25 Mart 2020 Çarşamba

HOCAEFENDİ’DEN KUNÛT DUASI TAVSİYESİ

Kıymetli dostlar,

Hem gerçekleriyle hem de sebebiyet verdiği endişe, korku ve hatta vehimleriyle bütün dünyayı kasıp kavurmakta olan Koronavirüs Salgını’nın mülk yanı ve maddî boyutu üzerinde bir ölçüde duruluyor. Bu küresel bela ile mücadele için gerekenler konuşuluyor, çalışmalar yapılıyor ve tedbirler alınıyor. Aslında, uzmanların tavsiyeleri doğrultusunda teşhis ve tedavi hesabına ortaya konan ve konacak olan her şey bir yönüyle “tekvinî ayetleri” okuma ve onlara uyma demek; bunlar, mümin ufkunda da takvanın bir buudunu teşkil eden ve asla ihmal edilmemesi gereken hususlar.

Diğer taraftan, işin melekût buudu ve manevî yanı üzerine eğilmek de gerekiyor, hadiselerin dilini “şer’î ve dinî ayetler” perspektifinden okumak da icap ediyor. İşte bu açıdan da hepimize -başkalarını sorgulamak değil- kendi muhasebemize yönelmek ve bir kere daha Allah’a gönülden teveccüh etmek düşüyor.

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin atmosferinde -tedbiren iki üç kişilik- hasbihallerin yörüngesini ekseriyetle bu ikinci husus oluşturuyor. Duaların kabulü, belaların defi ve afiyetin/bereketin celbi için en önemli anahtarın “İstiğfar” olduğu sık sık vurgulanıyor. Müsebbibü’l-Esbâb’a daha gönülden yönelme ve O’ndan medet dileme istikametinde vesileler aranıyor.

Bildiğiniz üzere, “kunût”, sözlük itibarıyla “ibadet yapmak, itaat etmek, huşû üzere bulunmak, saygıyla ayakta durmak” demektir; vitir ve sabah namazlarında ayakta yapılan duaya da genel olarak “kunût” adı verilmektedir.

Rasûl-ü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in değişik zamanlarda ve namazlarda farklı farklı kunût duaları okuduğuna dair hadisler vardır. Özellikle, kıtlık, salgın hastalık, düşman saldırısı gibi umumi felâket zamanlarında da kunût duaları okuna gelmiştir.

İmam Şafiî ve İmam Mâlik’e göre, kunût duası, sabah namazının farzında rükû ile secde arasında kıyam halinde okunur. Fakat Ebu Hanîfe hazretleri, kunût duasının farz namazlarda geçici bir süre için okunduğu ve daha sonra nesh olunduğu kanaatindedir. Hazret, vitirden başka namazlarda kunût okunmayacağına kâildir. Ancak bir fitne, belâ ve musîbet vuku bulduğu zamanlarda sabah namazının farzında da kunût okunabileceğini belirtmektedir.

İşin doğrusu, zamanımız zaten tam bir felaket asrı gibiydi; dolayısıyla muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi hâcet namazını ısrarla nazara verdiği gibi geçmişte bazı dönemlerde kunût duası da okumakta ve tavsiye etmekteydi.

Muhterem Hocamız, günümüzdeki bela ve musibetler sebebiyle, özellikle bütün insanlık için tehdit oluşturan Koronavirüsü Salgını münasebetiyle tekrar Kunût duası okumaya/okutmaya başladı.

Hocaefendi, daha önce de zaman zaman okunan Kunût ve Hâcet dualarının yanı sıra, ülfet olmaması için, Kur’an-ı Kerim’de geçen ve Efendimiz’den rivayet edilen niyazların, ayrıca el-Kulûbu’d-Dâria’dan Abdülkadir Geylânî hazretlerinin “Hizbü’l-Kebîr”i, İmam Şâzilî hazretlerinin “Hizbü’n-Nasr”ı ile “Hizbü’l-Hıfz“ı ve İmam Gazâlî hazretlerinin “Cünnetü’1-Esmâ”sı gibi duaların da çokça okunabileceğini söyledi. Namaz haricinde ve nafile namazlarda farklı farklı niyazlara yer verilebileceğini, uzun uzun yakarışlarda bulunmanın isabetli olacağını belirtti.

Sabah ve akşam namazlarında ise, Hanefi mezhebince de okunmasına cevaz verilen bazı duaları seçerek, özellikle aşağıda mealleriyle beraber bulabileceğiniz bu duaların okunmasını tavsiye etti.

Dost ve arkadaşlarımız da akşam ve sabah namazlarının farzlarını kılarken, son rekâtta rükûdan doğrulup secdeye gitmeden önce ekteki duayı okuyup bütün insanlık için niyaz edebilirler.

Kunut Duası WORD:

http://wpc.162e.edgecastcdn.net/00162E/ec_download/ortakdua/2020_03_25_Kunut_Duasi.docx

Kunut Duası PDF: 

http://wpc.162e.edgecastcdn.net/00162E/ec_download/ortakdua/2020_03_25_Kunut_Duasi.pdf

***

بِسْمِ اللَّهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ، فِي الْأَرْضِ، وَلَا فِي السَّمَاءِ،

 وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

اَللّٰهُمَّ اهْدِنيِ فِيمَنْ هَدَيْتَ، وَعَافِنِي فِيمَنْ عَافَيْتَ، وَتَوَلَّنيِ فِيمَنْ تَوَلَّيْتَ، وَباَرِكْ لِي فِيمَا أَعْطَيْتَ، وَقِنِي شَرَّ مَا قَضَيْتَ، فـَإِنـَّــكَ تَقـْضِــي وَلاَ يـُقـْضَــى عَلـَيـْــكَ، وَإِنـَّهُ لاَ يـَذِلُّ مَـنْ وَالَـيـْتَ وَلاَ يَـعِـزُّ مَـنْ عَـادَيْـتَ، وَلَكَ الْحَمْدُ عَلَى مَا قَضَيْتَ، تَـبَـارَكْتَ اللَّـهُـمَّ رَبَّـنَـا وَتَعَالَـيْـتَ

لَا إِلَهَ إِلَّا اللهُ الْحَلِيمُ الْكَرِيمُ، سُبْحَانَ اللهِ رَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ، اَلْحَمْدُ لِلهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ وَالْعِصْمَةَ مِنْ كُلِّ ذَنْبٍ وَالْغَنِيمَةَ مِنْ كُلِّ بِرٍّ وَالسَّلَامَةَ مِنْ كُلِّ إِثْمٍ، لَا تَدَعْ لِي ذَنْبًا إِلَّا غَفَرْتَهُ وَلَا هَمًّا إِلَّا فَرَّجْتَهُ وَلَا حَاجَةً هِيَ لَكَ رِضًا إِلَّا قَضَيْتَهَا يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ

اَللّهُمَّ كَاشِـفَ الْغَمِّ مُفَرِّجَ الْهَمِّ مُجِيبَ دَعْوَةِ الْمُضْطَرِّينَ إِذَا دَعَوْكَ رَحْمانَ الدُّنْيَا وَاْلاخِرَةِ وَرَحِيمَهُمَا فَارْحَمْنِي فِي حَاجَتِي هذِهِ بِقَضَائِهَا وَنَجَاحِهَا رَحْمَةً تُغْنِينِي بِهَا عَنْ رَحْمَةِ مَنْ سِوَاكَ. اَللّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ وَأَتَوَجَّهُ إِلَيْكَ بِنَبِيّـِكَ مُحَمَّدٍ نَبِيِّ الرَّحْمَةِ، يَا مُحَمَّدُ إِنِّي أَتَوَجَّهُ بِكَ إِلَى رَبِّي فِي حَاجَتِي هَذِهِ لِتُقْضَى لِي، اَللّهُمَّ فَشَفّـِعْهُ فِيَّ

اَللَّـهُمَّ رَبَّ النَّاسِ، مُذْهِبَ الْبَأْسِ، اِشْفِ أَنْتَ الشَّافِي لَا شَافِيَ إِلَّا اَنْتَ

شِفَاءً لَا يُغَادِرُ سَقَمًا

اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْبَرَصِ وَالجُنُونِ وَالجُذَامِ وَمِنْ سَيِّئِ الْأَسْقَامِ

بِسْمِ اللَّهِ الكَبِيرِ، أَعُوذُ بِاللَّهِ العَظِيمِ مِنْ شَرِّ كُلِّ عِرْقٍ نَعَّارٍ، وَمِنْ شَرِّ حَرِّ النَّارِ

***

İsmi anılarak Kendisine sığınılınca, arz ve semadan gelebilecek afetlerden emin olunan Allah’ın adıyla, kullarını işiten ve onların her halini bilen Allah’a sığınırım.

“Allah’ım! Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmeyi nasip buyurarak beni hidayete eriştirdiklerinden eyle. Afiyete mazhar kıldıkların arasında bana da afiyet bahşeyle. Beni de dost edindiklerinin arasına kat. Bana lütfettiğin nimetleri bereketli kıl. Olmasını takdir buyurduğun hadiselerin şerrinden beni koru. Şüphesiz Sen hükmedersin ve kimse Senin hükmüne karşı gelemez, hükmünün üzerine hüküm olmaz. Senin dost edindiğin talihliler asla zillete düşmez; düşman olduğun kimseler de asla izzete eremez. Verdiğin hükümlere karşı hamd sadece Sana’dır. Rabbimiz, Sen çok mukaddes ve çok yücesin.

Bir kere daha ikrar ediyorum ki, Halîm ü Kerîm Allah’tan başka ilah yoktur. Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ı tesbih ederim. Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Rabbim, Senden, rahmetinin gereklerini, merhametini celbedecek vesileleri, gerçekleşmesi muhakkak olan mağfiretini, günahtan korunmayı, her türlü iyiliği kazanmayı, her türlü günahtan da selâmette olmayı istiyorum. Bende bağışlamadığın hiçbir günah, gidermediğin hiçbir keder, Senin rızana muvafık olup da karşılamadığın hiçbir ihtiyaç bırakma ya Erhamerrâhimîn.

Allah’ım, Sen kullarının ihtilaf ettikleri şeylerde hüküm verirsin. “Yüce ve Azim Allah’tan başka ilah yoktur. Halîm ve Kerîm Allah yegâne ilahtır.” hakikatini tasdik ederek Sana yöneliyorum. Yedi semanın ve Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ım, Seni tesbih ve eksik sıfatlardan tenzih ederim. “Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.” imanıyla Sana hamd ü senada bulunuyorum.

Ey kederleri gideren, tasaları kaldıran, dua ettiklerinde çaresizlerin duasına icabet eden Allah’ım!.. Ey dünya ve ahiretin Rahman ve Rahîm’i! Şu ihtiyacımın giderilmesi ve tamamlanması hususunda -başkalarının merhametinden müstağni kılacak bir şekilde- bana merhamet et. Allah’ım Sen’den diliyor ve dileniyorum, Rahmet Peygamberi Hazreti Muhammed’i vesile edinerek Sana teveccüh ediyorum. Ya Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm), ey efendim, şu hacetimin yerine getirilmesi için seni vesile yaparak Rabbime yöneliyorum. Allah’ım, Rasûl-ü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz’i hakkımda şefaatçi eyle.

Ey bütün insanların Rabbi, ey acı ve ızdırapları gideren Allah’ım! Bu hastalığa da şifa ver. Şifa veren ancak Sensin; Senden başka Şâfi yoktur. Öyle bir şifa lütfet ki, hastalıktan hiçbir iz bırakmayacak şekilde olsun.

Allah’ım! Alaca hastalığı, aklî rahatsızlık, cüzzam illeti gibi marazlardan ve daha bilip bilmediğimiz bütün kötü hastalıkların şerrinden Sana sığınırım.

Yüce Allah Teâlâ’nın adıyla, amansız ağrı ve sızıların tümünün şerrinden ve Cehennem’in amansız helâk edici ateşinin azabından azîm Allah Teâlâ’ya sığınırım!..



Yazının Kaynağı: http://www.herkul.org/diger/hocaefendiden-kunut-duasi-tavsiyesi/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder