Türkiye’de artık hiç kimsenin yargı sistemine, adalete, hukuka inancı kalmadı. Uzun zamandır durum böyle ama mahkeme kayıtları ortaya çıktıkça fotoğraf daha net anlaşılıyor. Şanlıurfa’da bir hakim, sanık ve itirafçı arasında yaşanan aşağıdaki diyalog, mahkemelerdeki durumu bir kez daha göstermesi bakımından ibretlik…
Sevinç Özarslan
BOLD ÖZEL
– Yer: Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi.
– Tarih: 11 Kasım 2018.
– Hakim Ali Kara itirafçı Büşra Demirdal’a soruyor.
– Ayşe Demir’i tanıyor musunuz?
– El cevap: Hayır, benim dediğim Ayşe Demir bu değil. Adını verdiğim Ayşe Demir eczacı bir bayandı. 40-45’lı yaşlarındaydı. Ben bu kadını tanımıyorum.
– Hakim: Ayşe Demir’in tutuklanmasına…
Gözaltındayken Ayşe Demir’in adını veren Büşra Demirdal, mahkemede adını verdiği kadınla karşılaşınca yanlış kişi olduğunu ifade ediyor. Ama buna rağmen sonuç değişmiyor.
ANNE VE BANA AYNI GÜN, ÇOCUKLARININ GÖZÜ ÖNÜNDE TUTUKLANDILAR
Türkçe öğretmeni Ayşe Demir ve fizik öğretmeni eşi Beytullah Demir, 12 Eylül 2018’de, üç çocuklarının gözleri önünde Urfa’daki evlerinde tutuklandılar. 10 gün gözaltında kaldıktan sonra Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Ayşe Demir’i serbest bıraktı. Beytullah Demir ise ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla Diyarbakır Cezaevi’ne gönderildi.
Bir hafta sonra ise yeni bir gelişme oldu. İstanbul Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Büşra Demirdal adlı genç bir kız itirafçı olmuş, Ayşe Demir’in adını vermişti.
Savcılık Demir’i tekrar ifadeye çağırdı.
İlk mahkemede Ayşe Demir’i serbest bırakan hakim, ikinci mahkemeye SEGBİS ile bağlanan Büşra Demirdal’ın yukarıdaki ifadesine rağmen, genç anneyi üç çocuğundan ayırdı. Ve 32 yaşındaki Demir, 12 Aralık 2018’de terör örgüne üyelik suçlamasıyla 5 yıl 18 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı. İstinaf mahkemesi de on gün önce kararı onayladı. Dava şu anda Yargıtay aşamasında.
Bir itirafçının adını vermesiyle Hilvan 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Ayşe Demir Türkçe öğretmeniydi. Eşi de kendisi de Dicle Üniversitesi’nden mezun oldu. 2011-2014 yılları arasında Diyarbakır’daki Kültür Özel Eğitim ve Nehir Özel Eğitim kurumlarında ücretli öğretmen olarak çalıştılar.
Ayşe Demir, ikinci çocuğuna hamile kalınca okuldan ayrıldı. Çalıştıkları kurum kapatıldıktan sonra da Şanlıurfa’ya yerleştiler. Bu arada çocuklarının sayısı 3 oldu. Şimdi 1,5 yaşında olan Taha Bera, annesi tutuklandığında henüz sütten kesilmemişti. En büyük oğulları Osman 7, Hümeyra ise 2 yaşında.
20 gün önce mahkemesi olan Beytullah Demir ise iki ay sonra tekrar hakim karşısına çıkıp savunmasını yapacak ve ‘terörist’ olmadığını kanıtlamaya çalışacak!
ÜÇ TORUNUMA, 80 YAŞINDAKİ FELÇLİ BABAMA BAKIYORUM
Ayşe Demir’in babası emekli Şeref Atay, hem torunlarına, hem de beyin kanaması nedeniyle hastanede yatan kendi babasına bakıyor. İki ayağı bir pabuca girmiş, bir oraya bir buraya koşturuyor. Telefonla görüştüğümüz Şeref Atay 6 aydır yaşadıklarını anlattı:
“Yandaş olman lazım, yoksa başka çaresi yok. Kızıma sordum, sen Büşra’yı tanıyor muydun diye. Vallahi billahi tanımıyorum baba, diyor. Biz Büşra Demir Dal’ı mahkemede gördük, kimdir bilmiyoruz. Daha önce Diyarbakır’da bulunmuş galiba. Büşra Demir Dal’ın o tarihlerde kızımı tanıması mümkün değil. Kızım o tarihlerde üniversite okuyordu. Evlenmemişti, benim soyadımı taşıyordu… Ben perişan oldum. Torunlarıma ben bakıyorum. 80 yaşındaki babam beyin kanaması geçirdi, felç oldu, hastanede yatıyor. Üç çocuk bize kalmış, bunları bezleri var, üstleri var. Taha Bera daha süt emiyor. Sabah akşam cezaevine götürüyorum. Ben emekli bir insanım. Artık psikolojimiz bozuldu. Eve gidiyorum, çocuklar başlıyor; dede annem ne zaman gelecek demeye. Ne yapacağımı bilmiyorum.
ÇALMADIĞIM KAPI KALMADI
Böyle hukuksuzluk olmaz. Benim kızım suçluysa cezasını verin çeksin! Ama yok, bana bir gerekçe gösterin! Suçlamalardan birine de gaybubet evinde yaşıyor diye yazmışlar. Üç çocuğuyla kendi evinde yaşayan bir anne, nasıl gaybubet evinde yaşıyor! Emlakçı belli, biz tutup yerleştirdik kızımı oraya. Allah’tan korkun, neyin terör örgütü. Silah mı sıkmış, silah mı kullanmış, kaçakçılık mı yapmış anlamadım. Öyle bir hayat yaşadık ki, anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geldi. Çalmadığım kapı kalmadı. Kimseye, hiçbir şeye inancım kalmadı artık. Çok doluyum…”
Ayşe Demir’e isnat edilen akıl almaz üç suç var. 2011-2014 yılları arasında Diyarbakır’daki Kültür Özel Eğitim ve Nehir Özel Eğitim kurumlarında ücretli öğretmen olarak çalışması olması. Tanımadığı, adını dahi bilmediği Büşra Demirdal’ın adını vermesi ve gaybubet evinde kaldığı iddiası. Ayşe Demir’in avukatı, iddiaları çürütmelerine rağmen bir sonuca varamadıklarını ifade ediyor.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder