2 Temmuz 2019 Salı

Küçük ölçekli turizmciler sezon ortasında kan ağlıyor: “Turist patlaması” haberleri gerçeği ne kadar yansıtıyor?

Başta inşaat ve otomotiv olmak üzere birçok sektörün gözden çıkarıldığı Türkiye’de her gün turizmin çok iyi gittiği lanse edilse de küçük esnaf bunun tam tersini söylüyor.

BOLD – Turizm sezonunun ortası sayılan temmuz ayının şu günlerinde Türkiye’nin en gözde turizm beldelerinden biri olan Bodrum’daki küçük ölçekli otel işletmecilerinden feryat yükseliyor.

Bugünler için yaklaşık 3 aydır hazırlık yaptıklarını aktaran işletmeciler, sadece yüzde 20 doluluk oranıyla çalıştıklarını ve her yılın bir önceki yılı arattığını söylüyor.

“Turist akını” gibi başlıklarla duyurulan haberlere rağmen söz konusu hareketliliği ne çarşı pazarda ne de kendi otellerinde göremediklerine vurgu yapan küçük esnaf, gelen turistin de “her şey dahil” sistemi yüzünden büyük otellere kaymasından yakınıyor.

“CİROLAR YARI YARIYA DÜŞTÜ”

1998’den bu yana otel işletmeciliği yapan Turan Man, geçen yıllara göre yurt dışı ve yurt içindeki turist sayısında yüzde 35 azalma olduğunu dile getirdi. Bodrum’da sezon ortası olmasına rağmen 100’e yakın odası olan 5 yıldızlı otellerinde sadece 20 odanın dolu olduğunu ifade eden Man, “Her yıl bir önceki yılı arıyoruz” diye konuştu.

Özellikle son 2 yıldır tüm ilçe ve beldelerde turist sayısının giderek azalmasıyla ciroların yarı yarıya düşmesinden şikayet eden Man, yaşadıkları sorunların bununla da sınırlı kalmadığını kaydetti.

“SEZONUN EN İŞLEK DÖNEMİ AMA ODALARIN YÜZDE 80’İ BOŞ”

Yine birçok otelin geçen yıla göre daha az işçi çalıştırdığını aktaran Man, “Bölgede işsizlik artmış. Bazı oteller ise hiç açılmamış, havuzları boş, yataklar lobiye dizilmiş bekliyor. Açık olanlar ise yeterli doluluğu sağlayamıyor. Sezonun en işlek dönemi olmasına rağmen odaların yüzde 80’i boş. Başta bunu seçimlere bağladık ama bunun böyle olmadığını söyleyebilirim. Çünkü Bodrum’a bayramda 2 milyon insan giriş yaptığı belirtilmişti. Ama biz bu kalabalığı ne Bodrum merkezde gördük ne de kendi mekanımızda” ifadelerini kullandı.

Yerli turistler için ise her şeyin çok daha pahalı olduğunu söyleyen Man, nedenlerini şöyle açıkladı:

“BUGÜN BİR MEMUR TATİL YAPAMIYOR”

“Eskiden bir memur arabasıyla rahatlıkla tatil yapma imkanı bulurken, maalesef şu an bunu yapamıyor. Çünkü bir litre benzin 6-7 lira olmuş. Hal böyle olunca memurlar tatile çıkmıyor. Bu da iste istemez işimizi etkiliyor.”

İşlerine darbe vuran bir diğer sorunun ise büyük otellerin ‘her şeyi dahil’ sistemi olduğunu ifade eden Man, gelen az sayıdaki yabancı turistin de bu nedenle buralara kaydığını, küçük esnafa bir şey kalmadığını dile getirdi.

“HER SENE BİR ÖNCEKİNİ ARIYORUZ”

“Her sene büyük bir hevesle sezonun açılmasını bekliyoruz ama zaman geçtikçe bir önceki seneyi arıyoruz” diyen Man, Bodrum’un sahip olduğu güzelliğe rağmen iyi değerlendirilemediğini, bunu tersine çevirmek için ise en başta Türkiye’nin ciddi bir istikrara ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Bodrum Gümbet’te 2007 yılından beri otel işleten Yılmaz Mansuroğlu ise turizmle ilgili sıkıntıların 5 yıl önceye dayandığı görüşünde.

“HÜKÜMETİN SURİYE POLİTİKASININ TURİZME BÜYÜK YANSIMASI OLDU”

Hükümetin özellikle Suriye politikasının turizme büyük yansıması olduğunu vurgulayan Mansuroğlu, “Şu an en yüksek sezon diyebileceğimiz tarihteyiz ama hiç kimse yok. Nisandan beri hazırlık yapıyoruz. Bunun personeli, tadilatı her şeyi için bir maliyet gerekli. 2 aylık sezonumuz var, bunun karşılığını almadığımız zaman biz de zor durumda kalıyoruz. Her sene bir seçim oluyor. Ama bu seneki seçimin tatil sezonunun başına denk getirilmesi çok manidar oldu” dedi.

Geçen seneye göre turist sayısında ciddi bir azalma olduğunu söyleyen Mansuroğlu, şunları ekledi:

“GELİRİMİZ YARIDAN FAZLA AZALDI, GİDERİMİZ İKİ KAT ARTTI”

“Turistlerin geçen sene bıraktıkları miktarla bu sene bıraktıkları miktar arasında yüzde 70 bir fark var. Örneğin gecen yıl 10 günde 1.000 lira harcayan turist, bu yıl 400-450 lira civarında bir harcama yapıyor. Krizden dolayı son 2 senedir her şey çok pahalı oldu. Bizim gecen yıl ödediğimiz 1.000 lira elektrik faturası bu sene 1.900 lira olmuş. 300 lira ödemiş olduğumuz su bu sene 600 lira oldu.”

Türkiye’de turizme yeterince değer verilmemesinden dert yanan Mansuroğlu, kültürel zenginliğe doğru temelde yaklaşıldığında bunun maddi zenginliği de beraberinde getireceğini ifade etti.

Bunun için de ‘Turizm bacasız fabrikadır’ anlayışından vazgeçilmesi gerektiğini, bu anlayışla hareket edildiğinde insanların turizmden çok ekonomiye odaklandığını belirten Mansuroğlu, bu noktada atılması gereken adımlardan birinin ise turizmin fonlarla beslenmesi olduğunu söyledi.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder