16 Temmuz 2019 Salı

Gülen’i kaçırma davasında 4 Türk bakan mahkemede teşhis edildi

Türk hükümeti adına yasa dışı lobicilik yapmakla suçlanan İran asıllı Amerikalı işadamı Bijan Kian’ın yargılandığı dava Virginia’da başladı. Dün jüri seçimleri yapılan davanın bugünkü oturumunda dört Türk bakan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isimleri de dava dosyasına girdi.

Kian ve eski ortağı Michael Flynn ile Türk iş adamı Ekim Alptekin arasındaki yazışmalar detaylı olarak mahkeme salonuna taşıyan savcılar, bu mesajlarda ismi geçen Berat Albayrak, Binali Yıldırım, Mevlüt Çavuşoğlu ve Nihat Zeybekçi’nin fotoğraflarını ekrana yansıtarak Adalet Bakanlığı temsilcisi Jeffrey Olson’a bu isimleri teşhis ettirdi.

Savcılık, Ekim Alptekin’in, Tayyip Erdoğan, Michael Flynn ve Bijan Kian’ı New York’ta bir araya getirerek ‘projeyi’ tartışma planlarını içeren mesajlarını da dava dosyasına soktu.

YASA DIŞI LOBİCİLİĞİN ONAYI BİNALİ YILDIRIM’DAN

Kian’ın bilgisayarında ele geçirilen yazışmalara göre Ekim Alptekin’in, iddianameye konu olan ‘yasa dışı lobicilik’ ve ‘Fethullah Gülen’i iade ettirme amacıyla gizli kara propaganda’ faaliyetlerini dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın kontrolünde gerçekleştirdiğini ileri süren Virginia Bölge Savcısı John Gibbs, Türk iş adamının 8 Ekim 2016’da Flynn Intelligence Group ortağı Kian’a gönderdiği bir mesajı buna delil olarak sundu. Alptekin mesajında Binali Yıldırım’dan çalışma için onay aldığını söylereyerek, “Bijan, sana bir anlaşma göndereceğim. Şimdi başbakanın odasından çıktım. Yeşil ışık yandı” diyor.

Bu görüşmenin hemen ardından Alptekin’in Bijan Kian’dan banka hesap bilgilerini istediğini ve ‘bankalar kapanmadan parayı göndereceğini’ söylediği mesajları ekrana yansıtan Gibbs, bir sonraki gün Kian’ın da ortağı olduğu Flynn Intelligence Group hesabına Türkiye’den yatan 200 bin dolarlık tutarın banka dekontunu jüriye gösterdi.

ALPTEKİN FLYNN’İN HEM İŞ VERENİ, HEM MÜŞTERİSİ

Alptekin’in sahibi olduğu Hollanda merkezli Inovo BV isimli şirket ile Flynn Intelligence Group arasında bir değil iki sözleşme bulunduğunu kaydeden Başsavcı Yardımcısı, bu anlaşmalardan ilkinin 600 bin dolar tutarındaki ‘gizli lobicilik’ anlaşması, ikincisinin ise ilkinin aksine Flynn Grubu’nu ‘müşteri’, Alptekin’i de ‘danışman’ olarak gösteren komisyon anlaşması olduğunu söyledi.

Bu anlaşmalara göre lobicilik ödemelerinin Flynn Grubu’na 200 bin dolarlık taksitler halinde yapılacağını kaydeden Gibbs, Alptekin’in garip bir şekilde ayda ‘200 bin dolar ödediği’ bir şirkete danışmanlık hizmeti vererek bu ödemelerden yüzde 20 pay aldığını belirtti. Konuya açıklık getirmek üzere tanık kürsüsüne oturan FBI Mali Suçlar Bürosu uzmanı Graham Smith, Ekim Alptekin ile Flynn International Group arasındaki tüm para transferlerini ortaya döktü. Smith, Ekim Alptekin’in Türkiye’deki şahsi hesabından Flynn’e yapılan her 200 bin dolarlık ödemenin ardından, bir gün içinde yine Alptekin’e ait Hollanda’daki Inovo BV hesabına 40 bin dolarlık ödeme yapıldığı gösterdi.

Yine mahkemeye tanık olarak çağrılan Flynn Intelligence Group eski avukatı Robert Keller da Ekim Alptekin’e yapılan ödemeleri doğrulayarak, Kian’ın bu ‘danışmanlık’ hizmetini ABD Adalet Bakanlığı’ndan gizlemeye çalıştığını söyledi. “Flynn Grubu bize Yabancı Temsilciler Kayıt Yasası’yla başı derde girdikten sonra geldi” diyen Keller, grubun yasaya göre yabancı bir şirket ya da devleti temsil etmek üzere lobicilik anlaşması imzalayan bir şirketin 10 gün içinde doldurması gereken kayıt formunu doldurmadığı için Adalet Bakanlığı’ndan uyarı aldığını söyledi. Kendilerinin bunun üzerine sürece müdahil olduğunu belirten Keller, sonradan yaptıkları başvuru sırasında Bijan Kian’ın, Alptekin’e yapılan havaleleri ‘geri ödeme’ olarak kayda geçirtmeye çalıştığını söyledi. Keller, kendilerinin buna inanmayarak ödemeleri Yabancı Temsilciler Kayıt Yasası başvurusunda ‘danışmanlık ücreti’ olarak kaydettiklerini açıkladı. Eski avukat, Bijan Kian tarafından Michael Flynn’e gönderilen ve ‘Ekim Alptekin’in danışmanlık ücreti olan 40 bin doları bir an önce ödemeleri gerektiği’ni ifade eden e-postaları da doğruladı.

Virginia Bölge Savcılığı’na göre Alptekin’e yapılan bu ‘komisyon’ ödemeleri, Türk iş adamının iddiasının aksine yasa dışı lobicilik ve kara propaganda için kullanılan paranın kendi parası olmadığını kanıtlıyor. Savcılığa göre Alptekin, Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn üzerinden illegal olarak ABD hükümeti ve kamuoyunu etkilemeyi amaçlayan Türk hükümeti ile Bijan Kian’ın arasında köprü görevi gördü ve bu iş için Flynn Grubu’na yapılan ödemelerden yüzde 20 oranında komisyon aldı.

FLYNN’İN GÜLEN MAKALESİNİN KAYNAĞI TÜRKİYE

Bu kapsamda yapılan çalışmaların en önemlisi emekli general Michael Flynn tarafından Kasım 2016’da The Hill gazetesinde yazılan makale. Savcılığın mahkemeye sunduğu kanıtlara göre Fethullah Gülen’i karalayan ve ‘bir an önce iade edilmesi gerektiği’ni söyleyen makalenin yazımında Ekim Alptekin üzerinden Türk hükümeti direkt olarak etkili oldu. Bijan Kian, Alptekin’le daha önce paylaştığı donelerle birebir örtüşen makalenin taslağını yayınlanmadan yine Alptekin’le paylaştı. Türk işadamı yazının, ‘Müslüman Kardeşler’ ile ilgili kısmının Türk hükümetini rahatsız edeceğini söyleyerek makaleden çıkarılmasını istedi. Kian, yazı yayınlandıktan sonra ise Alptekin’e attığı mesajda ise, “Verilen söz, tutulan sözdür” ifadelerini kullandı. Yasalara göre Flynn, makalenin yayınlanması için irtibat kurduğu tüm basın kuruluşlarına yazıyı Türk hükümetini temsilen yazdığını iletmesi gerekiyordu. Yine aynı şekilde yayınlanana makalenin sonunda okurun Flynn Grubu’yla Türk hükümetinin yaptığı anlaşma hakkında bilgilendirilmesi zorunluydu. Bunların hiçbiri yapılmadığı gibi, Gülen’in iadesini isteyen makale yayınlandığı tarihte Flynn Grubu, Türk hükümeti adına çalıştığını gösteren Yabancı Temsilciler Kayıt Yasası başvurusunu dahi yapmamıştı.

“GÜLEN’İN İADE TALEBİ DOSYASINDA SAYFA ÇOK, KANIT YOK”

Duruşmada ABD Adalet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Ofisi temsilcisi Jeffrey Olson Fethullah Gülen’in iade talebi süreciyle ilgili jüriye detaylı olarak bilgi verdi. Türk hükümetinin 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Gülen’in ‘önlem olarak tutuklanması’yla ilgili bir talep gönderdiğini belirten Olson, talebi destekleyen herhangi bir kanıt sunulmadığı için olumlu cevap veremediklerini söyledi. Türkiye’nin 23 Temmuz 2016 tarihinde bu sefer Dışişleri Bakanlığı’ndan resmi bir iade talebinde bulunduğunu söyleyen Olson, bu talebin darbe ile değil ‘paralel devlet’ iddialarıyla ilgili olduğunu kaydetti. Olson, “Bir kısmı Türkçe, bir kısmı İngilizce, binlerce sayfadan oluşan bir başvuruydu. Avukatlarımız detaylı olarak inceledi. Sonraki haftalarda bir çok toplantılar yaptık. Çok sayfa vardı ama kanıt yoktu” diye konuştu. Bu durumu Türk hükümetine pek çok defalar ilettiklerini söyleyen Olson, “Ağustos 2016’da Ankara’ya uzmanlardan oluşan bir ekip gönderdik. Pek çok sorumuz vardı. Bize tatmin edici kanıtlar sunabilmeleri için çok uğraştık. Eylül 2016’da bu sefer darbeyle alakalı bir ‘önleyici tutuklama talebi’ gönderdiler. Yine muhtemel şüphe için yeterli delil yoktu” ifadelerini kullandı.

15 Temmuz Pazartesi günü Doğu Virginia Bölge Mahkemesi’nde görülmeye başlayan davanın yaklaşık bir hafta sürmesi bekleniyor.

kronos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder