Kelebekler, kaplumbağalar ve kuşlar gibi bazı hayvanlara dünyanın manyetik alanını algılayabilme özelliği verildiği ve yönlerini ona göre tespit ettikleri ilmî bir gerçektir. Göç eden türlerin aynı zamanda güneşten, yıldızlardan ve kokulardan istifade etme gibi farklı usulleri de vardır. Enteresan olan, çok geniş bir bilgi birikimi gerektiren yön bulma faaliyetini hayvanların hiçbir eğitim ve tahsil görmeden nasıl yürütebildiğidir.
Manyetik Alan ve Kutuplar
Hayvanların yön bulmaları hakkında farklı teoriler ileri sürülmüştür. Bugünkü çalışmalar hayvanların manyetik alanı nasıl algıladığı ve ona göre hareket ettikleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu meselenin anlaşılabilmesi için “manyetik kutup noktaları” kavramı iyi anlaşılmalıdır. Coğrafi kutup ile manyetik kutup noktaları karıştırılmamalıdır. Manyetik alan ve kutuplardan kısaca bahsedecek olursak: Yerküremizin merkezinde “ateş küre” denilen bir çekirdek tabaka vardır. Burada bütün maddeler, volkan patlamalarında görülen lav gibi, eriyik halindedir. Hareketli ve eriyik halindeki nikel ve demir gibi elementler, dünyanın üzerinde bir manyetik elektrik alanı oluşturur. Böylelikle pusulamızdaki iğneyi kuzeye doğru çeviren kuvvet meydana gelir. Merkezdeki çok ağır ve akışkan olan bu yoğun kütleden dolayı dünya dönerken hafif salınım yapar ve manyetik alanda ufak değişiklikler görülür. Dolayısıyla pusulamız her zaman, tam olarak coğrafî kuzey kutup noktasını göstermez.
Dünyanın manyetik kutbu hareket etmektedir. Hatta son 10 yıl içinde değişim hızı yılda 55 km’ye kadar çıkmıştır. 1831 yılında Kanada’da bulunan manyetik kuzey kutbu, bugün 2300 km kaymış ve Sibirya’ya yaklaşmıştır. Bilim insanları yaklaşık 780 bin yıl önce, bugünkü güney ve kuzey manyetik kutuplarının tam tersi şeklinde olduğunu söylemektedir. Aslında paniğe kapılmaya gerek yok. Manyetik kutuplar kaysa da dünyamızın manyetik alanı görevini yapmaya devam etmekte; özellikle güneş patlamaları ve güneş rüzgârlarının oluşturduğu manyetik tesirden yerküremizi ve üzerindeki canlıları korumaya vesile olmaktadır.
Yazının Kaynağı: Çağlayan Dergisi https://caglayandergisi.com/2020/08/01/kriptokrom/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder