31 Ağustos 2021 Salı

17-25 Aralık’a sarılan AKP muhaliflerinin iki yüzlü tavrı

Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili itirafları yeniden gündeme oturdu. AKP muhalifleri, yeniden iktidarın yolsuzluklarını ortaya çıkaran tarihi operasyona sarıldı. Ancak muhalefet AKP’lilerin ayakkabı kutularındaki paralarını ortaya çıkaran polis ve savcıların hepsinin cezaevinde olduklarını bilmezden, görmezden ve duymazdan gelmeye devam ediyor.

BOLD ANALİZ – 17 Aralık 2013 sabahı NTV canlı yayınına bağlanan eski Bakan Erdoğan Bayraktar, “Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapıldı. Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletime saygılar sunuyorum” demişti. Bu açıklamalarından sonra dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın hedefi haline gelmişti.

YÜCE DİVAN YOLUNU KAPATANLAR ŞİMDİ GÜNAH ÇIKARIYOR

7 yıl sonra yine sahneye çıkan Bayraktar, “Dosyamdaki konuşmaları, teknik takipleri kabul ediyorum. Reis beni hırsız çuvalının içine koydu ve attı” dedi. Tanık olarak da Cemil Çiçek’i gösterdi. Bayraktar’ın işaret ettiği 17-25 Aralık döneminin TBMM Başkanı, şimdiki Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek de günah çıkarma yolunu seçti: “Bu dosyalar Yüce Divan’a gitmeliydi. Gitseydi ve bir karar çıksaydı, bugün bunlar konuşulmazdı. Yüce Divan’da müspet ya da menfi bir karar çıkacaktı ve daha sağlıklı sonuçlanacaktı.” dedi. TBMM başkanıyken 4 bakanın Yüce Divan’a gitmesi için kılını kıpırdatmayan Cemil Çiçek, şimdi sorumluluğu üzerinden atma telaşına düştü.

YANA YANA POLİS VE SAVCI ARAYAN MUHALEFET

Her fırsatta 17-25 Aralık operasyonuna atıf yapan muhalefet partilerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve gazetecilerin iki yüzlü tavrı da devam ediyor. Muhalefet, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu yapan savcı ve polislerin görevden alınmasına ‘paralelciydiler’ yalanıyla onay verdi. AKP muhalifleri şimdi Erdoğan’ın kurduğu tek adam rejiminde yaptığı hukuksuzluklar için “Bunları soruşturacak polis ve savcı yok mu?” diye kampanyalar düzenliyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ödediği vergilerin hesabını sormak için yana yana aradıkları polis ve savcıların cezaevlerinde çürüdüğünü, sürgünlerde hayatta kalmaya çalıştığını bilmezden, görmezden ve duymazdan gelmeye devam ediyor.

Sadece polisler değil, bir kısmının eşleri, çocukları, kardeşleri de tutuklandı. Anadolu Atayün’ün, Yakup Saygılı’nın, eski Mali Şube Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy’un, Emniyet Amiri Kürşat Durmuş’un, Emniyet Amiri Said Gök’ün, eski İstanbul İstihbarat Şube müdürlerinden Mesut Yılmaz’ın eşleri de tıpkı kendileri gibi tutuklandı. 6 yıldır hapiste olan eski TEM müdürü Ömer Köse’nin eşi Semra Köse de üç gün önce hapse gönderildi.

Bütün bunlar yaşanırken Erdoğan gemisini yürütüyor. AKP muhalifleri ise Erdoğan’ın ortaya attığı “paralelci, fetöcü” iftiralarıyla oyalanıyor.

Bakanları en çok Yüce Divan’a gönderen hükumet AKP oldu

17-25 Aralık’a sarılan AKP muhaliflerinin iki yüzlü tavrı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder