5 Ocak 2019 Cumartesi

Bakan Turhan’dan garip açıklama: Tren kazalarında TCDD’nin kusuru yok

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, 2018 yılında gerçekleşen sekiz ölümlü tren kazasından dördüyle ilgili yapılan tahkikatta TCDD’nin kusurunun bulunmadığını açıkladı.

13 Aralık 2018 tarihinde Ankara’da 9 kişinin hayatını kaybettiği, 92 kişinin yaralandığı yüksek hızlı tren kazasının ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, verdiği soru önergesiyle 2018 yılında yaşanan tren kazalarını TBMM gündemine taşıdı.

Özel, Ulaştırma Bakanı Turhan’ın cevaplaması üzerine verdiği önergesinde tren kazalarında alınabilecek önlemler ve kazalarda TCDD’nin sorumluluğuna ilişkin sorular yöneltti.

CHP’li Özel’in soru önergesini cevaplayan Bakan Turhan, 2018 yılı içerisinde demiryollarında toplam 8 adet ölümlü kazanın meydana geldiğini ve tahkikatı yapılan 4 kazada TCDD’nin kusurunun bulunmadığını vurguladı.

BAKAN TURHAN: 2003’E GÖRE 2018’DE KAZALAR AZALDI

Bakan Cahit Turhan, tren kazalarına ilişkin soruya 2003 yılındaki kazalardan örnekler verecek cevapladı.

Turan, 2003 yılında hemzemin geçit sayısının 4 bin 520 adet olduğunu, 2018 yılında bu sayının 2 bin 909’a düşürüldüğünü ifade etti.

Turhan, 2003 yılında kontrollü hemzemin geçit sayısının 558 olduğunu, 2018 yılında ise bu sayının bin 45’e yükseldiğini aktardı.

Bakan Turan, yapılan çalışmalar kapsamında 2003 yılı öncesine oranla kaza sayısının yüzde 88 oranında, yaşamını yitiren insan sayısının ise yüzde 76 oranında azaldığını kaydetti.

ÖZGÜR ÖZEL: BAKAN TURHAN’A GÖRE KAZALARDAKİ SORUMLULUK ÖLENLERDE

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’ın verdiği cevapları değerlendiren CHP’li Özel, 2018 yılında Çorlu ve Ankara’da yaşanan ölümlü kazalarda demir yollarının güvenirliğinin sorgulandığını belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) kazaların önlenmesi konusunda sorumluluğunun tartışma konusu olduğunu vurgulayan Özel, “Tahkikatı tamamlanan 4 kazada TCDD’nin kusurunun bulunmamış olması, yapılan tahkikatların ne kadar güvenilir olduğu sorusunu akıllara getirmektedir. Ulaştırma Bakanlığı, adeta hatayı ölenlere atmıştır” ifadesini kullandı.

Eski TCDD yetkilisi: Kazayı ölen makinistlere yıkacaklar

medyabold
Devamını Oku »

Leonardo DiCaprio, Malezya soruşturmasında ifade verdi

BOLD-  Ünlü Hollywood aktörü Leonardo DiCaprio’nun Malezya’daki büyük yolsuzluk soruşturmalarına yardımcı olmak üzere Amerikan savcılarına ifade verdiği belirtildi.

The Washington Post’un haberine göre DiCaprio, geçtiğimiz günlerde ABD’de 1MDB yolsuzluğu olarak bilinen soruşturma kapsamında savcılara ifade verdiği ortaya çıktı.

1MDB soruşturması kapsamında aranan ünlü  iş adamı Low Taek Jho’nun, Leonardo DiCaprio’nun sahibi olduğu vakfa Malezya’nın Kamu Kalkınma Fonu’ndan zimmetine geçirdiği iddia edilen paralarla bağış yaptığı öne sürülmüştü.

DİCAPRİO’YA FİRARİ İŞ ADAMI SORULDU

Savcılar Low’un DiCaprio’nun Las Vegas’taki Venedik kumarhanesinde kumar oynamasına imkan hazırladığı ve resim gibi bazı sanat çalışmaları hediye ettiğini dile getirdi. DiCaprio’nun savcılara ne ifade verdiği açıklanmadı. 

Firari iş adamının DiCaprio’nun ünlü “The Wall Street’in Kurt’u” adlı filmin daha fazla para kazanmasına yardımcı olduğu iddia edildi. Low’un Malezya ve Abu Dabi gibi ülkelerde üst düzey hükümet yetkilileri ile yakın ilişkisi olduğu biliniyor.

Soruşturmada Cumhuriyetçi ve ABD Başkanı Donald Trump’a yaptığı bağışlarla tanınan iş adamı Elliott Broidy’in de adı geçiyor. Şu anki belgelere göre Broidy hakkında herhangi bir suçlama bulunmuyor.

ABD Adalet Bakanlığı, 1MDB yolsuzluğu soruşturması kapsamında aranan firari iş adamı Low ve iki Goldman Sachs çalışanına geçen yıl para aklama suçlaması yöneltmişti.

 

medyabold
Devamını Oku »

ODA TV yazarı Nihat Genç hukuk tanımadı, katliam çağrısı yaptı

ODA TV yazarı Nihat Genç’in Youtube üzerinden kendi kanalı Veryansın TV’den yaptığı konuşmada katliam çağrısı yaparak ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçu işledi.

Genç, Youtube’da kurduğu Veryansın TV’den yaptığı programda Gülen Cemaati’nden yargılanan yurttaşları hedef göstererek aleni olarak katliam çağrısı yaptı. “Suçlu suçsuz” ayırt etmeden intikam çağrısı yapan Genç, hukuki süreç bitince “intikam eylemleri”nin başlayacağını savundu ve “Bu davalar bitsin, Türk milleti intikamını başka türlü alacak!” ifadelerini kullandı.

kronos
Devamını Oku »

Polisiye Yazarlar Birliğinden Roman Ödülü

Türkiye Polisiye Yazarları Birliği (POYABİR) polisiye roman yazarlarına destek olmak için her yıl bir romana “Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Ödülü” verecek.


AMAÇ YENİ İSİMLERİN YETİŞMESİNE KATKIDA BULUNMAK

Aralarında Ahmet Ümit, Algan Sezgintüredi, Elçin Poyrazlar gibi isimlerin bulunduğu yüze yakın polisiye yazarının katılımıyla oluşan Türkiye Polisiye Yazarları Birliği , Türkiye’de polisiye edebiyatın geliştirilmesi, hak ettiği okur kitleleriyle buluşması, polisiye yazarlarının desteklenmesi ve dayanışması gibi amaçlarla 2017 yılında kuruldu.

Birlik 2019’dan itibaren her yıl 1 Eylül-30 Ağustos arasında yayınlanan polisiye romanlardan birine Kristal Kelepçe ödülü verecek. Adaylar; birlik üyeleri, yazarlar ya da yayın evleri tarafından gösterilebilecek. Sonuçlar ise birliğin eylül ayındaki olağan kongresinde açıklanacak.

Yarışma şartnamesine ve detaylı bilgiye poyabir.com adresinden ulaşılabilir.

medyabold
Devamını Oku »

Sabahattin Ali’nin eserleri telifsiz basılabilecek

Öldürülmesinin üzerindeki sır perdesi henüz kaldırılamamış olsa da Telif Yasası gereği ünlü yazarın eserleri artık isteyen her yayın evi tarafından basılabilecek. Sabahattin Ali’nin öldürülüşünün üzerinden 70 yıl geçti.

KIZI FİLİZ ALİ ÜZGÜN

Telif yasaları gereği eserlerin koruma süresi, eser sahibinin ölümünden itibaren 70 yıl. Bu süre boyunca eserler izinsiz kullanılamıyor. Ancak 70 yıllık süre dolduğunda eserin koruma süresi sona eriyor.

Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali, “”Yani bence 1948 ile 65 arasındaki dönem kitaplarının yayınlanmamış olması telif haklarının 2019’da sonlandırılmasını haklı kılmıyor. Haksız kılıyor bana sorarsanız. Kitaplarının hayatta olan kızından en azından izin almadan yayınlanması duygusal olarak beni üzüyor. Yoksa evet kanun karşısında şu anda söyleyecek sözüm yok” şeklinde bir açıklamada bulunarak konuyla ilgili rahatsızlığını dile getirdi.

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN VE DİĞERLERİ

Bu gelişmenin ardından Everest, Epsilon ve Doğan Kitap gibi birçok yayın evinin Sabahattin Ali’nin “İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf” gibi çok okunan eserlerini basmaya hazırlandığı belirtildi.

MEZARI OLMAYAN YAZAR

Tekrar tekrar hapse girmekten, sıkı takip altında olmaktan bunalan Sabahattin Ali Mart 1948’de yasa dışı yollardan yurt dışına çıkmak için Edirne’ye gitti ancak kendisinden bir daha haber alınamadı.

16 Mart 1948’de çobanlar kırsal alanda bir ceset buldu ancak cesedin kime ait olduğu bir türlü teşhis edilemiyordu. Bir süre sonra İstanbul polisinin çökerttiği yurt dışına adam kaçıran bir şebekeden Ali Ertekin isimli bir şahıs Sabahattin Ali’yi öldürdüğünü itiraf etti. Ertekin, idamla yargılansa da sadece 4 yıl ceza aldı. Sorgusunda Ali’yi “milli duygularla” öldürmüştü. Ertekin kısa süre serbest kaldı.

medyabold
Devamını Oku »

The Anonymous, İngiltere hükümetinin gizli belgelerini yayınladı

BOLD- Bilgisayar korsanı grubu The Anonymous, İngiltere hükümetinin gizli belgelerini ve faturalarını yayınladı.

Grub, İngiltere hükümetini, Statecraft Enstitüsü ve Integrity Initiative kuruluşunun faaliyetleri konusunda şeffaf olmaları için uyardıkları fakat uyarının dikkate alınmamasından dolayı bu tarz bir deşifre eylemi gerçekleştirdiklerini açıkladı.

The Anonymous, Integrity Initiative kuruluşunun faaliyetlerinin yalnızca İngiltere ile sınırlı kalmadığını iddia ediyor. Hackerlara göre Integrity Initiative’nin faaliyetleri Ermenistan, Çin, Macaristan, Letonya, Litvanya, Moldova, Nijerya, Sırbistan, İsviçre ve ABD”yi de kapsıyor.

“BİRÇOK AVRUPA ÜLKESİNİN İÇ İŞLERİNE KARIŞIYORLAR”

The Anonymous, kuruluşların, Fransa, Almanya, İtalya, Yunanistan, Hollanda, Litvanya, Norveç, Sırbistan, İspanya ve Karadağ gibi bazı Avrupa ülkelerin iç işlerine de müdahalede bulunduğunu iddia ediyor.

Kuruluş çalışmalarını yakından takip eden The Anonymous, Statecraft Enstitüsü’nün 2017 yılından bu yana programını yenilemediğine ve çalışanları hakkında kamuoyu ile paylaşılan hiçbir bilgi bulunmadığına dikkat çekiyor.

 

medyabold
Devamını Oku »

Murat Uçar: Kendi mezarını kazan gazeteci | Deniz İstanbullu

Belki de adını hiç duymadınız. Google’da ismini arattığınızda sanki böyle biri hiç yaşamamış gibi görünebilir. Fakat bu büyük bir yalan! Kimseye duyurmadan İskenderun Cezaevi’ne attığınız Murat Uçar sizden korkacak biri asla olmadı.

Irak’ta direnişçiler tarafından kaçırılıp kendi mezarını kazan, kafasına silah doğrultup infaz edileceği anı beklerken dahi korkmayan Murat’ı anlatacağım size: 1998’de tanıştığımızda Murat, Şam’da yaşıyor, İstanbul Üniversitesi’nde yüksek lisans yapıyordu. Bugün Suriye hakkında ahkâm kesen onlarca uzmandan çok daha fazlasını bilen biri olarak sadece gazetecilik yapmak istiyordu. Bu arada Irak’ta, Suriye’de otelinden çıkmadan sağdan soldan izlediği haberlerle gazetecilik yaptığını sanan onlarca gazeteciyle onun ismini yan yana getirmekten utanç duyarım.

Bugün Şam sokaklarını isim isim bilen Murat’ı zindana atmak yerine; bilgisi ve tecrübesiden zamanında faydalanılsaydı bugün en azından ‘Şam’da cuma namazı kılacağız’ hayallerine dalmazdınız. Neyse bu başka bir yazının konusu…

Murat, haksız yere el konulan Cihan Haber Ajansı’nda yıllarca muhabirlik yaptı. Eğer bugün Hafız Esad’ın cenaze töreni bir belgeye dönüştüyse bu onun gayretleriyle oldu.

Murat gazateciliğinin bir döneminde Cihan Haber Ajansı’nın Başbakanlık muhabiriydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul programlarını takip etti. Yüzlerce haber yaptı. Konvoyların hiçbir trafik kuralını tanımadığı Erdoğan’ı takip ettikleri dönemde bir gün aracı Beşiktaş stadyumunun civarında takla attı, ölümden döndü ama mesleğine küsmedi. Kimseden geçmiş olsun mesajı da beklemedi. Çalıştığı kurumun etkili yetkili abileri bile arayıp geçmiş olsun demedi. “Olsun” dedi, işini doğru dürüst yapmaya  çalıştı.

Muhtemelen, Türkiye’de daha fazla gazetecilik yapılamayacağını hepimizden önce fark ederek kendisine başka bir rota çizmişti ki rahat bırakmadılar. Tıpkı binlerce insanı rahat bırakmadıkları gibi. Tıpkı sadece iyi bir insan olarak yaşamak isteyenleri bırakmadıkları gibi. Bugün Silivri’de yatan onlarca meslektaşımızın yanında Murat’ın bir talihsizliği de gözden uzakta bir zindanda ömrünü tüketmesi.

Unutulmadın dostum Murat! Nasıl unutabilirsin ki, şen şakrak gülüşün ve nargilenden çektiğin o derin nefesin ardından anlattığın güzel günlere dair hatıralar her an aklımda.

Tek üzüntüm sana bir kez daha ‘Şişman Arap’ diyerek takılamamak.

Keşke Beşiktaş’taki o son buluşmamızda biraz daha havadan sudan konuşsaydık. Şimdi senin gibi ‘içerde’ olan Ufuk Şanlı’nın ehliyeti olmamasına rağmen araba almasıyla dalga geçebilseydik.

Biliyorum 12 Eylül’de mahkemen var. Adaletin olmadığı Türkiye’de adın hiçbir haber bültenin geçmeyecek ve hiçbir gazete senden tek satır bahsetmeyecek. Haksız yere 2 yıldır cezaevinde yatmana rağmen ‘Soğanlı-soğansız menemen’ tartışmasının onda biri kadar bile yaşadığın bu haksızlıktan sosyal medyada bahsedilmeyecek.



DENİZ İSTANBULLU
Yazının Kaynağı: DENİZ İSTANBULLU – kronos news https://kronos7.news/tr/murat-ucar-kendi-mezarini-kazan-gazeteci/
Devamını Oku »

“2018’de kitap üretimi yerinde saydı”

Türkiye Yayıncılar Birliği’nin, TÜYAP Adana Fuarcılık A.Ş. işbirliğiyle 5-13 Ocak 2019 tarihleri arasında düzenlediği Çukurova 12. Kitap Fuarı, TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı. Açılış günü gerçekleşen basın toplantısında konuşan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, yayıncılığa dair 2018 verilerini paylaştı. İlk defa yayımlanan kitap başlığı sayısını gösteren “yeni başlık” sayılarında artış görülmesine rağmen üretimde kayda değer bir artış olmadığını kaydetti.

Kocatürk yaptığı açış konuşmasında; kitap üretiminde, geçtiğimiz yıllara kıyasla yaşanan artışın düştüğünü dile getirdi. YAYFED (Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu) verilerine göre 2015’ten 2016’ya %5,23’lük bir artış gösteren toplam bandrol sayısının, 2016’dan 2017’ye gelindiğinde sadece %0,89 arttığına, %1’e dahi ulaşamadığına dikkat çeken Kocatürk; 2018 yılının ilk 11 ayında üretilen kitap sayısına bakıldığında üretimin yerinde saydığını belirtti. Kocatürk, 2017 yılında üretilen 60.335 yeni başlık adedinin ise 2018 yılında 67.135’e yükselerek genel toplamda %11,27’lik bir artış gösterdiğini de sözlerine ekledi.

KAĞITTA YERLİ ÜRETİM ŞART

Kâğıt, boya ve tutkal gibi ithal girdilerde yaşanan yükselişin, yayıncıların maliyetlerini %80 arttırdığını kaydeden Kocatürk; yaşanan döviz dalgalanmaları nedeniyle ithalata dayalı kitap kâğıdındaki fiyat artışlarının, uzun vadede yerli kâğıt üretimine geçmeyi elzem hale getirdiğini belirtti. Kâğıt ithalatının 2017 yılında 3 milyar dolara yaklaştığını aktaran Kocatürk; kağıtta yerli üretim için seferberlik yapılması, yerli üreticilerin desteklenmesi ve sektörün ithalata bağımlı olmaktan kurtarılması gerektiğini dile getirdi.

Türkiye Yayıncılar Birliği’nin, elektronik yayın alanındaki KDV oranlarının yükseltilmesi üzerine geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yaptığı çağrıyı yeniden gündeme getiren Kocatürk; basılı kitapta ve e-kitapta KDV’nin kaldırılması gerektiğini yineledi. Yayıncılıkta, üretimde %8 ila 18 arasında, satışta ise %8 olan KDV oranlarının %1’e indirilmesi gerektiğini belirten Kocatürk; ağır vergi yüklerinin kaldırılmasıyla, yayıncılık sektörünün ve kültür endüstrisinin gelişmesi adına yeni eserlerin kültür dünyamıza girişinin önünün açılacağını vurguladı.

kronos
Devamını Oku »

Ezidiler 40 günlük oruçta

Irak Kürdistanında bulunan Laleş şimdi çok soğuk. Dağlar arasında kalan Ezidilerin kutsal mekânı sakin ve tenha. Aralık’ın son haftasında başlayan 40 gün orucu bu tenhalığın sebebi. Sadece hacı olmak dua ve dilekte bulunmak isteyen Ezidiler bu mevsimde Şeyh Adiy türbesini ziyaret edip yılınla kapının eşiğine yüz sürüyor.

Şeyhler, pirler, yaşlı Ezidiler ve seçilmiş ruhani liderler 40 gün( kış) orucunu tutar (40 gün yaz orucu da vardır) o nedenle Laleş bu günlerde daha çok dini sohbetler yapan pirlerlere yaşlı Ezidilere, ruhanilere ve dilekte bulunmak isteyen dindar Ezidilere kalmış. Her eşik her kapı öpülür dilek için düğüm bağlanır. Laleş’te ağaç taş kapı su yer basılan toprak kutsaldır o nedenle türbenin etrafında yapılan ziyaretlerde ayakkabı çıkarılır ve hürmet ilk eşikten itibaren başlar. Soğuk taşlara bastıkça ezidiler daha çok saygı etmiş olurlar ne olursa olsun kapı eşiklerine basılmaz, yüz sürülüp öpülür.

| GALERİ İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYINIZ

kronos
Devamını Oku »

Suriye Demokratik Güçler’den flaş açıklama: Esad’la anlaşma kaçınılmaz

BOLD- Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Sözcüsü Redur Halil, Suriye hükümeti ile anlaşmanın sinyalini verdi.

SDG sözcüsü Suriye ile anlaşmanın ‘kaçınılmaz’ olduğunu söyledi.

AFP’ye konuşan Halil, Kürt güçlerin Suriye’nin kuzeyindeki bölgesinde kalması gerektiğini belirtti. 

GÖRÜŞMELER POZİTİF YÖNÜNDE

Suriye hükümetiyle müzakerelerin sürdüğünü ve görüşmelerin ‘pozitif işaretleri’nin olduğunu dile getiren Halil, “Özerk yönetim ve Suriye hükümeti arasında bir çözüme ulaşmak kaçınılmaz zira bölgelerimiz Suriye’nin parçası” dedi.

ABD’nin Suriye’den çekilme kararı alması ve Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna operasyon planlamasının ardından Suriyeli Kürtlerin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a yol haritası sunduğu açıklanmıştı. 

Suriye Savunma Bakanlığı, Menbiç’te bulunan bir grup YPG militanının konvoy halinde şehri terk ettiğini duyurmuştu.

Bu çekilmenin “Kuzey Suriye’de hayatın normale dönmesi için yapılan anlaşma ile uyumlu olduğu” ifade edilmişti.

Suriye Savunma Bakanlığı: Menbiç’ten çekilen YPG’lilerin videosunu yayınladı

 

medyabold
Devamını Oku »

Up to 20 years of imprisonment demanded for former HDP deputy Kürkçü

Demanding from nine to 20 years of imprisonment, Turkish court has opened a lawsuit against former Peoples’ Democracy Party (HDP) Deputy, Ertuğrul Kürkçü, in line with the terror investigation about him.

Demanding the reunification with the indictment, which was previously prepared by the Diyarbakır (SE Turkish province) Public Prosecutor’s Office for Kürkçü, another indictment was filed against him regarding three different crimes, and was accepted by 10th heavy penal court.

Given, in the indictment, some information on the foundation, aim, and attacks of Kurdistan Workers’ Party (PKK)/ Kurdistan Communities Union and in the indictment (KCK), it was also specified that two actions, during which Kürkçü attended in the different times committing crimes.

Referring to the hunger strike, which was held by 50 parties, in solidarity with solitary confinement of Abdullah Öcalan, the indictment added that during the subjected strikes, it is determined that Öcalan was eulogised by Kürkçü and he committed “praising the crime and criminal” by saying: “Loved by people, respected leader” in a meeting  held at the Democratic Union Party (DTP) provincial building on 6 September 6 2016.

Meanwhile, the indictment further mentioned that Kürkçü attended the protests, organised to protest detentions of Diyarbakır Co-Mayors Gülten Kışanak and Fırat Anlı.

Indicating Kürkçü’s commitment to crime by violating law right to assembly and demonstration; it is said that he attended the illegal demonstration, and didn’t leave from the meeting point despite the warnings. The indictment also highlighted the decision, by which press speech, sit-in protests and rally and every kind of meetings were banned under various laws, and State of Emergency (OHAL) law, taken by Diyarbakır Governorship.

“Kürkçü attended the subjected actions, which organised by a group directed by PKK/KCK via social media shares. Under the settled judicial opinions of 16th supreme court, it is decided that Kürkçü has strong ties with terror organisation by his actions,” the indictment stated.  

For promoting a terror organisation, and being member of an armed terror organisation, in addition to inciting hate, it was demanded to sentence Kürkçü from nine to 23 years in prison.

Kürkçü, as other opposition figures, also has been investigated with various accusations. Prosecutors have been submitting more than one files against him.

With the new Indictment, which was prepared on the condition of unification, up to nine to 20-year imprisonment demanded for the charges of: “praising the crime and criminal, organising illegal rallies, and not leaving from the meeting are despite the warnings.”

Turkey releases ISIS suicide bomber

The post Up to 20 years of imprisonment demanded for former HDP deputy Kürkçü appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/01/05/up-to-20-years-of-imprisonment-demanded-for-former-hdp-deputy-kurkcu/
Devamını Oku »

Gonco Erkal: İnsanları açlığa mahkum ediyorlar

Euronews Türkçe‘nin söyleşi programı RÖP’te Tuluhan Tekelioğlu’na konuşan 80 yaşındaki usta tiyatro sanatçısı Genco Erkal; devlet tiyatrosundan, şehir tiyatrosundan muhalif kimliğiyle tanınan insanların atıldığını, hatta televizyonlarda çalışmalarına engel olunduğunu söylüyor: “Kara listeler var. O listeye girdiğiniz vakit, ‘bunlara iş vermeyeceksiniz’ diyorlar. Zaten bütün medya basınıyla görseliyle tek elden yönetildiği için -iktidarın borazanı olduğu için diyelim- onlar da iş bulamıyor. İnsanları açlığa mahkum ediyorlar. Bu çok acı.”

Kenan Evren döneminden beri, 12 Eylül’ün en baskılı döneminden beri devletten yardım alırken, Gezi olaylarından sonra kara listeye konulduklarını söyleyen Erkal, “Sadece sanatçılara da değil, akademisyenlere de yapılıyor. Bir bildiriye imza attılar diye işlerinden atıyorlar. Yurt dışına çıkmalarını engelliyorlar. Pasaport vermiyorlar. Böyle bir ortamda insanların ayakta durmak için cesarete ihtiyacı var.” diyor.

‘Korku imparatorluğu çok güçlü’

“Gezi olaylarından sonra biz de kara listeye konduk ve ödeneklerimiz kesildi. Sponsorlarımız da korktular. Bir baktık sponsorlarımız da çekildi. Sadece seyircimizin desteğiyle ayakta duruyoruz. Bir korku imparatorluğu yaratıldı. Bu tepeden başlıyor. Türkiye’nin belli başlı holding sahibi, vakıflar sahibi büyük iş adamları en çok onlar korkuyor. Bunlardan bazıları, bu yeni hükümet programını açıkladığında birden bire en olmayacak şekilde ‘Aa fevkalade, çok bayıldık’ dediler… ‘İlişkilerimiz bozulur, bize ihale vermezler, ilişkilerimize engel olur’ diye inanmadıkları halde, iktidarı övmek zorunda hissediyorlar kendilerini.

Gezi olaylarında pek çok sanatçı büyük bir cesaretle orada bulundu. Onların büyük bir bölümü de sonra geri döndü. Yani kulakları büküldü, bayağı önemli isimlerdi. Bir baktık hemen pısmışlar… Korku imparatorluğu çok güçlü.”

‘Yine bildiğimi, inandığımı yapacağım’

60. sanat yılını kutlayan Erkal, “Korksam da yine bildiğimi, inandığımı yapacağım. Onlar da bir şey yapacaklarsa yapsınlar.” diyor.

“Devlet Tiyatrosu’ndan teklif aldım. 1965 yılıydı. ‘Benim bir projem var: Bir delinin hatıra defteri, onu gelip sizde oynayabilirim’ dedim. Genel Müdür bana dedi ki; ‘siz gelirsiniz, ne oynayacağınıza biz karar veririz’. Bu benim için kırılma noktasıydı. O zaman dedim ki başkasının karar verdiği şeyleri hiçbir zaman oynamam. Kendi inandığım, kendi savunduğum şeyleri oynarım dedim. O günden bugüne de böylece geldim.”

Dostlar Tiyatrosu’nda sahnelediği Merhaba oyunundaki ‘Sultan Palamut’ ya da ‘Hazreti Dangalak’ olarak bilinen karakterinin bugünden izler taşıdığını söylüyor Genco Erkal: “Bu oyun, en eski metinleri 400 yıl önce yazılmış Shakespeare tarafından. Ama sanki bugün bu ülke için yazılmış gibi. Saraylardan bahsederken, krallardan bahsederken. Sanki günümüzü anlatıyor Shakespeare 400 yıl öncesinden… Aziz Nesin’in, Brecht’in Nazım Hikmet’in yazdıkları da 60 yıl, 70 yıl öncesinden geliyor. Hepsi bugün yazılmış kadar gerçek ve güncel. Hazreti Dangalak da öyle… Orada bir diktatör hicvediliyor. Tabi ki bunu Aziz Nesin 12 Eylül döneminde Kenan Evren için yazmıştı ama bugün isteyen üzerine alınır, bilmiyorum yani…”

Genco Erkal söyleşisinin tamamını RÖP videosunda izleyebilirsiniz…

VİDEO LİNKİ: https://youtu.be/JMsf-DFiE70

kronos
Devamını Oku »

ABD Kongresi 181 yıl sonra başörtüsüne izin verdi

Devamını Oku »

İhracat 168 milyar dolar, ithalat 223 milyar dolar

BOLD- 2018’de Türkiye ekonomisindeki en kritik gelişme, döviz kurlarında yaşanan şok artışlardı. Türk Lirası (TL) yılı da döviz karşısında yaklaşık yüzde 40 oranında değer kaybıyla kapadı.

Bütün bu gelişmelere ve TL’nin büyük değer kaybına rağmen, Türkiye 2018 yılını 223,1 milyar dolarlık rekor ithalatla kapattı. 2018’de TL dolar karşısında yüzde 40, euro karşısında yüzde 50 değer kaybederken, ithalat sadece yüzde 4,6 düştü.

TİCARET BAKANI İTHALATTAN TEK KELİME BAHSETMEDİ

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 168 milyar dolarlık 2018 ihracatını Cumhuriyet tarihinin rekoru diye ilan ederken, ithalatta gelinen noktaya hiç değinmemesi, ekonomi çevrelerinden tepki aldı.

İTHALATI KİM AÇIKLAYACAK?

Eski Merkez Bankası Başkanı ve İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a seslenerek, “Sayın Bakan ayrıca siz sadece ihracattan değil ithalattan da sorumlusunuz. Tamam ihracatı açıkladınız ithalatı kim açıklayacak? Her ay farklı şehirlerde ihracat açıklaması yapan TİM’e söyleyin ithalat ve ihracatın katma değerini de açıklasın.” dedi.

İHRACATIN KATMA DEĞERİ KAÇ MİLYAR DOLAR?

İthalat meselesini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sorduğunu ancak cevap alamadığını kaydeden Durmuş Yılmaz, şöyle devam etti:

“Meclis bütçe komisyonunda sordum ama yanıt alamadım. Tekrar sorayım. Sayın Bakan 168 milyar dolar ihracatın, ithal girdiler çıkarıldıktan sonra, katma değeri kaç milyar dolardır. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) hesaplayacak mali ve insan kaynağı vardır. Görelim 81 milyon 1 yıl boyunca ne kadar katma değere talim ediyoruz?”

VATANDAŞLA DALGA GEÇMEK BAŞKA

Ekonomist Murat Kubilay ise doların yükselişine rağmen ithalatın hala zirvede olmasına dikkat çekti.

Kubilay, “Başarısız olmak başka, üstüne vatandaşla dalga geçmek başka. 2018’de dolar yüzde 40 yükselmiş buna rağmen yıllık ithalat 223 milyar dolarla hala neredeyse zirvede. Ancak bakan çıkıp 168 milyar dolarla ihracat rekoru kırdık diyor, etrafındakiler de alkışlıyor.” ifadelerini kullandı.

KÜÇÜLMÜŞ EKONOMİYE RAĞMEN 50 MİLYAR DOLAR AÇIK!

İktisatçı Mustafa Sönmez ise Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın “ihracat rekoru” açıklamasına, sosyal medya hesabından sert tepki gösterdi.

Sönmez, “Şu demeci okuyunca o aklıma geldi. Ticaret bakanısın, ihracat, madalyonun bir yüzü ise ithalat öteki yüzü. İhracatta rekoru söylüyorsun, ya ithalat ,ya küçülmüş ekonomiye rağmen 50 milyar $’ı aşan dış ticaret açığı?” yorumunu yaptı.

İHRACAT NASIL ARTIYOR?

Dr. Mahfi Eğilmez ise sosyal medya hesabından ihracattaki artışa ilginç bir yorum getirdi.

Üretimde kullandığımız girdilerin önemli bölümünü ithal ettiğimizi vurgulayan Eğilmez, “Bunlarla ürettiğimizin bir bölümünü ihraç ediyor çok daha büyük bir bölümünü içeride satıyoruz. İç talep düşünce bunları içeride satamayıp, yüksek kurdan yararlanıp dışarı satınca ithalat düşerken ihracat artabiliyor.” değerlendirmesini yaptı.

“Saman, buğday ithal ettiniz” diyenlere bakandan cevap: Paramız var ki ithalat yapıyoruz

medyabold
Devamını Oku »

Yargıtay’tan skandal karar: İşveren ‘şüphe’ ile işten atabilir

Bir bankanın Bölge Müdürlüğü’nde uzman olarak çalışan S.Y. hakkında Gülen Cemaati’ne üye olduğu iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Soruşturma devam ederken banka, S.Y. nin iş akdine son verdi.

‘İŞE GERİ ALINMA TALEBİNDE BULUNUMAZ’

Yapılan işlemin iptali talebiyle dava açan S.Y.nin açtığı davada mahkeme tarafından reddedildi. Mahkeme, davacının iş sözleşmesinin ‘milli güvenliğe karşı faaliyette bulunan’ terör örgütü üyeliği’ iddiasıyla Gülen Cemaati’ne mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilmek suretiyle feshedildiğini, fesih nedenine göre davacının, 673 Sayılı KHK m.7 uyarınca işe geri alınma talebinde bulunamayacağını gerekçe gösterdi.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI BOZDU

Habertürk‘ten Yasemin Güneri‘nin haberine göre, davanın temyiz incelemesini yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarak feshin geçersizliğine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesi, S.Y.’nin işten atılma nedeninin açıkça yazılmadığını bozma gerekçesi olarak belirtti.

DOSYA, YARGITAY’A GELDİ

Bu karara da itiraz edilince dosya Yargıtay’a geldi. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, Gülen Cemaati üyeliği veya yöneticiliği iddiasıyla hakkında soruşturma açılanları yakından ilgilendiren bir karara imza attı.

‘SORUŞTURMA OLMASI ATILMASINA YETER’

Yargıtay, davacı hakkında ceza soruşturması bulunmasının işten atılması için yeterli bir gerekçe olduğuna hükmetti. Gerekçeli kararda, “Davalı, davacı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde soruşturmanın devam ettiğini bildirmiştir. Davacı işçi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘terör örgütü üyeliği’ kapsamında hazırlık soruşturması başlatılması, işveren yetkili kurulları tarafından yapılan feshin şüphe feshine dayandığını göstermektedir. Bu durumda işveren tarafından yapılan fesih geçerli nedene dayanmakta olup, ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar yerindedir” denildi.

‘ŞÜPHE FESHİ, YASAYA AYKIRI DEĞİL’

Bölge Adliye Mahkemesi’nin fesih bildiriminde neden gösterilmemesine dayalı olarak verdiği işe iade kararının hatalı olduğuna dikkat çeken Yargıtay, işverenin, hakkında soruşturma devam eden çalışanı “şüphe” feshine dayanarak işten atmasının yasaya aykırı olmadığını vurguladı.

kronos
Devamını Oku »

Genco Erkal: Türkiye’de padişahlık kuruldu, Saray’da hallediliyor her şey

Tiyatroda politik taşlamanın önde gelen isimlerinden Genco Erkal, Türkiye’de bir korku imparatorluğunun hüküm sürdüğünü belirtiyor.

Euronews Türkçe’nin mülakat programı RÖP’te Tuluhan Tekelioğlu’na konuşan Erkal, Devlet Tiyatrosu’ndan, Şehir Tiyatroları’ndan muhalif kimliğiyle tanınan insanların atıldığını söyledi.

“KARA LİSTEYE GİRENLERE İŞ VERİLMİYOR”

80 yaşındaki sanatçı hatta televizyonlarda çalışmalarına izin verilmediğine dikkat çekti: “Kara listeler var. O listeye girdiğiniz vakit, ‘Bunlara iş vermeyeceksiniz’ diyorlar. Zaten bütün medya tek elden yönetildiği için onlar da iş bulamıyor. İnsanları açlığa mahkum ediyorlar.

Gezi olaylarından sonra biz de kara listeye konduk ve ödeneklerimiz kesildi. Sponsorlarımız da korktular. Bir baktık sponsorlarımız da çekildi. Sadece seyircimizin desteğiyle ayakta duruyoruz.

“YARATILAN KORKU İMPARATORLUĞU ÇOK GÜÇLÜ”

Bir korku imparatorluğu var. Bu tepeden başlıyor. Türkiye’nin belli başlı holding sahibi, vakıflar sahibi büyük iş adamları en çok onlar korkuyor. Bunlardan bazıları, bu yeni hükümet programını açıkladığında birden bire en olmayacak şekilde ‘Aa fevkalade, çok bayıldık’ dediler… ‘İlişkilerimiz bozulur, bize ihale vermezler, ilişkilerimize engel olur’ diye inanmadıkları halde, iktidarı övmek zorunda hissediyorlar kendilerini.

Gezi olaylarında pek çok sanatçı büyük bir cesaretle orada bulundu. Onların büyük bir bölümü de sonra geri döndü. Yani kulakları büküldü, bayağı önemli isimlerdi. Bir baktık hemen pısmışlar… Korku imparatorluğu çok güçlü.

“İNSANLAR BİR S+ABAH BİRDEN BİRE FETÖCÜ DİYE ÇIKIYOR”

O insanların ‘Bunlar, bunlar!’ diye konuşmasına dayanamıyorum. Türk toplumunda bu zamana kadar böyle bir kırılma olmadı, böyle bir yarılma olmadı. Bunu fay hattına benzetiyorum. Sanki deprem olmuş, ortadan ikiye yarılmış. ‘Bunlar, bunlar!’, ‘Bunlar vatan haini, bunlar terörist’… İnanılmayacak şeyler.

“ÇIKMIŞ ORAYA TEPEYE, NASIL ÇIKTIĞI DA BELLİ DEĞİL ZATEN!”

Paris’teki Sarı Yelekliler olaylarından sonra tehditler başladı bir de. Çıkarsanız görürsünüz diye muhalefet liderine söylüyor bir cumhurbaşkanı. Böyle bir şey olabilir mi! Ya da televizyonda haber spikerini ağza alınmayacak şekilde aşağılama. İnsan isyan ediyor. Diyorum susamam, yani bir şey yapmalıyım. Ben bunları hazmedemem.

“PADİŞAHLIK KURULDU, SARAYDA HALLEDİLİYOR HER ŞEY”

Çıkmış oraya tepeye, nasıl çıktığı da belli değil zaten! Yani ben oraya çıktığı yolları da pek meşru görmüyorum. En azından şu ülkede yüzde 50 seni istemiyor. Senin düşüncene karşı, senin bu ülkeye getirmek istediğine karşı. Senin buraya getirdiğin bu tek adam rejimine karşı. Padişahlık kuruldu, sarayda hallediliyor herşey.

“YILLARDIR İSTEDİĞİ HER İŞİ, HER TÜRLÜ YOLU DENEYEREK YAPTI”

Karşımızda çok kuvvetli bir lider var. Yıllardır da istediği her işi, her türlü yolu deneyerek yaptı bu adam. Çok başarılı bir lider. Onun karşısında yeteri kadar güçlü bir muhalefet lideri yok maalesef. Muhalefet ağır siklet değil, üflesen ‘püf’ gidecek, çok cılız bir ses geliyor.

“MECLİS FİGÜRANLARIN BULUNDUĞU BİR DEKOR”

Bir meclis var, fakat yok. Meclis figüranların bulunduğu bir dekor. Orada kendi kendilerine oturuyor konuşuyorlar. Hiçbir etkisi yok. Çünkü her şey sarayda ve bir kişi… Bakanlar diye de bir takım memurları toplamış etrafına, ne söylerse o yapılıyor. Böyle bir ülkede yaşamak istemiyorum ben.”

Sanatçı Genco Erkal, Euronews Türkçe’nin söyleşi programı RÖP’te Tuluhan Tekelioğlu’na konuştu.

60. sanat yılını kutlayan Erkal, “Korksam da yine bildiğimi, inandığımı yapacağım. Onlar da bir şey yapacaklarsa yapsınlar yani.” dedi.

Erkal, “Devlet Tiyatrosu’ndan teklif aldım. 1965 yılıydı. ‘Benim bir projem var: Bir delinin hatıra defteri, onu gelip sizde oynayabilirim’ dedim. Genel Müdür bana dedi ki; ‘Siz gelirsiniz, ne oynayacağınıza biz karar veririz’. Bu benim için kırılma noktasıydı. O zaman dedim ki başkasının karar verdiği şeyleri hiçbir zaman oynamam. Kendi inandığım, kendi savunduğum şeyleri oynarım dedim. O günden bugüne de böylece geldim” ifadelerini kullandı.

GENCO ERKAL: BUGÜNÜ İSTEYEN ÜZERİNE ALINIR

Dostlar Tiyatrosu’nda sahnelediği Merhaba oyunundaki “Sultan Palamut” ya da “Hazreti Dangalak” olarak bilinen karakterinin bugünden izler taşıdığını söylüyor Genco Erkal:

“Bu oyun, en eski metinleri 400 yıl önce yazılmış Shakespeare tarafından. Ama sanki bugün bu ülke için yazılmış gibi. Saraylardan bahsederken, krallardan bahsederken. Sanki günümüzü anlatıyor Shakespeare 400 yıl öncesinden… Aziz Nesin’in, Brecht’in Nazım Hikmet’in yazdıkları da 60 yıl, 70 yıl öncesinden geliyor. Hepsi bugün yazılmış kadar gerçek ve güncel. Hazreti Dangalak da öyle… Orada bir diktatör hicvediliyor. Tabii ki bunu Aziz Nesin 12 Eylül döneminde Kenan Evren için yazmıştı ama bugün isteyen üzerine alınır, bilmiyorum yani…”

Enes Kanter: Can güvenliğim yok, Londra’daki maça gidemem

medyabold
Devamını Oku »

İyi Parti 99 belediye başkan adayını açıkladı

İyi Parti, 31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak yerel seçimlerde 7 il ve 92 ilçe ve beldeden aday gösterilecek isimleri açıkladı. İttifak çerçevesinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile görüşmelerin sürdüğü bildirildi.

ÇALIŞMALAR ÖNEMLİ AŞAMAYA GELDİ

İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Müsavat Dervişoğlu, “Yerel Seçimler ile ilgili çalışmalarımız önemli bir aşamaya gelmiş bulunuyor. CHP ile ‘güçbirliği’ çerçevesinde görüşmelerimiz devam ediyor. Gerek parti içi çalışmalarımızın, gerekse işbirliği görüşmelerimizin sonuçları itibarı ile belirlenen Belediye Başkan adaylarımızın isimlerini açıklıyoruz” dedi.

7 İL ADAYI AÇIKLANDI

İyi Parti, Aksaray’dan Özhan Türemiş, Ardahan’dan Mete Özdemir, Bayburt’tan Yunus Özyıldırım, Düzce’den Ömer Küçük, Karaman’dan Zühtü Bahadır Bayraç, Kilis’ten Ahmet Nalçacıoğlu, Siirt’ten Ahmet Özgür’ü aday gösterdi.

3 BÜYÜKŞEHİR LİSTEDE YOK

İyi Parti’nin açıkladığı 99 belediye başkan adayı arasında İstanbul, İzmir ve Ankara’dan isim yer almadı.

Bu illerde İyi Parti, CHP’nin büyükşehir adaylarını destekleyecek. Ancak ilçelere yönelik görüşmeler sürüyor. İyi Parti üç büyükşehir de de Milliyetçi Hareket Partisi’ne (MHP) bırakılan ilçeleri istiyor. Ankara Gölbaşı ve Etimesgut ilçeleri ise listenin başında.

CHP-İyi Parti ittifakında meclis üyeliği hesapları

41 BÜYÜKŞEHİR VE İL ÜZERİNDE ANLAŞMA

CHP ile İyi Parti arasında bugüne kadar 21 büyükşehir ve 20 il üzerinde prensip anlaşmasına varıldı. Mutabakat sağlanan büyükşehir ve illerin ilçelerinde de büyük oranda işbirliği yapılacağını belirtiliyor. Buna yönelik görüşmeler yerel düzeyde de devam ediyor. İki parti arasında sağlanan uzlaşının genel başkanların onayının ardından kamuoyuna ilan edilmesi bekleniyor.

 İyi Parti’nin bugün açıkladığı belediye başkanları aday listesi:

1 AKSARAY MERKEZ ÖZHAN TÜREMİŞ
2 ARDAHAN MERKEZ METE ÖZDEMİR
3 BAYBURT MERKEZ YUNUS ÖZYILDIRIM
4 DÜZCE MERKEZ ÖMER KÜÇÜK
5 KARAMAN MERKEZ ZÜHTÜ BAHADIR BAYRAÇ
6 KİLİS MERKEZ AHMET NALÇACIOĞLU
7 SİİRT MERKEZ AHMET ÖZGÜR
8 AFYONKARAHİSAR ÇOBANLAR SEFA DEĞİRMEN
9 AFYONKARAHİSAR DİNAR SAFFET ACAR
10 AFYONKARAHİSAR SANDIKLI ASIM ORHAN
11 AFYONKARAHİSAR SULTANDAĞI DEREÇİNE AYKUT OKUMUŞ
12 ANTALYA ALANYA ABDULLAH SÖNMEZ
13 ANTALYA GÜNDOĞMUŞ SULTAN ÇETİN
14 ANTALYA KORKUTELİ HALİL KARA
15 ANTALYA SERİK YUSUF MECEK
16 AKSARAY MERKEZ HELVADERE TUNCER SOYAL
17 AKSARAY MERKEZ BAĞLIKAYA TUNCAY ÖZKARACA
18 AKSARAY SULTANHANI SELİM TEMEL
19 AKSARAY GÜZELYURT SELİME SEFER ÖZDEMİR
20 BİLECİK OSMANELİ BEKİR TORUN
21 BİLECİK PAZARYERİ NECMİYE BEĞEN
22 BİLECİK SÖĞÜT HALİL AYDOĞDU
23 BOLU GEREDE ORHAN ÜNALDI
24 BOLU SEBEN ENVER ERKAYGUSUZ
25 BOLU MERKEZ KARACASU YASİN BEKTAŞ
26 ÇANAKKALE GÖKÇEADA ÜNAL ÇETİN
27 ÇANKIRI KORGUN ARİF SOYSAL
28 ÇANKIRI ILGAZ HAKKI YALÇIN
29 ÇORUM ALACA SERDAR COŞKUN
30 ÇORUM DODURGA BİLGİ TERLEMEZOĞLU
31 ÇORUM İSKİLİP MUHSİN KOCASARAÇ
32 ÇORUM KARGI KEMAL ZİNCİRLİ
33 ÇORUM MECİTÖZÜ BÜLENT BORA BALTACI
34 ÇORUM OSMANCIK ÖZHAN UYSALER
35 ÇORUM SUNGURLU ABDULKADİR ŞAHİNER
36 ÇORUM UĞURLUDAĞ ORHAN TORUN
37 DENİZLİ BAKLAN MEHMET YAĞCI
38 DENİZLİ BEYAĞAÇ İSMET ŞENER
39 DENİZLİ ÇAL MEHMET ÖZTÜRK
40 DENİZLİ ÇARDAK ERDİL CENGİZ
41 DENİZLİ ÇAMELİ ENDER YILMAZ
42 DÜZCE AKÇAKOCA HAYDAR AKIN
43 DÜZCE ÇİLİMLİ MUSTAFA ÖZTÜRK
44 DÜZCE KAYNAŞLI MERT FATİH KESGİN
45 ELAZIĞ AĞIN YILMAZ SERTTAŞ
46 ELAZIĞ MADEN MUSA ORHAN
47 ELAZIĞ ARICAK ERİMLİ MEHMET AYIK
48 ERZİNCAN ÇAYIRLI BİROL BAHADIR
49 ERZİNCAN REFAHİYE GÜNGÖR KUTLU
50 ERZİNCAN TERCAN ÇADIRKAYA ZAKİR TAŞTAN
51 GİRESUN DOĞANKENT İSMAİL TARI
52 GİRESUN ESPİYE İBRAHİM ÖNAL
53 GİRESUN ŞEBİNKARAHİSAR OKTAY ALP
54 GİRESUN YAĞLIDERE METİN TURGUT
55 ISPARTA GELENDOST MUSTAFA ÖZMEN
56 ISPARTA SENİRKENT NURULLAH CABAOĞLU
57 ISPARTA SÜTÇÜLER ARİF DEMİRKAYA
58 KARS ARPAÇAY TALİP SÖNMEZ
59 KARS SELİM NAZIM İRFAN TANRIKULU
60 KASTAMONU KÜRE KAMİL AYDINLI
61 KASTAMONU PINARBAŞI BAYRAM SARIMEŞE
62 KASTAMONU TOSYA MUSTAFA GÜVENÇ
63 KAYSERİ DEVELİ ALİ AĞCA
64 KAYSERİ TALAS OSMAN HAYMANA
65 KAYSERİ PINARBAŞI CUMA SAĞLAM
66 KAYSERİ YAHYALI ABDULLAH YILMAZ
67 KIRIKKALE DELİCE SERKAN KOCAOĞLU
68 KIRIKKALE KESKİN NECATİ ALSANCAK
69 KIRIKKALE YAHŞİHAN İSMAİL DURSUN KUZUCU
70 KIRIKKALE MERKEZ HACILAR VEDAT ALAKUŞ
71 KOCAELİ DERİNCE NURCAN ACAROĞLU GÖKTAŞ
72 KOCAELİ GEBZE BURCU ÇETİNKAYA
73 KOCAELİ KANDIRA ERCÜMET ŞAHİN
74 KOCAELİ KÖRFEZ SALİH RECEP ŞİRİN
75 KONYA BOZKIR KEMAL ESENKAYA
76 KONYA ÇUMRA RAFET GÜLŞEN
77 KONYA DOĞANHİSAR ABDULLAH KOÇ
78 KONYA EREĞLİ YAŞAR YAMAN
79 KONYA SEYDİŞEHİR MUAMMER URHAN
80 KONYA YUNAK HALİM YILDIRIM
81 KÜTAHYA ALTINTAŞ MENDERES AYDIN
82 KÜTAHYA DOMANİÇ ŞERİF YILMAZ
83 KÜTAHYA GEDİZ ERDOĞAN DİRİCAN
84 KÜTAHYA GEDİZ GÖKLER MEHMET ASİLTÜRK
85 KÜTAHYA SİMAV METİN KARAKUYU
86 MALATYA DOĞANŞEHİR RAHMİ KURNAZ
87 MALATYA PÖTÜRGE MURAT TANRIVERDİ
88 MALATYA YEŞİLYURT CEM PARLAK
89 NEVŞEHİR GÜLŞEHİR VAHDİ ARISOY
90 NEVŞEHİR KOZAKLI CANER DEMİR
91 NEVŞEHİR MERKEZ ÜÇHİSAR MEHMET TÜRKE
92 SİİRT BAYKAN METİN SÖYÜNCÜ
93 SİİRT KURTALAN LOKMAN DİLEK
94 SİİRT PERVARİ İSMAİL BİLEN
95 SİİRT ŞİRVAN YUSUF İNCECİK
96 YOZGAT AKDAĞMADENİ NAZIM ALTUN
97 YOZGAT ÇEKEREK DURAN ÖZKAN
98 YOZGAT SARAYKENT OSMAN ÇİFTÇİEL
99 YOZGAT YENİFAKILI SONER YALÇIN

medyabold
Devamını Oku »

Partik Bartholomeos imza attı: Ukrayna Ortodoks Kilisesi artık bağımsız

Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ne bağımsızlık kazandıracak kararnameyi imzaladı. Ukrayna Kilisesi’ne otosefal statüsü verilmesi, “Ortodoks Kilisesi’nde son bin yılda yaşanan en büyük ayrılık.” olarak tanımlanıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko ve Ukrayna Ortodoks Kilisesi Metropoliti Epifaniy, İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’nde düzenlenen ayine katıldı.

“TOMOS” KARARNAMESİ İMZALANDI

Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ne “otosefali” (Ortodokslukta kendilerine ait bir baş tarafından yönetilen Ortodoks kiliselerine verilen ad) kazandıran  “Tomos” adı verilen kararnameyi imzaladı. 

Fener Rum Patrikhanesi, 11 Ekim 2018’de Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin Moskova’daki Rus Ortodoks Kilisesi’nden ayrılma yolundaki talebinin kabulüne karar vermişti.

Ukrayna’nın başkenti Kiev’deki Azize Sofya Katedrali’nde 15 Aralık 2018’de Kiev Patrikhanesi’ne bağlı Ortodoks Kilisesi, Ukrayna Bağımsız Ortodoks Kilisesi ve Moskova Patrikhanesi’ne bağlı Ortodoks Kilisesi’nden temsilcilerinin katıldığı toplantıyla Ukrayna’da yeni birleşik bağımsız Ortodoks Kilisesi kurulmuştu.

İstanbul’daki törende konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, “Tüm dünyada milyonlarca Ukraynalıya kurulacak kilisede dua etme çağrıma karşılık verdikleri için teşekkür etmek istiyorum. Tanrı nihayet bize Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ni gönderdi.” dedi.

RUS VE POLONYA ORTODOKS KİLİSELERİ KARARI TANIMIYOR

Ukrayna Ortodoks Kilisesi, bu kararla birlikte 15. bağımsız Ortodoks kilisesi statüsüne sahip oldu. Ancak bu duruma başta Rus Ortodoks Kilisesi olmak üzere diğer bazı Ortodoks kiliseleri karşı çıkıyor.

Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill, pazartesi günü Bartholomeos’a gönderdiği mektupta, Bartholomeos’un Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsızlığını tanıyacak kararnameyi Metropolit Epifaniy’e vermemesini istedi. 

Kirill, bağımsızlık kararnamesinin Epifaniy’e verilmesi durumunda Bartholomeos’un Ortodoks kiliselerinin birliğini sağlamaya hizmet etme olanağını ‘sonsuza dek kaybedeceğini’ belirtti. Kirill mektubunda, “Bu duruma son vermek için geç değil.” diye yazdı.

POLONYA ORTODOKS KİLİSESE KARŞI

Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsızlık kazanıyor olmasına karşı çıkan bir başka kilise ise Polonya Ortodoks Kilisesi.

Kilisenin lideri Sawa, Bartholomeos’a bir protesto mektubu göndererek, Ukrayna Ortodoks Kilisesi ile kilisenin metropoliti Epifaniy’yi tanımadığını ilan etti. Sawa bu duruma bir çözüm bulmak için 14 bağımsız Ortodoks kilisesinin liderini bir toplantıya çağırdı.

ORTODOKS KİLİSESİNDE SON BİN YILDA YAŞANAN EN BÜYÜK AYRILIK 

Patrik Bartholomeos ise Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsızlık kazanıyor olmasını başarı olarak nitelendiriyor. 

Bartholomeos, Pazar sabahı da kararnameyi patrikhaneye ait Aya Yorgi Kilisesi’nde yapılacak bir ayinle Epifaniy’e teslim edecek.

İstanbul Patrikhanesi’nden onay aldıktan sonra 15 Aralık tarihinde kurulan Ukrayna Ortodoks Kilisesi, Cumartesi ve Pazar günü düzenlenen iki törenle bağımsızlığını kazanacak.

Ukrayna Kilisesi’ne otosefal statüsü verilmesi, Ortodoks Kilisesi’nde son bin yılda yaşanan en büyük ayrılık olarak tanımlanıyor.

Almanya’da cami vergisi tartışması

medyabold
Devamını Oku »

Poroşenko, yeni kurulan kiliseye bağımsızlık belgesi için İstanbul Fener’de

Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, yeni kurulan Ukrayna Ortodoks Kilisesi için ‘Tomos’ adlı otosefallik (bağımsızlık) belgesini almak üzere Fatih’te bulunan Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne geldi.

Poroşenko, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Vahdettin Köşkü’nde görüştükten sonra Ukrayna Ortodoks Kilisesi heyeti ile birlikte saat 12.00 sıralarında Fener’de bulunan Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne geldi. Poroşenko’ya eşi Maryna Poroşenko ve Ukrayna’da yeni kurulan birleşik bağımsız Ortodoks Kilisesi’nin lideri seçilen Metropolit Epifaniy de eşlik etti. Petro Poroşenko’nun Aya Yorgi Kilisesi’ne düzenlenecek dini törenin ardından Fener Rum Patriği Bartholomeos’la görüşmesi bekleniyor.

kronos
Devamını Oku »

Deniz Çakır’a ‘başörtülü kadınlara hakaret’ soruşturması

İstanbul’da bir alışveriş merkezinin kafesinde başörtülü kadınlara hakaret ettiği öne sürülen oyuncu Deniz Çakır hakkında soruşturma başlatıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, başörtülü kadınlara hakaret ettiği öne sürülen oyuncu Deniz Çakır hakkında, “Hakaret” suçundan soruşturma başlattı. Soruşturmanın, Deniz Çakır’ın hakaret ettiği öne sürülen kadınların şikayeti üzerine başlatıldığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında kafenin görüntülerinin incelendiği öğrenildi.

kronos
Devamını Oku »

‘ABD heyetinde terör algısı yok, Gülen’in iadesi için de gelmediler’

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Gğlen cemaati soruşturmaları kapsamında Türkiye’ye geldiği öne sürülen ABD’li heyetin temaslarıyla ilgili, “Fetullah Gülen’in iade süreci bu soruşturma sürecinden farklı. Ama tüm burada oluşacak kanaat, oradaki süreci de etkileyecektir” dedi.

Bakan Gül, gazetecilerin sorularını da cevapladı. Ankara’ya gelen ABD’li heyetin temaslarını değerlendiren Gül, “Türkiye’den bazı konularla ilgili bilgi istendi. Biz tabii, Türkiye olarak 15 Temmuz öncesi de olmak üzere söyledik. Darbe girişimi sonrası da bazı delilleri, tanık ifadelerini ilettik. Bizden istedikleri bazı şeyler var; dijital delilleri bizzat görmek, ilgili tanıkları bizzat dinlemek gibi. Elbet biz de Türkiye olarak adli yardımlaşma kapsamında bunu kabul ettik. Aslında taleplere baktığımızda bizim ABD’ye delil olarak sunduğumuz hem isim, hem içerik olarak birebir örtüştüğünü gördük. Bunlar değerli tabii” dedi.

‘TERÖR ÖRGÜTÜ ALGISI YOK’

Bakan Gül, heyetin New York savcılığında yürütülen soruşturmanın içeriği kapsamında Türkiye’de olduğunu ve bu soruşturmanın da gizliliğinin bulunduğunun altını çizdi. Bu soruşturmanın içinde Fetullah Gülen’in iadesine ilişkin bir konu olup olmadığının Türkiye’ye net biçimde söylenmediğini kaydeden Bakan Gül, “Ama bu süreçlerden sonra belgeler, yeni bilgiler de ulaştırılacak. Hem New York, hem Washington’dan iki savcı geldi. Bu yargısal bir faaliyet. Hakim savcı huzurunda alınan bir ifade. Bizim 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi nasıl ifade alıyorsa, o anlamda bir delil niteliği taşıyor. Bu çok önemli. Soruşturmanın genelinde bizim gibi bir terör örgütü algısı yok. Ama tüm bu bilgileri, belgeleri vermeye çalışıyoruz. Bu soruşturma kara para aklama illegal yolla vs. gibi boyutuyla ilgili; ama son tahlilde savcılığa sunulan belgeler, birebir kendilerinin şahit olduğu deliller, bu sürecin olması gereken yere evrilebileceğini gösteriyor” dedi.

‘PSİKOLOJİK ANLAMDA ÖNEMLİ BİR SÜREÇ’

Adalet Bakanı Gül, ABD heyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast girişimiyle ilgili bilgi isteyip istemediklerine ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:

”Onlarla ilgili de bilgiler verildi. Biz bu konuda sonuç almak istiyoruz. Söyleyeceğimiz farklı bir şey, orada faklı lobilerin de süreci etkilemesine neden olabilir. Dolayısıyla o konuyla ilgili hakim savcının gelmesi toplantıların yapılması çok değerli. Bir kere Türkiye’de bu konuyla ilgili adil yargılama yapıldığının, deliller üzerinden sonuca gidildiğini göstermesi bakımından çok önemli. Türk hukuk sistemi, özgüven içinde her türlü soruyu cevaplayalım demiştir. Psikolojik anlamda da önemli bir süreç diye düşünüyorum.”

‘BURADA OLUŞACAK KANAAT ORADAKİ SÜRECİ ETKİLEYECEKTİR’

Fetullah Gülen’in iade sürecinin bu soruşturma sürecinden farklı olduğunu söyleyen Adalet Bakanı Gül, ”Ama tüm burada oluşacak kanaat, oradaki süreci de etkileyecektir ” dedi.

Bakan Gül, ABD’de yeni adalet bakanının atanması ardından ABD’ye ziyarette bulunabileceğini belirtti.

 

kronos
Devamını Oku »

4 büyük kulübün borcu 10 milyar TL’ye yaklaşınca bankalara “kurtarın” talimatı verildi

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) futbol kulüplerinin borçlarını üstlenmek üzere geliştirdiği ortak projede ilk adım atıldı.

Kulüp başkanları adına TFF Başkanı Yıldırım Demirören daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan borçlarının yeniden uzun vadeye yayılması talebinde bulunmuştu.

Süper Lig’in 4 büyük futbol kulübü Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un toplam borcu 10 milyar TL’ye yaklaştı.

DHA’nın haberine göre, TFF yönetiminin geliştirdiği projeyi Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da destekliyor.

BANKACILARLA KULÜP BAŞKANLARI BULUŞTU

TFF Başkanı Yıldırım Demirören, TBB Başkanı Hüseyin Aydın ve Süper Lig kulüplerinin başkanları ile mali sorumluları, İstanbul’daki Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’nde konuyu görüşmek için bir araya geldi.

Buna göre, ekonomik kriz içindeki kulüplerin borçlarının yeniden yapılandırılması ve vadelendirilmesi gündemde.

Kulüplere 31 Ocak 2019’a kadar gelir-gider bilançolarını hazırlamaları için süre verildi. Bilançoları inceleyecek olan TBB ve konsorsiyum ortakları, her kulüp için farklı bir plan çıkaracak. Borçların 5 yıla kadar taksitlendirilmesi önerisi de değerlendirilecek. Süre de borca ve bilançolara göre belirlenecek.

BANKALAR KULÜPLERİN EK KREDİ TALEBİNİ REDDETTİ

Bir kulüp gelirinden fazla harcama yaptığı takdirde TFF devreye girecek ve müdahalede bulunacak.

Bazı kulüplerin ‘ek kaynak’ teklifinin de görüşüldüğü ancak bunun kabul görmediği belirtildi.

İdari ve mali denetimlerinin TFF tarafından yapılacağı projede TBB çatısı altında tüm borçlar üstlenildikten sonra sürdürülebilir bütçe yapılarının sıkı kontrol altına alınması planlanıyor.

2018’de spordan geriye kalanlar: Fransa kazandı, Aziz Yıldırım kaybetti, Arda Turan tükendi

medyabold
Devamını Oku »

4 büyük kulübün borcu 10 milyar TL’ye yaklaşınca bankalara “kurtarın” talimatı verildi

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) futbol kulüplerinin borçlarını üstlenmek üzere geliştirdiği ortak projede ilk adım atıldı.

Kulüp başkanları adına TFF Başkanı Yıldırım Demirören daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan borçlarının yeniden uzun vadeye yayılması talebinde bulunmuştu.

Süper Lig’in 4 büyük futbol kulübü Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un toplam borcu 10 milyar TL’ye yaklaştı.

DHA’nın haberine göre, TFF yönetiminin geliştirdiği projeyi Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da destekliyor.

BANKACILARLA KULÜP BAŞKANLARI BULUŞTU

TFF Başkanı Yıldırım Demirören, TBB Başkanı Hüseyin Aydın ve Süper Lig kulüplerinin başkanları ile mali sorumluları, İstanbul’daki Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’nde konuyu görüşmek için bir araya geldi.

Buna göre, ekonomik kriz içindeki kulüplerin borçlarının yeniden yapılandırılması ve vadelendirilmesi gündemde.

Kulüplere 31 Ocak 2019’a kadar gelir-gider bilançolarını hazırlamaları için süre verildi. Bilançoları inceleyecek olan TBB ve konsorsiyum ortakları, her kulüp için farklı bir plan çıkaracak. Borçların 5 yıla kadar taksitlendirilmesi önerisi de değerlendirilecek. Süre de borca ve bilançolara göre belirlenecek.

BANKALAR KULÜPLERİN EK KREDİ TALEBİNİ REDDETTİ

Bir kulüp gelirinden fazla harcama yaptığı takdirde TFF devreye girecek ve müdahalede bulunacak.

Bazı kulüplerin ‘ek kaynak’ teklifinin de görüşüldüğü ancak bunun kabul görmediği belirtildi.

İdari ve mali denetimlerinin TFF tarafından yapılacağı projede TBB çatısı altında tüm borçlar üstlenildikten sonra sürdürülebilir bütçe yapılarının sıkı kontrol altına alınması planlanıyor.

2018’de spordan geriye kalanlar: Fransa kazandı, Aziz Yıldırım kaybetti, Arda Turan tükendi

medyabold
Devamını Oku »

MHP’li belediye başkan adayı, Erdoğan’a hakaretten tutuklandı

31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken Cumhur İttifakı’nda yeni bir krizde Zonguldak’ta ortaya çıktı. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Karaman Belde Belediye Başkan Adayı Cevdet Aladağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla Zonguldak Sulh Ceza Hâkimliği tarafından tutuklandı.

MHP’li Belediye Başkan Adayı Cevdet Aldağ hakkında 26 Kasım 2018 tarihinde sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma açılmıştı. Eski polis memuru olan Cevdet Aladağ, bir süre önce savcılık tarafından ifadesi alındı. Savcılık soruşturmasının ardından serbest bırakılan Aladağ, 30 Aralık 2018’de MHP tarafından Karaman Belde Belediye Başkan Adayı olarak gösterildi.

Karaman Belde Belediye Başkan Adayı Cevdet Aladağ (sağda) adaylık belgesini MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz’dan (solda) almıştı.

Zonguldak’da yayın yapan Pusula Gazetesi’nin haberine göre, Başkan Adayı Cevdet Aladağ dün akşam saatlerinde Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince gözaltına alındı. Jandarma’daki işlemleri tamamlanan Cevdet Aladağ, çıkarıldığı nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret” suçlamasıyla tutuklandı. MHP’li Aldağ, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Beycuma Cevaevi’ne gönderildi.

MHP’de ittifak çatlağı: Erhan Usta disipline sevk edildi

medyabold
Devamını Oku »

“Kayyımlar Kürt illerine atanan sömürge valisi gibi”

Diyarbakır’ın Sur Belediyesi’ne atanan kayyımın, yerel seçimlere kısa bir süre kala 14 parseli 44 milyon liraya satışa çıkarması tepki çekti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri durumu talan olarak nitelendirirken, belediyelere atanan kayyımlar için sömürge valisi benzetmesi yapıldı.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Sur Koruma Platformu ise, satış hakkında yürütmeyi durdurma talebiyle Diyarbakır İdare Mahkemesi’ne başvurdu.

KAYYIM 14 ARSAYI 44 MİLYONA SATIYOR

Sur Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Abdullah Çiftçi, Dicle Üniversitesi sınırları içinde yer alan ve mülkiyeti belediyeye ait 14 arsayı, toplamda 44 Milyon 123 bin TL teklif usulüyle satışa çıkardı.

HDP milletvekilleri Semra Güzel, Selçuk Mızraklı, İmam Taşçıer ve Remziye Tosun bir basın açıklaması yaparak konuya tepki gösterdi.

95 BELEDİYEYE KAYYIM ATANDI

Semra Güzel, 95 belediyeye atanan kayyımların, iktidar partisinden aldıkları güçle başta yolsuzluk, talan, adam kayırmacılık, işten çıkarmalar, belediyelere ait taşınır ve taşınmazların satılması gibi birçok hukuksuz fiile imza attığını belirtti.

Güzel, “Tabir-i caizse 21. yüzyılda Kürt illerine atanan sömürge valileri gibi çalışmışlardır.” dedi.

KANUNEN VE AHLAKİ OLARAK TARTIŞMALIDIR

Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şerefhan Aydın da, arsaların satışa çıkarılmasının yasal ve ahlaki yönden tartışmalı olduğunu ifade etti.

Aydın, “Sur Belediyesi tarafından birkaç gündür kentin farklı noktalarında 14 adet parselin satışı için ihale duyurusu yapılmıştır. Kamusal yarar doğrultusunda kullanılması gerekirken maalesef ticari amaçlı satışa sunulmuştur.” dedi.

Temelli: Yolsuzluğa bulaşmamış tek bir kayyım belediyesi yok

medyabold
Devamını Oku »

1 liralık ürünü 10 liraya alan üniversite: Bundan sonra böyle yapmayacağız

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nin öğrenciler ve personel için aldığı gıda ürünlerini, ortalama rakamın çok üzerinde fiyatla satın aldığı ortaya çıktı.

Üniversite yetkilileri, piyasa fiyatı yerine “yüksek fiyat” teklif eden firmaların teklifini kabul etti. Bazı ürünlerde ödenen fiyat muadillerine kıyasla 10 katın üzerine çıktı.

Sayıştay raporunda yer alan tespitleri doğrulayan Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi yetkilileri, “Bundan sonra böyle yapmayacağız. Daha titiz ve dikkatli davranacağız.” dedi.

EN YÜKSEK TEKLİF VEREN FİRMALARLA ÇALIŞILMIŞ

Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre, “2017 yılı yemekhaneye gıda maddeleri alımında yaklaşık maliyet sadece 4 adet fiyat bildirimine göre hesaplanmış ve bu hesaplamada aşırı yüksek fiyat bildirimleri dikkate alınmıştır.” diyen Sayıştay’ın tespit ettiği fahiş fiyatlardan bazıları şöyle:

  • Tarhanaya 3 firma 9 bin 666 lira teklif verdi. 35 bin lira veren kabul edildi.
  • Pul biber için 3 firmanın ortalaması 13 bin 333 lira. 35 bin liralık aşırı fiyat veren firma dikkate alındı.
  • Kuru fasulye için 3 firmanın ortalama teklifi 25 bin 333 lira. 40 bin lira teklif eden firma kabul edildi.
  • Mantı için 3 firma 14 bin 666 lira önerdi. 40 bin liralık teklif kabul gördü.

17 Aralık Yolsuzluk Operasyonu’nun 5’nci yıldönümü: Hırsızlar dışarıda, polisler hapiste!

medyabold
Devamını Oku »

Prosecutors call for 15-year jail term for Galatasaray star’s father

Devamını Oku »

ABD’de bowling salonunda silahlı saldırı: 3 ölü, 4 yaralı

ABD’nin California eyaletinde yer alan sahil şehri Torrance’teki bir bowling salonuna silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda en az 3 kişi öldü, 4 kişi de yaralandı. Ölü sayısının daha da artabileceği ifade ediliyor.

LOS ANGELES’A 30 KİLOMETRE MESAFEDE

Los Angeles’a yaklaşık 30 kilometre mesafedeki sahil şehri Torrence’teki “Gable House Bowl” adlı bir bowling salonunda meydana geldi.

Saldırı ile ilgili incelemenin sürdüğünü belirten Torrance polisi, bölge sakinlerine olay bölgesinden uzak durmaları çağrısı yaptı.

Trump’ın sınır dışı ettiği göçmen sayısı Obama’dan az

medyabold
Devamını Oku »

YPG, Rusya arabuluculuğunda Esad yönetimi ile anlaşmaya çalışıyor

ABD’nin çekileceğini açıklamasının ardından Suriye’nin kuzeyini denetimi altında tutan YPG, Rusya arabuluculuğunda Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile anlaşmanın yollarını arıyor.

RUSYA, YPG İLE ESAD ARASINDA ARABULUCULUK YAPIYOR 

Reuters Haber Ajansı’na konuşan YPG’den Badran Jia Kurd, Moskova’da Rusya’ya Esad ile anlaşmak için bir yol haritası sunduklarını ve bu teklife Rusya’nın cevabını beklediklerini belirtti.

Rusya’nın YPG’nin arabuluculuk teklifini kabul ettiği ifade ediliyor.

Daha önce Suriye’den kısa süre içinde çekileceklerini belirten ABD Başkanı Donald Trump, Çarşamba günü yaptığı açıklamada Amerikan askerlerinin yavaş ve “belirli bir süre içinde” çekileceğini ifade etmişti.

YPG, Amerikan askerlerinin çekilmesinin ardından oluşan boşluğu Türkiye sınırına rejime bağlı askerleri konuşlandırarak doldurmayı planlıyor.

YPG’den Badran Jia Kurd, Reuters Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Zararı ne olursa olsun, Amerikalılar itiraz etse bile, son karar Şam ile bir anlaşmaya varmak. Rusya, Şam ile yeni ufuklar açmak için gayret sarf ediyor. Bizim görüşümüz, bizim onlardan (Rusya) edindiğimiz izlenim bu.” dedi.

ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI YETKİLİSİ: SURİYE’DEN ÇEKİLMEK İÇİN KESİN TAKVİM YOK 

Bu arada üst düzey bir Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Suriye’den askerleri çekmek için kesin bir takvimlerinin bulunmadığını ancak Suriye’de süresiz olarak kalmayı da düşünmediklerini belirtti.

İsminin açıklanmasını istemeyen Amerikalı yetkili, “(Geri çekilme) Şu şekilde yapılacak ki biz, müttefiklerimiz ve partnerlerimiz İŞİD üzerindeki baskıyı bu süre içinde devam ettireceğiz. Teröristler için bir boşluk oluşturmayacağız.” diye konuştu.

Yetkili ancak Suriye’de askeri olarak süresiz kalma niyetlerinin de olmadığını sözlerine ekledi.

ABD’Lİ ÜST DÜZEY HEYET ANKARA’YA GELİYOR 

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Salı günü Ankara’da Türk yetkililerle biraraya gelecek. Bolton’a ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ve Amerika’nın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de eşlik edecek.

Brett McGurk’un istifasının ardından James Jeffrey’nin ABD’nin İŞİD ile mücadele özel temsilciliği görevini de üstlendiği belirtildi.

WSJ: Türkiye, IŞİD ile mücadele için ABD’den kapsamlı yardım istiyor

medyabold
Devamını Oku »

Damat Bey’in ‘kafana göre takıl’ politikası

İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Özdağ, “Artık Türkiye’de sıkı para politikası yok. Damat Bey’in (Hazine Bakanı Berat Albayrak) ‘kafana göre takıl’ ekonomi politikası var.” dedi.

Özdağ, hükümetin ekonomi politikasını eleştirdi. TÜİK tarafından dün açıklanan enflasyon rakamlarının gerçek olmadığını söyleyen Özdağ, “Cumhuriyet tarihinin en büyük finans krizi ile karşı karşıyayız. İlk 100 günde ülkenin parası resmen pul oldu.” dedi.

SEÇİM EKONOMİSİ BU KEZ MERKEZ BANKASI’NI VURDU

Artı Gerçek’te yer alan habere göre Özdağ, Merkez Bankası’nın nisan ayında yapılması gereken genel kurulunun bu aya alınması kararının tepkilere sebep olduğunu söyledi.

Merkez Bankası’nın bu kararının piyasada güvensizliği perçinlediğini ileri süren Özdağ, “Bu karar ile piyasada likidite sıkışıklığı olduğu hissedilmiştir. Merkez Bankası’nın karını seçim öncesinde Hazine’ye aktarma çabası olarak görünen bu karar, bankanın politikaya bulaştığını bir kez daha ortaya koymuştur.” ifadelerini kullandı.

PARA BASILIP SEÇİMDE KULLANILACAK

Özdağ, uygulamanın bu şekilde devam edecek olmasının Merkez Bankası’nın banknot matbaasının seçim öncesinde para basarak bir siyasi partinin seçim harcamalarına ve dağıtılacak yardımlara kaynak sunması anlamına geleceğini savundu.

Enflasyon oranına da değinen Özdağ, TÜİK’in açıkladığı enflasyon sepetinde 407 malın bulunduğunu, bunlardan 202 malın fiyatının arttığının görüldüğünü belirtti.

Şok iddia: TÜİK enflasyonu düşürmek için özel çalışma yaptı!

“ENFLASYONU EĞİP BÜKSENİZ DE SEÇMEN OYUNUN FARKINDA”

Yapılan değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığını öne süren Özdağ, şunları söyledi: “Enflasyonu eğip bükünce, istatistik kurumlarına yalan söyletince ne oluyor? Seçmenin tamamı bu oyunun farkında. Yaşanan gerçek enflasyon yüzde 100’ün üzerinde. Kimse halkı kandırmaya kalkmasın. Elektrik, su, doğalgaz ile tüm gıda ve tarım ürünlerinde fiyat artışını yaşayarak gördük. 2019 yılı başında yaşanan yüzde 10’luk indirim, fiyatı yüzde 100 artmış bir malın fiyatının yüzde 10 düşmesidir.”

medyabold
Devamını Oku »

İstanbul’da ev baskınları: En az beş kişiye gözaltı

MA’nın haberine göre ev baskınlarında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Küçükçekmece İlçe Eşbaşkanı Servet Ataklı’nın da aralarında bulunduğu beş kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alınan isimler yapılan sağlık kontrollerinin ardından İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

Gözaltı gerekçeleri ise bilinmiyor.

kronos
Devamını Oku »

Anayasa Mahkemesi “içtüzük” değişikliğinde iki maddeyi iptal etti

Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) içtüzük değişikliklerinin iptaline yönelik müracaatını görüştü. Yüksek Mahkeme CHP’nin iptalini talep ettiği 9 maddeden ikisini Anayasaya aykırı bularak iptal etti.

Buna göre kanunların ve tezkerelerin oylanması sırasında, yoklama talebi için artık 20 milletvekili sayısı aranmayacak. Kanun teklifi sahibi milletvekilleri, teklifin verilmesinden 45 gün sonra genel kurulda görüşülmesini talep edebilecek.

TORBA KANUN İSTİSNAYDI, TEAMÜLE DÖNÜŞTÜ

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) son dönemde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) etkisiz hale getirme, muhalefetin sesini kısma ve istediği yasaları denetim görevi yeterince yerine getirilemeden meclisten geçirebilmek için bir takım yollara başvuruyor.

İhtiyaç duyduğu birbiri ile alakası olmayan alanlardaki tüm düzenlemeleri istisnai bir yol olan Torba Kanun yöntemi ile meclise getiriyor.

TEMEL KANUN TAKTİĞİ İLE MUHALEFET SUSTURULUYOR

Yasaların genel kurulda yapılacak olan görüşmelerinde ise ‘temel kanun’ yöntemini kullanıyor.

Böylece kanun teklifinin geneli ve maddeleri üzerinde muhalefetin önerge verme ve konuşma haklarını kısıtlıyor. Meclis çoğunluğu ve parmak sayısı ile istediği düzenlemeyi kavgalara varan tartışmalar arasında meclisten geçiriyor.

MHP’NİN DESTEĞİ İLE İÇTÜZÜK DEĞİŞTİRİLDİ

AKP, pratikte uyguladığı bu yöntemlerin yasal zeminini de hazırlamak için yaptığı içtüzük değişikliklerini Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) de desteğini alarak yasalaştırmıştı.

CHP, yapılan değişikliğin muhalefetin sesini kesen, denetim olanağını ortadan kaldıran, muhalefetin gündeme ilişkin konuları dile getirmesini engelleyen, yasama faaliyetlerini işlevsiz hale getiren bir düzenleme olduğunu belirterek AYM’ye gitti.

TBMM İçtüzüğü’nde yapılan değişiklikten ikisi iptal edildi.

9 MADDEDEN İKİSİNİ İPTAL ETTİ

CHP’li 120 milletvekilinin imzası ile 9 madde üzerinden yapılan başvurunun 2 maddesine ilişkin talep AYM tarafından kabul edildi.

İçtüzüğün, yoklama ve kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu gündemine alınması usulünü belirleyen bazı hükümleri iptal edildi. AYM’nin kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

45 GÜN SONRA GENEL KURULA GELEBİLECEK

Karara göre, kanun tekliflerinin esas komisyonlara havale edilmesinin ardından geçen 45 günün sonunda teklif sahipleri, teklifin Genel Kurul gündemine alınmasını isteyebilecek.

Talepler her hafta salı günü bir tane olmak üzere işleme alınacak.

YOKLAMA İÇİN 20 VEKİL ŞARTI KALKTI

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı verdiği ikinci hüküm ise içtüzükteki yoklama usulüne ilişkin oldu.

TBMM Genel Kurulu birleşiminde tezkerelerin ve kanunların oylanması esnasında, işaret ile oylamaya geçilirken en az 20 milletvekilinin ayağa kalkması veya önerge vermesi, yoklama istemenin şartı olarak sunuluyordu.

İptal edilen bu maddeyle Meclis’te yoklama yapılması için herhangi bir milletvekili sayısına ihtiyaç duyulmayacak.

Binali Yıldırım, ‘Meclis Başkanı’ sıfatı ile seçim kampanyası yürütecek

medyabold
Devamını Oku »

ABD’de bowling salonuna silahlı saldırı: 3 kişi öldü, 4 yaralı var

ABD’nin Kaliforniya Eyaleti’ndeki Torrance kentindeki bir bowling salonunda silahlı saldırı düzenlendi, çok sayıda kişinin vurulduğu bildirildi.

Polis, bölge sakinlerine olayın gerçekleştiği alandan uzak durmaları çağrısında bulundu. Saldırının gerçekleştiği yere çok sayıda polis ekibi sevk edildi.

SİLAHLI SALDIRI: ÇOK SAYIDA KİŞİ VURULDU 

Kaliforniya’nın Torrance bölgesindeki bir bowling salonunda günün erken saatlerinde silahlı saldırı meydana geldi. Polis, çok sayıda kişinin vurulduğunu bildirerek, çevredekilere olay bölgesinden uzak durmaları uyarısında bulundu.

Olayda ilk belirlemelere göre; 3 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin de yaralandığı duyuruldu.

kronos
Devamını Oku »

Enes Kanter: Can güvenliğim yok, Londra’daki maça gidemem

NBA’de New York Knicks takımında oynayan Enes Kanter, takımının İngiltere’nin başkenti Londra’da oynayacağı maça katılamayacağını açıkladı. Kanter, Londra’da can güvenliğinin olmayabileceğini söyledi.

Kanter, 17 Ocak’ta takımının Londra’da O2 Arena’da Washington Wizards ile yapacağı karşılaşma sırasında New York’ta kalacak.

KANTER: BİR ÇILGIN, BİR DİKTATÖR YÜZÜNDEN GİDEMİYORUM

Kanter, Londra ile ilgili kararını Cuma akşamı takımının Los Angeles Lakers’ı 119-112 yenmesinin ardından açıkladı.

New York Nicks takımı, Kanter’in Londra seyahatine ayrıca vize problemleri sebebiyle katılmayacağını belirtti.

Kanter, yaptığı açıklamada ABD ve Kanada dışında başka bir ülkeye gidemeyeceğini çünkü bu ülkelerde öldürülebileceğini belirtti.


Kanter, “Üzgünüm, bu hilkat garibesi, Türkiye Cumhurbaşkanı yüzünden gidemeyeceğim. Oldukça üzüntü verici. Bu durum, bütün kariyerimi ve basketbolumu etkiliyor. Çünkü orada olmak ve takımımın kazanmasına yardım etmek istiyorum. Ancak bu çılgın adam yüzünden, bir manyak ve diktatör yüzünden, oraya gidemiyorum ve işimi yapamıyorum. Oldukça üzüntü verici.” dedi.

Enes Kanter, NBA’de New York Knicks takımında forma giyiyor.

TÜRKİYE, KANTER’İN PASAPORTUNU İPTAL ETTİ , YAKALAMA KARARI ÇIKARDI 

Enes Kanter, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Türkiye’de giderek artan insan hakları ihlalerini her platformda eleştiriyor.

Kanter’in Türk pasaportu 2017 yılında iptal edildi ve Türkiye, Enes Kanter için uluslararası yakalama kararı çıkardı.

Kanter, Londra’da hayatına kastedecek bir girişimin yapılmasının oldukça kolay olduğunu belirtti.

Enes Kanter, “Orada birçok ajanları var. Orada beni kolayca öldürebileceklerini düşünüyorum. Bu çok çirkin bir durum olur.” dedi.

Azerbaycan’da “kılıfsız” insan kaçırma

medyabold
Devamını Oku »

Selahattin Demirtaş’ın eşine yazdığı mektuba cezaevi idaresi el koydu

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a yazdığı mektup cezaevi idaresinin sansürüne takıldı. Cezaevi idaresi “açık ya da kapalı mesaj verebilir” bahanesi ile mektuba el koydu.

MEKTUBUN BAŞLIĞI: BERABER VE SOLO SUSMALAR

26 aydır Edirne Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demirtaş, eşi Başak Demirtaş’a hitaben “Beraber ve Solo Susmalar” başlıklı bir mektup kaleme aldı.

Başak Demirtaş, eşinin yazdığı mektuba el konulduğunu Twitter hesabından duyurdu. Dava açarak o mektubu mutlaka alacağını belirtti.

İDAREYE GÖRE PROVAKE EDİCİ İFADELER VAR

Mektubun “sakıncalı” olarak değerlendirilmesi kararında ise yazının tamamında halkın belli bir kesimini sınıflandırıp ayrıştırarak küçük düşürücü, aşağılayıcı ayrıca bu kesime yönelik kin ve düşmanlığa tahrik eden, provake edici ifadeler tespit edildiği ileri sürüldü.

“GÖNDERİCİNİN ÖZEL DURUMU DİKKATE ALINDIĞINDA”

Ceza infaz kurumlarında ve mahkemelerde yapılan eylemleri övücü ve meşru gösteren ifadelere yer verildiği belirtildi.

“Ayrıca mektubun göndericisinin özel durumu itibarıyla açık ya da kapalı mesaj iletebileceği göz önünde bulundurularak Kurulumuza sevk edilmiştir.” denildi.

Demirtaş: Erdoğan ve Bahçeli’den barış beklemek saflık olur

medyabold
Devamını Oku »