9 Ekim 2019 Çarşamba

Türkiye Varlık Fonu paralel bütçeye dönüştü

Borsa’da 10 milyar TL yöneten, paralel bütçe gibi hareket eden Türkiye Varlık Fonu’nun zor durumdaki şirketleri kurtarmaya başlaması yeni tartışmalar başlattı.

BOLD – Türkiye Varlı Fonu’nun (TVF) son dönemde özellikle inşaat ve enerji sektöründeki borçlu şirketleri kurtarmak için kullanılması yeni tartışmaları beraberinde getirdi. Uzmanlar, yaklaşık 30 milyar dolar büyüklüğü olduğu tahmin edilen fonun “paralel” bütçe gibi çalıştığını belirtiyor ve sadece Borsa İstanbul’da 10 milyar TL yönettiğine dikkati çekiyor.

Deutsche Welle Türkçe’den Aram Ekin Duran’ın haberine göre, tüm varlıkları devlete ait şirket; banka, gayrimenkul ve sermayeden oluşmasına ve yönetim kurulu başkanlığını AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Başkanvekilliğini ise Erdoğan’ın büyük damadı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yürütmesine rağmen TVF, “kamu kuruluşu” statüsünde değil.

SAYIŞTAY DENETİMİNDE DEĞİL

Dolayısıyla özel hukuk hükümlerine tabi olan TVF’nin denetimi de Sayıştay tarafından değil, bağımsız denetçiler tarafından gerçekleştiriliyor.

TVF’nin denetimi 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da düzenleniyor.

Bu kanuna göre, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi, şirket tarafından kurulacak diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak alt fonlar 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında kurumsal yönetim düzenlemelerine uygun olarak bağımsız denetime tabi bulunuyor.

“GİZLİ” İNCELEME RAPORLARI

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin devreye girmesiyle cumhurbaşkanlığına bağlanan TVF ve bünyesinde kurulan alt fonların mali tabloları ve faaliyetleri hakkındaki denetim ve inceleme raporları son olarak Ekim 2018’de “gizli” ibaresiyle Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine gönderilmişti.

Bugüne kadar TVF’ye Hazine’den 3.7 milyar TL’lik kaynak yaratıldı. Ayrıca Eximbank ve Halkbank’tan 1 milyar 50 milyon euro tutarında kredi alan TVF, Citibank ve ICBC’nin de (Çin Endüstrü ve Ticaret Bankası) aralarında bulunduğu bir konsorsiyumdan da 1 milyar euroluk kredi temin etti.

Ancak bugüne kadar elde edilen bu sermaye girişi, şirketin kuruluş misyonunda yer aldığı üzere Türkiye’nin stratejik varlıklarını geliştirmek veya önemli yatırımları için kaynak sağlamak yerine, kamuya karşı yükümlülüğünü yerine getirmeyen bazı şirketlerin bütçesini rahatlatmak için kullanıldı.

“PARALEL” BÜTÇE

Ekonomist Mustafa Sönmez, dünyada varlık fonu kuran ülkelere bakıldığında Suudi Arabistan ve Norveç gibi cari fazla veren ülkelerin öne çıktığına işaret ederek, “Yani varlık fonu kuran ülkeler Türkiye gibi cari açık veren, sermaye eksiği olan ülkeler değil; tam tersi sermaye fazlasını gelecek nesillere aktarmak üzere harekete geçen ülkeler oluyor” dedi.

Türkiye’deki varlık fonunun bu tür ülkelerdeki varlık fonları ile isim benzerliği dışında bir benzerliği olmadığını dile getiren Sönmez, “Türkiye’deki varlık fonu adeta bir paralel bütçe gibi çalıştırılıyor. Yani Hazine görünümünün bozulduğu durumlarda devreye sokulan bir ikinci bütçe gibi işlev görüyor” diye konuştu.

TVF Genel Müdürü Zafer Sönmez, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, İFM inşaatını üstlenen Ağaoğlu Şirketler Grubu (Akdeniz İnşaat), YDA ve İntaş’ın taahhütlerini yerine getirememesi üzerine 1.3 milyon metrekarelik kullanım alanı olan projenin yaklaşık 465 bin metrekarelik kısmının proje, hafriyat, arsa bedelleri ve bugüne kadar tamamlanan inşaat maliyetleri dahil olmak üzere 1.67 milyar TL karşılığında devralındığı ilan etmişti.

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu da TVF’nin tartışmalı faaliyetlerini 4 Ekim’de Meclis gündemine taşımıştı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren Bekaroğlu, İFM inşaatına ortak olunmasının nedenlerini sorarken, bu ortaklığın fonun kuruluş ve işleyiş amaçlarına uygun olup olmadığına ilişkin de açıklama yapılmasını talep etmişti.

2012 yılının Kasım ayında arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı yöntemiyle ihaleye çıkılan İFM projesinin tamamlanma tarihinin sürekli ertelendiğine işaret eden Bekaroğlu, “Projeyi üstlenen 3 firma taahhütlerini neden yerine getirememişlerdir? Gecikmenin sorumluları kimlerdir? TOKİ ve Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı bünyesinde bunlar hakkında herhangi bir araştırma ve soruşturma yapılmış mıdır?” sorularını sormuştu.

Henüz bu sorulara hükümetten yanıt gelmedi.

TVF’ye hakkındaki bir diğer soru işareti de enerji sektöründeki faaliyetlerine ilişkin ortaya çıkmış durumda.

Berat Albayrak’ın en son açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) kapsamında TVF’nin enerji sektöründe yatırım yapmasının da önü açıldı. Fon; petrokimya, madencilik ve yerli kaynaklardan enerji üretimi projelerinde özel sektör veya yabancı sermaye iş birliğine dayanan “sıfırdan yatırım” projelerine yatırım yapabilecek.

Ancak TVF’nin faaliyetleri kapsamında algılanabilecek bu yetkinin yaklaşık 50 milyar dolarlık borcu bulunan enerji sektörü içerisinde batık kredileri olan şirketlere dönük bir finansal kaynak olarak kullanılabileceği belirtiliyor.

Varlık Fonu şimdi de yandaş medyanın patronunu kurtarmaya hazırlanıyor

İktisatçı Dr. Ali Rıza Güngen’e göre, TVF’nin yatırım yapacağı alanlar konusunda neyin “stratejik” olup olmadığını belirleme yetkisi sadece Erdoğan ve Albayrak’ta bulunuyor.

Bu nedenle elde edilen ve Sayıştay tarafından denetlenemeyen kaynakların kullanım alanlarına ilişkin soru işaretleri ortaya çıktığını dile getiren Güngen, öte yandan TVF’nin Borsa İstanbul’da yaklaşık 10 milyar TL’lik hisse yönettiğine de dikkati çekiyor.

Varlık fonu bulunan diğer ülkelerde fonun iç piyasada işlem yapmasının önünde çeşitli engeller olduğunu kaydeden Güngen, şunları söylüyor:

“Türkiye’de en başından beri böyle bir kısıtlama yok. Cumhurbaşkanı ve hazine bakanı tarafından yönetilen bir kurum olarak, borsada bazı şirketlerin değerini etkileyebilecek bir güce kavuşmuş oluyorsunuz. Yani hem doğrudan şirketlere yapılan para transferleri var, bir de böyle borsa üzerinden dolaylı olarak yürütülen faaliyetler var.”

Borsa İstanbul’a Varlık Fonu ayarı

Türkiye ekonomisini yeniden canlandırma hedefi ile Ağustos 2016 sonrasında faaliyete geçirilen TVF, o günden beri pek çok tartışmanın odağında yer aldı. TVF’nin toplam büyüklüğünün 30 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Fonun portföyünde öne çıkan bazı varlıklar ise şöyle:

THY’nin yüzde 49.12, Türk Telekom’un yüzde 6.68 ve Halkbank’ın yüzde 51.1 hisseleri ile Ziraat Bankası’nın, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO), Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’nin (BOTAŞ), Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ’nin (PTT) ve Borsa İstanbul AŞ’nin Hazine’ye ait hisselerin tamamı ile Çaykur’un tamamı.

Bunlarla birlikte Milli Piyango ve Türkiye Jokey Kulübü tarafından düzenlenen çekiliş ve yarışların lisansları da TVF’ye devredilmiş durumda.

Ayrıca Mülkiyeti Hazineye ait Antalya, Aydın, İstanbul, Isparta, İzmir, Kayseri ve Muğla’da bulunan bazı taşınmazlar da yine TVF’ye aktarılmış bulunuyor.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder