10 Ocak 2020 Cuma

TANAP doğalgaz hattından Türkiye kendini soyduruyor

Doğalgazda gözler Akdeniz’deki kavgada ama TANAP projesinde Türkiye kendini resmen soyduruyor. İşte rakamlarla bir “kucağa düşme” vakası..

FATİH YURTSEVER

BOLD ANALİZ

Doğalgaz Projelerinde Yalanlar ve Gerçekler: TANAP Projesi

Erdoğan rejimi gerçekleştirdiği doğal gaz projeleri ile Türkiye’nin bir enerji merkezi haline geldiğini iddia ediyor. Mavi Akım doğalgaz projesinden dolayı hükümetin düştüğü, zamanın Enerji Bakanı Cumhur Ersümer’in Yüce Divan’da yargılandığı dikkate alınınca, konu daha hassas mahiyet kazanıyor.

Türkiye, 12 Mart 2001’de imzalanan Türkiye-Azerbaycan Hükümetlerarası Anlaşması esasları doğrultusunda, 4 Temmuz 2007 yılından itibaren Azerbaycan’dan yıllık 6,6 milyar m³ doğalgaz alıyor. Bu gaz Gürcistan sınırından itibaren BOTAŞ’a ait milli şebeke üzerinden yurt içine dağıtılıyor. Bu gazın yaklaşık 1 milyar m³’ü de Yunanistan’a ihraç ediliyor. İhraç edilen miktar az olmasına rağmen bu ticaret Türkiye’nin doğalgaz enerji dağıtım merkezi olması açısından önemli bir girişim.

2011 yılında Türkiye’nin artan doğalgaz talebinin karşılanması ve Güney Gaz Koridoru olarak adlandırılan hat üzerinden AB ülkelerinin doğalgaz arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi maksadıyla, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) projesi başlatıldı. 12 Haziran 2018 tarihinde açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan hat üzerinden yıllık 6 milyar m³ Azeri gazı Türkiye’ye akmaya başladı. Ayrıca, TANAP projesi kapsamında 26 Haziran 2012 tarihinde yapılan anlaşma çerçevesinde yıllık 10 milyar m³ Azeri gazının inşa edilecek yeni bir boru hattı ile Türkiye üzerinden üzerinden Avrupa’ya transit taşınması kararlaştırıldı. 30 Kasım 2019 tarihinden TANAP Avrupa bağlantısı da aktif hale getirildi.

TANAP’ın şu anda kapasitesi 16 milyar m³, bu rakam maksimum 32 milyar m³ olabilir. 2001 yılında Azerbaycan ile yapılan anlaşma Nisan 2021 sona ereceği için bu hattan gelen 6 milyar m³ gaz TANAP üzerinden gelecek. Türkiye’nin şu anda aldığı Azeri gazı (SAHDENİZ-I) Rus gazına göre daha ucuz. Ancak işin içerisine TANAP girince resim değişiyor.

TANAP için gaz, ŞAHDENİZ-2 sahasından temin ediliyor. SAHDENİZ-2 sahası uluslararası bir konsorsiyum tarafından işletiliyor. (Konsorsiyumun üyesi firmalar ve konsorsiyumdaki payları: BP %28,8, TPAO-Türkiye %19, SOCAR-Azerbaycan %16,7, Petronas-Malezya %15,5, LUKoil-Rusya%10 ve NIOC-İran %10). Bu gazın Türkiye ve Avrupa’ya taşınması için yeni bir hat inşa edildi. Bu hat da uluslararası bir konsorsiyum (SOCAR %60, BOTAŞ %30 ve BP %10) tarafından işletiliyor. Aslında TANAP, Türkiye’yi boydan boya geçerek, doğalgazı Avrupa’ya ulaştıracak olan hat.

Türkiye TANAP için ŞAHDENİZ-2 sahasından doğalgazı Gürcistan sınırında Rus gazının %88’i fiyatına alıyor. Ancak doğalgaz milli iletim hatları yerine konsorsiyum tarafından inşa edilen hat ile taşındığı için gazın fiyatına transit ücretleri de ekleniyor. Doğalgazın 1000 m³ için ilk vana noktası olan Eskişehir’e kadar 79 dolar, Trakya’ya kadar ise 109 dolar transit ücreti ödeniyor. TANAP için ödenen gaz taşıma bedeli, ABD Henry Hub’daki gaz fiyatından daha fazla. Avrupa’da doğalgaz fiyatları 11 Aralık itibarıyla spot piyasada 1000 m³ 165 dolar iken, transit ücretleri ile Azeri gazının fiyatı 300 doları aşıyor. Sonuçta Türkiye, transit ücretleri eklendikten sonra normalde daha ucuz olan Azeri gazına Rus gazından daha fazla para ödeyerek dünyanın en pahalı gazını kullanıyor.

Ancak burada bir önemli husus daha var. Türkiye Avrupa’ya ŞAHDENİZ-2 gazını TANAP ile değil de SAHDENİZ-1’de olduğu gibi milli iletim hatları ile taşısaydı, kendi satın alacağı gaz için iletim bedeli ödemeyeceği gibi, Avrupa’ya giden gazdan da iletim ücreti alacaktı. Bu iş için milli iletim hatlarının yeterli olmadığı öne sürülse de Türkiye hem TANAP hem de ŞAHDENİZ-2’deki taahhütlerinin bir bölümü ile rahatlıkla bu hattın kapasitesini arttırabilir, üstelik mevcut hattı bile yenileyebilirdi.

Ayrıca Türkiye şu anda sıkça tekrar edilen enerji “hub”ı olduk iddialarının aksine, Azeri gazının Avrupa’ya satışına talip olmadığı için gaz ticareti yapan ülke olma şansını da kaybetti. TANAP, Türkiye’nin enerjide “transit” ülke rolünü pekiştirdi.

Burada akla şu soru da geliyor. Madem gaz iletim bedelleri bu kadar pahalı, bu fiyatla Azeri gazı Avrupa’da nasıl müşteri bulacak? Çözüm gayet basit. Avrupa’ya taşınacak gazdan transit ücreti alınmayacak. Yani Avrupa’ya taşınacak gazın maliyeti Türkiye’ye ödetilecek.

Sonuç olarak; TANAP Türkiye’nin yararına bir proje değil. Bu projenin meyvesini BP ve gazı ucuza alacak Avrupa ülkeleri yiyecek. Türkiye TANAP ve TürkAkım projeleri ile Türkiye’nin enerji merkezi-hub olma (gazda re-export hakkı, fiyat belirlenmesinde rol alma, depolama tesisleri ve enerji borsasının kurulması vb.) yeteneğini kaybetti. Halk enerji merkezi olduk yalanları ile uyutulurken, Avrupa’ya taşınacak gazın maliyeti doğalgaz faturalarına yansıtıldı. Devlet zarara uğratıldı. Peki, böyle bir projeye, kim, ne karşılığında, nasıl evet dedi? Kimlerin cebi doldu? Ülkede hukuk işliyor olsaydı, bunu Mavi Akım yargılamalarında olduğu gibi Yüce Divan oturumlarından öğrenebilirdik.

Ama elimizde bir ipucu var.

Erdoğan’la oğlu Bilal Erdoğan arasında 17/25 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra ortaya saçılan tapelerde ünlü ‘Kucağımıza düşecekler’ konuşmasını hatırlayın. TANAP’ı inşa eden işadamı Sıtkı Ayan’ın belirlenen 10 milyon dolar rüşvet rakamını vermediğinden şikayet eden Bilal Erdoğan’a babası “merak etme kucağımıza düşecekler” diyordu.

Maalesef hukuk şu an ses veremeyecek kadar hırpalanmış durumda. Hukuk kendine gelinceye kadar Erdoğan rejimi ve onun içeride ve dışarıdaki destekçileri ülkeyi soymaya, faturayı da vatandaşa yüklemeye devam edecek.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder