İngiltere’de yüzlerce avukatı temsil eden Hukuk Cemiyeti (The Law Society) Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ne Türkiye ile ilgili bir rapor sundu.
BOLD – Avrupa’nın dört bir tarafında faaliyet gösteren birçok hukuk bürosunu temsil eden cemiyet, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin iç hukuk yollarının tükenmediği gerekçesi ile binlerce dosyayı Türkiye’ye geri göndermesini eleştirdi.
Müvekkillerini savunmaya çalışan avukatların toplu duruşmalarda cezalandırıldığının vurgulandığı raporda, diğer avukatların ise büyük baskı altında görevlerini yapmaya çalıştığı ifade edildi.
15 Temmuz’dan önce yaşanan insan hakları ihlallerine de dikkat çekildiği raporda cinayete kurban giden Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da isimleri yer aldı.
“İÇ HUKUK YOLLARININ TÜKENMEDİĞİ GEREKÇESİ” ELEŞTİRİSİ İLK SIRADA
İngiltere ve Galler Hukuk Cemiyetinin BM’ye sunduğu raporda yer alan bilgiler şöyle:
- 2017 yılında 57 bin 39 Türk vatandaşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Ancak iç hukuk yollarının tükenmediği gerekçesi ile 25 bin kişinin dosyasını kabul görmediği için yeniden Türk mahkemelerine yönlendirildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye aleyhinde karar alsa bile bu kararlar Türkiye tarafından uygulanmıyor.
- Darbe girişimden bu yana 599 avukat gözaltına alındı ve tutuklandı; 1546 avukat yargılandı; 311 avukat mahkum edildi; toplam bin 967 yıl hapis cezasına çarptırıldılar.
- Avukatların belli insanları temsil etmesi, hapishanede mahkumları ziyaret etmesi, basına açıklama yapması, AİHM davaları hakkında tweet atması, uluslararası örgütlerle iletişim kurması ve devlet uygulamalarını eleştirmesi, avukatların mahkum edilmesi için temel sebepler olarak kullanıldı. Avukatların meşru profesyonel faaliyetlerini suç haline getirmek için terörle mücadele mevzuatının kullanılması hukukun üstünlüğünü baltalamak anlamına geliyor.
- Avukatlara ve Türkiye’de hukuk alanında çalışan diğer kişilere yönelik saldırı, adalete erişim ve hukukun üstünlüğü açısından sistematik olarak olumsuz sonuçlar doğuruyor. Avukatların müvekkillerini savunmak için mesleki yükümlülüklerini yerine getirmemeleri için terör örgütleriyle ilişkilendirilmeleri kabul edilemez.
- Darbe girişiminden önceki dönemde de avukat ve hakimlere yönelik insan hakları ihlalleri endişeye neden oluyordu. Temmuz 2015 ve Aralık 2016’da ülkenin Güney Doğusu’nda birçok kişi operasyonlarda hayatını kaybetti. Ekim 2015 yılında 500 avukatın Cizre’ye girmesine izin verilmedi. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi 28 Kasım 2018 yılında öldürüldü. Soruşturma eksik kaldı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Türkiye ile ilgili son raporunu 2015 yılında yayınlamıştı. 193 üyesi bulunan konsey önümüzdeki yıl ‘Universal Periodic Review’ olarak bilinen Türkiye ile ilgili yeni raporunu açıklayacak.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin Türkiye ile ilgili çalışmalarına katkı sunan hukuk örgütlerinin isimleri şunlar:
İngiltere ve Galler Hukuk Derneği
Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Enstitüsü
İngiltere ve Galler Barosu İnsan Hakları Komitesi
Ulusal Konsey Baroları
Kanada Avukat Hakları Gözlemevi
Avrupa Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları için Avukatlar Birliği
Avukatlar için Avukatlar
Norveç Barosu, İnsan Hakları Komitesi
Uluslararası Tehlike Altındaki Avukatlar Gözlemevi
Paris Barosu İnsan Hakları Enstitüsü
Alman Barosu İnsan Hakları Komitesi
Cenevre Barosu İnsan Hakları Komisyonu
Abogacía Espanola – Consejo Genel
UIA – Uluslararası Avukatlar Birliği
medyaboldAİHM inanamadı: Karaciğer nakli olan hasta gerçekten cezaevinde mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder