Demokratik İslam Kongresi (DİK) sözcüsü HDP’li Hüda Kaya, “Bu iktidar kadar inanca, manevi ve milli değerlere, ülkenin menfaatine, toplumsal huzura, böylesine ihanet eden başka bir iktidar olmadı” dedi.
BOLD – AKP’nin 17 yıllık iktidarı döneminde toplumun korkunç bir çürüme, yozlaşma yaşadığına değinen Kaya, inançların lime lime dökülme ve artık reddedilme noktasına geldiğini vurguladı.
DİNİ REFERANSLARLA GELİP DİNİ ÇÜRÜTTÜLER
Kaya, “Cumhuriyet tarihinde çok fazla acılar ve katliamlar yapanlar, inançlara zulmedenler oldu. Etnik kimliklere ve dillere zulmedenler oldu. Fakat AKP dini referanslarla gelip, ‘biz dindarız, muhafazakarız’ diyerek, bu değerlerin son derece hızla çürümesine ve yozlaşmasına yol açtı. AKP her türlü hukuksuzluğu ve adaletsizliği yapıyor. Bunları yaparken de dinci argümanlarla kendilerini meşrulaştırmaya çalışıyorlar” dedi.
DÜŞÜNEN, YAZAN, KONUŞAN EKMEĞE MUHTAÇ EDİLİYOR
HDP’li belediyelere kayyum atanmasını değerlendiren Kaya, AKP’nin her türlü hukuksuzluğu yaparak, “kötülüğün ve zulmün öncüsü” durumuna geldiğini belirtti. AKP dönemindeki uygulamaları 28 Şubat ve 12 Eylül askeri darbesi ile karşılaştıran Kaya, düşünen, yazan ve konuşanlara karşı büyük bir zulüm olduğunu dile getirdi. Bu kişilerin ya cezaevinde ya da sürgünde olduğuna değinen Kaya, “Ekmeğe aşa muhtaç hale getiriliyorlar. Teslim olanlar ise, bu yozlaşmanın bir nesnesi haline getiriliyorlar” ifadelerini kullandı.
SİYASİ VE ASKERİ DARBELERLE BİLE KIYASLANAMAZ
MA’nın haberine göre, Kaya şunları dile getirdi: “Bu kadar da olamaz, bu da olamaz diyebileceğimiz bütün kötülüklerin ne kadar sınırsız olduğunu gördük. Kırmızı çizgisinin olmadığını gördük. Dolayısıyla bu dönemi ne 12 Eylül ile ne de 28 Şubat ile kıyas edebiliyorum. Geldiğimiz noktada kötülüğün öncüleri durumuna geldiler. Zulmün öncülüğünün sesi durumuna geldiler. Bunda çizgi ve sınır yok. Siyasi ve askeri darbelerle bile kıyas etmem çok hafif kalıyor bu noktada” diye konuştu.
KÜRT ANNELERİNE KARŞI KÜRT ANNELERİNİ ÖNE SÜRÜYORLAR
Kaya, son olarak partilerinin Diyarbakır’daki binası önünde gerçekleşen eyleme de değinerek, iktidarın bu aileler üzerinden kendilerine “malzeme” üretmek istediğine dikkat çekti. Kaya, iktidarı bununla, Kürt annelerine karşı yine Kürt annelerini ortaya sürerek, medyanın istismarına açık bir şekilde bunu bir eyleme ve toplumsallaştırmaya döndürmeyi hedeflediğini belirtti.
PARTİM İLK GÜNDEN İTİBAREN SESSİZ KALMAMALIYDI
Kaya, şunları dile getirdi: “Partim ilk günden itibaren çekimser kalmamalıydı. Savunucu pozisyonda değil, duruşumuzu net bir şekilde toplumda duyulur ve görünür hale getirmeliydik. Bu bize ilk günden itibaren bir zaman kaybına, iktidarın da istismarına ve haddini aşmasına sebep oldu. Biz yana yakıla barış istiyoruz. Barış istediğimiz için bizim eşbaşkanlarımız, vekillerimiz, yöneticilerimiz ve halkımız yıllarca bedel ödüyor.”
GİDİP O ANNELERLE ORADA OTURABİLMELİYİZ
Kaya, “Bizim Cumartesi Annelerimiz, Barış Annelerimiz her alanda nefrete ve şiddete karşı tazyikli müdahalelere karşı hep hedef. İlk günden itibaren annelerimiz ile o alanda ve o merdivenlere oturabilirdik. Gidip oturmalıyız. Biz de evlatlarımızı istiyoruz. Hep beraber evlatlarımızı istiyoruz. Biz hep beraber barış istemeliyiz. Savaşın sorumlusu savaşa karar veren iktidardır. Hala kandan beslenen Saraydır. Bunun çözümü Meclis’tir. Bizim bunu anlatmamız lazım insanlara. Dolayısı ile iktidarın istismar edeceği alanları yüzüne çarpabilecek durumdayız biz” dedi.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder