6 Haziran 2019 Perşembe

Eski AKP milletvekili: Kuvvetler ayrılığına son darbe 16 Nisan referandumudur

Eski AKP Bursa Milletvekili ve Karar yazarı Mehmet Ocaktan, Türkiye demokrasinin temel ihtiyacının kuvvetler ayrılığı olduğunu söyledi.

Ocaktan, Karar gazetesinde, “Demokrasimizin temel ihtiyacı kuvvetler ayrılığı” başlığıyla yayımlanan yazısınında “Bugün yaşadığımız hukuki ve siyasal sorunlarımızın temelinde de yine kuvvetler ayrılığına dayalı bir sistem inşa edememe bulunmaktadır” dedi.

Ocaktan’ın yazısının konuyla ilgili bölümü şöyle:

1961 Anayasası ile ‘güçler ayrılığı’ –yasama-yürütme-yargı prensibi ile sağlanmış, yürütmenin dışında bağımsız yargı organları oluşturulmuştur. Ancak kimlerin meclise seçileceği parti başkanları tarafından kontrol edildiği için, giderek Meclis de tek adam ya da tek parti tarafından kontrol edilir hale gelmiştir.

‘GÜÇLÜ DEVLET, OTORİTER İDARE ÖNE ÇIKARILDI’

1982 anayasası ise katı ve serttir. Milli Güvenlik Konseyinin düzenlediği kanunların anayasaya aykırılığı iddia edilemez şartı getirilmiştir, neyse ki 2001 değişiklikleriyle bu düzenleme anayasadan çıkarılmıştır. Ancak bu anayasa ile otoritenin ağırlığı artmış, hak ve hürriyetlerde sınırlamalara gidilmiştir. Güçlü devlet, otoriter idare kavramları ön plana çıkmıştır, yürütme organı ve Cumhurbaşkanı makamı güçlendirilmiştir. Denge-denetleme, güçler ayrılığı sadece yasal metinlerde varlığını sürdürmektedir.

Ve kuvvetler ayrılığına son darbe 16 Nisan referandumu ile yapılmıştır. “Başkanlık sistemi” sloganı ile başlatılan süreç, “Türk tipi başkanlık” modeline dönüşmüş ve sonunda yasama, yürütme ve yargı cumhurbaşkanının kontrolüne verilmiştir.

‘KUVVETLER AYRILIĞININ OLMADIĞI YERDE ANAYASA YOKTUR’

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ‘kuvvetler ayrılığı’na veda edildiğinin altını çizen Prof. Dr. Kemal Gözler, “Elveda kuvvetler ayrılığı, elveda anayasa” makalesinde şu çarpıcı tespiti yapıyor: “Kuvvetler ayrılığı teorisi, anayasacılığın en temel ve en eski teorisidir. Kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde ‘anayasa’ da olmaz. Kuvvetler ayrılığının olmadığı bir devlet, ‘anayasal devlet’ değildir.. Bu husus, en güzel, en çarpıcı bir şekilde 16 Ağustos 1789 tarihli Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesinin 16’ncı maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir:

‘Hakların güvence altına alınmadığı ve kuvvetler ayrılığının olmadığı bir toplumda anayasa da yoktur.”

BUGÜN YAŞANAN SİYASAL SORUNLARIN TEMELİNDE…

Hasılı, bugün yaşadığımız hukuki ve siyasal sorunlarımızın temelinde de yine kuvvetler ayrılığına dayalı bir sistem inşa edememe bulunmaktadır.

kronos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder