9 Kasım 2019 Cumartesi

Hükumete ‘don’lu protesto

Büro-İş Sendikası, kamu emekçileri ile sabit ve dar gelirli çalışanların ekonomik kayıplarını, 2020 bütçesini ve yeni vergileri don giyerek protesto etti. Protestocular, “Hükumet donumuza kadar haraç alacak” dedi.

BOLD – Vatandaşın ekonomik kayıpları, 2020 bütçesi ve yeni vergiler için donlu protesto eylemi düzenleyen Birleşik Kamu-İş’e bağlı Büro-İş Sendikası tarafından yapılan basın açıklamasında, bütçenin ranta dayalı, dışa bağımlı bir ekonomi politikasının sonucunu yansıttığı ifade edildi.

“Vatandaşların ekmeğini küçültmekte, kriz ve ekonomik durgunluğu artırmaktadır. Bu bütçede öğretmene, polise, hemşireye söz verilen 3600 Ek Gösterge yok, Emeklilikte Yaşa Takılanlar yok, parasız eğitim yok, sağlık yok, sosyal yardım yok, kısacası sabit ve dar gelirli için olumlu hiçbir şey yok, aksine yüksek oranlı vergiler ile açlık var, sefalet var, yoksulluk var, buna bağlı olarak boşanmalar, bireysel ve toplumsal travmalar var, intiharlar var” denilen açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:

“Anayasa ve uluslararası hukuktan kaynaklanan sendikal hak arama mücadelemiz hükumet ve valilik tarafından bilinçli ve sistemli olarak engelleniyor. Hükumet kendine sarı, yandaş sendika arıyor. İstiyor ki hiç kimse haksızlığı, hukuksuzluğu, yoksulluğu, açlığı, sefaleti ve bunlara bağlı ölümleri gündeme getirmesin.

“HÜKUMET MİLLETTEN HARAÇ ALIYOR”

Daha birkaç gün önce İstanbul’da birisi öğretmen olan 4 kardeş geçim sıkıntısı dolayısıyla intihar ederek hayatına son verdi. Ekonomide geldiğimiz son nokta bu kadar vahim boyuta ulaşmıştır. Sarı ve yandaş sendikacılığın panzehiri Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ve bağlı sendikalar olarak bizler baskı ve zulümlere boyun eğmeyeceğiz.

Hükumet yetkilileri bir yandan ekonomi öyle uçuyor, böyle uçuyor gibi söylemlerle kamuoyuna pembe tablolar çizmekte, bir taraftan milletten haraç almakta. Evet yanlış duymadınız, kamu gücünü kullanarak Anayasa ve yasalara karşı vergi adı altında zorla hukuksuz haraç almakta.

Aslında uçtuğumuz falan yok, tepe üstü çakılmış durumdayız. Hükumet bu çakılmadan kurtulmanın yolunu zorunlu tüketim harcamalarımızdan olan doğal gazın, elektriğin fiyatları içerisine güncelleme adı altında kamufle edilmiş vergi enjekte ederek, Dijital Hizmet Vergisi, Değerli Konut Vergisi, Konaklama Vergisi gibi hayatımıza yeni vergi düzenlemeleri getirerek, Enflasyon ve Yeniden Değerleme oranlarını istediği gibi ayarlayarak başarısızlığının bütün bedelini dar gelirli kesime fatura ederek bulma çabası içerisindedir.

Konaklama Vergisi; harcama üzerinden alınması, yansıtılamayan, dolaylı bir vergi özelliği göstermesi yönünden adil olmayan bir vergidir. Bu vergi oda başı değil kişi başı olarak alınacak yüksek oranlı bir verginin vergisidir.

Enerjide özellikle doğal gazda dışa bağımlı Türkiye’de dolar bir yıldan fazladır 5.50-5.80 bandında seyretmektedir. Maliyet unsuru olan dolarda fazla bir artış olmadan, memura verilen yüzde 4 zam daha memurun cebine girmeden, doğal gaza ve elektriğe yüzde 45’lere varan fiyat güncellemesi adı altında yapılan zam artışı, aslında bu fiyatların içerisine enjekte ile kamufle edilmiş bir vergidir. Hiçbir yasal dayanağı da yoktur. Anayasamıza göre kanunla alınması gereken vergi, idari bir karar ile hükumet tarafından uygulamaya konulmaktadır.

“BÜTÇENİN BÜYÜMESİ TÜRKİYE’NİN BÜYÜDÜĞÜ ANLAMINA GELMİYOR”

Bir önceki yıla göre bütçe rakamsal olarak artış göstererek bir trilyonun üzerine çıkmıştır. Bu Türkiye’nin büyüdüğü anlamına gelmiyor. Rakamların artışı aslında vatandaşın sırtına kambur yapılan borçların arttığı ve bu borçları finanse edecek vergilerin arttığı, halkın daha da fakirleştiği anlamına gelmektedir.

Yıllardır iktidarda olan, Cumhuriyet döneminden ve önceki iktidarlar tarafından kalma milli ve stratejik kuruluşları bile elden çıkaran Ak Parti Hükumeti, trilyonlarca vergiyi toplamış ancak ortada gözle görülür elle tutulur diyebileceğimiz bir dikili ağacı yoktur.

Yandaş müteahhitlere hazine garantili, yüksek bedellerle ihale edilen, müşteri garantili boğaz geçiş tüneli, otobanlar, köprüler, havaalanları, yollar yaptırarak bunları milletin sırtına yüklemiştir.

Okyanus ötesinden Emperyalistlerin başı ABD Başkanı Trump’ın yaptığı tripler, attığı tweetler, yazdığı mektuplar ile ne devlet ne de ekonomi yönetilir.

Buradan hükumete sesleniyoruz. Öncelikle Suriye meselesinde Esad ile anlaşıp Türkiye’deki Suriyelileri ülkesine geri gönderelim. Esad gerisini halleder. Bir an önce Ak Partinin başarılarıyla övündüğü dönem olan Parlamenter sisteme geri dönelim. Yargıyı bağımsızlaştıralım, demokrasiyi güçlendirelim. Hukukun olmadığı bir yerde tartışmasız ekonomik gelişme olmaz. Parlamento ve hukuk çöktü, ekonomimiz de çöktü.

yeni vergiler, doğal gaz ve elektrik gibi zorunlu harcamalarımıza yapılan zamlar, 2020 bütçesi hep düşük ve sabit gelirlilerin aleyhinedir. Her geçen gün daha da yoksullaşmaktayız. IMF ile ekonomik anlaşma yapılsa bile sanırım IMF dahi bu kadar vicdansızlık yapıp ağır kemer sıkma ve vergi yükü önermez. Bu gidişle korkarız hükumet vergi, harç ve zam adı altında donumuza kadar haraç alacak. Bütün emekçileri örgütlü olarak bu soygun düzenine dur demeye çağırıyoruz.”

Sanayide sessizlik hakim: Bu dönemde üretim yapmak akıllı insan işi değil

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder