10 Nisan 2020 Cuma

Kosova’dan kaçırılan Karakaya: Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu bana müsteşarlık teklif etti

Kosova’dan kaçırılıp tutuklanan Prof. Karakaya, Sağlık Şurası’nın en genç üyeliğinden, Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’ndan aldığı müsteşarlık teklifine kadar geçmişi başarılarla dolu bir isim…

SEVİNÇ ÖZARSLAN

BOLD ÖZEL – İki yıl önce Kosova’dan kaçırılarak Türkiye’ye getirilen ve halen Silivri Cezaevinde tutuklu olan kardiyoloji profesörü Osman Karakaya, genç yaşta başarılar kazanmış bir doktor, sıra dışı bir akademisyen, aynı zamanda bir hak savunucusu…

Dün yayınladığımız haberde Osman Karakaya’nın Ergenekon-Balyoz davaları döneminde ‘yalan yanlış rapor’ düzenlediği iddialarına verdiği cevapları, Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Oda TV’nin propagandalarını savunmasında nasıl çürüttüğünü, 2011 yılında, hekim haklarını savunan konuşma yaptığı için dönemin Adalet Bakanlığı tarafından Ergenekoncu ilan edildiğine yer vermiştik. Bugün ise “başarılı bir kardiyolog olarak Osman Karakaya’nın kimdir?” sorusunun cevaplarını savunmasındaki ifadeleriyle sunuyoruz.

NASIL PROFESÖR OLDU?

1972 doğumlu olan Karakaya, kardiyoloji ihtisasını 2001’de Koşuyolu Kalp Hastanesinde tamamladı. 2006 yılında kardiyoloji doçenti oldu. Profesörlüğünü 2013’te Yalova Üniversitesinde aldı. Karakaya tutuklandığında havuz medyası profesörlüğüne dair yalan haber yapmış, İstanbul Sadi Konuk Hastanesi Kardiyoloji Bölümünde doçent olarak çalıştığı sırada, profesörlük unvanını Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümünden aldığını iddia etmişti.

İddianın sahibi Karakaya hakkında tanık olarak ifade veren, aynı üniversitede öğretim görevlisi olan Tuncay Güloğlu idi. Güloğlu, çok kısa olan ifadesinde “2014 yılında Yalova Üniversitesi’nin rektör yardımcısı Hüseyin Yıldırım, Osman Karakaya’nın fetullahçı olduğunu bana söylemişti. Ben kendisini bu duyumlarla tanıdım. Benim Osman Karakaya ile ilgili daha detaylı verecek bir bilgim ve görgüm yoktur.” demişti. Osman Karakaya, 21 Haziran 2019’da İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde yaptığı savunmasında bu iddiaya şöyle cevap verdi:

“Yalova Üniversitesinde tanık Tuncay Güloğlu’nun iddia ettiği usulsüzlüklerin hiçbirisi söz konusu olmaksızın tamamen Resmi Gazetedeki profesörlük mevzuatına uygun bir şekilde o zamanlar Yalova Üniversitesinin rektörü olan Niyazi Eruslu Beyefendinin daveti üzerine tıp fakültesi kurulması için orada bir hekimlerden oluşan akademik altyapının oluşturulması amacıyla o davete icabet ederek profesör olarak oraya atandım.”

SAĞLIK ŞURASININ EN GENÇ ÜYESİYDİ

Osman Karakaya, 2009-2014 yılları arasında Sağlık Bakanlığında kardiyoloji klinik şefi olarak görev yaptığı dönemde Adli Tıp Kurumunda raportör olarak da görevlendirildi. 2014-2015 yıllarında Yüksek Sağlık Şurasının en genç üyesiydi. Hekimlik pratiğinde kardiyolojide yapılabilecek her türden ameliyatları, en zor operasyonları başarıyla gerçekleştirdi. 90 yaşında banka memuresi bir kadına yaptığı ameliyat ile gündeme geldi. Hakkında ne mesleki, ne de tıbbi etik açıdan açılmış tek bir dava bulunmuyor.

Mehmet Müezzinoğlu

BAKAN MÜEZZİNOĞLU MÜSTEŞARLIK TEKLİF ETTİ

Başarıları nedeniyle dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu kendisine müsteşar yardımcılığı teklifinde bulundu. Karakaya o süreci şöyle anlatıyor:

“Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bizzat kendisi Türkiye’de ilk defa yapılan projeleri yaptığım için müsteşar yardımcılığı teklif etti. Sene Ekim 2013 ve bu süreçler başladığı için ve rüzgar tersten esmeye başladığı için Müezzinoğlu bana selam gönderdi, dedi ki sabretsin şimdi yapamıyorum. Önemli mi değil ama müsteşar yardımcılığı teklif edilmiş bir adamım ben. Eğer bir kariyerim sağlam bir CV ve mesleki itibarım olmasaydı ne Adli Tıp’ta, ne Yüksek Sağlık Şurasında ne de Bakan’ın müsteşarlık teklifine mazhar olacak bir pozisyonda olmazdım. Peki ne oldu? Ergenekon’un zamanında savcılığını iddia eden adamlar bugün kumpas dediler. Kuran-ı Kerim’de bir ayet var, ukalalık olmasın hafızım. Hafızlığımı da burada ciddi sağlamlaştırdım. Kuran-ı Kerim’de En’am 129’da ayeti kerime diyor ki “Allah bazı zalimlere işleyip durdukları günahlardan ve kabahatlerden dolayı dost eder. Ortada zımni bir ortaklık vardır. Birileri yolsuzlukların, hukuksuzlukların suçlusudur, birileri faili meçhullerin, darbelerin suçlusudur, mecbur kalmışlardır, bir ittifak oluşmuştur. Sonucu ne olmuştur, sonucu da bu memleketin en namuslu, en temiz, en çalışkan adamlarının belini kırmak olmuştur. Ben o yüzden buradayım.”

KİMLERİN DOKTORLUĞUNU YAPTI?

Örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Osman Karakaya’nın Mustafa Yeşil, Kudret Ünal gibi isimlerle yaptığı telefon görüşmeleri iddianamesine delil olarak girdi. Karakaya savunmasında, adı geçen kişilerle hasta-doktor ilişkisi olduğunu aktardıktan sonra eski enerji bakanı Taner Yıldız, AKP Grup Başkan Vekili Mehmet Emin Akbaşoğlu, Saadet Partili Necati Toprak, İsmailağa cemaatinden Abdülmetin Balkanloğlu’nun doktoru olduğunu belirtti ve soru sordu:

“Vay efendim siz Mustafa Yeşil’le görüşmüşsünüz, evet görüştüm benim hastamdı… Kudret Ünal’la görüşmüşsün, evet görüştüm. Kudret Ünal’ın karısı kalp kapak hastasıdır… Günlük telefon görüşme trafiğim 150’ydi. Hangi hasta kalbinden ne zaman problem yaşayacak belli değil. Ya hastası arar, ya yakını arar, yahut yatmıştır bilgi almak için arar. Ben beni arayan kişilerin 10 yıl geriden seceresini tutarak bu adam 10 yıl sonra terörist olabilir ben bununla görüşmeyeyim diyemem.

Şimdi bu adamcağız vefat etti, Abdülmetin Balkanlıoğlu İsmailağa cemaatinin önde gelen hocaefendilerinden biri. Mehmet Müezzinoğlu Sağlık Bakanıydı ve eşi benim hastamdır. Mehmet Emin Akbaşoğlu ve babası şu anda AKP Grup Başkanvekilidir ve hastamdır. Taner Yıldız eski AKP Enerji Bakanı ve halen milletvekili hastamdır. Muhammed Sıraç Yıldızoğlu Menzil cemaatinin önde gelen şeyhlerinden birinin damadıdır ve hastamdır. Necati Toprak Saadet Partisinin ve Avrupa Milli Görüş Teşkilatının başkanlığını yapmış bir adamdır ve hastamdır.

Şimdi o zaman önümüzdeki birkaç yıl sonraki perspektif, İsmailağa terörist ilan edilirse ben yine güme gittim. Niye vay sen efendim İsmailağa cemaatinden bunca adamla görüşmüşsün ya da AKP şartlar değişti atıyorum ben şimdi Mehmet Müezzinoğlu’yla, Mehmet Emin Akbaşoğlu’yla, Taner Yıldız’la görüştüm diye terörist miyim?

Yani Necati Toprak Saadet Partisinde herkesin itibar ettiği yaşlıca bir adamcağız. Saadet Partisinin parti başkanı geçenlerde pasaport alamadığını, niye TC’sinin karşısına terörist şerhi konulduğunu söyledi, sonradan kaldırıldı, dedi. Bu memlekette terörist ilan edilmek bu kadar kolaysa, yarın Necati Toprak’ta terörist ilan edilirse ömrü vefa ederse ben yine Necati Toprak’la görüştüm diye yine huzurunuzda olacağım.

Böyle bir bakışla, birileri demiş ki arkadaş biz bu adamdan intikam almamız lazım, neden çünkü bu adam Ergenekon, Balyoz sürecinde davalarda istediğimiz kararları vermedi, bizim adamlarımızı tahliye etmedi. Peki biz bu adamı o zaman ne yapalım, biz bu adamı terörist yapalım.”

“HASTANE BAHÇESİNDE ARICILIK YAPIYORUM DİYE SORUŞTURMA GEÇİRDİM”

Kardiyoloji profesörü Osman Karakaya, görev yaptığı dönemde Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin bahçesinde tamamen hobi olarak arıcılık yapıyordu. Küçük, kapalı, kimseyi rahatsız etmeyecek bir köşe vardı, yeşilliği, bağı bahçeyi sevdiği için orayı değerlendirmek istemişti. Ergenekon davalarında verdiği raporlar nedeniyle bulabildikleri tek ‘açık’ buydu. Hobisi nedeniyle hastaneye ve kendisine soruşturma açıldı. Karakaya’nın, ifade verdiği müfettiş ile arasında geçen konuşma ibretlik:

“Terörist yapamadıkları dönemde ne yaptılar? Niye Kosova’ya kaçtım biliyor musunuz, kaçtım kelimesini tırnak içinde kullanıyorum çıktım… 6-7 yıl hastanenin bahçesi çok büyüktür ve yemyeşil bir arazidir. Tabiatı seviyorum, otu, böceği seviyorum. 6-7 yıl boyunca arıcılık yaptım hastane bahçesinde, bir köşede, izole bir alanı kapatmışlardı orayı, el değmeyecek bir yer, arıcılık yapıyordum. İnanın ben 6-7 yılın sonunda arıcılık yapıyorum diye soruşturma geçirdim. Niye hiçbir şey bulamadılar, yok çünkü. Tonla ihale yapmışım, tonla malzeme almışım, binlerce hasta bakmışım, onlarca asistana bakmışım, affedersiniz hemşiresi, doktoru taciz yok, tecavüz yok, hasta istismarı yok, yok yok yok.

Müfettiş çıktı karşıma dedi ki sen arıcılık yapıyormuşsun, yapıyorum dedim. Müfettiş dedi ki başhekim senin yapmadığını söylüyor dedi. O dedim delikanlılık yapmış, kendince beni savunmuş ama yapıyorum dedim. Nerede yapıyorsun dedi, bahçede falanca yerde. Kimseye zararı yok mu, dedim ki kapalı bir köşedir. Sonra dedi ki peki balları ne yapıyorsun, bal arabamda vardı, hazır hasat dönemiydi, sekreterimden rica ettim, dedim ki getir kardeşim. Getirdi, küçük 250 cc’lik kavanozlarda herkese dağıtıyorum bütün hastaneye. Yani emeği, masrafı hiç önemli değil o bir hobi. Siz beni ancak bunları satıyor olmakla, bir memur olduğum için gelir getirici ek bir faaliyet yürütüyor olmakla suçlayabilirsiniz. Suçlayamadı. Nihayet şunu anlatmaya çalışıyorum ben Kosova’ya ve yurt dışına bu kadar ahlaksızlıkla uğraşmak zorunda kaldığım için çıktım. Ben huzuru kaçınca çalışabilecek bir adam değilim.”

Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki görevinden 30 Mayıs 2016’da istifa eden Osman Karakaya, iki ay sonra ailesiyle Kosova’ya yerleşmişti. Orada da baskı başladı. Çalıştığı Amerikan Hastanesi’nin CEO’su, Türk Büyükelçiliği, konsolosluk tarafından sıkıştırılınca iş sözleşmesi feshedildi.

AYNI SAVCININ BİR YIL ARAYLA VERDİĞİ İKİ AYRI KARAR

Kardiyolog Karakaya’nın ailesi de onun yaşadığı süreçten etkilendi. Cerrah kardeşi işinden oldu. Kendisi, 1 Eylül 2016’da çıkarılan 672 sayılı KHK ile ihraç olmadığı halde iddianamesine öyle yazıldı. Terörist ilan edilebilmek için hakkında 36 ayrı başlık açıldı. Ama hiçbiri herhangi bir delile dayandırılamadı. 17-25 Aralık sürecinden sonra kaçtığı, yurt dışı faaliyetlerde örgüt yöneticisi olarak faaliyetlerde bulunduğu iddia edildi. Fethullah Gülen’den plaket aldığı iddia edildi. Tutuklandıktan sonra Gülen ve kapatılan Zaman Gazetesi eski Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın kişisel kanallarında yorum yapması delil olarak aleyhinde kullanıldı.

29 Mart 2018’de tutuklanması emrini veren savcı Adem Akıncı, 1 yıl sonra ‘hakkında yurt dışında herhangi bir faaliyet yaptığına dair delil bulunamadı’ dedi. Aynı savcı, aynı kişi hakkında 1 yıl arayla iki ayrı farklı karar vererek tarihe geçmeyi başardı. Osman Karakaya, kopyala-yapıştır mantığıyla hazırlanan iddianamesindeki tüm iddialara savunmasında cevap veriyor.

SAVUNMANIN ORİJİNAL METNİ

Kosova’dan kaçırılan Prof. Karakaya OdaTV ve Haberal’ın propagandasını savunmasında böyle çökertti

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder