22 Şubat 2019 Cuma

Haftanın Filmi Dark City: Yalanla Yaşamak ya da Gerçekle Yüzleşmek

Yaşadığınız hayatın gerçek olamayacağını, her şeyin sizin dışınızda gelişen bir kurgudan ibaret olduğunu mu düşünüyorsunuz? Devasa bir yalanın içinde yaşadığınızdan mı endişeleniyorsunuz? Öyleyse “Dark City”yi mutlaka izlemelisiniz.

BİR YALANA UYANAN ADAMIN ÖYKÜSÜ

Bir gece duş aldığı banyoda alnından akan kanla uyanıveren John Murdoch (Rufus Sewel), hafızasını kaybetmiştir. Üstelik garip giyimli adamların elinden kurtulmak için Dark City’nin sokaklarında koşturmak zorundadır.

Murdoch çok geçmeden kendisinin özel yetenekleri olduğunu fark ediyor. Zaman biraz daha geçip de saatler on ikiyi vurduğunda ise her şey kelimenin gerçek anlamıyla duruyor. İnsanlar pilleri bitmişçesine cansızca yere yığılıyor. Murdoch o an devasa bir deney tüpünde yaşadıklarını ve gerçek sandığı her şeyin aslında bir “yalan” olduğunu fark ediyor. Böylece Dark City’nin kötü insanlarına karşı amansız bir mücadeleye girişiyor.

GERÇEĞİN ACISI MI YALANIN SAHTE HAZZI MI

Dark City (1998), Truman Show (1998) ve Matrix (1999) ile aynı dönemde çekilen ancak aralarında en az hatırlanır olanıdır. Üç film de yaşadığımız dünyaya kuşkuyla bakmamızı sağlar ve Morpheus’un ünlü sorusuyla sorarsak “Gerçek nedir?” diye bizi kuşkuya düşürür.

Truman Show’da, Truman için gerçek kitlesel bir seyirliğin içinde yitip gitmişti. Matrix’de ise gerçek insanlığın robotlar tarafından sömürüldüğü bir yanılsama dünyasında belirsizleşmişti. Dark City bizi daha farklı bir soruyla yüzleştiriyor: Bütün yaşamımız kendi yaşamlarına anlam vermeye çalışanlar tarafından kurgulanmış bir deney midir yoksa?

Dark City’yi izlerken aklınızın bir köşesinde yaşamı ve gerçekliği(!) sorgulamayı unutmayın. Tanıdık çok şey bulacaksınız.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder