Kapıdan girdinse cevhersin elbet
Hak sarrafında kuyumcuyuz pirdaş
Kalbin aklanınca dönersin elbet
Hancı yok, hepimiz yolcuyuz pirdaş
Yusuf’u kuyudan alıp getirdi
Medrese oradan istedi pirdaş
Köleydi pazardan bulup getirdi
Kul değil, Yaradan istedi pirdaş
Nurlara medrese tekke gibidir
Pirimin bir ruhu burdadır pirdaş
Kalbin Kâbe bilene Mekke gibidir
Sa’y kalpte değilse nerdedir pirdaş?
Irağı unuttuk çoktan beridir
Burası medrese, susalım pirdaş
İlahi nimetler gözün feridir
Gözümüzden yaşı atalım pirdaş
Derdin var belli ki içinde yanar
Zikrini daim et, merhemdir pirdaş
Eyyüb’ün yarası çileyle kanar
Ararsan vuslatı bu demdir pirdaş
Tefekkür penceren diker perdesin
Âlemde ne varsa var burda pirdaş
Seni bekler Kitap, hani nerdesin
Hakikat erine yâr burda pirdaş
Ümmetin aşkıyla kanayanı var
Kalbi galizlerden sanma sen pirdaş
Miraca merdiven dayayanı var
Günahkâr diyene kanma sen pirdaş
Zeytin habbesini hor görmez zâkir
İsrafı çevirir fırsata pirdaş
Kendini bilirsen aciz ve fakir
Kolay erişirsin vuslata pirdaş
Günahı sevabı hesap edersin
Cennet’ten ümidin biçilir pirdaş
Sadakat, uhuvvet, ızdırap dersin
Koridor bir anda geçilir pirdaş
Akıl kâr etmedi bugün burada
Cihan pazarından gideriz pirdaş
Huzura varınca o gün orada
“Ne yaptın!” derlerse ne deriz pirdaş
Sözün özü deriz ârif ol da git
Hasret içinde tut, taşırma pirdaş
Kâinat kitabın tarif al da git
Hürriyet burada, şaşırma pirdaş
Yaverî der ümidin katık et derde
Can çıkmadan çıksın kötü huy pirdaş
Te’vil-i ehadis haktır bu yerde
Sabır, ümit diyor Hakk’ı duy pirdaş
Yazının Kaynağı: Çağlayan Dergisi https://caglayandergisi.com/2020/08/22/pirdasim-yusufa/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder