Cizre’de sokağa çıkma yasakları döneminde 10 yaşındaki bir çocuğa yardım ettikleri gerekçesiyle biri doktor, 4 sağlık çalışanının tutuklanmasına STK’lar tepki gösterdi.
BOLD – Hastaları tedavi ettikleri için önceki gün tutuklanan sağlık çalışanlarına yapılan hukuksuzluğa tepkiler devam ediyor. Gizlilik kararı bulunan dosya için, sağlık örgütleri Cenevre Sözleşmesi’ni hatırlatarak açıklama yaptı.
Türk Tabipler Birliği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle:
“Öncellikle vurgulamak isteriz ki hem yasalarımızda hem de uluslararası hukukta tutuklama bir zorunluk değil, başvurulması gereken istisnai bir durumdur. Adresleri belli, iş yerleri bilinen 3’ü kamuda çalışan, çağrılmaları durumunda her an ifade verebilecek konumda olan sağlık çalışanlarının adli kontrol uygulamasına dahi ihtiyaç duyulmadan ailelerinden ve hastalarından koparılarak tutuklanmaları kabul edilemez. Avukat görüşmelerinden ve mahkemedeki sorgulamalardan edinilen bilgilere göre tutuklanma gerekçeleri sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü 2016 yılında sağlık hizmetine erişimin engellendiği ve neredeyse imkansız olduğu koşullarda, yaralı olarak başvuran ’10 yaşlarındaki bir çocuğa’ sağlık hizmeti sunma iddiası. Bizler yaşamdan yana olan mesleğin mensupları olarak yaşam hakkının en kutsal hak olduğuna inanıyoruz. Bir “değer” olarak gördüğümüz sağlık hizmet sunumu “değer” olmasını her koşulda her insanı yaşatma çabasından almaktadır. Bu nedenle savaş veya çatışma alanlarında dahi bizlere ihtiyaç duyan herkese, her yerde gerekli sağlık hizmetini sunma sorumluluğumuz vardır. Varoluş sebebimiz olan iyileştirme ve yaşatma hizmetinden dolayı bırakın tutuklanmayı yargılanmayı dahi kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.”
CENEVRE SÖZLEŞMESİ: SAĞLIKÇILAR AYRIM YAPMADAN HERKESE BAKAR
Duvar’ın haberine göre Türkiye’nin taraf olduğu Cenevre Sözleşmesinde çatışma ya da savaş döneminde sağlıkçıların ‘gecikmeden ve ayrım yapmadan asker ya da sivil tüm yaralı ve hastaların toplanması ve sağlık kurumuna ulaştırılması için gerekli önlemleri alması’ ve ‘sadece tıbbi temelde ayrım yapmaları tarafların yaralı ve hastaların bakımı için, pratik antlaşmalar yapma ve destekleme konusunda işbirliği yapmaları’ isteniyor.
Sağlık hizmetinin engellenemeyeceği belirtilen sözleşmede, “Tıbbi personel, yaralanan kişilere tıbbi etik doğrultusunda tıbbi bakım sağladıkları ya da tıbbi etik ilkelerine aykırı tıbbi davranışı reddettikleri için cezalandırılmaz” deniyor.
Cizre’de sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü 2016 yılında bir bodrumda ambulans bekleyen yaralılar için TTB ve SES üyesi 9 hekim ve 4 hemşire yola çıktı. Grup İdil’de durduruldu. Polisler, hekimlerin ‘eylemci’ olduğunu söyleyerek araçlarının Cizre’ye geçişlerine izin vermedi. Daha sonra 9 sağlık çalışanı hakkında Mardin 3’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 19 sağlık çalışanı hakkında açılan davada ikinci duruşmada beraat kararı verilmişti.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder