Yaratılış ağacının en mükemmel meyvesi ve kâinatın küçük bir modeli olan insanın, sonsuz merhamet ve kerem sahibi bir Sanatkâr tarafından hikmetle yaratılarak sevk ve idare edildiğini gösteren sonsuz sayıdaki delillerden birisi de “kan” dediğimiz akışkan maddedir. Adeta bir âb-ı hayat olan kanın yapımı ve muhtevasına ışık tutan son ilmî tespitler, damarların içinde seyyar yıldızlar gibi hareketle akıp giden hücrelerin, birçok hayatî vazifeyi de mükemmel bir şekilde eda ettiklerini göstermektedir.
Kalbin pompalama gücü ile damarlarda dolaşan kanın yapımı, anne karnında ikinci veya üçüncü haftadan itibaren, kuş yumurtalarının sarısı gibi olan vitellüs kesesinde başlar. Sonra sırasıyla karaciğer, dalak, timus bezi ve kemik iliğinde devam eder. Bu vazife doğumdan sonra uzun kemikler, yetişkin dönemde ise kafatası, göğüs kemiği, omurlar ve kalça kemikleri gibi iç kısımları süngerimsi yapıdaki yassı kemikler tarafından yürütülür.
Sağlıklı bir insandaki kan hacmi, yetişkinlerde vücut ağırlığının yaklaşık %7’si, bebeklerde ise %8’i kadardır. Mesela 70 kg ağırlığındaki bir insanda yaklaşık beş litre, dört kg ağırlığındaki bir bebekte ise yaklaşık 0,32 litre kan bulunmaktadır. Kan hacminin %55’i plazma denilen sıvıdan, %45’i ise hücrelerden meydana gelir. Plazmanın %90–95’ini su oluşturur; kalan kısmında ise yağlar, şeker, plazma proteinleri (albumin, globulin, fibrinojen), pıhtılaşma faktörleri, elektrolitler (tuzlar) ve hormonlar bulunur. Kanın %45’ini oluşturan kan hücreleri ise aynı kök hücreden üretildikten sonra belirli farklılaşma süreçlerinden geçerler ve üç farklı hücre olarak kan dolaşımına katılırlar: eritrositler (kırmızı kan hücreleri), lökositler (beyaz kan hücreleri) ve trombositler (kan pulcukları).
Yazının Kaynağı: Çağlayan Dergisi https://caglayandergisi.com/2020/05/01/alyuvarlar-ve-kansizlik/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder