26 Nisan 2019 Cuma

Haftanın film önerisi: Into The Wild

“Bana aşk, para, inanç, şöhret veya adalet yerine yalnızca gerçeği verin.” Böyle der “estetik düşkünü yalnız gezgin” Alexandre Supertramp kült film “Into the Wild”de… Çünkü yalnızca “gerçek” bizi özgür kılabilir.

İnsan ruhunun özü yeni deneyimlerden gelir…

BİR YALAN KAÇ YAŞAMI MAHVEDER?
Into The Wild klasik bir yol ya da kendini keşfetme öyküsünün çok ötesinde bir yapım. Hikâyenin temelinde McCandless ailesini yıllar boyunca yavaş yavaş kemiren bir yalan vardır. Genç Christopher bu yalanın varlığını içten içe hep sezmiştir. Anne ve babanın giderek kopan ama çocuklar ya da toplumsal saygınlık adına sürdürülen ilişkilerinin oluşturduğu gerilim hissedilmeyecek gibi değildir zaten. Bu yalanın en olduğunu öğrendiğinde ise büyük bir karar verir ve Vahşi Alaska’ya kadar sürecek büyük yolculuğuna başlar. Üniversiteden mezun olur olmaz hem de… Yani yaşıtlarının kariyer basamaklarını tırmanmaya başladığı çağda…

Kristin Stewart İnto The Wİld’da henüz on beş yaşındayken sergilediği performansla dikkatleri çekmişti

Christopher, olabileceği söylenen her şeye sırt çevirerek trajik sonuna doğru yol alır. Etrafı yalanlarla doludur çünkü. Örnek ailesi(!), iş dünyası, mutluluk rolü yapan kızkardeşi vs… Yalanlarla kurulmuş parlak bir “düzen”i yaşamaktansa kendini yaşamın sürprizlerle dolu gerçeğine bırakır.. Bir başkaldırıdır bu, bedelini bir yalanı ayakta tutmaya çalışan bütün ailenin ödediği… Çünkü yalan böyledir… Şu ya da bu gayeyle onu ayakta tutan herkesin bir gün altında ezilmesi kaçınılmazdır. Bu anlaşıldığında ise çoğu zaman iş işten geçmiş olur.

Trajik yaşamı filme konu olan gerçek Christopher McCandless ve meşhur Mucizeler Otobüsü

Into The Wild gerçek bir öykü… Christopher McCandless’ın öyküsü sinemaya Sean Penn tarafından aktarıldı… Başrolde Emile Hirsch özellikle bir harika…

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder