20 Mart 2020 Cuma

Mustafa Koçak’ın anne ve babası: Ayaklarının altı patladı yürüyemiyor

İşkence altında ölüm orucuna devam eden Mustafa Koçak’ın anne ve babası yaptıkları son görüşmenin ardından oğlunun durumunu anlattılar.

BOLD – Mustafa Koçak, adil yargılanma talebiyle başlattığı açlık grevinde 97. günün ardından ölüm orucuna geçmiş ve ölüm orucunun 24. gününde ağır işkencelere maruz kalmıştı.

Tutuklu bulunduğu İzmir’deki Şakran T2 Cezaevinden kampus hastanesine götürülerek zorla beslemeye ve işkenceye maruz kalan Mustafa Koçak, savcılığa şikayette bulunurken, anne ve babası haftalar sonra çocuklarıyla görüştüler.

Anne Zehra Koçak ve baba Hasan Koçak, oğullarıyla yaptıkları telefon görüşmesinin ardından bir video çekerek Mustafaya yapılanları ve son durumunu paylaştı. Oğulunun ayaklarının altının patladığını, yürüyemez halde olduğunu, psikolojisinin çok bozuk olduğunu söyleyen anne Zehra Koçak, “Ona sen kimsenin umurunda değilsin, ailen bile gelmedi, arkadaşların gelmedi demişler. Anne ‘kendimi çok yalnız hissettim’ dedi. Çok işkence yapıldığını söyledi. Psikolojisi çok bozulmuş. Ayaklarının altı patlamış, oradaki arkadaşlarının yardım ettiğini söyledi.”

Baba Hasan Koçak ise oğlunun yanında olduklarını, onun onursuzluk yapmadığını söyledi.

HAZIR İSİM LİSTESİNİ İMZALAMADI

Mustafa Koçak, savcı Selim Kiraz’ı öldüren kişilere silah temin etmek suçlamasıyla tutuklanmıştı. Suçlama bir kişinin beyanına dayanıyordu. Koçak’tan sorgu sırasında bir isim listesi imzalaması istenmiş, direnince de işkence süreci başlamıştı.

BABASI GÖZALTINDAKİ İŞKENCELERİ ANLATTI

Baba Koçak, “Mustafa’nın gözaltına alınmasından iki gün sonra haberimiz oldu. Gözaltına alındıktan sonra Mustafa’yla görüşmek için polis merkezine gittik; fakat bizi görüştürmediler. Avukat aracılığıyla görüşmemiz de engellendi; çünkü avukatların görüşü de yasaklanmış. Mustafa itirafçı olsun diye 12 gün boyunca gözaltındayken işkenceye maruz kaldı. Mustafa kafasına teneke geçirilip coplandı, daha sonra Mustafa’yı ensesinden sırtına sıvı dökerek dondurucu odaya koydular. Mustafa’dan kendi belirledikleri isimler için imza talebinde bulundular. Mustafa söyledikleri isimleri tanımadığı için daha fazla işkenceye maruz kaldı, hamile ablasına tecavüz edilmekle tehdit edildi. Mustafa haksız yere kimsenin ocağına ateş düşürmez” diye konuştu.

MÜEBBET VERİLDİ ADİL YARGILAMA İÇİN AÇLIK EYLEMİNE BAŞLADI

Koçak, bir kişinin beyanıyla müebbet hapis cezasına çarptırıldığı gerekçesiyle, adil yargılama talepli açlık grevine başladı, ardından bu grevini ölüm orucuna çevirdi. Ölüm orucunu durdurması için 24. gününde kaldığı hapishaneden çıkartılarak yeniden işkenceye alındı. Koçak’a burada makatına jop sokma dahil ağır fiziki ve psikilojik işkenceler yapıldı.

Avukatı Ezgi Çakır imzalı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Dilekçede, hapishane müdürü ve talimatı altındaki gardiyanlar, kolluk görevlileri ile hastane başhekimi ve müdahalede bulunan doktorlar ve sağlık görevlilerinin “işkence, görevi ihmal, suçu bildirmeme ve suç delillerini gizleme, yok etme” suçlarından soruşturulması talep edildi.

Ayrıca Koçak’ın derhal tam teşekküllü bir üniversite ya da devlet hastanesine sevkinin sağlanarak, İstanbul protokolüne uygun şekilde ileri tetkik ve tahlilleri yapılarak işkence izlerinin tespitinin yapılması istendi.

Savcılıktan, hapishanede ve Mustafa Koçak’ın götürüldüğü hastanede bulunan tüm kamera görüntülerine el konulması da talep edildi.

Mustafa Koçak açlık grevinin ilk haftalarında…

DİLEKÇEDE İŞKENCENİN DETAYLARI

Savcılığa iletilen dilekçede, olay şöyle anlatıldı:

“Mustafa Koçak, adil yargılanma talepli olarak sürdürmekte olduğu ölüm orucunun 254. Günündeyken 12 Mart’ta 16.00 sıralarında rızası dışında hastaneye götürüldü. Koçak’a zorla beslenme ve tedavi uygulandı. Bu zorla tedavi yapılırken Koçak’ın onayı ve rızası bulunmadığı gibi, ailesine haber vermek ve rızalarını almak yoluna gidilmedi, avukatlarına haber verilmedi. 17 Mart’ta avukatı Ezgi Çakır Koçak’la görüştü. Görüşmede Mustafa Koçak şunları anlattı:

* Hücresinden zorla sandalyeye bağlanarak, sürüklenerek Şakran Hapishanesi kampüs hastanesine götürüldüğünü; kampüs hastanesinin başhekimi, dahiliye uzmanı doktor olmak üzere ismini bilmediği 3 doktorun kendisine 5 gün boyunca işkence altında zorla müdahale ettiklerini;

* Zorla müdahaleyi kabul etmediğini beyan ettiğini, buna rağmen 73 serum takıldığını (omzundan bileğine kadar iğne izleri ve morluklar görülmektedir);

* Kolundaki serumu çıkartmaya çalıştığını, kolundaki serumu çıkarmaya çalıştığında bacağına serumlar vurulduğunu ve yine bacaklarının damarlarının patlak olduğunu;

* Dişleri ile serumları çektiğini, bu sebeple kafasının da kelepçelendiğini; kollarına 8 kelepçe, ayaklarına 8 kelepçe takıldığını;

* Ağzının ve dişlerinin ağzına bir şey sokularak bağırmasının engellendiğini; kafasını ve vücudunu halatlarla bağladıklarını;

* ‘Seni sakatlayıp bırakacağız’ diye tehdit edildiğini…”

“Ayrıca Koçak’ın beş gün boyunca tuvalete gitmesine izin verilmedi, tuvalet ihtiyacını giderdiğinde de temizlenmedi.”

Dilekçede bu uygulamaların Koçak’ın bilinci yerindeyken ve müdahaleyi kabul etmediğini söylemesine rağmen yapıldığı da ifade edildi.

“Mustafa Koçak’a boynundan ve bacaklarından kelepçe takıp işkence yaptılar”

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder