Ümit Nağmeleri, Türkçe Olimpiyatları Naat programlarında sahnelenen 40 eseri bir araya getirdi. Yetenekli öğrencilerin seslendirdiği birbirinden güzel eserler ‘playlist’ halinde YouTube’da tekrar yayınlandı. BOLD
medyabold9 Ocak 2021 Cumartesi
Dailymotion da Türkiye’ye temsilci atadı
YouTube ve Tiktok’un ardından Dailymotion da Türkiye’ye temsilci atadı. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, bu atamalarla birlikte taklit hesap, dolandırıcılık gibi şikayetlere daha kolay çözüm bulunabileceğini söyledi.
BOLD – Dailymotion’ın Türkiye’ye temsilci atadığını belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, henüz temsilci atamayan sosyal ağlardan da en kısa zamanda aynı adımı beklediklerini ifade etti.
GÜNLÜK ERİŞİMİ 1 MİLYONDAN FAZLA
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Dailymotion’ın Türkiye’ye temsilci atadığını bildirdi. Sayan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarından Dailymotion’ın da Türkiye’ye temsilci atadığını belirterek, “Henüz temsilci atamayan sosyal ağlardan da en kısa zamanda aynı adımı bekliyoruz” ifadesini kullandı.
YOUTUBE DE TEMSİLCİ ATAMIŞTI
Vatandaşların sosyal ağlarda karşılaştıkları olumsuzluklarda muhatap bulabileceğine dikkati çeken Sayan, taklit hesap, dolandırıcılık, zorbalık gibi durumlarda şikayetlere daha kolay çözüm bulunabileceğini ifade etti. Daha önce VK, YouTube ve Tiktok tarafından Türkiye’ye temsilci atandığına yönelik açıklamalar yapılmıştı.
medyaboldAltun’dan tartışılacak yorum: Basın özgürlüğü 20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak ölçüde genişledi
Egzozu arızalı araçlara verilen ceza 4 bin 136 liraya çıkarıldı
Yeni yılla birlikte egzoz emisyon ölçümlerinin ücretleri ve ölçüm yaptırmayanlara verilen cezalar da arttırıldı. Egzozu arızalı araç sahiplerine 4 bin 136 lira, sahte ölçüm belgesi düzenleyenlere de 16 bin 547 lira ceza kesilecek.
BOLD – Çevre ve Şehircilik Bakanlığı egzoz emisyon ölçümlerinin ücretleri ve ölçüm yaptırmayanlar ile emisyon değerleri standartların üzerinde olan araçların sahiplerine uygulanan ceza miktarına zam yaptı. Egzozu arızalı araçların sahiplerine 4 bin 136 lira, sahte ölçüm belgesi düzenleyenlere de 16 bin 547 lira ceza verilecek.
EGZOZU ARIZALI ARAÇLARA 4 BİN 136 LİRA CEZA VERİLECEK
Bakanlık yeni yılla birlikte egzoz emisyon ölçüm ücretlerini yükseltti. Geçen yıl yapılan her ölçümden 80 lira alınırken, bu sene ücret 90 lira olarak uygulanacak. Egzoz emisyon ölçümü yaptırmayan motorlu taşıt sahiplerine uygulanan 1895 liralık idari ceza 2 bin 67, yönetmeliklerle belirlenen standartlara aykırı emisyona sebep olan motorlu taşıtların sahipleri için kesilen 3 bin 791 liralık ceza da 4 bin 136 lira olarak belirlendi.
SAHTE BELGE DÜZENLEME CEZASI 16 BİN 547 TL
Bu kapsamda bakanlık tarafından belirlenen usul ve esaslara aykırı ölçüm yapan istasyonlara 8 bin 272, yetki belgesi olmadan ölçüm yapan, sahte belge düzenleyenlere de 16 bin 547 lira ceza kesilecek.
medyaboldAltun’dan tartışılacak yorum: Basın özgürlüğü 20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak ölçüde genişledi
Koronavirüste vaka sayısı 10 binin altına geriledi
Koronavirüste vaka sayısı uzun bir aradan sonra yeniden 10 binin altına geriledi. Son 24 saatte koronavirüs tespit edilen kişi sayısı 9 bin 537 olurken, vefat sayısı ise 181 olarak kayıtlara geçti.
BOLD – Türkiye’de koronavirüs nedeniyle son 24 saatte 181 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 537 yeni vaka tespit edildi. Ağır hasta sayısı da 3 binin altına geriledi.
TOPLAM ÖLEN SAYISI 22 BİN 631
Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs ile ilgili son verileri açıkladı. Türkiye’de koronavirüs nedeniyle son 24 saatte 181 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 537 yeni vaka tespit edildi. Bugünkü tespit edilen hasta sayısı bin 103 oldu. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 22 bin 631’e, toplam vaka sayısı 2 milyon 317 bin 118’e yükseldi.
AĞIR HASTA SAYISI 3 BİNİN ALTINA GERİLEDİ
Bakanlığın verilerine göre, bugünkü iyileşen hasta sayısı 7 bin 902 olurken, toplam iyileşen hasta sayısı 2 milyon 190 bin 47’ye ulaştı. Ağır hasta sayısı ise 2 bin 903 olarak kayıtlara geçti.
KOCA: TEDBİRLER NETİCE VERİYOR
Verilerle ilgili açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise, “Bugün tespit edilen bin 103 yeni hasta var. Vaka sayıları düşmeye devam ediyor. Ağır hasta sayısı 3.000’in altına geriledi. Kısıtlama ve tedbirler netice veriyor. Birlikte mücadele etmeye ve ülkemizi küresel salgının yıkıcı etkisinden kurtarmaya kararlıyız” dedi.
medyaboldAltun’dan tartışılacak yorum: Basın özgürlüğü 20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak ölçüde genişledi
Süleyman Soylu’dan Kaftancıoğlu’na: Terör örgütü soytarısı
Kayyum rektör tartışmaları sürerken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Terör örgütü soytarısı” diyerek Canan Kaftancıoğlu’nu hedef aldı. Kaftancıoğlu ise “Bana saldırma konusunda da bakan reisine kafa tutuyor, ‘aşağılık saldırıları senden daha iyi yapabilirim’ diyerek kendince el yükseltiyor” diyerek cevap verdi.
BOLD – Kayyum rektör protestolarına destek veren CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında iktidar cephesinden açıklamalar gelmeye devam ediyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “DHKP-C militanı” dediği Kaftancıoğlu için Süleyman Soylu “Örgüt soytarısı” ifadesini kullandı.
Twitter hesabından paylaşımlarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları kaydetti:
“Canan Kaftancıoğlu, terör örgütlerinin soytarısıdır. CHP İstanbul İl Başkanı DHKP-C, PKK/KCK ve MLKP Terör Örgütlerinin elemanıdır.
DHKP-C ve PKK/KCK propagandası yapmaktan İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesindeki 2019/171 esas no’lu dosya kapsamında 1 yıl 8 ay ceza almıştır . MLKP’nin sözde kurucu liderlerinden Hasan Ocak, PKK’nın kurucularından Sakine Cansız, DHKP-C’li Ebru Timtik… Sözde liderleştirdiği teröristlerden sadece bir kaçıdır.”
Kaftancıoğlu da Soylu’ya Twitter üzerinden cevap vererek tartışmayı sürdürdü. Sosyal medya hesabından Boğaziçili öğrencilerin Mahzuni Şerif’in “Yuh yuh” isimli türküsünü seslendirdikleri videoyu paylaşarak, “Hahaha AKP içinde kavga büyük diyorlardı da ilgilenmiyordum. Görünen o ki, bana saldırma konusunda da bakan reisine kafa tutuyor, ‘aşağılık saldırıları senden daha iyi yapabilirim’ diyerek kendince el yükseltiyor. Durun kavga etmeyin. Ben de türkü dinlerim ve çok severim bu arada” yanıtını verdi.
Hahaha AKP içinde kavga büyük diyorlardı da ilgilenmiyordum.
Görünen o ki,bana saldırma konusunda da bakan reisine kafa tutuyor aşağılık saldırıları senden daha iyi yapabilirim diyerek kendince el yükseltiyor. Durun kavga etmeyin:)
Ben de türkü dinlerim ve çok severim bu arada:) pic.twitter.com/aaEoehYaSg— Canan Kaftancıoğlu (@Canan_Kaftanci) January 9, 2021
Soylu dünkü paylaşımında “Buradan sormak istiyorum, bir siyasi parti il başkanının, üniversitedeki bir rektör atamasında oranın önüne terörle iltisaklı militanlarıyla beraber gelenlerin içerisinde ne işi var? Bu ülke, çok badire geçirdi, çok zorluklardan geçti, bu tip militan ruhlu insanları da ülkenin huzurunu bozmak isteyen siyasileri de çok gördü. Ama bu tezgaha bu ülke bir kez daha düşmez. Vandallar gibi üniversitenin kapısını kırdılar, orası bilim yuvası” ifadelerini kullanmıştı. CHP’nin ve CHP’li il başkanlarının, illerindeki tüm kesimlerin sorunlarıyla ilgilendiğini ve haklı mücadelenin yanında olduğunu belirten Kaftancıoğlu ise “Kibir göstermez davetlere de icabet ederler. Kıskanmayın ne olur, çalışın sizin de bizler gibi il başkanlarınız olur” demişti.
medyaboldAltun’dan tartışılacak yorum: Basın özgürlüğü 20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak ölçüde genişledi
CHP’li Veli Ağbaba sadece geçen yıl 86 gazetecinin gözaltına alındığını, 97 gazetecinin sansür sebebiyle istifa ettiğini ve tutuklu gazeteci sayısının 70’e yükseldiğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise, basın özgürlüğünün AKP öncesi dönemle kıyaslanamayacak kadar genişletildiğini ileri sürdü.
BOLD – CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü için hazırladığı ‘2020 Basın Özgürlüğü Raporu’nu açıkladı. Rapora göre geçen yıl 97 gazeteci baskı ve sansür nedeniyle istifa ederken, 2020 yılında gazetecilere 361 dava açıldı. 86 gazeteci gözaltına alınırken 1 Ocak 2021 itibarıyla tutuklu gazeteci sayısı 70’e yükseldi.
BASIN GÖZALTI, TUTUKLAMA VE DAVA KISKASINDA
Ağbaba’nın açıkladığı raporda gazetecilerin çalışacak mecra bulamadığına dikkat çekilirken, “İktidar virüsü toplum üzerinde baskı ve denetimi artırmanın fırsatı olarak gördü, gazetecilerin payına ise yine baskı, sansür ve zorlu şartlar düştü. Geride bıraktığımız yılda, tehdit ve cezalarla basın emekçileri susturulmak istendi” ifadeleri yer aldı.
AĞBABA’NIN RAPORUNDA NELER VAR?
Ağbaba “2020 yılı basının da entübe olduğu yıl oldu” derken raporda dikkat çeken başlıklar ise şu şekilde:
-2020 yılında gazetecilere 361 dava açıldı. 86 gazeteci gözaltına alındı. Tutuklu gazeteci sayısı (01 Ocak 2021 itibariyle) 70’e yükseldi.
-Son iki yılda gazeteci, muhabir, yayımcı, kameraman, matbaacı vb. 6 bini aşkın basın ve yayın emekçisi işsiz kaldı. 97 gazeteci baskı ve sansür nedeniyle istifa etti.
-2 bine yakın haber ve 100’den fazla internet sitesine erişim engeli getirildi. Bağımsız yayıncılık yapan gazete ve dergilerin haberlerine 368 sansür uygulandı.
-Sendikalı oldukları için işten atılan gazetecilere kıdem tazminatları verilmedi. Türkiye Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 2020 yılında 180 ülke arasında 154. sırada yer almaya devam etti.
-Basın ve yayın sektöründe çalışan toplam işçi sayısı 86 bin 505 kişiden sadece 6 bin 383 çalışan sendika üyesi. Sektörde çalışan işçilerin yalnızca yüzde 7’si sendikalı.
BASINA CEZA SOPASI
Raporda basın kuruluşlarına kesilen cezalar da yer aldı. Buna göre RTÜK medya kuruluşlarına 67 para cezası, 1 kapatma, 49 yayın durdurma, 6 uyarı verdi. 2020 yılının ilk yarısı, RTÜK’ün TELE1’e ve Halk TV’ye verdiği 5’er günlük ekran karartma cezaları ile başladı.
Basın İlan Kurumu’nun (BİK) cezalarına bakıldığında ise Cumhuriyet gazetesine 45 gün, Birgün gazetesine toplamda 30 gün, Sözcü ve Korkusuz gazetelerine 10’ar gün ilan kesme, ayrıca Sözcü gazetesine 166 bin lira, Korkusuz’a da 373 bin lira cezaları kesildi.
ALTUN’DAN TARTIŞILACAK BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ YORUMU
Ağbaba Türkiye’de basının fotoğrafını bu şekilde çekerken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle yayınladığı mesajında adeta pembe tablo çizdi. Basın özgürlüğünün AKP öncesiyle kıyaslanamayacak ölçüde genişlediğini ileri süren Altun “Türkiye’nin son yıllarda her alanda kat ettiği ilerleme, medyada da çeşitliliğe sahip özgürlükçü bir ortamın oluşmasıyla kendini göstermektedir. Ülkemizde basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti alanı da 20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak ölçüde genişletilmiş ve güvence altına alınmıştır. Bu gerçeğe rağmen ne yazık ki bu kavramlar içeride ve dışarıda Türkiye karşıtı çevrelerce çarpıtılmış değerlendirmelerle istismar edilmekte, aleyhe algı oluşturmak için mesnetsiz yorumlarla kullanılmaya çalışılmaktadır” dedi.
medyaboldTartışılan soru: Erdoğan cep telefonunu son dönemlerde neden elinde taşıyor?
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son dönemde basına yansıyan fotoğraflarında ilginç bir ayrıntı dikkati çekti. Erdoğan son fotoğraflarında cep telefonunu elinde taşırken görüntülendi. Oysa teamüllere göre devlet yöneticilerinin cep telefonlarını özel kalem ve danışmanları taşıyor. Erdoğan’ın neden telefonunu yanından ayırmadığı ise merak konusu oldu.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son dönem çektirdiği fotoğraf karelerindeki bir detay dikkatlerden kaçmadı. O detaya göre, normalde özel kalemin ya da danışmanların taşıması gereken cep telefonu Erdoğan’ın elinde görülüyor.
ELDEKİ TELEFONUN ANLAMI NE?
Kronos’un kulis haberine göre, devlet yöneticilerinin cep telefonlarını özel kalemi ya da danışmanları taşırken, son günlerde Erdoğan cep telefonunu neden elinden düşürmediği merak konusu oldu.
Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde elinde cep telefonuyla dolaştığı fotoğraflara rastlamak pek mümkün değil. Kamuoyu önünde ve basına açık programlarda danışmanları, özel kalemi ve koruma müdürü Erdoğan’ın telefonlarını taşırdı. Önemli bir telefon görüşmesi yapması durumunda kriptolu telefonlar Erdoğan’a verilirdi. Erdoğan’ın 2002 yılından sonra telefon kulağındayken birçok fotoğrafı bulunuyor.
TELEFONUNU KENDİ TAŞIYAN SİYASETÇİ YOK
Erdoğan’ın son dönemde elinden düşürmediği cep telefonu fotoğrafları, parti genel başkanlarının bu şekilde fotoğrafı olup olmadığını akıllara getirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile diğer liderlerin telefonları da yakınlarındaki görevlilerde bulunuyor. Acil görüşmelerde kendilerine veriliyor.
Erdoğan’ın son olarak Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde eşi Emine Erdoğan ve sahiplendikleri Leblebi isimli köpekle birlikte çektirdikleri fotoğrafta da telefon ayrıntısı göze çarptı. Siyah renkli telefonun kamera kısmı görünürken, ekranı Erdoğan’ın kendisine dönük olarak duruyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile fotoğrafında bile telefon cihazını Erdoğan elinde tutuyor. Bu fotoğraf karesinde de aynı cep telefonu, kamerası dışa dönük, ekranı Erdoğan’a dönük şekilde kayıtlara giriyor.
Bu sabah Cumhurbaşkanımızı Leblebi ile birlikte uğurladık. @RTErdogan pic.twitter.com/x3p9thjYwp
— Emine Erdoğan (@EmineErdogan) December 29, 2020
Örneğine sık rastlanmayan bu fotoğraflar, ‘Erdoğan ya çok önemli bir telefon bekliyor ya da teknolojik gelişmelere ayak uydurmak için cep telefonunu yanında taşıyor’ yorumlarını beraberinde getiriyor.
medyaboldEndonezya’da 56 yolcusu olan uçak düştü
Endonezya’da radar irtibatı kesilen yolcu uçağının düştüğü ileri sürüldü. Reuters haber ajansı, içinde 56 yolcu bulunan uçağın parçalarının balıkçılar tarafından bulunduğunu öne sürdü. Bazı televizyon kanalları ise uçağa ait olduğu ileri sürülen parçaların görüntülerini yayınladı.
BOLD – Endonezya’nın başkenti Cakarta’dan havalanan Sriwijaya’ya ait Boeing 737-500 tipi bir yolcu uçağı bir süre sonra radardan kayboldu. Reuters haber ajansı, uçağın içerisinde 56 yolcunun bulunduğu aktarılırken enkaz parçalarının balıkçılar tarafından bulunduğunu öne sürdü.
UÇAKLA İRTİBAT KESİLDİ
Cumhuriyet’in haberine göre Endonezya’da Sriwijaya Havayolları’na ait yolcu uçağı ile irtibatın kesildiği bildirildi. SJ 182 uçuş numaralı Boeing 737-500 yolcu uçağı, Cakarta’dan kalktıktan kısa bir süre sonra uçakla irtibat kurulamadığı ve en son iletişimin yerel saatle 14.40’ta sağlandığı belirtildi.
Ulaştırma Bakanlığı Sözcüsü Adita Irawati de yolcu uçağı ile irtibatın sağlanamadığını doğruladı. Kalkıştan 5 dakika sonra ve uçak 10 bin fit irtifaya çıktıktan sonra radar irtibatı kesildi.
ÜLKE İÇİ UÇUŞ YAPIYORDU
Airlive.net’te yer alan habere göre, şehirlerarası uçuşu gerçekleştiren yolcu uçağı, Cakarta’dan Potianak’a uçuş gerçekleştiriyordu. Reuters haber ajansının, yerel medya kaynaklarından aktardığına göre, yolcu uçağının içersinde 56 yolcunun bulunduğunu belirtildi. Yolculardan 10’unun ise çocuk olduğu aktarıldı.
ARAMA VE KURTARMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR
Endonezya Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, arama ve kurtarma çalışmalarının başladığı aktarıldı. Diğer yandan bazı televizyon kanalları ise uçağa ait enkaz parçalarının görüntülerini yayınladı. Güvenlik yetkilileri su yüzeyinde kablo ve metal parçalarının bulunduğunu belirtti.
medyaboldErdoğan bir kez daha Boğaziçi eylemcilerini hedef aldı: Terör iltisaklı kişiler
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir kez daha kayyum rektör protestosuna katılan öğrencileri hedef aldı. Protestocular için “terör iltisaklı kişiler” ifadesini kullanan Erdoğan, “Eylemlerde hak arayışının uzaktan yakından ilgisi yoktur” dedi.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kayyum rektör protestolarına katılan öğrencileri hedef almaya devam etti. Diyarbakır-Ergani-Elazığ Yolu Devegeçidi Köprüsü ve Bağlantı Yolları Açılış Töreni’ne Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantı ile katılan Erdoğan, bir kez daha öğrencilere ‘terörist’ suçlamasında bulundu.
RUTİN ATAMA SAVUNMASI
AKP’li Melih Bulu’yu rektör olarak atamasını “rutin” olarak değerlendiren Erdoğan “Rutin bir atamayı üniversitelerimizi karıştırmak için fırsata çevirenleri hep birlikte takip ediyoruz. Terör örgütü iltisaklı kişilerin en ön safta yer aldığı bu tür eylemlerin demokrasiyle hak arayışıyla fikir ve ifade özgürlüğüyle uzaktan yakından ilgisi yoktur” dedi.
“Bu kirli senaryonun aktörlerini vesayetin dayatmalarına payandalık yaparken gördük” diyen Erdoğan şahıs ya da örgüt ismi vermeden “Darbe çağrısı yaparken gördük. Esnafın mallarını yağmalarken gördük. 15 Temmuz darbe girişiminde tankların arasından kaçıp gidip evinden televizyon izlerken gördük. Ülkemize diz çöktürmek için yanıp tutuşanların yanında gördük” ifadelerini kullandı.
medyaboldGözaltına alınan Boğaziçili öğrencilere çıplak arama ve tecavüzle tehdit
Kayyum rektör protestolarında gözaltına alınan öğrenciler, işkenceye maruz kaldı. Öğrenciler çıplak arama ve darp mağduru olurken, kimi öğrenciler taciz ve tecavüzle tehdit edildiğini açıkladı.
BOLD – Boğaziçi Üniversitesine AKP’li Melih Bulu’nun atanmasını protesto ettiği için gözaltına alınan protestocular maruz kaldıkları işkenceleri anlattı. İddialara göre hakaret ve küfre maruz kalan protestoculara çıplak arama dayatması yapıldı. Dayatmaya karşı çıkanlar ise darp edildi. İşkence iddialarının arasında taciz ve tecavüz tehdidi de var.
ÇIPLAK ARAMAYA DİRENENE DARP
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre çıkarıldıkları mahkemede serbest bırakılan öğrencilerden Ferhat Ergen, gözaltı sürecinde süreklileşen bir şekilde şiddet gördüğünü kaydetti. Bir buçuk saat süren ev araması süresince ters kelepçeyle yere yatırıldığını ifade eden Ergen, “Emniyete girer girmez çıplak arama dayatıldı. Kabul etmeyince ve direnince darp edildik” dedi.
TECAVÜZLE TEHDİT
Gözaltı sürecinde polis tarafından pek çok kez hakaret ve küfre maruz kaldığını ifade eden LGBTİ+ birey Havin, ölüm tehdidi aldığını söyledi. Çıplak arama sırasında tacize maruz kaldığını belirten Havin, “Nezarethaneye getirildiğimizde polisler yanıma gelerek beni tecavüzle tehdit ettiler. AKP Gaziantep milletvekili de bizim fotoğraflarımızı paylaşıp terörist ilan etti. Alenen bizi teşhir etti” diye konuştu.
Kudret Çetinkaya da, “Sağlık kontrolüne götürülürken işkenceyle arabadan indirdiler. Teker teker hepimize işkence yaptılar” dedi.
TERS KELEPÇE
Gözaltındaki arkadaşlarıyla birlikte açlık grevine girdiğini anlatan Burak Çetiner ise, avukatları tarafından gönderilen şeker ve suların gecikmeli olarak verildiğini söyledi. Sağlık kontrolü sonrası ters kelepçeyle yere yatırıldığını belirten Çetiner, görüntü almaya çalışan sağlık çalışanlarının engellediğini ifade etti.
medyaboldKontrgerilla ve darbeler: İlker Başbuğ’un anlatamadıkları
Gazeteci Adem Yavuz Arslan, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında çarpıcı iddialar gündeme getirdi. Arslan, Başbuğ’un yazdığı 10’un üzerinde kitapta birçok konuyu ele almasına karşın Türkiye için pek çok kritik konuda bildiklerini anlatmadığını ileri sürdü.
BOLD – Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ yeni kitabı ve açıklamaları ile yeniden tartışmaların odağında. Başbuğ, Cumhuriyet’ten İpek Özbey’le yaptığı röportajda, “Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi” ifadelerini kullandı. ‘Kortrgerilla’ iddiaları için ise “Ne gördüm ne de şahit oldum” dedi.
Gazeteci Adem Yavuz Arslan ise Youtube kanalında Başbuğ’un bildiği birçok konuda konuşmadığını ileri sürdü. Arslan’ın yeni videosunda “Başbuğ’un AKP’yi kapatma davasındaki rolü, Dink’i ölüme götüren sürecin en kritik hamlesi olan Genelkurmay açıklamasındaki etkisi, Poyrazköy Cephaneliğinde sakladığı bilgi, Erzincan ve Kayseri üzerinden kurduğu komplo ile AKP ve Gülen Cemaati mensuplarını askeri mahkemede yargılama planlarını, Lice ve Kulp olayları sırasındaki konumunu ve rolünü nasıl sakladığını” anlattı.
medyaboldKaramollaoğlu’dan Erdoğan’ın tartışılan Asiltürk ziyaretine ilk yorum: Nezaket ziyareti
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partili Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaretinin ardından Temel Karamollaoğlu ilk kez konuştu. Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, “Bu bir nezaket ziyareti, bu aşamada başka türlü görmek doğru olmaz” dedi.
BOLD – Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın partinin önemli isimlerinden Oğuzhan Asiltürk’e yaptığı ziyareti ‘nezaket ziyareti’ olarak tanımladı. Karamollaoğlu “Bu aşamada başka türlü görmek doğru olmaz” dedi.
“ZİYARET HABER VERİLDİ”
Habertürk’ten Nagehan Alçı’ya konuşan Karamollaoğlu, Erdoğan’ın, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaretinden önceden haberdar edildiğini söyledi. “Oğuzhan Bey bana geçen cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendisine ziyarete geleceğini haber vermişti. Önceden planlanmış ve bildiğim bir ziyaretti. Bu bir nezaket ziyareti, bu aşamada başka türlü görmek doğru olmaz” ifadesini kullandı. Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanının ittifak çağrısı hakkında ise, “Bu konuları konuşmak için erken” değerlendirmesinde bulundu.
ERDOĞAN’IN TEMASLARI MERAK KONUSU OLDU
Diğer yandan “Yerli ve milli muhaletefi de biz tesis edeceğiz” diyen Erdoğan, Hüdapar ve DSP ile bir araya gelmiş, bir hafta içinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile de 3 sefer görüşmüştü. Bu görüşmelerin ardından Saadet Partisi’nin önemli isimlerinden olan Asiltürk’le yaptığı görüşme de dikkatleri çekti.
medyaboldÇaykur’u rekor düzeyde zarar ettiren genel müdür vekili, genel müdür yapıldı
Türkiye Varlık Fonu’na aktarıldıktan sonra rekor düzeyde zarar açıklamaya başlayan Çaykur’un tepe yönetimine atama yapıldı. Çay işletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ve Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Çaykur Genel Müdür Vekili olarak görev yapan Yusuf Ziya Alim atandı. Yusuf Ziya Alim, aynı zamanda AKP Rize İl Başkanı İshak Alim’in kardeşi.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla kamuda gerçekleştirilen yeni görevlendirmeler Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer aldı. Erdoğan’ın Çaykur Genel Müdürlüğüne yaptığı atama ise dikkatleri çekti.
Resmi Gazetede yayınlanan kararla Çay işletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ve Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Çaykur Genel Müdür Vekili olarak görev yapan Yusuf Ziya Alim atandı. Çaykur’un vekil müdür olarak görev yaptığı süre içinde Çaykur, zarar açıklamıştı.
Daha önce karda olan ÇAYKUR, Varlık Fonu’na devredildiğinden beri zarar ediyor. AKP Rize İl Başkanı İshak Alim’in kardeşi olan Ziya Alim’in Genel Müdür vekili olarak başkanlık yaptığı ÇAYKUR, 2018 yılında 657 milyon 250 bin lira, 2019’da ise 733 milyon 528 bin lira zarar etti.
KARAR RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANDI
Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mustafa Aksu görevden alındı ve yerine Ayşe Ayşin Işıkgece atandı. Tarım Reformu Genel Müdür Yardımcılığı’na, Osman Yıldız atandı.
ANKARA ÇEVRE MÜDÜRÜ GÖREVDEN ALINDI
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne Zeliha Sağlam, Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcılığı’na Ayşe Ayşin Işıkgece atandı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda açık bulunan Strateji Geliştirme Başkanlığı’na Hasan Basri Alagöz atandı. Ankara Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ali Vedat Çiftçi görevden alındı.
medyaboldKızılay yardımlarını pazarda sattılar, paraları altına yatırdılar
Tartışmalı paket Meclis’e geliyor: Hakimler AYM kararlarına uymak zorunda kalacak
Yargı ve ekonomi reformunda ilk detaylar ortaya çıkmaya başladı. Bu ay sonunda Meclise getirilmesi beklenen pakete göre Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulması bir mecburiyet olacak. Uymayan hakimler için disiplin suçu cezası verilecek.
BOLD – İktidar tarafından açıklanması beklenen yargı ve ekonomik reform paketinin, bu ay sonunda tamamlanarak kanun teklifi biçiminde TBMM’ye getirilmesi öngörülüyor. Reform paketinde, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının, hakimler açısından disiplin suçu olarak tanımlanması düşünülüyor.
Daha çıkmadan tartışılan pakete göre “Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmaması, hakimler açısından bir disiplin suçu olarak tanımlanacak. Diğer yandan mevcut düzenlemelere göre AYM’nin kararı zaten bağlayıcı. Yerel mahkemelerin de AYM’nin kararına uyması mecburi.
İDDİANAME HAZIRLAMA SÜRESİ BELLİ OLACAK
Pakette ayrıca ceza yargılamalarında savcıların iddianame hazırlaması için belirli bir süre tespit edilecek. Ayrıca tutukluluk sürelerinde de düzenleme yapılması bekleniyor. Yatırımcıların, hukukun üstünlüğü ve kural hakimiyeti konusundaki kaygıları giderilecek. Ceza yargılamaları ve tutukluluk süreleri yeniden değerlendirilecek. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ceza yargılamalarında savcıların iddianame hazırlaması için kesin bir süre belirlenmesi, tutukluluk sürelerine de buna göre düzenlenme getirilmesi öngörülüyor.”
ŞİRKETE DEĞİL, İLGİLİYE CEZA
Diğer yandan terör veya kara paranın aklanması gibi suçlar kapsamında şirketin tüm yönetimine değil, sadece ilgili şahısların hisselerine kayyum atanması da düşünülüyor. 300 bin TL altındaki ticari uyuşmazlıkların ‘Basitleştirilmiş (Seri) Tahkim’ kuralları kapsamında ilk derece mahkeme yerine tahkime yönlendirilmesi, geçici vergi uygulamasının kaldırılması planlanmıyor.
TAYİNLER YENİDEN ELE ALINACAK
Sözcü’de yer alan habere göre, reform paketindeki bir detay da hakimlerin tayinleriyle ilgili oldu. Hakimlerle ilgili ‘coğrafi teminat’ ilkesi uygulanacak. Yani hakimler istekleri olmaksızın bir başka yere tayin edilemeyecek. Reform paketindeki bir diğer detay ise kamu alacakları için. İhtiyati haciz işlemlerinde de sadece borç kadar haciz uygulanacak. TÜİK’in enflasyon hesapları ile ilgili bir değerlendirme çalışması başlatılması, kuruma olan güvenin arttırılması için çalışma yapılması da öngörülüyor.
BERBEROĞLU VE KAVALA DAVALARI
Yeni reform paketinde Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının, hakimler açısından disiplin suçu olarak tanımlanmasının öngörülmesi akıllara CHP eski milletvekili Enis Berberoğlu ve iş insanı Osman Kavala hakkında alınan kararları getirdi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala’nın serbest bırakılması yönünde aldığı karara uymamıştı. Anayasa Mahkemesi, milletvekilliği düşürülen Berberoğlu hakkında da “Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile “Kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkının ihlal edildiğine hükmetmiş, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmasını istemişti. Ancak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi AYM bu karara uymadı ve yeniden yargılamaya gerek görmedi
medyaboldAKP, ATM yenilenmesini icraat olarak duyurdu
Konya’nın Taşkent ilçesinde Ziraat Bankası tarafından yenilenen ATM’nin AKP’liler tarafından icraat olarak duyurulması sosyal medyada alay konusu oldu.
BOLD – AKP Taşkent İlçe Başkanı Mehmet Tok, Ziraat Bankası tarafından yenilenen ATM’yi sosyal medya hesabından icraat olarak duyurdu. Tok’un paylaşımı kısa sürede sosyal medyada alay konusu oldu.
AKP’Lİ VEKİLE TEŞEKKÜR ETTİ
AKP’li Tok, ilçede yenilenen banka ATM’si nedeniyle AKP Konya Milletvekili Selman Özboyacı’ya teşekkür ederek, “İlçemizde Ziraat Bankasına ait ATM makinesi bugün itibariyle yenilenmiştir. ATM’nin yenilenmesi aşamasında emeği geçen başta Sayın vekilimiz Selman Özboyacı olmak üzere ilçe başkanımız Mehmet Demirgül ve Belediye Başkanımız Osman Arı’ya teşekkür eder şükranlarımı sunarım” ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYADA ELEŞTİRİLDİ
ATM’nin görselini paylaşan AKP Taşkent İlçe Başkanı Mehmet Tok’un, ‘teşekkür metni’ Twitter ve Facebook kullanıcıları tarafından alay konusu oldu. Fabrika açılmış gibi yapılan duyuru, esprili paylaşımların yanı sıra AKP’ye yönelik eleştirilerin de sıralanmasına neden oldu.
medyaboldKızılay yardımlarını pazarda sattılar, paraları altına yatırdılar
Rektörün yeni yıldaki ilk icraatı 93 bin liraya araç kiralamak oldu
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Şükrü Beydemir, yeni yılda yeni araç istedi. Kiralanacak araçta tam otomatik klima, elektrikli, ısıtmalı, otomatik katlanabilen yan aynalar, asgari 2019 model, anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi olması istendi.
BOLD – Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Şükrü Beydemir’in yeni yılda ilk icraatı aracını yenilemek oldu. Yeni araçta çift bölge kontrollü, hava kalite sensörlü tam otomatik klima, elektrikli, ısıtmalı, otomatik katlanabilen yan aynalar, anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi olması istendi.
GÖREVE GELİR GELMEZ DE ARAÇ KİRALAMIŞTI
Geçen yıl Mart ayında Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Prof. Şükrü Beydemir, göreve gelir gelmez lüks segmentte dört çeker Volvo marka makam aracı kiraladı. Araç için 6 ayda 73 bin 200 TL kira ödendi. Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre Rektör Beydemir şimdi bu aracı iade edip, bir yıllığına 93 bin 540 liraya Skoda marka yeni araç kiralıyor. Yeni araç için çıkılan ihalede “Çift bölge kontrollü, hava kalite sensörlü tam otomatik klima, elektrikli, ısıtmalı, otomatik katlanabilen yan aynalar, anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi” özellikleri istendi.
ARACIN TÜM ÖZELLİKLERİ SIRALANDI
Kiralanacak araçta şu özellikler olması istendi: “Tam otomatik klima, elektrikli, ısıtmalı, otomatik katlanabilen yan aynalar, asgari 2019 model, motor hacmi en az 1490 CC, en fazla 40.000 km, motor gücü en az 140 hp, anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi, kiralanacak araçların kliması çalışır durumda olacak, yağmurlu ve soğuk havalarda makamın rahatça naklini temin etmek amacıyla aracın camları sağlam, kapı ve cam filtreleri ile araç kasası herhangi bir yerden içeriye su sızdırmayı ve toz almayı önleyecek şekilde olacaktır.”
medyaboldKızılay yardımlarını pazarda sattılar, paraları altına yatırdılar
Twitter, şiddete teşvik eden Trump’ın hesabını kalıcı olarak askıya aldı
Twitter, ABD Başkanı Donald Trump’ın hesabını kalıcı olarak askıya aldı. Trump ise Twitter’ın ifade özgürlüğünü yasakladığını ileri sürdü ve kendi sosyal medya platformunu kuracağını açıkladı.
BOLD – Sosyal medya platformu Twitter, şiddete teşvik eden paylaşımların sürmesi nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump’ın hesabını kalıcı olarak askıya aldığını açıkladı.
ŞİDDETİ KIŞKIRTMA RİSKİ VAR
Twitter’ın güvenlik ekibinden yapılan yazılı açıklamada, “Trump’ın hesabından paylaştığı son mesajları ve bağlamlarını yakından inceledikten ve özellikle bu paylaşımların nasıl tepki aldığına baktıktan sonra, daha çok şiddeti kışkırtma riskinden dolayı, bu hesabı kalıcı olarak askıya aldık” denildi.
TWİTTER, ŞİDDETİ YAYMAK İÇİN KULLANILAMAYACAK
Twitter’ın, halkın seçilmiş yetkililerin ve dünya liderlerinin sesini duymasına olanak sağladığının altı çizilen açıklamada, “Ancak son yıllarda, liderlerin hesaplarının bizim kurallarımızdan daha üstün olmadığını ve Twitter’ı şiddeti yaymak için kullanamayacaklarını net bir şekilde belirttik. Politikalarımız ve uygulanma şekilleri hakkında şeffaf davranmayı sürdüreceğiz” denildi.
TRUMP: KENDİ PLATFORMUMUZU KURACAĞIZ
Twitter’ın bu kararı sonrası Trump, ABD Başkanları için açılan ‘POTUS’ kullanıcı adlı hesap üzerinden yanıt verdi. Trump, açıklamasında, “Uzun zamandır Twitter’ın ifade özgürlüğünü yasaklamakta çok ileri gittiğini söylüyordum. Twitter çalışanları, beni susturmak adına hesabımı Demokratlar ve radikal solcularla iş birliği yapmıştır. Twitter, hükumetin onlara sağladığı yasal koruma olmadan uzun süre hayatta kalamayacak” dedi. Trump, Twitter’ın hamlesini tahmin ettiğini belirterek, “Yakın zamanda büyük bir duyurumuz olacak. Kendi platformumuzu kurma ihtimalini de değerlendiriyoruz. Bizi susturamayacaksınız. Twitter, dünyadaki en tehlikeli kişilerin özgürce konuştuğu ve aşırı solu yükselten bir platformdur. Takipte kalın” ifadelerini kullandı. Ancak Trump’ın bu mesajları da kısa süre sonra Twitter’dan kaldırıldı.
medyaboldYüzde 60 engelli olmasına rağmen cezaevinin sevk ettiği hastane “kalıcı bir engeli yok” raporu verdi
Dışişleri Bakanlığı gençleri Avrupa’ya yönlendirmek için Ensar Vakfı’na yetki verdi
AKP’nin yeni hedefini Avrupa olarak açıklamasının ardından Dışişleri Bakanlığı, Ensar Vakfı’na tartışılacak bir yetki verdi. Ensar Vakfı, gençler için eğitim ve gençlik alanlarındaki Avrupa fırsatları ve gençlerin Avrupa faaliyetlerine katılımı hakkında bilgi sağlayan Avrupa Bilgi Ağı olan Eurodesk’in Türkiye’deki temas noktalarından biri oldu.
BOLD – Ensar Vakfı, Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Türkiye Ulusal Ajansı’nın “Eurodesk temas noktası olarak gençlere ve gençlere hizmet edenlere Avrupa fırsatları hakkında bilgi vermekle yetkilendirdiğini” açıkladı.
Cumhuriyet’in haberine göre AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa’da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz” sözlerinin ardından Ensar Vakfı’na dikkat çeken bir yetki verildi. Vakıf resmi görevlendirme ile Avrupa Bilgi Ağı olan Eurodesk ile işbirliğine gittiğini duyurdu.
Vakıftan yapılan açıklamada, “Ensar Vakfı’nın, Eurodesk Temas Noktası olarak gençleri Avrupa fırsat ve faaliyetleri hakkında bilgilendireceği; eğitim, sosyal ve kariyer hayatlarına katma değer katacak çeşitli proje ve etkinlikler ile danışanlarını bir araya getirerek hizmetlerine devam edeceği” kaydedildi. Ensar Vakfı Eurodesk Temas Noktası’nın hizmetlerinin ise temel olarak “soru yanıtlama, eğitim ve konferanslar düzenleme, destek verme” başlıklarını içerdiği aktarıldı.
35 Avrupa ülkesinde faaliyet gösteren Eurodesk, 2008’den itibaren Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Türkiye Ulusal Ajansı bünyesinde faaliyet gösteriyor. Eurodesk’in Türkiye’nin 58 ilinde 140 temas noktası bulunuyor. Büyük çoğunluğunu valilik, il ve ilçe milli eğitim müdürlüğü, belediye ve üniversite gibi kamu kurumlarının oluşturduğu temas noktaları arasında Ensar Vakfı’nın yanı sıra gençlik ve spor dernekleri ile Türk Kızılay İzmir Şubesi ile Eskişehir Şubesi de yer alıyor. Ensar Vakfı’nın “Gençlik Fısıltıları” projesi de ağustos ayında, yine Türkiye Ulusal Ajansı tarafından AB programları kapsamında verilen hibeden yararlanmış ve proje, 31 bin 760 Avro hibe ile desteklenmişti.
medyaboldKızılay yardımlarını pazarda sattılar, paraları altına yatırdılar
Kızılay’ın yardım için topladığı elbiseleri pazarda satan örgüt çökertildi. Onbinlerce mont, kazak ve pantolonu Kızılay’ın depoları yerine kendi depolarına yönlendiren sonra da pazarda satan örgütün 4 trilyon liralık zarara sebep olduğu ileri sürülüyor.
BOLD – Kızılay’ın ihtiyaç sahipleri için topladığı mont, kazak, pantolon gibi giysileri pazarda satmakla suçlanan 13 kişi hakkında dava açıldı. İddianamede, tutuklu bulunan Türk Kızılayı Sancaktepe Şubesi’nin eski koordinatörü Emrah Aytar’ın giysi dolu 100’ü aşkın yardım TIR’ını, pazarcı olan babası ile birlikte kiraladığı depolara yönlendirdiği, sonra da pazarda sattıkları kaydedildi.
Hürriyet’in haberine göre soruşturma bir yıl önce yapılan ihbarla başladı. İhbar sonrası İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri harekete geçti. İhbarda, çeşitli giyim firmalarının yaptığı yardımları, Türk Kızılayı Sancaktepe Şubesi’nin eski koordinatörü Emrah Aytar’ın, pazarcılık yapan babası İsmail Hakkı Aytar eliyle semt pazarlarında sattığı bilgisi yer aldı. Jandarma ekipleri, alınan mahkeme kararları sonrası, şüphelileri 6 ay boyunca adım adım izledi.
Savcılık iddianamesine göre, Kızılay Sancaktepe Şube’sinin kurulduğu 2007’den beri şubede görev yapan Emrah Aytar, kuruma ait resmi bir depo olmasına rağmen, babası ile birlikte 6-7 farklı depo kiraladı. Firmalardan ihtiyaç sahipleri için gönderilen mont, kazak, pantolon gibi ürünlerin yüklü olduğu 100’ü aşkın TIR bu depolara sevk edildi. Depolara indirilen mallar, çeşitli semt pazarlarında satılmaya başlandı.
Pendik ve Çekmeköy’ün yanı sıra Kırklareli, Tekirdağ, Edirne ve Kocaeli Kartepe’de de pazar tezgâhları kuruldu. Günlük 100-150 lira yevmiye ile çalışan 5-6 kişi ürünlerin satışını yaptı. Günlük 7-8 bin liraya ulaşan hasılat ise İsmail Hakkı Aytar veya oğluna teslim edildi.
13 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI, 2 TUTUKLU KALDI
Soruşturma kapsamında Emrah Aytar (33), İsmail Hakkı Aytar (71), Aytar’ın eski eşi Hatun Yalçın (57), Türk Kızılay Sancaktepe Şube’si eski başkanı Cihan Yalçın (52), Yalçın’ın şubede temizlik işleri yapan kardeşi Himaye Özdemir (47) ile birlikte 13 kişi gözaltına alındı. İlk duruşma sonrasında Emrah Aytar ile İsmail Hakkı Aytar dışındakiler tahliye edildi.
İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmada ise Emrah Aytar, pazarda satılan ürünlerin kendilerine ait olduğunu öne sürdü. Aynı zamanda Emrah Aytar’ın dayısı olan Cihan Yalçın ise, olaylarla hiçbir ilgisinin olmadığını söyledi. Bir kısım sanığın avukatlığını üstlenen Cesim Parlak ise, suçlamanın ‘dolandırıcılık’ veya ‘zimmet’ değil, ‘güveni kötüye kullanma’ olabileceğini kaydetti. Haklarında ‘dolandırıcılık’ iddiası ile dava açılan sanıkların 3 yıldan 10 yıla kadar hapsi talep edildi.
PARALARI BANKAYA VE ALTINA YATIRDILAR
Operasyonlar sırasında ise en çok para ve altın İsmail Hakkı Aytar ile birlikte yaşadığı eski eşi Hatun Yalçın’ın evinde ve banka hesaplarında bulundu. Aynı zamanda sanık Cihan Yalçın’ın da ablası olan Hatun Yalçın, bankada bulunan 1 milyon liranın, kadın kuaförü olarak elde ettiği kazanç olduğunu söyledi. Bir süre önce boşanan Aytar ve Yalçın’ın evinde 70 bin lira, 22 adet çeyrek altın, 20 adet altın küpe, 14 adet bilezik, 9 adet altın bileklik, 3 Cumhuriyet altını, 2 adet yarım altın, 1’er adet tam altın, gerdanlık, pırlanta yüzük ile 19 adet altın hesap cüzdanı bulundu. Savcılık, söz konusu varlıkların suçtan kaynaklanan mal varlığı olduğunu ileri sürdü.
4 TRİLYON ZARAR
Duruşmada avukatlar, müvekkillerinin mal varlıkları üzerindeki tedbir kararının kaldırılmasını isteyince, mahkeme başkanı “4 trilyon zarar var. Vicdanınız kabul ediyor mu?” diyerek, talebi reddetti.
medyabold8 Ocak 2021 Cuma
Salgından ölen sağlık çalışanı sayısı 339’a yükseldi
Son 24 saatte 4 sağlık çalışanı daha koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Salgının görüldüğü mart ayından bu yana ölen sağlık çalışanlarının sayısı 339’a yükseldi.
BOLD – Osmaniye İl Sağlık Müdürlüğü’nde görev yapan Muhasebe Birim Sorumlusu Murat Bayram ve Manisa’nın Salihli ilçesinde özel bir hastanede çalışan Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Cemal Yıldız, koronavirüsten dolayı yaşamlarını yitirdi. Bu kişilerin vefatıyla birlikte son 24 saatte 4, toplamda 339 sağlık çalışanı koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.
24 SAATTE 4 SAĞLIK ÇALIŞANI ÖLDÜ
Osmaniye İl Sağlık Müdürlüğü’nde görev yapan Muhasebe Birim Sorumlusu Murat Bayram ve Manisa’nın Salihli ilçesinde ise özel bir hastanede çalışan Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Cemal Yıldız, Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Murat Bayram Dr. Cemal Yıldız’ın ölümüyle birlikte son 24 saatte 4 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde görev yapan Kimyager Cemal İrten ve Samsun’un Ayvacık ilçesinde görev yapan Eczacı Köksal Türkel, son 24 saatte yaşamını yitiren sağlık çalışanları arasında yer alıyor.
EN FAZLA ÖLÜM İSTANBUL’DA
Pandemi sürecinde koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren sağlık çalışanı sayısı bugünkü kayıplarla 339’a çıktı. Kovid-19 kaynaklı sağlık çalışanı ölümü en fazla İstanbul’da yaşanırken bunu Ankara, İzmir, Diyarbakır ve Konya izliyor. En çok ölümler tıp doktoru meslek grubunda yaşanırken bu grubu sağlık sektöründe idari personel, güvenlik görevlisi, şoför, aşçı gibi diğer görevlerde yer alan sağlık çalışanları ve eczacılar izliyor.
medyaboldYüzde 60 engelli olmasına rağmen cezaevinin sevk ettiği hastane “kalıcı bir engeli yok” raporu verdi
Aşık Mahzuni’nin ‘Yuh Yuh’ türküsü, kayyum rektöre uyarlandı
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atadığı Melih Bulu’ya karşı eylemler devam ediyor. Son olarak öğrenciler Aşık Mahzuni Şerif’in ‘Yuh Yuh’ isimli eserini kayyum rektör için uyarladılar.
BOLD – Birçok protesto gösterisinde kullanılan Aşık Mahzuni Şerif’in ‘Yuh Yuh’ türküsü bu sefer AKP’li rektör Melih Bulu için söylendi. Türkü için yeni sözler yazıp söyleyen Boğaziçili öğrenciler, bir de klip yaptı.
“Atanmış kayyuma biat etmedik” denen türkünün sözleri ise şöyle:
Okulumun kapısına
Yuh kelepçe vuranlara
Sen rektör değilsin, seni seçmedik
Atanmış kayyuma biat etmedik
Hayır dedik olmaz, kabul etmedik
Buna rağmen koltuğunda kaldın ise yuh
Yuh soyanlara Soyup kaçıp doyanlara
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden Kayyum Rektör Melih Bulu'ya video klip
"Seçilmeden başa atanan zatlar
İntihalle olmaz olmaz rektör olanlar
Okulun başına çöktü ise yuh!"#KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz https://t.co/ZTW3GVYvRd pic.twitter.com/N6jqkYwMOk— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) January 8, 2021
medyabold
Biden Trump’ı yemin töreninde istemedi
ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 Ocak günü yemin törenine katılmama kararına Joe Biden’dan ilk yorum geldi. Trump’ın yemin törenine katılmamasının iyi bir şey olduğunu belirten Biden, “Başkan Yardımcısı Mike Pence, yemin törenine gelmek isterse hoş karşılanır” dedi.
BOLD – 20 Ocak’ta yemin ederek ABD’de başkanlık koltuğuna oturacak olan Joe Biden, mevcut ABD Başkanı Donald Trump’ın yemin törenine katılmama kararıyla ilgili “Trump’ın yemin törenine katılmaması iyi bir şey” dedi.
“BAŞKAN OLARAK HİZMET ETMEYE UYGUN DEĞİL”
ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya hesabından 3 Kasım başkanlık seçimlerini kazanan Joe Biden’ın 20 Ocak’taki yemin törenine katılmayacağını açıklamıştı. Trump paylaşımında, “Soran herkese, 20 Ocak’taki yemin törenine gitmeyeceğim” ifadesini kullanmıştı. “Trump, başkan olarak hizmet etmeye uygun değil” yorumunu yapan Joe Biden, Trump’ın kararına ilişkin “Yemin törenine katılmaması iyi bir şey” ifadesini kullandı.
YEMİN TÖRENİNE PENCE’İ ÇAĞIRDI
Yeni yönetimin Trump’ın suçlamalarına değil, koronavirüs salgınına ve ekonomiye odaklanacağını belirten Biden, “Kabinede kadınlara da erkekler kadar yer verilecek. Ayrıca azınlıklar da Kabine’de her zamankinden daha fazla olacak” dedi. Mike Pence ile ilgili de açıklamalarda bulunan Biden, “Başkan Yardımcısı Mike Pence, yemin törenine gelmek isterse hoş karşılanır” şeklinde konuştu.
medyaboldYüzde 60 engelli olmasına rağmen cezaevinin sevk ettiği hastane “kalıcı bir engeli yok” raporu verdi
AKP’li belediye 5 lira teklif etti, işçiler grev kararı aldı
AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin iştirakleri arasında bulunan Belde A.Ş bünyesinde çalışan işçilerin günlük yevmiyesine 5 lira zam teklif edildi. Yüzde 25 zam talep eden işçiler ise taleplerinin kabul edilmemesi halinde greve gidecek.
BOLD – AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iştiraki Belde A.Ş bünyesinde çalışan 5 bin 700 işçi için Hizmet-İş Sendikası, ücretlerde yüzde 25 zam yapılmasını talep etti. Belediye ise günlük yevmiyeye sadece 5 TL zam önerince, 4 aydır süren toplu sözleşme görüşmeleri sonuçlanmadı. İşçiler grev kararı aldı.
ANLAŞMA OLMAZSA GREVE GİDİLECEK
ANKA’nın haberine göre, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi işçileri, aile geçim indirimi (AGİ), yemek ve yol ücreti ile birlikte toplam 3 bin 150 lira aylık ücret alıyordu. Eylül ayında başlayan görüşmelerde Hizmet-İş Sendikası yüzde 25 zam talebiyle görüşme masasına oturdu. AKP’li belediyede 5 bin 700 işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi masada bitmeyince AKP’ye yakınlığı ile bilinen HAK-İş’e bağlı Hizmet-İş sendikası üyesi işçiler grev kararı sandığa gitti. Oy kullanan 2 bin 526 işçinin 2 bin 482’si greve “evet” dedi. Çıkan bu sonuçla birlikte bir ay içinde taraflar arasında anlaşma sağlanmazsa işçi sendikası işyerinde greve gidecek.
GÖRÜŞMELER SALGIN NEDENİYLE GEÇ BAŞLADI
Geçen yıl Temmuz ayında başlaması gereken toplu iş sözleşmesi görüşmeleri pandemi nedeniyle Eylül ayında başladı. Toplu iş sözleşmesinde işçi sendikası patrona verdiği taslak öneride işçilerin ücretlerine yüzde 25 oranında zam talep etti. Belde A.Ş, işçilerin arasında ücret farklarının yüksek olması nedeniyle sendika işçilerinin taban yevmiyelerinin 140 liraya çıkartılmasını istedi. Ancak patron sendikası bu teklife karşı işçilerin taban yevmiyesini 105 liraya çıkartıp üzerine 5 lira zam yapmayı teklif etti.
medyaboldYüzde 60 engelli olmasına rağmen cezaevinin sevk ettiği hastane “kalıcı bir engeli yok” raporu verdi
Zelenskiy talimat verdi: Ukrayna’da üst düzey ‘kaçak aşı’ soruşturması
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, bazı üst düzey devlet yetkililerinin kaçak yollarla ülkeye sokulan Kovid-19 aşılarından gizlice yaptırdığı iddiaları üzerine konuyla ilgili soruşturma başlatılması talimatını verdi.
BOLD – Ukrayna hükumeti, aralık ayı sonunda Çin’in ürettiği CoronaVac adlı koronavirüs aşısından 2 milyon doz sipariş ettiğini açıklamış, ancak söz konusu aşıların ülkeye resmi giriş tarihi konusunda herhangi bir bilgi paylaşılmamıştı.
Ancak Ukrayna medyasında çıkan haberlerde bazı milletvekillerine başkent Kiev’deki özel bir klinikte Pfizer-BioNTech’in ürettiği aşıdan yapıldığı ileri sürüldü. İddialara göre koronavirüs aşıları İsrail’den bir charter uçağıyla aralık ayı sonunda Ukrayna’ya yasadışı bir şekilde sokuldu. Daha sonra bazı milletvekilleri bu aşıyı gizlice yaptırdı ve her iki doz için 2 bin 500 euro ücret ödedi.
ZELENSKİ’DEN SORUŞTURMA TALİMATI
İddialar sonrası Devlet Başkanı Zelenskiy çarşamba günü savcı ve güvenlik ekiplerine talimat vererek çıkan haberlerin araştırılmasını ve doğruysa teyit edilmesini istedi.
Zelenskiy resmi Telegram kanalında, “Kaçakçılık ve sahtecilik yapanlar için bir ceza olmalı. Güvenlik ekiplerine Kovid-19 aşısının kaçak yollarla Ukrayna’ya sokulduğuyla ilgili çıkan haberleri araştırmalarını istedim. Yasaları çiğnemeyi düşünenlere büyük bir tepki gösterilmeli.” ifadelerini kullandı.
Ukrayna Devlet Başkanı, ülkede ilk aşı olacak kişilerle ilgili yaptıkları planda “büyük risk grubunda olanlarla sağlık çalışanlarının” yer aldığını da sözlerine ekledi.
41 milyonu aşkın nüfusa sahip Ukrayna’da bugüne kadar 1 milyon kişi Kovid-19’a yakalanırken, salgın sebebiyle yaklaşık 9000 kişi hayatını kaybetti. Ülkede birçok kesim Kovid-19 aşısıyla ilgili satın alma anlaşmalarının geciktirilmesi sebebiyle Kiev hükümetini eleştiriyordu.
Polonya’da da bazı ünlü kişilere ve siyasetçilere öncelik sıralamasında olmadıkları halde Kovid-19 aşısı yapılması, kamuoyunda büyük tepkiye neden olunca olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı.
medyaboldPolonya’da skandal: Korona aşısını önce siyasilere ve ünlülere yaptılar
Netflix filmi Outside the Wire’dan yeni fragman yayınlandı
Netflix bilimkurgu ve aksiyonu bir araya getiren iddialı filmi Outside the Wire’dan hareketli sahneleriyle göz dolduran yeni bir fragman yayınladı.
BOLD– Başrolde Avengers serisindeki Falcon rolünden tanıdığımız Anthony Mackie ve Damson Idris’in yer aldığı Outside the Wire 15 Ocak’ta Netflix’teki yerini alacak. Filme imze atan ekibin geçen yılın başarılı aksiyonları The Old Guard ve Extraction’ı da yapmış olması beklentiyi yükseltiyor.
OUTSIDE THE WIRE NE ANLATIYOR?
Genç bir drone pilotu olan Harp (Idris) savaş alanında aldığı kötü bir karar sonucunda Leo (Mackie) ile çalışmak için görevlendirilir. Fakat Harp bu seferki takım arkadaşı ve aynı zamanda komutanı olan Leo’nun farklı bir özelliği olduğunu fark eder. Leo bir android‘dir. Harp ve Leo birlikte görevden göreve koşarken Harp, Leo’nun göründüğünden de fazla sırrı olduğunun farkına varır, şüphelenmeye başlar ve ikileme düşer. Ortağına güvenmekle hata mı etmiştir?
İsveçli yönetmen Mikael Håfström’ün kamera arkasında olduğu filmde Mackie ve Idris dışında Pilou Asbaek, Michael Kelly, Emily Beecham ve Enzo Cilenti gibi isimler yer alıyor. Filmin merak uyandıran fragmanını buradan izleyebilirsiniz.
medyaboldHalka göre krizin sebebi korona salgını değil iktidar!
2010’dan bu yana her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Türkiye Eğilimleri Araştırması 2020 sonuçlarına göre halkın koronavirüs salgınından sonraki en önemli sorunu hayat pahalılığı ve işsizlik oldu. Halk, ekonomik sıkıntının temel sorumlusu olarak salgını değil iktidarı görüyor.
BOLD – Salgın, hayat pahalılığı ve işsizlik 2020’ye damgasını vurdu. Kur dalgalanmaları ile yükselen hayat pahalılığı dolayısıyla geçim sıkıntısı yaşayanların sayısında büyük artış yaşandı. Toplumun yüzde 51.8’i ekonominin kötüye gittiğini düşünürken, bunun sorumlusunun pandemi değil, iktidarın uyguladığı politikalar olduğuna inanıyor.
HAYAT PAHALILIĞI VE İŞSİZLİK BÜYÜK SORUN
Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre Kadir Has Üniversitesi’nin desteğiyle 2010’dan bu yana her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen “Türkiye Eğilimleri Araştırması” 2020 sonuçlarına göre vatandaşın koronavirüs salgınından sonraki en önemli sorunu 2019 yılında olduğu gibi yine hayat pahalılığı ve işsizlik oldu. Toplumun yüzde 51.8’i ekonomik durumunun kötüye gittiğini belirtirken, her iki kişiden biri ise yaşanan ekonomik zorlukların temel nedenleri arasında hükumet ve Merkez Bankası politikaları ile yüksek faizleri sıraladı.
HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN SINIRLANDIRILMASI DA LİSTEDE
2020 sonuçlarına göre, Türkiye’nin en önemli sorunu yüzde 23.5’lik oran ile ‘koronavirüs salgını’ oldu. İkinci sorun ise bu yıl da değişmeyerek yüzde 20.7’lik oranla ‘hayat pahalılığı ve işsizlik’ oldu. Üçüncü sırada yüzde 12.3’le ‘ekonomide yaşanan sorunlar’ yer aldı. ‘Hak ve özgürlüklerin sınırlanması’ (yüzde 12.3) salgını dışarıda bıraktığımızda ekonomik sorunlardan sonra ikinci sıraya yerleşti. ‘Terörle mücadele’ listede (yüzde 8) ilk kez beşinci sıraya düştü.
KRİZİN MÜSEBBİBİ HÜKUMET
Araştırmada ‘Türkiye’de yakın dönemde yaşanan ekonomik zorlukların temel nedeni nedir’ sorusuna toplumun yüzde 22.4’ü ‘hükumet politikaları’, yüzde 14’ü ‘Merkez Bankası politikaları’, yüzde 13.9’u ise ‘faizlerin yüksek olması’ yanıtı verdi. Toplumun yüzde 50.3’i iktidarı işaret ederken, yalnızca yüzde 3’ü ekonomik zorlukların temel nedeni olarak koronavirüs salgınını gösterdi.
VATANDAŞ AİLESİNİ GEÇİNDİREMİYOR
Araştırmada “Son bir yılda yaşanan ekonomik gelişmeler sizi nasıl etkiledi” sorusuna toplumun yüzde 51.8’i ekonomik olarak daha kötüye gittiğini belirtirken, yüzde 51.1 ‘kendimi/ailemi geçindiremiyorum’ yanıtını verdi. ‘Borçlarımın seviyesinden endişe duyuyorum’ diyenlerin oranı yüzde 48.9 oldu. Türkiye’de siyasal kutuplaşma olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 55.9 ile 4 yılın en yüksek düzeyine ulaştı.
medyaboldBoğaziçi takıntısı yeni değil: Komünist, vatan haini, terörist…
Trump’ın azli için 25’inci madde çağrıları: ABD’de başkan nasıl görevden alınır?
ABD’de Donald Trump’ın başkanlıktan azledilmesi için art arda çağrılar geliyor. Trump’ın en kısa yoldan anayasaya ek 25’inci madde uyarınca görevden alınmasını isteniyor. Azil süreci başlatılmasını Trump’ın mensubu olduğu Cumhuriyetçi Parti’den destekleyenler de var.
BOLD – ABD Başkanı Donald Trump’ın çarşamba günü binlerce destekçisine Washington’da seslenmesi sonrası Kongre’de yaşananlar, Trump’ın görevden alınmasının ve yargılanmasının mümkün olup olmadığını yeniden gündeme getirdi.
New York Times ve Washington Post gazeteleri başyazılarında, Trump’ın görevden alınması gerektiğini vurguladı.
Bazı senatörler, Trump’ın, destekçilerinin Kongre’yi saldırıp işgal etmesinin ardından 20 Ocak’tan önce görevden alınmasını talep etti. Trump bu tarihte görevi ABD’nin 46. Başkanı seçilen Joe Biden’a devredecek.
SCHUMER: ANAYASA EK 25. MADDE İŞLETİLSİN
Washington’daki olaylardan Trump’ı sorumlu tutan Demokratların Senato’daki lideri Chuck Schumer, “Capitol’de (ABD Kongresi’nin bulunduğu bina) yaşananlar, Başkan’ın kışkırtmaları sonucu gerçekleşen ABD’ye karşı bir başkaldırıydı” diye konuştu. Schumer, sözlerini “Bu Başkan bir gün daha bile makamında kalmamalıdır” şeklinde sürdürdü.
Schumer, Trump’ın görevden alınması için en hızlı yolun da ABD Anayasası’na ek 25’inci madde olduğunu söyledi. Ancak böyle bir azil için Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Trump’ın kabinesinin de destek vermesi, ayrıca Senato ile Temsilciler Meclisi’nde de üçte ikilik çoğunluk sağlanması gerektiğine dikkat çeken Schumer, Pence ve kabinenin bu süreci başlatmaması durumunda ise Kongre’nin Başkan’ın azli için normal süreci işleteceğini kaydetti.
PELOSİ’DEN BAŞKAN YARDIMCISI PENCE’E ÇAĞRI
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi de Trump’ın derhal görevden azledilmesini isteyerek Başkan Yardımcısı Mike Pence’e 25’inci maddeye destek vermesi için çağrıda bulundu. Trump’ın tehlikeli biri olduğunu ve daha fazla görevde kalmaması gerektiğini söyleyen Pelosi, Trump’ın azil süreci başlatılmasının acil olduğunu vurguladı.
CUMHURİYETÇİLERDEN DE DESTEK VAR
Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçiler arasında da Trump’ın kısa yoldan görevden alınmasına olanak tanıyan 25’inci maddenin işletilmesini isteyenler var.
It’s with a heavy heart I am calling for the sake of our Democracy that the 25th Amendment be invoked. My statement: pic.twitter.com/yVyQrYcjuD
— Adam Kinzinger (@RepKinzinger) January 7, 2021
Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Adam Kinzinger, Twitter hesabından Trump’ın 25’inci madde uyarınca görevden alınması çağrısında bulunarak “Her şey Başkan’ın sadece yükümlülükleri ve ettiği yeminden değil, aynı zamanda gerçeklerden de kaçtığına işaret ediyor” ifadelerini kullandı.
KONU KABİNEDE DE TARTIŞILDI
kabine üyeleri arasında yapılan toplantıda da konunun gündeme geldiği belirtiliyor. Amerikan medyasına yansıyan haberlerde Adam Kinzinger ve başka diğer önemli bir üyenin daha Trump’ın azli için 25’inci maddeye yeşil ışık yakılmasını desteklediği, sadece bir kabine üyesinin bu yola başvurulması konusunda tartıştığı aktarıldı.
TRUMP’IN GÖREVİNE NASIL SON VERİLEBİLİR?
ABD Başkanı Donald Trump’ın görevden alınabilmesinin 2 yolu bulunuyor.
Bunların ilki Amerikan Anayasası’nın ek 25. Maddesinin uygulanmasıyla Trump’ın görevden alınması. Ya da Trump’ın görevden azledilmesi.
İki senaryodan birinin gerçekleşmesi halinde, Biden’ın görevi başlayana dek, başkanlık görevini Başkan Yardımcısı Mike Pence’in üstlenmesi gerekiyor.
Demokrat Temsilciler Meclisi Üyesi Ilhan Omar, Trump’ın görevden alınması için çalışmalara başlandığını söyledi. Birçok Demokrat Amerikan Anayasası’nın 25. Maddesinin uygulanmasını istiyor.
ANAYASA’NIN EK 25. MADDESİ NE DİYOR?
Amerikan Anayasası’na ek 25’inci madde başkanın hastalık gibi görevini yerine getiremediği ya da istifa edemediği durumlarda kısa yoldan görevden alınmasını öngörüyor. Ancak bu maddenin uygulanması için başkan yardımcısı ve kabinenin onayı gerekiyor. Düzenleme uyarınca görevden alınan başkanın yerine de yardımcısı geçiyor.
Bu madde, 1963’teki John F. Kennedy suikasti ardından uygulandı.
Bazı uzmanlar, 25. Madde’ye başkanın fiziksel veya akli hastalıklar nedeniyle görevini yapamadığı durumlarda başvurulabileceğini söylüyor. Bazı akademisyenler ise bu maddenin aynı zamanda göreve tehlikeli bir biçimde uygun olmayan bir kişiye de uygulanabileceğini savunuyor.
25. Madde, Başkan’ın görevini yerine getiremediği durumlarda kabineye ve Kongre’ye duruma müdahale etme yetkisi veriyor.
Söz konusu maddeye göre ABD Başkan Yardımcısı ve kabine üyelerinin çoğunun, Başkan’ın görevi yerine getiremediği yönünde bildirimde bulunması halinde, Başkan Yardımcısı görevi Başkan Vekili olarak devralıyor.
Böylesi bir durumda ve Başkan’ın görevine devam edebileceğini ilanı halinde ise son kararı Kongre veriyor. Kongre’nin böyle bir durumda 48 saat içinde toplanması ve 21 gün içinde konuyu tartışması gerekiyor.
Başkanın görevlerini yerine getiremez durumda olduğuna ilişkin Kongre kararının, Temsilciler Meclisi ve Senato’nun üçte iki çoğunluğu tarafından alınması gerekiyor.
ABD Başkan Yardımcısı da karar alınıncaya dek Başkan Vekili olarak görevine devam ediyor.
Üçte ikilik çoğunluğun sağlanamaması durumunda başkan, yasaya göre makamının güç, görev ve yetkilerini yeniden üstleniyor.
BAŞKANIN GÖREVDEN AZLİ DE MÜMKÜN?
Trump’ın görevden azli de mümkün.
Temsilciler Meclisi, Başkanı “ağır suç veya kabahatler” ile tıpkı bir ceza davasındaki gibi suçlayabiliyor.
Ancak başkanın görevinden azli için 435 üyeli Temsilciler Meclisi’nde salt çoğunluk, 100 üyeli Senato’da ise üçte iki çoğunluk gerekiyor.
Trump hakkında Aralık 2019’da, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy’den askeri yardım karşılığında seçimlerdeki rakibi Joe Biden ile ilgili olarak yolsuzluk soruşturması açmasını istediği iddiaları nedeniyle “kanuna aykırı davrandığı gerekçesiyle” azil soruşturması başlatılmıştı.
Temsilciler Meclisi Trump’ın azli yönünde karar almış, ancak Senato’da çoğunlukta olan ancak Cumhuriyetçiler Senato’da Trump’ın azlini engelledi.
Trump, hakkında azil soruşturması açıldıktan sonra ABD Senatosu’nda aklanan üçüncü Başkan olmuştu.
NORMAL AZİL SÜRECİ İÇİN YETERLİ SÜRE YOK
Trump’ın görevinin bitmesine iki hafta kaldığı için normal azil sürecinin tamamlanamayacağı tahmin ediliyor.
Seçim sonuçlarının ABD Kongresi’nde onaylanmasının ardından müstakbel Başkan Joe Biden, 20 Ocak’ta düzenlenecek törenle görevi resmen devralacak.
medyaboldPelosi: Göreve devam etmemesi gereken çok tehlikeli bir kişi
Kömür İşletmelerinden 137.2 milyon liralık hata
Türkiye Kömür İşletmeleri, termik santrallerde fiyat güncelleme işlemi yaptı. Ancak hatalı hesap nedeniyle kurum 137.2 milyon lira zarara uğradı. Gelecek yıllarda zararın daha da artması bekleniyor.
BOLD – Termik santral kurma şartlı rödövans sözleşmelerinde yıllar itibarıyla fiyat güncellenmesinde kullanılan üretici fiyat endeksinden (ÜFE) piyasa takas fiyatına (PTF) geçilmesi nedeniyle Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), gelir kaybına uğradı. Sayıştay raporlarına göre hatalı hesabın kuruma maliyeti 137.2 milyon lirayı buldu. Kurum gelecek 30 yılda daha fazla gelir kaybına uğrayacak.
ALACAKLAR TOPLAMI 1.3 MİLYAR LİRA
Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre kurumun Manisa-Soma ve Kütahya-Tunçbilek termik santrallerini işleten firmalarla linyit kömürü ihtiyacının karşılanmasına ilişkin sözleşmeler yaptığı da belirtilen raporda, satışı yapılan linyit kömürü bedellerinin ödemesinin aksadığı, ancak alacaklar için firmalara yaptırım uygulanmadığı kaydedildi. TKİ’nin Manisa-Soma Termik Santrali’nden 1 milyar 30 milyon lira ve Kütahya-Tunçbilek Termik Santrali işletmecisinden de 301.3 milyon lira alacaklı durumda olduğu tespit edildi. 2019 yılında termik santrallere sevkiyatı yapılan kömürlerde kalori düşüklüğü nedenleriyle 15 milyon 788 bin 854 lira hasılat kaybı oluştuğu da belirlendi.
KAR EDECEĞİ YERDE ZARAR EDİYOR
CHP Zonguldak Milletvekili ve TBMM KİT Komisyonu Üyesi Deniz Yavuzyılmaz, Sayıştay’ın tespitlerinin, TKİ’nin kasasının nasıl boşaltıldığının ve ne denli büyük gelir kayıpları yaşatıldığının acı bir örneği olduğunu vurgulayarak, “Bu sahaların işletmesini TKİ yapsa milyonlarca dolar kâr edecekken, büyük bir gelir kaybına sürüklenmiştir. Bunun adı soygun değil de nedir” dedi.
TEDAŞ DA 30 MİLYAR LİRALIK TAŞINMAZLARI FİRMALARA BIRAKTI
Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ’nin (TEDAŞ) özelleştirmeler sonrası dağıtım şirketlerine geçen mallarının takibini yapmadığı, şirketlerin ödemesi gereken paralarını da alamadığı belirlendi. TEDAŞ, özelleştirilen dağıtım şirketleri adına tescilli olan toplam 63 bin 500 taşınmazı da, 11 milyon lirayı aşan tescil harcı nedeniyle devralamadığı ortaya çıktı. Sayıştay’ın 2019 yılı denetim raporunda, TEDAŞ’ın dağıtım şirketlerinden devralması gereken tesislerin kontrolünü ve envanter çalışmasını yapmadığı, şirketlerin insafına bırakılan değerlerin 30 milyar lira olduğuna işaret edildi.
medyaboldBoğaziçi takıntısı yeni değil: Komünist, vatan haini, terörist…
2021’de sinema endüstrisini neler bekliyor?
Koronavirüs sinema sektörünü derinden etkiledi. Ertelenen vizyonlar, iptal edilen projeler ve dijital platformların yükselmesi sinema için yeni bir dönemin habercisi olabilir.
BOLD– Sinemanın kâbus yılı 2020 geride kaldı. 2021 için ise farklı senaryolar söz konusu. Salon gelirlerinde ciddi azalma, dijital platformların pazar payının daha da büyümesi, stüdyo iflasları, VOD, DVD veya Blu-Ray versiyonlarının daha erken satışa sunulması konuşulan seçenekler arasında.
HASILATLARDA BÜYÜK DÜŞÜŞ
Pandemik salgının damga vurduğu 2020, film endüstrisinde ağır kan kaybına neden oldu. 2021 için umutlanmadan önce ise geride bıraktığımız sezonun ciddi tablosunu değerlendirmek lazım. Yaşanan en önemli kayıp hiç şüphesiz sinema salonlarından elde edilen hasılatta görülen muazzam düşüş oldu. Öyle ki ABD’de 2020’nin tüm hasılatı bir önceki yılın birincisi Avengers Endgame’den daha az.
Birçok izleyicinin artık filmleri evinde izlemeyi tercih ettiği düşünüldüğünde hasılat düşüşünde toparlanma için 2021’e bel bağlamak da pek mümkün görünmüyor, en azından ABD ve Kanada pazarı için durum böyle. Öte yandan Çin başta olmak üzere diğer ülkeler yeni bir gelir havuzu haline gelebilir.
DİJİTAL PLATFORMLARIN YÜKSELİŞİ
Netflix büyük yükselişini yaşadığında ve onu diğerleri takip ettiğinde bu yeni izleme alışkanlığı sinema sanatı açısından soru işaretleri doğursa da kimse yedinci sanatın geleceği hakkında şüpheye düşmemişti. Yine filmler salonlarda gösterilecek yine insanlar sinemaya gidecekti. Ne var ki koronavirüs tüm öngörüleri geçersiz kıldı.
Salgın dijital platformlara müthiş bir ivme kazandırdı. Artık yüksek bütçeli yapımlar da ilk gösterimlerini dijitalde yapabiliyor. Bu gelişme herhangi bir filmin VOD, DVD veya Blu-Ray versiyonlarının satışa çıkma zamanına dair yerleşik alışkanlıkların da değişebileceği anlamına geliyor. Bu sürenin standardının yaklaşık 30 güne düşmesi beklentiler arasında.
ŞİRKET İFLASLARI
1924’ten beri faaliyet gösteren MGM’in iflas etmesi 2020’nin önemli olaylarından biriydi. Pandeminin etkisinin devam edeceği düşünüldüğünde başka şirketlerin de iflas bayrağını çekmesi hiç de sürpriz olmaz. Bu da pazardaki aktörlerin daha da azalması ve sektörün sadece büyüklerin söz sahibi olabileceği bir yapıya bürünmesi anlamına geliyor. Üç beş büyük stüdyonun hegemonyası altına girecek bir sektörde oyuncuların ve sinema emekçilerinin durumunun ne olacağı da ayrı problem olarak öne çıkıyor.
medyaboldÖmer Talha camın arkasındaki annesine sarılamayınca kriz geçirdi
Altı ay önce tutuklanıp Şanlıurfa Hilvan T Tipi Kapalı Cezaevine gönderilen Hatice Barik’in 3 yaşındaki oğlu, annesini kapalı cam arkasında görünce kriz geçirdi. Görüş boyunca sürekli ağlayan Ömer Talha gardiyanların yardımıyla güçlükle dışarı çıkarılabildi.
SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL
Kimya öğretmeni Hatice Barik 17 Temmuz 2020’den bu yana tutuklu bir anne. Bera Bahadır (8) ve Ömer Talha (3) adında iki oğlu bulunuyor. Tutuklanmadan önce ücretli öğretmenlik yapan Barik, Bank Asya hesabına para yatırması, kapatılan etüt merkezinde sigorta kaydının bulunması, Bylock tespit değerlendirme tutanağında sadece kullanıcı adı ve şifresinin olması gibi nedenlerle cezaevine gönderildi. Mahkemesi devam ediyor. 28 Ocak 2021’de ikinci kez Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesine çıkacak.
TELEFON GÖRÜŞLERİNDE KONUŞMUYOR
Aile yakınlarının verdiği bilgiye göre altı aydır çocuklarından ayrı olan Hatice Barik’e koronavirüs salgınından dolayı 3 yaşındaki oğlunu yanına almasına izin verilmedi. Küçük çocuk, tutuklandıktan tam 3 ay sonra annesini sadece bir kez görebildi. Ancak o görüş Ömer Talha için büyük bir travmaya neden oldu. Annesini camın arkasında görüp sarılamayan Ömer Talha cama vurarak ağlama krizi geçirdi ve gardiyanlar tarafından dışarı çıkarıldı.
O günden beri annesinin kendisini terk ettiğini düşünen Ömer Talha artık telefon görüşlerinde annesiyle konuşmuyor. Büyük oğlu Bahadır ise “Biz kötü insanlar mıyız?” diye soruyor. Eskiden polis olmak isterken şimdi istemiyor. Annesini gözaltına almaya yaklaşık 10 polisin gelmesi ve evin içinde sürekli bağırıp çağırmalarından etkilendiği belirtiliyor.
AYAĞINDA PLATİN VAR
Oğlu gözünün önünde ağlama krizi geçiren Hatice Barik’in de psikolojisinin bozulduğunu ifade ediliyor. Geçirmiş olduğu bir trafik kazası sonucu ayağına platin takılan ve yüzde 12 engelli raporu bulunan Hatice Barik’in yürümekte zorladığını belirtiliyor.
medyaboldFBI Kongre Baskını faillerini bulmak için halktan yardım istedi
FBI, çarşamba günü Kongre binasını basan Donald Trump yanlılarını teşhis etmek amacıyla halktan yardım talebinde bulundu. Baskınlar ilgili şu ana kadar 68 kişi gözaltına alındı.
BOLD – Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) yaz aylarında yürürlüğe giren yönetmelik doğrultusunda yasalara aykırı davranan göstericilerin tespit edilerek adalete hesap vereceklerini, kanun kapsamına “protestocuları kışkırtan kişilerin” de dahil olduğunu açıkladı.
FBI Direktörü Chris Wray, çarşamba günü Kongre binasını kuşatan ve suç işleyen herkesi hata yapmadan bulacaklarını ifade ederek, “ABD Kongre binasında mülke zarar vermeye , hükümet devlet kurumlarına ve demokratik sürecin düzenine yönelik açık ve korkunç bir saldırı yapıldı” diye konuştu.
ABD’de Kongre binasına yapılan baskının ardından şimdiye kadar 68 kişi gözaltına alındı. Bunlardan çoğunun Washington’da alınan sokağa çıkma yasağını delen kişilerin olduğu kaydedildi. Ancak polis ekipleri protestolarla ilişiği olduğu belirlenen 14 şüphelinin daha gözaltına alındığını, bu kişilerden çoğunun “yasa dışı şekilde kamu binasına girme teşebbüsü” sebebiyle suçlandığını açıkladı.
Adalet Bakanlığı da, federal savcılara seslenerek gözaltı sürecinde yeni “halkı isyana teşvik” düzenlemesinin Kongre Binası’na baskın yapanlar, camları kıranlar ve devlet malını çalanlar için de geçerli olacağını doğruladı. Başsavcı Vekili Jeffrey Rosen kışkırtma eylemine karışan bazı isimlerin federal suçlamalarla karşı karşıya kalacağını da sözlerine ekledi.
FBI geniş kapsamda düzenlenecek gözaltı sürecinde halktan fotoğraf, video ve bazı ipuçları topluyor.
Beyaz Saray’ın önünde Trump’ın da katıldığı mitingin ardından Kongre binasına yürüyen binlerce destekçisi ile polis arasında çatışma çıkmıştı. Polis barikatlarını aşan bazı göstericiler, Kongre binasına girmişti.
Yaşanan olaylarda biri polis 5 kişi hayatını kaybetmiş ve ikisi polis 14 kişi de yaralanmıştı.
medyaboldKongre baskını sırasında ölenlerin sayısı 5’e yükseldi: Bir polis öldü
Boğaziçi takıntısı yeni değil: Komünist, vatan haini, terörist…
Boğaziçi Üniversitesine kayyum rektör atamakla eleştirilen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın üniversiteye müdahale fikrinin yeni olmadığı ortaya çıktı. 2018’de yaşanan polemikte Türkiye birincisi üniversiteyi başarısızlıkla suçlayarak öğrencileri ve öğretim üyelerini tehdit eden Erdoğan “Bu komünist, vatan haini, terörist gençlere okuma hakkı vermeyeceğiz“ ifadelerini kullanmıştı.
BOLD ÖZEL – AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atadığı Melih Bulu’ya tepkiler sürüyor. Erdoğan daha önce de Boğaziçili öğrencilerle polemiğe girmişti. 7 Ocak 2018 yılında Boğaziçi Üniversiteliler Derneği’nin 14. Genel Kurulu’nda konuşan Erdoğan üniversiteyi başarısızlıkla itham etmişti.
“BOĞAZİÇİ BU MİLLETİN DEĞERLERİNE YASLANMIYOR“
Boğaziçi Üniversitesinin gönlünden geçen konumda olmadığını söyleyen Erdoğan, “Boğaziçi Üniversitemiz hala ülkemizin en prestijli yüksek öğrenim kurumlarından biridir. Bununla birlikte bizim gönlümüzden geçen konuma ulaşamadığını belirtmek durumundayım. Bu ülke ve bu milletin değerlerine yaslanamadığı için küresel bir marka haline gelme çabalarında da hedeflerine tam manasıyla ulaşamamıştır” dedi.
Erdoğan, aynı konuşmasında üniversite hocalarının özgürlük anlayışını da eleştirmiş ve “Eğitim öğretim özgürlüğü, düşünce özgürlüğü hep konuşulur. Diyelim ki Boğaziçi Üniversitesi, buradaki hocalarımız acaba nereye kadar pergellerini açıyorlar? Belli bir fikrin savunucusu olanlara kapıyı aç, belli fikrin savunucusu değilse kapıyı kapat, bu mu özgürlük?” diye konuşmuştu.
REKTÖRDEN MANİDAR PAYLAŞIM
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın küresel bir marka olamadığını söylediği Boğaziçi Üniversitesinin rektörü Profesör Mehmed Özkan ise sosyal medya hesabından cevap vererek üniversitenin akademik olarak dünyadaki yerini gösteren bir liste paylaştı. ‘2018 U.S. News and World Report’a göre hazırlanan sıralamada, Türkiye’deki üniversiteler arasında Boğaziçi Üniversitesi birinci sıradaydı. Dünyada ise yüz doksanıncı sırada yer alıyordu.
Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği de, sosyal medya sayfasından “Boğaziçi Üniversitesi Gururumuzdur” yazılı bir mesaj paylaştı.
‘AFRİN LOKUMU’ ORTALIĞI KARIŞTIRDI
Aylar sonra Üniversite bir kez daha Erdoğan’ın hedefindeydi. Bu kez 19 Mart 2018’de Boğaziçi Üniversitesi İslam Araştırmaları Kulübü (BİSAK) tarafından açılan “Afrin için lokum dağıtıyoruz” standının açılması polemiğin fitilini ateşledi. Bir grup öğrenci ise ‘savaşın lokumu olmaz’ diyerek standa saldırdı. “İşgalin, katliamın lokumu olmaz” yazılı bir pankartla eylem düzenlediler. Bu eylemin ardından öğrenciler gözaltına alındı.
Bir gün sonra AKP Gençlik Kolları, üniversitenin Güney Kapısı’nda eylem yaptı. Eylemde dev bir bayrak açan grup, “Bugün burada, vatansever kardeşlerimize sahip çıktığımızı ve onlara yapılan saldırıyı kınadığımızı göstermek için toplandık. Boğaziçi Üniversitesinin önünden bir kez daha haykırıyoruz ki; kardeşlerimiz yalnız değildir” şeklinde bir açıklama yaptı.
YÖK VE REKTÖRLÜK AÇIKLAMA YAPTI
YÖK ve Rektörlük peş peşe açıklamalar geldi. Boğaziçi Rektörlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Bu saldırıyı gerçekleştiren birkaç kişi 20 bin nüfuslu üniversitemizi temsil etmediği gibi, Boğaziçi Üniversitesi bütünü olarak bu menfur saldırıyı ve Zeytin Dalı Operasyonu şehitlerimize yönelik bu saygısızlığı şiddetle kınıyoruz” denildi. Açıklamada söz konusu eyleme katılan üniversitelilere yönelik idari soruşturma başlatılacağı da belirtildi.
YÖK ise açıklamasında “Toplumda infial uyandıran bu gibi hadiselerin tekerrür etmemesi için mevzuat değişikliği de dahil, alınması gereken tedbirler vakit geçirilmeksizin üniversite rektörleriyle müzakere edilerek karara bağlanacaktır. Bu süreç başlatılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
ALTUN ÖĞRENCİLERİ HEDEF GÖSTERDİ
O dönem Sabah’ta köşe yazarlığı yapan Fahrettin Altun ise 21 Mart 2018’de “Boğaziçi Üniversitesindeki ihanet görüntüsü” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Altun “Bu saldırganlar ceplerinde Boğaziçi Üniversitesi öğrenci kimlik kartı taşıyan kişiler! PKK terör örgütüne açıktan destek veriyorlar. Elbette devletin ilgili birimleri bu skandala sessiz kalmayacak, terör örgütüne verilen bu desteğin hesabını soracaktır” dedi.
Eyleme katılan öğrenciler 22 Mart sabahı evlerinde ve kaldıkları yurtlarda gözaltına alındı. Bir grup üniversite öğrencisi bu kez kampüste gözaltılar için toplandı. Polis öğrencilerin açıklama yapmalarına izin vermeden eylemi dağıttı.
ERDOĞAN ÖĞRENCİLERE “TERÖRİST“ DİYE SESLENDİ
Gözaltına tepkiler devam ederken tartışmalara Erdoğan da girdi. Erdoğan 23 Mart’ta AKP Beyoğlu ilçe kongresinde yaptığı konuşmada, “Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine “terörist” diye seslenerek, “Efendim bu üniversite çok popüler bir üniversite, çok kalite bir üniversite, bu üniversite marka bir üniversite… Tamam da bu üniversitenin içinde affedersiniz bu tür teröristler olduktan sonra, bu tür terörist öğrenci olduktan sonra bunlar o markaya leke sürüyor. Onları da kamera çekimlerinden bulup çıkarıp gereğini yapıyoruz, yapacağız” dedi.
ÜNİVERSİTE HOCALARINA GÖZDAĞI
Aynı konuşmada Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerini de hedef gösterdi. Erdoğan “Eğer bu üniversitelerimizdeki hocalarımızın bu öğrencilerle iltisakı olduğunu belirlersek, onlarla ilgili de gereğini yaparız. Çünkü bizim için vasıflı öğrenci, kaliteli öğrenci, vasıflı öğretim üyesinden gelir” sözlerini kullandı.
“VATAN HAİNİ GENÇLERE OKUMA HAKKI VERMEYECEĞİZ“
Erdoğan, 24 Mart’ta Samsun’da partisinin il kongresinde yaptığı açıklamada ise daha sert bir dil kullandı. “Bu komünist, vatan haini, terörist gençlere okuma hakkı vermeyeceğiz” diyen Erdoğan, “ Bunlar terörist gençler. Bu terörist gençlerle ilgili her türlü çalışmayı yapıyoruz, onu söyleyeyim. Onların eşkallerini belirlemek suretiyle bu üniversitede okuma hakkını vermeyeceğiz. Üniversite terörist gençlik yetiştirmez” diyerek öğrencilere hakaret etti.
Erdoğan’ın hakaretlerine öğrenciler, “Hükumetin güvenlik politikalarını eleştirmek suç veya terör örgütü propagandası değildir. Bu soruşturmanın usulünde ve içeriğinde hak ihlali vardır” diyerek karşılık verdi.
medyaboldÖzel okullar para istiyor: 10 ayda 936 kolej battı yenileri de yolda
Koronavirüs salgını nedeniyle eğitime verilen aralar özel okulları olumsuz etkiledi. Salgının etkili olduğu geçen 10 ayda 936 kolej batarken, yüzlercesi de devredildi. Özel okullar bakanlıktan teşvik talep ederken önlem alınmaması halinde kapanan okul sayısının artacağı öne sürüldü.
BOLD – Özel okullar, salgında 300 bin öğrenci kaybetti. 936 kolej kapandı. Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Zafer Öztürk, velilere teşvik verilmesi için MEB’e rapor sundu. Bütçe sıkıntısı yaşayan bakanlık, özel okullara teşvik veremeyecek.
BİNLERCE ÖĞRETMEN İŞSİZ KALDI
Sözcü’den Sultan Uçar’ın haberine göre TÖZOK Başkanı Zafer Öztürk, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’la makamında görüştü. Görüşmede özel okullardaki kapanmalar, binlerce öğretmen ve çalışanın işsiz kalması, ücretleri ödemekte zorlanan velilere teşvik verilmesi ve pandemide yüzde 8’den yüzde 1’e indirilen KDV konusuyla ilgili Bakan Selçuk’a rapor sunuldu. Raporda ekonomik nedenlerle 300 bin öğrencinin özel okullardan gittiğine dikkat çekilerek, son 1 yılda 936 kolejin kapandığı vurgulandı. Okullar açılması istenen raporda, 8. ve 12. sınıfların yüz yüze eğitime acil alınması talep edildi.
OKULLAR BORCA BATTI
Velilerin ödeme yükünün azaltılması için öğrencilere teşvik verilmesi istenen raporda, özel okullardan alınan ve pandemi nedeniyle yüzde 8’den yüzde 1’e indirilen KDV uygulamasının devam etmesi istendi. Köklü okullar dahil borcu olmayan veya zarar etmeyen okul kalmadığı vurgulanan raporda, “Okullar, ortalama 4 milyon lirayı kötü gün parasından harcarken, içeri girdi. Birikimi olmayan, kiralık binada ve banka kredisi kullananlar battı ve daha da batacak” denildi. Salgın döneminde 936 okul kapanınca özel okul sayısı 12 bin 164’e inerken, kapanan okulların açtığı ekonomik zarar ise 10 milyar TL olarak hesaplandı.
medyabold
Almanya’da can kaybında yeni rekor: Bir günde 1188 kişi hayatını kaybetti
Almanya’da koronavirüs (Kovid-19) salgınında son 24 saatte bin 188 kişinin hayatını kaybetmesiyle salgının başından bu yana günlük en yüksek can kaybı sayısına ulaşıldı.
BOLD – Almanya’da bulaşıcı hastalıklar alanında çalışmalar yürüten Robert Koch Enstitüsünden (RKI) yapılan açıklamaya göre ülkede son 24 saatte 31 bin 847 kişiye Kovid-19 tanısı konuldu. Böylelikle toplam vaka sayısı 1 milyon 866 bin 887’e yükseldi.
Son 24 saatte 1188 kişinin virüs nedeniyle yaşamını yitirmesiyle toplam can kaybı da 38 bin 795’e çıktı.
Dün kaydedilen can kaybı, “salgının başından beri kaydedilen en yüksek günlük ölü sayısı” oldu.
Şimdiye kadar en yüksek günlük ölü sayısı 1129 ile 30 Aralık’ta kaydedilmişti.
Almanya’da Kovid-19’dan iyileşenlerin sayısı ise 1 milyon 494 bin 100 olarak açıklandı.
Kovid-19 nedeniyle yoğun bakımda yatan hasta sayısının 5 bin 491 olduğu, bunlardan 3 bin 99’unun entübe edildiği bildirildi.
Ülkede 417 bin kişiye koronavirüs aşısının ilk dozunun uygulandığı belirtildi.
medyaboldAlmanya 31 Ocak’a kadar kapandı: Önlemler daha da sıkılaştırılıyor
Çin aşısının Türkiye’de etkinliği yüzde 91 Brezilya’da yüzde 78
Brezilya’da Sağlık Bakanlığı yetkilileri, Çinli Sinovac tarafından üretilen Kovid-19 aşısının etkinliğinin son yapılan çalışmalarda yüzde 78 olarak belirlendiğini açıkladı. Türkiye Çin’den aldığı aynı aşının yüzde 91 etkili olduğunu duyurmuştu.
BOLD – 12 binden fazla sağlık çalışanının katıldığı araştırmada tespit edilen 218 vakanın 160’ına plasebo verilirken, geri kalanına gerçek aşı uygulandı. Araştırmacılar aşılamadan sonra ciddi herhangi bir yan etkiye rastlamadıklarını duyurdu.
Ön çalışmayı gerçekleştiren Sao Paulo Eyalet hükümeti, federal sağlık otoritesinde aşının acil kullanımına onay vermesi için başvuruda bulundu.
Brezilya şu ana kadar tespit edilen 7 milyon 886 bin vaka ile dünyada ABD ve Hindistan’dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. 199 binden fazla kişi de hayatını kaybetti.
TÜRKİYE’DE YÜZDE 91,25 ETKİLİ OLDU
Türkiye’nin Çinli ilaç firması SinoVac’tan aldığı Kovid-19 aşısının yüzde 91,25 etkili olduğu açıklanmıştı.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, Çinli Sinovac şirketinin ürettiği CoronaVac isimli aşının, toplam aşı etkinliğinin yüzde 91,25 hesaplandığını belirtmişti.
medyaboldHızla yayılan mutasyonlu koronavirüs 22 Avrupa ülkesinde tespit edildi
MA muhabiri Mehmet Aslan’ı gözaltına alıp gazeteciliği sordular!
Antalya’da 4 gündür gözaltında tutulan Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Aslan’ın ifadesi alındı. Polisler, yazdığı haberler nedeniyle gazeteciye suçlama yöneltti.
BOLD – Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 5 Ocak’ta İstanbul’da evine yapılan baskınla gözaltına alınan gazeteci Mehmet Aslan, aynı gün Antalya’ya götürüldü. Antalya İl Emniyet Müdürlüğünde tutulan Aslan’ın soruşturmasını yürüten savcı, dosyaya gizlilik kararı koydu.
Dün gece ifadesi alınan Aslan’a gazetecilik faaliyetlerini suç isnadı olarak yöneltildi. Aslan’ın Emniyet’teki işlemlerinin tamamlanması ardından bugün Antalya Adliyesine sevk edilmesi bekleniyor.
Aslan’ın avukatı İslam Aslan, müvekkilinin gazetecilik faaliyetlerinden ötürü gözaltına alındığını, ifadesinde buna dair soruların yöneltildiğini ve soruşturma dosyasında gizlilik kararı olduğunu belirtti.
medyaboldDevletin gidemediği köye evdeki eşyalarla baz istasyonu yaptı
EBA’ya giremedikleri için derslerinden geri kalan çocukların imdadına üniversiteyi parasızlık yüzünden bırakan köylüleri yetişti. Elektronik bölümünü yarım bırakan Emrah Yardımcı çanak anten, sini ve alüminyum folyo ile köyüne baz istasyonu yaptı.
BOLD – İnternet olmadığı için EBA’ya giremeyen Hakkari Yüksekova’nın Onbaşılar köyündeki çocukların imdadına 24 yaşındaki Emrah Yardımcı’nın yetişti. Parasızlık yüzünden üniversitede elektronik bölümünü yarım bırakmak zorunda kalan Yardımcı, çanak anten, metal sini ve folyo kağıtlarla el yapımı biz baz istasyonu kurdu.
ÜNİVERSİTEYE BİR YIL GİDEBİLDİ
Yüksekova ilçe merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta bulunan, İran sınırındaki Onbaşılar köyünde yaşayan Yardımcı, 2015’te Akdeniz Üniversitesi Elmalı Meslek Yüksekokulu Elektronik ve Otomasyon Bölümü Elektronik Haberleşme Teknolojisi Programı Bölümü’nü kazandı. Sadece 1 yıl gidebildiği okulunu ekonomik nedenler yüzünden bırakan Yardımcı, şebeke çekmeyip, cep telefonunu kullanamayınca çözüm aramaya başladı. Yansıma yöntemiyle sorunu çözebileceğini düşünen Yardımcı, köyüne çanak anten, metal sini ve folyo kağıtlar ile baz istasyonu kurdu.
EVİNİ İNTERNET MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRDÜ
Köyde okuyan öğrencilerin de evinin yakınına gelerek, uzaktan eğitim derslerini bu sayede rahatlıkla takip edebildiklerini anlatan Yardımcı, “Evin içine de Wi-Fi cihazı bıraktım. Sonra bunu etrafa nasıl dağıtabilirim diye düşündüm. Bunları kullanarak evin tamamına GSM vericisi sağladım. Köyün öğrencileri de evimizin yakınına gelip internete bağlanabiliyorlar” dedi.
medyabold
TÜRKSAT 5A uydusu ABD’deki üsten uzaya fırlatıldı
TÜRKSAT 5A uydusu, SpaceX firmasına ait Falcon 9 roketiyle ABD’nin Florida eyaletindeki Cape Canaveral üssünden başarılı şekilde fırlatıldı. Uydunun fırlatılmasından 35 dakika sonra ilk sinyal alındığı açıklandı.
BOLD – Türkiye saatiyle 04.28’de yapılacağı planlanan haberleşme uydusunun fırlatılışı, hava şartları nedeniyle yaklaşık 1 saat ertelenerek Türkiye saatiyle 05.15’de gerçekleşti.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türksat 5A uydusunun fırlatılmasını Ankara’da Türksat Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen törenle canlı olarak takip etti.
İstasyonlar aracılığıyla tüm yörünge ve alt sistem kontrolleri gerçekleştirilecek uydu, “31 derece doğu” yörüngesine yerleşerek faaliyetlerine başlayacak.
Uydunun kontrolü, Gölbaşı Uydu Yer İstasyonu’na devredilecek ve buradan gönderilecek komutlarla uydu yaklaşık bir ay boyunca performans testlerine tabi tutulacak.
Türkiye’nin aktif uydu sayısı, haberleşme uydusu Türksat 5A’nın da fırlatılmasıyla 4 oldu.
Türksat AŞ ile Airbus D&S arasında 9 Kasım 2017’de imzalanan sözleşmenin ardından üretimine başlanan Türksat 5A uydusu Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Batı Afrika, Güney Afrika, Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz’i kapsayan bir coğrafyada 1728 Megahertz kapasiteyle televizyon yayıncılığı ve veri haberleşmesi hizmetleri sunacak.
Uydunun fırlatılmasından 35 dakika sonra ilk sinyal alındığını ve yörüngesine doğru hareket etmeye başladığını belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Türksat 5A’nın yolculuğu 4 ay sürecek. Daha sonra testlerimizi yapacağız ve uydu faaliyete alınacak.” dedi.
Bakan Karaismailoğlu, çalışmalarına başlanan Türksat 5B uydusunun da haziranda uzaya fırlatılacağını açıkladı.
Dünya yörüngesinde şu an yaklaşık 6 bin uydu bulunuyor.
medyaboldHızla yayılan mutasyonlu koronavirüs 22 Avrupa ülkesinde tespit edildi