25 Mayıs 2020 Pazartesi

Almanya’da maden işçiliğinden memleket zindanlarına Celal amcanın hayatı

Öğrencilere iftar verdiği, un çuvalları aldığı için tutuklanan Celal Bülbül’ün son telefon görüşmesinde Ramazan ayı boyunca yaptıkları duayı anlattı, gözyaşlarını tutamadı.

SEVİNÇ ÖZARSLAN

BOLD ÖZEL – 9,5 aydır Çorum Cezaevinde tutuklu olan Celal Bülbül (72), Ramazan Bayramı’na birkaç gün kala eşiyle yaptığı telefon görüşmesinde gözyaşlarını tutamadı. “Ramazan Bayramı’nda evde olalım diye dua ediyoruz ama…” diyen Bülbül, cümlelerini tamamlayamayıp ahizenin diğer ucunda sessiz sessiz gözyaşlarını akıttı.

“DAĞLARI, TAŞLARI ÖZLEDİK”

Sonra kendini toparlayıp “…Kandiliniz mübarek olsun. Allah Yarabbim bugünler de geçer inşallah. Sabrın sonu selamet diyorlar da bi görsek sonunu. Ormanları, dağları, taşları özledik. 1 Haziran’da kapalı görüş var diyorlar. Bakalım nasip… Ben gireli yine 9,5 ay oldu.” diyebildi.

MERDİVEN ALTINDA YATIYOR

İki-üç hafta önce vertigo nedeniyle başı dönünce koğuşun merdivenlerinden düşen Bülbül, cezaevinde birçok hastalıkla mücadele ediyor. Tutukluluk sebebiyle vertigo tedavisi yarım kaldı. Şiddetli reflü hastalığı var. Midesine sık sık endoskopi yapılması gerekiyor. Gözünün kör olma ihtimali bulunuyor. 20 yıldır tansiyon hastalığı olduğu için farklı farklı ilaçlar kullanıyor. Üstüne bir de koğuşta yer olmadığı için merdiven altında uyumaya mecbur bırakılıyor. Kendisinin anlatımıyla ‘koğuşa girer girmez, sol tarafta, kapının dibinde, gelen gidenin, gürültünün olduğu bir yer’de.

Celal Bülbül, torunuyla Çorum Cezaevinde bir görüş gününde, Şubat 2020.

“BEN ÖLÜRÜM, YAPAMAM KARANTİNADA”

Yalnız kalma, kapalı yerde durumama, karanlıkta kalmaktan korkma gibi psikolojik sıkıntıları da bulunan Bülbül, Kadir Gecesi gününe denk gelen haftalık telefon görüşünde hastalıklarının sürecini eşine şöyle anlattı:

“Vertigoyla ilgili Kasım 2019’da randevum vardı, Elit Parkt’a. Tutuklanınca kaldı, gidemedik. Burada istediğin zaman hap alamıyorsun, hastaneye gidemiyorsun. Hem öncesinde hem sonrasında 14 gün karantinaya koyuyorlarmış. Ben ölürüm dedim. Yalnız kalmaya, karanlıkta kalmaya, dar bir yerde durmaya hiç tahammülüm yok. Bunlar benim rahatsızlıklarım. Asansörde bile yalnız olmaya korkuyorum ama elimden bir şey gelmiyor.

“DOKTOR KÖR OLABİLİRSİN DEMİŞTİ”

Göz damlasına ihtiyacım var. Göz kuruluğu oluyor. Gözümün arkasında sarı nokta var. Bazen gözümün önünde sis perdesi oluyor. Ankara’daki doktor tedavisi yok, sonu körlük demişti, Allah korusun. O bana vitamin hapları gönderiyordu. Burada o imkanlarım yok, hiçbir şeyim yok.

MİDEME SIK SIK ENDOSKOPİ YAPILMASI GEREKİYOR

20 yıldır tansiyon hastasıyım. Sabah akşam farklı farklı tansiyon hapları kullanıyorum. Şiddetli reflü hastalığım var. Mideme sık sık endoskopi yapılması gerekiyor. Midem sürekli polit üretiyor. Doktor her hortum saldığında 30 tane polit alıyor, patolojiye gönderiyordu. Ondan sonra duruma göre bazen bir ay, bazen her ay, bazen de 6 ay sonra gel diyordu. Bunlar aksadı, yaptıramıyorum.”

İKİ KERE TUTUKLANDI

Cemaat soruşturmaları kapsamında Eylül 2016 yılında tutuklanan Celal Bülbül, Çorum Cezaevinde 9,5 ay hapis yattıktan Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılıp serbest bırakıldı. Cezası Yargıtay tarafından onaylanınca 9 Ağustos 2019’da tekrar tutuklandı. Celal Bülbül, hasta haliyle Temmuz 2022’ye kadar cezaevinde yaşamak zorunda. Bugüne kadar Türkiye’de cezaevlerinde tedavileri geciktiği ve hak ihlali yaşadığı için birçok insan hayatını kaybetti. İki kız bir oğlu bulunan Celal Bülbül’ün en büyük kızı da akciğer kanseri. Babasının cezasının onaylandığı duyunca hastalığının ilerlediği belirtiliyor.

ALMANYA’DA TAŞKÖMÜR MADENİNDE ÇALIŞTI

İki yaşındayken annesini kaybeden ve çok zor bir hayatı olan Celal Bülbül, 1973 yılında Almanya’ya işçi olarak gidiyor. Duisburg yakınlarındaki Bottrop taşkömür madeninde 10 yıl çalışıyor. Madene indiğinde ortaya çıkan, izne ayrılınca geçen alerjik egzema hastalığı nedeniyle Alman devleti ‘iş kazası’ deyip Bülbül’ü malulen emekli ediliyor. 1987 yılında memleketi Çorum’a geri dönen Bülbül, o günden beri kendini hayır işlerini adamıştı. Verdiği iftarlar, öğrenciler için aldığı un çuvalları, terzisi ve kiracılarının şikayetleri nedeniyle hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.

“BİZE İFTAR VERDİ”

Celal Bülbül, hakkında şikayette bulunan 4 tanığın ifadesine dayanarak tutuklandı.

Birinci tanık, oturdukları apartmandaki yan komşusu olan kız öğrencilerden biri. Çorum’da üniversite okuyan kız öğrenci “Evinde bize iftar verdi” dediği için 72 yaşında hasta bir adam şu anda içeride. İstanbul’da yaşayan tanık, ifade vermek için 16 saatlik yol gidip Çorum’da hakimin karşısına çıktığında bu cümleden başka bir şey söyleyememiş. “16 saatlik yolu bunun için mi” geldin diye kızı azarlayan hakimin kararında bir değişiklik olmadı.

KİRACILARININ ŞİKAYET NEDENİ: “TELEFON AÇTIK, ULAŞAMADIK”

İkinci tanık, Celal Bülbül’ün iki kiracısı. 15 Temmuz’da Kahramanmaraş’taki kızının yanında olan Bülbül’ü kiracıları arıyor, ulaşamıyor, evine gidiyorlar, yine ulaşamıyorlar. Bu durumdan şüphelenip onu ‘darbeyi o yapmış’ gibi gidip Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) şikayet ediyorlar. İlk mahkemeler katılmayan kiracılar, hakimin çağırması üzerine 3. mahkemeye gelmek zorunda kalıyor. “Hem adamın evinde oturuyorsunuz hem de şikayet ediyorsunuz” diye kiracıları da fırçalayan hakimin kararında yine bir değişiklik olmadı.

“ÖĞRENCİLERİ İÇİN BENDEN BİR ÇUVAL UN ALDI”

Üçüncü kişi gizli bir tanık. “Cemaatteki öğrenciler için benden bir çuval un aldı” diyor ifadesinde. Son tanık ise Celal Bülbül’ün her zaman yardımlarını esirgemediği terzisi. Terzi bey, Bülbül’ün Kahramanmaraş’ta olduğunu bilmesine rağmen 3-4 kez emniyete gidip “Bu adam hâlâ neden dışarıda!” diye şikayet ediyor. Terzi sonra pişman olup yaptıklarını inkar etse de Bülbül’ün dosyasında adı geçiyor.

Bayram günü bir çocuk daha hapse girdi

 

Cezaevinde geçen 3 bayram

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder