16 Mart 2019 Cumartesi

İktisatçı Sönmez: Nisan’da ağır fatura geliyor

“İktidarın derdi ekonomik kriz değil. Dertleri bundan sonraki durumlarının ne olacağıdır. Yani seçimleri kaybetmemektir. Ağır fatura Nisan’da gelecek.”

İktidarın her seçim öncesi ekonomik anlamda bir takım vaatlerde bulunduğunu hatırlatan İktisatçı Mustafa Sönmez, seçimleri kaybetmemek için arada bir alt sınıfların ağzına bir parmak bal çaldığını belirterek, “2019’un Nisan ayından itibaren çok ağır bir fatura olarak toplumun önüne gelecek” dedi.

İktisatçı Mustafa Sönmez, ekonomide yaşanan son gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.

İNSANLAR TÜKETEMİYORLAR ÇÜNKÜ GELİRLERİ ENFLASYONUN GERİSİNDE KALDI

“Bundan önceki çeyrekten başlayarak Türkiye ekonomisi üç çeyrektir inişe geçmiş durumda. 2019’da da bunun devam etme ihtimali var. Çünkü bunu tersine çevirecek bir rüzgâr yok. Yani talep yönünden bakarsak iç talep büzülmüş durumda. İçeride insanlar tüketemiyorlar. Çünkü gelirleri enflasyonun çok gerisinde kaldı. Kredi kullanma ise konusunda hem bankalar kredi vermiyor hem de faizler yüksek. İç talep büzüldüğü için geriye ihracat yani dış talep kalıyor. Ama dış talepte de Türkiye sanayisinin rekabet gücü çok zayıflamış durumda. Yabancılar eskisi gibi borç para vermeye, yatırım yapmaya gelmiyorlar. Türkiye’yi riskli buluyorlar. Dolayısıyla oradan da bir rüzgar gelmediği için bu küçülmenin 2019’un iki üç çeyreğinde devam etme ihtimali var”

İNSANLAR REEL KRİZİ HİSSETMEYE BAŞLADI

“Enflasyon son 15 yılda görünmeyen boyutlara çıktı. İktidar başta gıda olmak üzere enflasyonu kontrol edemiyo. İktidar döviz fiyatlarını kontrol edemedi. Döviz fiyatlarından dolayı dışarıdan ithal edilen girdilerin maliyeti arttı. O maliyetler sanayi ürünlerine yansıdı. Sanayi ürünlerindeki maliyet de piyasaya yansıdı. Enflasyon yüzde 20 ila 25’lere çıktı. Fiyatlar bu kadar artmışken asgari ücreti sadece yüzde 20 arttırabildiler. Asgari ücretin dışında kalan kesimlerin ücretleri yeterince artamadı. Türkiye’de insanlar uzun yıllardır bütçelerini sadece gelir üzerinden değil borçlanarak yani geleceklerini borçlandırarak idame ettirmeye çalışıyorlar. Banka kredisi kullanma, kredi kartı üstünden ya da ihtiyaç kredisi olarak kaynak kullanmada da belli sınırlar olunca insanlar krizi iyice hissetmeye başladı. İnsanların hem reel olarak gelirleri geriledi hem de bunu takviye edecek borçlanmadan da yoksun kaldılar.”

UCUZ SEBZENİN ZARARI HALKTAN TAHSİL EDİLECEK

“Hükümet ‘pahalılığa karşı mücadele ediyorum’ diyor ama koca koca çadırların içinde birkaç kasadan başka bir şey yok. Ama dışında çadırların üzerinde koca koca enflasyonla mücadele yazıyor. Bunların hepsi seçim şovu ve bunun da fiyatlara etkisi olduğu söylenemez. Kaldı ki burada ucuza satılmış sebze meyvenin ortaya çıkardığı zararlar da bütçeye yazıldı. Yani bu toplumdan tahsis edilecek. Fiyatlardaki artışın temel nedeni tarımın yılları bulan ihmalidir. Ondan sonra insanlara tarım ve hayvancılık yaptırmama üzerine izledikleri özellikle Güneydoğu’daki güvenlikçi politikalardır. Bütün bunların sonucunda Türkiye kendisini doyuramaz hale gelmiştir. Bu kadar derin nedenleri vardır”

NİSAN’DAN İTİBAREN ÇOK AĞIR BİR TABLO ORTAYA ÇIKACAK

“İktidarın derdi ekonomik kriz değil. Dertleri bundan sonraki durumlarının ne olacağıdır. Yani seçimleri kaybetmemektir. Seçimleri kaybetmemek için de arada bir alt sınıfların ağzına bir parmak bal çalıyor. İktidar seçimlerde bir kayba uğramak istemiyor. Hatta kayba uğramamak için bazı yapmaması gereken şeyleri de yapıyor. Dolayısıyla yaptıkları şey ekonomideki sorunları çözmek değil sorunların üstünü örtmektir. Yani sorunları kısa bir süreliğine halının altına süpürmektir. Bunlar 2019’un Nisan ayından itibaren çok ağır bir fatura olarak toplumun önüne gelecek.”

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder