6 Haziran 2019 Perşembe

Halfeti’de tutuklanan kadınlar korkunç işkenceleri anlattı

Halfeti’de işkenceden sonra serbest kalanlar yaşadıklarını anlatmıştı. Tutuklananların yaşadıkları ise avukatları aracılığıyla şimdi ortaya çıktı. İşte işkence gören kadınların anlatımları.

BOLD – Urfa’nın Halfeti ilçesi Dergili (Dêro) Mahallesi’nde 18 Mayıs’ta gözaltına alınıp 29 Mayıs’ta çıkarıldıkları mahkemede “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanan kadınlar, Jandarma ve İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube’de 12 gün boyunca gördükleri işkenceyi avukatları aracılığıyla kamuoyuyla paylaştı.

Tutuklu kadınlar, Filistin askısı, falaka, cinsel organdan elektrik verme, kaba dayak, işkence görenlerin seslerinin dinletilmesi ve cinsel işkenceyi Urfa Barosu’na kayıtlı avukatlara cezaevinde anlattı.

TOPLU TECAVÜZLE TEHDİT ETTİLER

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre utuklu kadınlardan G.A.’nın anlatımı:

“Eve baskın yaptıklarında ilk olarak eşimin kafasını duvara vurdular, kızımın kafasına silah dayayıp “babanı vururuz” tehdidinde  bulundular. Büyük ve küçük oğullarıma kelepçe takıp o halde darp ettiler. Görümcem K.K. daha sonra kendisine ve eşine de arabada vurduklarını söyledi. Daha sonra adını sonradan öğrendiğim TEM Şube’ye getirdiler. Beni nezarethaneye getirdiklerinde ablam F.’yi gördüm. Üstü-başı toz içindeydi. Yine orada gördüğüm yeğenim B.A.’nın yüzü tamamen kanlar içindeydi. Ablamla aynı nezarethanedeyken bana kendisine işkence yapıldığını, kendisine elektrik verildiğini, aynı zamanda küfürler edildiğini söyledi.

Gözaltının 10’uncu gününde TEM Şube’nin 2’nci katına çıkartıldım. Beni üst katlarda karanlık arşiv gibi bir yerden geçirdiler. Koridor gibi olan yer karanlıktı. Bana eşlik eden polis siyah saçlı, renkli gözlü bir kadındı. Yanlış hatırlamıyorsam ismi Gülay idi. Çünkü kendisine öyle sesleniyorlardı. Koridorda ilerlemeye başladık. Daha sonra bir kadın polise sen dur dedi ve durdu. Ben ilerledim. Çok karanlıktı. Korkuyordum. Daha sonra odada biri arkanı dönme dedi. O esnada saçımdan tuttu, sağa döndük. Karanlıkta çok iyi görmedim ama sanırım ilk odaya aldılar. Odanın içinde bir masa ve sandalye vardı. Yan tarafta küçük bir koltuk ve koltuğun üzerinde rengi yeşile çalan bir adet kırlent vardı. İçerde iki erkek polis ve bir kadın polis vardı. Erkek polislerden biri beni götüren kişiydi. İçerdeki erkek polis kilolu, orta boylu, sakalsız, saçları normal idi. İki erkek polisi görsem tanırım. Oturan erkek polis bana küfür etti ve tecavüz etmekle tehdit etti. Daha sonra silahını çıkarıp ‘bana doğruyu söyle’ dedi. Ben de ‘bir şey bilmediğimi’ söyledim. Arkadan saçlarımı tutup odanın bir ucundan diğer ucuna getirip götürdü. Suratını duvara vurup ‘paramparça ederim’ dedi. ‘Yasalara dua et yoksa seni bu arada bıçakla paramparça ederim’ dedi. Daha sonra esmer renkli gözlü erkek polis, kadın ‘polise bunu alıp götür yoksa öldüreceğim’ dedi.”

“BENİ SOYUP CİNSEL ORGANIMDAN ELEKTRİK VERDİLER”

Tutuklanan kadınlardan diğeri F.A.’nın anlatımları:

“Mahallede gece silah sesleriyle uyandık. İki saat sonra evimiz basıldı. Evden dışarı çıktığımızda bir polis silahın kabzasıyla eşimin sırtına vurdu. Eşim yere yığıldı. Sonra hepimizi yere yatırdılar, saat 2’den 7’ye kadar yerde kaldık. Sonra eşime oğluma vurmaya başladılar. Ben yapmayın diye çığlık atınca bana da vurmaya başladılar. Sürekli başımı tekmeliyorlardı, bir tekme kulağıma geldi kulağımdan kan aktığını hissettim.

Darp hastanede de devam etti. Oğlumu hastanede darp ettiler. Oğlumu dövdükten sonra pansuman yapılıyordu daha sonra bizi Urfa TEM Şube’ye getirdiler. Bizi alt kata indirdiler. Alt katta her birimizi bir köşeye koyup, yüzümüzü duvara yasladılar. Yüzünüzü dönmeyin dediler. Bu şekilde 1 saat ayakta yüzüm duvara dönük şekilde kaldım. Bir kadın polis gelip beni üst kata çıkardı. Bir odanın önünde durdum, arkadan görmediğin bir kişi başıma çuval tarzı bir şey geçirdi ve gözlerimi tamamen kapatıp ellerimi arkadan kelepçeledi.

İçeri girer girmez beni yere yatırdılar tekmelemeye başladılar daha sonra beni soymaya başladılar. Biri cinsel organıma bir kabloyla elektrik vermeye başladı. Elektriğin şiddetiyle bayılacak gibi oldum. Sonra meme uçlarıma da elektrik verdiler. Aynı zamanda kollarım ve bacaklarıma da elektrik verdiler. Elektriği veren şahıslar bani toplu tecavüz etmekle tehdit ediyorlardı. Ben de onlara ‘sizin anneniz, kardeşiniz yok mu’ dedim. Bunun üzerine vurmaya başladılar. Sürekli ‘kime yardım ettin’ diye soru soruyorlardı. Ben de kimseye yardım etmediğimi ve ne olduğunu dahi bilmediğimi söyledim. Fakat işkenceye devam ettiler. Ne kadar sürdüğünü bilmiyorum.

Sonra odadan çıkardılar. Arşiv odasına benzeyen dosya ve evrakların çok olduğu bir yerde gözümü açtılar. Bir polis beni tekrar aşağıya indirdi ve nezarete koydular. Nezarette G.A., R.K., K.K. ve tanımadığım bir kadın vardı. Gözaltında kaldığım süre boyunca 2-3 günde bir aynı yere çıkarılıp aynı işkencelere maruz kaldım. Bana yaptıkları şeyleri F.A. ve G.A.’ya da yaptıklarını onlardan öğrendim.”

Gaziantep Barosu’nun Halfeti İşkence Raporu

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder