30 Kasım 2021 Salı

ByLock’la ilgili dikkat çeken rapor: MİT’in Türk yargısına verdiği yasadışı bir dava aracı

Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi, AKP kontrolündeki yargının açtığı ve 90 binden fazla kişiyi mağdur eden ByLock davaları hakkında bir rapor yayınladı. Raporda, “Bylock verileri, hukuka uygun bir delil olmayıp, MİT tarafından Türk yargısına verilen kötü niyetli bir kovuşturma aracıdır. ByLock verisine dayanılarak verilen tüm mahkumiyet kararları iptal edilmeli” tespiti yapıldı.

BOLD -The Arrested Lavyers İnititiative(Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi), 15 Temmuz sonrası Türkiye’de Gelen Hareketi gönüllülerine açılan ByLock davalarıyla ilgili bir rapor hazırladı.

“Türkiye’deki Kötü Amaçlı ByLock Davalarına İlişkin Hukuki ve Teknik Konulara Dair Rapor” başlıklı rapor, üç uluslararası bilirkişi raporu ve yakın zamanda ortaya çıkan ABD Federal Mahkemesi belgesine dayanılarak hazırlandı. AKP hükumeti, ByLock’un sahibi David Keynes’i AİHM’deki davaları çürütmek amacıyla Türkiye’ye getirerek etkin pişmanlık hükümleri kapsamında bir süre tutuklu yargılamış ve ByLock’un münhasıran Gülen Hareketi gönüllüleri tarafından kullanıldığı iddiasını ortaya atmıştı. Raporda, Türk hükumetinin münhasır kullanım iddiasının yanlışlığına dikkat çekiliyor.

BYLOCK: MİT’İN YARGIYA VERDİĞİ KÖTÜ NİYETLİ BİR KOVUŞTURMA ARACI

Raporda, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ByLock verilerine müdahale ettiği, ilgili dijital verilerin bir yargı merciinin emri ve denetimi olmaksızın elde edildiği ve bu verilerin hakim kararıyla yapılması gereken adli kimlik doğrulamasından önce işlendiği ve böylelikle delil vasfını kaybettiği belirtildi. Raporda “ByLock verileri, hukuka uygun ve kabul edilebilir bir delil olmayıp, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından Türk yargısına verilen kötü niyetli bir kovuşturma aracıdır. Onbinlerce kötü niyetli kovuşturmanın tek çaresi, kısmen de olsa ByLock verisine dayanılarak verilen tüm mahkumiyet kararlarının iptal etmek ve daha sonra bu şekilde mahkum edilen herkese, AİHM ve BM kararlarının dikkate alınacağı adil bir yargılanma hakkı tanımaktır.” denildi.

MÜNHASIR KULLANIM İDDİASI KANITLANAMADI

Raporda şu tespitler yapıldı: “a) ByLock uygulamasının kullanımına ilişkin resmi açıklamaların sürekli değiştiği ve birbirini tekzip ettiğini, (değişen kullanıcı sayısı verileri 215bin, 122bin, 102bin, 90bin),
b) Aynı şekilde kullanıcı tespitine dair kriterlerin de (mavi, turuncu, kırmızı kullanıcı, 3 kez bağlanma kriteri, Mor beyin hatası vb) sürekli olarak değiştirildiği ve hala da güvenilir ve bilimsel olarak teyit edilebilir olmadığını,
c) Türk makamlarının münhasır kullanım iddiasının yanlışlığının kanıtlanmış olduğunu,
d) ByLock ile ilgili dijital verilerin parçalanarak bütünlük ve güvenilirliğini yitirdiğini, adli imaj alma işleminin geciktirilerek verilerin bozulduğunu,
e) MİT’in resmi ByLock Teknik Raporu’nda temel dijital adli tıp ilkelerine uyulmadığını ve ayrıca tutarsızlıklar ve veri manipülasyonu izleri olduğunu,
f) ByLock uygulaması ile ilgili dijital verilerin bir yargı merciinin emri ve denetimi olmaksızın elde edilmiş olması ve bu verilerin hakim kararıyla yapılması gereken adli kimlik doğrulamasından önce işlendiği ve böylelikle delil vasfını kaybettiği,
g) İdari soruşturmalar yoluyla elde edilen ByLock ile ilgili verilerin adli işlemlerde hukuka aykırı olarak kullanıldığını,
h) ByLock ile ilgili internet trafiği meta verilerinin yasal olarak öngörülen süreden daha uzun süre saklandığını ve bu nedenle delil olarak kullanılamayacağını, açıklamaktadır.”

YASAL KANIT NİTELİĞİNİ KAYBETTİ

Raporda, yukarıdaki bulguların birçoğunun AİHM ve BM İnsan Hakları organları gibi uluslar üstü mekanizmaların kararlarında da doğrulandığı ifade edildi. Uzman bilirkişi incelemeleri ışığında hazırlanan raporda, “ByLock kullanımına ilişkin verileri en azından hukuka aykırı olarak elde edilmiş bulgu haline getirdiğini ve kanıt bütünlüğü, gerçekliği, güvenilirliği ve doğruluğu ile ilgili dikkate değer şüpheler oluşturduğunu ve böylece onu yasal kanıt olarak nitelemesinden mahrum bıraktığı” sonucuna varıldığı vurgulandı.

BYLOCK’UN ÜZERİNDE YASADIŞILIK GÖLGESİ VAR

İngilizce olarak hazırlanan 34 sayfalık raporda şu tespitler yapıldı: “ByLock verilerinin nasıl elde edildiği ve işlendiği konusundaki çelişkili açıklamalar ve sürekli değişen kullanıcı tespit kriterleri (mavi, turuncu, kırmızı kullanıcı, 3 kez bağlanma kriteri vb), uygulamayı kullandığı iddia edilen kişi sayısına dair sürekli değişen iddialar (215bin, 122bin, 102bin, 90bin), savunma makamının kendisi aleyhine ByLock delillerini elde etme ve inceleme imkanından mahrum bırakılması, kolluk kuvvetlerinin mahkemelere yazdıkları yazılarda yer alan verilerin adli prosedürler için temel olamayacağına dair uyarılar birlikte bir bütün olarak ele alındığında, verilerin fabrikasyonu, değiştirilmesi veya bozulmasına ilişkin kuvvetli şüpheler yaratmaktadır. Ayrıca ByLock uygulaması ile ilgili dijital verilerin/delillerin hem sanıklardan hem de avukatlarından saklanması da delillerin üzerine ağır bir gölge düşürmekte ve adil yargılanma hakkının ihlalini teşkil etmektedir.”

BİRÇOK SANIK DİJİTAL VERİLERİ İNCELEYEMEDİ

Avrupalı çok sayıda hukukçu ByLock’la ilgili hazırlanan raporu inceleyerek görüşlerini paylaştı. Avukatlara Yönelik Saldırıları İzleme Komitesi Uluslararası Halk Avukatları Derneği Eş Başkanı Profesör Stuart Russell, Türkiye’de ByLock verilerinin savunmaya verilmemesiyle ilgili, “Tam ve uygun savunma hakkı, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve temel insan hakları için esastır. Dolayısıyla, bir sanığın yasal işlemlerde kendisine karşı kullanılan dijital verileri inceleme hakkından mahrum bırakılması, hukukun üstünlüğünün açık bir ihlalidir.” dedi.

DELİLLERE MÜDAHALE EDİLMESİ HUKUKUN İHLALİDİR

Dünya Hukukçular Birliği Başkanı İspanyol Avukat Javier Cremades ise, “Türkiye’deki ByLock kovuşturmalarında sanıkların aleyhlerindeki delilleri incelemek hakkından mahrum bırakılması ve dijital verilerin Türk makamları tarafından manipüle edilmesi hukukun üstünlüğünün ihlalidir.” ifadelerini kullandı.

BYLOCK DAVALARI ‘BLACK MİRROR’ SENARYOSUNU ARATMIYOR

Berlin’deki Hertie School’da akademisyen olarak görev yapan Dr. Emre Turkut, raporlar ilgili şunları söyledi: “Bu rapor, bir gün uyandığınızda kullanmış olduğunuz sıradan bir anlık mesajlaşma aplikasyonunun, hükümetinizin belirli bir grup üzerindeki baskısının merkezi haline gelebileceğine dair tüyler ürpertici bir uyarı görevi görüyor. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden bu yana, Black Mirror dizisi senaryolarını aratmayacak bir biçimde binlerce insan bir dijital delile / bulguya dayanılarak zulme uğradı/mahkum edildi. Bu rapor, Türkiye’deki ByLock soruşturmalarının/mahkumiyetlerinin neden hem kanıtların doğasında var olan bir dizi hata, yanlılık ve belirsizlik hem de kanıtın üretilmesi/yorumlanmasında yer alan insan faktörü ile gölgelendiğini ikna edici bir şekilde göstermektedir.”

MİT TARAFINDAN MANİPÜLE EDİLMİŞ BİR DELİL

İtalyan İnsan Hakları Federasyonu Başkan Yardımcısı Eleonora Mongelli de, raporla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu rapor, ByLock’un hukuka uygun ve kabul edilebilir bir delil olmadığını, aksine Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından Türk yargısına sağlanan kötü niyetli bir kovuşturma aracı olduğunu göstermektedir. Sanıklara ve avukatlarına, MİT tarafından manipüle edilmiş olabileceğine dair şüpheler olan delilleri inceleme fırsatı da verilmemekte, yani bu araç da sanıkların adil yargılanma hakkı gözetilmeden kullanılmaktadır. İtalya İnsan Hakları Federasyonu (FIDU), devam etmekte olan yargı tacizinden derin endişe duymaktadır. ByLock kullanımının suç sayılması da geçtiğimiz Ekim ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne sunduğumuz (Sağlam-Türkiye davası) üçüncü taraf bilirkişi raporu konularından biriydi. Türk makamlarını, hüküm giyen herkese, raporda belirtildiği üzere AİHM ve BM kararlarını da riayet edilen adil bir yargılanma fırsatı verilmesi güvence altına çağrısında bulunmaya devam ediyoruz.”

ByLock’la ilgili raporun tam metni buradan indirilebiliyor.

AİHM’nin kararı sonrası hükumetten ByLock’u kurtarma planı: Programın sahibi Keynes 5 yıl sonra tutuklandı

Bylock’un sahibi David Keynes, sessiz sedasız tahliye edildi

 

ByLock’la ilgili dikkat çeken rapor: MİT’in Türk yargısına verdiği yasadışı bir dava aracı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder