HDP Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevi eylemi bugün 188’inci gününde, yani 6 ayı geride bıraktı. Güven’le beraber HDP’li parlamenterler Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç da 3 Mart’tan bu yana eylemde.
HDP milletvekilleri ile aynı taleple yurt dışında ve cezaevlerinde başlatılan eylemler de sürüyor. Farklı cezaevlerinde açlık grevinde olan 30 tutukludan 15’inin ölüm orucuna dönüştürdüğü eylemi ise 15’inci günde. İkinci grup da 5’inci günü geride bırakıyor.
Güven, diğer vekiller, cezaevlerindeki tutuklular ve dünyanın farklı yerlerindeki eylemcilerin talebi ortak: İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin kaldırılması.
‘KRİTİK EŞİK AŞILMIŞ DURUMDA’
Hem Güven hem diğer birçok eylemcinin sağlık durumu kritik eşiği aşmış durumda. Ancak tutukluların sağlık durumuna ilişkin sağlıklı bilgi almak zor.
Diyarbakır’da sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Açlık Grevlerini Takip ve İzleme Platformu verilerini takiben Diyarbakır Tabip Odası tutukluların sağlık durumuna ilişkin belirli periyotlarla bilgilendirme yapabiliyor.
3 BİN TUTUKLU AÇLIK GREVİNDE, 30 TUTUKLU ÖLÜM ORUCUNDA
Öyle ki Mezopotamya Ajansı’ndan Aydın Atay’a konuşan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir, tutukluların sağlık koşullarının takibini cezaevinin tek başına yapmasının imkansız olduğuna dikkat çekiyor.
‘CEZAEVLERİNDEKİ EYLEMCİLERİN SAĞLIK KONTROLLERİNİ YAPAMIYORUZ’
Yaklaşık 3 bin tutuklunun açlık grevinde, 30 tutuklunun ölüm orucunda olduğuna işaret eden Demir, Leyla Güven ve dışarıda olan diğer açlık grevinde olanların kontrollerini yapabildiklerini ancak cezaevlerindeki açlık grevlerini, başvurularının reddi dolayısıyla sağlıklı yapamadıklarını söylüyor.
‘BAŞVURULARIMIZA YANIT VERİLMİYOR’
“Türk Tabipleri Birliği, Tabipler Odası ve Açlık Grevlerini Takip ve İzleme Platformu olarak başvurularımızı hem Diyarbakır Cezaevi Savcısı, Sağlık ve Adalet Bakanlığı’na başvurularımız oldu, ancak henüz olumlu bir dönüş olmadı. Yaptığımız 2 başvuru kabul edilmedi. En son cezaevi hekimleri ve revirleri ziyaret etme noktasında yaptığımız başvuru ise henüz cevaplanmış değil.”
Açlık grevleri ve cezaevlerindeki tutuklu sayısının fazla olması nedeniyle cezaevlerinin tek başına durumu takip etmesinin imkansız olduğuna dikkat çeken Demir, “Yetkililer, Sağlık Bakanlığı, hekimler ve sağlık örgütleri birlikte çalışarak bunun üstesinden gelinebilir” diyor.
‘ZAMAN DARALIYOR’
Açlık grevlerinin hiç kimsenin bedenine ve yaşamına zarar vermeden çözülmesinin hekimlerin vicdani ve insani temennisi olduğunu söyleyen Demir, bir de çağrı yapıyor.
“Gelen aşama ve ölüm oruçları kaygı vericidir. Ölüm oruçları için uzun bir zaman yoktur. Dolayısıyla herkesi duyarlılığa ve insan yaşamını temel alan bir çözüme kavuşmasını diliyoruz. Ölüm değil, yaşam kazanmalı.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder