24 Şubat 2019 Pazar

Avrupa, Türkiye ile üyelik müzakerelerini askıya alıyor

Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye Raportörü Kati Piri’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını teklifini kabul etti. Teklif, 7’ye karşı 47 oyla kabul edildi.

Piri, raporunda Türkiye’deki başkanlık sistemini “açıkça otokratik” bir yönetim olarak değerlendirirken, Türkiye’de “demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanlarında ciddi gerileme” olduğu kaydedildi.

AP’nin 12 Mart’ta Strasbourg’daki genel kurul oturumunda tartışılıp, 13 Mart’ta oylanacak taslak kararla ilk defa Türkiye-AB müzakerelerinin askıya alınması tavsiyesinde bulunulmuş olacak.

YOLSUZLUK, BASKI, HAK İHLALLERİ… 

Euronews‘ın aktardığına göre, raporda Türkiye’de önüne geçilemeyen yolsuzluk olayları, insan hakları ihlalleri, Türk istihbarat örgütünün Diyanet İşleri Başkanlığı’nı muhaliflere baskı uygulamak için kullanması, 160 basın kuruluşunun kapatılması, LGBT grupları dahil insan hakları savunucularının haklarının ihlal edilmesi, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın sebepsiz yere hapiste tutulması ve Avrupa Birliği ülkelerine yapılan iltica başvurularının tavan yapması yer alıyor. Ayrıca 2015 yılından bu yana devam eden yeni İstanbul Havalimanı çalışmalarında 38 kişinin hayatını kaybettiği hatırlatılarak bu kapsamda kötü çalışma koşullarını protesto eden kişilerin cezaevine gönderilmesi sert bir dille eleştiriliyor. Türkiye’nin güneydoğusunda yaşanan insan hakları ihlallerine barışçıl çözüm üretilmesi gerektiği ifade ediliyor.

DEMOKRATİK REFORM TALEP EDİLİYOR 

Hollandalı Avrupa Milletvekili Kati Piri’nin kaleme aldığı raporda, Gümrük Birliği’nin yenilenmesine kapıların açık bırakılması gerektiği zira demokratik reformlara yol açabileceği ifade ediliyor.

Raporda OHAL’in fiili olarak devam ettiği, OHAL prosedürlerinin halen yerel idare ve makamlarca devam ettirildiği yer alıyor. İfade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü ve mal edinme özgürlüğü konusunda çok ciddi geriye gidişin olduğu ve bundan endişe duyulduğu belirtiliyor.

150 BİN KİŞİNİN GÖZALTINA ALINMASI RAPORTA

Terör iddiaları sebebiyle 150 bin kişinin göz altına alınması ve 78 bin kişinin tutuklanmasından çok derin endişe duyulduğu ve bu davaların çoğunda kesin kanıt olmadan işlem yapıldığı belirtiliyor.

Raporda Gülen Hareketi ve muhaliflere baskı uygulamak için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türk istihbarat kurumu tarafından kullanılmasının büyük endişeye sebep olduğu ifade ediliyor. Bu durumun Avrupa ülkelerinin egemenlik haklarını ve sosyal düzenini tehdit ettiği belirtilerek bu konuda Avrupa ve üye ülkelerin güvenlik birimleri göreve davet ediliyor.

TUTUKLU VE ŞÜPHELİ YAKINLARINA PASAPORT İPTALİ AVRUPA GÜNDEMİNDE

Pasaportların tutuklu veya şüpheli yakınlarını da kapsayacak biçimde iptallerinden ciddi endişe duyulduğu ifade ediliyor, bu sürecin idari olarak denetlenmesi ve adli olarak desteklenemeyen iptallerin kaldırılması talebinde bulunuluyor.

HUKUKSUZ İNSAN KAÇIRMALARA TAVİZ YOK

Türk Hükümetini’nin 3. ülkelerde Türk vatandaşlarını rahatsız etme, kaçırma, gizli takip ve ihbar hatları açma gibi yöntemleri sert bir dille kınanıyor. İllegal kaçırma operasyonlarından ve 18 ülkeden 101 Türk vatandaşının iadesinden derin endişe duyulduğu ifade ediliyor. İnterpol’ün hiçbir şekilde Türk muhaliflerini, insan hakları savunucularını ve gazetecileri hedeflemek için kullanılamayacağı hatırlatılıyor.

OHAL KOMİSYONU MERCEK ALTINDA

OHAL Komisyonu’nun sadece yüzde 7 olumlu sonuç verdiği ve 81 bin dosyanın hala işlem beklediği hatırlatılıyor. İşten atılan kişinin ve ailesinin üzerinde başta ekonomik olmak üzere çok sert sonuçlar doğurduğu ve adeta sosyal ve profesyonel hayatta damgalandıkları belirtiliyor. Türk hükümetinden bu kişilerin uluslararası hukuk standartlarına uygun şekilde maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilebileceği şekilde bir mekanizmanın kurulması talep ediliyor.

4 BİNDEN FAZLA HAKİM VE SAVCININ İŞTEN ATILMASI…

4 binden fazla hakim ve savcının işten atılmasının hukukun bağımsızlığı ve tarafsızlığına tehdit oluşturduğu belirtiliyor. 570 avukatın da tutuklanmasının savunma ve adil yargılanma hakkına engel olduğu ifade ediliyor.

Sendika üyeliğinin suç delili olarak ele alınmasından derin bir endişe duyuluyor ve bunun ülkede sendikal hakların gelişmesine yönelik ciddi bir engel teşkil ettiği belirtiliyor.

TÜRKLER AB’DEN SIĞINMA İSTEYEN 5’İNCİ GRUP

OHAL’in başlatılmasından bu yana Türk vatandaşlarından gelen sığınma başvurularının çarpıcı biçimde arttığı vurgulanıyor. Avrupa Sığınma Destek Ofisi’ne göre, Türkiye’nin vatandaşları Avrupa Birliği ülkelerine sığınma talebinde bulunan beşinci ülke konumuna yükselmesi endişeye neden olduğu belirtiliyor. Eylül 2018 rakamlarına göre 16 binden fazla iltica başvurusunun hala karara bağlanması gerektiği ifade ediliyor.

YOLSUZLUKLARI AVRUPA UNUTMADI

Türkiye’de yolsuzluğun birçok alanda yaygın olduğu vurugulanıyor ve bir önceki raporda yer alan uyarılar hatırlatılıyor. Yolsuzluk davalarında soruşturma, kovuşturma ve mahkumiyet sicil kaydının, özellikle üst düzey yolsuzluk davalarıyla ilgili olarak zayıf kalmasından endişe duyulduğu belirtiliyor.

Rapor üye ülkelerin, Türkiye’de risk altında bulunan insan hakları savunucularına desteklerini artırmaları gerektiğini belirtiyor. Türkiye’ye İnsan hakları savunucularına yönelik AB kurallarının tam olarak uygulanması için çağrıda bulunuluyor.

Yıllık Türkiye İlerleme Raporu’nun önümüzdeki Mart ayında Strasbourg’da bulunan Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda yapılacak oylamada kabul edilmesi bekleniyor.

kronos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder