18 Temmuz 2020 Cumartesi

Saray şarkıcılara 30 milyon dağıtırken bakanlık kültür ve sanattan tasarruf etti!

Kültür ve Turizm Bakanlığının açıkladığı resmi verilere göre 2019 yılında kültür, sanat ve turizmde ulaşılmak istenen hedeflerin yarıdan fazlasına tasarruf gerekçesiyle ulaşılamadı.

BOLD – Kültür ve Turizm Bakanlığının tasarruf tedbirlerini gerekçe göstererek gerçekleştiremediği hedefler arasında kütüphanelerdeki materyallerin artırılması ve yeni kütüphaneler yapılması ilk sırada göze çarpıyor.

KÜLTÜR VE SANATTA TASARRUF DÖNEMİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2019 Yılı Performans Programı’nda yer almasına karşın hedeflerin gerçekleştirilememesini ekonomik yetersizliklere bağladı. 2019 yılı faaliyet raporuna göre altı yeni kütüphane binası yapımı “tasarruf tedbirleri” nedeniyle yatırım programına alınamamış. Aynı şekilde kütüphanelere sağlanan materyal sayısını bir önceki yıla göre yüzde 20 artırma hedefi de gerçekleşmedi.

Birgün’ün haberine göre 2019 yılında bir önceki yıla göre azalan sadece fiziki yatırımlar değil. Sanat birimleri için öngörülen 1 milyon 180 bin ziyaretçi sayısının 878 binde kalmasının sebebi de “bütçe tasarrufu nedeniyle etkinlik sayısında meydana gelen azalma” olarak açıklandı.

SARAY ŞARKICILARINA 30, KÜLTÜR SANATA 9.9 MİLYON

2019 yılında kamu kültür yatırımlarına sağlanan destek de önceki yıllara göre büyük oranda azaldı. 2015, 2017 ve 2018 yıllarında sırasıyla 10 milyon TL, 18,5 milyon TL ve 13,2 milyon TL bütçe ayıran bakanlık, 2019 yılında ise sadece 9,9 milyon TL ayırabildi. Cumhurbaşkanlığı, Saray’a yakın sanatçıların konserlerine 30 milyon lira harcamıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Yandaş müteahhitlere verilen milyarlık ihaleler TBMM gündeminde

AKP iktidarının ihaleleri istediği firmalara verdiğine dikkat çeken CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, son beş yılda ihale bedeli 100 milyon TL’nin üzerinde olan yapım ihalelerinin verildiği yandaş firmaları TBMM gündemine taşıdı.

BOLD – CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesinde, son beş yılda ihale bedeli 100 milyon TL’nin üzerinde olan yapım ihalelerinin önemli kısmının beş inşaat şirketine verildiğine dikkat çekti. Özel, bu ihalelerin bedelinin daha sonra artırılarak kamunun zarara sokulduğunun altını çizdi.

ON MİLYARLARCA LİRALIK İHALELER ALDILAR

CHP Grup Başkanvekili Özel, TBMM Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesinde ihale listesinde yer alan şirketlerin iktidara yakınlıkları nedeniyle kamuoyuna oldukça tanıdık geldiklerini belirtti. Bu firmalara rekabeti ortadan kaldıran pazarlık usulü ile verildiğini hatırlatan Özel, “2016- Haziran 2020 arasında Kalyon İnşaat 24 milyar liralık, Kolin İnşaat 21,7 milyar liralık, Cengiz İnşaat 19,4 milyar liralık, Makyol İnşaat 12,3 milyar liralık. Özgün Yapı 12,3 milyar liralık ihaleyi tek başlarına ya da birbirleriyle oluşturdukları ortaklıklar aracılığıyla üstlendiler” dedi.

SÖZLEŞME BEDELİNDEN FAZLA ARTIŞ YAPILIYOR

Projelerin harcamaları konusunda yeterince bilgi verilmediği ve hazırlanan denetim raporlarının da sansürlendikten sonra sunulduğunu belirten Özel, “Rekabeti ortadan kaldırdığı için zaten yüksek bedellerle sözleşme imzalanan bu projelerde sonraki yıllarda da önemli miktarlarda keşif artışlarına gidildiği ifade edilmektedir. Bazı projelerde yüzde 100 oranında keşfi artışına gidildiği, diğer bir ifadeyle sözleşme bedelinin bir katından fazla ödeme yapıldığı iddiaları bulunmaktadır” dedi.

SAYIŞTAY GÖREVİNİ YERİNE GETİREMİYOR, MECLİS ARAŞTIRSIN

Kamu ihaleleriyle ilgili olarak gündemde bulunan iddiaların araştırılmasının TBMM’nin bir görevi olduğunu söyleyen Özel, “Sayıştayın bu görevini gerektiği gibi yerine getirmemesi nedeniyle kamu zararları katlanarak artmaktadır. Bu nedenle TBMM’nin kamu ihaleleri konusunda millet adına bir araştırma yapması zorunludur” ifadelerini kullandı.

AKP Kenter Tiyatrosu için komisyonda onay verdi Genel Kurulda karşı çıktı

medyabold
Devamını Oku »

Iran vows to ‘deal decisively’ with further protests

Iran promised on Friday to deal “decisively” with further protests over economic hardship, a day after security forces fired teargas to disperse demonstrators in the southwestern city of Behbahan.

Iran’s clerical rulers have tried to prevent a revival of last November’s anti-government protests when over 1,000 people are believed to have been killed in the deadliest street violence since the 1979 Islamic revolution. Tehran says 225 people were killed, including members of the security forces.

On Tuesday, the judiciary said the death sentences of three men involved in that unrest had been upheld, sparking a surge of online protests.

In a statement on Friday, the police urged people to “vigilantly refrain from any gathering that could provide a pretext for the counter-revolutionary movement”, accusing “enemies” of whipping up discontent.

“The police force has an inherent and legal duty to deal decisively with these desperate moves,” the statement added.

Videos posted on social media from inside Iran on Thursday showed protesters chanting, “Fear not, fear not, we are in this together!”. Some chanted slogans against top officials.

Videos posted on Twitter showed a heavy presence of security forces in several cities. Reuters was unable to verify the videos or reports of arrests.

“People are angry. The economy is so bad that we cannot survive,” an Iranian man said by phone from Tehran on Thursday, asking not to be named due to security concerns.

Last year’s unrest began with protests over economic hardship but turned political, with demonstrators demanding top officials step down.

The economy, already hard hit by U.S. sanctions that have choked off its oil exports, has deteriorated further in recent months as a result of the coronavirus crisis.

There were calls on social media for demonstrations across the country on Friday to protest against the three death sentences.

Iran has consistently blamed the United States and Israel for domestic unrest.

Reuters

Protests erupt in Iran over shooting of Ukrainian passenger jet 

The post Iran vows to ‘deal decisively’ with further protests appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/07/18/iran-vows-to-deal-decisively-with-further-protests/
Devamını Oku »

Young Gazans sell recycled cloth bags to challenge plastic

Dismayed by the plastic bags piling up in the Gaza Strip, a group of young Palestinians is recycling discarded fabric into reusable totes to clamp down on waste and protect the environment.

Their cloth bags – painted with colorful characters and slogans including “NOT PLASTIC – FANTASTIC” sell for 25 shekels ($7), more than the average daily wage in the territory.

But the four entrepreneurs behind the “Gaza bags” scheme say they have also given many away and shared instructions so people can make their own at home.

“We can make bags that are environmentally friendly, from any piece of cloth around the house – an old T-shirt, for example,” said Ahmad al-Madhoun, who oversees the project, a partnership with the German Agency for International Cooperation.

The scheme says it is hoping to provide an alternative to the rolls of free, single-use bags that line the aisles of Gaza’s produce markets. Customers can end up with dozens of them at the end of a single shopping trip.

Ultimately it wants to raise awareness and stop waste plastic piling up in streets and landfill – a prospect not welcomed by everyone in the territory.

Every day, thousands of other young Palestinians head out to collect plastic waste at garbage dumps, load it onto donkey carts and rickshaws and sell it on to firms who recycle it for industrial use. Each 10 kg sells for five shekels.

“Many young people depend on (plastic scavenging) amid the difficult economic conditions,” said Khalil Al-Ramlawi, who owns one of the plastic recycling factories.

“It is very hard for people to stop using plastic,” he added. “It is available and at cheaper prices than cloth.”

Reuters

On World Refugee Day, Palestinians try to scrape by in Gaza

The post Young Gazans sell recycled cloth bags to challenge plastic appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/07/18/young-gazans-sell-recycled-cloth-bags-to-challenge-plastic/
Devamını Oku »

Rouhani says 25 million Iranians infected with COVID-19

Iran’s President Hassan Rouhani said on Saturday that 25 million Iranians have been infected with the coronavirus and that another 35 million are at risk of acquiring it.

The figures, which Rouhani said were based on a new Health Ministry report, are far higher Iran’s official toll of 269,440 infected. Rouhani in a televised speech did not address the discrepancy.

Iran, with a population of more than 80 million, has been the Middle East country hardest hit by the epidemic.

“Our estimate is that as of now 25 million Iranians have been infected with this virus and about 14,000 have lost their dear lives,” Rouhani said in the speech.

“There is the possibility that between 30 and 35 million other people will be at risk,” he said.

“In total, more than 200,000 people have been hospitalized,” he said.

The Health Ministry on Friday said 13,791 people had died from COVID-19.

Reuters

More Yemeni children face malnutrition amid aid shortage, coronavirus

The post Rouhani says 25 million Iranians infected with COVID-19 appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/07/18/rouhani-says-25-million-iranians-infected-with-covid-19/
Devamını Oku »

Pandemi LGS’de başarıyı olumsuz etkiledi

42 kentten 181 öğrencinin tam puan aldığı LGS’de başarı geçen yıla göre düştü. Öğrenciler fen bilimleri testi dışında geçen yıla göre gerilerken bu durum salgın önlemlerinin etkisi olarak yorumlandı.

BOLD – Liselere Geçiş Sınavı (LGS) sonuçları, öğrencilerin fen bilimleri testi dışında geçen yıla göre geriye gittiğini gösterdi. Bu durum Milli Eğitim Bakanlığının raporunda da “2019 merkezi sınavda daha yüksek doğru cevap sayısı ortalamalarının görüldüğü Türkçe, matematik, yabancı dil ve İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük alt testlerinde 2020 yılında düşüş olmuştur” diye yer aldı.

PANDEMİ NEDENİYLE ÖĞRENCİLER HAZIRLANAMADI

Cumhuriyet’ten Figen Atalay’a konuşan Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, salgının sınava girecek öğrencileri derinden etkilediğini vurgulayarak, “LGS’ye katılacak öğrencilerin büyük çoğunluğunun sınav süreci hazırlığı hızlandırdığı dönem, okulların ikinci dönemidir. Birçok öğrencimiz, kendini yetersiz ve eksik gördüğü konu ve dersler için ikinci dönemde başta okullardaki yetiştirme kursları olmak üzere, özel dersler de alarak bu açığını kapatma planlaması içinde olmaktadır. Tüm bu olanaklar pandemi yasakları ve tedbirleri nedeniyle yapılamamıştır” dedi.

SINAVIN ÖNE ÇEKİLMESİ ÖĞRENCİLERİ OLUMSUZ ETKİLEDİ

Sınav tarihinin önce temmuz ayına sonra sınava kısa süre kala haziran ayına çekilmesinin öğrencileri olumsuz etkilediğinin altını çizen Yıldırım, “Sınav salonları ve önlemlerin yetersiz kalacağı endişesi de öğrencileri sınav günü strese sokmuştur. Sınav sırasında ‘Kovid-19 bulaşır’ endişesi içinde olan öğrenciler sorulara odaklanma sorunu yaşamıştır” dedi.

İTİRAZLARA RAĞMEN SINAV SALGIN DÖNEMİNDE YAPILDI

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan da “Öğrencilerin LGS’de başarı ortalamasının düşüklüğünün en temel nedeni; sınavın öğrencilerin, velilerin, eğitim emekçilerinin kaygılarına ve itirazlarına rağmen salgın döneminde yapılması ve uzaktan eğitim sürecinde yüz yüze eğitimdeki eşitsizliklerin daha da derinleşmesinden kaynaklıdır. Uzaktan eğitim sırasında gerekli cihazlar ve olanaklar devlet tarafından ücretsiz ve yeterli içerikte sağlanmamış, başta yoksul aileler olmak üzere dezavantajlı çocuklar sınava eşitsiz koşullarda hazırlanmak zorunda bırakılmıştır” dedi.

SORU ÇÖZME ORTALAMALARI DA DÜŞTÜ

Eğitim uzmanı Alaattin Dinçer ise “2019’da doğru soru çözme ortalamalarının toplamı 45.17 olurken 2020’nin ortalaması 40.01 oldu. Arada 5.16’lık bir fark var” dedi. Fen bilimleri dışındaki derslerde azımsanmayacak oranda düşüşler yaşandığına dikkat çeken Dinçer, “Ortaokul düzeyinde politik arka plan oluşturma adına 2012-13 öğretim yılında getirilen 4+4+4’lük okul türleri yıllarının 8 yılın sonunda yapılan LGS sonuçlarına bakarak başarısız olduğunu söyleyebiliriz. Bu sonuçlar bize 4 yıllık temel eğitimin yeterli olmadığını gösteriyor” dedi.

AKP Kenter Tiyatrosu için komisyonda onay verdi Genel Kurulda karşı çıktı

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li avukatlar çoklu baro için 2 bin avukatı bulamadı

Çoklu baro değişikliğinin yürürlüğe girmesinin ardından yeni baro kurmak için harekete geçen AKP’li avukatlar bin 700 imza toplayabildi. Kalan sayı kamu avukatları ile tamamlanacak.

BOLD –  İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, yeni baro kurmak isteyenlerin 2 bin sayısına ulaşabilmek için kamu avukatlarını kıskaca alabileceğini belirtti.

AKP ve MHP oylarıyla kanunlaşan “çoklu baro” düzenlemesi yürürlüğe girdikten sonra avukat sayısı 5 bini geçen İstanbul, Ankara ve İzmir’de yeni baro kurma çalışmaları başladı. Edinilen bilgiye göre 46 bin 52 üyesi olan İstanbul Barosunda, AKP’ye yakın avukatlar yeni baro kurmak için imza toplamaya başladı. Ancak son dönemde yargıda yaşanan AKP içindeki Pelikan oluşumu ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ü destekleyenler arasındaki çekişmenin yeni baro kurma girişimine de yansıdığı iddia ediliyor.

Duvar Gazetenin haberine göre, yaşanan bölünmede baro kurmak için gerekli 2 bin avukat sayısına ulaşamayan grubun şu ana kadar ancak bin 700 civarında imza toplayabildiği öne sürüldü. İmzayı tamamlamak isteyen grubun, kalan sayıyı kamu avukatlarından tamamlamayı hedeflediği konuşuluyor.

KAMU AVUKATLARINDAN TAMAMLAYACAKLAR

Avukatlık Kanununa göre kamu kurumlarında görev yapan avukatların baroya kayıt yaptırma zorunluluğu bulunmuyordu. Ancak son yapılan yasal değişiklik ile 5 bin avukat bulunan illerde 2 bin avukatla yeni baro kurulurken, bu sayıların hesaplamasına kamu avukatları da dahil edildi. Durakoğlu, bu değişiklik sonrası AKP’nin yeterli sayıya için kamu avukatlarını kıskaca alabileceğini belirterek, “2 bin sayısını kamu avukatlarıyla tamamlama derdindeler. Bu da kamu avukatları üzerinde baskı oluşturma gibi bir duruma neden olabilir. Bağımsız yargının yok edildiği gibi bağımsız savunma da yok edilmek isteniyor” ifadesini kullandı.

YAPAY BARO DOĞRU DEĞİL

Muhalif avukatların da TBB’de delege sayısını artırmak için baro kurabileceği iddialarıyla ilgili Durakoğlu, “4 tane daha delegem olacak diye baro bölmenin bir anlamı yok. Böyle bir işe girişmem, girişenlere de engel olurum. Sırf delege elde etmek adına yapay bir baro kurulmasını doğru bulmuyorum” dedi.

Demirtaş: “Bırakın, yandaşlar ana barodan ayrılsın ve marjinalleşsin” 

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın eski başyaveri Ali Yazıcı’ya ağırlaştırılmış müebbet

Cumhurbaşkanı eski Başyaveri Albay Ali Yazıcı, ‘Cumhurbaşkanına suikast’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yazıcı hakkında daha önce yardım suçundan verilen 18 yıl hapis cezası bozulmuştu.

BOLD – 15 Temmuz’un karanlık olaylarında yer alan Marmaris’te AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a suikast iddiasıyla yeniden yapılan yargılamada karar açıklandı.

 

Yargıtay 16. Ceza Dairesince haklarındaki kararın bozulması üzerine eski başyaver Ali Yazıcı, eski Yarbay Hüseyin Yılmaz ve eski Albay Cenk Bahadır Avcı’nın Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Mahkeme, Yazıcı’yı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, Avcı’yı ise ‘Anayasayı ihlalden’ 13 yıl 4 ay hapse çarptırdı. Eski Yarbay Hüseyin Yılmaz. Yılmaz hakkında verilen beraat kararı bozulurken, dosyasının Akıncı Üssü’ndeki dava ile birleştirilmesine karar verildi.

Kararın ardından konuşan Cumhurbaşkanlığı Avukatı Halit Çokan, “Kararların milletimiz, demokrasi ve devletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Demokratik düzene karşı kötü niyet besleyenlere karşı caydırıcı etki ve sonuç doğurur” dedi.

Bedelli askerlik yapan AKP Milletvekili Yüksel TBMM İçişleri Komisyonuna seçildi

medyabold
Devamını Oku »

Büyükşehir belediyelerini kaybeden AKP, AVM rantını ilçe belediyelerine verdi

Ankara ve İstanbul belediyelerini kaybeden AKP, büyükşehirlerdeki rantı ilgilendiren önemli bir değişiklik yaptı. Ticaret Bakanlığı, büyükşehir belediyelerindeki AVM’lerin ruhsat yetkilerini ilçe belediyelerine verdi.

BOLD – Ticaret Bakanlığı, Alışveriş Merkezleri Hakkında Yönetmelikte değişiklik yaptı. Büyükşehir olan yerlerde ilçe belediyelerinin mülkiyetinde ve sınırları içinde bulunan arsa üzerine inşa edilen ve konut sayısı iş yeri sayısından fazla olan karma projelerde yapı ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi, iş yeri açma, çalışma ruhsatını verme, değiştirme ve yenileme yetkisi ilçe belediyesine verildi.

Değişikliğe göre bu yetki, büyükşehir belediyesi tarafından değil, ilçe belediyeleri tarafından verilecek. Yönetmelikte yapılan bir diğer değişiklikle de Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Yasaya aykırı işlemlerde idari para cezalarını uygulama yetkisi tamamen Ticaret Bakanlığına verildi. Bakanlık, bu yetkisini il müdürlüklerine devredebilecek. Bakanlık projede alışveriş merkezi ile birlikte başka yapıların bulunması projenin niteliğini değiştirebilecek.

Geçinemeyen vatandaş krediye sarıldı

medyabold
Devamını Oku »

AKP Kenter Tiyatrosu için komisyonda onay verdi Genel Kurulda karşı çıktı

Ekrem İmamoğlu, Yıldız Kenter’in mirası Kenter Tiyatrosu’nu satın alarak Şehir Tiyatroları bünyesine katmak istedi. Ancak AKP grubu, komisyonda onay verdiği teklife genel kurulda karşı çıktı.

BOLD – İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçen yıl hayatını kaybeden usta tiyatrocu Yıldız Kenter’in cenaze töreninde belediye olarak Kenter Tiyatrosu’nu satın alacaklarını açıkladı. İmamoğlu, verdiği sözü tuttu ve dünkü İBB Meclis toplantısında oy çokluğu ile Kenter Tiyatrosu’nun İBB tarafından satın alınmasına karar verildi. Kenter Tiyatrosu’nun İBB tarafından satın alınıp Şehir Tiyatroları çatısı altında faaliyet göstermesine ilişkin teklife AKP Grubu komisyonda onay verdi. Ancak AKP’liler Genel Kurulda geri adım atarak teklifi onaylamadı.

NEDİN SABAN’DAN TEŞEKKÜR!

Yıllarca Kenter Tiyatrosu’nda sahne alan Tiyatrocu Nedim Saban, kararın ardından yaptığı paylaşımla Ekrem İmamoğlu’na teşekkür etti. Saban, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Güne muhteşem bir haberle başlayalım. Ekrem İmamoglu, Yıldız Kenter’in cenazesinde verdiği sözü tuttu ve İstanbul’un en önemli tarihi kazanımlarından biri olan Kenter Tiyatrosu İBB tarafından satın alındı. Bir hazineye sahip çıkılmış oldu, tiyatrosever olarak minnettarım” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Rezervi alarm veren Merkez Bankası piyasadan 9,2 milyar dolar çekecek

Brüt rezervi 50 milyar doların altına gerileyen Merkez Bankası, mart ayında piyasaya verdiği likiditenin bir kısmını geri çekecek. Yabancı para zorunlu karşılık oranlarını tüm bankalar için 300 baz puan artıran banka, bu hamleyle 9,2 milyar dolar elde edecek.

BOLD – Merkez Bankası (TCMB), yabancı para zorunlu karşılık oranlarını tüm bankalar için tüm yükümlülük türlerinde ve vade dilimlerinde 300 baz puan artırdı. Bu hamleyle Merkez Bankası piyasadan 9.2 milyar dolar çekip brüt rezervlere ekleyecek.

BRÜT REZERV 50 MİLYAR DOLARIN ALTINA İNMİŞTİ

TCMB, bankalardaki mevduatın belirli bir kısmını “zorunlu karşılık” olarak TCMB’de tutuyor. Yabancı para zorunlu karşılıklar, TCMB brüt rezervi kalemleri arasında yer alıyor. Mevduatın ne kadarının zorunlu karşılık olarak tutulacağına ilişkin oranlar TCMB tarafından dönem dönem değiştiriliyor. 10 Temmuz 2020 itibarıyla TCMB’nin 40,4 milyar dolar değerinde altın, 49,6 milyar dolar değerinde döviz rezervi bulunuyor.

PİYASALARA 14.3 MİLYAR DOLAR VERİLMİŞTİ

Bankadan yapılan açıklamada Kovid-19 salgınının olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla 17 Mart tarihinde açıklanan tedbirler çerçevesinde bankaların yabancı para zorunlu karşılık oranlarının 500 baz puan indirildiği hatırlatılarak, “5,1 milyar ABD doları karşılığı likidite serbest bırakılmıştı. Buna ek olarak, reel kredi büyüme koşullarını ilk defa sağlayan bankalara yaklaşık 9,2 milyar ABD doları karşılığı likidite verilmiş, böylece bankacılık sistemine toplam 14,3 milyar ABD doları karşılığı likidite sağlanmıştı” denildi.

9.2 MİLYAR DOLAR BEKLENİYOR

Normalleşme sürecinin bir parçası olarak, finansal istikrarın desteklenmesi amacıyla, yabancı para zorunlu karşılık oranlarının tüm bankalar için 300 baz puan artırılmasına karar verildiği hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Alınan bu kararla, piyasadan yaklaşık 9,2 milyar ABD doları tutarında döviz ve altın cinsinden likidite çekilmesi beklenmektedir. Söz konusu değişiklik, tesisi 24 Temmuz 2020 tarihinde başlayacak olan 10 Temmuz 2020 tarihli yükümlülük döneminden itibaren geçerli olacaktır.”

Kaftancıoğlu: Bu ülkeyi ‘yandaş müteahhitler cumhuriyeti’ olmaktan çıkaracağız

medyabold
Devamını Oku »

Amerikalılara ilham veren efsanevi isim John Lewis hayata veda etti

Donald Trump’ı meşru bir başkan olarak görmediğini dile getiren ABD’nin efsanevi insan hakları aktivisti John Lewis 80 yaşında hayata veda etti.

BOLD – ABD’de 1960’lı yıllardaki insan hakları eylemlerinin simge isimlerinden birisi olarak tanınan John Lewis yaşamını yitirdi. 80 yaşındaki Lewis, ABD’de 1960’lı yıllara damga vuran insan hakları eylemlerinin liderleri olarak gösterilen ‘Büyük Altılı’dan (Big Six) biriydi. Martin Luther King Jr’ın başını çektiği ekip, 1963’te tarihi ‘İş ve Özgürlük için Washington’ eylemlerine imza atmıştı. Söz konusu eylemlerde Martin Luther King Jr, ‘Bir Hayalim Var’ (I Have A Dream) konuşmasını yapmıştı.

Demokrat Parti’de siyasi kariyerini sürdüren Lewis, 1987’den bu yana Temsilciler Meclisi üyesiydi. Aralık 2019’da dördüncü evre pankreas kanseri olduğunu açıklayan Lewis, “Neredeyse tüm hayatım boyunca özgürlük, eşitlik ve insan hakları için mücadelede bulundum. Şu anda içinde olduğum mücadeleyle ise hiç karşılaşmadım” demişti.

İLHAM KAYNAĞIYDI

Lewis’in ölümünün ardından ABD eski Başkanı Barack Obama, “Ülkesini o kadar çok sevdi ki bu uğurda hayatını riske attı. Yıllar boyunca yalnızca kendini özgürlük ve adalete adamakla kalmadı, arkasından gelen jenerasyonlara da ilham verdi” açıklaması yaptı.

Martin Luther King Jr’ın oğlu, Martin Luther King III de “John Lewis sessizlerin sesi oldu. Oy vermenin şiddete başvurmadan en güçlü araç olduğunu hatırlattı. Kalbimiz onun dostluğu olmadan boş kalacak ama artık özgür olduğunu bilerek huzur bulacağız” diye konuştu.

Martin Luther King Jr.’ın kızı Bernice King ise, “Elveda… Tanrıya ve insanlığa çok iyi hizmet ettiniz. Teşekkür ederiz. Rahat uyuyun” dedi.

ABD eski Başkanı Bill Clinton ve eşi eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise Lewis için ortak açıklama yaptı. Clinton çifti, “John Lewis, ABD’ye eşitlik ve adalet sağlamak için her şeyini verdi. Bize mükemmel bir birlik inşa etmemiz için alan yarattı” ifadelerini kullandı.

MEŞRU BAŞKAN OLARAK GÖRMÜYORDU

2011’de dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından ülkenin en yüksek sivil ödülü olan ‘Başkanlık Özgürlük Madalyası’ verilen Lewis, Donald Trump’ı da en sert eleştiren isimlerden biriydi. Trump’ı meşru bir başkan olarak görmediğini söyleyen Lewis, buna gerekçe olarak Rusya’nın seçimlere olan müdahalesini savunuyordu. ABD Başkanı Donald Trump ise Lewis’i ‘yalnızca konuşup bir icraatı olmamakla’ suçlayınca, kendi partisi içinden de eleştirilerin hedefi olmuştu.

medyabold
Devamını Oku »

Kaftancıoğlu: Bu ülkeyi ‘yandaş müteahhitler cumhuriyeti’ olmaktan çıkaracağız

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, siyasetin görevinin herkese ait yeni bir kamusallık inşa etmek olduğunu belirtti. “Bu ülkeyi “yandaş müteahhitler cumhuriyeti” olmaktan çıkaracağız” dedi.

BOLD – Cumhuriyet gazetesine yazı yazan Canan Kaftancıoğlu, “Bu böyle gitmeyecek. İşçilerin, işsizlerin, güvencesizlerin sahipsiz hissetmedikleri bir Cumhuriyet inşa edeceğiz. Şimdi İstanbul’dan başlattığımız iktidar yürüyüşünü merkezi iktidarı alarak taçlandırmanın vaktidir” ifadesini kullandı.

Türkiye’de zenginle fakir arasındaki farkın giderek arttığını kaydeden Kaftancıoğlu, “Birilerinin servetlerini katladıkları, diğerlerinin ise daha da yoksullaştıkları bir düzen, ancak cebirle ve korku salarak sürdürülebilirdi. Başkanlık rejimi, OHAL’ler, KHK’ler bunun için getirildi” dedi.

Kaftancıoğlu, yazısında şunları belirtti:

“Ülkemiz de benzer konumdaki ülkeler gibi ahbap çavuş kapitalizminin yıkıcılığından nasibini aldı. Yoksul daha yoksul oldu, işsizlik arttı, ahlaki çöküntü katmerleşerek yoğunlaştı. Siyasal İslamcı iktidarla birlikte ekmek daha da küçülürken insanlarımızın gelecekle ilgili beklentileri ipotek altına alınarak karartıldı.

Daha fazla “Milli Güvenlik Devleti” istiyorlar. Özgürlüklerimizi adım adım kırparak, ahbap-çavuş kapitalizmini eleştirme ve dönüştürme mekanizmalarımızı yok etmeye çalışıyorlar. Buna yanıtımız, tüm gezegende daha fazla “Sosyal Güvenlik Devleti” olmalıdır.

SİYASAL İSLAMCI İKTİDARLA EKMEK DAHA DA KÜÇÜLDÜ

Ülkemiz de benzer konumdaki ülkeler gibi ahbap-çavuş kapitalizminin yıkıcılığından nasibini aldı. Tüm dünyada kamusal ahlaka ve kamusal insana yönelik saldırı, bizim coğrafyamızı da tarumar etti. Üstelik ahbap-çavuş kapitalizmine İslamcılık üzerinden taze kan sunanlar mevcut düzeni daha eşitsiz, daha baskıcı ve daha adaletsiz bir rejim haline getirdiler. Kul hakkını dilinden düşürmeyenlerin iktidarında; zenginlere yeni yandaş zenginler eklendi, yoksul daha yoksul oldu, işsizlik arttı, ahlaki çöküntü katmerleşerek yoğunlaştı. Siyasal İslamcı iktidarla birlikte ekmek daha da küçülürken insanlarımızın gelecekle ilgili beklentileri ipotek altına alınarak karartıldı.

BU BÖYLE GİTMEYECEK

Bu böyle gitmeyecek fakat. Bu topraklarda kök salmış olan aydınlık birikim, kendisini yeni bir kamusallık üzerinden inşa ederek dayatılan karanlığın üstesinden gelecek. İşçilerin, işsizlerin, güvencesizlerin sahipsiz hissetmedikleri bir Cumhuriyet inşa edeceğiz. Bu ülkeyi “yandaş müteahhitler cumhuriyeti” olmaktan çıkaracağız.

HAYALLERİMİZ VAR

Derdimiz tasamız eşitlikçi, özgürlükçü bir hayat. Hayallerimiz var. Demokratik bir anayasa yaparak güçlendirilmiş parlamenter sistemi kurmayı elbette istiyoruz ama hayallerimiz bunun da ötesini; refahın hakça bölüşüldüğü, kalıcı barışın tesis edildiği, hiç kimsenin siyasi görüşü, etnik kökeni, dini inancı nedeniyle dışlanmadığı bir kamusallığı işaret ediyor. Muktedirlerin kamusu değil, ayrımsız herkesi kapsayan, koruyan bir kamu. Eşitlik, özgürlük ve adalet üzerinde serpilip gelişen yeni bir hayat, yeni bir kamusallık. Kula kulluk etmeyen, onurlu çocukların omuzları üzerinde yükselen bir ülke. ‘Biz mevsiminin’ yaşanacağı bizim ülkemiz. Budur ol hikâyet, budur bizim büyük hakikatımız!”

HDP Milletvekili Tuma Çelik istifa etti: Bir kadın iftiralarda bulunarak şantajlara başladı

medyabold
Devamını Oku »

17 kente yayılmış kumar çetesine baskın: 52 gözaltı

Ankara merkezli, 17 ilde eş zamanlı düzenlenen operasyonda yasa dışı bahis oynatarak yıllık 96 milyon lira haksız kazanç elde ettikleri belirlenen 52 kişi gözaltına alındı. Polis 5 milyon liraya el koydu.

BOLD – Ankara başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Ankara Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yasa dışı bahis oynatan suç örgütüne yönelik 17 ilde eş zamanlı operasyon yaptı.

52 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Operasyonlarda gözaltı kararı verilen 62 şüpheliden 52’si yakalandı. Gözaltına alınan şüphelilerin ev ve iş yerlerindeki aramalarda çok sayıda suça konu dijital materyaller ile dokümanlara el konuldu. Firarilerin yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

PARA BITCOIN’E DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ

Gözaltına alınanlar tarafından para transferlerinde kullanılan elektronik para hesaplarının tamamının üçüncü kişilere ait sahte hesaplar olduğu, söz konusu hesapların bir kısmının açıldığından sahiplerinin haberdar olmadığı belirlendi. Sahte hesaplar üzerinden toplanan yasa dışı bahisten kazanılan paraların, Bitcoin hesabına dönüştürülerek Kıbrıs bağlantılı banka hesaplarına aktarıldığı tespit edildi.

YILLIK KAZANÇLARI 96 MİLYON LİRA

Şebeke üyelerinin tespit edilen hesaplarında yapılan incelemede yıllık kazançlarının yaklaşık 96 milyon lira olduğu belirlendi. Operasyon kapsamında gözaltına alınanlardan organizatör olduğu tespit edilen 9 şüpheli Ankara’ya götürülürken, şüphelilerin yaklaşık 5 milyon lira değerindeki mal varlığına el konulmasına yönelik çalışmalar başlatıldı.

Kaftancıoğlu: Bu ülkeyi ‘yandaş müteahhitler cumhuriyeti’ olmaktan çıkaracağız

medyabold
Devamını Oku »

Bedelli askerlik yapan AKP Milletvekili Yüksel TBMM İçişleri Komisyonuna seçildi

35 bin lira ödeyip kısa dönem bedelli askerlik için kışlaya giden 26 yaşındaki AKP Gaziantep Milletvekili Müslüm Yüksel, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 16 oy alarak Meclis İçişleri Komisyonuna katip üye seçildi.

BOLD – TBMM’de 27. Dönem 2. Yasama yılı komisyon seçimleri kapsamında İçişleri Komisyonunda gerçekleştirilen Başkanlık Divanı seçiminde Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç kullanılan 26 oydan 16 oyu alarak Meclis İçişleri Komisyon Başkanı seçildi. Şu an bedelli askerlik yapan AKP Gaziantep Milletvekili Müslüm Yüksel ise, 16 oy alarak yeninden Meclis İçişleri Komisyonuna katip üye seçildi.

ASKERLERİN SEÇİLME HAKLARI BULUNMUYOR

Sözcü’den Veli Toprak’ın haberine göre, Anayasa hükmü gereği silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler oy kullanamıyor. Seçilme hakları da bulunmuyor. Oy kullanma ve seçilme hakkı olmayan bir kişinin, TBMM’de seçimle göreve gelmesinin hukuki boyutu tartışılıyor. 2018 yılında 24 yaşında iken milletvekili seçilen AKP’li Yüksel, geçtiğimiz günlerde bedelli askerlik uygulamasından yararlanmak amacıyla 35 bin 54 lira ödeme yapmış ve 30 günlük vatani görevini yapmaya başlamıştı.

AKP’nin gasp ettiği medya kuruluşlarının lisans ve malzemeleri TMSF tarafından satılıyor

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan, 15 Temmuz’la ilgili ‘kaçtı’ diye suçladığı Kılıçdaroğlu’na telefon açıp teşekkür etmiş

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 15 Temmuz gecesi Kemal Kılıçdaroğlu’nu arayarak teşekkür ettiğini söyledi.

BOLD – Erdoğan, 15 Temmuz gecesiyle ilgili konuşmalarında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu darbeye karşı direnmeyip kaçmakla suçluyordu. CHP’li Özel, Halk TV’de katıldığı “Taksim Meydanı” programında 15 Temmuz gecesine dair açıklamalarda bulundu. Özel canlı yayında, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 15 Temmuz gecesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu arayarak hem Kılıçdaroğlu’na hem de darbe girişimi sırasında Meclise giden CHP Milletvekillerine teşekkür ettiğini açıkladı. AKP eski Milletvekili Hüseyin Kocabıyık’ın 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT stüdyosunda canlı yayında CHP’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ettiği görüntüler 4 yıl sonra ortaya çıkmıştı.

AKP’nin gasp ettiği medya kuruluşlarının lisans ve malzemeleri TMSF tarafından satılıyor

medyabold
Devamını Oku »

Demirtaş: “Bırakın, yandaşlar ana barodan ayrılsın ve marjinalleşsin” 

Tutuklu muhalif lider Selahattin Demirtaş, AKP ve MHP’nin birlikte hazırladıkları çoklu baro yasasını yorumladı: “Bırakın, yandaşlar ana barodan ayrılsın ve marjinalleşsinler.”

BOLD – Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutulan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, iktidarın çoklu baro düzenlemesini ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Alman Deutsche Welle’den Banu Güven’in aktardığına göre Demirtaş, AKP’nin bu tür yasal düzenlemelerle toplumun her kesimi üzerinde kontrol sağlamak, hatta sandık başında oy güvenliği için bulunan avukatları da saf dışı bırakmak istediğini belirtti.

Demirtaş şu ifadeleri kullandı:

  • İktidarın yasama, yürütme ve yargıyı tek elde toplaması, ve hatta tek kişide birleştirmesi otoriter rejimlerin devamı için yeterli değildir. Bunun yanında medya, sivil toplum, sendikalar, sosyal medya platformları, meslek örgütleri gibi yapıları da tümüyle denetim altına alması gerekir. Aksi takdirde otoriter rejim varlığını sürdüremez ve seçimlerde etkili olamaz. Baro düzenlemesi bu açıdan hem yargıyı kontrol altına almak hem de bir sivil toplum ve meslek örgütü olan baroların toplum adına dile getirdikleri itirazları susturmak amaçlıdır. Ancak avukatlar ve barolar direnmeye devam ettiği müddetçe, bu değişikliğin fiiliyatta pek karşılığı olmayacaktır.
  • Önümüzdeki seçimlerde seçim güvenliği açısından baroların sandıklara ve il ve ilçe seçim kurullarına yaptıkları avukat görevlendirmelerini kontrol etmeye çalışabilirler. Barolarda kontrolü sağlayarak ‘yandaş avukatlar’ dışındaki avukatların oy kullanma ve sayım esnasında sandık başında bulunmasını engellemeye çalışabilirler.
  • Fakat hepimiz unutmamalıyız ki bu iktidar gidicidir ve bu ucube baro yasası da AKP sonrasında mutlaka değiştirilecektir. Eminim ki nispi temsil de dikkate alınarak, avukatların sorunlarını da ِönceleyen yeni bir yasa çıkarılacaktır. Bir avukat olarak benim kişisel gِörüşüm, hiçbir avukatın kendi barosunu terk etmemesi, yeni barolar kurulması konusunda arayışa girilmemesi yönündedir. Bırakın, yandaşlar ana barodan ayrılsın ve marjinalleşsinler.
medyabold
Devamını Oku »

Geçinemeyen vatandaş krediye sarıldı

Bankaların mayıs ayı verileri, vatandaşın salgında bireysel krediye yüklendiğini ortaya koydu. Bankalara kredi borcu olanları sayısı bir ayda 428 bin kişi arttı. İlk defa ihtiyaç kredisi kullanan kişi sayısı ise 699 bin kişi oldu.

BOLD – Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezinin açıkladığı Aylık Bülten’e göre mayıs ayı sonu itibarıyla bireysel kredi borcu olan kişi sayısı, önceki aya kıyasla 428 bin kişi artarak 32 milyon 813 bine ulaştı.

VATANDAŞIN BANKALARA BORCU 680 MİLYARA ÇIKTI

Mayıs sonu itibarıyla toplam bireysel kredi borcu, önceki aya göre 15.8 milyar lira, Mayıs 2019’a göre 132 milyar lira artarak 679.4 milyar liraya çıktı. Bu kapsamda konut kredi kullanan kişi sayısı, önceki aya göre 15 bin kişi azalarak 2 milyon 475 bin oldu. Mayıs 2019’a göre 18 bin kişi arttı. Taşıt kredisi kullananlar önceki aya göre 9 bin, Mayıs 2019’a göre 159 bin azalarak 396 bin kişiye indi.

699 BİN KİŞİ İLK DEFA İHTİYAÇ KREDİSİ KULLANDI

İhtiyaç kredisi kullananlar ise önceki aya göre 661 bin, önceki yılın aynı ayına göre 2 milyon 248 bin artarak 27 milyon 294 bin kişi oldu. Verilere göre ayrıca, mayıs ayında 699 bin kişi ilk defa ihtiyaç kredisi, 43 bin kişi ilk defa kredi kartı ve 25 bin kişi ilk defa kredili mevduat hesabı kullandı.

AKP’nin gasp ettiği medya kuruluşlarının lisans ve malzemeleri TMSF tarafından satılıyor

medyabold
Devamını Oku »

HDP Milletvekili Tuma Çelik istifa etti: Bir kadın iftiralarda bulunarak şantajlara başladı

HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik, bir kadının şikâyetiyle açılan ve iftira olduğunu öne sürdüğü soruşturmadan partisinin zarar görmemesi için istifa ettiğini açıkladı.

BOLD – Çelik, açıklamasında “Bilinmelidir ki gerçekle alakası olmayan bu iddia üzerine açılan soruşturma dosyasından adil bir yargılama olması durumunda kesinlikle beraat edeceğime inanıyorum” ifadelerini kullandı.

İstifasını bir mektupla açıklayan Çelik, Süryani kimliğiyle Mecliste HDP’de siyaset yaptığını belirterek şunları kaydetti:

“TBMM bünyesinde ve halk içerisinde yaptığım çalışmalar bazı çevreleri rahatsız etmiş olacak ki, değişik biçimde ve farklı boyutta kişiliğime karşı iftiralar, suçlamalar ve tehditler geliştirildi. Bunun yanında bir kadın bana yönelik iftiralarda bulunarak şantajlara başladı. Söz konusu kadın yaptığı bu iftiraları Partime ve daha birçok yere taşıdı. Partim bu konuyu araştırmak için kadınla ve benimle defalarca görüştü.

Olayın üzerinden yaklaşık bir yıl geçtikten sonra kadın bu sefer farklı bir senaryo ile savcılığa şikâyette bulundu. Kesinlikle iftiraya dayalı bu şikâyet üzerine savcılığın hakkımda hazırladığı fezleke TBMM ulaşması sonrasında ve hiç zaman kaybedilmeden ilgili komisyonun 22.07.2020 tarihli toplantısının gündemine alındı. Yüzlerce fezlekenin bekletildiği komisyonda siyasi saiklerle gündeme alınmış olması anlatılanların yalan olduğu gerçeğini değiştirmez.

SUİSTİMAL EDİLMESİN DİYE İSTİFA KARARI ALDIM

Ortaya çıkan bu gelişmelerden sonra, olayın siyasi bir kumpasa dönüşeceği bilinciyle kamuoyunu aydınlatma ihtiyacını duydum. Bu nedenle, Partimin zarar görmemesi ve bu iddianın suiistimal edilmemesi için Partim HDP’den istifa etme kararını aldım. Bilinmelidir ki gerçekle alakası olmayan bu iddia üzerine açılan soruşturma dosyasından adil bir yargılama olması durumunda kesinlikle beraat edeceğime inanıyorum.”

HDP eşini döven Mensur Işık hakkında kesin ihraç talebiyle soruşturma başlattı

medyabold
Devamını Oku »

Merkez’in brüt rezervi 7 ayda 32 milyar dolar geriledi

Geçen yıl sonunda 81 milyar 240 milyon dolar seviyelerinde olan Merkez Bankasının brüt döviz rezervleri 10 Temmuz haftasında 49 milyar 611 milyon dolara geriledi.

BOLD – Merkez Bankasının brüt döviz rezervleri geçen hafta 1.7 milyar dolar azalarak 49.6 milyar dolara geriledi. 7 aylık gerileme ise 32 milyar dolara yaklaştı.

50 MİLYAR DOLARIN ALTINA DÜŞTÜ

Merkez Bankası tarafından açıklanan haftalık para banka verilerine göre, 10 Temmuz haftasında brüt döviz rezervi, 51 milyar 344 milyon dolardan 49 milyar 611 milyon dolara geriledi. Merkez Bankası altın rezervi ise 39 milyar 160 milyon dolardan 40 milyar 425 milyon dolara geldi. Böylece toplam rezervler ise 90 milyar 504 milyon dolardan 90 milyar 36 milyon dolara seviyesine gerilemiş oldu.

GEÇEN YIL SONUNDA 81 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNDEYDİ

Merkez Bankası brüt rezervi 13 Aralık 2013’te 115 milyar 144 milyon dolar ile tarihi zirvesini görmüştü. 2019 sonunda ise döviz rezervleri 81 milyar 240 milyon dolar seviyesindeydi. Merkez Bankasının brüt rezervi şu an 49 milyar 611 milyon dolar seviyelerinde bulunuyor.

AKP’nin gasp ettiği medya kuruluşlarının lisans ve malzemeleri TMSF tarafından satılıyor

medyabold
Devamını Oku »

Gaziantep’te HDP ve CHP’ye operasyon: 9 kişi tutuklandı

Gaziantep’te terör soruşturması kapsamında gözaltına alınan 29 kişiden, aralarında HDP İl Eşbaşkanı Musa Aydın ve CHP’li belediye meclis üyelerinin de bulunduğu 9 kişi tutuklandı.

BOLD – Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında 14 Temmuz günü 29 kişi gözaltına alınmıştı.

Soruşturmada HDP İl Eş başkanı Musa Aydın ve CHP Şehitkamil Belediyesi meclis üyeleri Hurşit Besle ile Adnan Erol’un da bulunduğu 14 kişinin Emniyet’teki sorguları tamamlandı. Sorgu işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 14 kişiye “terör örgütü üyeliği” suçlaması yöneltildi.

Gözaltına alınanlara 31 Mart yerel seçim sürecinde yürüttükleri çalışmalar, katıldıkları toplantılar, teknik ve fiziki takip, telefon kayıtlarına ilişkin sorular yöneltildi. İfadelerin tamamlanmasının ardından tutuklama talebi ile nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk edilen HDP’li Musa Aydın, CHP’li Hurşit Besle ve Adnan Erol ile birlkte 6 kişi tutuklandı. Diğer 5 kişi ise ev hapsi ve adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

AKP’nin gasp ettiği medya kuruluşlarının lisans ve malzemeleri TMSF tarafından satılıyor

medyabold
Devamını Oku »

Vatandaş güvenli liman olarak gördüğü dolara yatırım yapıyor

Vatandaş, döviz almaya devam ediyor. Son bir haftada döviz hesapları 1 milyar 260 milyon dolar arttı. Döviz hesaplarının toplam büyüklüğü 202 milyar 504 milyon doları buldu.

BOLD – Merkez Bankası tarafından açıklanan haftalık para banka istatistiklerine göre, geçtiğimiz hafta vatandaşlar döviz hesaplarına 1 milyar 260 milyon dolarlık alım yaptı. Böylece Türkiye’deki döviz hesaplarının tutarı 202 milyar 504 milyon dolara ulaştı.

HEM BİREYSEL HEM TÜZEL HESAPLAR ARTTI

Döviz hesaplarındaki artış hem bireysel hem de tüzel hesaplar tarafından gerçekleştirildi. Geçen hafta 78 milyar 777 milyon dolar olan bireysel döviz hesapları 632 milyon dolar artarak 79 milyar 409 milyon dolara yükseldi. Tüzel hesaplar ise 628 milyon dolar daha döviz alımı yaptı ve hesaplardaki döviz tutarını 123 milyar 95 milyon dolara taşıdı.

EURO HESAPLARI DA ARTTI

Döviz hesaplarındaki hareketleri yabancı para cinsinden incelendiğinde ise ABD doları ve Euro hesaplardaki artış, kıymetli maden hesaplarında ise çözülme dikkat çekiyor. ABD Doları hesaplar 682 milyon dolar artışla 114 milyar 56 milyon dolara; Euro hesapların ABD Doları cinsinden büyüklüğü ise 553 milyon dolar artışla 60 milyar 383 milyon dolara çıktı. Kıymetli maden hesabındaki döviz tutarı ise 54 milyon dolar azalışla 24 milyar 216 milyon dolar oldu.

AKP’nin gasp ettiği medya kuruluşlarının lisans ve malzemeleri TMSF tarafından satılıyor

medyabold
Devamını Oku »

Kamu bankalarında açık 10 milyar dolara yaklaştı

BDDK verilerine göre kamu bankalarının döviz cinsi varlıkları ve yükümlülükleri arasındaki fark katlanarak 10 Temmuz itibarıyla 9.74 milyar doları buldu. Sermayelerinin yüzde 30’una denk gelen net döviz açığı yüzde 20’lik yasal sınırın üzerine çıkmış durumda.

BOLD – Bankaların son dönemdeki yoğun döviz satışları alabilecekleri en yüksek döviz açık pozisyonu sınırını test ediyor. Net döviz açığı bankaların sermayelerinin yüzde 30’una kadar çıkmış durumda.

AÇIK BU YIL İKİYE KATLANDI

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) açıkladığı son verilere göre kamu mevduat bankalarının döviz cinsi varlıkları ve yükümlülükleri arasındaki fark bu yıl ikiye katlanarak 10 Temmuz itibarıyla 9.74 milyar doları buldu.

DÖVİZ AÇIĞI YASAL SINIRIN ÜZERİNDE

Kamu mevduat bankalarının yasal özkaynakları ise aynı dönem itibariyle 32.2 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Buna göre sermayelerinin yüzde 30’una denk gelen net döviz açığı yüzde 20’lik yasal sınırın üzerinde. Yılda sadece altı kez aşılmasına müsaade ediliyor.

 

AKP’nin gasp ettiği medya kuruluşlarının lisans ve malzemeleri TMSF tarafından satılıyor

medyabold
Devamını Oku »

17 Temmuz 2020 Cuma

“Putin ile Erdoğan birbirine benzediği için çözüm bulabiliyorlar”

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya lideri Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birbirlerine benzediğini, bu nedenle de çok güç durumlarda dahi beraber bir çözüm bulabildiklerini açıkladı.

BOLD – Rusya’da yayın yapan Avtoradio radyosuna röportajında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, görüşmeleri esnasında sorunları somut bir biçimde ortaya koyduğunu ve ‘gerçekten dediği şeyi kastettiğini’ belirtip daha sonra da hemen sözünü verdiği şeyi yerine getirdiğini kaydetti.

Peskov, “Putin ile Erdoğan bu bakımdan birbirlerine benziyorlar, bu nedenle de çok, çok güç ve karmaşık durumlarda dahi bir sonuç ve çözüm elde edebiliyorlar” ifadesini kullandı.

Kremlin Sözcüsü, Rusya lideri ve Türk mevkidaşının görüşmelerinde her zaman bir neticeye varılmasıyla ilgili ise, “Hem Putin hem de Erdoğan dediklerinin sorumluluğunu alıyorlar, her ikisi de durumun kontrolünü elinde tutuyor, her ikisi de belirleyici ve hızlı kararlar alabiliyorlar” dedi.

Türkiye, F-35’in resmi sitesinden de çıkarıldı

medyabold
Devamını Oku »

NASA’daki işine dönen Serkan Gölge: Türkiye’nin geleceğinden umutluyum

3 yıl boyunca hücrede tutulan NASA çalışanı Serkan Gölge, zor günlerin ardından Amerika’ya döndü ve NASA’daki görevine başladı. 15 Temmuz’un yıl dönümünde yaşadıklarını anlattı.

BOLD – Türk asıllı Amerikan vatandaşı NASA insanı adamı Serkan Gölge, Türkiye’deki darbe girişiminin ardından 4 yıl boyunca Türkiye’de haksız yere hapiste tutuldu. 40 yaşındaki bilim adamı, aralarında husumet bulunan bir akrabalarının şikayeti sonucu “ajan ve terörist” olduğu iddiasıyla tutuklanmıştı. Tüm hapis hayatını tek başına hücrede geçiren Gölge, geçtiğimiz aylarda serbest bırakılmıştı. Şimdi tekrar Houston şehrindeki evine dönen Gölge, bu hafta başında da işine yeniden başladı. Gölge, 4 yıl önce gerçekleşen darbe girişiminin yıl dönümünde yaşadıklarını Amerikan Fox Haber televizyonuna anlattı.

Amerikan Havacılık ve Uzay Kurumu NASA’da çalışan 40 yaşındaki bilim insanı, yaz tatili için gittiği Türkiye’de darbe girişimi sonrasında tutuklanmıştı. Türkiye’de bir cezaevinde yıllarca tek başına tutulan Gölge’nin serbest bırakılması için ABD Başkanı Donald Trump devreye girmişti. ABD’li yetkililer, Gölge’nin Ankara’nın ABD’ye karşı pazarlık kozu olarak tutulduğunu açıklamıştı.

Temmuz ayı başlarında başlarında Houston’daki evine dönen Gölge, ABD’de yaşanan sorunlara karşı ülkedeki özgürlük ortamının önemine dikkat çekti: “ABD’de çok fazla sorunumuz olabilir, ancak diğer birçok ülkeye kıyasla çok daha iyiyiz. Buradaki insanlar farklılıklarınız için sizi kucaklıyor; sizi nasılsanız öyle kabul ediyor.” dedi. “En çok özlediğim şey, yargılanmadan dolaşabilme özgürlüğüydü. Buradaki yasalar sizi normal olarak Türkiye’de başıma gelen şeylerden korur.” diye ekledi.

YENİDEN GÖREVİNE BAŞLADI

NASA, uzun yıllardır çalışan olan Gölge’nin sözleşmesini, Türkiye’de mahkeme süreci nedeniyle iptal etmişti. İki hafta önce ABD’ye dönebilen Gölge, bu hafta başında da yeniden işine kavuştu. NASA da, hemen Gölge ile yeniden sözleşme imzaladı. Gölge, pazartesi günü NASA’nın Johnson Uzay Merkezi ve Houston Üniversitesi’nde araştırmacı olarak yeniden göreve başladı.

“Şu anda her şey harika gidiyor, sadece harika,” diyen Gölge, “Buradaki meslektaşlarımın çoğu pazarlık kozu olarak kullanıldığımı biliyordu, beni desteklediler ve yanımda oldukları için onlara minnettarım.” şeklinde konuştu.

Gölge’nin eşi Kübra ve 4 ile 10 yaşlarındaki iki oğulları da yaşananlardan etkilendi. Onlara da Türkiye’den ayrılma yasağı getirildi. 4 yıl boyunca Türkiye’de kaldılar. Şimdi ailecek Houston’daki evlerine dönen Gölge, yaşananlardan en çok çocuklarının etkilendiğinden yakındı. “ben hapse girdiğimde küçük oğlum sadece bir bebekti; beni tanımıyordu. Bazen eşim onu hapishaneye getirirdi, ama neler olduğunu anlamıyordu. Hapisten çıkınca çocuklarıma olabildiğince çok zaman ayırdım, yavaş yavaş bana alışmaya başladılar ”dedi. Gölge, çocuklarının yaşadığı kayıpların telafisinin çok zaman alacağının altını çizdi.

Hapse girdiğinde 6 yaşında olan Gölge’nin büyük oğlu ise başlarına gelenleri anlamakta zorlanıyor: “Büyük oğlum bu korkunç şeyin neden bana ve bize yaşatıldığını anlamıyor. Neden Türkiye’de başımıza böyle şeyler geldiğini çözemiyor. Hükümetin neden insanları rastgele tutukladığını anlatıyor. Çünkü ben de o masum insanlardan biriydim.”

Gölge’nin başında gelen felaket, Temmuz 2016’da düzenlenen başarısız darbeden bir hafta sonra başladı. Türkiye’de akrabalarını görmek için ailesiyle Türkiye’yde tatile gitmiş, ancak beklenmedik bir şekilde aniden tutuklanmıştı. Türk polisi, CIA ajanı ve Gülen Hareketi’nin bir parçası olduğu konusunda kimliği belirsiz bir kişiden ihbar geldiği açıkladı.

Darbe girişimini izleyen günlerde Gölge gibi daha onbinlerce Türk tutuklandı. Türk hükümeti darbe girişiminin ardında Gülen’in olduğunu iddia ederken Gülen, bunu şiddetle reddetti. ABD hükümeti de bu iddiayı kanıtlamak için yeterli delil olmadığını söyledi.

Gölge ilk gözaltına alındığı zamanı anlatırken, “Korku filmi gibiydi” diyor. “Eşyalarımın arasında 1 ABD doları buldular ve bunu bir terörist olduğumun kanıtı olarak kullandılar. Polis, üzerinde 1 dolar buldukları herkesi tutukladı, çünkü 1 dolar taşımanın Gülen hareketinin bir parçası olduğunu düşünüyorlardı. Bu nasıl terörizm? Ben her zaman yasalara uyan bir vatandaş oldum. Hatta hayatımda hiçbir trafik suçu bile işlemedik. Sonra birdenbire, terörist olarak yaftalandım“

İlk başta ailesinin yaşadığı İskenderun’daki bir hapishaneye gönderilen Gölge, kalabalık bir hücreye kondu. Bir ay sonra, hücre hapsi verildi ve kendisine ömür boyu parmaklıklar ardında kalabileceği söylendi.

Normalde, hücre hapsi, cezaevi kurallarını ihlal edenlere verilen bir disiplin cezası olması gerekirken, Gölge tam üç yıl boyunca hücreden çıkarılmadı. “Beni psikolojik olarak kırmak istiyorlardı, böylece yapmadığım bir şeyi kabul etmemi istiyorlardı. 16 ay sonra buna alıştım” şeklind konuştu.

Golge, tek başına kaldığı hüceredeki zor günlerinde meditasyon yaparak, nasıl daha iyi bir insan olabileceğini düşünerek, şınav çekerek ve egzersiz yaparak depresyonla savaşmaya çalıştığını söyledi. Aylarca sonra Gölge’nin, kütüphaneden kitap ödünç almasına ve ailesinden önceden onaylanmış kitapları temin etmesine izin verildi, ancak bu kitapların içinde hiçbir zaman uzmanlık alanıyla ilgili bilimsel eserler olmadı, bunlar hep yasaklandı.

23 SAAT HÜCREDE

Hergün 23 saati hücresinde geçirdiğinin altını çizen Gölge, “Sadece günde bir saat güneş ışığı görebiliyordum. Kolay değildi, özellikle yanlış bir şey yapmadığımı bilerek bunlara katlanmak çok daha zordu.“ diye konuştu.

Gölge’nin yaşadıkların içinde en zorlarından birisi de, saatlerce devam edebilen ve gün batımından sabahın erken saatlerine kadar herhangi bir zamanda gerçekleşebilen rutin sorgulamalardı. Gölge, “Bu sorgulamalar, farklı farklı polisler tarafından altı ya da yedi kez yapıldı ve en zor kısımlardan biriydi” dedi. “Gülen üyelerinin isimlerini vermezsem orada uzun süre tutmakla tehdit ettiler. Onlara verecek isimlerim olmadığını söyledim, casus ya da terörist değildim, ben sadece bir bilim adamıyım, dedim” dedi.

Washington ve Ankara arasında, Başkan Trump’ın da dahil olduğu bulunduğu bir dizi üst düzey müzakereden sonra, Gölge aleyhindeki suçlamalar giderek azaldı ve geçen Mayıs ayında hücre hapsinden çıkmasına izin verildi. Ardından da, sık sık polis kontrolleri gerektiren ve rutin olarak polis tarafından takip edilen“ev hapsi” aldı. Gölgenin ayağındaki elektronik kelepçe de bir Trump-Erdoğan toplantısından sadece birkaç saat önce Türk tarafından “jest” olarak çıkarıldı.

Gölge, ilk hapse atıldığı zaman ABD Dışişleri Bakanlığı görevlilerinin onu ziyaret etmesine izin verilmediği, çünkü Türkiye’nin çifte vatandaşlığını tanımadığını söyledi. ABD’nin serbest bırakılması için hep girişimde bulunduğunun da altını çizdi. “Serbest bırakıldığımdan beri çok sayıda ABD’li yetkili beni aradı. ABD hükümeti tam desteğini hep hissettim”dedi: “ABD’li yetkililer, hakkındaki tüm kanıtlara baktılar ve Türk hükümetinin beni haklı bir gerekçeyle tutmadığını anladılar.”

AKRABASI İHBAR ETMİŞ

Gölge ailesi, uzun zaman sonra yöneltilen suçlamanın aralarında tatsızlık yaşanmış bir akrabadan kaynaklandığını anladı. Gölge’nin kız kardeşi ile aralarında bir arazi anlaşmazlığı olan bir akrabaları, Gölge hakkında ajan olduğu iddiasıyla polise ihbarda bulunmuştu. Bilim adamı, ihbarı yapan kişiyle hiç temasa geçmediğini, ancak çok üzgün olduğunu söyledi. Gölge, o yakınları hakkında herhangi bör kötü düşüncesi bulunmadığını ancak, sorumluluğun gerekli özeni göstermeyen Türk yetkililerde olduğunu vurguladı.

“Hakimlerin, savcıların ve polisin makul bir değerlendirme yapma sorumlulukları var. Herkes polisi arayabilir ve birini bir şeyle suçlayabilir. Şimdi olduğu gibi adınızı temizlemeniz yıllar alabilir.” dedi. “İnsanlar çılgınca şeyler yapıyorlar ve yanlıştan doğruyu belirlemek yetkililere kalmış, ama bunu Türkiye’de yapmıyorlar. Tutuklandıktan sonra bir yıldan fazla beni ihbar eden kişiyle görüşmeye bile gitmediler.” Gölge’yi ihbar eden akrabası daha sonra Gölge aleyhindeki iddiaların gerçek olmadığını itiraf etti. Yine de, Gölge’nin özgürlüğüne ulaşması için birkaç yıl daha mücadele etmesi gerekti.

Hakkında 5 yıl hapis cezası kararı verilen Gölge’nin davası şimdi temyiz mahkemesinde. Oradan gelecek kararı bekleyen Gölge, 2002’den 2016’ya kadar yaşadığı ABD’den Türkiye’ye dönme niyetinin olmadığını söyledi.

Hala hapishanede yaşadığı stres nedeniye başlayan ülser ile mücadele eden Gölge, iyileşirken, moralinin iyi olduğunu belirterek, gelecek hakkında iyi hissettiğinin altını çizdi: “Türkiye’nin geleceği konusunda çok iyimserim. Bir gün gerçekten olgun bir demokrasi olacağına inanıyorum.”

medyabold
Devamını Oku »

Kremlin: Ayasofya kararı Rus-Türk ilişkilerine zarar vermez

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesi kararının Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilere zarar vermeyeceğini söyledi.

BOLD – Danıştay 10’uncu Dairesi’nin Ayasofya’ya müze statüsü kazandıran 24 Kasım 1934 tarihli bakanlar kurulu kararını iptal etmesinin ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, camii olarak Diyanet’e devrini imzalamıştı.

AA’nın haberine göre, Peskov, Avtoradyo’ya verdiği röportajda Ayasofya’nın statüsüyle ilgili alınan kararın Rus-Türk ilişkilerine zarar vereceğini düşünmediğini söyledi. Peskov, şunları kaydetti: “Ayasofya kararının Rus-Türk ilişkilerine zarar vereceğini düşünmüyorum. Bu meselenin Türkiye’nin içişleri olduğuna yönelik bizim resmi devlet pozisyonumuz var. Türk ortaklarımızın herhangi bir kararda Ayasofya’nın daha önce UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan bir yapı olduğunu, birçok Hristiyan ve Ortodoks için kutsal bir anlamı olduğunu dikkate alacağını umuyoruz.”

BİLET PAHALIYDI, TURİSTLERİMİZ KAZANÇLI ÇIKACAK

Türkiye’de yönetimin aldığı karar ile Hıristiyanların da Ayasofya’ya girmesinin önünde bir engel olmayacağını belirten Peskov, “Türkiye’den, Türk ortaklarımızdan her şeyin en iyi şekilde korunacağına ve isteyen herkesin Ayasofya’yı ziyaret edebileceğine dair açıklama aldık. Ayasofya’ya giriş bileti oldukça pahalıydı. Şimdi artık bilete gerek olmayacak ve giriş ücretsiz olacak. Bu bakımdan turistlerimiz kazançlı çıkacak” ifadelerini kullandı.

Trump yönetiminin baskısı Avrupa ile Rusya’yı yakınlaştırdı

medyabold
Devamını Oku »

Bütçeyi Merkez Bankasının kefen parası da kurtarmadı

Hazineye Merkez Bankasından yapılan 40.5 milyar TL’lik ihtiyat akçesi aktarımı da bütçe açığını kapatmaya yetmedi. 6 aylık bütçe açığı rekor kırarak 109.5 milyar liraya çıktı. 6 ayda faize 71.2 milyar ödendi. SGK’daki batık miktarı ise 74.5 milyarı geçti.

BOLD – Hazine ve Maliye Bakanlığının ilk altı aylık verilerine göre bütçe, Merkez Bankasından (MB) yapılan 40.5 milyar liralık aktarmaya karşın 109.5 milyar lira açık verdi. Yıl sonu için hedeflenen 138.9 milyar liralık açık hedefinin büyük kısmı 6 ayda tüketildi.

HAZİRAN’DA BÜTÇE AÇIĞI 19.4 MİLYAR LİRA

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı, bütçede haziran ve ocak-haziran dönemi gerçekleşmelerini açıkladı. Haziran ayında bütçe giderleri 85.6 milyar TL, bütçe gelirleri 66.3 milyar TL olurken açık, 19.4 milyar TL olarak gerçekleşti. Verilere göre haziranda vergi gelirleri geçen yılın aynı ayına göre 44.8 milyar liradan 55.4 milyar liraya yükselirken ocak-haziran döneminde ise vergi gelirleri 307.7 milyar liradan 335.9 milyar liraya çıktı.

71.2 MİLYAR LİRA FAİZE GİTTİ

Geçen yıl haziranda 4.3 milyar lira olan faiz giderleri, bu yıl 6.2 milyar lira oldu. Ocak-haziran döneminde ise geçen yıl 50.7 milyar lira olan faiz gideri, bu yıl 71.2 milyar liraya yükseldi. Ocak-haziran döneminde bütçe giderleri 564.9 milyar TL, bütçe gelirleri 455.4 milyar TL oldu. Giderler geçen yıla göre yüzde 17.3 arttı. Geçen yıl ocak-haziran döneminde 78.5 milyar lira olan açık, bu yılın aynı döneminde 109.5 milyar TL’ye çıktı. Bu açık, MB’den yılbaşında aktarılan 40.5 milyar liraya karşın gerçekleşti. Yıl sonu için beklenen açık ise 138.9 milyar lira. 6 aylık açık dikkate alındığında yıl sonunda hedefin tutturulması iyice zora girdi.

SGK’DAKİ 6 AYLIK AÇIK 74.5 MİLYAR LİRA

Bütçe giderleri geçen yılın 6 ayı ile karşılaştırıldığında en fazla artış, cari transferlerde gerçekleşti. Bu transferler, 199.2 milyar liradan 239.1 milyar liraya yükseldi. SGK’nın görev zararı haziranda 4.9 milyar liraya, 6 ayda 46 milyar liraya çıktı. SGK’ye haziranda 16.1 milyar lira, 6 ayda da 74.5 milyar lira Hazine yardımı yapıldı. Kâr amacı gütmeyen kuruşlara yapılan transferler mayısa göre 25.9 milyon liradan 606.5 milyon liraya çıktı. Hane halkına yapılan transferler haziranda 5 milyar 7 milyon, 6 ayda 36.1 milyar lira oldu.

SARAY’A PARA YETİŞTİRİLEMİYOR

Bütçe başlangıç ödeneği 3.1 milyar lira olan, aktarmayla ödenek toplamı 3.4 milyar liraya çıkarılan Cumhurbaşkanlığı, 6 ayda 1.2 milyar lira harcama yaptı. Cumhurbaşkanlığının kullanımında bulunan “örtülü ödenek” harcamaları ise haziranda bir önceki aya göre büyük bir artış yaparak 94.5 milyon liradan 223.9 milyon liraya çıktı. 6 aylık harcama toplamı da 1 milyar lirayı aşarak 1 milyar 8 milyon 561 bin lira oldu.

MÜTEAHHİTLERE HAZİRAN’DA 3.4 ÖDENDİ

Hizmet alımları kapsamında müteahhitlik hizmetleri alımları da haziranda yükselerek 3.4 milyon liraya, 6 ayda ise 7.3 milyon liraya çıktı. Hizmet alımları için 6 ayda toplam 13.8 milyar lira, kiralar için de toplam 871.2 milyon lira harcandı. Taşıt kiraları için 236.6 milyon lira, hizmet binaları için de 358.3 milyon lira harcama yapıldı. Normalleşmeyle birlikte temsil ve tanıtma giderleri de sıçradı. Bir önceki aya göre 4.3 milyon liradan 14.8 milyon liraya çıktı. 6 aylık toplam 48.2 milyon lira oldu.

Sanatçılar AKP iktidarına bayrak açtı: Türkiye sahipsiz değildir!

medyabold
Devamını Oku »

17 yaşındaki Hamza bir kadını tacizcilerden korumak isterken dövülerek katledildi

Suriyeli Hamza Ajan, Bursa’da bir grubun tacizine uğrayan kadını korumaya çalıştı. Tacizcilerin saldırısına uğrayan 17 yaşındaki genç, aldığı darbeler nedeniyle hayatını kaybetti. İki kişi gözaltına alındı.

BOLD – Bursa’nın Gürsu ilçesinde pazarda çalışan 17 yaşındaki Hamza Ajan, bir grubun tacizine uğrayan bir kadını savunurken darp edilerek öldürüldü. Gazete Duvar’ın haberine göre önceki gün akşam saatlerinde, pazarcılık yapan 17 yaşındaki Hamza Ajan, bir grup tarafından hakaret edilen bir kadını savunmaya çalıştı. Ancak Ajan, kadını hakaretlerle taciz eden 4 kişinin saldırısına uğradı ve şiddetli şekilde dövüldü. Darp edildikten sonra fenalaşan Hamza Ajan yere yığıldı.

Çevredekiler tarafından çağrılan 112 Acil Servis ekiplerince, Gürsu Cüneyt Yıldız Devlet Hastanesi’ne götürülen Hamza Ajan, buradaki ilk müdahalenin ardından Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Ancak, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen olayın yaşandığı gece saat 03.00 civarında yaşamını yitirdi.

Olaya ilişkin tahkikatı sürdüren Gürsu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, cinayete karıştığını belirledikleri ve pazarcılık yapan şüpheli M.S. (15) ile kardeşi M.S’yi gözaltına aldı. Hamza Ajan ve taciz edilen kadının Suriyeli oldukları öğrenildi.

medyabold
Devamını Oku »

HDP eşini döven Mensur Işık hakkında kesin ihraç talebiyle soruşturma başlattı

HDP, eşini dövdüğü kaydedilen Muş Milletvekili Mensur Işık hakkında Kadın Meclisinin talebi üzerine kesin ihraç talebiyle soruşturma başlattı. Işık’ın savunması istendi.

BOLD – Sabaha karşı ağrıları artınca hastaneye götürdüğü eşinin doktordan yardım istemesiyle şiddetin ortaya çıktığı belirtilen olayda HDP’li Işık’a uzaklaştırma tedbiri uygulanmıştı. Işık, daha önce kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin engellenmesi için Mecliste araştırma önergesi vermişti.

Olayın kamuoyuna yansıması üzerine HDP’den yapılan açıklamada “Şiddet kimden ve nereden gelirse gelsin karşısında duracağız ve bununla mücadele etmekte ısrarlı olacağımızı bir kez daha kadınlar başta olmak üzere tüm kamuoyuna duyuruyoruz” denilmişti.

Işık hakkında HDP’den yapılan açıklama şöyle:

“Dün sabah saatlerinde, HDP Muş Milletvekili Mensur Işık’ın,Ebru Işık’a şiddet uyguladığı haberinin basına yansımasının ardından, Kadın Meclisimiz gerekli araştırmayı başlattığına dair açıklama yapmıştı. Araştırmalarımız sonucunda Merkezi Disiplin Kurulumuz; Ebru Işık’ın ilk beyanını esas alarak Mensur Işık hakkında kesin ihraç talebiyle Kadın Meclisimizin başvurusu üzerine soruşturma başlatmıştır. Tüm yetkileri tedbiren durdurulan Işık’ın savunması alınacaktır.

TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

Hiçbir şekilde kabul etmediğimiz kadına yönelik şiddete karşı tavrımız nettir. Kimden ve nereden gelirse gelsin, erkek şiddetine asla geçit vermeyeceğimizi bir kez daha belirtmek istiyoruz. Örgütlenen erkek egemenliği karşısında Kadın Mücadelesi Her Yerde diyerek her türlü şiddete karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Hiçbir kadın yalnız değildir. Kadın Meclisi olarak, bu sürecin takipçisi olacağımızı başta kadınlar olmak üzere kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”

AKP’li 3 eski bakan, Meclis’te komisyon başkanı oldu

medyabold
Devamını Oku »

MİT’te 650 milyon dolarlık sorgu iddiasına dava açan Gökçek’e mahkemeden ret

Ankara eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “MİT’te ifadesine başvurulan kişi Melih Gökçek midir” sorusu nedeniyle CHP’li Murat Emir’e açtığı dava reddedildi. Gökçek’in oğlunun MİT’te sorgulandığı iddia edilmişti.

BOLD – CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, gazeteci Ahmet Takan’ın yaklaşık iki buçuk yıl önce “Ankara kulisleri durulmuyor” başlığıyla kaleme aldığı yazısında dile getirdiği iddialar üzerine, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM’ye yazılı soru önergesi verdi. Soru önergesinde Emir, Yenimahalle’deki MİT binasında iki gün misafir edilen bir belediye başkanı ile oğlundan yurt dışındaki paralarının bir bölümünü Türkiye’ye transfer etmesinin istendiği ve 650 milyon doların Türkiye’ye getirildiği iddialarını hatırlatarak, “MİT’te ifadesine başvurulan kişi Melih Gökçek midir?” diye sordu.

GÖKÇEK’İN DAVASI REDDEDİLDİ

Gökçek, TBMM gündemine gelen sorularla ilgili kişilik haklarını zedelediği gerekçesiyle Emir’e dava açmıştı. Davayı geçtiğimiz günlerde karara bağlayan Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi, milletvekili Emir’in Anayasa’nın 98. maddesi kapsamında denetim yetkisini yerine getirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.

TEHDİT EDEREK ÜSTÜ KAPATILSIN İSTİYOR

Gazeteci Ahmet Takan’ın 16 Şubat 2017 tarihinde ortaya attığı iddiaların üstüne gidilmesi gerektiğinin belirten Emir, şunları söyledi: “İddialar üzerine ben de denetim yetkimi kullanarak, söz konusu iddiaları konunun muhatabı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordum. Gerçekten Ankara’da bir belediye başkanı ile oğlunun ifadesinin alınıp alınmadığını, bu kişilerin Gökçek ve oğlu olup olmadığını sordum ancak bakanlık yanıtlamadı. İçişleri Bakanlığı bu iddiaları yanıtlamak zorunda. Kamuoyu bu iddiaların doğruluğunu, doğruysa bu kişilerin kimler olduğunu merak ediyor. Bu konuların konuşulmasından ve soru sorulmasından Gökçek de rahatsız oluyor. Dava açarak, tehdit ederek bu iddiaların üstü kapatılsın istiyor. Ancak, bu soruları sormaya hem yetkiliyiz hem de görevliyiz. Görüldüğü gibi yargı önünde de haklılığımız kanıtlandı. Bu iddialar aydınlanana kadar sormaya devam edeceğiz.”

GÖKÇEK SAÇMALIK DEMİŞTİ

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek iddialara ilişkin, “Benden 650 milyon dolar isteyecek Milli İstihbarat Teşkilatı, Ben de ‘hay hay’ diyeceğim, hemen 650 milyon doları Türkiye’ye getireceğim. Neyle getireceğim? Uçağa mı koyacağım, getireceğim? Böyle bir saçmalık var mı? Böyle bir aptallık, manyaklık, serserilik, geri zekalılık var mı?” demişti.

Sanatçılar AKP iktidarına bayrak açtı: Türkiye sahipsiz değildir!

medyabold
Devamını Oku »

Bilim Kurulu Üyesi Sema Turan ikinci dalga için tarih verdi

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Sema Turan, pandemilerde ikinci dalgaların hep geldiğine dikkat çekti. Koronavirüs salgınında ikinci dalganın eylül-ekim gibi gelebileceği uyarısında bulundu.

BOLD – Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Sema Turan tüm dünyaya bakıldığında pandemilerde ikinci dalganın hep geldiğinin görüldüğünü söyledi. Turan, Türkiye’de de ikinci dalgayı eylül-ekim aylarında beklediklerini kaydetti.

YAZ AYLARINDAKİ DÜŞÜŞ GÖZÜMÜZÜ BOYAMASIN

Kovid-19 pandemisinde de ikinci dalganın geleceğini ön gördüklerini söyleyen Doç. Dr. Turan, “Onun için de gerekli önlemleri almamız gerekiyor. Yaz aylarında kişilerin dirençlerinin biraz daha iyi olması, vaka sayılarının bir miktar azalması gözümüzü boyamasın. Özellikle vücut direncimizdeki değişiklikler, kalabalıkların artması, kapalı mekanlarda daha çok vakit geçirmeler nedeniyle ikinci dalga için eylül-ekim ayları beklediğimiz aylar. Çünkü vakalar henüz bitmiş değil. Rehavete kesinlikle kapılmamak lazım” dedi.

ÖNLEM ALIRSAK SAYI AZALACAKTIR

Koronavirüs süreci boyunca yoğun bakımdaki insanların halinin kendilerini çok üzdüğünü belirten Doç. Dr. Turan, “Çünkü özellikle bizler yoğun bakımda solunum açlığı içerisindeki hastaları görmekten oldukça mutsuzuz. Ne yazık ki Kovid-19’un yarattığı klinik tablo bu. Çok ciddi bir akciğer enfeksiyonu yapıyor. Yaptığı tablo nedeniyle de hastaları kaybedebiliyoruz. O yüzden eylül ve ekim ayları önemli aylar. Vaka sayıları artabilir. Sağlık sistemimiz buna yetmek için elinden geleni yapacak. Önlemleri ciddiye alırsak ve uyarsak bu sayılar azalacaktır” dedi.

BAYRAMLAŞMA MÜMKÜN OLDUĞUNCA TELEFONLA YAPILMALI

Kurban Bayramı’na giden sürecin hastalığın yayılma oranı bakımından çok önemli bir süreç olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Turan, “Bu zamanlar insan hareketlerinin yoğun olduğu zamanlar. Ve tabii ki bayramın özellikleri nedeniyle de toplu mekanlarda toplu alanlarda bir arada olma zorunluluğu var. Her birimiz diğer birimize zarar verebiliriz. Bunu yapmamak adına Kurban Bayramı süreci boyunca özellikle toplu mekanlardan uzak durmak, bayramlaşmayı bu bayramda mümkünse telefonla yapmak önemli olacaktır” dedi.

Eşim gazetecidir, kimsenin kirli siyasetine kurban olmak istemiyoruz

 

medyabold
Devamını Oku »

Genç nüfus Türkiye’den kaçıyor: 2019’da 330 bin kişi göç etti

TÜİK, 2019 yılında Türkiye’den göç edenlerin istatistiğini açıkladı. Yurt dışına gidenlerin yüzde 40’ından fazlası 20 – 34 yaş aralığında.

BOLD – Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019’da Türkiye’den yurt dışına göç eden kişi sayısının bir önceki yıla göre yüzde 2 artarak 330 bin 289 olduğunu açıkladı. Göç eden nüfusun yüzde 54,6’sını erkekler, yüzde 45,4’ünü ise kadınlar oluşturdu. Türkiye’den yurt dışına giden nüfusun 84 bin 863’ünü TC vatandaşları, 245 bin 426’sını ise yabancı uyruklu nüfus oluşturdu.

Türkiye’den göç eden nüfusun yaş gruplarına bakıldığında, en fazla göç edenlerin yüzde 15,2 ile 25-29 yaş grubu olduğu görüldü. Bu yaş grubunu yüzde 13 ile 30-34 ve yüzde 12,6 ile 20-24 yaş grubu izledi.

En fazla göç veren, yüzde 42.5 ile İstanbul oldu. İstanbul’u, yüzde 8,7 ile Ankara, yüzde 5,4 ile Antalya, yüzde 3,4 ile İzmir ve yüzde 3,2 ile Bursa izledi.

Türkiye’ye 2019 yılında göç edenlerin yaş grubu incelendiğinde ise en fazla göç edenlerin yüzde 13,3 ile 25-29 yaş grubu olduğu görüldü. Bu yaş grubunu yüzde 12,2 ile 20-24 ve yüzde 11,6 ile 30-34 yaş grubu izledi.

medyabold
Devamını Oku »

Sanatçılar AKP iktidarına bayrak açtı: Türkiye sahipsiz değildir!

Müjde Ar’dan Zülfü Livaneli’ye, Adnan Özyalçıner’den Ataol Behramoğlu’na, Ahmet Telli’den Rutkay Aziz’e kadar birçok sanatçının imzasıyla AKP iktidarına karşı ortak bildiri yayımlandı.

BOLD – Sanatçılar Girişimi çok sayıda sanatçı ve yazarın imzasıyla, ülkede yaşanan sorunlara dair bildiri yayımladı. “Sevgili halkımıza” seslenişiyle başlayan ve yazar, ressam, heykeltıraş, müzisyen, tiyatro ve sinema sanatçısının imzalarının yer aldığı bildiride, siyasal iktidarın çağdaşlık değerlerine karşı eylem ve girişimleri eleştirilirken, muhalefetteki güçler de daha cesur ve kararlı olmaya çağrılıyor.

Bildiride, her fırsatta ecdadımız diyen AKP’li siyasetçilere Osmanlı İmparatorluğu’nun aydınlanma çabaları göz ardı edilerek en karanlık, en gerici, en baskıcı dönemleri ve kişileri baş tacı edildiği hatırlatıldı, hukukun da güvenilirliğini yitirdiği dile getirildi.

Bildiri reddediyoruz@gmail.com adresinden imzaya açılarak destek talebi yenilendi.

“MUTLU OLMADIĞINIZI BİLİYORUZ”

Sanatçıların düşünceleri nedeniyle yargılandıkları belirtilen açıklama şöyle:

“Sevgili halkımıza,

Sizlere, emeğini, yeteneğini, halkının ve ülkesinin hizmetine sunmuş sanatçılar olarak sesleniyoruz.

Mutluluğunuz bizim mutluluğumuz, mutsuzluğunuz bizim mutsuzluğumuzdur.

Mutlu olmadığınızı biliyoruz, görüyoruz, seziyoruz, izliyoruz.

Yaşadığımız koşullarda nasıl mutlu olunabilir ki!

Dünyayı sarsan koronavirüs belası ülkemizde de can alıyor. Daha da alacağı anlaşılıyor.

Yeterince ağır bu belayla savaşırken çarşıda, pazarda, günlük yaşamda fiyatlar el yakıyor.

İşçimiz, köylümüz, esnafımız, memurumuz, emekçimiz, çoğu dar gelirli, kimisi büsbütün gelirsiz insanımız, geçim sıkıntısıyla, işsizlikle boğuşuyor.

Bu gününü kurtarmaya çabalarken yarınlarının ne olacağı bir karabasan gibi, kâbus gibi üzerine çöküyor.

Yarın kaygısı, gençlerimizi ümitsizlik içinde kıvrandırıyor.

Deprem kuşağındaki ülkemizde, bir depremin yaraları henüz sarılamadan, yakın gelecektekilerin habercisi öncü sarsıntılar, sanki doğa da bu kötülüklerle yarışıyorcasına, ülkemizin her yerinde birbirini izliyor.

İnsan eliyle yapılan doğa katliamları güzelim ülkemizi mahvediyor.

Gelmiş geçmiş en büyük deprem felaketinin beklenmekte olduğu İstanbul’umuzun üzerinde Kanal İstanbul denilen ölümcül rant kılıcı sallanıyor.

Cumhuriyetimizin değerleri alt üst edilmiş.

Monarşi hayranlığı körükleniyor.

“HUKUK GÜVENİLİRLİĞİNİ YİTİRDİ”

Osmanlı İmparatorluğunun birkaç yüz yılı kapsayan aydınlanma çabaları göz ardı edilerek en karanlık, en gerici, en baskıcı dönemleri ve kişileri baş tacı ediliyor.

Barolar ayaklar altında.

Hukuk güvenirliğini yitirmiş.

Büyük Millet Meclisi işlevinden uzaklaştırılarak etkisizleştirilmiş.
Emekçinin kıdem tazminatı yağmalanmakta…

Sıradan ve kimileri cinayet, yaralama gibi yaşama hakkına yönelik cürümlerin sanıkları serbest bırakılırken, düşüncelerinden ötürü yargılanan aydınlar, gazeteciler, siyasetçiler cezaevlerine kapatılmış.

Ölümle, sakatlanmayla sonuçlanan, bu nedenle de daha çok cinayete benzeyen iş kazalarında ve yanı sıra da annemiz, eşimiz, kızımız, kardeşimiz, sevgilimiz, canımız olan kadınlara karşı işlenen alçakça cinayetlerde, bütün dünya ülkeleri arasında korkarız ki en ön sıralardayız.

Bütün bu haksızlıklar karşısında suskun kalamayan; duyarlı insan olma gereğini, sorumluluğunu yerine getiren, her zaman halkının yanında yer almış olan sanatçılar, yazarlar, gösteri ve dinletilerin yasaklanmış olması ve yayın dünyasının geçmekte olduğu dar boğaz nedeniyle, maddi olarak da her zamankinden daha çok sıkıntı içinde kalmış durumdadır.

Özel tiyatrolar perdelerini tamamen kapatma tehdidiyle karşı karşıyadır.

Pek çok müzisyen, ressam, heykeltıraş, çağdaş sanatçımız günlük yaşamlarını sürdürme konusunda çözümsüz sorunlar yaşamaktadırlar.

Ülkesine sevgiyle, onurla, özveriyle uzun yıllardır hizmet etmiş ve etmekte olan saygın sanatçı dostlarımız, büyük bir saygısızlıkla, değer bilmezlikle, güvenirliği kalmamış yargının önüne yem gibi, kurban gibi atılıyor.

Bir zamanların çağdaş, saygın Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisi de, iç politikaya yönelik iktidar söylemleri bu gerçeği ne kadar örtmeye çalışsa da, uygar dünya önünde bütün saygınlığını ve güvenirliğini yitirme tehlikesi altındadır.

Paramızın değerinin dünya pazarlarında sıfırlanmış oluşu bütün bu söylediklerimizin bir özeti ve simgesi gibidir…

Orta gelirli, hatta ortanın altında geliri olan herhangi bir Batı ülkesi yurttaşı, sahip olduğu paranın bizim paramızın altı-yedi kat üstünde değeri olmasının güveniyle ülkemize bir sömürgeye gelir gibi seyahat edebilirken, bizim bir orta gelirli insanımızın ve çocuklarının bile ülke dışına seyahati artık hayal bile edilemez.

Bizler, yüreği halkıyla, ülkesiyle çarpan sanatçılar da halkımızla aynı sıkıntıları paylaşmanın hem üzüntüsünü hem onurunu taşıyoruz.
En başta söylediğimiz gibi, halkın sanatçısı halk mutluysa mutlu, mutsuzsa o da mutsuzdur.

İçimizde biriken bu acı sözleri içtenlikle ve korkusuzca dile getirmemiz, halkımızın, ülkemizin mutluluğu adınadır.

“KORKMUYORUZ, EVET”

Korkusuzluğumuz sıradan ve temelsiz bir cesaret değil, halkımızın ve ülkemizin yüksek değerlerine inancımızın sonucu olan sevgi ve bilinç birikimiyle ilgilidir.

Korkmuyoruz. Bütün yurttaşlarımızı daha cesur daha özgüvenli, daha inançlı ve kararlı olmaya çağırıyoruz.
Türkiye büyük bir ülkedir.

Dünyanın göz bebeği ülkelerindendir.

Aydınlanma değerlerinin beşiği olan Batı ülkeleri de içinde olmak üzere, bütün dünyada aydınlanmanın yeniden doğuşuna öncülük edebilecek potansiyellere sahip bir ülkedir.

Seslenişimizde sıraladığımız sıkıntılar aşıldığında, bu gerçek bütün dünyada bir kez daha görülecektir…

Bu nedenlerle ve sonuç olarak, iktidar güçlerini başta düşünceyi açıklama özgürlüğü olmak üzere evrensel insan haklarına, ülkenin insan ve doğa kaynaklarına saygılı olmaya önemle davet ediyor, muhalefetteki güçleri de daha kararlı, daha cesur ve daha etkin olmaya çağırıyoruz.

Türkiye sahipsiz değildir.

Çünkü bu sevgili ülke, kendisinin yetiştirmiş olduğu ve her biri kendi alanında değerini bütün dünyaya kabul ettirmiş yazarlara, şairlere, müzisyenlere, ressamlara, tiyatro ve sinema sanatçılarına, sanatın her alanından seçkin, bilinçli, bütün varlıklarıyla yurduna ve halkına bağlı sanatçılara sahiptir.

SANATÇILAR GİRİŞİMİ
  • EDİP AKBAYRAM
  • SADUN AKSÜT,
  • GÜLCAN ALTAN
  • MÜJDE AR
  • KORAY ARİŞ
  • EKREM ATAER
  • ENGİN AYÇA
  • ORHAN AYDIN
  • ENVER AYSEVER
  • RUTKAY AZİZ
  • TANER BARLAS
  • BEDRİ BAYKAM
  • NİHAT BEHRAM
  • ATAOL BEHRAMOĞLU
  • EGEMEN BERKÖZ
  • GANİ CANSEVER-HEVAL
  • METİN COŞKUN
  • MELTEM CUMBUL
  • NEVZAT ÇELİK
  • HALUK ÇETİN
  • MELİKE DEMİRAĞ
  • FÜSUN DEMİREL
  • ERHAN DOĞAN
  • UTKU ERIŞIK
  • YÜCEL ERTEN
  • TURGAY FİŞEKÇİ
  • MÜJDAT GEZEN
  • FEHİM GÜLER
  • TARIK GÜNERSEL
  • SADIK GÜRBÜZ
  • EMİN İGUS
  • GÜLSELİ İNAL
  • EKREM KAHRAMAN
  • TUĞRUL KESKİN
  • ARİF KESKİNER
  • CAN KOLUKISA
  • MACİT KOPER
  • ZÜLFÜ LİVANELİ
  • ZEYNEP ORAL
  • COŞKUN ÖZDEMİR
  • DENİZHAN ÖZER
  • ADNAN ÖZYALÇINER
  • ABDULLAH NEFES
  • VEDAT SAKMAN
  • ADİL SALİH
  • FERHAN ŞENSOY
  • YUSUF TAKTAK
  • CİHAT TAMER
  • AHMET TELLİ
  • SALİ TURAN
  • GÜLSEN TUNCER
  • DİLEK TÜRKER
  • LEVENT ÜZÜMCÜ
  • NEJAT YAVAŞOĞULLARI
  • ÜMİT ZİLELİ
medyabold
Devamını Oku »

Ford Otosan yine üretime ara verecek

Daha önce üretime ara veren Ford Otosan, yıllık izin ve bakım nedeniyle temmuz sonundan ağustos ortasına kadar üretime yeniden ara vereceğini duyurdu. Ağustos’ta üretime devam edecek tek otomobil üreticisi Hyundai olacak.

BOLD – Koronavirüs nedeniyle Türkiye’deki fabrikalarında üretime ara vermek zorunda kalan, ancak daha sonra yeniden fabrikalarını açan otomobil üreticileri, ağustos ayında yeni bir ara daha vermeye hazırlanıyor. Buna son olarak Ford Otosan da katıldı.

ÜRETİME VERİLECEK ARA KAP’A BİLDİRİLDİ

Ford Otosan’dan KAP’a yapılan açıklamada, Gölcük fabrikasında 30 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında, Yeniköy ve Eskişehir fabrikalarında da 30 Temmuz-13 Ağustos tarihleri arasında üretime ara verileceği kaydedildi.

HYUNDAI ÜRETİME DEVAM EDECEK

Ağustos ayında üretime tek devam edecek otomobil üreticisi ise Hyundai olacak. Hyundai Genel Müdürü Murat Berkel, yeni i20 üretiminin devreye girmesinden dolayı bu yıl ağustos ayında rutin bakım arası verilmeyeceğini açıkladı.

Eşim gazetecidir, kimsenin kirli siyasetine kurban olmak istemiyoruz

medyabold
Devamını Oku »