13 Nisan 2021 Salı

Zaman gazetesi davasında Yargıtay’ın bozma kararına uyuldu

Kapatılan Zaman gazetesinin 11 yazar ve çalışanı hakkında açılan davada, Yargıtay’ın verdiği bozma kararları üzerine 4 sanık hakkındaki yeniden yargılama süreci başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşmada Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasına karar verdi.

BOLD – Yargıtay, 11 sanıklı davada 4 sanık hakkındaki beraat kararlarının, 3 sanık hakkındaki ceza kararlarının onanmasına karar verdi. Yargıtay, Türköne, Bulaç ve Alpay’a verilen cezaların ise hatalı olduğuna işaret ederek, farklı suç türlerinden değerlendirme yapılmasına hükmetti. Yargıtay, Alpay hakkında verilen AİHM ve AYM kararlarının da dikkate alınmasını istedi. Yargıtay, Mehmet Özdemir için de hakkındaki soruşturmanın genişletilerek kararı oluşturulmasına hükmetti. Bunun üzerine yeniden yargılama süreci bugün başladı.

T24’te yer alan habere göre yeniden yargılanan isimlerden Ali Bulaç, Mümtaz’er Türköne ve Şahin Alpay, beraatlarını talep etti. Mahkeme, Bulaç, Türköne, Alpay ve Mehmet Özdemir ile ilgili Yargıtay’ın işaret ettiği delillerin toplanması için duruşmayı erteledi. Duruşmada savunmasını sunan yazar Şahin Alpay, tutuklanmasıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin iki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bir kez hak ihlali kararı verdiğini anımsatarak, ortaya konulan delillerin suç oluşturmadığını ve beraatına karar verilmesi gerektiğini vurguladı.

İstanbul’da 5 Mart 2016’da kayyum, Zaman gazetesine el koyarken polis de Genel Yayın Müdürü Abdülhamit Bilici’yi gazete binasından böyle çıkardı. (Fotoğraf: SELAHATTİN SEVİ/AFP)

ALİ BULAÇ: BÖYLE ÖLMEK İSTEMİYORUM

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, yeniden yargılanmasına karar verilen isimlerin avukatları, Yargıtay kararına uyulmasını istedi. Duruşma savcısının da Yargıtay kararına uyulmasını talep etmesinin ardından söz alan sanık Ali Bulaç, “Bilerek ve isteyerek örgüte yardım ettiğim yönündeki suçlamayı reddediyorum ve beraatımı talep ediyorum. Bu kara lekeyi alnımda taşımak ve böyle ölmek istemiyorum” dedi. Bulaç’ın avukatı da Yargıtay kararına uyulmasını talep etti.

ŞAHİN ALPAY: CEMAAT, 31 MAYIS 2016’DA TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN EDİLDİ

Bozma kararına uyulmasını isteyen sanıklardan Şahin Alpay da beraatini talep etti. Gözaltına alınarak tutuklanması konusunda Anayasa Mahkemesi’nin iki kez, AİHM’nin bir kez hak ihlali kararı verdiğini anımsatan Alpay, tahliye edilmesinin ardından “Konutu terk etmemesine” karar verildiğini, Anayasa Mahkemesinin bu karar için de “hak ihlali” kararı verdiğini anımsattı. İddianamede, üç kez müebbet hapsinin istenildiğini, Yargıtay’ın ise “örgüte yardım” suçuna işaret ederek, AİHM ve AYM kararlarının da tartışılmasını istediğini anımsatan Alpay, yeniden yargılama sonunda beraatına karar verilmesi gerektiğini vurguladı. Alpay, şunları söyledi:

  • Gülen cemaatinin ya da herhangi bir dini cemaatin üyesi olmam mümkün değildir. Zira dini inançlara saygılıyım ancak dini inançları olan bir kimse değilim…
  • Zaman gazetesinde köşe yazdığım tarihlerde, cemaatin terör örgütü, Gülen’in de terör örgütü lideri olarak nitelenmesi söz konusu değildi.
  • Cemaatin resmen (devletçe) terör örgütü, Gülen’in de terör örgütü lideri ilan edilmesi 31 Mayıs 2016 tarihinden itibaren söz konusu olmuştur.
  • Bütün yazı ve konuşmalarımda ifade, inanç ve girişim özgürlüklerini; iktidarların seçimle gelmesini savundum.
  • Askeri vesayete ve askeri darbelere karşı çıktım.
  • Savunmamda da belirttiğim üzere Gülen hareketinin suç örgütü olduğuna dair bir yargı kararı olsaydı bir gün bile Zaman’da yazmayı sürdürmezdim.
  • Söz konusu hareketin kimi mensuplarının bir askeri darbe girişiminde rol alabilecekleri aklımın ucundan geçseydi asla Zaman’da yazmazdım.
  • 15 Temmuz darbe girişimini lanetliyorum! Bu nedenle Zaman’da yazmış olmaktan da pişmanlık duyuyorum.
  • Neden? Çünkü hayatım boyunca askeri darbelerin mağduru oldum.
  • Yazarlık kariyerim boyunca askeri darbelere, darbe girişimlerine, yönetim üzerinde askeri vesayete karşı çıktım; demokrasiyi ve hukuk devletini savundum.
  • 15 Temmuz darbe girişimini şu veya bu şekilde desteklemem için aklımı kaçırmış olmam gerekir. Çok şükür aklım başımda.
  • Gerek siyasi partiler tarihimizin en liberal – özgürlükçü programını benimseyen, ilk iki iktidar döneminde Avrupa Birliği üyeliği hedefini programının merkezine yerleştiren Ak Parti’nin gerekse dini temelli bir sivil toplum hareketi olarak gördüğüm Gülen Hareketi’nin Türkiye’de mütedeyyin kitlelerin liberal demokratik kurum ve değerleri benimsemelerine hizmet ettiğini düşündüm.
  • 14 yıldır köşe yazdığım gazeteye el konulmasına duyduğum tepkiyi göstermek amacıyla Zaman binasına gittiğim, orada bir de konuşma yaptığım doğrudur.
  • O gün orada tepkilerini göstermek için sadece benim gibi Zaman yazarları ve çalışanları değil, Gazeteciler Cemiyeti’nden, hatırladığım kadarıyla, Orhan Birgit, Pınar Türenç ve başka gazeteciler yanında milletvekilleri de vardı. Bu nasıl bir suç delili olarak mütalaa edilebilir, anlamak mümkün değildir.
  • Gülen hareketi ile ilgili hayal kırıklığım 15 Temmuz 2016’daki askerî darbe girişimiyle patlak verdi.
  • İtiraf edeyim ki, o güne kadar hareketin gayrimeşru işlere karışan bir karanlık yüzü olduğunun bilincinde değildim. Gülen hareketi ile ilgili yanılgı yaşayanlar arasında yalnız olmadığım da muhakkak.

Mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasına, kararda işaret edilen konularla ilgili delillerin toplanmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

Zaman gazetesi davasında Yargıtay’ın bozma kararına uyuldu yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder