16 Haziran 2020 Salı

Reuters 2020 Medya Raporu

Reuters 2020 Medya Raporu yayınlandı. Türkiye kısımında çarpıcı olan Twitter’a verilen önemin abartılmış olması. Satırbaşlarıyla raporun özeti ve Reuters’in tahminleri.

BOLD – Her yıl habercilik alanındaki dijital gelişmeleri izleyen Reuters Institute ve Oxford Üniversitesi’nin ortak çıkardığı Digital News Report 2020 yayınlandı. Raporun Türkiye kısmı haber okurları ve izleyicilerinin alışkanlıklarına dair ilgi çekici veriler ortaya koyuyor.

TÜRKİYE’DEKİ HABER OKURLARI NEYİ TAKİP EDİYOR?

Reuters Gazetecilik Enstitüsü’nün her yıl yayınladığı Dijital Haber Raporu‘na göre, Türkiye’deki medya alışkanlıklarında konvansiyonel medya olarak televizyonun ulusal anlamda halen yaygın bir haber kaynağı olduğuna değiniliyor. Her ne kadar büyük kentlerde dijital haber kaynaklarının yaygınlığı daha fazla olsa da, ulusal düzeyde tüm kaynaklar ele alındığında, basılı gazetelerin de giderek azalan bir biçimde okurların tercihi olmasına rağmen halen bir çok ülkeye kıyasla güvenilir kaynak olarak okurlar tarafından yaygın biçimde tercih edildiği de belirtiliyor. Bununla birlikte 2020 yılı raporuna göre Türkiye’de habere ulaşmada en rahat erişim kaynağı olarak akıllı telefonlar gösteriliyor.

Habere erişim için kullanılan tüm cihazlara bakıldığında, akıllı telefonların yüzde 72 ile son yıllardaki istikrarlı yükselişini sürdürdüğünü gözlemlerken, bilgisayar ve tablet gibi cihazların ise giderek daha küçük bir kesim tarafından habere erişim amacıyla kullanıldığı da söylenebilir.

Son yıllardaki medyaya erişim verileri incelendiğinde, çalışmaya katılanların yüzde 85’inin dijital kaynaklarla habere eriştiği ve bunu sırasıyla yüzde 68 ile televizyonun ve yüzde 58 ile sosyal medyanın, ardından yüzde 42 ile de basılı yayınların takip ettiğini görülebilir. Bununla birlikte son yıllarda erişim yöntemleri kıyaslandığında genel olarak bir düşüş olduğunu söylemek de mümkün.

TÜRKİYELİ OKURLAR HABERE GÜVENİYOR MU?

Geçtiğimiz yılın raporuna kıyasla habere güven dengesinde 9 puanlık bir artış görünse de, raporun yorumcuları henüz bu değişime dair bir açıklama getirebilmiş değiller. Bununla birlikte okuduğu haberin doğru olduğuna güvenenlerin oranı 2020 yılı itibariyle halen yalnızca yüzde 55.

EN GÜVENİLİR MEDYA

Haber kaynaklarının güveniliklik sıralamasına bakılacak olursa televizyon kategorisinde Fox Haber ve NTV başı çekerken, basılı yayınlar ve dijital mecralarda ise Cumhuriyet ve Sözcü öne çıkıyor.

Hükümete yakınlığıyla bilinen haber kaynakları ise rapora göre güvenilirlik seviyesi nispeten düşük görülenler. Güven endeksine bakıldığında, özellikle hükümete yakın görünen medyaya aleni biçimde güvenmiyorum diyenlerin oranında belirgin bir artış gözlemlemek mümkün.

TÜRKİYE’DE SOSYAL MEDYA ALIŞKANLIKLARI

Türkiye’deki kullanıcıların sosyal medya üzerindeki davranışları sorulduğunda, geçtiğimiz yıllarda öne çıkan kapalı-devre mesajlaşma ağları üzerinden habere erişim oranlarındaki düşüş göze çarpıyor. Habere erişim amacıyla sosyal medya mecralarının kullanımına bakıldığında ilk üç sırada Facebook, YouTube ve Instagram bulunurken, Twitter ise düşüşünü sürdürerek yalnızca yüzde 30’luk bir dilimle beşinci sırada yer alıyor.

Sosyal medyanın bir getirisi olarak küresel anlamda haber okurlarına fazlasıyla geniş bir çerçeveden gelişmelere bakmak için bir fırsat sunulduğu belirtilen raporda, bunun aynı zamanda “alternatif hakikat” gibi olguları da beraberinde getirdiği, ve gazetecilerin bir zamanlar olduğu gibi bilginin akışındaki kontrole sahip olmadığı da ekleniyor.

KORONAVİRÜSÜN HABERCİLİĞE ETKİSİ

Raporun en önemli bulgularından biri olarak, koronavirüs salgınının insanların küresel anlamda haber kaynaklarına erişim alışkanlıkları üzerindeki etkisi gösteriliyor. Ücretli haber mecralarının sayısında son yıllardaki artışın bir risk olarak gösterildiği raporda, geleneksel haber mecralarının ve özellikle de anaakım medyanın etkinliğini salgın sürecinde artırdığı belirtiliyor.

Koronavirüs krizi, araştırmanın yapıldığı tüm ülkelerde ana akım medyada haber tüketimini önemli ölçüde artırmış.

Televizyon haberleri ve çevrim içi kaynakların izlenme ve ziyaret oranlarında önemli artış görülmüş. Özellikle televizyon, daha fazla insan tarafından başlıca haber alma kaynağı olarak görülmeye başlanmış. Newman’a göre bu televizyonun bir süredir yaşadığı düşüş trendinin de değişmesine yol açmış. Gerçekten de televizyon geçtiğimiz yılların raporlarına bakıldığında düzenli bir gerileme hâlindeydi.

Basılı gazetelerin tirajları, karantina koşullarında beklenildiği üzere düşüşe geçmiş. Newman, bunun tamamıyla dijital geleceğe geçiş sürecini hızlandıran bir gelişme olduğunun altını çiziyor. Aynı zamanda, son bir yılda, çevrim içi ve sosyal medyanın kullanımı çoğu ülkede önemli ölçüde artmış. WhatsApp kullanımında, bazı ülkelerde %10’a varan bir artış görülmüş. Araştırmaya katılanların yarısından fazlası kapalı ya da açık gruplar aracılığıyla bilgi paylaşımı yaptıklarını belirtmişler.

Nisan 2020 itibariyle, medyanın COVID-19’u ele alma pratiklerine olan güven tüm ülkelerde nispeten yüksek olarak ölçülmüş. Hatta yerleşik medyadaki bilgi akışının sosyal ağlardaki bilgi akışına göre iki kat daha güvenilir bulunduğu saptanmış.

Geleneksel mecralardan televizyon salgın kısıtlamaları sürecinde erişim oranlarını artırırken, fiziksel erişimin zorlaşması nedeniyle basılı gazetecilerin tirajlarında da küresel anlamdaki düşüşe dikkat çekiliyor.

Raporun temelinde yer alan anketlere katılanların yüzde 51’i açık ya da kapalı devre bir whatsapp grubuna dahil olarak salgın sürecinde haberlere eriştiği, bilgi edindiği ya da yerel destek ağlarına dahil olduğunu belirtiyor. Sosyal medya mecraları yine salgın sürecinde takipçi sayılarını küresel anlamda artırmış görünüyor.

Koronavirüs salgını ile ilgili medyanın haberleri ele alışının güvenilirlik seviyeleri, diğer tüm sosyal ağlar, video mecraları ya da mesajlaşma uygulamalarının güvenilirliğinin iki katından fazla görünüyor; ve bu da kriz anlarında izleyicilerin uzun zamandır sürdürdüğü alışkanlıklarını daha güvenilir bulduğunu gösteriyor.

YALAN HABER

Raporda belirtildiği üzere, dünya çapında habere güven endekslerindeki düşüş devam ediyor. Salgın öncesi dönemin verilerine bakıldığında bile, yayılan haberlerin tümüne şüpheyle yaklaşanların oranında bir yükseliş göze çarpıyor. Rapora göre her on kişiden yalnızca dördü gördükleri haberlere güvenebileceğini belirtiyor. Öte yandan yüzde 54’lük bir kesim kendi takip ettikleri kaynaklardaki haberlere bile güvenmekte zorluk çektiğini belirtiyor. Raporda bunu siyasi kutuplaşmanın özellikle kamu yayıncılarının haberlerine şüphe ile yaklaşılmasını körüklemesi ve genel itibariyle kutuplaştırılmış medya ortamının güven endekslerini olumsuz etkilemesi gösteriliyor.

Haber takipçilerinin yüzde 60’ı hiç yorum katılmamış haberleri tercih ederken, yüzde 28’lik bir kısım ise kendi bakış açısının haberin merkezinde olmasını isteyerek kutuplaşmanın derinleşmesi yönünde görüş bildiriyor.

Bireysel olarak siyasetçiler, açık ara dezenformasyonu en çok yayan kaynak olarak öne çıkıyor. Rapora göre özellikle bazı ülkelerde kendisini “sağcı” olarak niteleyen siyasetçilerin söylemlerinin yanlışlığı en çok kanıtlananlar arasında bulunurken, diğer ülkelerde Facebook ve WhatsApp uygulamalarının yalan haber ağları siyasi söylemlerden daha baskın görünüyor.

Reuters Gazetecilik Enstitüsü’nün 2020 Dijital Haber Raporu yayınlandı. Her yıl, dünyanın dört bir yanındaki gazetecilik profesyonelleri ve akademisyenler tarafından merakla beklenen rapora beklendiği gibi Covid-19 krizi başta olmak üzere dünyanın içinden geçtiği ilginç sürecin izleri var.

Covid 19’un sektörel etkileri dikkat çekiyor
Araştırmanın başlıca sonuçları Nic Newman tarafından şu makalede özetlenmiş. Öne çıkan Covid-19 ile ilgili sonuçlar kısaca şöyle sıralanabilir:

TARAFSIZLIK VE DURUŞ ARASI

Araştırmaya katılanların %60’ı tarafsız bir habercilik pratiğini tercih ederken, %28 gibi önemli bir kısmı da belirli bir duruşu olan ve bir görüşü savunan gazetecilik pratiğini tercih ediyor. Esasen dünyadaki polarizasyonun en önemli yansımalarından biri bu sonuç.

HABER İÇİN PARA ÖDEME

Online haber için ödeme yapanların oranı ABD’de ve Norveç’te artış göstermiş. Bu olumlu bir haber olsa da ABD’de kullanıcıların %40’ı, Birleşik Krallık’ta ise %50’si ne olursa olsun dijital haber için para vermeyeceklerini söylüyor.

Söz konusu yerel haber olduğunda birçok ülkede yerel gazeteler hâlâ önemli kaynaklar konumunda. Ama katılımcıların %31’i de Facebook grupları gibi yerel iletişim kanalları üzerinden kendi yerelleriyle ilgili haber aldıklarını belirtmiş.

TÜRKİYE’DE REYTİNG LİDERLERİ

Türkiye’de Fox TV, Hürriyet ve CNN Türk Online alanlarında lider konumda

Raporla ilgili en büyük zayıflıklardan biri raporun Türkiye özelinde çoğunlukla kentli nüfusla sınırlı kalması. O nedenle değerlendirme yaparken bunu akılda burundurmakta fayda var. Raporun Türkiye’yle ilgili kısmında öne çıkan bulgular şöyle:

Fox TV hâlâ habere erişim söz konusu olduğunda geleneksel medyada lider konumda. Dijital medyada ise CNN Türk ve NTV’nin web sitelerinin başı çektiği görülüyor. Fox TV’nin özellikle yoğun kullanım istatistikleri bağlamında yakaladığı trafik ilgi çekici. Elbette bunun Türkiye’nin medya ortamının demokrasi sorunu ve geleneksel medya erişim alanındaki alternatifsizlikle açıklanması mümkün.

Söz konusu gazeteler olduğunda Hürriyet hâlâ en çok tercih edilen gazetelerden biri olarak görülüyor. Ama tüketim sıklığı istatistiklerine bakıldığında, Sözcü’nün okur sadakati bakımından Hürriyet’ten daha iyi bir yerde olduğunu görmek mümkün. Bu iki gazeteyi sırasıyla Milliyet, Cumhuriyet, Sabah ve Posta izliyor.

Kamu yayıncısı TRT geleneksel medya kanalları arasında dördüncü sırayı alırken, dijital kanallar arasında da beşinci sırada görünüyor. Elbette bu örneklemle ilgili bir durum da olabilir. Yine de bunun şaşırtıcı bir istatistik olduğunu kabul etmek gerekir.

Söz konusu güven olduğunda en çok güvenilen kaynaklarsa şöyle sıralanmış: Fox TV, NTV, Sözcü, Habertürk, Cumhuriyet, CNN Türk, TRT, Anadolu Ajansı, Kanal D, Hürriyet, Milliyet, Show TV, Oda TV, Sabah, A Haber. Dijital medya doğumlu bir haber odası olan ve son zamanlarda çok kez engellenen, kimi muhabir ve editörleri hapiste olan Oda TV’nin bu listeye girmesi de mecranın etkisi konusunda önemli bir veri olarak görülebilir.
Türkiye’den araştırmaya katılan kişilerin %95’i her hafta mutlaka online video habere erişim sağladığını belirtmiş. Burada Medyascope ve benzeri platformların yükselişinin bir şekilde karşılık bulduğunu söylemek mümkün.
Türkiye’deki merkezi yurtdışında olan dijital haber odaları arasında yalnızca BBC News Online, haftalık olarak çok tercih edilenler listesine girebilmiş. Bu, BBC News için önemli bir başarı olarak görünse de özgür ve otosansürden arındırılmış haber akışı konusunda bazı soru işaretleri doğuruyor.

 

HABER KAYNAKLARI: FACEBOOK – YOUTUBE – İNSTAGRAM

Facebook’un araştırmaya katılan Türkiyeli kullanıcılarca haber için kullanımı %49 oranındayken, genel kullanım oranı %67 olarak ölçülmüş. Facebook’u, %45’le YouTube, %41’le Instagram, %31’le WhatsApp, %30’la Twitter ve %10’la Facebook Messenger izliyor. Bu, özellikle gazetecilerin Twitter’a verdikleri değerin ve bu mecraya harcadıkları emeğin ne kadar yanıltıcı olabileceğinin güzel bir kanıtı olmuş.

Elbette Reuters’in raporu tek bir yazıyla özetlenip anlaşılamayacak kadar detaylı. Zaten raporla aynı yıl içerisinde, farklı ülkeler özelinde ekler yayınlayarak bize daha derin veri setleri de sunuyorlar. Bu yıldan çıkarılabilecek en önemli sonuç, eve kapanılan dönemde TV’nin kazandığı önem ve dünya çapında habere olan güvendeki artış ve internete olan güvendeki sarsılmadan dersler çıkarmamız gerektiği. Yanlış bilgi krizi, sosyal ağlara olan güveni sarsıyor. Hâlâ yerleşik medya sistemi aktörleri insanlar tarafından tercih ediliyor.

PODCAST GELİRLERİ ARTACAK

Ankete katılan medya yöneticilerinin yarısından fazlası 2020’de yeni podcast girişimlerine başlayacaklarını vurguluyor. Örneğin The Times günlük haber podcastine başlayacak. Le Monde gibi sohbet, röportaj ve belgesel formatlarını podcaste uyarlayacak yayıncılar da var. ABD’de yayıncıların podcastten elde edeceği gelirin bu yıl yüzde 30 artarak 2021 itibariyle 1 milyar doları aşması bekleniyor. Diğer ülkelerde bu formattaki gelir artışı ABD’deki kadar hızlı yaşanmıyor. Reuters’a göre kullanıcı kitlesi anlamında “net bir fırsat” bulunmasına rağmen birçok yayıncı podcast alanında harekete geçmiş değil.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder