4 Ağustos 2020 Salı

Sanatçı Şanar Yurdatapan: Türkiye’nin bundan daha kötü bir zamanını görmedim

80 darbesinden sonra 11 yıl Almanya’da mülteci olarak yaşayan sanatçı Şanar Yurdatapan, “Türkiye’nin bundan daha kötü bir zamanını görmedim.” dedi.

BOLD – Farklı kesimlerden gelen ve kendilerini “101 Aksaçlı” olarak tanımlayan ünlü isimler geçtiğimiz günlerde iktidarı uyaran, muhalefete seslenen, gençlere çağrıda bulunan bir bildiri yayınladı. Bildiride özetle “Kimse beni ilgilendirmez demesin, hepimiz tehdit altındayız” deniliyordu.

101 isimden biri de Türkiye’nin en önemli sanatçılarından ve düşünce adamlarından Şanar Yurdatapan’dı.  Türkiye’nin ilk müzik yapım firması ŞAT Yapım’ı Atila Özdemir ile birlikte kuran Yurdatapan, Arkadaş başta olmak üzere 100’den fazla şarkının sözünü yazdı, bestesini yaptı.

1980 darbesinden sonra hapse atılan ve Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan Yurdatapan, 11 yıl Almanya’da mülteci olarak yaşadı. 1990’lı yıllarda Türkiye’ye döndüğünde ise bir grup arkadaşıyla birlikte ‘Düşünce Suçuna Karşı Girişim’ hareketi başlattılar. “Her kim başı düşüncesinden dolayı belaya girerse, onun düşüncesine katılsak da katılmasak da onu destekleyelim, onun işlediği suça iştirak edip kendimizi ihbar edelim” dediler. Böylece teker teker insanların tutuklanmasını önleyeceklerdi.

Şanar Yurdatapan’ın Üsküdar’daki evi, 2014.

İlk olarak ne yaptılar? O yıllarda Yaşar Kemal’i Der Spigel’de yayınlanan bir yazısından dolayı savcı ifadeye çağırmıştı. Milleyet gazetesinin de yayınladığı yazıda Kemal, devletin Kürtlere karşı davranışlarını eleştiriyordu.

Yurdatapan ve arkadaşları, 23 Ocak 1995’te Yaşar Kemal’in o yazıdan dolayı yargılandığı gün “Düşünce Suçuna Karşı Girişim” adı altında bir imza kampanyası başlattılar. Bir kitap basıldı, içine 10 makale konuldu. Bunlar düşünce suçlularının, yargılanan insanların makaleleriydi. Kampanyaya imza veren 1.040 kişi de kitabın yayıncısı oldu. Makaleler tekrar yayınladığı için kanuna göre onlar da suçluydu. İki üç günde bir savcıdan randevu alarak kendilerini yargılamalarını istediler. Savcının kapısına her gün ayrı bir grup diziliyordu. Bir gün yazarlar, bir gün gazeteciler, profesörler, sanatçılar… 2002 yılına kadar, birbirinden farklı 300 fikre bu şekilde sahip çıktılar. Şiir okuduğu için hapis yatan Erdoğan’ı da desteklediler. Bu olay Türkiye’de büyük sansasyon yarattı.

“ERDOĞAN’IN HİÇBİR DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜLÜ YOK”

Şanar Yurdatapan, bu fikrini 2014’te online müzeye dönüştürdü. O günlerde KHK ile kapatılan Zaman gazetesine röportaj veren Yurdatapan şöyle demişti:

“Ben Cumhurbaşkanı ile aynı görüşte değilim, bu ayrı bir şeydir. Müzemizde düşüncesinden dolayı hapse giren herkese yer var. Fakat bir zamanlar şiir okuduğu için mahkûm edilen Erdoğan, şimdi hiçbir düşünceye tahammül edemiyor.” Yurdatapan, hala düşünce özgürlüğü mücadelesine devam ediyor.

Erkam Tufan Aytav’ın Youtube kanalına konuk olan Yurdatapan, “Türkiye’nin bundan daha kötü bir zamanını görmedim. Her zaman için bir alternatif vardı. Sesini çıkaramasa bile, fırsat geldiğinde 80 sonrası, Aydınlar dilekçesi gibi tekrardan ayağa kalkmalar olabiliyordu. Ama bu defa bir patlamadan başka çare kalmadı. Çünkü bütün demokratik yollar bir bir kapanıyor. Şu anda bu görüşmeyi yapabilmemiz, internetin açık olması bile bir nimet.” dedi. Söyleşiden öne çıkan başlıklar şöyle:

“BİZİM TOPLUM EŞİT YURTTAŞLIĞI KABULLENEMEDİ”

Biz hep ifade özgürlüğünü savunurken Voltaire’in meşhur sözünü hatırlatıyoruz. Düşüncelerinin hiçbirine katılmıyorum ama onları açıklama özgürlüğün için seninle beraber mücadele etmeye hazırım. Fransız Devrimi’nin hazırlayıcılarından Montesque’nin de yine çok güzel bir sözü vardır: Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir.” diye. Bizim toplum, tebaa olmak geleneğinden geldiği için eşit yurttaşlığı kabullenemedi bir türlü.

“KORKMAKTA HAKLI, ÇÜNKÜ ÇOK SUÇ İŞLEDİLER”

Türkiye toplumu Kürdüyle Türküyle artık çok başka bir yere ulaştı. Artık bu deli gömleğinin içine sığmıyor. Toplumun bilinç seviyesi ve erişmiş olduğu noktaya bu deli gömleği çok dar geliyor. Onu yırtacaktır. Ama şuna hazırlanalım daha kötü günler göreceğiz herhalde. Beka meselesi diyorlardı ya hani. Türkiye’nin bekası mı? Yoo kendi bekalarından korkuyorlar. Çökerlerse hesap verecekler. Korkusu onu daha hırçın olmaya iteliyor. Korkmakta da haklı, çünkü çok suç işlediler. Hesap vermemek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar.

“BİZİM İŞİMİZ KORKANLA DEĞİL, KORKUTANLA OLMALI”

Benim hapishane çantam hep hazır durur. Ne zaman gelecekleri belli değil. Herkese sıra gelir. Korku insani bir duygudur. Bizim işimiz korkanla değil, onu korkutanla olmalıdır. Ben korku çağını geçtim. Yaşım 79. Korksam ne olacak, korkmasam ne olacak.”

“Kimse beni ilgilendirmez demesin, hepimiz tehdit altındayız”

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder