19 Mayıs 2019 Pazar

Mazlum Der Halime Gülsü Raporu: Yaşam Hakkı İhlal Edilmiştir

KHK’lı ailelere yardım için kermes düzenlediği için tutuklanan ve cezaevinde hayatını kaybeden Halime Gülsu’nun ölümüne ilişkin MAZLUM DER’in raporu kamuoyuna açıklandı.

MAZLUM DER’in geniş bir uzman kadrosuyla hazırladığı Halime Gülsu’nun cezaevinde ölümüne ilişkin raporda; kamu otoritesinin Gülsu’nun yaşam hakkının ihlal ettiği sonucuna varıldı.

AYLARDIR ÜZERİNDE ÇALIŞILIYORDU

Halime Gülsu, 20.02.2018 tarihinde Mersin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün Hizmet Hareketi’ne yönelik operasyonları kapsamında gözaltına alındı. Gülsu ile birlikte gözaltına alınan kadınlara yöneltilen suçlama terör örgütüne yardımdı. Gülsu ve arkadaşları çoğu KHK’lı eşi tutuklu ihtiyaç içindeki ailelere yardım için kermes düzenlerken gözaltına alınmışlardı. Kermes terör örgütüne yardım sayıldı. 12 gün nezarethanede gözaltında tutulduktan sonra, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının terör örgütü üyesi olduğu iddiası ile tutuklama talebiyle sevki neticesinde 03.03.2018 tarihinde Mersin Sulh Ceza Hâkimliğince tutuklanan Halime Gülsu, 27.04.2018 tarihinde, ilaçlarının tam ve zamanında verilmemesi ve tedavisinin yapılmaması sebebiyle hayatını kaybetti.

Halime Gülsu, ölümüden önce yazdığı son mektubunda, tedavi hakkının engellenmesi, ilaçlarının verilmemesi ve kötü cezaevi şartları nedeniyle hastalığının adım adım nasıl ölümcül hal aldığını tüm detaylarıyla çarpıcı biçimde anlatmıştı.

Gülsu’nun ölümüne ilişkin ihmal ve kasıt iddialarıyla ilgili olarak, Mazlumder Adana Şubesi tarafından,  Mazlumder Adana Şube Başkanı Avukat Mehmet Ali Önal, Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Orhan Göktaş ve Mazlumder Adana Şube Başkan Yardımcısı Avukat Ali Çaldır’dan oluşan heyet bir rapor hazırladı.

KAMU OTORİTESİ HALİME GÜLSU’NUN YAŞAM HAKKINI İHLAL ETTİ

Aylardır üzerinde çalışılan raporda Halime Gülsu’nun ailesi, koğuş arkadaşı ile görüşüldü; Hastane verileri, Adli Tıp raporları, Gülsu’nun cezaevi yönetimine verdiği dilekçeler incelendi.  Hapishane yetkilileri ve Hastane görevlileriyle de temasa geçen MAZLUM DER, tüm bunlar ışığında hazırladığı raporda, kamu otoritesinin Halime Gülsu’nun yaşam hakkını ihlal ettiği sonucuna vardı.

RAPORUN SONUÇ BÖLÜMÜ

MAZLUM DER’in raporunun sonuç bölümü şöyle:

Yapmış olduğumuz görüşmeler, gözlem ve incelemeler neticesinde;

  1. Hekim üyelerimizle yapmış olduğumuz incelemede Halime Gülsu’nun (SLE – Sistemik Lupus Eritematozus) hastalığının, ilaçla kontrol altında tutulmadığı takdirde ölümcül olan bir hastalık olduğu,
  2. Soruşturma dosyasındaki belgeler, Halime Gülsu’nun abisinin ifadesi, nezarethane ve cezaevi koğuşunda birlikte kaldığı şahsın ifadesi, Halime Gülsu’nun belgelerle örtüşen mektupları dikkate alındığında, Halime Gülsu’nun uzun süre gözaltında kaldığı, gözaltında kaldığı süre içerisinde ailesi ile görüşemediği, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süre zarfında bir kısım ilaçlarının zamanında temin edilmediği,
  3. Kolluk ve savcılık ifadesinde hastalığından bahsettiği halde tutuklanmış olduğu,
  4. Gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürede SLE hastalığına ilişkin tedavisinin yapılmadığı, hastalığının ilerlediği, ölüm nedeninin “SLE hastalığına bağlı kardiyak arrest sonucu hayatını kaybettiği” tespitinin yapıldığı,
  5. Halime Gülsu’nun hastaneye sevkinin cezaevi doktoru tarafından defalarca yapılmasına rağmen, romatoloji servisi bulunmayan Tarsus Devlet Hastanesi tarafından Mersin Şehir Hastanesine sevkinin geç yapıldığı, yatışının yapılmadığı tespit edilmiştir.

Yaşam hakkının, tüm hukuk sistemleri tarafından kabul edilen en temel insan hakkı olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası da devleti insan hayatının korunması için gerekli tedbir ve önlemleri almakla yükümlü tutmuştur.

Bu çerçevede Halime Gülsu’nun gözaltında ve tutukluluk süresi içerisinde ilaçlarının temin edilmemesi, soruşturma esnasında hastalığını beyan etmiş olmasına rağmen tutuklanmış olması, tedavisinin gereği gibi veya hiç yapılmaması hususları göz önüne alındığında, Halime Gülsu’nun ölümünün, kamu otoritesinin “YAŞAM HAKKININ İHLALİ” olarak nitelendirilebilecek kusuru ile gerçekleşmiş olduğu kanaati hasıl olmuştur.

Halime Gülsu özelinde, ilgili kişilerin kusuru ve ihmalinin bulunması durumu bir yana, konunun bir sistem sorunu olduğu, hukuki, siyasi ve sosyal konjonktürün, idari ve adli mercilerin hukuka aykırı davranmasını desteklediği veya buna zorladığı açıktır.

Halime Gülsu, Türkiye Cezaevlerinde yaşanmış ve yaşanmakta olan mağduriyetlerden yalnızca birisidir. Benzer durumda olup cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin yaşam ve sağlık haklarının korunması, özellikle kadın ve çocukların tahliye edilmesi, bunu sağlayacak yasal düzenlemelerin derhal yapılması gerekmektedir.”

HALİME GÜLSU RAPORU’NUN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

 

Hapishanede göz göre göre ölüme sürüklenen Halime Gülsu’nun son mektubu

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder