Toplumsal barış, bireysel silahlanma, kadına yönelik şiddet gibi toplumsal konulara dikkat çeken Rock grubu Teneke Trampet yeni albümleri öncesinde “toplumsal barışı” sağlayamamış olmanın Türkiye’nin en büyük sorunu olduğunu dile getirdi.
Yeni albümleri öncesinde Cumhuriyet’ten Sibel Bahçetepe ile bir araya gelen grup üyeleri toplumsal konulardan müzik serüvenlerine kadar birçok konuda samimi açıklamalarda bulundu.
İSİMLERİ GÜNTER GRASS ROMANINDAN
Adını Günter Grass’ın, yaşadığı baskıcı dünyada büyümeyi reddeden, tepesi attığında trampetini çalıp çığlıklar atarak etrafta ne varsa kırıp döken karakteri Oskar Mazerath’ ı anlattığı ‘Teneke Trampet’ adlı romanından alan grup, tepkilerini müzikle ortaya koyuyor. Antimilitarist sözleriyle dikkat çeken şarkıları da bunun en güzel örneği.
Grubun solistlerinden Oğuz Tarihmen “Teneke Trampet, Nazizm’in yükseliş zamanlarında baskıcı bir dünyada büyümek istemeyen, bunun için 3 yaşındayken kendini merdivenlerden aşağı atarak fiziksel büyümesini durduran Oskar Mazerath’ ın öyküsünü anlatır. Oskar, rahatsız olduğu olaylarla karşılaştığında teneke trampetini çalar ve tiz sesiyle çığlık atar. Kendimizi Oskar’ dan çok farklı görmüyoruz; bireyi ve insanlığı baskı altına almak, özgürlükleri engellemek isteyenlere karşı çığlıklarımızı şarkılarımızla atıyoruz” diyor.
BİRBİRİMİZE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK
“Ülkede en sorun ne sizce?” sorusuna grup üyeleri şöyle cevap veriyor:
Koray: Toplumsal barışa sahip olamamak şu an en büyük sorun; kutuplaşma çok fazla. Futboldan müziğe kadar her alanda kutuplaşma var ve birbirimize tahammülümüz yok. Bu iyi birşey değil. Bir arada yaşamalıyız. Huzur ve barış çok büyük sorun. Oğuz: Türkiye’deki en önemli sorun bence de kutuplaşma. Biri sosyal medyada bir paylaşım yapıyor, altındaki yorumlara bakıyorsunuz, bir sürü nefret yorumları oluyor. Fikirsel bir tartışma nadiren oluyor. Farklı da olsak birbirimize tahammül edebilmeliyiz. Tahammülsüzlük insanın ümidini tüketen bir şey. Bir insan yaşadığı ülkede kendini güvende hissediyor mu, fikrini rahatça ifade edebiliyor mu? Bunlar çok önemli. Herkes kendisine karşıt fikirlere tahammül etsin ki, aynı şeyi kendisi için de bekleyebilsin. Örneğin çevrenin korunması gibi herkesin hemfikir olması gereken bir konuda bile insanlar birbirlerine uyarıda bulunamıyor.
Röportajın tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder