24 Ekim 2019 Perşembe

Adaletsizlik

Merhaba, 26 Temmuz 2016 tarihine kadar matematik öğretmeniydim. O tarihten sonra ne mi oldu? Neler olduğunu anlatayım. Size birazdan yazacaklarım 21.yy da yaşanır mı diye düşünecek, belki üzülecek, belki de şaşıracaksınız. Bunlar Avrupa Birliğine girmeyi düşünen bir ülkede nasıl yaşanabilir diye iç geçireceksiniz.
18-25 Temmuz 2016 tarihlerinde matematik öğretmeni olarak çalıştığım kurumda liselere geçiş tercih işlemlerimi halledip tatilimin geri kalan kısmını geçirmek üzere Türkiye’nin farklı bir şehrinde oturan ailemin yanına gittim. 26 Temmuz tarihinde polisler evime baskın yapıp kapımı kırarak arama yapmış ev sahibime beni ve eşinin nerede olduğunu sormuşlar. Hikayem tam da burada başlıyor. Evime polisin neden geldiğini kapımı neden kırdığını ne ile suçlandığımı bilmiyordum. Benimle aynı iş yerinde çalışan karşı komşumu ve eşini de gözaltına almışlar. Durumu tam olarak anlayabilmek ve evime geri dönmek için bir kaç gün bekledim fakat günler geçtikçe Türkiye de işler çığırından çıkmaya başladı. Gözaltına alınan arkadaşlarımıza işkence edildiğini ailelerinden öğrendiğim zaman gidip teslim olma düşüncesini kafamdan silmek zorunda kaldım. Düşünsenize o güne kadar hiç bir suç işlememiş olan öğretmenler çalıştığı kurum 15 Temmuz darbe teşebbüsünde bulunanlara yardım yataklık yapıyor gerekçesi ile kapatılıyor ve çalışanlar peşinen hiç bir hukuki gerekçe gösterilmeden darbeci kabul ediliyor.
Bu süreçte bahse konu eğitim kurumlarında çalışanlara 3 farklı zulüm yapıldı; 1- iş yerleri kapatılarak işsiz bırakıldılar, 2- lisans ve çalışma izinleri iptal edildi ve böylece farklı bir eğitim kurumunda çalışma imkanları ellerinden alındı, 3- bir çoğu komik gerekçelerle göz altına alınıp özgürlüklerinden alıkonuldu.
Yaklaşık 72 gündür acaba ülkeye hukuk gelir mi diye beklerken Olağan Üstü Halin 3 ay daha uzatıldığını öğrenerek yine kahroldum. 73 gündür Eşim ve çocuklarımla birlikte ailemden ve arkadaşlarımdan uzakta bir dağ evinde beş kuruş gelirim olmadan iki öğün yemek yiyerek ülkedeki adaletsizlikten KAÇIYORUM. Gidip teslim olsam suçsuz yere işkence çekecek ve ailemden ayrı kalacağım. İşkenceden sağ kurtulsam cezaevinde bir hiç uğruna ne kadar yatacağımı kestirmek ise inanın meçhul. Avukatlar haklarımızı korumaktan “bizi savundukları için kendilerini de içeri alırlar” düşüncesiyle korkuyorlar. Bu korkular ülkesinde hukuken bir sonuç alamayacağımı düşünerek AIHM ve Avrupa’da bulunan sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum.

 



Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/10/24/adaletsizlik/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder