10 Şubat 2019 Pazar

Ekonomik kriz vatandaşın cebini yoklamaya başladı

Son dönemde halkın gündemi denilince, “ekonomik kriz” ilk sıraya yerleşti. AKP iktidarı ısrarla “kriz” kelimesini kullanmaktan kaçınsa da, mızrak artık çuvala sığmıyor. Elindeki dev medya gücüyle bile krizin ayak seslerini bastıramayacağını anlayan hükümet, bu kez karşı hamlelere başladı.

Her ne kadar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı sıfatıyla meydanlarda, “Domates patlıcan diyorlar, siz bir merminin fiyatını düşünün” diyerek, milliyetçi refleksleri tahrik suretiyle hayat pahalılığını gündemden düşürmeye çalışsa da, diğer yandan meseleyi “kabzımallık ve manavlık” yapmaya kadar götürdü.

Bir yandan kendi uçağımızı, füzemizi, otomobilimizi yaparken, diğer yandan seçim öncesi sebze fiyatlarından ürküp, belediye çadırlarında sebze satmaya başlamak, tam bir “Yeni Türkiye ironisi” olsa gerek!

Marketlere ayar vermeler, tehditler, sebze satışlarına başlamalar, İşkur’u devreye sokup, çığ gibi büyüyen işsizliği 6 aylığına da olsa, “kamu eliyle” geriletme çabaları, ekonomik krizin halkın cebine dokunmaya başladığının, “iktidarca” kanıtları aslında.

Ve son tahlilde, 16 yıldır tek başına iktidarda olan parti şunu çok iyi biliyor. Bu toplum her şeyi kabul edebilir. CHP’nin “şok belgeleri” falan vız gelir tırıs gider. Tek sorun, vatandaşın cebi boşalmasın! Cepte delik oluşmaya ve maazallah büyümeye başladı mı, görün siz o zaman çıkacak gümbürtüyü.

25 kuruşluk poşet parasına yönelik isyan, bu gümbürtünün öncü göstergesiydi sadece.

Velhasıl, dünya liderliği küresel güç falan hak getire, Saray ve dahi AKP kurmayları tekmili birden şu anda halkın cebindeki deliği dikme telaşında.

Yerel seçimin hikâyesi bundan ibaret…

Adaylar, kavgalar, itirazlar, anketler, mitingler, muhalefetin sızlanmaları falan sadece iktidarın siyasal meşruiyet ihtiyacını gideriyor, o kadar…

 

GÖZDEN KAÇMASIN

Varlık Fonu, neden yoklarda?

Geçen haftanın gözden kaçmaması gereken en dikkat çeken haberlerinden biri kuşkusuz, Türkiye Varlık Fonu’nun, yurt dışından borç arayışına çıkmasıydı.

Bu fon malum, 2016 ağustosunda kuruldu ve Türkiye’nin en büyük ve en önemli kamu şirketlerini bünyesinde topladı. Başkanlığına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendini atadı, yardımcılığına da damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı getirdi.

Türk Hava Yolları’ndan, üç kamu bankasına; Çaykur’dan, PTT’ye, Eti Maden’den Botaş’a, Türksat’tan Milli Piyango ve Devlet Demiryolları’na kadar aklınıza gelen bütün kamu ve kamu ortaklığı şirketleri bu fona devredilmişti.

Kurulduğu günlerde fon için “paralel Hazine” yorumları yapılmıştı. Ve AKP’nin bu dev ve kâr eden şirketleri rehin gösterip dışarıdan nakit para bulacağı iddiası ortaya atılmıştı. Nitekim, iddia geçen hafta gerçeğe dönüştü.

Esasında dünyada örneklerine çok rastlanan varlık fonları, adı üstünde epey “varlıklı” yapılardır. Borç aramak yerine eldeki birikimi borç vererek değerlendirme yoluna giderler. Biz de tam tersine bir gidişat var. Deve misali, neremiz doğru ki!

Mesela Norveç Varlık Fonu, elindeki 1 trilyon euroluk birikimi değerlendirebileceği güvenli ve yüksek faizli pazarlar arıyor. Bu haber de geçen haftadan bir haber…

Varlık fonunun borç arayışını duyuran Bloomberg’in haberinin orijinalin metnindeki cümle durumu özetliyordu aslında:

“Varlık fonlarının borçlanması görülen bir şey değildir, var olan serveti yönetirler.”

 

NOT DEFTERİ

İş Bankası neden bu kadar iştah kabartıyor?

Yerel seçim yaklaşırken, siyasetin gündemini ısıtan konulardan biri yine İş Bankası. Daha önce, İş Bankası’ndaki yüzde 28’lik CHP hissesinin Hazine’ye devredilmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu hafta konuyu yine gündeme taşıdı.

Erdoğan şunları söyledi: “Gazi Mustafa Kemal’in İş Bankası’nı CHP’ye değil Hazine’ye tahsisi vardır. Bu İş Bankası Hazine’nin malı olacaktır Allah’ın izniyle. Bu parlamento bu tarihi kararı da Allah’ın izniyle alacaktır. Milletin hazinesine İş Bankası oradaki hissesi ile yüzde 28 yine devredilecektir.”

Peki, neden İş Bankası iktidarın bu kadar iştahını kabartıyor? Erdoğan sadece CHP’ye zarar vermek için mi bunu yapıyor? Aslında sorunun cevabı İş Bankası’nın parasal büyüklüğünde saklı!

Seçim öncesi, gönlünce seçim ekonomisi uygulamak isteyen ancak nakit sıkıntısı yaşayan, bu sebeple Merkez Bankası’nın bile genel kurulunu 3 ay erkene çekip, kârı hemen Hazine’ye aktaran AKP’nin, İş Bankası fırsatını kaçırmasını beklemek zaten abesle iştigal olurdu.

Zira, Türkiye İş Bankası, 2018 yılını 6,8 milyar TL net kârla kapattı. En büyük kamu bankası Ziraat’in bile 2,3 milyar lira zarar ettiği bir yılda, bu kâr elbette iştah açıcı.

2018 yıl sonu itibarıyla, İş Bankası aktif büyüklüğünü 2017 yıl sonuna göre yüzde 15 artırarak, 416,4 milyar TL’ye yükseltti ve özel bankalar arasındaki lider konumunu sürdürdü.

Böylesine bir ekonomik büyüklük, hükümetin seçim için bütün kaynaklara göz diktiği bir ortamda elbette göz ardı edilemez.

Hele bir de bu kaynak, CHP’den koparılarak getirilecekse, zaten tadından yenmez!

 

EKONOMİ SÖZLÜĞÜ

Çekirdek Enflasyon nedir?

Çekirdek Enflasyon, diğer deyişle “Özel Kapsamlı TÜFE”, geçici etkilerden arındırılmış enflasyondur. Enflasyonun temel eğilimini gösterir. Hesaplanmasındaki amaç, fiyatlar genel seviyesindeki değişimi sürekli etkileyen unsurları tespit etmektir.

“Çekirdek Enflasyon”, enflasyonun geleceğini tahmin etme gücü yüksek, eğilimini belirleyen ve para politikasının oluşmasına yardımcı olan bir göstergedir. Bu sebeple, “çekirdek enflasyon” hesaplaması, TÜİK tarafından  Merkez Bankası için yapılır.

RAKAMLARIN DİLİ

200 TL ile pazardan ne alınabilir?

Tedavüldeki en büyük TL banknotu olan 200 TL’nin alım gücü son bir yılda yüzde 55 azaldı.

200 TL ile pazara çıktığınızda 2018 ocak ayında alabileceğimiz sebze miktarı

  • Patlıcan: 48 kg
  • Biber: 52 kg
  • Salatalık: 53 kg
  • Domates: 57 kg
  • Kabak: 58 kg
  • Karnabahar: 105 kg
  • Patates: 117 kg
  • Soğan: 136 kg

200 TL ile pazara çıktığınızda 2019 ocak ayında alabileceğiniz sebze miktarı

  • Patlıcan: 22 kg
  • Biber: 21 kg
  • Salatalık: 34 kg
  • Domates: 34 kg
  • Kabak: 32 kg
  • Karnabahar: 43 kg
  • Patates: 55 kg
  • Soğan: 41 kg

 

kronos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder