26 Mart 2019 Salı

26. İstanbul Caz Festivali’nin Programı Belli Oldu

29 Haziran-18 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek 26. İstanbul Caz Festivali, yıldız isimlerden yeni keşiflere 300’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı İstanbul’un 27 farklı mekanında ağırlayacak.

26. İSTANBUL CAZ FESTİVALİ PROGRAMI

SNARKY PUPPY

9 Temmuz Salı, 20.45, Uniq Açık Hava Sahnesi

Kontrbasçı ve besteci Michael League’in, yıllar içinde giderek kalabalıklaşırken aynı zamanda bugünkü ruhuna erişmesini de sağlayan bir evrimle gelişen grubu Snarky Puppy, sofistike besteleri çığır açıcı bir emprovizasyon stiliyle yorumluyor. Yaklaşık on yıllık yoğun bir turne temposunun ardından peş peşe gelen Grammy ödülleriyle başarısını perçinleyen topluluk, caz, funk ve rock unsurlarıyla zenginleştirdikleri müzikleriyle her zaman keşifçi bir tavır takınıyor. 30’un üzerinde müzisyen arasından her konserde 8-12 kişilik bir seçkiyle sahne alan Snarky Puppy’nin her performansı tıpkı repertuvarları gibi gücünü değişimden alıyor. Son dört yıldır altın çağını yaşayan bu etkileyici topluluk, 26. İstanbul Caz Festivali kapsamında Birlikte Güzel desteğiyle izleyiciyle buluşacak. Avusturya’nın en heyecan verici caz topluluklarından Shake Stew yedilisi ise Snarky Puppy akşamının ön grubu olarak, afrobeat ve groove’lardan örülü hipnotik müziğini sahneye taşıyacak.

KAMASI WASHINGTON

10 Temmuz Çarşamba, 21.30, Volkswagen Arena

2015’te yayımladığı ilk albümü The Epic ile kayda değer bir çıkış yaptıktan sonra bu başarıyı prestijli pek çok ödülle ve güçlü işbirlikleriyle perçinleyen Kamasi Washington, bugüne kadar John Legend, Run the Jewels, Ibeyi gibi yıldız müzisyen ve topluluklarla ortak çalışmalara imza attı. Saksofoncu, besteci, yapımcı ve grup lideri kimlikleriyle emin adımlarla ilerleyen Washington, 2017’deki Whitney Bienali’ne de bir multimedia enstalasyonuyla katılarak, müziğiyle atıfta bulunduğu çokkültürlülüğe bir kez daha vurgu yaptı. Parçası olduğu Ummah Chroma yönetmen kolektifiyle yaptığı As Told To G/D Thyself adlı filmi, bu yılki Sundance festivalinde prömiyerini yaptı. İstanbul Caz Festivali’ni ikinci kez ziyaret edecek olan Kamasi Washington’ı, hip-hop, R&B ve cazın bir araya geldiği performansı ile festivalde olacak.

JACOB COLLIER

18 Temmuz Perşembe, 21.00, Uniq Açık Hava Sahnesi

Kendi odasından yayımladığı YouTube videolarıyla dünyaya açılan Jacob Collier, 2016’da kendi çabalarıyla yayımladığı, bestelerinden yapımcılığına kadar her şeyi kendi üstlendiği albümü “In My Room” ile iki Grammy kazandı. Quincy Jones’un da radarına takılan Jacob Collier, Herbie Hancock ve Hans Zimmer ile yaptığı işbirliklerinin yanı sıra, Pharrell Williams gibi yıldızlarla sahne aldı. Geçtiğimiz yıl dört bölümlük Djesse projesinin ilk albümünü yayımladı. Sınırsız hayal gücüyle yarattığı ve pek çok türü harmanlayan şarkılarıyla masalsı bir dünyanın kapılarını aralayan bu genç yıldızın müziğinde cazın yanı sıra a cappella, groove, folk, trip-hop, klasik müzik, Brezilya müziği, Gospel ve soul unsurları muhteşem doğaçlamalalarla bir araya geliyor. Caz ve elektronik müzik arasındaki sınırları bulanıklaştıran yapımcı, besteci ve davulcu Makaya McCraven ise, kendine has buluşlarıyla bu akşamın ilk konuğu. Kendisine “ses kolajcısı” lakabı yakıştırılan, on parmağında on marifet bu deha, Şikago müzik sahnesinin günümüzdeki en ele avuca sığmaz isimlerinden. Sevenleri için 2015’te yayımladığı “In the Moment”, caz müziği açısından bir devrim niteliği taşıyor ve şimdiden yeni nesil caz müziğine ilham veren kilometre taşları arasında sayılıyor.

JOSE JAMES

3 Temmuz Çarşamba, 21.00, Sultan Park – Swissotel The Bosphorus

Karakteristik müziğini caz, R&B ve hip-hop unsurları etrafında ören besteci ve vokal José James, son on yıldır caz sahnesinin takdiri en çok hak eden müzisyenleri arasında yer alıyor. Bugüne kadar yedi albüm yayımlayan, her biriyle dünya genelindeki müzik eleştirmenlerinden ve caz meraklılarından övgüler almayı başaran José James, Central Park Summerstage (New York), The Kennedy Center (Washington), Royal Festival Hall (Londra) ve Billboard Live (Tokyo) gibi pek çok uluslararası sahnede etkileyici performanslar sergiledi. Çağdaş Amerikan cazının önemli temsilcilerinden biri olarak kabul gören müzisyen, Bill Withers’a atfettiği son albüm projesi “Lean on Me” ile müzik serüvenine yeni başarılar eklemeye devam ediyor. 26. İstanbul Caz Festivali’nin konuğu olarak grubuyla Swissotel Sultan Park’ta Bill Withers repertuvarıyla sahne alacak José James’in eklektik müziği bu kez İstanbul’a taşınıyor.

AYDIN ESEN GROUP

5 Temmuz Cuma, 19.30, Uniq Hall

Virtüöz piyanist ve besteci Aydın Esen, füzyon caz ve post-bop esintileri taşırken elektronik unsurlar da barındıran emprovizasyonlarıyla 26. İstanbul Caz Festivali’nin konuğu oluyor. Kategorilere sığmayan, çığır açıcı eserleriyle çağdaş müziğin dünyaca tanınan, üstün yeteneklerinden biri olan Aydın Esen, henüz beş yaşındayken tanıştığı piyanoyla bağını hiçbir zaman koparmadı. İlk gençlik yıllarında Berklee College of Music, New England Conservatory of Music ve The Juilliard School eğitimleriyle bu bağı taçlandırdı. Gary Burton, Eddie Gomez, Pat Metheny and Emily Remler gibi isimlerle birlikte çaldı. Bugüne kadar on üç başarılı albüme imza atmasının yanı sıra, müzisyen, aranjör ve yapımcı kimlikleriyle pek çok uluslararası albüme de katkıda bulunan Aydın Esen’e bu konserde basta Greg Jones ve davulda Tommy Campbell eşlik edecek.

BILL CHARLAP TRIO

8 Temmuz Pazartesi, 19.00, Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi

Bugüne dek Phil Woods, Wynton Marsalis gibi cazın usta müzisyenlerinin yanı sıra Tony Bennett ve Barbra Streisand gibi efsane vokallerle sahne paylaşan ve stüdyo kayıtlarına katılan, çağdaş cazın önde gelen piyanistlerinden Bill Charlap, bu yaz 26. İstanbul Caz Festivali’nin konuğu oluyor. Sanatçının 20 yılı aşkın zamandır, kontrbasçı Peter Washington ve davulcu Kenny Washington ile hayat verdiği Bill Charlap Trio, bugün cazın tartışmasız en etkileyici topluluklarından biri olarak kabul ediliyor. New York’un Jazz In July festivalinin artistik direktörlüğünü sürdüren ve Lincoln Center’da caz konserleri düzenleyen, iki Grammy adaylığının da sahibi Bill Charlap’in hayranlık uyandırıcı trio’suyla sahne alacağı bu akşam, festivalin kaçırılmaması gereken sürprizlerinden biri.

PAOLO FRESU & LARS DANIELSSON // CEM TUNCER QUARTET

12 Temmuz Cuma, 20.00, Venedik Sarayı Bahçesi

Bu akşamın yıldızı, müziğin duygulara temas etmesi gerektiğine inanan trompetçi Paolo Fresu ve kontrbasçı Lars Danielsson’un çiçeği burnunda ikilisi. Bu deneyimli iki müzisyen, konserlerinde fazlalıklardan itinayla uzak dururken, her adımı incelikle düşünülmüş bir yol izliyor. Gücünü bu minimal tavırdan alan müzikleri, yeri geldiğinde klasik caz ve folk unsurlarıyla da birleşiyor ve hiç rutine düşmeden sürpriz dolu adımlar atarak, zevkle içine çekildiğiniz yepyeni bir evren yaratıyor. Birlikte müzik yaparken her şeyden önce sezgilerine kulak veren ikili, aralarındaki kusursuz uyumu, geçtiğimiz yıl yayımlanan ve çoğu orijinal bestelerden oluşan ilk albümleri Summerwind ile bir kez daha ortaya koydu; şimdi de bu albümden parçalarla festivalin konuğu. Venedik Sarayı Bahçesi’nin tarihi atmosferinde yaşanacak bu festival akşamında cazseverleri karşılayacak isim ise caz gitaristi, besteci, aranjör ve yapımcı Cem Tuncer ve grubu. Neşet Ruacan, Ali Perret, L.Butch Morris, Aydın Esen, Ricky Ford gibi müzisyenlerle çalışan sanatçı aynı zamanda film ve dizi müziği besteleriyle de tanınıyor.

FESTİVALDE ÖNE ÇIKAN DİĞER PERFORMANSLAR

Ömür Göksel // Hakan Başar Trio

16 Temmuz Salı, 20.30, Uniq Açık Hava Sahnesi

“Mutluluk” ve “Sevemem Artık” gibi Altın Plak kazanan çalışmalarıyla 1960’lar ve 70’lere imzasını atan ve 26. İstanbul Caz Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülünü de alacak cazın usta vokallerinden Ömür Göksel’in performansıyla sahnede nostalji rüzgârları estirecek. Göksel’e sahnede piyanoda Uraz Kıvaner, saksofonda Engin Recepoğulları, basta Ozan Musluoğlu ve davulda Ferit Odman’dan oluşan güçlü bir topluluk eşlik edecek. Müzikseverler Göksel’in öncesinde bir genç yeteneği dinleme fırsatını da elde edecekler. Akşamın ilk konuğu 2004 doğumlu Hakan Başar, henüz sekiz yaşındayken piyanoya başladı ve ilk konserini verdiğinde 10 yaşındaydı. Yurtdışındaki pek çok değerli müzik insanı tarafından sosyal medyada övgüyle karşılanan ilk albümünü 2018’de yayımladı. Michel Petrucciani’nin “On Top of Roof” isimli parçasının kaydı, Montreal’de Coco Jazz radyo programında yayımlanınca ilk defa uluslararası seyirciye de seslenmiş oldu.

Shai Maestro Trio

17 Temmuz Çarşamba, 21.30, Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi

Kuşağının en yetenekli caz piyanistlerinden Shai Maestro’nun müziğine kulak vermek, gizemli ve derinlikli bir dünyanın kapılarını aralamak gibi. 2011’de üçlüsüyle ilk çıkışını yaptığından beri adından övgüyle söz ettiren piyanist, grubuyla birlikte günümüzün en güçlü topluluk müziklerinden birine eşsiz bir uyumla ses veriyor. Kontrbasın yıldız ismi Avishai Cohen’den aldığı teklifle 2008’de Avishai Cohen Trio’ya katılan, 2011’e kadar grupla birlikte turnelerde sahne alan ve albüm kayıtlarına katılan İsrailli müzisyen Shai Maestro, 2010’da kendi topluluğu Shai Maestro Trio’yu kurdu ve aynı yıl ilk albümlerini yayımladı. Bugüne kadar birlikte beş başarılı albüm hazırlayan bu ilham verici topluluk, henüz ilk yılındayken Chick Corea, Tigran Hamasyan, Esperanza Spalding ve Diana Krall gibi yıldız müzisyenlere turnelerinde eşlik ederek başladığı doludizgin serüvenine devam ediyor. Son olarak geçtiğimiz yıl yayımladıkları “The Dream Thief” albümüyle içten müziğini kendisinin ve grubunun virtüözlüğüyle birleştiren Shai Maestro, kontrbasçı Jorge Roeder ve davulcu Ofri Nehemya, bu yaz İstanbul Caz Festivali sahnesine konuk olacaklar.

Mélanie de Biasio

5 Temmuz Cuma, 21.30, Uniq Açık Hava Sahnesi

Caz, blues ve soul melodilerini ustalıkla bir araya getiren Belçikalı caz şarkıcısı, söz yazarı, besteci ve multi-enstrümantalist Mélanie de Biasio, karakteristik vokaliyle 26. İstanbul Caz Festivali sahnesinin heyecan verici konuklarından biri oluyor. De Biasio, ilk gençlik yılllarındaki idolleri Portishead ve Pink Floyd’un etkilerinin de hissedildiği atmosferik müziğiyle çağdaş caz sahnesinin yaratıcılığıyla hayranlık uyandıran kadın sanatçıları arasında kabul ediliyor. Büyük ilgi gören ilk iki albümü Blackened Cities ve No Deal’dan sonra üçüncü albümü Lilies ile caz dünyasındaki varlığını güçlendirdi. De Biasio’nun, içindeki en derin korkulara adadığı bu albümün ana fikri, sanatçının 2004’te yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle sesini hiç kullanamadığı bir yıl boyunca yaptığı çalışmalara dayanıyor. İç dünyasını müziğinde özgürce paylaşan bu tutkulu vokal, festival izleyicisine duyguların dilinden konuşan bir akşam yaşatacak.

RYMDEN / Nubiyan Twist / Turgut Alp Bekoğlu Love Jazz Quartet / Barış Demirel–Barıştık Mı

6 Temmuz Cumartesi, 19.00, Beykoz Kundura

Beykoz Kundura’daki bu festival gününün açılışını, yayımladığı son albümüyle büyük ilgi gören trompetçi Barış Demirel–Barıştık Mı yapıyor ve ardından sahneyi, müzik otoritelerince Türkiye’nin en önemli davulcularından biri olarak gösterilen Turgut Alp Bekoğlu’na bırakıyor. Bugüne kadar Gloria Gaynor, Marcus Miller, George Benson, Joe Lovano, Erik Truffaz ve Sezen Aksu gibi isimlerin de aralarında bulunduğu sanatçılarla çalışan Bekoğlu, Ajda Pekkan, Erkan Oğur/Telvin ve İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions gibi farklı projelere de katılımını sürdürüyor. Bu iki ismin ardından, 90’lardan milenyumun başına kadar İskandinavya’da pek çok müzisyen ve gruba ilham veren iki grup New Conception of Jazz ve e.s.t.’in üyeleri arasında yer alan ödüllü piyanist Bugge Wesseltoft, klavyeci Dan Berglund ve basçı Magnus Öström’den oluşan RYMDEN sahneyi devralıyor. Varolan biçimler üzerinde oynamaya ve yeni yollar aramaya kendini adayan üçlünün müziği 21. yüzyılın İskandinav ruhundan besleniyor; minimal bir tavır takınırken aynı zamanda sinematografik ve epik bir etki yaratmayı da başarıyor. İlk albümleri “Reflections and Odysseys”i bu yılın başında yayımlayan RYMDEN, deneysel dünyasını 26. İstanbul Caz Festivali’ne taşıyor. Günün kapanışını ise yapımcı ve gitarist Tom Excell’in 10 kişilik grubu Nubiyan Twist yapıyor. Reggae, soul, afro-beat ve latin ritimleriyle örülü, caz emprovizasyonları ve geleneksel enstrümanların yanı sıra elektronik unsurları da barındıran bu modern sound izleyiciye kaçırılmaması gereken bir deneyim vaat ediyor. Etkinlik Beykoz Kundura’nın değerli işbirliğiyle gerçekleştiriliyor.

Alfredo Rodriguez & Pedrito Martinez

8 Temmuz Pazartesi, 21.00, The Marmara Esma Sultan Yalısı

Bir tarafta, çocukluk yıllarında klasik piyano eğitimi almaya başlayan, okul çıkışlarında müzisyen babasının orkestrasında çalan ve efsanevi yapımcı Quincy Jones tarafından 2006’da Montreux Caz Festivali’nde keşfedilen caz piyanisti ve besteci Alfredo Rodríguez. Diğer tarafta, Afro-Kübalı perküsyon ve vokal stilini Havana sokaklarının ruhuyla harmanlayarak geliştiren ve ustalık kazanan Pedrito Martinez. Havana’da başlayarak müzik tutkusuyla gelişen bu iki farklı hayat yolculuğunun ilk kesişim noktası Rodríguez’in ikinci albümü “The Invasion Parade” oldu; Martinez bu albümdeki iki parçaya, kendine has vokalleriyle eşlik eder. Bu albümde birlikte çalıştıktan yıllar sonra, bir ikili olduklarını ilan edecekleri ilk sahne performansları ise New York’un ikonik caz kulübü Jazz Standard’da gerçekleşti. O günden bu yana yolları hiç ayrılmayan ve coşkulu müziklerini 2019 Şubat ayında yayımlanan ilk albümleri “Duologue”da bir araya getiren ikili, bu yıl ilk kez İstanbul Caz Festivali’nin konuğu oluyor. Clifford Chance, Yegin Çiftçi Avukatlık Ortaklığı’nın katkılarıyla gerçekleşecek Martinez ve Rodríguez’in vokalleriyle enerjisi hiç eksilmeyecek ve Küba klasiklerinden orijinal bestelere uzanan bir seçki sunacak bu performans, Esma Sultan Yalısı’nın etkileyici boğaz atmosferine Havana heyecanı getirecek.

Elchin Shirinov Trio // Cyrille Aimée

7 Temmuz Pazar, 20.45, Sakıp Sabancı Müzesi Fıstıklı Teras

SSM Fıstıklı Teras’ın boğaz atmosferinde yaşanacak bu festival akşamı SOCAR Türkiye sponsorluğunda, Elchin Shirinov Trio’nun performansıyla başlayacak. Azerbaycan folk müziğini cazla harmanlayarak modern bir dil yakalayan piyanist ve besteci Elchin Shirinov, Grammy ödüllü basçı Panagiotis Andreou ve yenilikçi melodilerin kâşifi davulcu Engin Günaydın’in performansı unutulmaz bir caz gecesi için en iyi seçeneklerden bir tanesi olacak. Gecenin ikinci yarısı ise “caz vokalleri galaksisinde yükselen bir yıldız” olarak tanımlanan ve lirik olduğu kadar oyunbaz tarzıyla Ella Fitzgerald’la karşılaştırılan Cyrille Aimée ile devam edecek.

Mozaik

17 Temmuz Çarşamba, 19.00, Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi

1980 ve 90’ların kült grubu Mozaik, 35 yıl sonra aynı kadroyla yeniden bir araya geliyor. Festivalin en anlamlı gecelerinden birine dönüşecek bu konserde Mozaik’in 1983-1995 kadrosundan Ayşe Tütüncü, Saruhan Erim, Mehmet Taygun, Timuçin Gürer, Serdar Ateşer, Mehmet Tütüncü, Ezel Akay ve Yağız Üresin‘in yanı sıra, Gevende grubundan Gökçe Gürçay da yer alacak. Yer yer caz, rock ve rock – füzyon tarzlarına yakın duran grup müziğinde her zaman deneysellikten yana bir tavır takınıyor. 1987 yılına kadar her konserini farklı bir tema etrafında tasarlayan, konser öncelerinde seyirciye o repertuvarın ruhunu yansıtan program dergileri dağıtan bu efsane grup, yeni sözler söylemek için, 26. İstanbul Caz Festivali’ne konuk oluyor.

Vitrin Matine Konseri: Tolgahan Çoğulu & Sinan Ayyıldız

6 Temmuz Cumartesi, 13.30, Salon İKSV

Ayarlanabilir mikrotonal gitarın mucidi Tolgahan Çoğulu ve bağlama icracısı Sinan Ayyıldız ikilisinin Salon İKSV’de vereceği konser, keşfedilmeye değer melodiler vaat ediyor. Müzisyenler, solo ve grup çalışmalarıyla olduğu kadar, müziğin teorisine dair akademik çalışmalarıyla da isimlerinden söz ettiriyor. Tolgahan Çoğulu’nun 2018 yılında Fernando Perez ile birlikte yazdığı mikrotonal gitar metodu ve “Microtonal” adlı solo mikrotonal gitar albümü İspanya’da yayımlandı. Sinan Ayyıldız, ritm üstadı Abbos Kosimov, Belçika beatbox şampiyonu Fatty K., A.B.D. Beatbox şampiyonu Beat Rhino ve Nile Project’in kontrbasçısı Miles Jay ile konserler verdi. Grubu Mesel ile London Nour Festival kapsamında Royal Albert Hall’da sahne aldı. Bu başarılı ikilinin, mikrotonal gitar, çift saplı saz ve klasik gitar ile, hiç bitmesin dedirtecek diyaloglar kuracağı Vitrin Matine Konseri müzik severleri bekliyor.

Gece Gezmesi

4 Temmuz Perşembe, 19.00, Kadıköy-Moda

Son dört yılda bütün biletleri tükenen ve bu yıl beşincisi düzenlenecek Gece Gezmesi, Gaye Su Akyol, Ah! Kosmos, Elz & The Cult, The Kites, Eda And, Cava Grande gibi bağımsız sahnenin güçlü ve alternatif isimlerini ve İsrail’den Liraz’ı ağırlayacak. Etkinlik, Birlikte Güzel desteğiyle, All Saints Moda Kilisesi, Bant Mag Havuz / Bina, Kadıköy Sahne, Kadıköy Sineması, KargART, Mecra ve Moda Sahnesi gibi Kadıköy’ün sevilen mekânlarına yayılacak.

29 Haziran Cumartesi, 18.00, Beylikdüzü Yaşam Vadisi Parkı

30 Haziran Pazar, 18.00, Fenerbahçe Parkı ve Fenerbahçe Khalkedon

Festivalin ücretsiz etkinlikleri arasında yer alan, yeşille cazı bir araya getiren Parklarda Caz konserleri yazın en sevilen etkinliklerinden olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da iki güne yayılacak konserlerde Genç Caz gruplarının performanslarından sonra, hepsi Barselonalı dokuz kadın müzisyenin hayat verdiği Balkan Paradise Orchestra sahne alacak. Çoğunlukla enstrüman müziğine odaklanan eğlenceli performanslarında vokallere ve elektronik unsurlara da yer veren Balkan Paradise Orchestra, bu sayede enerjisini korumayı biliyor. Orijinal bestelerin yanı sıra Goran Bregoviç klasiklerinden Pulp Fiction film müziklerinin Balkan tınılarıyla yorumlandığı örneklere uzanan performanslarında izleyicinin ilgisini hep canlı tutan grup, sahnede daha da güçleniyor. 2018 Mart ayında ilk albümleri “K’ataka”yı yayımlayan ve yurtdışında önemli festivallere katılan, cazın yeni nesil keşiflerinden olan bu genç topluluk ile müzikle dolu bir yaz günü festival ziyaretçisini bekliyor. Bu yıl da Parklarda Caz programında MasterCard’ın katkılarıyla yine açık hava film gösterimi izleyicilerle buluşacak.

Ah Şu Cazlar Blues’lar

7 Temmuz Pazar, 19.30, Halıcıoğlu

Bu yıl festival, ücretsiz etkinliklerine bir yenisini ekleyerek, Beyoğlu’nun Haliç kıyısında da çeşitli toplulukları izleyiciler ile buluşturacak bir projeyi hayata geçiriyor. Halıcıoğlu Parkı’nda düzenlenmesi planlanan “Ah Şu Cazlar Blues’lar”, Türkiye’den ve dünyadan geleneksel müzik ile doğaçlamanın bir araya geldiği başarılı örnekleri sunacak bir gece olarak kurgulandı. 7 Temmuz Pazar akşamı gerçekleşecek bu ücretsiz etkinlikte, farklı coğrafyalardan gelen müzik toplulukları, performanslarıyla müziğin evrenselliği ve birleştirici gücünün bir kez daha altını çizecekler.

3 Temmuz Çarşamba, 20.30, Salon İKSV, Nardis Jazz Club, Cemiyet

26. İstanbul Caz Festivali’nin bu yıl ilk defa gerçekleştireceği Vitrin Turu’nun durakları Salon İKSV, Cemiyet ve Nardis Jazz Club. Tek biletle bu üç farklı mekânda birçok konser izleme fırsatı sunan programın konukları arasında No Land, Efe Demiral, Gülşah Erol Band ve Duru And da yer alıyor.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder