Ekonomist Atilla Yeşilada, dolar/TL kurunun Türk bankaları tarafından gece yapılan dolar satışıyla düşürüldüğü haberlerine ilişkin, “New York’da birinci ağızdan doğrulattım. Türkiye adına utanç verici bir davranış” ifadelerini kullandı.
TCMB’nin arka arkaya açıkladığı üç önemli tedbire rağmen dolar/TL’de ciddi bir gerilemenin yaşanmadığını ve dolar/TL’nin 6,.0 seviyelerinden pek az gerilediğin hatırlatan Yeşilada, “Teknik göstergelerin işaret ettiği 6.40 seviyelerine çıkmasından korkan trader yorumları akşamüzeri hâlâ konuşuluyordu. Fakat gece sabaha karşı dolar/TL 6.05’e kadar düştü” dedi.
Yeşilada’nın paraanaliz.com’daki yazısı şöyle:
Gece yarısı olan bitenin ne olduğunu Bloomberg ekran abonelerine geçti.
Bloomberg ekran haberine göre olayın özeti şöyleydi:
“Asya merkezli F/X traderlarına göre Asya seansında dolar/TL düşüşü, Türk bankacılarının bankalararası platform üzerinden piyasaya girip anahtar seviyelerden spot dolar satışı ile gerçekleşti.
Satış etkinin maksimum olması için kurda likiditenin en az olduğu noktada gerçekleşti.
Dolar/TL spot düşüşü 6.15’e yakın tekliflerin karşılanmasıyla hızlandı.
Dolar/TL yüzde 2.2’ye yakın düşüşle 6.0542’ye kadar geriledi.
İşlemlere ilişkin bilgiler, konuya yakın ancak açıklama yetkisi olmayan F/X traderlarından geldi.”
Bu müdahaleye rağmen sabah saatlerinde TSİ 9.00 sularında dolar TL yine 6.13’e gelmişti. 6.20’li seviyelere göre bakıldığında bu rakam bile yüzde 1 civarında bir gerileme anlamına geliyor ama Türk piyasalarının kapalı olduğu sırada başarılan 6.05 seviyesinde de tutunulamadığının işareti.
TCMB biri TL para piyasasını doğrudan etkileyen, diğer ikisi zorunlu karşılıklarla dolaylı etkide bulunan üç karar almıştı.
Banka, zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tesis edilebilmesi imkanı azami oranını yüzde 40’tan yüzde 30’a indirmiş, yabancı para zorunlu karşılık oranlarını da tüm vade dilimlerinde 100 baz puan artırmıştı.
TCMB politika faizinin belirlendiği 1 hafta vadeli repo ihalelerine de ara verdi. Böylece 24.5’tan piyasayı fonladığı politika faiz oranı devreden çıkınca bir kısım fon ihtiyacı TCMB fonlama bandının üst limiti yüzde 25.5’tan fonlanacağı için ortalama fonlama maliyeti yükselmiş olacak.
Piyasa bunu “örtülü” bir faiz artırımı olarak niteliyor. TCMB geçtiğimiz yıl yaz sonu doların 7 TL’ye dayandığı panik günleri sonrası bundan da ileri bir adım atmış ve bankalara doğrudan geç likidite penceresinden (GLP) para vermeye başlamıştı ki onun da faizi yüzde 27.
Böylece TCMB doları, resmen politika faizini artırmadan TL’yi kısarak ve faizi yükselterek frenleme yönüne gidiyor.
uluslararası Bloomberg sitesinde TCMB’nın açıkladığı tedbirlerin niçin işe yaramadığı ve yaramayacağı tezini işleyen bir haber yayınlanmıştı. Bloomberg haberinin başlık ve spotu şöyleydi:
“Why Turkey’s Bid to Prop Up the Lira Won’t Work-Investors have little confidence that the government will let the central bank control inflation.”
Yani “Türkiye’nin lirayı yükseltme girişimi niye sonuç vermez- Yatırımcılar hükümetin merkez bankasının enflasyonla mücadele etmesine izin vereceğine pek az güven duyuyor.”
Bloomberg haberine göre TCMB’nin bir haftalık repo ihalesini bir süreliğine durdurma kararı bir “arka kapı” faiz yükseltmesiydi. Bu teknik daha önce seçimin hemen öncesindeki kur paniği sırası ve sonrası nisan ayında da uygulanmıştı.
O sırada bir süre etkili olmuş ancak daha sonra etkisini bir miktar kaybetmişti. Bloomberg haberine göre o sırada yatırımcılar buna hazırlıksız yakalanmıştı. Halbuki bu sefer habere göre traderlar böyle bir harekete hazırlıklıydılar ve borçlarını ona göre ayarlamışlardı. O nedenle de TL’nin dolara karşı değer kazanması bu tedbirlere karşı sadece yüzde 0.8 ile sınırlı kalmıştı.
Habere, daha doğrusu haberdeki yoruma göre TCMB’nin TL’yi sıkıştırma kararı ülkenin siyasi karmaşasından başı dönmüş finansal sisteme güven kazandırmakta işe yaramayacaktı.
Haber “kaçınılmaz olarak Türk parası sonuçta kaybeden olacak ve yatırımcılar açısından Türkiye çekiciliğini biraz daha kaybedecek” yorumuyla devam ediyordu.
Sık sık “haber” diyoruz ama bu Bloomberg’ün “Opinion” sayfasında yani bir yorum olarak yayınlandı sıcağı sıcağına…
Yorumcu Marcus Ashworth. Son dönemde yabancı fon yöneticileri ve medya yorumcularının Türk piyasalarına karşı belli bir önyargı ile yaklaştıkları söylenebilir. Buna rağmen dün TCMB önlemleri açıklandığında özel olarak muhalif bir tutum içinde yer aldığı söylenemeyecek Türk iktisatçılar da benzer eleştiriler getirmişlerdi.
Ne zaman Merkez Bankası TL'yi sıkıştırıp Dolar'ın yükselmesini önlemeye çalışsa "tutmaz" diyorum. Hemen karşı çıkanlar oluyor. Dolar 3 TL iken de "tutmaz" diyordum. Şimdi de diyorum. Onlar da sürekli "yapmasa daha da yükselir" diyorlar. Yorumu size bırakıyorum.
— emre alkin (@emrealkin1969) May 9, 2019
Ekonomi yönetiminin TCMB ve kamu bankaları eliyle yaptığı müdahalelerin mi yoksa bu tür yorumların mı haklı çıkacağı ileride gözükecek. Fakat kamu bankalarının döviz satmasının aslında TCMB rezervlerinden yapıldığına ilişkin yorumlar ve bu yorumlara bu zamana kadar TCMB’nin net bir cevap veremeyişi bu satışların etkisini azalttığı kesin.
Geçenlerde kamu bankalarının bir gün içinde 400 milyon dolar sattığı söylentisi piyasalarda dolaşmış ancak bu bir habere konu olmamıştı. Daha sonra evvelsi gün yine Bloomberg bu kez Türk kamu bankalarının bir gün içinde tam 1 milyar dolar sattıkları iddialarını haberleştirmişti.
Asya piyasaları TL açısından dar piyasalar olduğundan kamu bankalarının çok büyük miktarlar sattığı düşünülmese de kullanılabilir rezervlerle daha ne kadar bu yöntemin sürdürülebileceği piyasalarda konuşulan başlıca konu olmaya başladı.
Her ne kadar gece yaşanan dolar satışları sosyal medyada “Türk bankaları Japon ev kadınlarını dövdü” türünden esprilere konu olsa da herkes soluğunu tutmuş gelecekte dolar/TL’nin nasıl hareket edeceğini takip ediyor olacak.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder