25 Mayıs 2019 Cumartesi

Hz. Peygamber’in süt kardeşinin türbesini ziyaret ettiniz mi?

İstanbul’da en çok ziyaret edilen yerlerin başında Eyüp Sultan Türbesi geliyor. Özellikle Ramazanlarda hem yurtiçinden hem de yurtdışından insanlar manevi atmosferi için Eyüp’e akın ediyor. Bu ilginin sebebi peygamberimizin ashabından Halid bin Zeyd Ebu Eyyüb el-Ensari’nin (Eyüp Sultan) kabrinin burada oluşu. İstanbul’da vefat ettiği ve defnedildiği kesin olarak kayıtlarda yer alan bir sahabe daha var ki yeterince bilinmiyor. Bu sahabe Hazreti Muhammed’in (sav), süt kardeşi olduğu rivayet edilen Ebu Şeybe el -Hudri.  Türbesi Ayvanaray’daki Toklu Dede haziresinde yer alıyor.  Geçmişte Eyüp Sultan gibi yoğun kalabalıklar tarafından ziyaret edildiği bilinen türbe aynı ilgiyi görmüyor.

29 SAHABE TÜRBESİ VAR

İstanbul’da 29 sahabe kabri ve türbesi bulunurken, bunlardan yalnızca Halid bin Zeyd Ebu Eyyüb el-Ensari ve Ebu Şeybe el-Hudri’nin İstanbul’da vefat ettiği ve burada gömüldüğü hakkında bilgiler mevcut. Diğer 27 türbe ve kabrin ise daha sonradan, ölen bu kişileri anmak adına yapılan “makamlar” olduğuna inanılıyor.  “İstanbullu Sahabeler” kitabının yazarı Necdet Yılmaz’a göre Şeybe el-Hudri, İstanbul’da şehadet makamına erdiği kesin olan sahabedendir. Kuşatmaya katıldığında 90 yaşlarındadır. Seyahati oğlu Müsris ile yapmıştır. Sur dibinde şehit olmuş ve yanındakiler tarafından surların önüne defnedilmiştir. Vefatından kısa bir süre önce şu hadisi rivayet ettiği söylenir: “Her kim ihlasla, la ilahe illallah derse cennete girer”

Hz. Peygamberin “Konstantiniyye muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, askerleri de ne güzel askerdir.” müjdesine mazhar olabilmek için İstanbul, Osmanlı’dan önce de birçok kez kuşatılıyor. Müslümanların ilk İstanbul seferi 668’de halife Muaviye zamanında gerçekleşiyor. Bu sefere 63 sahabenin katıldığı rivayet ediliyor. Bunların arasında ilerlemiş yaşına rağmen Ebu Eyyüp El Ensari ve Ebu Şeybe el-Hudri de yer alıyor. Olumsuz şartlar altında, savaşa katılan birçok sahâbe gibi, kendisi de şehit olan Ebu Eyyûb, vefâtından bir süre önce, naaşının surlara en yakın bir yere defnini vasiyet etmiş ve bu vasiyet yerine getirilmiştir. 1453’de İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed Han’ın şeyhi Akşemseddin tarafından iki sahabenin kabri de keşif yoluyla tespit edilmiş ve türbe yapılmıştır.

TOKLU DEDE HAZİRESİNDE 3 SAHABE

Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan bu türbenin ilk türbedarı da Toklu İbrâhim Dede olmuştur. Sultan II. Bayezid evkafına bağlı olan türbe 1108’de (1696-97) tamir edilmiş ve bunun tarihi Vâsıf tarafından yazılmıştır. Yeniçeri teşkilâtını kaldırdıktan sonra bütün velî türbelerini yeniden yaptıran Sultan II. Mahmud, 1251’de (1835-36) burada devrin zevkine göre yeni bir türbe inşa ettirmiştir. Sahaflar Şeyhizâde Esad Efendi tarafından düzenlenen manzum tarih, ta‘lik hatla Yesârîzâde İzzet Efendi eliyle yazılarak kapısı üzerine yerleştirilmiştir: “Merkad-i Bû Şeybe’yi şâh-i cihan yaptı latîf”. Sultan Mahmud’un yaptırdığı türbe, dikdörtgen pencereleri demir parmaklıklı, üstü ahşap çatı ve kiremit örtülü, XIX. yüzyıl üslûbunda (Tanzimat üslûbu), İstanbul’un başka yerlerindeki türbelerin benzeri olan bir yapıdır. Çok harap ve çatısı çökmüş durumda iken 1970’li yıllarda tamir edilerek ihya olunmuştur. Türbe bu yıl içinde yeniden restore edildi.

HAMDULLAH EL ENSARİ

Hz. Şeybe ile aynı türbe binası içinde fakat farklı odada sahabeden kabul edilen Hamdullah el-Ensârî’nin de kabri mevcut. Sandukasının baş ve ayak tarafından sütun şeklinde iki adet taş vardır.  Giriş kapısının yanında ziyaretçilerin rahatça içerideki sandukayı görebilecekleri ve dua edecekleri niyaz penceresi bulunmaktadır. Hakkında çok malumat olmamakla birlikte adından dolayı Medineli sahabelerden biri olduğu sanılmaktadır. Osmanlı zamanında Hz. Şeybe gibi itibar görmüştür.

AHMET EL ENSARİ

Şeybe’nin türbe kapısı önünde etrafı duvarlarla çevrili kabir Ahmet El Ensari’ye ait olup Medineli olması dışında hakkında bir bilgi mevcut değildir. Sahabe makamı olarak korunmaktadır. Mermerden yapılmış kabrin ortasından gökyüzüne doğru uzanan ağaç kabrin en sadık ve eski dostudur.

KA’B TÜRBESİ

Sur dibinde yatan üç sahabenin 40 metre kadar uzağında bir türbe daha yer alıyor. Bu türbede yatan Hazret-i Ka’b olarak kabul edilmektedir. Türbe Ayvansaray’daki Hz. Ka’b Mescidi’nin içinde bulunduğu geniş arazi içindedir. “Ashabdan Kâ‘b hazretleri” yazısı okunan türbe bir makam türbesi olarak görülüyor. Burada yatan sahabenin vahiy katipliği de yapmış olan Ka’b bin Malik olduğuna inanılıyor. Fakat bu bilgiye kaynaklarda rastlanmıyor. Türbeye ismi verilen Ka’b hazretleriyle aynı ismi taşıyan 17 sahabeden biri olduğu varsayılıyor.

SURDİBİ SAHABİLERİ

İstanbul kuşatması sırasında Eyüp Sultan hazretleri hastalanmış, ordu kumandanı Yezit ziyaretine gelerek bir isteği olup olmadığını sorduğunda “ Beni elinizden geldiği kadar surlara yakın bir yere götürün ve oraya defnedin. Zira Rasulullah’tan (sav) ‘Konstantiniyye Surları’nın dibinde salih bir kimse defnolunacaktır’ dediğini işittim. Umarım ki o salih kimse ben olayım” demiştir. Bugün Ayvansaray’daki Toklu haziresinde 3 sahabenin kabri ve hemen yanlarında da Hz. Ka’b yer alıyor.

kronos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder