17 Mart 2019 Pazar

Jacinda Ardern: Şefkatli bir anne, dengeli bir politikacı

Tarihinin en büyük terör saldırısına sahne olan Yeni Zelanda’da yönetim yaraları sarmaya çalışırken, ülkenin genç başbakanı Jacinda Ardern süreç sırasında gösterdiği liderlik ile dikkat çekti. Ardern, kanlı saldırının hemen ardından yaptığı soğukkanlı açıklamalar ile hem ülkedeki müslümanların takdirini kazandı hem de dünyanın değişik bölgelerinde yaşanabilecek tepkileri frenledi.

Christchurch kentindeki El Nur ve Linwood camilerine 15 Mart’ta Cuma namazı sırasında düzenlenen silahlı saldırıda 50 kişi yaşamını yitirirken, onlarca kişi de yaralanmıştı. Olayın ardından hemen bir açıklama yapan Başbakan Jacinda Ardern, ‘Bu, Yeni Zelanda’nın en karanlık günlerinden biri’ dedi. 38 yaşındaki genç başbakan katliam sonrasında Christchurch kentinde yaşayan Müslüman toplumu liderlerini de ziyaret etti. Burada yaptığı konuşmada ülkedeki tüm müslümanların güvenliğinin kendi garantisi altında olduğunu vurguladı. Hayatını kaybedenlere saygı için başını örten Ardern, taziyede bulunduğu tüm kadınlara sıkı sıkı sarıldı. Üzgün olduğu her halinden belli oluyordu. Yüzünde hem bir politikacının ciddiyeti, hem de bir annenin samimiyeti vardı.

BAŞBAKANKEN ANNE OLDU

Zaten Ardern daha birkaç ay önce anne olmuştu. Neve Te Aroha ardını verdiği kızı daha dokuz aylık. Henüz birkaç aylık başbakanken hamile olduğunu açıkladı, görev başında doğum yaptı. 6 haftalık doğum izninden sonra görevinin başına dönerken, minik kızını kocasına bıraktı. Bu haberi Twitter hesabından paylaşan Ardern, ‘Ben göreve dönüyorum, kocam da babalık iznine ayrıldı. Evde bebeğimize bakacak’ dedi.

BM TOPLANTISINA BEBEĞİYLE KATILDI

Ardern, ülke içindeki toplantılarda zaman zaman bebeği ile görülse de en ilginç sahne New York’taki Birleşmiş Milletler toplantılarında yaşandı. Ardern, zirveye daha birkaç aylık bebeği ile geldi. Hatta minik Neve Te Aroha adına da resmi akreditasyon belgesi bile hazırlandı.

Doğduktan sonra uzun süre ailesinin Mormon dinine mensup olan Ardern, politikaya atıldıktan sonra Mormonluğu bıraktığını açıkladı. Dininin özellikle eşcinsel hakları konusundaki tavrının, düşünceleriyle örtüşmediğini belirtti. Ardern, o günden beri bir yaratıcı tanrının varlığına inandığını ancak belli bir dine mensup olmadığını söylüyor.

‘MÜSLÜMANLARIN GARANTÖRÜ BENİM’

Başbakan Ardern, müslüman toplum liderlerine yaptığı ziyarette ibadet özgürlüğünü ve güvenliklerini sağlamak için tüm sorumluluğun kendisinde olduğunu söyledi. Kendisinin her türlü görevi üstlendiğinin altını çizdi. Ülkedeki tüm inançların olduğu gibi Müslüman halkın dinlerini ve kültürlerini ifade özgürlüğünün garantörü olduğunu ifade etti. Yeni Zelanda’nın farklılıkları bünyesinde barındıran ve bununla zenginleşen bir ülke olduğunu vurguladı.

YAŞI GENÇ, LİDERLİĞİ BÜYÜK

Ardern’in yaşanan katliam sonrasında gösterdiği politik liderlik de büyük puan toplandı. 28 yaşındaki saldırgan Brenton Tarrant yakalandıktan kısa süre sonra, ülkedeki silah yasalarının değiştirileceğini söyledi. Saldırganın ırkçı mesajlar içeren 70 sayfalık manifestosunun inceleneğini belirtti.

ÖLENLERİN YAKINLARINA MAAŞ

Saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları ile Müslüman toplumun önderlerin katıldığı ziyarette konuşan Ardern, Müslümanların ibadethanelerin çevresinde güvenlik önlemlerinin artırılacağı güvencesi verdi. Katliamdan etkilenen tüm ailelere her türlü desteği vereceklerini kaydeden Ardern, tüm cenaze masraflarının devlet tarafından karşılanacağını belirtti. Ölenlerin çoğunun ‘evin ekmek parası kazanan kişiler’ olduğunu vurgulayarak, geride kalanların hayatları boyunca mali güvenceye kavuşturulacağını ifade etti. Başbakanın ziyaretine müslüman ülkelerin dillerini konuşan çok sayıda tercümanın da eşlik etmesi dikkat çekti. Ingilizce konuşamayan veya anlayamayanlara anında çeviri yapıldı.

KEDİSİNİN TWITTER HESABI VAR

Dünyanın görevdeki en genç kadın lideri olan Ardern, başbakanlık koltuğuna oturduktan sonra kedisi Paddles için bir Twitter hesabı açtı. FirstCatof NZ adlı hesaptan paylaşımlarda bulundu. Ayağında fiziksel özrü bulunan kedisini çok seven Ardern, müzik tutkunluğu ile de biliniyor. Başbakanlık koltuğuna oturmadan önce zaman zaman önemli festivallerde DJ’lik yapmıştı. Cinsiyet eşitliğinin sıkı bir savunucusu olan Ardern, kız öğrencilerin pantolon giymesine izin veren yasanın mimarlarından.

kronos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder