24 Şubat 2019 Pazar

Başımdan Kaynar Sular Dökülmüştü Sanki…

 

15 Temmuz günü mağdur olan öğretmenlerden biriyim. Çalıştığım kurumdan tatilimi yapmak üzere yola çıktığımda tarihler 30 Haziranı gösteriyordu. Çocuklarımla beraber memlekette anne babamızın yanında köyümüzde bulunurken 15 Temmuz akşamı televizyonda darbeden bahsetmeye başladılar. Herkes gibi ben de bir anlam veremedim olanlara. İlerleyen saatlerde devlet erkanı darbe olduğunu ve bir sivil toplum kuruluşunun yaptığını söyleyince hedef haline gelen bir insan oldum.

Başımdan kaynar sular dökülmüştü sanki. Etrafımızdaki herkes önce ne olduğunu anlamaya çalıştı. Sonrasında psikolojik ve sözlü saldırılar başladı. Bir anda hem işsiz kaldım hem köyüme hapsoldum hem de hain durumuna düştüm. Akrabalarımız birer ikişer sıkıştırmaya geldikçe benim ve çocuklarımın morali altüst oldu. Eşim için artık ağlamak çok sıradan bir şey oldu.

Televizyonlar ve gelen insanlar tutuklanmadan bahsettikçe, tutuklananların işkence gördüğünü, dayak yediğini duydukça ödümüz koptu. Artık ne köyden çıkabiliyor ne kimseyi arayabiliyor ne de ne yapacağımızı bilebiliyorduk. Her gelen araba beni götürmeye geldi fobisine tutuldum. Akrabalarım beni istememeye başladı. Sanki ben tankı sürmüşüm sanki ben insanları öldürmüşüm gibi davranıyorlardı bana.

İşimizi de kaybettiğimiz için ekonomik olarak çöktüm. Çalıştığım şirkete el konduğu için hiçbir alacağımı alamadım ve altı kişilik aile baba evinde kalmak zorunda kaldık. Mecburiyetten memlekette kalma kararı verdik. Evimi memlekete taşımam gerekiyor ama gitmeye korkuyoruz. Acaba tutuklanır mıyım, saldırıya uğrar mıyım, eşyalarıma el konur mu? Bunun gibi birçok endişe verici soru arasında aylarca evimi taşıyamadım. Sonrasında kardeşim evimi bir kamyona yükleyip getirdi. Ben de evimi satışa çıkardım. Daha bunlarla uğraşırken bir duyduk ki malımıza tedbir konmuş ve satamıyoruz.

Ekonomik olarak nefret suçuna maruz kalıyordum. Memlekette bir iş bulmak umuduyla bütün özel eğitim kurumlarını dolaştım ama çalıştığım yeri duyan kapıyı yüzüme kapattı. Aylar sonra biri çalışmamı kabul etti. Çalışmaya başladım ama bu sefer de mesai arkadaşlarımın baskısını yaşıyorum. Mecbur olmasam bir dakika bile durmam duramam burada. Çocuklarım nerdeyse her gün kendi arkadaşlarının dışlamasına maruz kalıyorlar. Arkadaşlarımın her gün evleri basılıyor ve birer ikişer gözaltına alınıyorlar. Bu korku ve panik havasını bir türlü üzerimden atamıyorum. Çocuklarıma ve eşime sakın çalıştığım kurumdan bahsetmeyin yoksa beni de tutuklarlar diyorum.

Anlayacağınız şu an ne can ne de mal güvenliğim var. Hala yolda yürürken sürekli arkama ve etrafıma bakıyorum biri takip ediyor mu diye. Ne olur bu çaresizliğime kulak verin. Ben ve benim gibi olan binlerce insanın çağrısını duyun!!!



Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/02/25/basimdan-kaynar-sular-dokulmustu-sanki/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder