20 Ocak 2019 Pazar

Oktay, Gülen Cemaati’ni tehdit etti: Geliriz ve orada yok ederiz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Gülen Cemaati ile mücadele faaliyetleri ile ilgili, Türkiye’de belinin kırıldığını, hem yurt içinde hem de dışında mücadelenin sürdüğünü belirterek, “Rahat edemeyecekler, bunu söylüyoruz ve rahat ettirmiyoruz” dedi.

YİMPAŞ’ın üst düzey eski yöneticilerinden biri olan Oktay, CNN Türk canlı yayınında, Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı. Gülen Cemaati ile mücadelenin devam ettiğini bildiren Fuat Oktay, “Şu kadar kişiyi görevden aldık, şu kadar kişiyi tutukladık, şu kadar hükümlü var, bu bitmiştir’ diyebileceğimiz bir şey değil” ifadelerini kullanarak, örtülü yurt dışı operasyonlarına dikkat çekti: “Stratejimiz şu biliyorsunuz; terörle mücadelede tehdit varsa, herhangi bir yerde tehdidi kendi sahamızda beklemiyoruz. Tehdit neredeyse biz geliriz ve orada yok ederiz” diyen Oktay, Gülen Cemaati ile ilgili mücadelenin bu çerçevede devam ettiğini söyleyerek, “Rahat edemeyecekler, bunu söylüyoruz ve rahat ettirmiyoruz” şeklinde konuştu.

Oktay’ın konuşmasının satır başları şöyle:

“Türkiye’de bu örgütün beli kırılmıştır. Ama bitmiş midir? Bunu bu kadar iddialı konuştuğumuzda bizi rehavete sürükleyebilir, biz bu rehavete gelmeyeceğiz. Bütün ciddiyetimizle, gücümüzle, Türkiye içinde üzerine gitmeye devam edeceğiz. Tüm kurularımız nezdinde özellikle güvenlik ve yargı başta olmak üzere. Henüz yurt dışında aynı derecede temizlenebildiğini ifade temek mümkün değil. Terör örgütünün başı bugün hala ABD’de ve çalışmalarına birçok ülkede devam ediyor.”

KUTUPLAŞMADAN ŞİKAYET ETTİ

Oktay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, besteci ve piyanist Fazıl Say’ın ‘Truva Sonatı’ adlı eserinin Ankara prömiyerine katılmasına ilişkin ise “Normalde bizde sosyal fay hatlarından, kutuplaşmadan bahsedilir. Orada olsaydınız bu kutuplaşma dediğimiz derinliğin aslında olmadığını, gönülden gönüle de bir yol olduğunu kendi vatandaşlarımız arasında görüyoruz” dedi.

‘EKONOMİK SALDIRININ ÖNÜNE GEÇTİK’

Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin oturup oturmadığına ilişkin soruya ise şu cevabı verdi:

“Çok ciddi bir dönüşüm bu. 100 yıl içinde tek partili dönemden çok partiliye geçiş belki bir kırılma noktasıydı. Bu daha ciddi anlamda yeni bir kırılma noktası. Bunun yerine oturması, Birinci yüz günlük eylem planında en büyük amaçlardan biri buydu. Oradaki amaçlarımız çok ciddi anlamda yerine getirildi. Yeni Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni öncekinden ayıran boyutu, hatırlarsınız önceki tartışmaları çok başlığın olması, cumhurbaşkanı ile başbakanın farklı geleneklerden gelmesinden kaynaklanan da değil. Görev ve yetki çatışması, yani sistemde yapısal bir sorundan kaynaklı, Atatürk ve İnönü’den başlayıp, bugüne kadar devam eden birçok örneği vardı bu çatışmaların. Bunun Türkiye’ye bir zaman kaybı vardı. Yeni sistemde bunun önüne geçilmek istendi. Ofislerle, kurullarla, bakanlık sayılarının azaltılmasıyla çok daha etkin, kararlı hareket eden ve esnek bir yapı olsun. Hızlı karar alabilelim, hızlı uygulayabilelim ama karar mekanizmalarında şartlara göre değişiklik gerekirse, o değişiklikler çok hızlı alınabilsin. Bu yasama anlamında da böyle. Çünkü Cumhurbaşkanı kararnameleri öyle bir esneklik kazandırıyor ki; kanun hükmünde tabi ki boşluk olan alanlar da kanun hükmünde. Meclis’in yetkisi ayrı bir yerde. Sistem yasama-yargı ve yürütmeyi sınırları itibariyle çok ciddi bir şekilde ayırıyor. Cumhurbaşkanı nezdinde tamamen bütünleştiriyor, ama hız noktasına baktığınızda çok ciddi şekilde bir ivme kazandırıyor. Bunun sonuçlarını gördük aslında. Ağustos’a baktığınızda böyle bir ekonomik saldırının veya manipülasyon olayının Ağustos’ta yaşadığımız döviz kurlarıyla başlayan ve diğer alanlara yayılmak istenen konunun nasıl çok hızlı bir şekilde önüne geçildiği, önceki sistemde aylar alacak 2000 krizini düşünün ki bunun bir kriz değil, manipülasyon olduğu çok açıktı. Ağustos saldırısının nasıl yönetildiğine bakın, her kafadan bir sesin çıkmadığı, net bir sesin çıktığı ekonomi yönetiminin kimde olduğu net belli, diğer alanlarda kimin hangi görevlerle yetkili olduğu net belli, Cumhurbaşkanının zatında birleşen ve belirlenen stratejiler çerçevesinde hızla uygulamaya geçen bir yapı, bunu gördük.”

‘KÜBA NET BİR İŞBİRLİĞİ TALEP EDİYOR’

Küba- Türkiye ilişkilerine değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Biyoteknoloji konusunda özellikle ortak çalışmalar yapmamız gerektiği Küba Devlet Başkanı’nın bize teklifiydi aşı ve şeker hastalığıyla uzuvların kesilmesini önleyebilecek ciddi çalışmaları var. Bizim de bu alanda çok ciddi çalışmalarımız var. Savunma sanayii alanında elde ettiğimiz başarıların benzerini, orada yakaladığımız ivmeyi diğer sektörlere taşıma çerçevesinde çok yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Sağlık, bu sektörlerden birisi. Küba bu alanda çok net bir iş birliği talep ediyor” dedi.

İŞ ADAMLARINA ÇAĞRI

Fuat Oktay, “Ben sizin vasıtanızla yine Türk iş adamlarına ısrarla sesleniyorum. Türkiye’nin büyüme modeli, kamunun devletin gidip ilişki kurduğu ülkelerde yatırım yapması değil. Özel sektör aracılığıyla büyüyen bir ekonomi modelimiz var. İş adamlarımızın daha da cesur olması gerekiyor. Riskler var tabi ki, ama getiri potansiyeli de yükseliyor. Bizim görevimiz riskleri minimize etmektir” dedi.

‘HER GELENİN TÜRK VATANDAŞI OLACAĞI ŞEKLİNDE POLİTİKAMIZ YOK’

Türkiye’de toplam 4,7 milyon mültecinin yaşadığına dikkat çeken Oktay, şöyle konuştu:

“Nitelikli insanların Türkiye tarafından kazanılması doğrultusunda, bu zaten kamuoyunun da bizden talebiydi. İçişleri Bakanımızın açıklaması da vardı zaten, 53 bin civarında Türk vatandaşlığına geçirilenler var, önceden de Türk vatandaşı olanlar da bunun içinde. Her gelenin Türk vatandaşı olacağı şeklinde politikamız yok. Geri dönüşlere baktığımızda Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı’nın güvenli liman olması ile 300 bine yakın bir geri dönüş oldu. Fırat’ın doğusu deyince orada bir terör yuvası haline getirildi orası. Adına ne derseniz PKK, YPG, PYD, DSG, alfabenin bütün harfleri var. Ama biz alfabenin hangi ismini verirseniz verin, bunun PKK olduğunu, PKK’nın Suriye tarafındaki yansıması olduğunu, bunun da Türkiye’ye tehdit olduğunu ifade ediyoruz.”

kronos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder