AKP hükumetinin hazırladığı 2021 bütçesine muhalefet şerhi düşen CHP, 2023’te Türkiye’nin ilk 20 ekonominin içinde kalmasının dahi zor olduğunu belirtti. Şerhte, “Vitrin değişikliği sorunu çözmez, sadece biraz zaman kazandırır. Devlet krizi çözülmeden, ekonomik kriz çözülmez. Borçla ekonomiyi şişirmenin artık sonuna geldik” denildi.
BOLD – CHP, AKP’nin hazırladığı “2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi”ne muhalefet şerhi düştü. Şerhte, işsizliği çözecek, istihdam oluşturacak nitelikli bir büyümenin görünmediği kaydedildi.
Muhalefet şerhinde, “2023 yılında Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olması bir yana, ilk 20 ekonominin içinde kalması dahi zor gözükmektedir. Türkiye’yi içine düşürüldüğü bu buhrandan çıkarmak için yeni kurallara, yeni kurumlara, yeni kadrolara ihtiyaç var” görüşü savunuldu.
ERDOĞAN, ÇAKICI’NIN TEHDİDİNE SESSİZ KALDI
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, reform açıklamalarının samimiyetsiz olduğu belirtilen şerhte, “Hukukta reform vaadinin samimiyetsizliğini; partili Cumhurbaşkanının, aynı devrede, hukuka aykırı şekilde dört yıldır tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ı ve üç buçuk yıldır tutuklu bulunan Osman Kavala’yı, Anayasa’nın 20., 38. ve 138. maddelerini ihlal etmek suretiyle ısrarla hedef göstermeye devam etmesi ve bir mafya örgütü elebaşısının ana muhalefet partisi liderini ölümle tehdit etmesi karşısında sessiz kalması da göstermektedir” ifadelerine yer verildi.
“Tek adam rejiminden kurtuluş, kucaklaşma ve yeni bir döneme çağrı” başlığıyla hazırlanan şerhte, “Tek adam rejimi, Türkiye’yi adeta anayasasız, parlamentosuz, bürokrasisiz, liyakatsiz ve yurttaşsız yönetebileceği bir düzleme çekerek yönetmeye çalışmaktadır” tespiti yapıldı. Şerhte, vatandaşların seçme ve seçilme hakkının gasbedildiği belirtilerek, milletvekilliklerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, milletvekillerinin, belediye başkanlarının tutuklanması, belediyelere kayyum atanması gibi antidemokratik uygulamalarla karşı karşıya kalındığı kaydedildi.
Evrensel’in haberine göre şerhte, muhalefetin ümitsiz olmaması gerektiği ifade edilirken, “Bütün bunların üstüne, hedef gösterilen ve parçalanan barolar ve kapatılmak istenen meslek odaları da eklendiğinde durum daha da vahimleşmektedir. 31 Mart ve 23 Haziran 2019 seçim sonuçları da hepimize göstermiştir ki tek adam rejimi tüm bu keyfi ve hukuk dışı uygulamalarına rağmen arzu ettiği sonuçlara ulaşmakta her zaman başarılı olamamaktadır. Demokratik muhalefet, iktidar karşısında seçim başarısı kazanabilmektedir” denildi.
YENİ ANASAYA SİYASETİ ÇAĞRISI
Pandemi ile birlikte kötü bir yönetimin olduğu anlatılan şerhte, yeni bir demokratik Anayasa’nın hazırlanmasının bu “rejimden” kurtuluşunun çıkış yoluna atılacak en önemli adım olduğu ifade edildi. Şerhte, “Ancak yeni bir demokratik anayasa ve güçlendirilmiş parlamenter sistemin tesis edilmesi ile yukarıda saydığımız anti-demokratik uygulama ve sorunların çözümü mümkün olacaktır. Bunun için başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere, muhalefet partileri, ayrı ayrı ya da mümkünse birlikte, bir ‘anayasa siyaseti’ oluşturmalıdır” denildi.
49 GAZETECİ CEZAEVİNDE
İstanbul Sözleşmesi’nin iktidar tarafından tartışmaya açılmasına da tepki gösterilen şerhte, 49 gazetecinin cezaevinde olduğu, bu durumun utanç verici olduğu belirtildi. Şerhte, “Türkiye’de tutuklamanın, bizzat yürütmenin teşvik ve tahriki ile bir cezalandırma aracı olarak kullanıldığı açıktır” tespiti yer aldı.
İKTİDAR PANDEMİ ÖLÜMLERİNDEN SORUMLUDUR
Koronavirüs salgınına da yer verilen şerhte, vakaların halktan saklandığı eleştirisi yapıldı. Şerhte, şu ifadelere yer verildi: “Bilim Kurulu’nun tavsiye kararlarını kamuoyunun bilgisine açmayan ve dünya üzerinde sayısız ülkenin yaptığı gibi en az virüsün azami kuluçka süresi boyunca -sosyal devlet olmanın gereği olarak tüm yurttaşların ve mukimlerin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayacak şekilde- ne birinci dalga ne de ikinci dalga sırasında kapanma kararı alabilen iktidar; sebep olduğu rehavet, müsebbibi olduğu sosyal hareketlilik ve engel olduğu bilimsel takip ve kamuoyu denetimi sebebiyle vuku bulan önlenebilir ölümlerden sorumludur.”
KÖPRÜ, OTOYOL PROJELERİ İÇİN 31 MİLYAR LİRALIK BÜTÇEYE YÜK
Bütçenin bazı harcamaların özellikle de kamu özel işbirliği borçlarının gizlenmesini amaçladığının belirtildiği şerhte, kamu-özel işbirliği projelerinin bütçeye maliyeti için 31 milyar TL’lik kaynak ayrıldığı kaydedildi. Şerhte şu tespitler yer aldı: “2023 yılında Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olması bir yana, ilk 20 ekonominin içinde kalması dahi zor gözükmektedir. 2021 yılı bütçesinde dikkat çeken konulardan biri de vazgeçilen vergileri boyutunu gösteren, muafiyet, istisna, muhtelif indirimler, vergi ertelemeleri gibi vergi harcamalardır. 2021 yılında 230,8 milyarlık bir vergi harcaması tutarı söz konusudur. Bu vergi gelirlerinin dörtte birine karşılık gelmektedir. Vergi yükü dağılımındaki eşitsizliği büyüten bir düzenek de ‘vergi harcaması’ uygulamasıdır. Gelir, Kurumlar Vergileri ile KDV ve ÖTV türü vergilerin tümü için geçerli olan ‘vergi harcamaları’ , esas olarak sermaye lehine çalışmaktadır. 2021’de 230 milyarlık liralık vergi kaybının 922 milyarlık liralık toplam vergi gelirlerine kıyasla yüzde 25’lik bir büyüklüğü temsil ettiği vurgulanabilir Kamu- özel işbirliği projelerinin bütçeye olası finansman yükleri konusunda 30.980.998 Milyar TL.lik bir kaynak ayrıldığı anlaşılmaktadır.”
KORANVİRÜS ÖNERİLERİ
Şerhte, koronavirüsün sağlık emekçileri için meslek hastalığı, diğer iş kollarında çalışan işçiler için iş kazası olarak tanımlanması gerektiği, işten çıkarma yasaklanarak, işçilere 1168 TL yerine tam ücret ödenmesi gerektiği belirtildi.
DEVLET KRİZİ VAR VİTRİN DEĞİŞİKLİĞİ SORUNU ÇÖZMEZ
Türkiye’de devlet krizi ve ekonomik krizin iç içe yaşandığının altının çizildiği şerhte, AKP hükumetinin ekonomi yönetiminde yaptığı değişikliğe “Vitrin değişikliği sorunu çözmez, sadece biraz zaman kazandırır” eleştirisi yapıldı. Şerhte, şu görüşler dile getirildi: “Vitrin değişikliği sorunu çözmez, sadece biraz zaman kazandırır. Devlet krizi çözülmeden, ekonomik kriz çözülmez. Borçla ekonomiyi şişirmenin artık sonuna geldik. Kamu bankalarında imkan kalmadı. İçeride belirli sektörlerde sübvansiyonlu kredilerle sağlanan canlanma sürdürmek zor. Bütün kesimlerin bilançoları daha fazla borcu kaldırmıyor. Artık aynı borçla daha düşük büyüme oluyor. Kamunun da borçlarını sürdürmesi zorlaşıyor. Kovit-19 yeni zirveleri gördü bu hizmetlerdeki geri gidişi hızlandıracak. Ufukta işsizliği çözecek, istihdam yaratacak nitelikli bir büyüme görünmemektedir. Türkiye’yi içine düşürüldüğü bu buhrandan çıkarmak için yeni kurallara, yeni kurumlara, yeni kadrolara ihtiyaç var.”
medyaboldDurmuş Yılmaz: 35 yıl çalıştım, eksi rezervi hiçbir zaman görmedim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder