28 Aralık 2020 Pazartesi

Meclis’in kabahati büyük: Hayvanların çığlığına kulak tıkıyorlar!

Türkiye hayvana şiddet ve tecavüz suçu, yasalarda ‘kabahat’ olarak değerlendiriliyor. Hayvanlara yönelik işkence olaylarına her gün yenilerinin eklenmesine karşın beklenen yasal düzenlemeler bir türlü çıkarılmıyor. Yeni yasal düzenleme ise 20 Ocak 2020’den beri Meclis Başkanlığında bekletiliyor. Avrupa Birliği’nin zorlaması ile çıkarılan yasalar ise caydırıcı olmaktan bir hayli uzak.

BOLD ÖZEL – Türkiye’de her gün yeni bir hayvana yönelik şiddet suçu işleniyor. Son zamanlarda birçok ilde kedilerin ayakları kesildi. Henüz nedeni öğrenilemedi. Ancak ortaya atılan  iddialar çok vahim. Kedilerin ayaklarının büyü yapmak için kesildiği iddia ediliyor. Hayvan hakların savunucularının tepkisine neden olan olaylar zinciri geçtiğimiz hafta Diyarbakır’da 4 ayağı kesilmiş bir kedinin bulunmasıyla başladı. Ardından da benzer iki olay Antalya’da yaşandı. Muratpaşa ilçesinde yavru bir kedi, 4 bacağı ve kuyruğu kesilmiş halde bulundu. Olayla ilgili polis ekipleri soruşturma yürütürken tam 6 gün sonra aynı bölgede bacakları kesilmiş başka bir kedi daha bulundu.

TÜRKİYE DÜZENLEME İÇİN ÇOK GEÇ KALDI

2000‘li yıllara kadar Türkiye’de hayvanları koruma altına alan bir kanun bile yoktu. İlk çalışma 80’li yıllarda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğretim üyesi olan Prof. Dr. İsmet Sungurbey tarafından başlatıldı. Ancak çok sayıda başbakan eskiten kanun çalışması  bir türlü yasalaştırılamadı.

AB’YE UYUM  YASALARI HAYVANLAR İÇİN ŞANS OLDU

Türkiye’de ilk yasal adım Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Sözleşme ile 2003 yılında atıldı. İlk resmi düzenleme de  24 Haziran 2004’te Hayvanları Koruma Kanunu’nun kabul edilmesiyle gerçekleşti. Böylece hayvan hakları yasal olarak güvence altına alındı. Bu yasaların çıkmasında AB mevzuatı kapsamına uyum sağlamanın rolü etkili oldu. 5199 numaralı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 4. maddesiyle hayvanlara resmi olarak yaşama hakkı tahsis edildi. Yeni düzenlemeye göre  hayvanlara işkence edilmesi ve öldürülmesi yasaklandı, cezai yaptırımlar getirildi. Ancak bu yasada da eksikler çok fazlaydı. Örneğin yasa Türk Ceza Kanunu kapsamına alınmadı. Hayvana işkence ya da tecavüz edene sadece cüzi miktarda para cezası verildi.

AVRUPA’DA CEZALAR ÇOK AĞIR

Avrupa ülkelerinde hayvana şiddet “suç” olarak tanımlanıyor. Cezai yaptırımlar ülkeden ülkeye değişse de yüksek meblağlarda para cezası ve 2-3 yıla kadar hapis ve 300 bin euroya kadar varan para cezaları uygulanıyor. Türkiye ise hayvana şiddet ve tecavüz fiilinin ‘kabahat’lerden TCK kapsamına alınacağı yasayı bekliyor. 2018’de Türkiye’de hayvana işkencenin, cinsel şiddetin cezası ise 625 liraydı. Bunun sebebi de mevcut kanunlarda hayvanların hala bir canlı değil eşya olarak tanımlanması geliyor. Öte yandan ‘sokak hayvanlarının toplanması’ tartışmaları sürerken toplanacak hayvanlara ne olacağıysa merak konusu. Sadece Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) verilerine göre bu yılın ilk altı ayında en az 522 milyon 349 bin 599 hayvanın yaşam hakkı ihlal edildi.

AKP YASAYI HEP ÖTELEDİ

Hayvan hakları savunucuları yeni bir hayvan hakları yasasına ihtiyaç duyulduğunu dile getirse de 10 yıldır konuşulan yeni düzenleme için bir arpa boyu yol alınamadı. 18 yıldır iktidar olan AKP de hayvan haklarına dair somut bir adım atamadı. Eksikliklerin giderilmesi ve yeni düzenleme için 2018 Ocak’ta TBMM Hayvan Hakları Komisyonu kuruldu. Komisyon, Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu Temsil Heyeti’nin önerileri doğrultusunda bir rapor hazırlayıp, Ekim 2019’da Meclis’e sundu. Ocak 2020’de Meclis’e sunulması bekleniyordu ancak yoğunluk gerekçe gösterildi, gündeme alınmadı. Sonrasında Meclis pandemi nedeniyle tatil edilince kanun teklifi rafa kaldırıldı. Cumhuriyet tarihinde en uzun iktidarda kalan AKP yasayı bir kez daha öteledi.

SİYASİLERİN HAYVANA BAKIŞ AÇISI

Türk siyasi tarihinde liderlerin hayvan sevgisi de objektiflere yansıyan karelerden öteye geçmedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018 yılında  sosyal medya hesabından köpeği Çiko ile fotoğrafını paylaştı.

Erdoğan  Ağustos 2017 yılında da  Denizli’de bir seçim gezisinde otobüsten inip “Cesur” isimli köpeği sevdi.

Erdoğan 2015 yılında da şemsiyeyle güvercinleri dürterken objektiflere takılmıştı.

2005 yılında Erdoğan’a Van’da bir kedi hediye edilmişti. Erdoğan Cansu adını verdiği kediyi gazeteci Fatih Altaylı’ya vermişti.

Erdoğan, 2003 yılında açılışını yapmak üzere geldiği Bayrampaşa Şehir Parkı’nda ‘Cihan’ isimli ata binmişti. At huysuzlaşınca  yere düşmüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 2008 yılında Erzurum’da katıldığı toplu açılış töreninde kendisine hediye edilen ‘Hey Dadaş’ isimli ata bineceği açıklanmış ancak törene katılan Erdoğan, atı sevmekle yetinmişti. Erdoğan, 14 yıl sonra 2017 yılında  ata binerek objektiflere poz vermişti.

Diğer yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, zaman zaman sosyal medya hesabında CHP Genel Merkezi’nin maskotu haline gelen kedi Şero ile birlikte hayvanlara yönelik mesajlar verdi.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener,2019 yılında bir sokak kedisini sahiplendi. Akşener  kediye “Şanslı” ismini vererek partisinin genel merkezinde bakımını üstlendi. Akşener, 2018 yılında da miting için gittiği İzmir’de tecavüze uğrayan Cedric isimli kediyi sahiplendi.

Bülent Ecevit’in de evinde kedileri vardı. Ama hayvan hakları yasasının çıkarılması için bir katkı sağlamadı.

Türk siyasi tarihinin renkli simalarında Süleyman Demirel’in de hayvanlarla çok yansıyan görüntüsü olmadı. Oysa siyasete atıldığında lakabı ‘Çoban Sülü’ydü.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder