkish government instead of refugee or asylum seeker
status.

Tensions continue to rise between Syrians living in Turkey and locals as a recent attack in Esenyurt shows

The post AK Party’s mayoral candidate says he will “send Syrians back” if they “disturb the peace” appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/03/30/ak-partys-mayoral-candidate-says-he-will-send-syrians-back-if-they-disturb-the-peace/
Devamını Oku »

Seçime saatler kala TBMM’ye 43 milletvekili hakkında 83 fezleke gönderildi

Ülke seçim gündemine girdiği ve sandıklarda oy kullanımına saatlere kala Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) 43 milletvekili hakkında hazırlanan 83 fezleke gönderildi.

TBMM’ye gönderilen fezlekelerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli’nin de aralarında bulunduğu 43 milletvekilinin ismi yer alıyor.

Ayrıca Fezleke düzenlenenler arasında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Milletvekili Hulusi Şentürk de bulunuyor.

TBMM Başkanlığı’nda bekletilen dokunulmazlık fezlekeleri, tatilin sona ermesiyle Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’na ulaştırıldı.

Yeni gelen 83 dokunulmazlık dosyasıyla ile birlikte Karma Komisyon gündemindeki fezlekelerin sayısı 544’e ulaştı. HDP’den 38 milletvekili, CHP’den üç, Türkiye İşçi Partisi ve AKP’den birer milletvekili hakkında fezleke hazırlandı.

Hakkında fezleke düzenlenen milletvekilleri ve fezleke sayıları şöyle:

HDP

Musa Farisoğulları (5), Ömer Öcalan (3), Hüseyin Kaçmaz (1), Mehmet Rüştü Tiryaki (2), Murat Sarısaç (1), Mensur Işık (1), Mahmut Toğrul (2), Nuran İmir (1), Tayip Temel (1), Tuma Çelik (2), Semra Güzel (5), Abudullah Koç (1), Berdan Öztürk (5), Saliha Aydeniz (5), Ayşe Acar Başaran (4), Sait Dede (2), Şevin Coşkun (1), Ayşe Sürücü (4), Remziye Tosun (5), Feleknas Uca (1), İmam Taşçıer (2), Dersim Dağ (5), Meral Danış Beştaş (1), Pero Dündar (1), Erdal Aydemir (2), Pervin Buldan (2), Kemal Bülbül (1), Sezai Temelli (1), Gülistan Kılıç Koçyiğit (1), Serpil Kemalbay (1), Selçuk Mızraklı (2), Bedia Özgökçe Ertan (1), Ebru Günay (1), Hüda Kaya (1), Fatma Kurtulan (1), Dilan Dirayet Taşdemir (1), Nusrettin Maçin (1).

CHP

Kemal Kılıçdaorğlu (1), Murat Bakan (1), Kamil Okyay Sındır (1).

TİP

Barış Atay (1).

AKP

Hulusi Şentürk (1)

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na Süleyman Soylu’ya hakaret fezlekesi

medyabold
Devamını Oku »

10 maddede seçim günü dikkat edilmesi gerekenler

Türkiye’de yaklaşık 57 milyon seçmen, yerel yöneticilerini belirlemek üzere 31 Mart 2019 Pazar günü sandık başına gidecek.

Seçim günü dikkat edilmesi gereken birçok husus var. Hangi pusulaların ve zarfların geçersiz sayılacağı, seçimlerde geçersiz oy kullanımının azaltılması adına önemli. Bunun yanı sıra bazı ihlaller de oyun çöpe gitmesine neden olabilir. Bunun için bazı kriterlere uyulması gerekiyor.

İşte seçim günü dikkat edilmesi gerekenler:

1- OY VERME SAATLERİNE DİKKAT

Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır, Kilis olmak üzere 32 ilde seçmenler 07.00-16.00, diğer illerde 08.00-17.00 saatleri arasında oyunu kullanabilecek.

2- OY VERME SAATİ BİTSE BİLE SIRADA BEKLEYİN

Oy verme saati bittiği halde sandık başında oylarını vermek üzere bekleyen seçmenler, başkan tarafından sayıldıktan sonra sırayla oylarını kullanacak.

3- NEREDE OY KULLANACAĞINIZI ÖNCEDEN ÖĞRENİN

Vatandaşlar, ilk olarak nerede ve hangi sandıkta oy kullanacağını öğrenecek. Bu bilgileri içeren seçmen bilgi kağıdı eline ulaşmayanlar, YSK’nin internet sitesinden, e-Devlet kapısından veya Seçmen Sorgulama mobil uygulamasından oy kullanacağı yer ve sandık numarasını öğrenebilecek.

4- T.C. KİMLİK NUMARASI OLAN KİMLİĞİNİZİ UNUTMAYIN

Seçmenlerin oy verme günü yanına Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan, Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı, geçici kimlik belgesi, nüfus cüzdanı, resmi dairelerce verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, hakim ve savcılar ile yüksek yargı organı mensuplarına verilen mesleki kimlik kartı, avukat, noter ve askeri kimlik kartı gibi kimliğini tereddütsüz ortaya koyan resimli, resmi nitelikteki bir belgeyi yanında bulundurması gerekecek.

5- SEÇMEN BİLGİ KAĞIDINI İBRA ETMEK ZORUNLU DEĞİL

Seçmenin nerede oy kullanacağını gösteren seçmen bilgi kağıdının getirilmesi zorunlu olmayacak. Seçmen bilgi kağıdı gelmeyenler nerede, hangi sandıkta oy kullanacağını YSK’nin internet sitesinden de görebilecek.

6 – CEP TELEFONUYLA KABİNE GİRMEYİN

Sandık kurulu görevlisi, seçmenin kimliğini alarak seçmen listesinde ismini bulacak ve kontrollerini yaptıktan sonra birleşik oy pusulası, zarf ve mührü seçmene vererek kabinde oyunu kullanmasını isteyecek. Cep telefonu, fotoğraf veya film makinesi gibi görüntü kaydedici veya haberleşme sağlayıcı cihazlarla oy verme yerine girilmesi yasak olacak. Bu tür cihazlar, oy verme işlemi bittikten sonra iade edilmek üzere sandık kuruluna bırakılacak.

7 – OY PUSULASINI KONTROL EDİN

Oy pusulasında yırtık, işaret veya yazı olmamasına dikkat edilecek. Oy pusulasına, ”TERCİH” veya ”EVET” mührü dışında, herhangi bir yerine imza atılması veya işaret konulması halinde oy geçersiz sayılacak. Birleşik oy pusulasından başka, zarfa hiçbir şey konulmayacak, aksi halde kullanılan oy geçersiz olacak. Yanlış oy kullandığını düşünen ve yeni pusula isteyen seçmene yenisi verilmeyecek.

8 – PUSULALARI TEK ZARFA KOYUN

Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van’daki seçmenler, “büyükşehir belediye başkanı”, “belediye başkanı”, “belediye meclis üyeliği” ile “muhtarlık ve ihtiyar heyeti” için oy kullanacak.

Büyükşehir olmayan illerde ise “il genel meclisi üyeliği”, “belediye başkanı”, “belediye meclis üyeliği” ve “muhtarlık ve ihtiyar heyeti” için oy verilecek. Köylerde ise “il genel meclisi üyeliği” ile “muhtarlık ve ihtiyar meclisi” için oy atılacak. Tüm oy pusulaları tek zarfa konulacak.

9 – OY VERME KABİNİNDE FAZLA KALMAYIN

Seçmen, kapalı oy verme yerinden dışarı çıkmadıkça hiç kimse oraya giremeyecek. Ancak oy pusulasını hazırlamak için, kapalı oy verme yerinde, normal süreden fazla kalan seçmenler, kurul başkanı tarafından makul bir süre verilerek uyarılacak. Bu uyarıya rağmen kapalı oy verme yerinden çıkmayan seçmen oradan çıkarılacak.

10 – İMZA ATMAYI UNUTMAYIN

Seçmen, zarfı sandığa attıktan sonra sandık seçmen listesinde adının bulunduğu yerin karşısını imzalayacak.

Cezaevindeki siyasetçilerden seçmene sandığa git çağrısı

medyabold
Devamını Oku »

CNN, CHP’li adayın yayınını iptal etti 

Kişisel Twitter hesabından konuya dair bir açıklama yapan CHP Büyükçekmece Belediye Başkan adayı Dr. Hasan Akgün, “Sevgili büyük #Büyükçekmece ailem. CNN’de bugün yapacağımı duyurduğum program “yukarıdan gelen baskı” gerekçesiyle durdurulmuştur. Yukarıdan ne baskı gelirse gelsin, ‘en yukarıda’ Allah var… Bu baskıları ve bu adaletsizlikleri önce Hakk’a, sonra halkımıza havale ediyorum” dedi.

kronos
Devamını Oku »

38’i HDP’li 43 milletvekili hakkında fezleke: ‘Dokunulmazlıkları kalksın’

HDP’den 38 milletvekili, CHP’den üç, Türkiye İşçi Partisi ve AKP’den birer milletvekili hakkında ‘dokunulmazlıklarının kaldırılması’ için fezleke hazırlandı. Hakkında fezleke düzenlenen milletvekilleri ve fezleke sayıları şöyle:

HDP

Ömer Öcalan (3), Hüseyin Kaçmaz (1), Mehmet Rüştü Tiryaki (2), Musa Farisoğulları (5), Murat Sarısaç (1), Mensur Işık (1), Mahmut Toğrul (2), Nuran İmir (1), Tayip Temel (1), Tuma Çelik (2), Semra Güzel (5), Abudullah Koç (1), Berdan Öztürk (5), Saliha Aydeniz (5), Ayşe Acar Başaran (4), Sait Dede (2), Şevin Coşkun (1), Ayşe Sürücü (4), Remziye Tosun (5), Feleknas Uca (1), İmam Taşçıer (2), Dersim Dağ (5), Meral Danış Beştaş (1), Pero Dündar (1), Erdal Aydemir (2), Pervin Buldan (2), Kemal Bülbül (1), Sezai Temelli (1), Gülistan Kılıç Koçyiğit (1), Serpil Kemalbay (1), Selçuk Mızraklı (2), Bedia Özgökçe Ertan (1), Ebru Günay (1), Hüda Kaya (1), Fatma Kurtulan (1), Dilan Dirayet Taşdemir (1), Nusrettin Maçin (1).

CHP

Kemal Kılıçdaorğlu (1), Murat Bakan (1), Kamil Okyay Sındır (1).

TİP

Barış Atay (1).

AKP

Hulusi Şentürk (1).

kronos
Devamını Oku »

US takes action against Iranian “sanction evasion network,” having ties with Turkey and UAE

Office of Foreign Assets Control (OFAC) of the US Department of Treasury came down on an Iranian “extensive sanctions evasion network” that includes twenty-five individuals and entities from Iran, UAE, and Turkey, OFAC announced in a press release on Tuesday.

The network is claimed to have transferred more than a billion dollars and euros to the Islamic Revolutionary Guard Corps (IRGC) and the Ministry of Defense and Armed Forces Logistics (MODAFL) of Iran, and to have procured vehicles worth millions of dollars for MODAFL.

Since the maximum pressure campaign by the US severely constricts its sources of revenue, the Iranian regime relies increasingly on such extensive sanction evasion networks, OFAC claims.

OFAC also designated MODAFL pursuant to Executive Order 13224 for its role in assisting the IRGC-Qods Force (IRGC-QF), as well as a bank based in Iran for providing services to the IRGC-QF.

“We are targeting a vast network of front companies and individuals located in Iran, Turkey, and the UAE to disrupt a scheme the Iranian regime has used to illicitly move more than a billion dollars in funds,” said Treasury Secretary Steven Mnuchin.

The network is only the latest example of using deceptive practices by Iran, in an effort to exploit the global financial system and divert resources to sanctioned entities, according to Sigal Mandelker, Treasury Under Secretary for Terrorism and Financial Intelligence.

Being a leading sanctions buster and source of illegal finance, Turkey has helped Iran evade sanctions for Aykan Erdemir, senior fellow of the Foundation for Defense of Democracies and former Turkish MP. Mandelkar went on to say that the Turkish government was trying to do the same for Venezuela.

According to Assistant US Attorney Michael Lockard, Turkish state-run Halkbank has played a major role in a previous Iran sanctions-busting scheme, which was called “the biggest sanctions evasion case prosecuted in the US,” after the trial concluded last year.

Acting Pentagon chief: US needs Turkey to buy Patriot air defense system

The post US takes action against Iranian “sanction evasion network,” having ties with Turkey and UAE appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/03/29/us-takes-action-against-iranian-sanction-evasion-network-having-ties-with-turkey-and-uae/
Devamını Oku »

Acting Pentagon chief: US needs Turkey to buy Patriot air defense system

Patrick Shanahan, acting United States Defense Secretary, said the US wants its NATO ally, Turkey, to remain in the F-35 fighter jet program, but added that the Turkish government needs to buy the Patriot air defense system.

During a House of Representatives Armed Services Committee hearing on Tuesday, Shanahan was asked if the US wanted Turkey in the F-35 program.

“We absolutely do,” Pentagon chief said, adding, “But we need Turkey to buy the Patriot.”

The S-400 air defense system deal between Turkey and Russia, signed in 2017, caused ongoing friction between the two NATO allies as the US expressed strong disapproval of the deal.

Earlier this month, acting Pentagon spokesman, Charles Summer, said that Turkey’s purchase of the S- 400 missile defense system from Russia would result in grave consequences for the country.

The US and several NATO member countries that are part of the F-35 program have concerns regarding Turkey’s S-400 move, citing the vulnerability of sensitive information linked to the F-35 program if it is operated together with S-400 defense systems.

US officials have said that if Turkey proceeds with the S-400 purchase, Washington could block the sale of the fighter jets to Turkey and impose sanctions, Reuters reported on 1 March.

Turkey has shown determination to push ahead with the S-400 purchase plan and has refused a US offer to buy the Patriot air defense missiles.

Turkey is set to receive its first two F-35s at the end of 2019, while the Russian S-400s are set to arrive in July.

Threat of US sanctions does not deter Erdogan from Russian missile deal

The post Acting Pentagon chief: US needs Turkey to buy Patriot air defense system appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/03/29/acting-pentagon-chief-us-needs-turkey-to-buy-patriot-air-defense-system/
Devamını Oku »

Saldırıya uğrayan kızlardan Yaren Demir’in babası: Bu olayı partilere yem yapmayacağım

15 Temmuz’dan bu yana insanları haksız hukuksuz yere damgalayan, ötekileştiren bir dil kullanan siyasesilerin toplumu getirdiği noktaya bir örnek de seçime birkaç gün kala Adana’da yaşandı.

BOLD- Adana’da yolda yürüyen çarşaflı iki genç kıza, başı açık bir kadın tarafından yapılan saldırı sosyal medyada gündem oldu. 27 Mart’ta gerçekleşen olayda Yaren Demir ve Sümeyye Öztekin’e, bir kadın önce hakaret etmeye başlıyor, ‘F… deyip’ onları sözleriyle taciz ediyor, kızların üzerine yürüyüp örtüsünü açmaya çalışıyor ve yüzünden yaralıyor.

A HABER’E RÖPORTAJ VERDİM İNŞALLAH YAYINLARLAR!

Yaren Demir’in babası Ahmet Demir sosyal medya hesabından önce kızının ve arkadaşının yaşadığı olayı anlattı, sonra hastane raporunu ve saldırının videosunu yayınladı. Bu sabah ise İHA, DHA ve A Haber’e röportaj verdiklerini söyleyerek, “Bu yaşadığımız olay çok korkunçtur ama falan- filan partiyi değil de toplumu bu duruma getirenleri ilgilendirir. Güvenli bir toplum vaadleri verenler bu durumu düşünmeli… Bu olayı partilere yem yapmayacağım. Dün İhlas Haber, DHA ve A Haber’e röpörtaj verdik partiler videoyu kendilerine çekip seçim malzemesi yapmasınlar istedim inşallah yayınlarlar.” dedi.

Sümeyye Öztekin de Twitter hesabından,”Dün bazı sıkıntılardan dolayı videoyu bugün paylaştık. Bizim ‘f…’ olduğumuzu, Bu ülkenin ‘Türkiye Cumhuriyeti’ olduğunu, bizden dolayı ekonominin zarar gördüğünü ve bizim bu ülkede yaşama hakkımızın olmadığını söyledi. İşte meydana getirdiğiniz toplum!” diyerek tepkisini dile getirdi ve ekledi: “Yaklaşık 4-5 saattir tv kanallarının isteği üzerine röportajlar yaptık. Bu olayı seçimlere çekmemelerini ve partilere malzeme olmamasını söyledik. Öyle olmasını temenni ediyoruz.”

28 ŞUBAT DÖNEMİNDE ÜNİVERSİTEYE GİREMEYEN BAŞÖRTÜLÜLER ŞİMDİ SOKAKTA YÜRÜYEMİYOR

Saldırı sosyal medyada büyük tepki çekti. Ötekileştirici ve saldırgan bir dil kullananan siyasetçiler eleştirildi, ‘kabadayı’ siyasiler olduğu sürece bu olaylarının yaşanacağı konuşuldu. Gösterilen tepkilerden biri de şöyleydi:

SALDIRAN KADIN GÖZALTINA ALINDI: ONLAR BANA SALDIRDI

Öte yandan saldırıyı yapan kadın Adana’da gözaltına alındı ve neden saldırdığını şöyle anlattı:
“… Benim de ailem kapalı. Sakın bunu unutmayın. Onlar bana saldırdı. Hayır, ben geçerken yolumun üzerinden onlar bana saldırdı. Bir daha bu sokaklarda gezemeyeceksiniz dedi. Yüzlerini açmaya çalışmadım. Onlar bana gel deyince, ben de gittim, beni dövmeye çalışacaklar diye elimi kaldırdım, kazayla olan bir şey. Böyle bir şey yoktur yalandır. Milleti birbirine düşürmeyin kardeş, herkesin çoluk çocuğu vardır. Sakın bunu unutmayın.” dedi.

SALDIRIYA UĞRAYAN SÜMEYYE ÖZTEKİN İSE OLAYI TWİTTER HESABINDAN ŞÖYLE ANLATTI:

medyabold

Devamını Oku »

UNESCO’dan ‘Ayasofya’nın adını değiştirme’ önerisi için açıklama

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir TV programında sarf ettiği “Ayasofya’yı müze statüsünden çıkarır, adını Ayasofya Camisi koyarız.” sözlerine dair UNESCO’dan ilk açıklama geldi.

Sputnik’in haberine göre konuyla ilgili soruları yanıtlayan UNESCO’dan bir kaynak, “Dünya Mirası Koruma Sözleşmesi’nin hayata geçirilmesiyle ilgili tüm kararlar, Dünya Mirası Komitesi tarafından alınıyor. Sözleşmede imzası olan bir ülken, bir anıtın ismini değiştirme kararını alıyorsa bu değişikliği komitenin onayına sunmalı” dedi.

Kaynak, “UNESCO, komitenin çalışmaları için hazırlıklar yapar, ama hiçbir şekilde kararlarını tahmin edemez” diye ekledi.

Bu Hafta 10 Yeni Film Vizyona Giriyor

medyabold
Devamını Oku »

Bilal Erdoğan: CHP’li kardeşlerim, yazık değil mi liderimiz varken…

Bilal Erdoğan, AK Parti Bursa Gençlik Kolları tarafından düzenlenen Gençlik Buluşmasında yaptığı konuşmada, iddialı gençler için ileriye dönük plan yapabilmenin önem taşıdığını belirtti.

‘SEÇİMLER SON DERECE ÖNEMLİ’  

Okmeydanı’ndan Kasımpaşa’ya yaklaşık 400 metrelik Türk bayrağıyla “Bayrak Yürüyüşü” gerçekleştirildi. Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan, yürüyüşün ardından Kasımpaşa Kızılay Meydanı’nda düzenlenen mitingde, seçimlerin Türkiye için son derece önemli olduğunu söyledi.

‘BİZ TANKLARIN, TÜFEKLERİN KARŞISINA ÇIKTIK’

15 Temmuz’daki darbe girişiminde halkın sokağa çıktığını anımsatan Erdoğan, “15 Temmuz’da cesur, dirayetli bir liderimiz olduğu için, kendisi korkmadan İstanbul’a geldiği için bizler de sokağa çıktık. Biz de tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına çıktık. Şanlı tarihimiz var. 18 Mart’ı kısa zaman önce geride bıraktık. Malazgirt, İstanbul’un fethi ve Kurtuluş Savaşı’yla tarih yazmış bir milletiz. 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanımız milletiyle, Devlet Bahçeli milletiyle sokağa çıktı. Cumhur İttifakı böyle ortaya çıktı” diye konuştu.

‘YAZIK DEĞİL Mİ CHP’Lİ KARDEŞLERİM’ 

Erdoğan, seçimlerin sadece Türkiye için değil tüm dünya için de kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizdi.

Dünyaya meydan okuyan, dünya 5’ten büyüktür diyen bir Cumhurbaşkanı olduğunu ifade eden Bilal Erdoğan, şunları kaydetti: “Dünyadaki mazlumların umudu olan, Filistin’in, Gazze’nin, Somali’nin, Yemen’in Myanmar’ın umudu olmuş bir liderimiz varken çok değerli kardeşlerim, CHP’li kardeşlerim yazık değil mi? Liderimizin arkasında duralım. En çok çalışan, en çok koşturan, en cesur, en dirayetli olan da o. O zaman 15 Temmuz ruhuyla buluşan Cumhur İttifakı’nı bizler seçimlerde sandıkları patlatarak getireceğiz.”

kronos
Devamını Oku »

‘Ekonominin patronu benim: Patlıcanda patateste sıkıntı yok’

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yerel seçimlere bir gün kala İstanbul turnesini hızlandırdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü il durağı Kağıthane oldu. Erdoğan, “Ekonominin patronu benim, kabinem, ekonomiyi biz yönetiyoruz, belediye başkanları değil. Bizim IMF ile bir ilişkimiz yok, borcumuzu ödedik, bitti o iş. Ekonominin patronu benim, belediye başkanı mı ülkenin ekonomisini yönetecek?” dedi

‘NE PATLICAN, NE PATATES NE DOMATES SIKINTISI VAR’ 

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle: “Seçimler nedeniyle ülkemize yönelik saldırıların artmasının gayesi büyük güçlü Türkiye’nin yolunu kapatmaktır. Bu ülkede ne patlıcan sıkıntısı ne patates, ne domates sıkıntısı var. Hemen biz tanzim satışları kurduk bir anda fiyatlar düştü mü? Şu anda bunlar gündemde mi? Olay bu kadar basit. Milletimi patlıcan, domates, biberle mi aldatacaksınız? Bu millet ‘Çanakkale geçilmez’ dediği zaman bir tas çorbaya talim etmiştir.”

‘O ESKİ TÜRKİYE’YDİ’

IMF’ye borcumuz göreve geldiğimizde 23,5 milyar dolardı. Taksitleri ödedik ve Mayıs 2013’te ilişkimizi bitirdik. Artık bunlarla bir işimiz yok. ABD’den insansız hava aracı almıyoruz. Çünkü artık kendimiz üretiyoruz. Her türlü baskıya boyun eğeceğimizi sanıyorlar. O eski Türkiye’ydi. Ne yapsalar boş, bu millete bir daha şehit başbakan Adnan Menderes ve onun acısını yaşatmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

‘EKONOMİK TERÖRÜ BİTİRMEKTE KARARLIYIZ’ 

Seçimden sonra ilk iş Suriye meselesini mümkün olursa masada değil sahada çözeceğiz. Bu milletin ekmeğine aşına işine göz dikenleri asla affetmeyeceğiz. Silahlı terörü bitirmekte ne kadar kararlıysak ekonomik terörü bitirmeye de o kadar kararlıyız.”

kronos
Devamını Oku »

AKP’li vekil ‘şeyin trene baktığı gibi bakıyorlar’ dedi, işten atılan gazeteci oldu 

AKP Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer yurttaşlara hitaben ‘Şeyin trene baktığı gibi bakıyorlar’ dedi. Milletvekilinin sözlerini haberleştiren gazeteci, işten ayrılmak zorunda kaldığını belirtti.

Gazeteci Torun, twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Siyasi iradenin baskılarına dayanamayan gazetemden istemeyerek de olsa ayrılmak zorunda bırakıldım” diyerek, 12 yıldır yaptığı mesleğine veda etmek zorunda kaldığını belirtti. Sözlerini “Faşizme karşı omuz omuza” diyerek sonlandıran Torun’un Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklama şöyle:

“Siyasi iradenin baskılarına dayanamayan gazetemden istemeyerek de olsa ayrılmak zorunda bırakıldım. Yaklaşık 12 yıldır yaptığım mesleğe belki de veda edeceğim. Her ne şartlarda olursa olsun baskılar beni yıldırmadı, yıldıramaz da. Son sözüm faşizme karşı omuz omuza ve Mart’ın sonu bahar.”

kronos
Devamını Oku »

Akar: Mermiye indirim yaptık ki ‘enflasyonun etkisi azalsın’

Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’nun “Enflasyonla Topyekün Mücadele Kapsamında Mermi’de yüzde 7,5 İndirim” kampanyasıyla ilgili Milli Savunma Bakanı’nın yanıtlaması talebiyle soru önergesi veren CHP Ankara milletvekili Nihat Yeşil, bakanlıktan gelen yanıtı basın mensuplarıyla paylaştı.

SoL‘da yer alan habere göre Yeşil 8 Ocak 2019’da Milli Savunma Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği yazılı soru önergesinde şu soruları sormuştu:

ENFLASYON SEPETİNDE ATEŞLİ SİLAH MERMİSİ 

Fiyat artışlarının tespiti için TÜİK tarafından düzenlenen enflasyon sepetinde ateşli silah mermisi bulunmadığı halde, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun duyurusu ne anlama gelmektedir?

Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu, enflasyon sepetine ateşli silah mermilerinin alınması için herhangi bir bildirimde bulunmuş mudur, bulunmadı ise bulunacak mıdır?

ENFLASYON VE MERMİ ARASINDA NE TÜR BİR İLİŞKİ VAR? 

Vatandaşlarımızın hayatlarını idame ettirmelerinin güçleştiği bir zamanda, temel ve asgari ihtiyaçların, gıdaların, akaryakıt ve elektriğin enflasyonla topyekün mücadele kapsamına alınmaması için yapılan zamlar ortadayken, enflasyon oranının artması ile mermi fiyatlarının yükselmesi arasında ilgili kurum ne tür bir bağ kurmaktadır?”

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın verdiği yazılı yanıtta şöyle denildi:

HULUSİ AKAR: ENDİREKT ETKİ YARATMAK HEDEFLENDİ 

“Enflasyonla mücadele konusuna, ister kamu ister özel sektör kuruluşları olsun tüm kuruluşların aynı duyarlılıkla yaklaşmasının gerekliliğine inanan Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) mermi fiyatlarında indirim yaparak enflasyonun psikolojik etkilerinin azaltılmasına yönelik endirekt bir etki yaratmayı hedeflemiştir.”

‘BU TRAJİKOMİK DURUMU KAMUOYUNUN BİLGİSİNE SUNUYORUM’  

Yeşil yaptığı açıklamada “Sayın bakanın enflasyonla mücadelede mermi üzerinden endirekt etki yaratma gayesini fazla iyi niyetli karşılıyor ve MKE’nin enflasyonun düşürülmesi noktasında vermiş olduğu katkı etkisiyle birlikte, işbu trajikomik durumu kamuoyunun bilgisine saygılarımla sunuyorum” dedi.

kronos
Devamını Oku »

Ankara’da ‘Milli hükümet’ söylentileri

Korkusuz yazarı Can Ataklı, yerel seçime dair kulis bilgiler içeren bir değerlendirme yaptı. Buna göre “Ankara’da ‘milli hükümet’ söylentileri” konuşuluyor.

Ataklı bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın bir balkon konuşması yapacağını ve bu konuşmada “Türkiye’ye karşı büyük saldırı var, bunu hep birlikte göğüslememiz gerek. Seçimler bitti, artık el ele verme zamanı” diyeceğini öne sürdü.

MEŞRUİYET TARTIŞMASI ÇIKMASIN DİYE HAMLE

Ataklı yazısının ilgili bölümünde şunları kaydetti: “Kesin bilgi değil ama bazı çevrelerde şu konuşuluyor. Yerel seçimlerden; muhalefet, iktidar ittifakına karşı zaferle çıkacak. Erdoğan meşruiyet tartışması çıkmasını önlemek için hemen o gece bir balkon konuşması yapacak ve ‘Türkiye’ye karşı büyük saldırı var, bunu hep birlikte göğüslememiz gerek. Seçimler bitti, artık el ele verme zamanı’ diyecek.”

MİLLİ HÜKÜMET KURMAK İSTİYORUM DİYECEK

Ataklı yazısında, “Daha sonra liderlerle bir toplantı yapacak ve ‘Milli hükümet kurmak istiyorum’ diyecek. Hükümete CHP, MHP ve İYİ Parti’den isimler alacak. Batık olan ekonomi, böyle bir milli hükümetle aşılmaya çalışılacak. Ayrıca uluslararası platformda yerle bir olan Türkiye’nin itibarı yeniden kazanılmaya çalışılacak” ifadelerine yer verdi.

MUHALEFET HÜKÜMETE BAKAN VERECEK

Ataklı şunları dile getirdi: “Bunu anlatanlar kanıt olarak şunu söylüyorlar; Bahçeli bir ay önce ‘Cumhur İttifakı yüzde 51’i almalı, aksi takdirde bir meşruiyet kavgası çıkarırlar’ dedi. Aynı Bahçeli, önceki gün erken seçim olmayacağını söyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, seçimden muhalefetin zaferle çıkacağını ama bir erken seçim istemeyeceklerini açıkladı. Erdoğan, iktidarı bırakmamak için her şeyi yapacaktır. Muhalefet ise erken seçim riskini göze almak istemez ama hükümete, bakan vererek iktidarın bir tarafını tutmak ve bazı nimetlerden artık yararlanmak ister.”

AKP ‘nin son seçim kozu: Seçim gecesi tüm afişler inecek sadece Erdoğan’ın resimleri asılacak

medyabold
Devamını Oku »

Rahmetli Turgut Özal’ın eşi Semra Özal’dan AKP’ye destek: Tayyip Bey’i çok beğeniyorum

Türkiye Cumhuriyeti’nin 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın eşi Semra Özal, 31 Mart’taki yerel seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) İstanbul adayı Binali Yıldırım’ı desteklediğini açıkladı.

AKP’nin Yenikapı mitingine katılan eski Başbakan Tansu Çiller ile eski İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar da Yıldırım’ı desteklediklerini duyurmuştu.

“TAYYİP BEY’İ ÇOK BEĞENİYORUM”

Hürriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Semra Özal ve ailesi, ilk kez bir adaya desteklerini basın yoluyla açıkladı. Binali Yıldırım’la tanışmadığını ancak İstanbul’a iyi hizmet edeceğinden emin olduğunu söyleyen Semra Özal, “Herkes sosyal medyada fikrini yazıyor, ben de görüşlerimi açıklamak istedim.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Tayyip Bey’i çok beğeniyorum.” diyen Semra Özal, “Akıllı, pratik zekâsı olan biri. Onun kendine uygun olarak seçtiği Binali Bey’in de çok doğal, özü sözü bir olduğunu, İstanbul’a layık bir başkan olacağını düşünüyorum.” ifadesini kullandı.

Davutoğlu’ndan AKP’ye Çiller ve Ağar göndermesi

medyabold
Devamını Oku »

MÜYORBİR Başkanlığına Burhan Şeşen Seçildi

Müzik Yorumcuları Meslek Birliği’nin (MÜYORBİR) yeni dönem Başkanı Burhan Şeşen, Başkan Yardımcısı Metin Özülkü ve Sayman Üye de Hüseyin Turan oldu.

MÜYORBİR Yönetim Kurulu

GÖREVE BAŞLADILAR
Birgün’ün haberine göre Önceki gün Müzik Yorumcuları Meslek Birliği’nin (MÜYORBİR) 10. Olağan Genel Kurulu’nda yönetime seçilen Burhan Şeşen, Belkıs Akkale, Edip Akbayram, Onur Akın, Metin Özülkü, Suzan Kardeş, Hüseyin Turan, Tolga Sağ ve Mehmet Gümüş yeni dönem çalışmalarına hızlı bir şekilde başladı.

Haftalık ilk toplantılarını gerçekleştiren ekip, yeni dönemin başkan ve başkan yardımcılarını da seçti. Yapılan oylama sonucunda Burhan Şeşen bir kez daha MÜYORBİR Başkanı seçilirken, Metin Özülkü Başkan Yardımcılığı ve Hüseyin Turan da Sayman Üye görevini üstlendi. Şeşen, “Yeni dönemde de ekip olarak birlik ve beraberlik içinde çok çalışacağız. Üyelerimizi, bizi seçtikleri için mahcup etmeyerek lisanslama ve telif gelirlerini artırmak için elimizden geleni yapacağız” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Seçim arefesinde HDP’li siyasetçilere şafak operasyonu

Seçim arifesinde İstanbul’da yapılan eş zamanlı operasyonda aralarında HDP belediye meclis üyeleri ve müşahitlerinin de olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP)’ye yönelik baskılar artarak devam ediyor. Yerel seçimlere önemli siyasi figürleri cezaevinde girmek zorunda kalan HDP, seçime bir gün kala İstanbul’da 127 eve yapılan baskınların şokunu yaşadı.

127 EVE POLİS BASKINI

Yapılan ev baskınlarında belediye meclis üyelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Şuana kadar gözaltına alınan 32 kişinin kimliği öğrenilebildi. Gözaltı gerekçeleri öğrenilemeyen HDP’lilerin Vatan’da bulunan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü haber alındı.

İSMİ ÖĞRENİLEN HDP’LİLER ŞÖYLE

MA’nın haberine göre ismi öğrenilen 32 kişi şu şekilde: Ümit Bayram, Fatih Gündüz, Mehmet Şah Akgül, Gökhan Özer, Recep Kar, Azad Kaplan, Hüseyin Kayra, Özcan Gokcur, Kadir Kaya, Sacit Tunç, Dinçer Yalın, Murat Aranır, Lokman Akıncı, Süleyman Demir, Mine Kahraman, Mehmet Şirin Balos, Özlem Erbaş, Mizgin Akman, Turgay Türşak, Sinan Yıldız, Umut Çeçen, Serhildan Taşdemir, Azat Taşdemir, Mahsum Akpınar, Ramazan Tilbaç, Cemal Kümicen, Hülya İlbars, Enis Yiğit, Barış Piranoğlu, İrfan Kaya, Kenan Beyhan, Mahmut Doğan.

Kürt vatandaşların oyları, İstanbul, Ankara, Adana, Mersin’de sonucu değiştirebilir

medyabold
Devamını Oku »