AKP’nin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN TÜRK-Kanal D ortak canlı yayınında Hande Fırat ve Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı.
Erdoğan, programda kaçak yapılaşma konusuna değinerek, “En son bir felaket yaşadık Kartal. 3 kat izin almış, 3 kat izni 8 kadar 10 kata çıkarmış. Bu tamamen kaçak yapılaşma. İstanbul’un da Türkiye’nin deTarihi eserler vs. Katar-Türkiye-KİPTAŞ işbirliği ile yıkılıp aslına uygun şekilde inşa edilecek. değişik yerlerinde hepsinde buna benzer kaçak yapılaşmalar var. Bu kaçak yapılaşmalar bizi tehdit ediyor. İstanbul’un deprem bölgelerinde bu sıkıntılar var. Buralar deprem bölgesi, buralarda sıkıntılar var. Büyük depremde faturası ne olur belli değil. Ama ben bundan endişeliyim, korkuyorum” dedi.
‘ENDİŞELİYİM, KORKUYORUM’
Erdoğan kaçak yapılaşma konusunun üzerinde özellikle durdu. Erdoğan bu konuyla ilgili gelen soruya şu yanıtı verdi:
Bizde bir anlayış var. Her evde bir tane otomobil olurdu, şimdi yetmez iki olsun, üç olsun böyle bir anlayış var. Fazla otomobil anlayışı olunca da araç park etmede sıkıntı yaşanıyor. Dikey mimarinin getirdiği anlayışla onların altında otopark oluyor ancak daha önceki yapılaşmalarda apartman altında otopark yok. Sokağa otomobilini park ediyor. En ufak bir yangında itfaiyenin girmesini engelleyen durumlar. En son bir felaket yaşadık Kartal. 3 kat izin almış, 3 kat izni 8 kadar 10 kata çıkarmış. Bu tamamen kaçak yapılaşma. İstanbul’un da Türkiye’nin de değişik yerlerinde hepsinde buna benzer kaçak yapılaşmalar var. Bu kaçak yapılaşmalar bizi tehdit ediyor. İstanbul’un deprem bölgelerinde bu sıkıntılar var. Buralar deprem bölgesi, buralarda sıkıntılar var. Büyük depremde faturası ne olur belli değil. Ama ben bundan endişeliyim, korkuyorum.”
‘ŞU AN ÇOCUKLAR ÇOCUKLUĞUNU YAŞAYAMIYOR’
Erdoğan kaçak yapılaşmayla ilgili sözlerine şöyle devam etti:
Akıllı şehir uygulamasıyla da teknolojiyi insanlarımıza getirelim. Eksikleri tespit ediyoruz. Komşular şu an birbirlerini tanıyor mu, tanımıyor. Şu an çocuklar çocukluğunu yaşayamıyor. Sitenin ortasında bir oyun parkı varsa bu onlar için en büyük zenginlik. Millet bahçeleri bizim tuttu. AK Partili belediyeler hemen başladılar. Bahçenin köşesinde 250-1000 metrekare millet kıraathaneleri yapılıyor.”
‘TARİHİ ESERLER KATAR-TÜRKİYE-KİPTAŞ İŞBİRLİĞİ İLE YIKILACAK’
“Yatay şehirleşmeye öncelik verdik. Süleymaniye’nin etrafı şu anda yenileniyor. Tarihi eserler vs. Katar-Türkiye-KİPTAŞ işbirliği ile yıkılıp aslına uygun şekilde inşa edilecek. Bitince bambaşka olacak. Halk ile birlikte yönetim de bir diğer adım. Karar alınacaksa onlarla birlikte alınacak. İsraftan çok çok uzakta tasarruflu bir belediyecilik. Rüşvet ve suiistimalle değil. Manifestodaki 11 başlık içinde uyguladıklarımız var uygulayamadıklarımız var maalesef. Biz belediyelerimize sürekli uyarılarda bulunmuşuzdur.”
‘BİZ HALKIMIZI ZULME TESLİM EDEMEYİZ’
Erdoğan, “Kayyum atamaları olacak mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
Terörle ilişkisi olmayan seçim kazanmışsa, o insanlara adımımız olmaz. Ama terörle ilişkisi seçim öncesi tespit edilememişse, daha sonra tespit edilirse onu orada tutmayız. Bunu ben değil yasalar söylüyor. Devletten aldığı parayı Kandil’e boca ediyorlar. Biz bu milletin parasını yatırım yapsınlar diye ödüyoruz. Tabi ki kayyumlar atanabilir. Bu kanunun, hukukun verdiği bir haktır. Biz halkımızı zulme teslim edemeyiz. Yerelde beka olmayınca genelde de olmaz. Zillet İttifakı kendi içinde koltuk kavgasında. Bizim böyle bir derdimiz yok. Kayyum atamalarında geç kaldık biz geç. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Bu ülkeyi bölmek isteyenlerle yapılan ittifakı ne tarih ne millet affetmeyecektir.
KILIÇDAROĞLU’NA: NEDEN YENİKAPI’YA GELDİN
Erdoğan 15 Temmuz darbe girişimine ‘kontrollü darbe’ diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yanıt verdi. Erdoğan, “Tutarı hiç olmayan ‘kontrollü bir darbe girişimidir’ diyor. Bu kontrollü bir darbe girişimi ise senin 7 Ağustos’ta Yenikapı’da ne işin var? Neden geldin? Seni o kadar sıkıştırdılar ki Yenikapı’ya geldin. Gece 01.15’te Atatürk Havalimanı’na iniyorum sen ise 23.15’te iniyorsun, ‘FETÖ’ kontrolündeki tanklar içinden geçip Bakırköy’e gidiyorsun. Bay Kemal’in kullandığı bu sözü, ‘FETÖ’ elebaşısı da aynı sözü kullandı. 16 Temmuz’da ‘kontrollü darbe’ dedi, orada kendisi açığa çıktı.
‘SAYIN TRUMP ÖNEMLİ BİR BÜYÜKELÇİMİ GÖNDERİYORUM DEDİ’
Trump ile yapılan görüşme sorulan Erdoğan, “Açıklamada da anladığınız gibi, aramızdaki ikili görüşmelerimiz genel itibariyle olumlu geçmektedir. Bunda da Suriye konusuna gelince, olumlu bir görüşme yaptık diyebilirim. Savunma Bakanımız Washington’daydı. O da görüşmelerini yaptı. Bu görüşmeler ile birlikte iş daha iyi noktaya gelecek. Net bilgileri Sayın Bakan’dan alacağım. 75 milyar dolar hedefimiz de çok çok önemliydi. Patriotlar meselesi… “Sizin döneminizin değil Obama döneminin getirdiği neticedir. O zaman biz talep ettik. Obama Kongre’den bunu halledebilseydi bu noktaya gelmeyecektik.” Kendisi de bana ‘çok haklısınız’ dedi. Trump, Amerika’ya davet etti. Önce ‘ben sizi bekliyorum’ dedim. Tabii öbür tarafta bizim Rusya Federasyonu ile olan ilişkiler olumlu bir şekilde devam ediyor. Şimdi Sayın Trump ile görüşmelerimizde netice alabiliyoruz. Geçmişte bunlar yoktu. Çok önem verdikleri bir ismi Türkiye’ye Büyükelçi olarak atadılar. 1-2 hafta içinde göreve başlayacak. Kendisiyle konuştuğumda, ‘çok önemli bir büyükelçimi gönderiyorum’ dedi. Anlık adımları atma imkanımız olacak. 31 Mart’tan sonra belki ben bir Washington ziyareti yapma durumum olabilir. Belki kendisi Türkiye’ye ziyarette bulunabilir. Bu konular bizim için önem arzediyor. 75 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmamız, Rusya ile 100 milyar dolar hedefimiz sıradan olaylar değil. Bu adımları atarak iyi bir konuma geleceğiz” dedi.
‘LİDER KONUMUNDAKİ ‘FETÖ’CÜLERİ DE TOPARLIYORUZ’
Gülen hakkında ise Erdoğan, “Şu an itibariyle bize net ulaşan bir şey yok. Biz tabi elimize geçen belgeyi ABD’ye ulaştırıyoruz ve takipçisiyiz. ABD dışındaki ülkelerde de takibini yapıyoruz. Öncü lider konumundaki ‘FETÖ’cüleri de toparlıyoruz. Yargılanmaları devam ediyor” dedi.
AB SÜRECİ: MİLLETİME GİDERİM
AB süreci sorusu yöenletilen Erdoğan, “Her şeyden önce Avrupa Parlamentosu’nun almış olduğu bu kararın bir kıymet-i harbiyesi yoktur. AB büyük bir kriz içerisinde. İlk adım Brexit’ti. Bunu diğerleri takip edecek gibi. Ortada bir boşluk var. Diğer ülkelerde de sıkıntılar var. AB kurumları da bu krizden etkileniyor. AB’nin şuanda Avrupa’ya bile faydası yok. Dünya 5’ten büyüktür diyoruz ya… AB bunu yakalayamadı. Avrupa da AB’den büyüktür. Bunu bir defa bilmemiz gerekiyor. ‘Türkiye’yi neden almıyorsunuz’ dediğimizde, ’81 milyon nüfusunuz var’ diyorlar. Dilinizin altındaki baklayı çıkarın, çıkarmıyorlar. Bunu bir zamanlar Fransa Dışişleri Bakanı’ndan dinledim. ‘Siz Müslümansınız sizi AB’ye almazlar’ dedi, bu kadar açık. O günden bu güne de devamlı oyalama, devamlı oyalama. Bizim de bir B, bir C planımız olmak zorunda. Hâlâ aynı şeyleri yapıyorlar. İşi sürüncemede tutuyorlar. Olur ya da olmaz… Türkiye AB’ye her şeyiyle bağlı konumda değil. Bugün de aynı kafadayım; Kopenhag olmazsa Ankara kriterleri olur. Milletime giderim ‘devam’ mı diyor, devam. ‘Tamam’ mı diyor, tamam. ‘Ben AB üyesiyim’ diyen ülkelerin birçoğunda bizim izlerimiz var” diye cevap verdi.
KAŞIKÇI CİNAYETİ: BUNLAR DÜNYAYI ENAYİ ZANNEDİYOR
Erdoğan gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonlosluğu’nda öldürülmesi hakkında ise, “Kasetleri herkese dinlettik. Burada ortak bir eylem var. Bu ortak eylemin talimatını veren kim? Bunun ortaya çıkması lazım. Hatta Dışişleri Bakanları. Şimdi görevden alındı. ‘Yerli işbirlikçi ile yapıldı’ dedi. Yahu bu nasıl iş ki, dışarıda nişanlısı bekliyor, Cemal Kaşıkçı arka kapıdan çıkıp gidiyor. Bunlar dünyayı enayi zannediyor. ‘Ben kesmeyi çok iyi bilirim’ diyen bir ahlâksız var orada. Adli Tıp’çıymış kendisi. Bunu Veliaht Prens bilmeyecek de kim bilecek? Talimat veren isim belli. ABD’den gelen heyet bile kararı adeta kendi aralarında vermiş konumunda. Ama konuşamıyorlar. BM’den gelenlere, CIA’den gelenlere bunları dinlettik. Biz ortadayız her şeyimizle bunu söylüyoruz. Şimdi Suudi Arabistan, Türkiye ile olan ilişkilerini farklı bir noktaya götürüyor. Her zaman bizi bir sözümüz var; Abdestinden şüphesi olmayanın, namazından şüphesi olmaz. Senin kendinden şüphen yoksa ne korkuyorsun? Açıkça çık ortaya. Sağa sola dolar, petrol dağıtmakla bu iş çözülmez” diye konuştu.
YENİ ASKERLİK SİSTEMİ
Erdoğan yeni askerlik sistemi hakkında, “Tarih vermeyeyim de… Yakın. Seçim sonrasına kalır. Savunma Bakanımız yurtdışında. O da gelecek. Yarın Meclis Başkanlığı seçimi var. O turlar bitince, yarın 17.00 gibi biter diye düşünüyoruz. Sayın Bahçeli zaten bu noktada açıklamasını yaptılar. Biz de gerekli çalışmalarımızı yaptık” dedi.
‘SİSİ İLE ASLA GÖRÜŞMEM’
Erdoğan, ‘Mısır Devlet Başkanı Sisi ile görüşür müsünüz?’ sorusuna ‘asla görüşmem’ dedi. Erdoğan, “Dünyada darbecilere karşı olduğunu söyleyenler, Mursi’yi darbe ile indiren Sisi’ye karşı koydular mı? Tam aksine kırmızı halılar ile karşıladılar. Bizdeki 15 Temmuz darbe girişiminin de bunlar arkasındaydı bu ülkeler. Mursi %52 oy ile gelmişti, indirdiler, faturayı farklı bir şekilde kestiler. Mursi arkadaşlarıyla cezaevindeler. Batı ülkeleri darbecileri desteklemeye devam ediyorlar. Bu bir defa insanlık suçudur. Sayısal olarak baktığımızda Sisi göreve geldikten sonra 42 kişiyi idam ettiler ve en son bu 9 genci idam ettiler. Bu yenilir yutulur bir şey değildir. Af Örgütü netice alamadı. Bizde cezaevinde olduklarında kıyameti koparıyorlar, halbuki bizde idam yok. 9 genç idam edildi. Batı’nın sesini duyuyor musunuz? Hele hele bir gencin ifadesi çok dokunaklı. Hakime söylüyor, ‘Eğer bana verilen elektrik, sana verilseydi Enver Sedat’ları sen çoktan idam ederdin’ diyor. “Bana verilen elektrik Mısır’ı 20 yıl aydınlatırdı” diyor. Şimdi şu gencin halini bir düşünün yahu. Bu genç bu şekilde idam ediliyor. Bu ne biçim işkencedir yahu. Böyle bir işkence yapılan insan ondan ne istersen konuşur. ’20 yıl Mısır’ı aydınlatır’ diyor. ‘Sana bu elektrik verilseydi nice Enver Sedat’ları aynı şekilde götürürdün.’ diyor.
Tayyip Erdoğan neden Sisi ile görüşmüyor diyenlere cevap veriyorum… Aracı olanlar oluyor, geliyor zaman zaman… Ben böyle bir kişiyle asla görüşmem. Her şeyden önce onun genel af ile içerideki tüm bu insanları serbest bırakması lazım. Serbest bırakmadığı sürece de biz Sisi ile görüşemeyiz. Görüşenler de tarihte farklı bir şekilde değerlendirilecektir. Mısır halkı bizim canımız ciğerimizdir, ama kendisi asla” ifadelerini kullandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder