20 Haziran 2020 Cumartesi

Trump, Erdoğan’a verdiği sözü tuttu: Halkbank savcısı görevden alındı

Mayıs 2018’de Erdoğan’a Halkbank savcısını görevden alma sözü veren ABD Başkanı Donald Trump, dediğini yaptı. Daha önce kendisine yakın isimleri de soruşturan New York Başsavcısı Geoffrey Berman görevden alındı.

BOLD – ABD Başkanı Donald Trump’ın, New York Güney Bölge Başsavcısı Geoffrey Berman’ı görevinden aldığı belirtildi. ABD medyasında yer alan haberlere göre Adalet Bakanı William Barr, cuma günü istifa etmeyeceğini duyuran Berman’a Trump’ın kararını bildiren bir mektup gönderdi. Barr, mektupta “Maalesef dün gece yapmış olduğunuz açıklama ile kamu hizmeti yerine şovu seçtiniz. İstifa etme niyetiniz olmadığını beyan ettiğiniz için Başkan’dan bugün itibarıyla sizi görevden almasını istedim ve kendisi de bunu yaptı” dedi. Berman’ın yerine resmi bir atama gerçekleşene kadar Başsavcı Yardımcısı Audrey Strauss’ın vekalet edeceği bildirildi.

Görevden alınan New York Güney Bölge Başsavcısı Geoffrey Berman

BÖYLE BİR NİYETİM YOK

Perşembe günü Başsavcı Berman’ın görevinden ayrılacağı iddia edilmişti. Ancak Berman, istifa ettiğine ilişkin haberi bakanlığın açıklamasında gördüğünü belirterek böyle bir niyeti olmadığını, Senato yerine yeni bir adayı onaylarsa ayrılacağını belirtmişti. Aynı zamanda Halkbank davasına bakan Berman, daha önce Trump’ın eski avukatı Michael Cohen ve halen Trump’ın kişisel avukatlığını yapan Rudy Giuliani gibi birçok isme ilişkin yürüttüğü soruşturmalarla tanınıyor.

OBAMA’NIN ADAMLARI!

ABD Eski Ulusal Güvenlik Direktörü John Bolton’ın kaleme aldığı kitapta, Mayıs 2018’de Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump’a bir not ileterek Halkbank’ın masum olduğunu söylediğini iddia ederek, “Trump, Erdoğan’a bu meseleyle ilgileneceğini söyledi. Davaya bakan savcıların kendisinin değil Obama’nın adamları olduğunu anlattı ve bu kişilerin yerine kendi adamlarının geçmesiyle sorunun çözüleceğini söyledi” ifadelerini kullanmıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Salgın ‘yeni ve tehlikeli’ aşamaya giriyor!

Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, koronavirüs pandemisinin ‘yeni ve tehlikeli’ bir aşamaya girdiğini açıklayıp ülkeleri ikaz etti: “Sokağa çıkma yasağını aceleyle kaldırmayın.”

BOLD – Küresel ölçekte yayılımını sürdüren koronavirüs salgınının seyrine ilişkin açıklama yapan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, ‘yeni ve tehlikeli’ bir aşamaya girildiği duyurusu yaptı. Dünün Örgüt’e en fazla vaka bildirilen gün olduğunu aktardı.

HALA ÖLÜMCÜL HALA ÇOK SAYIDA İNSAN RİSK ALTINDA

Söz konusu durumun günlük bazda rekor olduğunu belirterek “Vakaların neredeyse yarısı Amerika kıtası kaynaklı rapor edildi. Virüs hâlâ hızlı şekilde yayılıyor, ölümcül ve çok sayıda insan risk altında” diye konuştu. Ghebreyesus, sokağa çıkma kısıtlamalarını kaldırırken acele edilmemesi tavsiyesini dillendirdi.

Prof. Dr. Ateş Kara’dan Kasım-Aralık uyarısı!

medyabold
Devamını Oku »

Gülistan Doku soruşturmasında şüphelinin Rusça yazışmaları ‘özel’ diye incelenmedi

Gülistan Doku soruşturmasında bir numaralı şüpheli olan erkek arkadaşı Zainal Abarakov’un telefonundaki Rusça yazışmaların incelenmediği ortaya çıktı. Doku ailesinin avukatı Ali Çimen, “Gülistan’a ne olduğunu bilen tek kişi Abarakov’dur” dedi.

BOLD – Tunceli’de 5 Ocak’tan beri haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun (21) kaybolmasında şüpheli olduğu öne sürülen erkek arkadaşı Zainal Abarakov’un telefonu ve SIM kartı üzerinde Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan inceleme tamamlandı.

Hazırlanan raporda, Abarakov’un telefonundaki Rusça yazışmalara “özel” olduğu gerekçesiyle bakılmadığı ortaya çıktı. Söz konusu raporun skandallarla dolu olduğunu öne süren Doku ailesinin avukatı Ali Çimen, “27 Şubat tarihinde Zainal Abarakov’un, savcılık tarafından telefonunun ve SIM kartının incelenmesi üzere karar alındı. Ancak Abarakov, bu karardan birileri sayesinde haberi olmuş ve sadece 26 Şubat tarihinde Doku’ya mesaj atmış. Doku’ya ne olduğunu tek bilen kişi Abarakov’dur. Bu rapor da bunun ispatıdır” dedi.

SUÇ UNSURUNA RASTLANILMADI RAPORU

Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü tarafından telefonda yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda, soruşturmaya konu bir suç unsuruna rastlanmadığı iddia edildi. Avukat Ali Çimen, raporun kendisine 4 aydır verilmediğini ancak Abarakov’un savcılık tarafından telefonunun ve SIM kartının inceleneceğinden önceden haberi olduğunu iddia etti.

BENİM TELEFONU ALACAKLAR

Doku soruşturmasını şüphelinin üvey babasının görevlisi olduğu asayiş şube tarafından yürütülmesinden kaynaklı Abarakov’un dosyayla ilgili tüm bilgilere ulaşabildiğini öne süren avukat Çimen, şunları söyledi: “Gülistan’ın kaybolduğu ay bizler şüpheli Zainal Abarakov’un telefonunun incelenmesini istedik. Ancak kabul edilmedi. Daha sonra tepkiler üzerine savcılık, 27 Şubat tarihinde Abarakov’un telefon kayıtlarını inceleme kararı aldı. Abarakov, savcılığa telefonunu 27’sinde veriyor. Ancak 26’sında Meltem adında bir arkadaşına ‘Benim telefonu alacaklar. Geri verilince yazarım sana’ diye mesaj atmış. Savcılıktan, önce bu çocuk telefonun alınacağını nasıl öğrenebilir? Defalarca babasının polis olduğunu ve etkin soruşturma yürütülmesine engel olduğunu söyledik. Bu detay kuşkularımızı haklı çıkardı. Rapordaki skandallar bununla da bitmiyor. Abarakov, 5 Ocak’tan beri haber alınamayan Gülistan Doku’ya sadece 26 Şubat günü mesaj atıyor. Aradaki 52 gün boyunca ne mesaj ne de arama yapıyor. Bir insan neden merak etmez çünkü Abarakov, Gülistan’a ne olduğunu biliyor.”

Avukat Ali Çimen, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağını bildirdi.

ANNESİ GÜLİSTAN’DAN HABER BEKLİYOR

Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2. sınıf öğrencisi Gülistan Doku, kaldığı yurttan 5 Ocak sabahı ayrılmasının ardından kendisinden bir daha haber alınamadı. Diyarbakır’da yaşayan Doku ailesi, kızlarının kaybolduğu gün Tunceli’ye gelerek güvenlik güçlerine ihbarda bulundu. Doku’nun bulunması için hem Uzunçayır Baraj Gölü yüzeyi, hem de göl dibinde balık adamlar ile arama çalışmaları yapıldı. Ancak Doku’ya ait bir ize rastlanmadı. Gülistan Doku’nun annesi Bedriye Doku, kızının arandığı baraj gölünün kenarında kızından haber bekliyor.

Uyuşturucu madde çocukları tehdit ediyor: Üç ilde binlerce dava açıldı

medyabold
Devamını Oku »

Maske yasağı genişliyor: 4 il daha listede

Koronavirüs salgını sebebiyle maske zorunluluğu getirilen illere Çanakkale, Samsun, Erzincan ve Bilecik de eklendi. Böylelikle Türkiye geneli 54 şehirde maskesiz sokağa çıkmak yasaklandı.

BOLD – Salgın ile mücadele tedbirleri kapsamında maske takma zorunluluğu getirilen illere yenileri eklendi. Çanakkale, Samsun, Erzincan ve Bilecik İl Hıfzıssıhha Kurullarında alınan kararlar valiliklerce açıklandı. Dört kentin katılımı ile ülke çapında yasak uygulanan il sayısı 54’e çıktı.

TEKİRDAĞ’DAN TUNCELİ’YE GİRESUN’DAN MUĞLA’YA UZANIYOR

Maske takmanın şart olduğu şehirler şu şekilde: “Ankara, Adıyaman, Afyonkarahisar, Amasya, Ardahan, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Iğdır, Isparta, İstanbul, Kahramanmaraş, Karabük, Kayseri, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Rize, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Tunceli, Uşak, Yalova, Zonguldak.

Uyuşturucu madde çocukları tehdit ediyor: Üç ilde binlerce dava açıldı

medyabold
Devamını Oku »

Almanya’daki düşen araç satışı bile Türkiye’yi 7’ye katladı

Türkiye ile aynı nüfusa sahip Almanya’da otomotiv satışları bu yıl yüzde 35 azaldı. Bu azalmaya rağmen Almanya’daki otomobil satışları Türkiye’deki araç satışlarını 7’ye katladı. 11,5 milyonluk Belçika’da 2020’nin ilk 5 ayında 167 bin 464 araç satıldı.

BOLD – Avrupa otomobil pazarı yüzde 43 oranında daraldı. Türkiye’de ise geçen yıl görülen dip sayesinde bu yıl yüzde 21’lik artış yaşandı. Buna rağmen aynı nüfusa sahip Almanya’da satışlar Türkiye’nin 6,75 katı.

AVRUPA’DA ARAÇ SATIŞI 4 MİLYON AZALDI

Kovid-19 salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında otomotiv geliyor. Her üretimde hem de satışlarda zor günler geçiren sektör bir aydan uzun süre fabrikaları kapatmak zorunda kaldı, üstelik otomobilleri pazara ulaştırmakta zorlandı. Böylece Avrupa otomotiv pazarı yüzde 42,8 oranında daraldı. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verilerine göre 2019’un ilk 5 ayında 6 milyon 936 bin 184 aracın satıldığı 31 Avrupa ülkesinde bu yıl araç satışındaki sayı 3 milyon 969 bin 714’e düştü.

TÜRKİYE’DE ARAÇ SATIŞLARI YÜZDE 22 ARTTI

Avrupa’da en sert düşüş ise yüzde 55,8 ile Hırvatistan’da yaşanırken, bu ülkeyi salgının etkilerinin en sert görüldüğü ülkelerden biri olan İspanya takip etti. İspanya’da otomotiv satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51,4 oranında azaldı. Buna karşılık geçen yıl otomotiv satışları dibi gördüğü için bu yıl satışlarda artış görülen tek ülke Türkiye oldu. 2019’un ilk 5 ayında 120 bin 354 aracın satıldığı Türkiye’de bu yıl bu sayı yüzde 21,7’lik artışla 146 bin 528’e yükseldi.

BELÇİKA DA GERİDE BIRAKTI

Almanya’da otomotiv satışları yüzde 35 azalmayla bu yılın ilk 5 ayında 990 bin 350’ye geriledi. Geçen yıl bu sayı 1 milyon 523 bindi. Almanya’daki bu azalmaya rağmen bu ülkedeki otomobil satışları Türkiye’nin 6,75 katı. Türkiye’deki otomotiv pazarı nüfusun daha fazla olmasına rağmen 6 Avrupa ülkesinin gerisinde kaldı. 11,5 milyonluk Belçika’da 2020’nin ilk 5 ayında 167 bin 464 araç satılırken 83 milyonluk Türkiye’de bu sayı 146 bin 528 olarak kaydedildi.

Ekonomik kriz girişimciyi de vurdu: Açılan şirket sayısı yüzde 50 azaldı

medyabold
Devamını Oku »

Prof. Dr. Ateş Kara’dan Kasım-Aralık uyarısı!

Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Kasım ve Aralık’ta artış ikazı yaptı. Süreçte hayli tecrübe kazanıldığını ifade ederek “Tedavide daha başarılı durumdayız” diye konuştu.

BOLD – Pandemi başlangıcında bilgilerin kısıtlı olduğunu dile getiren Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, “Bugün tedavide daha başarılı durumdayız. O dönem hastalar daha ağır geliyordu. Şimdi klinik bulguların daha hafif olduğunu görüyoruz. Bunlar bizim avantajlarımız” dedi.

Prof. Dr. Ateş Kara

AKSAMALAR KISMİ ARTIŞA YOL AÇMIŞ OLABİLİR

Zamanla deneyim kazanıldığını belirterek ilaç uygulanması ve bunun vakti noktasında ciddi kazanım elde edildiğini kaydetti: “Rakamlarda çok ciddi düşüş elde edilmişti. 700’lü rakamlara gelinmişti. Normale de girmemiz gerekiyordu. Arada aksamalar rakamlarda kısmi artışa yol açmış olabilir.”

TAHMİNİM MEVSİMSEL ÇERÇEVEDE GELECEĞİ YÖNÜNDE

Gidişatla ilgili Haziran ve Temmuz seyrinin iyi gözlemlenmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Ateş, Kasım, Aralık ve Ocak dönemine dikkat çekerek şu uyarıları yaptı: “Edindiğimiz izlenim, Kasım’da, Aralık’ta bir miktar artış olabileceği yönünde. Ama hastalığın ağırlığındaki artışla mı yoksa mevsimsel özellikleriyle solunum yolu enfeksiyonlarıyla mı gelecek, bunu söylemek biraz zor. Ben mevsimsel özellikleri çerçevesinde geleceğini tahmin ediyorum.”

Ekonomik kriz girişimciyi de vurdu: Açılan şirket sayısı yüzde 50 azaldı

medyabold
Devamını Oku »

Justice League Zack Snider versiyonundan tadımlık paylaşım

Ünlü yönetmen Zack Snyder, orijinali beklentileri karşılamayan Justice League’in önümüzdeki yıl HBO Max’te yayınlanacak The Snyder Cut versiyonundan kısa bir klip paylaştı.

BOLD– DC Evreninin Süpermen, Wonder Woman, Batman, Aquaman, Flash gibi sevilen karakterlerini bir araya getiren 2017 tarihli Justice League filminin, Zack Snyder tarafından çekilen versiyonu çok karanlık ve kaotik bulunduğu için rafa kaldırılmış ve filmin büyük kısmı Josh Whedon tarafından yeniden çekilmişti.


ÇOK FARKLI BİR JUSTICE LEAGUE İZLEYECEĞİZ

Zack Snyder’ın kendi çektiği filmin ancak dörtte birinin sinemalarda gösterime giren yapımda kullanıldığı söylemesi HBO’da yayınlanacak versiyona yönelik beklentiyi şimdiden iyice yükseltti. Snyder Cut versiyonunun yaklaşık 4 saat uzunluğunda olduğu da gelen bilgiler arasında. HBO bu yüzden filmi 6 bölümlük bir mini dizi olarak yayınlamayı da seçenekler arasında tutuyor.

Snyder’ın resmi twitter hesabından yaptığı kısa paylaşım Wonder Woman karakterinin sinemalarda izlemediğimiz bir sahnesiyle açılıyor ve görüntünün sonunda Dark Side’ın ilkel dönemlerine ait bir sahne yer alıyor.

HBO tarafından yayınlanacak versiyon için Snyder ve ekibinin şu sıralar çalışmakta olduğu da gelen bilgiler arasında. Yeni bir kurgu ve montaj aşamasından geçecek film için 50 milyon dolarlık çalışma yapılacak.

medyabold
Devamını Oku »

“Derin devletin adamı mısınız” sorusuna Metin Feyzioğlu’ndan manidar cevap

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Derin devletin adamı mısınız” sorusuna ilginç bir cevap verdi. “Ben devletin menfaatlerini hukuk çerçevesinde korumakla görevli bir örgütün başkanıyım. Devletin milli politikasına karşı tek bir cümlesini duyamazsınız. Ölürüm de bunu söylemem” dedi.

BOLD – AKP’nin ‘çoklu baro’ teklifine karşı baroların başlattığı Savunma Yürüyüşüne katılmayan ve desteklemeyen Feyzioğlu, yürüyüşü “Yargının sorunlarını çözmek için midir, yoksa başka bir şey için mi?” sözleriyle eleştirdi.

CNN Türk’te Hakan Çelik’in programına katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, baro başkanlarının AKP’nin baroların yapısını değiştirme girişimine tepki için başlattığı yürüyüşle ilgili konuştu. Yürüyüşün yargının sorunlarını çözmek için yapılmadığını ima eden Feyzioğlu, “Bir kere 80 baro yürümüyor, bu onların demokratik hakkı. Sorun gerçekten bu yürüyüş avukatların yargının sorunlarını çözmek için midir. Yoksa başka bir şey için midir?” ifadesini kullandı.

Feyzioğlu açıklamalarının devamında, “Bugün yargıya dair hepimizin daha sorunu var. Daha güvenilir bir yargı istiyoruz. Denetim mekanizmalarının olmasını istiyoruz. Bu amaçla çok adım atılıyor. Ama bu hemen çözülmez. Yılların birikimi var. Bunu çözmek kolay değil” diye konuştu.

DERİN DEVLETİN ADAMI İDDİASINA CEVAP VERDİ

Canlı yayında ‘derin devlet’ iddialarına da yanıt veren Feyzioğlu, Hakan Çelik’in “Derin devletin adamı suçlamalarına ne diyorsunuz?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Ben devletin menfaatlerini hukuk çerçevesinde korumakla görevli bir örgütün başkanıyım. Amerikan Barolar Birliği de Alman Barolar Birliği de bunu yapar. Siz Alman Barolar Birliğinin Alman devletinin milli politikasına, milli duruşuna karşı tek bir cümlesini duyamazsınız. Benden de duyamazsınız. Ölürüm de bunu söylemem.”

İSTANBUL BAROSU BAŞKANINI HEDEF ALDI

İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu’nu Grup Yorum üzerinden eleştiren Feyzioğlu şunları söyledi: “İki tane alçak savcımızı şehit ettiler. Bu savcıyı şehit edenleri kimse kahraman ilan edemez. Bir müzik gruba var. Müzik grubuyla bizim işimiz olmaz en fazla dinlemem. Ama bu müzik grubu bir konserine savcımızı şehit eden katillerden birinin ailesini telefonla bağlıyor. ‘Hepimiz Şafak Yayla’yız’ diye sloganlar… Şafak sizinle gurur duyardı diye konuşmalar. Bu müzik grubuna terör örgütü övdüğü için konser yapılmasına izin verilmiyor. Yargıya gidersiniz dedikleri doğru değilse kaldırtırsınız. İstanbul Baro başkanı her gün gittiği Adliye’ye adı verilen şehit savcıyı öldürenlerin ardından ‘sadece türkülerini söylemek istiyordu’ diye ağıt yakması normal mi? İstanbul’un 48 bin avukatından kaçı buna ‘normal’ der. Savcıyı şehit edenler kahraman ilan edilmez.”

“Eşimin durumu hapiste daha kötüye gidiyor, hala teşhis yok, tedavi başlamadı”

medyabold
Devamını Oku »

Ekonomik kriz girişimciyi de vurdu: Açılan şirket sayısı yüzde 50 azaldı

TOBB’un verilerine göre, geçen mayıs ayında kurulan şirket sayısı 2019’un aynı ayına kıyasla yüzde 48.5 azalarak 3 bin 438 oldu.

BOLD – Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), mayıs ayına ilişkin kurulan-kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. TOBB’un verilerine göre kapanan şirket sayısı da yüzde 23.32 arttı. Mayısta geçen yılın aynı ayına göre ise kurulan şirket sayısı yüzde 48.46 azaldı.

İSTANBUL İLK SIRADA

Mayıs ayında kurulan toplam 3 bin 479 şirket ve kooperatifin yüzde 84.82’sini limited şirket, yüzde 14’ünü anonim şirket, yüzde 1,18’ini ise kooperatifler oluşturdu. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 33’ü İstanbul’da, yüzde 8,94’ü Ankara’da, yüzde 7.42’si İzmir’de kuruldu. Bu ay Iğdır’da şirket kuruluşu gerçekleşmedi.

EN ÇOK KAPANMA TOPTAN VE PERAKENDE TİCARETTE

Mayısta kapanan şirket ve kooperatiflerden 188’inin toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 73’ünün inşaat, 56’sının imalat sektöründe olduğu kayıtlara geçti. Bu dönemde kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin 542’sinin toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 181’inin ulaştırma ve depolama, 156’sının imalat sektöründe faaliyet gösterdiği belirlendi.

HDP: Demirtaş’ın siyasi rehine olduğu bir kez daha itiraf edildi

medyabold
Devamını Oku »

AKP’den yeni ‘güvenlik soruşturması’ teklifi

AKP, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği memuriyet öncesi güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla ilgili yeni bir teklifi Meclis’e sundu. Teklife göre üst kademe kamu yöneticisi ile milli güvenlik açısından stratejik görevlere atanacaklar için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacak.

BOLD – Teklifle, kamu kurum ve kuruluşu niteliğinde olmayan ancak ileri teknoloji gerektiren Ar-Ge faaliyetleri, bilişim teknolojileri ve savunma sanayi gibi sektörlerde çalışacak kişiler söz konusu soruşturma ve araştırmadan geçecek.

Anayasa Mahkemesi, nisan ayında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasına ilişkin kanun hükmünü özel hayatın gizliliğine aykırı bularak iptal etmişti. Güvenlik soruşturması için AKP, daha önce bir düzenleme getirmiş, muhalefetin tepkisi üzerine geri çekmişti. AKP, güvenlik soruşturmasını kısmen sınırlandıran bir teklif sundu.

CUMHURBAŞKANLIĞININ ATAYACAĞI KAMU GÖREVLİLERİ

Meclis’e sunulan teklifte AYM’nin iptal kararı sonrası kamuya girişlerde düzenleme yapılması gerektiği kaydedilerek, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacak kişiler sıralandı. Teklife göre Cumhurbaşkanlığınca atanacak “üst kademe kamu yöneticisi” ve “milli güvenlik açısından stratejik öneme sahip proje, birim, tesis hizmetlerinde çalışacak kişilere” güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacak. Güvenlik soruşturması MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve mahalli mülki amirler tarafından yapılacak. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını yürüten kişiler, ancak kendilerine iletilen taleple sınırlı olarak bilgi ve belgeye erişmeye yetkili olacak.

AİLE YAKINLARI DA ARAŞTIRILACAK

Teklifte güvenlik soruşturması için araştırma yapılması şu şekilde tarif edildi: “Yerinde yapılacak araştırmada, güvenlik soruşturmasında amaçlanan nedenle bağlı olarak kişi hakkında doğrulanabilir ve güncel bilgi edinimine imkan sağlayacak, husumet, kin, garez gibi saiklerle verilebilecek bilgileri ayıklamaya imkan tanıyan denetime elverişli araçlarla yapılacaktır. Ayrıca yerinden yapılacak araştırma, eğer kişinin görevine yansıyacak hususlar açısından bir gereklilik taşıyorsa başvurulacak bir yöntemdir. Bu gereklilik kişinin kendisi ve kapsama dahil yakınları açısından ayrı ayrı tespit edilir. Yakınları yönünden bir gereklilik bulunmadığı hallerde yakınları hakkında mevcut kayıtlar üzerinden araştırma tamamlanır.”

HDP: Demirtaş’ın siyasi rehine olduğu bir kez daha itiraf edildi

medyabold
Devamını Oku »

Afetzede çiftçiye kötü haber: TARSİM’i olmayana yardım yok

Dolu, sel, don gibi afetlere maruz kalan çiftçilere bir kötü haber de bakanlıktan geldi. Bakanlık afetzede çiftçilerden sadece tarımsal sigortadan yararlananlara yardım yapılacağını açıkladı.

BOLD – CHP Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca Denizli’nin Baklan, Bekilli, Bozkurt, Çal, Çameli, Çardak, Çivril, Güney, Pamukkale ve Serinhisar ilçelerinde 22 Mayıs ve 26 Mayıs tarihlerinde meydana gelen dolu ve don afetlerine ilişkin bilgileri, CİMER üzerinden yaptığı bilgi edinme başvurusuna gelen yanıtları kamuoyu ile paylaştı.

ÇİFTÇİNİN TÜM ÜRÜNLERİ ZARAR GÖRDÜ

CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan gelen yanıta göre Denizli’de 142 mahalle/köyde, 3511 üreticiye ait 55.740 dekar alanda arpa, ayçiçeği, ayva, bağ, barbunya, biber, buğday, ceviz, domates, erik, fasulye, gül, haşhaş, hıyar, karpuz, kavun, kekik, kiraz, mısır, patlıcan, silajlık mısır, şekerpancarı, tütün ekili ve dikili alanın etkilendiğini belirtti.

TARSİM DIŞINDA ÖDEME YAPILMAYACAK

Denizli’de don ve dolu felaketinde zarar gören çiftçilerin kaçının TARSİM kapsamında olduğuna dair soruyu yanıtsız bırakan Tarım ve Orman Bakanlığı, aşırı hava olaylarından zarar gören çiftçiye kötü haber verdi. Gelen yanıtta tarımsal sigortadan yararlanma imkanı bulunanlara 2090 sayılı Kanun kapsamında ayrıca yardım yapılamayacağı belirtildi.

BAKANLIK, ÇİFTÇİYİ ÇARESİZ BIRAKIYOR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, “Bakanlık zarar gören her çiftçimizin zararının tanzimi için uğraşmak yerine TARSİM dışında kalanlara yardım yapılmayacağını açık açık itiraf etmiştir. Bu itiraf sadece Denizli’deki çiftçileri değil, ülkemizin dört bir yanında aşırı hava olaylarından zarar gören çiftçilerimizi etkilemekte. TARSİM kapsamına girmeyen çiftçilerin zararı ne olacak?” dedi.

ÇİFTÇİ SİGORTA YAPTIRACAK PARAYI BULAMIYOR

Tarımsal üretimin ve tarımda kendi kendine yeterliliğin önemine dikkat çeken Karaca, “Bakanlık aşırı hava olaylarının sorumluluğunu çiftçiye yüklüyor. Açıkça sigorta yaptırmadıysan sana yardım edemem diyor. Borçları yüzünden sigorta yaptıracak parayı bulamayan, sigorta yaptıramayan üreticiyi çaresiz bırakıyor. Aşırı hava olaylarından zarar gören çiftçinin zararının giderilmesi için yapılacak yardımların TARSİM kapsamından çıkarılması, sigorta yaptırıp yaptırmadığına bakılmaksızın zararının giderilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması çağrımızı bir kez daha yineliyoruz” dedi.

 

“Muhalifler her gün tehdit, iftira ve hakaretle karşı karşıya kalıyor”

medyabold
Devamını Oku »

Emeklilerin enflasyon zammını TÜİK yuttu

Yılda iki kez enflasyon farkı oranında zam alan emeklilerin maaş artışı TÜİK’in açıkladığı şaibeli enflasyon rakamlarına kurban gitti. Marketteki enflasyon ile TÜİK’in açıkladığı enflasyon farkı emeklinin cebinden çıktı.

BOLD – Emeklilerin temmuz ayında alacağı enflasyon farkındaki zamlı maaşı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yuttu. Emekliler, TÜİK’ten dolayı alması gereken farktan daha az bir miktar alabilecek.

TÜİK İLE MARKET ARASINDAKİ FARK BÜYÜK

SSK, Bağ-Kur, tarım emeklileri, ocak ve temmuz olmak üzere senede iki kere ve bir önceki 6 aylık dönemde gerçekleşen, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranına göre maaşlarını zamlı alıyor. Son yılların tartışmalı kurumu haline gelen TÜİK şaibeli enflasyon oranlarıyla hem asgari ücretlinin hem de emeklinin maaş farklarını adeta yedi. TÜİK açıkladığı enflasyon oranlarıyla, sokaktaki enflasyon oranları arasında neredeyse yüzde 30’luk bir fark bulunuyor.

ZAM FARKI 3 TEMMUZ’DE NETLEŞECEK

TÜİK, 2020 ocak-mayıs enflasyonunu açıkladı. 5 aylık enflasyon yüzde 4.57 olarak gerçekleşti. Buna göre de SSK ve Bağ-Kur emeklileri için yüzde 4.57 zam alabilecek. Enflasyon bu oranın üstüne çıkarsa emekliler daha fazla zam alabilecek. Kesin zam oranı ise 3 Temmuz’da açıklanacak, geçmiş 6 aya ait enflasyon oranına göre netleşecek.

 

“Muhalifler her gün tehdit, iftira ve hakaretle karşı karşıya kalıyor”

medyabold
Devamını Oku »

HDP: Demirtaş’ın siyasi rehine olduğu bir kez daha itiraf edildi

HDP, Anayasa Mahkemesinin Selahattin Demirtaş hakkındaki ‘hak ihlali’ kararıyla ilgili açıklama yaptı. Kararın, Demirtaş’ın siyasi rehine olduğunu bir kez daha gösterdiği vurgulandı, “İktidar ateşle oynamaktadır” denildi.

BOLD – HDP’nin açıklamasında, “Demirtaş’a yönelik yürütülen yargı süreci yasa dışıdır ve Demirtaş siyasi rehinedir. İktidar tam dört kez verilen ihlal ve tahliye kararlarının yerine getirilmesini engelleyerek ülkede yasa dışı bir rejimin hakim olduğunu ilan etmiş bulunmaktadır” ifadesi kullanıldı.

Anayasa Mahkemesinin HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluk süresinin makul süreyi aştığı gerekçesiyle kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiği kararıyla ilgili HDP Merkez Yürütme Kurulu, yazılı açıklama yaptı.

ADALETİN ÇÖKÜŞÜNÜ GÖSTERDİ

Yürütmenin yargıya doğrudan müdahalesinin bir kez daha tescillendiği belirtilen açıklamada “Yürütmenin hatta bizzat Saray’ın, önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın tahliyesine ilişkin mahkeme kararlarına ilişkin ani ve hukuk dışı refleksleri, sadece Demirtaş’ın maruz kaldığı hukuksuzluğu değil, ülkede adaletin çöküşünü de göstermesi bakımından önemli ve üzerinde durulması gereken bir mesele halini almıştır” denildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bilindiği üzere Demirtaş hakkında dört kez tahliye yönünde karar verilmiş, ancak dördünde de adaletin terazisi iktidardan yana eğilmiştir. 4 Kasım 2016 yılında vuku bulan tutukluluk haline dair 20 Kasım 2018 tarihinde AİHM tarafından verilen Demirtaş kararında, tutukluluk sürecinin siyasi olduğu vurgusu yapılmış; tam da tahliye koşullarının oluştuğu noktada Cumhurbaşkanı tarafından yapılan “Biz de karşı hamlemizi yaparız, işi bitiririz” şeklindeki açıklama neticesinde başka bir dosyadan mahkûmiyet kararı verilerek Demirtaş’ın cezaevinden çıkışı engellenmişti.

TUTUKLULUĞU YASA DIŞI

2 Eylül 2019’da yargılamanın yürütüldüğü mahkemece adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine dair karar yerine getirilmezken, 1. Yargı Paketi kapsamında mahsup talebini sürüncemede bırakılarak Demirtaş hakkında soruşturma yürütülmeyen bir dosyadan tekrar tutuklanmasıyla yerine getirilmedi. Şimdi ise AYM, Demirtaş hakkında hak ihlali kararı verdi, ancak Demirtaş hâlâ cezaevinde. Hukuk, bu tutuklamanın yasa dışı olduğunu verdiği kararlarla dile getirmiştir. Türkiye’deki mahkemeler çekingence de olsa, bu tutukluluğu doğru bulmadıklarını verdikleri tahliye kararları ile ifade etmiştir.

DEMİRTAŞ, SİYASİ REHİNEDİR

Demirtaş’ın yargı sürecinin adı mahkeme kararları eliyle de konulmuştur: Yasa dışılık! Ve Demirtaş’ın iktidar tarafından tutulduğu konum bir kez daha itiraf edilmiştir: Siyasi rehine!
Demirtaş’a yönelik yürütülen yargı süreci yasa dışıdır ve Demirtaş siyasi rehinedir. İktidar tam dört kez verilen ihlal ve tahliye kararlarının yerine getirilmesini engelleyerek ülkede yasa dışı bir rejimin hakim olduğunu ilan etmiş bulunmaktadır. Ancak iktidar ateşle oynamaktadır. Bir ülkede adaleti sağlamaz, adaletin temeline dinamit koyarsanız kendinizle beraber tüm toplumu derin bir kuyunun dibine atmış olursunuz. Demirtaş kararı Türkiye yargısının turnusol kağıdıdır. Bu noktada iktidara değil; halkımıza, demokrasi ve hukuka inananlara, bu karanlık girdaptan çıkmak isteyenlere sesleniyoruz. Vicdanlı hakimlere sesleniyoruz. Cesaretin hepimizi bu karanlıklardan çıkaracağına inanıyoruz.”

“Muhalifler her gün tehdit, iftira ve hakaretle karşı karşıya kalıyor”

medyabold
Devamını Oku »

Her şey Binali Yıldırım için: Bu seçimin kaderini siz wushucular değiştirebilirsiniz!

Son günlerde adı pek çok usulsüzlükle anılan Wushu Federasyonu Başkanvekili Abdurrahman Akyüz’ün, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde Binali Yıldırım’ın kazanması için çalıştığı belirtildi. Akyüz’ün, Yıldırım için “Canla başla çalışmamız lazım” sözleri ortaya çıktı.

BOLD – AKP iktidarına yakınlığıyla dikkat çeken Türkiye Wushu Federasyonunun (TWF) Binali Yıldırım’a destek için lüks otelde toplantı düzenlediği belirtildi.

Toplantıda Türkiye Wushu Federasyonu Başkanı Abdurrahman Akyüz’ün Ekrem İmamoğlu’na yönelik, “Biz bu adamı mı belediye başkanı yapacağız? Yoksa nereden geldiği belli olmayan adamı mı belediye başkanı yapacağız? Milleti uyandırmamız gerekiyor. Bu seçimin kaderini siz wushucular değiştirebilirsiniz” sözler sarf ettiği kaydedildi.

Bir dönem Necmettin Erbakan’ın da yakın koruması olan TWF Başkanvekili Abdurrahman Akyüz’ün önderliğinde federasyon, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri döneminde AKP’nin adayı Binali Yıldırım’a destek verdiği vurgulandı.

SEÇİMİN KADERİNİ WUSHUCULAR DEĞİŞTİRECEK

Birgün’ün haberine göre Akyüz, federasyonun geçen sene İstanbul Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programında Binali Yıldırım’ın seçilmesi için çalışma içinde olduklarını söylemişti. Abdurrahman Akyüz, toplantıda şu ifadeleri kullandı: “Biz bu adamı mı belediye başkanı yapacağız? Yoksa nereden geldiği belli olmayan adamı mı belediye başkanı yapacağız? Çalışmamız gerekiyor. Milleti uyandırmamız gerekiyor. Biz büyük bir camiayız. Bu seçimin kaderini siz wushucular değiştirebilirsiniz. Türkiye Wushu Federasyonunun (TWF) Buna inanıyorum. 500 bin kişiye tesir edebileceğimiz bir gücümüz var. Allah’ın izniyle de buna inanıyorum.”

CANLA BAŞLA ÇALIŞMAMIZ LAZIM

Konuşmasında Yıldırım’ın propagandasını yapan Akyüz, “Binali Yıldırım’ın 26 projesi var, bunlar da hepimizi yakından ilgilendiren önemli maddeler var; vatandaşlarımızın İGDAŞ ve İSKİ’ye çeşitli sebeplerden dolayı ödeyemediği 1.5 milyar TL ana para, 500 milyon TL’ si de faiz olmak üzere yaklaşık 2 milyar TL borcu var. Bu kurumlara borçlarını kapatmak isteyen vatandaşlardan gecikme zammı ve cezası alınmayacak. Yani 500 milyon TL’yi silinmiş olacak. İstanbul’da bulunan 935 amatör spor kulübünün her birine ortalama 100 bin TL’lik malzeme ve ulaşım desteğinde bulunulacak. Canla başla çalışmamız lazım. Bu adam dediğini yapar. Binali Bey’in yapacağına inanıyorum.”

Midyat’ta HDP’den AKP’ye 3 transfer

medyabold
Devamını Oku »

Yandaş sendika Erdoğan’ı överken kıdem tazminatı düzenlemesini unuttu

En fazla üyeye sahip ikinci işçi konfederasyonu olan Hak-İş’in kıdem tazminatı düzenlemesi hakkında tutumu hala belirsizliğini koruyor. Başkan yardımcısı düzeyinde yapılan açıklamada ise kıdem eleştirisi yerine AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a övgüler dikkat çekti.

BOLD – İşçilerin en temel haklarından olan kıdem tazminatı konusunda değişiklik çalışmaları devam ederken, 666 bin 303 üyesiyle ikinci en fazla üyeye sahip işçi konfederasyonu olan Hak-İş’in bu konudaki tutumunun ne olduğu bilinmiyor.

ARSLAN’DAN HALA BİR AÇIKLAMA YOK

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre bakanlıkta ve Cumhurbaşkanlığında gerçekleştirilen toplantılara katılmasına karşın Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan dün itibarıyla kamuoyuna yönelik hiçbir açıklama yapmadı. Arslan adına genel başkan vekili Osman Yıldız değerlendirmede bulundu. Ancak konu hakkında konfederasyonun tutumunun ne olduğu yine anlaşılamadı.

AÇIKLAMADA CUMHURBAŞKANINA ÖVGÜ

Yıldız, şunları kaydetti: “Görüşmede, Cumhurbaşkanımızın sosyal diyaloğa verdiği önem memnuniyetle görülmüştür. Arslan, kıdem tazminatı konusunda, işçilerin beklentileri, haklar, süreç gibi konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş, konfederasyonumuz Hak-İş’in görüşleri, sorunlar ve yaklaşımımızı bir bütün olarak ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tarafların süreçlere katılımını sağlaması ve ortaklaştırma arayışlarına her zaman olduğu gibi değer verdiğini görmekten büyük memnuniyet duyduk. Bu çerçevede, sosyal taraflar arasındaki diyaloğun her zaman güçlü olmasını arzu eden Hak-İş Konfederasyonu olarak, bundan sonra da diyaloğun güçlendirilerek artırılacağını belirtmek istiyoruz.”

“Eşimin durumu hapiste daha kötüye gidiyor, hala teşhis yok, tedavi başlamadı”

medyabold
Devamını Oku »

Uyuşturucu madde çocukları tehdit ediyor: Üç ilde binlerce dava açıldı

Türkiye’de uyuşturucu madde kullanımı çocuklar arasında giderek artıyor. 2019’da İstanbul, Ankara ve İzmir’de çocuklar hakkında uyuşturucu madde kullanmak suçundan bin 979 mahkûmiyet kararı çıktı. Açılan dosya sayısı ise 4 bin 574 oldu.

BOLD – Adalet Bakanlığının verilerine göre geçen yıl yalnızca İstanbul’da 2 bin 764 çocuk, “Kullanmak için uyuşturucu madde satın almak” ya da “Uyuşturucu madde ticaretini kolaylaştırmak” suçundan yargılandı.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Dairesinin 2018 yılı verilerine göre, Türkiye sentetik uyuşturucu kullanımı sonucunda yaşanan ölümlerde Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. Öte yandan binlerce çocuk uyuşturucu kullanmak ya da satmak suçlamasıyla hakim karşısına çıktı.

Adalet Bakanlığının verilerine göre, 2019 yılında 130 bin 983 çocuk suça sürüklendi. Suça sürüklenen çocukların 77 bin 807’si hakkında mahkûmiyet kararı verildi. Ülkede suça sürüklenen 12-15 yaş aralığında toplam 88 bin 544 çocuk, “Mal varlığına karşı suç işlediği” gerekçesiyle hüküm giydi. Ülkenin kanayan yaralarından biri olan uyuşturucu kullanım yaşının düşüklüğü de Adalet Bakanlığının verilerine yansıdı.

UYUŞTURUCU DAVALARINDA ARTIŞ

Ankara, İstanbul ve İzmir’de, uyuşturucu kullanmak ya da satmak suçlamasıyla çocuklar hakkında açılan dosya sayısının 4 bin 574 olduğu belirtildi. Uyuşturucu satın almak, bulundurmak ya da kullanmak suçlamasıyla yalnızca İstanbul’da çocuklara ilişkin 2019 yılında 613 hüküm kararı alındı. Uyuşturucu ticareti yapmak suçlamasıyla İstanbul’da yargı önüne çıkartılan 881 çocuktan da 613’üne ceza verildi. İzmir’de ise uyuşturucu suçundan çocuklara 2019 yılında bin 57 dava açıldı. Toplam 345 mahkumiyet kararı verildi. Uyuşturucu kullandığı mahkeme kararı ile sabit bulunan 179 çocuk hakkında ise hükmün açıklanması geriye bırakıldı. İzmir’de 90 çocuk, “Uyuşturucu ticaretini kolaylaştırdığı” için hapis cezası aldı. Ankara’da ise çocukların uyuşturucu madde ticaretini kolaylaştırmaktan yargılandığı davalardan toplam 206 mahkûmiyet kararı çıktı. 2019 yılında Ankara’da 112 çocuk, uyuşturucu kullandığı gerekçesiyle hüküm giydi.

ÇOCUKLARI CEZAEVİNE GÖNDERMEK ÇÖZÜM DEĞİL

Uyuşturucu madde kullanımında ergenlik döneminin en riskli dönem olduğunu söyleyen CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, ülkede bağımlılık yaşının 10’a kadar düştüğünü kaydetti. Sorunun çözümü yerine, yalnızca çocukları tutuklamak ve cezaevine göndermenin çözüm olmayacağını, krizin daha da büyüyeceğini ifade eden Yüceer, “Çocukların uyuşturucu ticareti’ çok sıkıntılı bir değerlendirme. Çocuk uyuşturucu satıcısı olmaya nasıl karar verebilir? Bunu temel olarak bir çocuk istismarı olarak değerlendirmek zorundayız. Çocukları suçlamak, uyuşturucunun kaynağı olan, onları satışa zorlayan, suça iten ve bu alanda istismar eden kişilere ulaşmamak için kolaycılıktır. Gerçek suçun, esas faillerin üstünü örtmektir. Çocuklar için ‘suça sürüklenmek’ tanımı tek başına yeterli değil. Çocukları sanık değil mağdur olarak değerlendirmek zorundayız” dedi.

Dündar hakkında ‘ormana tarla açma’ suçundan yakalama kararı

medyabold
Devamını Oku »

Uzaktan eğitim eşitsizlik makasını açtı!

Eğitim-Sen’in hazırladığı ‘Salgında Eğitim Raporu’ pandemi sürecinde bütün öğrencilerin uzaktan eğitimden tam anlamı ile faydalanamadığını gözler önüne serdi.

BOLD – Koronavirüs salgını sebebiyle sekteye uğrayan eğitim sürecine AKP iktidarı, uzaktan çözümü ile çare bulmaya çalıştı. Ancak ortaya çıkan tablo zaten sıkıntıları bulunan eğitimin probleminin bu dönem katlandığını gösterdi. Cumhuriyet’ten Figen Atalay’ın haberine göre Eğitim-Sen’in ‘Salgında Eğitim Raporu’ söz konusu resmi net şekilde göz önüne getirdi.

EVİNDE TELEVİZYON BİLE OLMAYAN ÖĞRENCİLER MAĞDUR OLDU

Buna göre internet erişimi olmayan, evinde bilgisayar, tablet, hatta televizyon bulunmayan öğrenciler, uzaktan eğitimden yararlanamadı. Özellikle sınav senesindekiler için eşitsizlik daha yoğun yaşandı. Sendika Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Salgın sürecinde siyasi iktidarın eğitim alanındaki politikaları noktasında tercihinin her süreçte olduğu gibi öğrencilerden, öğretmenlerden, eğitim ve bilim emekçilerinden değil; sermayeden yana olması yaşanılan sorunları artırdı” dedi.

UZAKTAN EĞİTİM YÜZ YÜZE EĞİTİMİN YERİNİ ALAMAZ

105 maddelik raporda yer alan bazı sıkıntılar şu şekilde sıralandı:

  • MEB yöneticilerinin yaptığı açıklamalardan dolayı uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini alabileceğine dair yanlış bir algı oluştu. Bunun hızlıca değiştirilmesi gerekiyor.
  • Uzaktan eğitimde kullanılan içeriklerin denetimi yapılmalı, uygun olmayan içerikler kullanılmamalı.
  • Bazı derslerin anlatımındaki olumsuzluklar, iktidarın siyasal ve ideolojik amaçlarını eğitime hâkim kılma isteğinin bir sonucu. Uzaktan eğitimde de ders içerikleri bilimsel ölçülere göre oluşturulmalı.
  • Öğretmenler istekleri dışında ve uzmanlık alanlarına uygun olmayan şekilde ‘vefa destek gruplarında’ görevlendirildi.
  • Öğretmenler, eğitim yöneticilerince salgın döneminde başlatılan yardım kampanyalarına bağışa zorlandı.
  • Haziran 2020 döneminde sadece 20 bin öğretmen atanması yeterli değil.
  • Eğitim yöneticileri Eğitim Bilişim Ağı’nı (EBA) öğretmenler için yarışma ve rekabet alanına dönüştürüyor.
  • Okulların ve üniversitelerin fiziki yönden ‘yeni normale’ göre hazırlanması, bugüne kadar devam eden işleyişin yeni normale göre yeniden düzenlenmesi gerekiyor.

LGS ve YKS adaylarına, ailelerine ve görevlilere TTB’den korona önerileri

medyabold
Devamını Oku »

19 Haziran 2020 Cuma

“Düzenleme kabul edilirse işçi çıkarmak zorunda kalırız”

İşsizlik sigortası işveren payını iki katına çıkaracak düzenlemeye sanayicinin tepkileri artıyor. Son olarak OSİAD Başkanı Süleyman Ekinci düzenlemenin kabul edilmesi halinde işverenlerin işçi çıkarmak zorunda kalabileceği uyarısında bulundu.

BOLD – İşsizlik sigortası işveren payını iki katına çıkaracak düzenlemeye tepkiler artıyor. İşverenin yükünü artıracağı, işçi çıkarmaya yol açacağı ve üretimi düşüreceği vurgulanıyor.

İŞÇİ ÇIKARMAK ZORUNDA KALINABİLİR

Ostim Sanayici ve İşinsanları Derneği Başkanı (OSİAD) Süleyman Ekinci, İşsizlik Sigortası Fonu’na ilişkin işveren katkı payının iki katına çıkarılmasını öngören düzenlemenin iş gücü maliyetlerini yükselteceğini belirterek, “Düzenleme kabul edilirse işverenler, işçi çıkarmak zorunda kalabilir ya da kaçak işçi çalıştırma yoluna gidebilir” uyarısında bulundu.

İSTİHDAMDA KAYIT DIŞILIK ARTAR

Ekinci, İstihdam Kalkanı Paketi’nde İşsizlik Sigortası Fonundaki işveren payının iki katına çıkarılmasının öngörülmesine karşı yazılı açıklama yaptı. İşveren ve işçi payındaki artışın yasalaşması durumunda, istihdam kayıplarının yaşanacağını, kayıt dışılığın yaygınlaşacağını, dolayısıyla çalışma barışının bozulacağını söyleyen Ekinci, “İşletmeler kendi varlıklarını devam ettirip ettirmemenin endişesini yaşıyor” dedi.

DÜZENLEMEYİ ŞAŞKINLIKLA KARŞILIYORUZ

Destek paketlerinin borçlanmayı artırdığını, ödemelerin ertelenmesi nedeniyle sonbaharda KOBİ’lerin daha büyük zorluklarla karşılaşabileceğini vurgulayan Ekinci, “İşçi ve işveren kesimi salgının ortaya çıkardığı ağır tahribatın altından kalkmaya çalışırken iş gücü maliyetlerini artıracak bir düzenlemenin gündeme gelmesini şaşkınlıkla karşılıyoruz. Hükumetimizin, çalışma barışının korunması açısından bu niyetinden vazgeçmesini umuyor ve talep ediyoruz” dedi.

“Eşimin durumu hapiste daha kötüye gidiyor, hala teşhis yok, tedavi başlamadı”

medyabold
Devamını Oku »

Sanayiciden hükumete uyarı: Üretim ve istihdam azalır

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu Başkanı Memiş Kütükcü, İşsizlik Sigortası Fonundaki işveren payının artırılmasını öngören düzenleme konusunda hükumeti uyardı. Kütükçü, düzenlemenin sanayi üretimi ve istihdama olumsuz yansıyacağının altını çizdi.

BOLD – Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, İşsizlik Sigortası Fonundaki işveren payının artırılmasını öngören düzenlemenin sanayi üretimini tedirgin ettiğini vurgulayarak, kanun değişikliği hazırlığından vazgeçilmesini istedi.

İŞVERENİN YÜKÜNÜ ARTIRIR

Normalleşme süreci ile birlikte OSB’lerde toparlanma sürecinin başladığına dikkat çeken Kütükcü, yapılmak istenen düzenlemeyle işverenin yükünün artacağını ve sanayi üretimini frenleyeceğini vurguladı. Kütükcü, organize sanayi bölgeleri ülkenin sanayi üretiminin yüzde 34’ünü, istihdamın da yüzde 36’sını gerçekleştirdiğinin altını çizdi.

İSTİHDAMA OLUMSUZ YANSIR

Kütükçü, şunları kaydetti: “Yaraların sarılmaya çalışıldığı dönemde yapılması istenen bu düzenleme, sanayi üretimine ve istihdama olumsuz yansıyacaktır. Biz üretim kararlılığı gösteriyoruz. Devletimizin de bu konuda hassasiyet göstermesini ve bu kanun hazırlığından vazgeçmesini talep ediyoruz.”

“Eşimin durumu hapiste daha kötüye gidiyor, hala teşhis yok, tedavi başlamadı”

medyabold
Devamını Oku »

“Muhalifler her gün tehdit, iftira ve hakaretle karşı karşıya kalıyor”

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, muhalif kesimin her gün tehdit, iftira ve hakaretle karşı karşıya kaldığını belirtti. Artan işsizliğe işaretle “Tencere AKP’yi sallıyor. Yakında gidecekler” tespiti yaptı.

BOLD – Küçük esnafın ‘yok olmak’ tehdidi altında bulunduğunu dile getiren İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, artan işsizlikten hareketle AKP iktidarının sona yaklaştığını kaydetti. Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan ve “Tencere AKP’yi sallıyor. Yakında gidecekler” diyen Akşener, koronavirüs salgını sürecinde il ve ilçeleri gezdiğini izlenimlerini her grup konuşmasında anlattığını ifade etti.

İyi Partinin bu haftaki grup toplantısında Ankara Kahveci Odası Başkanı İsa Güven, esnafın sıkıntılarını anlattı.

SALI GÜNÜ KÜRSÜDE İŞSİZ GENÇ OLACAK

İyi Parti lideri, “Esnafın durumu pek bilinmez, fark edilmez. Kahvehanede en az 2-3, küçük lokantada 6-7 kişi çalışır. Küçük esnaf, aslında çok büyük bir istihdam kaynağıdır” dedi. ‘Memleket Masası’ teklifi ile ülke sorunlarını konuşmak istediklerini ancak AKP ve MHP’nin bunu reddettiğini hatırlatarak “Şimdi de ‘Millet Kürsüsü’ kurduk. Salı günü TBMM’deki grup toplantımızda kürsüde işsiz bir gencimiz olacak. İnsanımız inanılmaz ölçüde fakirleşiyor” şeklinde konuştu.

Mart’ta İyi Parti’den istifa eden Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal, AKP’ye katıldı.

SEÇİMİ KAZANAMAYACAKLARINI BİLİYORLAR

Muhaliflerin, kimi çevrelerce her gün tehdit, iftira ve hakaretlere maruz kaldığına dikkat çekerek “Her gün birinin kıyma makinesine atıldığı” yorumu yaptı. AKP’nin Siyasi Partiler Kanunu ile ilgili düzenleme niyetini de ‘kazanamayacaklarını bildikleri’ seçimi ‘Nasıl kazanırız?’ anlayışı şeklinde tanımlayan Akşener, sözlerini şöyle noktaladı: “Yasa’nın değişmesinde sakınca yok. Milletvekili transferini önlemek istiyorlar. Daha yakında parti değiştiren milletvekiline rozet taktılar.”

Midyat’ta HDP’den AKP’ye 3 transfer

medyabold
Devamını Oku »

6 saatlik sokağa çıkma yasağı başladı

LGS sınavı için alınan sokağa çıkma yasağı kararı, saat 09.00 itibarıyla yürürlüğe girdi. Yasak saat 15.00’e kadar devam edecek.

BOLD – Liselere Geçiş Sınavı (LGS) birinci oturumu 09.30’da başlayıp 10.45’de tamamlanacak, ikinci oturumu 11.30’da başlayıp 12.50’de tamamlanacak. 20 Haziran Cumartesi günü 09.00 ile 15.00 saatleri arasında tüm yurtta sokağa çıkma yasağı uygulanması kararı uygulanmaya başladı. Saat 15.00’e kadar sürecek sokağa çıkma yasağı başladı.

İçişleri Bakanlığı, LGS’nin yapılacağı 20 Haziran Cumartesi günü 09.00-15.00 ile YKS’nin yapılacağı 27 Haziran Cumartesi 09.30-15.00 ve 28 Haziran Pazar 09.30-18.30 saatleri arasında 81 ilde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağını açıklamıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Önce İsmail Küçükkaya şimdi de eski eşi Eda Demirci çıkarttı

Fox TV’nin ekran yüzü İsmail Küçükkaya’nın eski eşi Eda Demirci’ye psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı haberlerinin ardından taraflar, birbirleri hakkında mahkemeden uzaklaştırma kararı çıkarttı.

BOLD – Görsel sanatlar öğretmeni Eda Demirci, 2 yıllık evlilikleri süresince İsmail Küçükkaya’nın kendisine şiddet uyguladığını iddia etti. Ünlü isim hakkında İstanbul 1. Aile Mahkemesinden 2 aylık uzaklaştırma kararı çıkardı. Demirci’nin avukatı Ahmet Çetinkaya, İsmail Küçükkaya’yı eleştirdi. Sosyal medya ve basında asılsız açıklamalar yaptığını savundu. Çekintaya şöyle konuştu: “Taraflar arasında gerçekleştirilen anlaşmalı boşanma protokolü gereği müvekkilimiz Eda Demirci’ye düğün takıları karşılığında yapılan (550 bin TL) ödeme ön plana çıkarılarak deyim yerindeyse şiddete değer biçilmeye çalışılıyor.”

Hürriyet’in haberine göre avukat Çetinkaya, Küçükkaya’nın, şu an Samsun’da yaşayan eski eşinin basına verdiği demeçlerin ardından bazı yakınları ile iletişime geçtiğini aktardı ve şunları dile getirdi: “Küçükkaya, eski eşi Demirci’nin yakınlarına şiddet mağduriyetine ilişkin açıklamalarına devam etmemesi için telkinde bulunmuş, müvekkilimiz üzerinde psikolojik baskı kurmaya çalışmıştır. Küçükkaya’yı tüm şiddet mağduru kadınlar nezdinde müvekkilimiz Eda Demirci’den özür dilemeye davet ediyoruz.”

İsmail Küçükkaya, eski eşine uyguladığı iddia edilen fiziksel ve psikolojik şiddet iddialarını kesin bir dille yalanlamıştı. Mahkemenin aldığı ‘gizlilik’ kararı nedeniyle bugüne kadar bu konu hakkında detaylı bir açıklama yapmadığını belirten Küçükkaya, “Ortada bir şiddet olmadığı için haliyle delil de yok. İddia sahibi iddiasını ispat edebilirse verilecek her türlü cezaya razıyım. Bunlar şahsıma yönelik bir karalama” demişti. Küçükkaya da avukatı Kezban Hatemi aracılığıyla eski eşi Eda Demirci için 4 gün önce İstanbul 1. Aile Mahkemesi’nden 2 aylık uzaklaştırma kararı çıkartmıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Midyat’ta HDP’den AKP’ye 3 transfer

Mardin Midyat’ta 3 HDP’li belediye meclis üyesi partilerinden istifa edip AKP’ye katıldı. AKP’li Belediye Başkanı Veysi Şahin, ‘parti ayrımı yapmadıklarını’ iddia ederken yeni AKP’liler “Gurur duyuyoruz” dedi.

BOLD – Halkların Demokratik Partisi (HDP) listesinden 31 Mart 2019 seçiminde Midyat Belediyesi meclis üyeliğine seçilen Havva Balcı Akgül, Bedii Alğaç ve Adnan Ağırman, 9 ay önce partilerinden istifa etti. Görevlerini ‘bağımsız’ sürdüren 3 isim, iktidar partisine geçti. AKP’li Belediye Başkanı Veysi Şahin ve AKP İlçe Başkanı Atilla Yarış’ın katıldığı törenle yeni AKP’lilere rozet takıldı.

Parti ayrımı yapmadıklarını ileri süren Belediye Başkanı Şahin’in sözlerine destek veren Havva Balcı Akgül, “AKP kimseyi ayırmadan siyaset yapmaktadır. Halk için bu yönetime muhalefet yapmanın yeri olmadığını gördük ve AKP’ye geçmeye karar verdik. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sevdası AKP’nin bir neferi olmakla gurur duyacağız. HDP’de aradığımızı bulamadık” dedi.

Gazeteci Batuhan Çelik’e saldırı iddiası

medyabold
Devamını Oku »

“Eşimin durumu hapiste daha kötüye gidiyor, hala teşhis yok, tedavi başlamadı”

Dua mesajları gerekçe gösterilerek hapse atılan yönetmen Fatih Terzioğlu’nun sağlığı cezaevinde bozuldu. 1.5 aydır sürekli kusan Terzioğlu’nun eşi Esra Terzioğlu, bir an önce teşhis konulması ve tedaviye başlanmasını istedi.

SEVİNÇ ÖZARSLAN

BOLD ÖZEL – 21 aydır Silivri Cezaevinde bulunan yönetmen Fatih Terzioğlu (40), Ramazan Bayramı’ndan bu yana çok hasta. Henüz teşhis konulmadığı için hastalığı nedir bilinmiyor. Ancak kandaki enfeksiyon değeri bir hafta içinde 19’dan 38’e yükseldi. Cezaevinde geç teşhis konulan ve tedavisi geciktirilen birçok hasta hayatını kaybetti. Fatih Terzioğlu’nun ailesi de şu anda paniklemiş durumda. Cezaevini aradıklarında her zaman yeterli bilgi alamıyorlar. Hastanın tam teşekküllü bir hastaneye götürülmesini ve bir an önce tedavisine başlanmasını istiyorlar.

Telefonuna gelen 15 tane dua mesajı yüzünden 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan ve cezası Yargıtay tarafından onaylanan Fatih Terzioğlu’nun eşi Esra Terzioğlu, bir aydır yaşadıklarını Bold Medya’ya anlattı.

Esra-Fatih Terzioğlu ve kızları.

Eşiniz ne zaman hastalandı?

Geçtiğimiz Ramazan Bayramı’ndan beri sürekli istifra ediyor. Geçen yıl mayıs ayında hüküm aldı. Ondan sonra anti-depresan kullanmaya başlamıştı. Bayramda önce ilacı kesmişler, pat diye. 9 ay kullandığı için artık ara vermesi gerektiği söylendi. O ilaçlar ağır, pat diye kesilince çok etkiliyor. Bir de bu dönemde kesilmemeliydi. Psikolojik olarak hiç iyi değildi.

Kaç yıl ceza verdiler, niçin tutuklanmıştı?

21 ay önce tutuklandı eşim. İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Şubatta Yargıtay onayladı cezayı. Bylock’tan ceza verdiler. İçeriğinde 15 tane dua mesajından başka bir şey yok. Bunu mahkemede de gördüler. Şu an Yargıtay’ın kabul ettiği haliyle bile! eşimin Bylock kullanması suç değil. Play Store’dan indirmiş, şifreli indirilmemiş, 2 ay durmuş telefonunda, kendi yazdığı hiçbir mesaj yok. Birkaç dua gelmiş sadece. Ceza almaması için bunlar yeterliydi ama dikkate alınmadı.

Hastalığını nasıl öğrendiniz?

Bayramdan son istifralar başladı. İlk başta kendisi korktu. Doktora gitmek istemedi. Hastaneye gidince karantinaya alıyorlar. Karantina koğuşları malum zor. Bunların da etkisi oldu. Sonra midedir, geçer diye düşündü. İkinci hafta revire çıkmak için dilekçe yazdı. Almadılar. Sonra üçüncü hafta, perşembe gecesi yani 12 Haziran’da gece 01.00’de hastaneye kaldırılmış. Ben e-Nabız’dan gördüm.

Hangi tahliller yapıldı?

Kandaki keratin, her şeyi çok kötü çıkmış. Şekeri yüksek, üresi yüksek. Kandaki enfeksiyon değeri (CPR) 19 çıkmış, serum verilmiş. Bulantı kesiciler yapılmış. Sonra cumartesi akşamı hastaneden çıkarılmış. Pazar günü avukatımıza durumu bildirdiler. Neden çıkardınız diye itiraz ettik. “Durumu iyi olmasaydı çıkarmazdık” dediler. Ben tekrar durumunu takip etmeye başladım. Pazar, pazartesi, salı, çarşamba her gün sabah 09.00’da revirde muayene edildiği görünüyor sistemde. “Tıbbi muayene yapıldı” diye yazıyorlar. Gözetimde tutuyorlar, önemli bir şey yok demek ki iyi gidiyor, geçecek diye düşünüyorum. Halbuki durum öyle değil.

Nasılmış durumu?

Çarşamba günü (17 Haziran 2020) eşimin telefon günüydü. “Cumartesi akşamından beri tek kişilik hücrede karantinadayım ve aynı şekilde kusuyorum. Yediğim her şeyi çıkarıyorum. Bana hiçbir tedavi uygulanmıyor. Anti-depresanı tekrar vermeye başladılar. Yarım yarım alıyorum. Sabahları gelip veriyorlar.” dedi.  Yani sabah onu verdikleri saati, muayene olmuş gibi sisteme giriyorlar. Aslında muayene yok. Hastaneye götürmediler mi dedim. “Her gün hastaneye gitmiyorum, ne doktor geliyor, ne muayene ediyorlar. Sadece ilacı verip gidiyorlar. Aynı şekilde kustuğum için o ilaç da içimde durmuyor.” dedi. Biz tabi çok panikledik. Ben her yeri arayınca, avukatımız da dilekçe verince dün hastaneye götürdüler. Ama cezaevinin içindeki hastaneye. Biz tam teşekküllü bir hastaneye gitsin istiyoruz, götürmüyorlar. Hala teşhis konulmadı. Geç konulan teşhis ve geç başlayan tedaviler yüzünden birçok insan cezaevinde hayatını kaybetti. Eşimin başına da aynı şeyler gelmesinden korkuyorum. Bizi en çok endişelendiren teşhis ve tedavi yok.

Hasta haliyle 23 ay daha cezaevinde yaşamak zorunda olan Fatih Terzioğlu’nun biri 11, biri 5 yaşında iki çocuğu var.

Kampüsteki hastanenin doktoru ne diyor?

Bu defa dahiliye doktoru bakmış. Tahlilleri tekrar yapılmış. İlk doktora gittiğinde böbreklerin iflas derecesinde demişlerdi. Böbrekteki sıkıntıları şu an iyi çıkmış. Fakat CRP’si iki katına çıkmış. Geçen hafta 19 olan CRP bu hafta 38. CRP yükseldiği zaman vücutta bir yerde enfeksiyon var demek. Bunu bulmaları gerekiyor. Eğer azsa, viral enfeksiyon deyip antibiyotik vermeden geçebiliyor. Ama eşim kusmaktan perişan halde.

İdrar tahlili istemişler ama sonuç çıkmamış. İdrar enfeksiyonu ya da koronadan olabileceği söylediler. Ateş yok diye korona testi zaten yapılmıyor. Ateşsiz de korona geçirenler olabiliyor. Yani bir an önce bu enfeksiyonun sebebi öğrenilip tedavi edilmesi gerekiyor. Yoksa her şey kötüye gidiyor. Gıdasızlık, susuzluk böbreklerine, organlarına hasar veriyor. Gecikilip vücudunu hasar görmesi ya da kötü bir hastalıksa eğer tedavide geç kalınması bizi endişenlendiriyor.

Şu an eşiniz nerede? Hastanede mi, cezaevinde mi?

Cezaevinde tek kişilik hücrede. Karantina sürecinde. Hücrede tek başına olmasına bir şey demiyoruz, karantina sürecinde olmak zorunda. Fakat sürekli kusuyor. Korona testi yapılmadığı için hastaların yanına koyamıyorlar, kendi koğuşuna da götüremiyorlar. Biz bunlara bir şey demiyoruz ama orada fenalaşsa bir şey olsa kimsenin haberi olmayacak.

Sadece e-Nabız’dan mı ne olup bittiğini görüyorsunuz, telefonla bilgi veriyorlar mı? 

Her zaman aradığımızda yeterli bilgi alamıyoruz. Mesela önceki akşam cezaevini aradım. Hastaneye gitti, ne durumda diye. Bir sürü azarladılar beni. Daha önce güzel konuşuyorlardı. “Gece 12 oldu ben evime gidemedim, eşini götürdük, iyi, serum verdiler, reçete de yazıldı” dedi. E-Nabız’da görünmüyordu bunlar. Ben kavga da etmiyorum kimseyle. Bilmiyorum onlara da mı vermiyorlar.

Dün gece 22.30’da aradım. Bu sefer Allah karşıma iyi bir gardiyan çıkardı. Tek tek bana açıkladı. Eşimi bugün doktora götürmüşler ve 3 gün üst üste verilecek şekilde serum yazmışlar. Her gün revire çıkarıp serum vereceklermiş. MR için önümüzdeki hafta pazartesine (22 Haziran 2020) randevu vermişler. Ama pazartesi eşim bizimle görüşmek için dilekçe yazmıştı. O yüzden hastaneye gitmek istememiş. Daha sonra götürülecek dedi gardiyan. Benim derdim birilerine iftar atmak ya da yalan yanlış şeylerin yazılması değil. Şu anda tek derdim teşhis konulup tedavi başlasın.

Cezaevlerinde kapalı görüşler başladı. Sizinki ne zaman, eşinizi 3 haftadır hiç göremediniz mi? 

Dün kapalı görüş vardı. Eşim karantinada olduğu için gidemedim. Fakat eşimin koğuş arkadaşının eşi haber gönderdi. “Fatih beyi görünce korkmasın.” demiş. O derece zayıflamış. E-Nabız’da hala kilosu 88 görünüyor.

Eşinizin STV’de yönetmenlik yaptığı biliniyor. Kanal kapanınca ne yaptınız? 

Sungurlar dizisinde ikinci yönetmendi. Zaten sonra kanal kapandı. STV kapanınca bir yıl işsiz kaldı. TRT’ye dizi çeken Adını Sen Koy dizisinde çalıştı bir ay. Sezon finali girdi. Sonra 15 Temmuz sabahı, daha olaylar olmadan önce eşimi işten çıkardılar. Ondan sonra zaten piyasada hiç iş bulamadı. Bir dönercide iki yıl garsonluk yaptı. Zaten o dönemde tutuklandı. Bir yıl önce pasaportunu istemişlerdi, gitti kendisi götürdü. Nedenini sorduğunda hakkınızda soruşturma var söylediler. Yaşadıklarına rağmen eşim buradaydı, bir yere gitmedi. Mahkemede bunları hep söyledik ama dikkate alınmadı.

15 santim büyüklüğündeki kistle cezaevinde yaşıyor

medyabold
Devamını Oku »

Yükseköğretim Kurumları Sınavı Danıştay kararı ile 27-28 Haziran’da yapılacak

Danıştay 8. Dairesi, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın yapılmasına ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davayı reddetti. Buna göre imtihan 27-28 Haziran tarihlerinde yapılacak.

BOLD – İyi Parti İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu’nun Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) 25-26 Temmuz’dan 27-28 Haziran’a çekilmesi kararında yürütmenin durdurulması talebiyle açtığı davada karar çıktı. Danıştay 8. Dairesi, iptal istemini reddetti. Adaylar kendini 27-28 Haziran’a göre hazırlayacak.

Kimlik kartı, ehliyet ve banka kartı tek kartta birleşecek!

medyabold
Devamını Oku »

Türk-İş yargıya gitti: Samsun Atakum’a 80 milyon liralık 8 katlı kütüphane yapacaklar!

Cumhurbaşkanlığı yerleşkesindekinden sonra Türkiye’nin ikinci büyük kütüphanesi için protokol imzalandı. Samsun Atakum’da ‘Türk-İş Eğitim Merkezi alanı’na inşası planlanan yapı 80 milyon liraya mal olacak.

BOLD – Samsun Büyükşehir Belediyesi, Atakum’daki Türk-İş Eğitim Merkezi’nin bulunduğu alana 8 katlı kütüphane yapma kararı aldı. Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı protokolü imzaladı. 44 yıllık Türk-İş Hizmet binası, konferans salonu ve otel hizmeti veriyordu ve 25 milyon lira bedelle satışa çıkarılmıştı.

AKP’li Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir (sol) ile Kültür ve Turizm Müdürü Adnan İpekdal

İLK DURUŞMA YAPILMADAN BU DURUMLA KARŞILAŞTIK

Cumhuriyet’ten Cemil Ciğerim’in haberine göre Büyükşehir Belediyesi bölgeyi, sosyal tesisten eğitim alanına çevirince, 20 Şubat’ta yapılması gereken ihale iptal edildi, kütüphane inşası kararı alındı. Türk-İş Konfederasyonu Samsun İl Temsilcisi Şaban Çılgın, “Alan bizim. Büyükşehir Belediyesi haberimiz olmadan sosyal tesis alanını eğitim alanına çevirdi. İtirazlarımızı yaptık, dikkate alınmadı. Satış ihalesi de bu nedenle iptal oldu. İmar planının iptali konusunda dava açtık. Davanın ilk duruşması yapılmadan bu durumla karşı karşıya kaldık. Hayretler içerisindeyiz” dedi.

AKP’li Kılıç’ın davasına bakan hâkim tayin edildi: “Yargı AKP militanlarına teslim”

medyabold
Devamını Oku »

Kimlik kartı, ehliyet ve banka kartı tek kartta birleşecek!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yeni kimlik kartıyla birlikte banka kartı ve ehliyetin tek kartta birleşeceğini söyledi. Soylu, “Artık ehliyetimizi yanımızda taşımamız gerekmeyecek. Yakın zamanda Türkiye’ye bunu müjdeleyeceğiz” dedi.

BOLD – Kanal D canlı yayınına katılan Süleyman Soylu, yeni kimlik kartlarıyla ilgili açıklama yaptı.

Soylu, “Yeni kimlik kartımızla birlikte banka kartımız ve ehliyetimiz tek kartta birleşmiş olacak” dedi. Soylu, “Yakın zamanda Türkiye’ye bunu müjdeleyeceğiz. Ehliyeti bunun üzerine yükleyeceğiz. Ehliyeti jandarma-polis bakmak istediğinde çipe dokundurmuş olacak. Yeni kimlik kartımız SGK ve e-imza hizmeti de sunacak” ifadelerini kullandı.

AKP’li Kılıç’ın davasına bakan hâkim tayin edildi: “Yargı AKP militanlarına teslim”

medyabold
Devamını Oku »

Enes Kanter’in babası beraat etti

NBA’de yıldızı Enes Kanter’in babası Prof. Dr. Mehmet Kanter, cemaate üyeliği iddiasıyla yargılandığı davada beraat etti. Kanter’in 15 yıla kadar hapsi isteniyordu.

BOLD – KHK ile görev yaptığı okuldan uzaklaştırılan Enes Kanter’in babası Prof. Dr. Mehmet Kanter’in Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesinde cemaat üyeliği iddiasıyla yargılandığı davada dün karar çıktı. Prof. Kanter’in beraatine karar verildi.

Mehmet Kanter’in dijital materyallerinin incelenmesi sonucu cep telefonunda Fethullah Gülen’e ait bir fotoğraf bulunduğu belirtilmişti. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanık Mehmet Kanter’in “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyordu.

Hasta tutuklu Fatih Terzioğlu hastaneye götürülmüyor: İhmalin hesabını kim verecek?

medyabold
Devamını Oku »

Santral filtrelerinde usulsüzlük şüphesi!

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, çevre mevzuatına uymadıkları için kapatılan termik santrallere takılan filtrelerle ilgili ‘yolsuzluk’ şüphesini Çevre Bakanı Murat Kurum’a sordu.

BOLD – Çevre mevzuatlarına uymadığı gerekçesiyle geçici kapatılan 6 santralın 14 ünitesine 142 milyon liraya filtre takıldığı açıklandı. Sayıştay’ın Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) denetim raporuna göre ise 18 Mart Çan Termik Santrali’nin yalnız 2 ünitesine 289 milyon liraya filtre takıldığı belirlendi.

STANDARTLARA UYGUN OLMAYAN MI TAKILDI?

Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre söz konusu durum “Termik santrallere standartlara uygun olmayan filtreler mi takıldı?” sorusunu gündeme getirdi. Eski santrallerden 5’i Ocak’ta yükümlülükleri gerçekleştirene kadar kapatılmış, 1’ine kısmi izin, 4’üne iyileştirme yapmaları kaydıyla Haziran sonuna kadar geçici çalışma izni verilmiş, 3 santralinse mükellefiyetleri yerine getirdiği bildirilmişti.

BAKAN: MEVZUATA UYGUN HALE GELDİ

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da geçen günlerde, “Yaklaşık 142 milyon liralık çevresel yatırımlarını tamamlayan Soma Termik Santrali’nin 6 ünitesinden 4’üne, Kangal Termik Santrali’nin kapalı 2 ünitesine, Çatalağzı Termik Santrali’nin kapalı 2 ünitesine, Seyitömer Termik Santrali’nin 4 ünitesinden 2’sine, Tunçbilek Termik Santrali’nin 3 ünitesinden 2’sine, Afşin A Termik Santrali’nin 4 ünitesinden 2’sine 1 yıl geçici çalışma ruhsatı verilmiştir. Üniteler ve bacalar mevzuata uygun hale getirilmiştir” demişti.

NEREDEN BAKSAN TUTARSIZLIK

Konuyu soru önergesiyle Meclis gündemine taşıyan CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Sayıştay’ın EÜAŞ 2018 denetim raporuna göre sadece 18 Mart Termik Santrali’ne baca gazı kükürt arıtma tesisi kurulmasına 289 milyon 444 bin lira harcandığını hatırlatıp “Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan çelişki! Ya 14 ünitenin filtresi standartlara uygun değil, ya EÜAŞ’de milyonlarca lira yolsuzluk yapılmış. Hangi usulsüzlüğün veya yolsuzluğun yapıldığı sorusunun yanıtını Sayın Kurum’dan bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Su kaybı yüzde 65 seviyesinde: Eğirdir Gölü kuruyor!

medyabold
Devamını Oku »

Su kaybı yüzde 65 seviyesinde: Eğirdir Gölü kuruyor!

Eğirdir Gölü’nden aşırı su tüketimi özel korunan alanı tehdit ediyor. Su seviyesindeki kaybın yüzde 65 düzeyinde olduğu belirtildi. Göl aynasında kuruyan alanın da 100 kilometrekareyi aştığı kaydedildi.

BOLD – Doğa ve Sürdürülebilirlik Derneği ile Türkiye Tabiatını Koruma Dernekleri Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölü’nün tehlike altında olduğunu ifade etti. Cumhuriyet’ten Bülent Ecevit’in haberine göre gölün özel korunan içme suyu kaynağı olduğunu söyleyen Kesici, Pompaj Depolamalı Hidroelektrik Santrali (PHES) kurulması planına da tepki gösterdi: “Yapılması planlanan PHES, bahsedildiği gibi Eğirdir Gölü için çevre dostu bir proje değildir ve gölün tamamen kurumasına yol açar.”

İstanbul’da maskesize 900 lira ceza!

medyabold
Devamını Oku »

Araç muayene ücreti 410 liraya yükseldi: Zorunlu resmi soygun

Araç muayene ücretlerine gelen zamlardan sonra bir otomobilin egzoz ile birlikte muayene ücreti 410 liraya çıktı. CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, “Zorunlu resmi bir soygun ve vurgun var” tepkisi gösterdi.

BOLD – CHP’li Yalım, araç muayenesi gecikme ücretlerinin affedilmesini istedi.

Özelleştirilen araç muayene istasyonlarında, otobüs, kamyon, çekici ve tankerler için 462 lira, otomobil, minibüs, kamyonet ve özel taşıtlar ve arazi araçları 342 TL, traktör ve motosikletler için ise 174 lira alınıyor. Ayrıca araçların 68 lira da egzoz kontrol ücreti ödemesi gerekiyor.

RESMİ BİR SOYGUN VE VURGUN VAR

Sözcü Gazetesine konuşan CHP’li Yalım, konuyu TBMM’de gündeme getirdi. Yalım, “Araç muayene ücretleri aldı başını gidiyor. Egzoz ile birlikte otomobil muayene ücreti 410 TL’yi buldu. 20 dakika bile sürmeyen bu işlemde acaba hangi emek harcanıyor, ne masraf yapılıyor? Zorunlu, resmi bir soygun ve vurgun var” dedi.

Vatandaşların ekonomik kriz nedeniyle taşıt vergisini ödeyemediğini, sigortasını yaptıramadığını kaydeden CHP’li Özkan Yalım, “Katlanarak artan araç muayene cezalarına da af getirilmelidir. Muayene yaptıramayanlar aylık yüzde 5’e kadar ceza ödemektedir” dedi.

İstanbul’da maskesize 900 lira ceza!

medyabold
Devamını Oku »

Bir anne daha adalet arıyor: “Yavrumun çalınan yaşam hakkı için mücadele ediyorum”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait harfiyat kamyonunun altında kalarak can veren Şule İdil Dere (23) davası yine ertelendi. Dava 7 bilirkişi raporuna rağmen 4 yıldır sonuçlanmıyor.

BOLD – Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda hafriyat kamyonun altında kalarak hayatını kaybeden Şule İdil Dere’nin davası bir türlü sonuçlanmazken anne Nesrin Aslan, kızının ölümünü pişkince unutturmalarını kabul edemediğini söyledi.

Yoğurtçu Parkı yaya-bisiklet yolunda Kurbağalıdere’den balçık taşıyan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hafriyat kamyonunun neden olduğu kaza 12 Mayıs 2016’da meydana geldi. Mahkeme sürecinde 7 kez bilirkişi raporu istendi. Raporların hepsinde Şule İdil Dere kusursuz çıktı.

Cumhuriyetin haberine göre her duruşmada gözyaşı döken anne Nesrin Aslan, “Kıyametimin koptuğu ilk gün, yani kızımı kaybettiğimden beri ‘düşmanım için bile dilemem’ dedirten büyük acıyla yaşar gibi yapıyorum. Çünkü İdil’in güçlü annesi olmalıyım. Kızım için yapmam gerekenler var. Yavrumun ihmal ve iş bilmezlikle çalınan yaşam hakkı için mücadele içinde olmam gerekiyor. Gücümü de sadece bu kavgadan alıyorum. Tabii ki kimse geri getiremez ama bu kadar rahat ve pişkince unutturmalarını da kabul edemem” dedi.

Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Aslan

“DEVLET SORUMLULARI KORUYOR”

Devletin sorumluları koruduğunu söyleyen Aslan, “Bir tek benim kızım değil ki ihmal ve iş bilmezliğin hayatını çaldığı yurttaşımız. Devlet kurumları ihmal ve beceriksizlik nedeniyle cinayetleri sürekli hale getirdi. Hafriyat kamyonlarıyla bitmedi. Ankara’da, Trakya’da kanlı tren kazaları, yataklarında uyuyan yavruları ezen panzerler bu ülkenin normali olmamalı. Sorumlular hesap vermeli. Daha ‘pardon’ diyen de duymadık. Kaza adı üstünde kazadır ama ihmal sorumluluktur ve demekle geçmiş olmaz” ifadelerini kullandı.

11 İBB YETKİLİSİNİN 8’İNİN SORUŞTURMASINA İZİN VERİLMEDİ

Şule İdil Dere’yle ilgili dava sürecinde savcılık, devlet memuru olan 11 İBB yetkilisinin soruşturulması için İstanbul Valiliği’ne başvurdu. Valilik, 11 İBB yetkilisinden 8’inin soruşturulmasına izin vermedi. Valilik bu kararını Dere’nin ölüm yıl dönümünde imzaladı. Dere’nin iddianamesi ölümünden 17 ay sonra tamamlandı ve İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimliği tarafından kabul edildi. İddianamede İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin asıl işveren olduğu (İBB) ve İSTAÇ AŞ.’nin yüklenici firma olduğu kabul edilerek her iki kurumdan şoför dahil yedi kişinin “taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2 ile 6 yıl arası hapsi istendi.

Şule İdil Dere’nin ölümüne neden olan kamyonun şoförü Nisan 2018’de verdiği ifadede şöyle demişti: “Cenabı Allah böyle nasip etmiş. Kimseye kasten bir eylemde bulunmadım. Maktulün üzerinden geçmedim. 16 tonluk bir araç bu, üzerinden geçseydim kırılmadık kemiği kalmazdı.”

Hasta tutuklu Fatih Terzioğlu hastaneye götürülmüyor: İhmalin hesabını kim verecek?

 

medyabold
Devamını Oku »

Hasta tutuklu Fatih Terzioğlu hastaneye götürülmüyor: İhmalin hesabını kim verecek?

Bir ay önce koğuşta bayılan hasta tutuklu Fatih Terzioğlu’nun vücudunda enfeksiyon tespit edildi. Yakınlarının verdiği bilgiye göre Terzioğlu, ayrıntılı tetkik için hastaneye götürülmüyor.

BOLD – 21 aydır Silivri 7 Nolu L Tipi Cezaevinde tutuklu olan yönetmen yardımcısı Fatih Terzioğlu, bir aydır çok hasta. Bayılınca hastaneye kaldırılan Terzioğlu’nun CPR enfeksiyonu (iltihap belirtisi) yüksek çıktı. Böbrek hastası da olan Terzioğlu’nun aşırı kilo kaybettiği, yemek yiyemediği ve kustuğu öğrenildi.

“TEDAVİ GÖRSE İYİLEŞECEK”

Terzioğlu’nun durumunu yeğeni sosyal medya hesabından duyurdu. Amcasının ayrıntılı tetkik için hastaneye götürülmediğini söyleyen Eda Terzioğlu, “Amcam Fatih Terzioğlu. Silivri’de 6.3 cezasını Yargıtay onadı. Yaklaşık bir aydır çok hasta. Her yediğini çıkarıyor, ciddi kilo kaybetti. Ayrıntılı tetkik yapılması için hastaneye götürülmüyor. Tedavi görse iyileşecek peki ya ihmalin hesabını kim verecek?” dedi.  

Terzioğlu en son STV’de yayınlanan Sungurlar dizisinde yönetmen yardımcılığı yapmıştı.

15 santim büyüklüğündeki kistle cezaevinde yaşıyor

medyabold
Devamını Oku »

Binali Yıldırım’ın Cumhurbaşkanı yardımcılığı hayali suya düştü

Binali Yıldırım’ın Meclis Başkanlığı’na aday olmayacağını açıklamasının ardından AKP hükumetinde kabinede bir değişiklik olmayacağı iddia edildi. Abdulkadir Selvi, Erdoğan’ın kabine değişikliğine şu aşamada bir ihtiyaç duymadığını kaydetti.

BOLD – Selvi, yazısında, “Yani bir süre daha Bakanlar Kurulu değişmeyecek. Ne zaman olacağına ise Erdoğan karar verecek” dedi.

AKP’nin yandaş kalemlerinden Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü kulis yazısında AKP’de bir süredir gündeme gelen kabine değişikliği iddialarını yazdı. Erdoğan’ın kabine değişikliğine ihtiyaç duymadığını savunan Selvi, “Güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgiye göre bu aşamada Bakanlar Kurulu değişikliği düşünülmüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine değişikliği için şu aşamada bir ihtiyaç görmediği söyleniyor. Yani bir süre daha Bakanlar Kurulu değişmeyecek. Ne zaman olacağına ise Erdoğan karar verecek” ifadelerini kullandı.

AKP’li eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım dün yaptığı açıklamada TBMM Başkanlığına aday olmayacağını söylemişti. Selvi, bugünkü yazısında Yıldırım’ın kararını ‘olgunluk’ olarak değerlendirirken, Mustafa Şentop’un yeni dönemde Meclis Başkanlığının kesinleştiğini belirtti.

Selvi, Yıldırım’ın Meclis’teki açıklamalarını aktardığı yazısında şunları kaydetti: “Binali Yıldırım da arkasında Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı gibi görevleri bırakmış birisinin olgunluğuyla hareket etti. Binali Yıldırım dün yanında kalabalık bir milletvekili grubuyla Meclis’e geldi. Gazeteciler etrafını sarınca, “Ben bu kulise geldiğim zaman hemen ‘Binali Bey aday oluyor, adaylığını açıklayacak’ deniliyor” dedi. O anda tecrübeli parlamento muhabiri Nagehan Akbulut, “Aday mısınız?” diye sordu.

YILDIRIM: ADAY DEĞİLİM, SON KARARIM

Binali Yıldırım, “Aday değilim” diye karşılık verdi. Binali Bey, “Kesin mi, son kararınız mı?” sorularına ise “Kesin, son kararım” diye karşılık verdi. Hatta “Siz aday olmasanız da aday gösterilirseniz” denildi. Yıldırım, “Aday olmayınca aday gösterilmez herhalde” diye yanıt verdi. Binali Yıldırım’ın aday olmayacağını açıklamasıyla birlikte Mustafa Şentop’un yeni dönemde de Meclis Başkanlığı’nı sürdürmesi kesinleşmiş oldu.”

Gazeteci Öztürk, İçişleri Bakanı Soylu’nun “namus düşmanı” sözüne karşılık verdi!

medyabold
Devamını Oku »

İstanbul’da maskesize 900 lira ceza!

Maske takmama cezası kaymakamlıklara bırakıldığı için ilçeden ilçeye farklılık gösteren İstanbul’da artık tek rakam geçerli. İl geneli maske kullanmayanlara 900 lira ceza kesilecek.

BOLD – Koronavirüs tedbirleri kapsamında 48 ilde maske takma zorunluluğu kararı alındı. İstanbul Valiliği de açık alanlarda maske takma şartına uymayanlara ceza kesileceğini duyurdu. Fakat yetki kaymakamlıklara bırakıldığından ilçeler arası fark görülebiliyor ve 3 bin 150 liraya kadar ceza kesilebiliyordu. Değişkenliği gidermek için Vali Yardımcısı Cemalettin Özdemir başkanlığında toplanan İstanbul İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi, şehirde maske takmamanın cezasını 900 lira olarak belirledi.

DSÖ, sonbaharda ikinci dalga bekliyor!

medyabold
Devamını Oku »