Ankara’da, Gülen cemaatinin ‘ÖSYM yapılanması’ iddiasıyla yürütülen soruşturmada gözaltına alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan ÖSYM eski Başkanı Ali Demir’in ifadesi ortaya çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 8 Nisan’da gözaltına alınan Ali Demir, emniyetteki sorgusunun ardından Ankara Adliyesi’ne sevk edildi. Soruşturmayı yürüten savcıya yaklaşık 5 saat ifade veren Demir, tutuklanması istemiyle nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Demir, mahkemedeki ifadesinin ardından yaşı, kişisel ve sosyal durumu, delilleri karartma durumunun olmaması gerekçesiyle elektronik kelepçe takılıp, ‘konutu terk etmeme’ adli kontrol şartı uygulanarak, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
‘SORULAR SIZDIRILDIKTAN SONRA ÖSYM BAŞKANLIĞINA ATANDIM’
Ali Demir’in, mahkemede verdiği ifadesi ortaya çıktı. Suçlamayı kabul etmeyen Demir, “Hayatımın hiçbir döneminde bu örgütle bağlantım olmadı. Herkesçe malum olduğu üzere soruların sızdırıldığı iddia edilen 2010 yılı KPSS’den sonra 2010 yılı Eylül ayında ÖSYM Başkanlığı’na atandım. Başkanlığa başladıktan itibaren bu örgütün yarattığı tahribatı giderme çalıştım. Bunlarla mücadele ettim. O dönem örgüte yakın olana medya organlarına bakıldığında aleyhime çok sayıda yayının olduğu, hakkımda karalama kampanyası yürütüldüğü görülebilir. Görevim süresince bir numaralı hedefim ÖSYM Başkanı olarak sınav güvenliğini temin etmekti. Benim döneminde 6114 sayılı yasa çıkartılarak, ÖSYM’nin sağlam bir yapıya oturtulması sağlandı” dedi.
‘BAYRAM KUTLAMASI ŞEKLİNDE İNSANİ TEMASLARDIR’
ÖSYM Başkanlığı’na, 1 Nisan 2011 tarihinde 3’lü kararnameyle asaleten atandığını dile getiren Demir, şunları kaydetti:
“Ben tüm işlemlerimi devletin tüm kademeleri ile uyum halinde yaptım. Benim dönemimde ÖSYM tarafından yapılan soruların sızdırıldığı iddiasını asla kabul etmiyorum. Hiçbir sınavın sorusu sızdırılmamıştır. En üst düzeyde önlemleri bir başkan olarak aldım. Bu sınav sorularının sızdırıldığına dair de somut bir delil mevcut değildir. ÖSYM bilişim altyapısında yapılan incelemeler, yanlı olarak değerlendirilmekte, güvenlik amaçlı olarak alınan kayıtlar dışarı sızdırma olarak gösterilmektedir. Cumhuriyet Savcılığı’nın iddiaları arasında yer alan tepe yönetimdeki 5 şahıs ile 121 adet telefon irtibatım hususu, benim ÖSYM başkanlığım öncesindeki döneme aittir. Bu görüşmeler öğretim üyesi olarak işimizle ilgili akademik konularla ilgili yapılan görüşmelerdir ya da bayram kutlaması şeklinde insani temaslardır. Bu örgüt üyeliğini asla kabul etmiyorum.”
ÖSYM eski Başkanı Demir, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden hemen sonra darbeye karşı durduğunu, eşi ve büyük kızı ile canı pahasına demokrasi nöbetlerinde yer aldığını söyledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder